Blog
31 Temmuz 2025

Üniversite İçin Güneş Paneli Kurulumu

İçindekiler

Üniversite için güneş paneli kurulumu nedir?

Üniversite için güneş paneli kurulumu, bir üniversite kampüsünün kendi elektrik enerjisini üretmek amacıyla binalarının çatılarına, otoparklarına veya kampüs arazisine güneş panelleri (fotovoltaik sistemler) yerleştirmesi ve bir Güneş Enerjisi Santrali (GES) oluşturması anlamına gelir. Bu sistemler, güneş ışığını doğrudan elektrik enerjisine çeviren fotovoltaik panellerden oluşur. Güneşten üretilen elektrik, üniversitenin elektrik şebekesine entegre edilerek kampüs içindeki tesislerin enerji ihtiyacını karşılar. Bu sayede üniversiteler, şebekeden aldıkları elektriğin bir bölümünü veya tamamını kendileri üretebilir.

Güneş paneli kurulumu, genelde lisanssız elektrik üretimi kapsamında yapılır. Türkiye’de 12 Mayıs 2019 tarihli yönetmelik uyarınca mesken aboneleri çatılarında 25 kW’a, ticari ve sanayi aboneleri ise 5 MW’a kadar lisanssız güneş santrali kurabilirler. Üniversiteler de tüzel kişilik olarak bu kapsama girer. Bu kurulumlar “öz tüketim” amacıyla yapılır; üretilen enerji önce üniversite içinde kullanılır, fazla üretim olursa şebekeye verilebilir. Sonuç olarak, üniversite için güneş paneli kurulumu ifadesi, üniversitenin kendi elektriğini üretmek için güneş enerjisi sistemleri kurma sürecini tarif eder. Bu kurulum, üniversitenin enerji altyapısına kalıcı bir yenilenebilir enerji kaynağı entegre etmek anlamına gelir.

Üniversite için güneş paneli kurulumu neden önemlidir?

Günümüzde üniversiteler için güneş paneli kurulumu hem ekonomik hem de çevresel açıdan büyük önem taşımaktadır. İlk olarak, kendi enerjisini üretmek üniversitelere enerji maliyetlerinde tasarruf imkânı sağlar. Birçok üniversite kampüsü, güneş enerjisi sistemi kurarak tükettiği elektriğin önemli bir kısmını yenilenebilir enerjiden karşılamakta ve böylece elektrik faturalarını düşürmektedir. Örneğin, Türkiye’de farklı üniversiteler güneş panelleri sayesinde ihtiyaç duydukları elektriğin %50-100’ünü karşılayarak bütçelerine katkı yapmaktadır.

İkinci önemli nokta çevre dostu ve sürdürülebilir kampüs hedefidir. Güneş enerjisi, fosil yakıtların aksine karbon emisyonu yaratmaz ve yenilenebilir, temiz bir kaynaktır. Üniversitelerin kendi temiz enerjilerini üretmeleri, ülkenin yıllık elektrik üretimine çevre dostu bir katkı sunar. Bu durum hem üniversitenin karbon ayak izini azaltır hem de öğrencilere ve topluma çevre bilinci konusunda örnek olur. YÖK Başkanı’nın açıklamasına göre sürdürülebilir ve enerji verimli kampüsler oluşturmak, üniversitelerin stratejik hedefleri arasına girmiştir ve bu yöndeki projeler teşvik edilmektedir.

Ayrıca güneş paneli kurulumları, üniversiteleri olası enerji fiyat artışlarına karşı korur ve enerji arz güvenliğini artırır. Kendi kendine yeten kampüsler, dış şebekeye bağımlılığı azaltarak acil durumlarda bile kritik tesislerin elektrik ihtiyacını karşılayabilir. Bu nedenlerle, üniversite için güneş paneli kurulumu hem finansal sürdürülebilirlik hem de çevresel sorumluluk açısından büyük bir öneme sahiptir.

Üniversite için güneş paneli kurulumu avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Üniversite kampüslerinde güneş paneli kurulumu yapmanın çeşitli avantajları vardır:

  • Maliyet Tasarrufu: Kurulum sonrasında güneş enerjisiyle üretilen elektrik, üniversitenin şebekeden satın alacağı elektriği azaltır. Bu da uzun vadede ciddi bütçe tasarrufu anlamına gelir. Örneğin, yenilenebilir enerji sistemleri sayesinde üniversiteler elektrik maliyetlerini düşürebilmektedir.
  • Çevre Dostu Enerji: Güneş panelleri, enerji üretirken karbon salınımı yapmaz. Fosil yakıtlara kıyasla karbondioksit salımını azaltır, hava kalitesini korur ve iklim dostudur. Bu sayede üniversitenin karbon ayak izi küçülür.
  • Yenilenebilir ve Sürekli Kaynak: Güneş enerjisi yenilenebilir bir kaynaktır ve güneş panelleri 25 yıl veya daha fazla süre verimli şekilde çalışabilir. Güneş kaynağı uzun yıllar tükenmeyeceği için sürdürülebilir bir enerji çözümüdür.
  • Eğitimsel Faydalar: Güneş enerjisi sistemleri, mühendislik ve fen bilimleri öğrencileri için kampüs içinde canlı bir laboratuvar işlevi görebilir. Üniversitenin sürdürülebilirlik imajını güçlendirerek öğrencilere ve topluma çevre bilinci aşılar.

Bununla birlikte bazı dezavantajlar ve zorluklar da vardır:

  • Yüksek İlk Kurulum Maliyeti: Güneş paneli sistemlerinin başlangıç yatırım maliyeti yüksektir. Büyük çatı veya arazi GES projeleri için milyon TL mertebesinde bütçe gerekebilir. Ancak maliyetler son yıllarda düşme eğilimindedir ve uzun vadeli tasarruf ile dengelenir.
  • Yer ve İklim Bağımlılığı: Güneş panellerinin verimi, kurulum bölgesinin güneşlenme süresine ve hava koşullarına bağlıdır. Bulutlu veya yağışlı bölgelerde enerji üretimi düşer. Ayrıca paneller için geniş uygun çatı veya arazi alanı gerekli olduğundan yer kısıtı olabilir.
  • Bakım ve Temizlik İhtiyacı: Güneş panelleri genelde düşük bakım gerektirse de periyodik temizlik (toz, kir birikimi için) ve ekipman kontrolleri yapılmalıdır. İyi bakım yapılmazsa verim bir miktar düşebilir.
  • Depolama ve Gece Üretiminin Olmaması: Güneş enerjisi geceleri üretim yapmaz. Eğer üniversitenin gece tüketimi yüksekse, enerjiyi depolamak için akü sistemleri gerekebilir ki bu ek maliyet demektir. Ancak çoğu üniversite, şebeke bağlantısıyla gece ihtiyaçlarını şebekeden alır.

Genel olarak avantajlar, dezavantajlardan ağır basmaktadır. Doğru planlama ile üniversiteler, güneş paneli kurulumundan maksimum fayda elde edebilirler.

Üniversite için güneş paneli kurulumu nasıl yapılır?

Üniversite için güneş paneli kurulum süreci, bir dizi mühendislik, idari izin ve inşaat adımını içerir. Öncelikle ihtiyaç analizi ve fizibilite çalışması yapılır. Bu aşamada üniversitenin yıllık elektrik tüketimi, uygun çatı veya arazi alanları, güneşlenme süresi ve yatırım bütçesi değerlendirilir. Uzmanlar tarafından kampüsteki binaların çatılarının durumu incelenir; taşıma kapasitesi ve güneş alma açıları analiz edilir. Aynı şekilde kampüs arazisinde GES kurulacaksa arazi etüdü gerçekleştirilir (arazinin eğimi, gölgelenme durumu vb. incelenir).

Fizibilite uygun bulunduğunda projelendirme yapılır. Elektrik mühendisleri, güneş enerji santralinin tasarımını hazırlar: Panel sayısı ve gücü, inverter kapasitesi, kablolama, koruma elemanları ve bağlantı noktaları belirlenir. Bu projeler, ilgili dağıtım şirketinin onayına sunulur. Türkiye’de lisanssız GES kurulumları için dağıtım şirketinden “Çağrı Mektubu” almak gerekir. Bu, tesisin şebekeye bağlanabileceğine dair ön izindir. Ardından uygulama projeleri çizilip dağıtım şirketinden onay alınır.

İzinler tamamlandığında saha kurulumu başlar. Montaj aşamasında, öncelikle panel taşıyıcı konstrüksiyonlar çatıya veya zemine sabitlenir. Ardından fotovoltaik paneller yerleştirilip seri/paralel elektrik bağlantıları yapılır. Inverter (evirici) cihazları kurularak panellerden gelen doğru akım elektriği şebeke uyumlu alternatif akıma çeviren sistem devreye alınır. Tüm panellerin invertere ve ana panoya bağlantıları uzman elektrikçilerce gerçekleştirilir. Koruma amaçlı şalt ekipmanları, kesiciler, sigortalar ve topraklama sistemleri kurulup test edilir.

Kurulum tamamlandıktan sonra, dağıtım şirketi ile geçiş kontrolü ve sistemin devreye alınması yapılır. Yetkili mühendislerce son kontroller yapılıp sistem şebekeye paralel çalışmaya başlar. Böylece üniversite, kurulan güneş enerjisi santralinden elektrik üretmeye başlar. Kurulum süreci sonunda, üretilen elektrik üniversitenin iç şebekesine entegre şekilde, önce öz tüketimde kullanılacak şekilde ayarlanır.

Özetle, üniversite için güneş paneli kurulumu doğru planlama, uygun proje tasarımı, gerekli izinlerin alınması ve uzman ekiplerce yapılan montaj adımlarının bütünüyle hayata geçirilir. Her aşamada ilgili mevzuata ve mühendislik standartlarına uyulması güvenli ve verimli bir kurulum için kritik önem taşır.

Üniversite için güneş paneli kurulumu için gereken teknik şartlar nelerdir?

Güneş paneli kurulumunun başarılı olması için bazı teknik şartlar ve ön koşullar sağlanmalıdır:

  • Uygun Çatı veya Arazi Yapısı: Çatılara kurulacak paneller için çatı statik olarak ek yükü taşıyabilecek durumda olmalıdır. Çatının yapısı sağlam, su yalıtımı uygun olmalı ve panel montajına elverişli genişlikte düzlem alanlar bulunmalıdır. Arazide kurulacaksa, arazi tarıma elverişli olmamalı ve mümkünse gölgelenme yapmayacak şekilde açık olmalıdır. Ayrıca arazinin eğimi güneye doğru veya yatay olmalı ki paneller optimum açıyla yerleştirilebilsin.
  • Güneş Alma Süresi ve Açı: Kampüsün bulunduğu bölgenin güneşlenme süresi (günlük ortalama güneşli saatler) kurulum verimini etkiler. Türkiye’nin çoğu bölgesi güneş enerjisi için elverişlidir; ancak panellerin güney yönüne bakması ve yaklaşık 30-40° eğimle yerleştirilmesi verimi artırır. Binaların veya ağaçların gölge yapmaması gerekir.
  • Elektrik Altyapısı Uygunluğu: Üniversitenin elektrik altyapısı, üretilecek elektriği güvenle taşımaya uygun olmalıdır. Mevcut trafoların kapasitesi, iç tesisatın dayanıklılığı değerlendirilmelidir. GES bağlantısı genellikle kampüsün ana dağıtım panosuna veya trafo merkezine yapılır, bu noktaların da projeye uygunluğu şarttır.
  • İnverter ve Ekipman Kapasiteleri: Seçilecek inverter(ler) üniversitenin kuracağı panel gücüne uygun kapasitede olmalıdır. Inverter, üretilen enerjiyi senkronize biçimde şebekeye vereceği için şebeke frekansı ve gerilim toleranslarına uygun, standartlara uygun cihazlar olmalıdır. Ayrıca DC/AC kablolama, sigortalar, ayırıcılar, yıldırımdan korunma ve topraklama sistemleri gibi tüm teknik ekipman projeye göre boyutlandırılmalıdır.
  • Şebeke Bağlantı Kriterleri: Dağıtım şirketinin belirlediği bağlantı şartlarına uyulmalıdır. Örneğin, kurulum gücü üniversitenin bağlantı anlaşmasındaki sözleşme gücünü aşmamalıdır. Şebekeye paralel çalışma için gerekli röle ayarları (koruma röleleri, ters güç röleleri vs.) yapılmalıdır.
  • Standartlar ve Kalite: Kullanılan güneş panelleri IEC 61215 ve IEC 61730 gibi uluslararası standartlara uygun olmalı, invertör ve diğer ekipmanlar da CE belgesine sahip olmalıdır. Kaliteli ekipman hem verimi yüksek tutar hem de uzun ömür sağlar.

Bu teknik şartların sağlanması, kurulan güneş enerjisi sisteminin güvenli, verimli ve uzun ömürlü olmasını temin eder. Proje aşamasında mühendislik hesaplarının titizlikle yapılması ve uygulamada kalite standartlarına uyulması bu nedenle çok önemlidir.

Üniversite için güneş paneli kurulumu için gerekli izinler ve başvuru süreci nedir?

Üniversite kampüsünde güneş paneli kurulumu yapmadan önce belirli izinlerin alınması ve resmi başvuru süreçlerinin tamamlanması gerekir. Türkiye’de lisanssız elektrik üretimi kapsamında yapılacak bir GES için ilk adım ilgili elektrik dağıtım şirketine başvurmaktır. Üniversitenin bulunduğu bölgedeki dağıtım şirketine, planlanan güneş santralinin kurulu gücünü ve teknik detaylarını içeren bir başvuru dosyası sunulur. Bu dosyada tek hat şeması, tesis yeri bilgileri, üniversitenin tüketim abonelik bilgileri gibi belgeler yer alır.

Dağıtım şirketi başvuruyu teknik değerlendirmeye tabi tutar. Eğer şebeke kapasitesi uygunsa ve mevzuata aykırı bir durum yoksa, dağıtım şirketi Çağrı Mektubu adı verilen onayı verir. Çağrı mektubu, üniversitenin belirtilen kapasitedeki güneş enerjisi sistemini belirtilen noktadan şebekeye bağlayabileceğini onaylar. Bu onay belli bir süre için geçerlidir ve bu süre içinde üniversitenin projeyi gerçekleştirmesi beklenir.

Çağrı mektubu alındıktan sonra, üniversite proje onayı için tekrar dağıtım şirketine ayrıntılı uygulama projelerini sunar. Elektrik projesi, statik proje (çatı için) gibi belgeler dağıtım şirketi ve TEDAŞ tarafından incelenir. Gerekirse düzeltmeler yapılır ve nihai onay alınır. Ayrıca kurulacak sistemin bir elektrik mühendisince onaylı projesi ile birlikte belediye veya ilgili kamu kurumlarından yapısal izinler (özellikle araziye kuruluyorsa inşaat izni, imar durumu) alınabilir. Çatı üzeri kurulumlarda genelde ek inşaat izni gerekmese de, üniversite binaları kamu yapısı ise resmi kurum iç onayları alınmalıdır.

Kurulum tamamlandıktan sonra geçici kabul (geçici kabule esas tutanak) süreci başlar. Dağıtım şirketi yetkilileri saha incelemesi yaparak, sistemin projeye uygun kurulup kurulmadığını ve güvenli biçimde çalıştığını kontrol eder. Her şey uygunsa, sisteme şebekeye bağlanma izni verilir ve çift yönlü sayaçlar takılarak mahsuplaşma mekanizması devreye alınır.

Özetle gerekli izinler: dağıtım şirketinden çağrı mektubu ve bağlantı anlaşması, proje onayı (TEDAŞ/EDAŞ), gerekiyorsa belediye/imar izni ve sonunda işletmeye alma onayıdır. Ayrıca kurulum sonrası Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’na bilgi amaçlı kayıt yapılması gerekebilir. Tüm bu süreçler, Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği çerçevesinde yürütülür ve üniversite, ilgili kurumlarla koordinasyon içinde olmalıdır.

Üniversite için güneş paneli kurulumu için gerekli izinler ve başvuru süreci nedir?

Üniversite için güneş paneli kurulumu için gerekli izinler ve başvuru süreci nedir?

Üniversite için güneş paneli kurulumu ile ilgili yasal düzenlemeler ve yönetmelikler nelerdir?

Türkiye’de üniversitelerin güneş paneli kurulumunu düzenleyen temel mevzuat, Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği’dir. Bu yönetmelik ilk olarak 2013’te yürürlüğe girmiş, 12 Mayıs 2019 tarihinde 30772 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan düzenlemeyle güncellenmiştir. Yönetmeliğe göre üniversite gibi tüzel kişiler, öz tüketim amaçlı yenilenebilir enerji tesislerini lisans alma zorunluluğu olmadan kurabilirler. Bu kapsamdaki başlıca şartlar şunlardır:

  • Kapasite Sınırları: Lisanssız üretim yönetmeliği uyarınca, aboneler bağlantı anlaşmasındaki sözleşme gücüne kadar güneş enerjisi kurabilirler. Mesken aboneleri için 25 kW sınırı bulunurken, ticarethane/sanayi (üniversiteler bu kategoriye girer) aboneleri için üst sınır 5 MW olarak belirlenmiştir. Ancak öz tüketim amacıyla kurulacak ve şebekeye ihtiyaç fazlası çok az enerji veren tesislerde fiilen daha yüksek kapasiteler de değerlendirilebilir. Lisanssız üretimde 5 MW üzeri projeler, yönetmelik gereği parçalanarak kurulamaz; aksi takdirde lisanslı üretim kapsamına girer.
  • Mahsuplaşma ve Satış: Yönetmelik, lisanssız üreticilerin aylık bazda ürettikleri elektriği tükettikleri elektrikle mahsuplaştırmalarına imkân tanır. Ay sonunda üretim tüketimden fazlaysa, fazlalık enerji dağıtım şirketine satılır. Satış bedeli, EPDK tarafından belirlenen piyasa takas fiyatı veya YEKDEM tarifesi üzerinden ödenir. 2021 itibarıyla lisanssız GES’lerde ihtiyaç fazlası enerjinin satış fiyatı, bağlı bulunulan abone grubunun elektrik tarifesine endekslenmiştir (örneğin ticarethane tarifesi).
  • Teknik Standartlar ve Şartlar: Yönetmelik ve ilgili teknik tebliğler, güneş santralinin bağlantı esaslarını tanımlar. Örneğin, koruma rölelerinin ayarlarından, güç kalitesi limitlerine kadar pek çok husus TEİAŞ ve dağıtım kodu mevzuatında belirtilmiştir. Ayrıca AG/OG bağlantı şartları, reaktif güç kontrolü (2022’de getirilen şartlar ile lisanssız tesislerin şebekeye belirli reaktif destek sağlaması zorunluluğu) ve acil durumlarda sistemin güvenli kapanmasına dair düzenlemeler mevcuttur.
  • Çevre ve Arazi Kullanımı: Lisanssız GES projelerinde çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) belirli bir kapasiteye kadar aranmaz. Ancak 1 MW ve üzeri arazi kurulumlarında genellikle ÇED muafiyet yazısı alınır. Tarım arazilerinin kullanımı konusunda da Tarım Bakanlığı’nın yönetmeliklerine uyulmalıdır; tarıma elverişli alanlarda GES kurulumu için özel izin gerekebilir.

Bunların yanı sıra, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Desteklenmesine İlişkin Kanun (YEK Kanunu) güneş enerjisi projelerine teşvik mekanizmaları sunmuştur. Her ne kadar yeni YEKDEM başvuruları 2021 sonrası lisanssızlar için kapanmış olsa da, mevcut lisanssız projeler piyasa fiyatlarından satış yapabilmektedir. Üniversitelerin GES kurması, kamu kurumları için ayrıca desteklenmekte; 2022’de EPDK ve Enerji Bakanlığı, kamu kuruluşlarının kendi elektriğini üretmelerini kolaylaştırıcı düzenlemeler yapmıştır.

Özetle üniversiteler, lisanssız üretim yönetmeliği kapsamında 5 MW’a kadar öz tüketim GES kurabilir, mahsuplaşma usulüne tabi olur ve ilgili teknik standartlara uymak zorundadır. Bu yasal çerçeve, projelerin güvenli ve şebeke uyumlu şekilde gerçekleşmesini sağlamaya yöneliktir.

Üniversite için güneş paneli kurulumu maliyeti ne kadardır?

Güneş paneli kurulum maliyeti, projenin büyüklüğüne (kurulu güce), kullanılan ekipmanların kalitesine ve kurulumun yapılacağı fiziki koşullara göre değişir. Genel olarak maliyet hesabı, Watt başına maliyet şeklinde yapılır. 2025 yılı itibarıyla Türkiye’de orta ölçekli kaliteli bir güneş enerjisi sisteminin kurulum maliyeti kabaca watt başına 0,5 ila 0,6 ABD Doları civarındadır. Bu da 1 kW (1000 W) için 500-600 $ anlamına gelir. Kur değişimine bağlı olarak TL karşılığı değişse de, örneğin 100 kW’lık bir çatı GES projesinin maliyeti yaklaşık 50-55 bin dolar olarak belirtilmektedir (2024 yılı verisi). Bu tutar güncel kur ile milyon TL mertebesine denk gelmektedir.

Daha büyük sistemlerde birim maliyet bir miktar düşebilir. Örneğin 1 MW (1000 kW) büyüklüğünde bir arazi GES kurulumunda birim maliyet belki 0,4-0,5 $/W seviyelerine inebilir. 1 MW’lık bir projenin toplam maliyeti 2024-2025 için 400-500 bin dolar bandında öngörülebilir. Bu tutara tüm paneller, inverterler, montaj malzemeleri, işçilik, proje giderleri ve bağlantı maliyetleri dahildir.

Maliyet kalemlerini açarsak: solar paneller toplam maliyetin önemli bir kısmını oluşturur. Ayrıca inverter cihazları, panel montaj konstrüksiyonları, kablolama ve elektrik ekipmanları (şalter, sigorta, topraklama malzemesi vb.) maliyete dahildir. İşçilik ve mühendislik-proje hizmetleri de bir diğer kalemdir. Çatı projelerinde konstrüksiyon ve işçilik maliyeti biraz artabilir (çatıya erişim ve sabitleme zorlukları nedeniyle). Arazi projelerinde ise arazi düzleme ve güvenlik çevrelemesi gibi ek işler olabilir.

Unutulmaması gereken nokta, maliyetlerin döviz bazında zamanla düşme eğiliminde olduğudur – panel verimlilikleri artarken birim maliyetler düştü. Ancak Türkiye özelinde kur artışı nedeniyle TL bazında kurulum maliyetleri yükselme gösterebilir. Devlet destekleri (hibe veya vergi teşvikleri) bulunduğu takdirde bu maliyetler önemli ölçüde azalabilir. Örneğin KOSGEB gibi kurumların %40-100 arası hibe destek programları mevcuttur.

Özetle, üniversiteniz için güneş paneli kurulumunun maliyeti, sistemin büyüklüğüne göre on binlerce dolardan birkaç milyon dolara kadar çıkabilir. Net bir bütçe çıkarabilmek için profesyonel bir keşif ve teklif alınması en doğru yaklaşım olacaktır.

Üniversite için güneş paneli kurulumu kaç yılda kendini amorti eder?

Bir güneş enerjisi yatırımının amorti süresi, yapılan yatırımın sağladığı tasarruf ve gelirlerle kaç yılda geri kazanılacağını gösterir. Üniversiteler için güneş paneli kurulumlarında amortisman süresi, çeşitli faktörlere bağlı olarak tipik olarak 5-10 yıl aralığında gerçekleşir. Bu süreyi etkileyen başlıca unsurlar şunlardır:

  • Elektrik Tarifesi ve Tasarruf Miktarı: Üniversitenin ödediği elektrik birim fiyatı yüksekse (ticarethane tarifesi gibi), kendi enerjisini üretmesiyle elde edeceği tasarruf da yüksek olur. Örneğin sanayi/ticarethane aboneleri için GES yatırımlarının geri dönüşü genelde meskenlerden daha hızlıdır; sanayi ve ticarethanelerde yaklaşık 4-6 yıl, meskenlerde 6-8 yıl amortisman süreleri hesaplanmaktadır. Üniversiteler genelde ticarethane tarifesinden veya kamu kurum tarifesinden elektrik alır ve bu tarifeler de oldukça yüksek olabildiğinden tasarruf büyük olacaktır.
  • Kurulum Maliyeti: Yatırımın büyüklüğü ve maliyeti ne kadar düşük tutulabilirse, geri dönüş o kadar hızlanır. Eğer üniversite hibe/destek alarak maliyetini düşürdüyse, amortisman süresi belirgin şekilde kısalır.
  • Güneşlenme ve Üretim Miktarı: Kurulan sistemin yıllık üreteceği enerji miktarı, geri dönüş hesabının pay kısmıdır. Güneşli bölgede kurulan yüksek kapasiteli bir sistem yılda daha fazla kWh üreteceğinden, elektrik faturasında daha büyük düşüş sağlar veya fazla enerji satışıyla gelir getirir. Örneğin 1 kW gücündeki panel, Türkiye ortalamasında yılda yaklaşık 1200-1600 kWh üretebilir. 100 kW’lık bir sistem yılda 120-160 bin kWh üretecek demektir. Bu da güncel ticari elektrik fiyatıyla (örneğin 2025’te ~2 TL/kWh varsayarsak) yılda 240-320 bin TL tasarruf anlamına gelir. 100 kW sistem maliyetinin ~ milyon TL olduğunu düşünürsek, ~4 yıl gibi bir sürede kendini ödeyebilir.
  • Gelir Elde Etme (Fazla Enerji Satışı): Üretilen elektriğin üniversitenin tüketiminden fazla olduğu dönemler olursa, bu fazla enerji şebekeye satılarak gelir elde edilir. Bu satıştan kazanılan tutar da geri dönüş hesabına katkı yapar. Ancak genelde lisanssız üretimde satış fiyatı düşük olabildiği için optimum ekonomik getiri, sistem kapasitesinin tüketimi çok aşmamasıyla sağlanır.

Gerçek örneklere bakıldığında, birçok üniversite 5-7 yıl içinde sistemi kendini finanse etmeye başlıyor. Örneğin ticari işletmeler için 4-6 yıl amortisman belirtildiği gibi, üniversiteler de benzer sürelerde yatırımı geri kazanabiliyor. Güneş panellerinin ömrünün 25 yıl üzerinde olduğu düşünülürse, ilk yıllardan sonra üniversite yaklaşık 15-20 yıl boyunca neredeyse bedava elektrik avantajı elde eder.

Özetle, üniversite için güneş paneli kurulumu genellikle ilk yatırımın 5-10 yıl arasında geri kazanıldığı, uzun vadede ciddi tasarruf ve kazanç sağlayan bir yatırımdır. Hassas hesap için profesyonel fizibilite çalışması gerekse de, enerji fiyatları arttıkça bu geri dönüş süresi daha da kısalabilmektedir.

Üniversite için güneş paneli kurulumu kampüsün enerji ihtiyacının ne kadarını karşılar?

Bir üniversite kampüsünde güneş paneli kurulumunun enerji ihtiyacını karşılama oranı, kurulan sistemin büyüklüğüne ve kampüsün tüketim miktarına bağlıdır. İyi planlanmış bir projeyle, üniversiteler enerji ihtiyaçlarının önemli bir kısmını güneşten karşılayabilir. Türkiye’deki örneklere bakıldığında çeşitli üniversiteler aşağıdaki oranlarda kendi elektriklerini üretmektedir:

Örneğin Dokuz Eylül Üniversitesi, farklı kampüslerde toplam 160 bin m² alana kurduğu güneş panelleriyle yılda 25 milyon kWh elektrik üreterek ihtiyacının yaklaşık %70’ini karşılıyor. Harran Üniversitesi, Osmanbey Yerleşkesi’ndeki GES ile Tıp Fakültesi Hastanesi’nin enerji ihtiyacının %100’ünü (tamamını) karşılar duruma gelmiş durumda. Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) ise 2024 yılında başlattığı çatı ve otopark GES projesiyle tüm elektrik ihtiyacını güneşten karşılamayı planlamaktadır. Bayburt Üniversitesi, daha küçük ölçekli bir sistemle ihtiyacının %60’ını karşılayabilmektedir.

Her üniversitenin durumu farklıdır. Kimi üniversite tüm kampüs elektriğini karşılayacak kadar büyük bir GES kurarken (örneğin Başkent Üniversitesi 2021’de devreye aldığı sistemlerle elektriğinin tamamını karşılamaktadır), kimi üniversite daha sınırlı bir alanda kurulum yapıp tüketimin bir bölümünü karşılar (örneğin Selçuk Üniversitesi %10’unu karşılayabiliyor).

Genel olarak, bir kampüste ne kadar alan ayrılabildiği ve bütçe sağlanabildiği ile doğru orantılı bir karşılanma oranı elde edilir. Güneş panelleri büyük alan kapladığından, kampüs içinde yeterli çatı ve arazi varsa elektrik ihtiyacının %50 üzeri oranda karşılanması mümkündür. Türkiye ortalamalarında 1 kW kurulu gücün yılda ~1500 kWh ürettiği varsayılırsa, üniversitenin yıllık tüketimine bölerek ihtiyacı karşılamak için gereken güç hesaplanabilir. Örneğin yıllık 5 milyon kWh tüketen bir kampüste yaklaşık 3,3 MW kurulu güç, teorik olarak %100’e yakın karşılamaya ulaşabilir (5 milyon kWh / 1500 kWh/kW ≈ 3333 kW).

Şunu da belirtmek gerekir: Tüketimin tamamını karşılamak her zaman en ekonomik çözüm olmayabilir; bazı üniversiteler kademeli ilerleyerek önce %20-50 bandında karşılamayı hedefleyip, sonra ilave yatırımlarla tam karşılamaya geçebilir. Özellikle gündüz tüketimi yüksek olan üniversitelerde, güneş enerjisinin karşılayacağı oran daha fazla olacaktır. Sonuç olarak, üniversite GES kurulumlarıyla kampüs elektriğinin önemli bir kısmını – doğru ölçeklendirilirse belki tamamını – sağlayabilir, bu da üniversitenin şebekeye bağımlılığını ve fatura giderlerini dramatik şekilde azaltır.

Üniversite için güneş paneli kurulumu için ne kadar alan gereklidir?

Güneş panellerinin kurulumunda ihtiyaç duyulan alan, hedeflenen kurulu güce göre hesaplanır. Yaklaşık bir kural olarak, 1 kW kurulu güce sahip fotovoltaik panel yaklaşık 6-8 metrekare alan kaplar. Bu değer, panel tipine ve verimliliğine göre değişebilse de genel kabul gören bir aralıktır. Örneğin 100 kW’lık bir sistem kurmak isteyen üniversitenin, paneller için yaklaşık 600-800 m² kullanılabilir alana ihtiyacı olacaktır.

Çatı üzeri kurulumlarda, üniversitenin binalarının çatı alanları kritiktir. Düz çatıların kullanımında neredeyse tüm çatı alanı değerlendirilebilirken, eğimli çatılarda güney yönlü yüzeyler esas alınır. Panellerin kendi aralarında gölgelenmemesi için sıralar arasında boşluk bırakmak gerektiğinden, çok küçük çatılarda alan verimliliği düşer. Örneğin bir fakülte binasının çatısında 500 m² kullanılabilir alan varsa, muhtemelen 60-80 kW’lık panel yerleştirilebilir.

Arazi (yerüstü) kurulumlarında ise 1 dönüm (1000 m²) araziye ortalama 100 kW güneş paneli kurulabilmektedir. Bunun anlamı, 1 MW (1000 kW) güç için yaklaşık 10 dönüm (10,000 m²) arazi gerekli olacağıdır. Tabii ki araziye yerleştirirken panel sıraları arası boşluklar, erişim yolları vs. eklendiğinde ihtiyaç artabilir. Telgraf Gazetesi’ndeki bir haberde 1 dönüme 100 kW GES kurulumu için 2024 yılında ~1000 panel sığdırılabileceği belirtilmiştir. Yine aynı kaynak bir dönüme 4000-6000 adet panel sığabileceğini not düşer (panel boyutlarına göre değişmekle birlikte).

Üniversitelerin genellikle birden fazla büyük bina çatısı olduğu için, toplam uygun çatı alanları birkaç bin metrekareyi bulabilir. Mesela Dokuz Eylül Üniversitesi’nin 160 bin m² panel alanından bahsedilmektedir ki bu çok büyük ölçekli bir yayılım (birden fazla kampüs dahil). Çoğu orta ölçekli üniversite kampüsü, çatı ve otopark üstü alanlarla birkaç bin m² panel alanı sağlayabilir.

Otopark üzeri kurulumlar da alan yaratmak için iyi bir yöntemdir. Açık otoparkların üzeri çelik konstrüksiyonla kaplanıp paneller serilerek hem gölgelik hem enerji kaynağı elde edilebilir. Bu, “solar carport” denilen uygulamadır ve alandan çift amaçla faydalanmayı sağlar.

Sonuç olarak, ihtiyacınız olan alan, elde etmek istediğiniz güce bağlıdır. Kabaca her 1 kW için 7 m², her 1 MW için 7000 m² alan gerekeceğini düşünebilirsiniz. Bu hesaplama, panellerin yerleşimi ve verimine göre optimize edilerek projelendirilir.

Üniversite için güneş paneli kurulumu hangi alanlara (çatı, arazi) yapılabilir?

Üniversitelerde güneş paneli kurulumu için en yaygın alanlar bina çatıları, otopark alanları ve boş arazilerdir. Her birinin kendine göre avantaj ve dikkat gerektiren yönleri vardır:

  • Çatı Üzeri Kurulumlar: Üniversite binalarının çatıları genellikle geniş yüzey alanına sahip olduğundan paneller için uygun platformlar sunar. Çatılar, kullanılmayan alanlar olduğundan arazi işgal etmez ve elektrik üretimi doğrudan binanın üzerinde gerçekleşir. Düz çatılar veya hafif eğimli çatılar panel montajı için idealdir; paneller ayaklı konstrüksiyonlarla güney yönüne eğimli şekilde yerleştirilir. Çatı uygulamalarında dikkat edilecek nokta, yapının statik kapasitesidir (çatı panellerin ağırlığını taşıyabilmeli) ve su yalıtımının zarar görmemesidir. Ayrıca çatıda klima santrali, bacalar gibi engeller varsa yerleşim planı bunlara göre yapılır. Üniversite kütüphane, fakülte binaları, yemekhane gibi geniş çatılı yapılar GES için değerlendirilebilir. Örneğin ODTÜ, bazı araştırma merkezi çatılarında 50 kW’lık sistem kurmuştur.
  • Otopark Üzeri (Gölgelik) Kurulumlar: Açık otopark alanları, üstlerine çelik taşıyıcılar kurularak panel yerleştirmek için çok uygundur. Bu sayede hem araçlar için gölgelik sağlanır hem de geniş alanlar enerji üretimine ayrılmış olur. Sabancı Üniversitesi gibi bazı üniversiteler, otoparklarının üzerinde güneş panelleri kurarak kampüs elektrik ihtiyacının %60’ını karşılamayı hedeflemiştir. Otopark GES kurulumlarında taşıyıcı konstrüksiyon maliyeti eklenir ancak arazi verimli kullanılır.
  • Arazi (Yerüstü) Kurulumlar: Eğer kampüs içinde kullanılmayan geniş bir açık arazi varsa, burası güneş tarlası şeklinde değerlendirilebilir. Araziye yapılan kurulum, panel temizleme ve bakım kolaylığı açısından rahattır ve istenen ölçekte genişletilebilir. Ancak arazinin imar durumu ve mülkiyetine dikkat etmek gerekir; tarım arazilerinde kısıtlar olabilir. Üniversitelerin kampüs arazilerinde kurduğu GES örnekleri çoktur: Harran Üniversitesi, kampüs arazisine kurduğu sistemle hastanesinin enerjisini karşılamaktadır. Marmara Üniversitesi yeni kampüs külliyesinde 7,2 MW kapasiteli bir arazi GES inşa etmektedir. Arazi GES’lerde çevre güvenliği için çevreleme (tel çit) yapılması, gerektiğinde hayvan otlamasını önlemek için tedbir alınması gibi hususlar vardır.

Bunların dışında, cephe uygulamaları da teorik olarak mümkündür ancak verimleri daha düşüktür. Bina cephelerine (duvarlara) panel yerleştirmek mimari olarak uygulanabilse de dikey konum nedeniyle üretim, çatıya göre %30 civarı daha düşük kalır ve kuzey cephede hiç verim alınamaz. Bu yüzden cephe uygulamaları sınırlıdır.

Özetle, üniversite için güneş paneli kurulumu en verimli şekilde çatı ve açık arazi/otopark alanlarında yapılır. Her kampüsün kendi fiziksel koşullarına göre, uygun alanlar tespit edilip değerlendirilir. Birçok kampüs, hem çatılarını hem de otopark/boş alanlarını bir arada kullanarak maksimum kurulu güce ulaşmaya çalışmaktadır.

Üniversite için güneş paneli kurulumu için sağlanan teşvikler ve destekler nelerdir?

Türkiye’de yenilenebilir enerji yatırımları için çeşitli teşvik ve destek mekanizmaları bulunmaktadır. Üniversiteler de uygun koşulları sağladıklarında bu desteklerden yararlanabilirler:

  • Hibe ve Destek Programları: KOSGEB, kalkınma ajansları veya uluslararası fonlar zaman zaman güneş enerjisi projeleri için hibe destekleri açmaktadır. Örneğin KOSGEB’in enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji destek programları kapsamında %40 ila %100 aralığında hibe imkânı sağlanabildiği belirtilmektedir. Bu tür programlar genellikle KOBİ’leri hedef alsa da, bazı projelerde kamu üniversiteleri de dahil edilebiliyor. Ayrıca AB fonları, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) gibi kuruluşların hibeleri olabiliyor.
  • EPDK Teşvikleri (YEKDEM): Lisanssız GES’ler geçmişte Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında 10 yıl alım garantisi ve sabit fiyat teşviği alıyordu. 2021’e kadar devreye giren projeler dolar bazlı alım garantisinden yararlandı (örneğin 13,3 $cent/kWh). 2021 sonrası yeni projelerde YEKDEM sabit fiyatı uygulanmıyor, ancak üretilen fazla enerji için piyasa fiyatından satış yapılabiliyor. EPDK zaman zaman güncellemeler yaparak özellikle çatı GES’lerin prosedürlerini kolaylaştırıcı adımlar atmıştır.
  • Vergi Teşvikleri: Güneş enerjisi yatırımlarında KDV muafiyeti veya gümrük vergi muafiyeti gibi teşvikler söz konusu olabilmektedir. Örneğin, 2020’de alınan bir kararla lisanssız elektrik üretim tesislerinin ekipman ithalatında gümrük vergisi muafiyeti tanınmıştır. Ayrıca bazı durumlarda yenilenebilir enerji yatırımları için kurumlar vergisi indirimi ve hızlandırılmış amortisman gibi destekler de gündeme gelebilmektedir.
  • Kamu Kaynaklı Projeler: Özellikle devlet üniversiteleri için, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile YÖK iş birliğiyle projeler yürütülüyor. Örneğin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yürüttüğü Kamu ve Belediye Yenilenebilir Enerji Projesi (KAYEP) kapsamında üniversitelere öz tüketim amaçlı GES kurulumu desteklenmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı da liselere güneş enerjisi kurulumları için AB fonlarını kullanmıştır. YÖK’ün de “Sürdürülebilir ve İklim Dostu Kampüs” protokolleri ile üniversitelere yönlendirici rol oynayıp finansman kolaylıkları sağlamaya çalıştığı biliniyor.
  • Finansman Destekleri: Teşvik kapsamında olmasa da, bazı bankalar yenilenebilir enerji projeleri için uygun koşullu krediler sunmaktadır. Üniversiteler, yatırım bütçesini sağlamak için düşük faizli veya uzun vadeli kredi imkanlarından yararlanabilir. Ayrıca ESKO modeli (enerji hizmet şirketi modeli) ile özel firmaların yatırımı yapıp üniversitenin tasarrufla geri ödemesi şeklinde finansman yöntemleri de bir çeşit destek mekanizması sayılabilir.

Bu teşviklerin bir kısmı dönemsel ve proje bazlı olduğundan, üniversitelerin sürekli olarak ilgili kurumların duyurularını takip etmesi gerekir. Örneğin enerji destek ve teşvik veren kurumların programları zaman içinde güncellenir ve doğru zamanlamayla başvuru yapmak önem taşır.

Sonuç olarak, üniversite için güneş paneli kurulumunda kullanılabilecek destekler; hibe programları, EPDK’nın sağladığı mekanizmalar, vergi avantajları ve özel finansman modelleridir. Bu desteklerden azami ölçüde yararlanmak, projenin ekonomik fizibilitesini daha da iyileştirecektir.

Üniversite için güneş paneli kurulumu için sağlanan teşvikler ve destekler nelerdir?

Üniversite için güneş paneli kurulumu için sağlanan teşvikler ve destekler nelerdir?

Üniversite için güneş paneli kurulumu nasıl finanse edilebilir?

Büyük ölçekli güneş paneli kurulumları, yüksek başlangıç maliyeti gerektirdiği için uygun bir finansman planı oluşturmak kritik önem taşır. Üniversiteler için finansman konusunda birkaç seçenek öne çıkmaktadır:

  • Öz Kaynak Kullanımı: Üniversite (özellikle vakıf üniversiteleri veya bütçe fazlası olanlar) kendi öz kaynaklarından bu yatırımı gerçekleştirebilir. Bu durumda tesisin sağladığı tasarruflar doğrudan kuruma yarar olarak döner. Kamu üniversiteleri de döner sermaye gelirlerini veya ayrılan bütçeleri kullanarak GES yatırımı yapabilirler.
  • Devlet Destekleri ve Hibeler: Bir önceki soruda bahsedilen hibe programları, finansmanın bir kısmını karşılayarak üniversitenin yükünü azaltabilir. Örneğin bir kalkınma ajansından %50 hibe alınırsa, projenin yarı maliyeti hibe ile finanse edilmiş olur. Geri kalanını üniversite kendi bütçesinden tamamlar.
  • Kredi ve Leasing (Finansal Kiralama): Bankalar ve finans kuruluşları, yenilenebilir enerji projeleri için genelde uygun koşullu yeşil krediler sunarlar. Üniversite, örneğin 5-7 yıl vadeli bir kredi alarak sistemi kurabilir ve sağladığı elektrik tasarrufu ile kredi taksitlerini ödeyebilir. Bu modelde yatırım kendi kendini ödemiş olur. Ayrıca bazı bankalar ECA (Export Credit Agency) destekli düşük faizli krediler sağlayabiliyor. Leasing de bir opsiyondur: Güneş enerjisi ekipmanları finansal kiralama yoluyla temin edilip, kiralama süresi sonunda üniversitenin mülkiyetine geçebilir.
  • Yap-İşlet-Devret (YİD) veya ESCO Modeli: Bu modelde üniversite, bir enerji hizmet şirketi (ESCO) ile anlaşır. Özel şirket, üniversitenin kampüsüne güneş santralini kurar, işletir ve üretilen enerjiyi üniversiteye daha düşük fiyattan satar veya tasarruf üzerinden paylaşım yapar. Örneğin Dicle Üniversitesi kampüsünde GES kurulumu yap-işlet-devret modeliyle, kamu kaynağı kullanılmadan 300 milyon TL’lik yatırımla gerçekleştirilmiştir. Bu tür modellerde üniversite başlangıç maliyetini üstlenmez, şirket yatırımını uzun vadede satış gelirinden geri alır. Sözleşme süresi sonunda tesis üniversiteye devredilebilir.
  • Uluslararası Fonlar ve İşbirlikleri: Yurtdışı finansman kuruluşları (Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası vb.) veya AB projeleri, üniversitelerin yenilenebilir enerji yatırımlarına uygun faizli kredi ya da hibe verebilir. Örneğin, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Türkiye’de belediyelere ve kamu kuruluşlarına yeşil enerji projeleri için fon sağlamıştır; benzer şekilde üniversiteler de proje sunarak yararlanabilir.

Finansman planı hazırlanırken, projenin nakit akışı analizi yapılması önemlidir. Yatırım kredisi kullanılıyorsa, aylık taksitlerin, güneş enerjisinden sağlanacak aylık tasarruf ve gelirden düşük kalmasına dikkat edilir (böylece proje kendi kendini finanse eder). ESCO modelinde ise üniversitenin ödeyeceği bir sermaye olmadığı için risk, hizmet şirketine aittir; üniversite sadece daha ucuz elektrik almış olur.

Her bir finansman yönteminin avantajları ve dezavantajları vardır. Öz kaynak kullanımı kurum bütçesine yük getirebilir ama getirinin tamamı kurumda kalır. Kredi kullanımı, faiz maliyeti getirir ancak yatırım zamanında yapılmış olur. YİD/ESCO modeli başlangıç yükünü alır ama uzun vadede enerji tasarrufunun bir kısmı dışarıya ödenir. Dolayısıyla, üniversiteler kendi mali durumlarına ve risk iştahlarına göre en uygun modeli seçerek güneş paneli kurulumunu finanse edebilirler.

Üniversite için güneş paneli kurulumu sırasında dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?

Bir üniversite kampüsünde güneş paneli kurulumu gerçekleştirirken hem proje safhasında hem de inşaat/montaj safhasında dikkat edilmesi gereken önemli hususlar vardır:

  • Statik ve Güç Analizi: Çatıya panel kurulacaksa, binanın statik açıdan ek yükü taşıyabileceği mühendislik hesaplarıyla doğrulanmalıdır. Gerekirse yapısal güçlendirme yapılmalıdır. Elektriksel açıdan ise üniversitenin mevcut trafosu, kablo kapasiteleri incelenerek GES’in şebeke bağlantısı için yeterli olduğu teyit edilmelidir.
  • Güvenlik ve İş Sağlığı: Montaj sırasında iş güvenliği kurallarına uyulması kritik önemdedir. Yüksekte çalışma (çatı), elektrik bağlantıları yapma gibi işler risk barındırır. İşçiler için emniyet halatları, koruyucu ekipmanlar kullanılmalı; elektrik bağlantıları yetkin kişilerce, gerekli tedbirler alınarak yapılmalıdır. Kurulum sırasında ve sonrasında yangın güvenliği de düşünülmeli; uygun sigortalar, parafudr (aşırı gerilim koruması) ve gerektiğinde yangın söndürme sistemleri entegre edilmelidir.
  • Malzeme Kalitesi ve Uyum: Projede kullanılacak panellerin, inverterlerin ve diğer ekipmanların uluslararası sertifikalara sahip, güvenilir markalar olması uzun vadede sorun çıkmasını önler. Uyumlu ürünler seçilmeli (örneğin inverter kapasitesi panel gücüne uygun olmalı, AC koruma ekipmanları doğru değerlerde seçilmeli). Farklı marka ekipmanların birlikte çalışması uyum testlerinden geçirilmelidir.
  • Doğru Açı ve Yönlendirme: Panellerin kurulumu esnasında açı optimizasyonu yapılmalıdır. Her ne kadar proje aşamasında hesaplanmış olsa da, sahada panellerin gölgelenmemesi, tam güneye olabildiğince yönlenmesi ve doğru eğimde sabitlenmesi sağlanmalıdır. Küçük açı hataları bile yıllık üretimi düşürebileceğinden hassas kurulum yapılmalıdır.
  • Kablo Düzenlemesi ve İzolasyon: Güneş paneli dizilerinden çıkan DC kablolar düzgün şekilde kanalet veya borularla döşenmeli, çatı üzerinde UV ışınlarına ve suya dayanıklı kablo yolları kullanılmalıdır. Tüm bağlantı noktaları (MC4 konnektörleri vs.) sıkı ve su almayacak biçimde yapılmalıdır. Gevşek veya açıkta kablo kalması hem performans kaybına hem de güvenlik riskine yol açabilir.
  • İzin ve Prosedür Takibi: Kurulum sırasında dağıtım şirketi ile iletişim sürdürülmelidir. Projede değişiklik gerekirse hemen bildirilip onay alınmalı, aksi halde kabul aşamasında sorun yaşanabilir. Ayrıca işin sonunda geçici kabul işlemleri için evraklar (test raporları, ölçümler) eksiksiz hazırlanmalıdır.
  • Çevresel Etki ve Estetik: Kampüste GES kurarken çevre ve görüntü açısından da dikkatli olmak gerekir. İnşaat esnasında öğrencilerin ve personelin güvenliği için çalışma alanı etrafında uyarılar, bariyerler olmalıdır. Ayrıca panellerin yansımaları komşu binalarda rahatsızlık veriyorsa, kaplama veya açı ayarı gerekebilir (genelde fotovoltaik panellerde düşük yansıtma camı kullanılır). Üniversite estetiğine uygun bir tasarım (özellikle görünen yerlere kurulan panellerde) yapılması da düşünülebilir.

Bu noktalara dikkat edilerek yapılan bir kurulum, sorunsuz devreye alınır ve uzun yıllar hizmet eder. İhmal edilen küçük bir detay bile daha sonra arıza veya performans sorunları yaratabileceğinden, kurulum sürecinde kalite kontrol listeleriyle adım adım ilerlemek en iyi uygulamadır. Üniversite yönetimi de yüklenici firmanın bu konulara riayet ettiğini denetlemelidir.

Üniversite için güneş paneli kurulumu riskleri ve güvenlik önlemleri nelerdir?

Her teknolojik altyapı yatırımında olduğu gibi, güneş paneli kurulumlarında da belirli riskler bulunur. Ancak uygun güvenlik önlemleri alındığında bu riskler minimize edilebilir:

  • Elektriksel Riskler: Güneş panelleri gündüz saatlerinde sürekli DC elektrik üretir. Kurulum ve bakım sırasında panellerden gelen akım çarpma riski yaratabilir. Bu nedenle bağlantılar yapılırken paneller örtülmeli veya akım kesici cihazlar kullanılmalıdır. Ayrıca sistem devredeyken meydana gelebilecek kısa devre, aşırı akım risklerine karşı tüm DC ve AC hatlarda uygun sigorta ve devre kesiciler olmalıdır. Topraklama çok önemli bir güvenlik unsurudur; tüm panel çerçeveleri ve inverterler düzgün topraklanarak kaçak akım riskine karşı RCD (kaçak akım rolesi) takılmalıdır.
  • Yangın Riski: Düzgün tasarlanmamış veya kalitesiz bağlantılar ısınıp zamanla yangına sebebiyet verebilir. Bu riskin önlenmesi için, GES kurulumunda kullanılan kablolar yangına dayanıklı olmalı, konnektör bağlantıları doğru yapılmış olmalı ve panellerin altına yanıcı malzeme konmamalıdır. Ayrıca AC tarafında uygun kesiciler ve aşırı akım röleleri yangın riskini azaltır. Bazı kurulumlarda DC izolatör ve arklama tespit cihazları kullanılarak yangın oluşmadan engellenir. Üniversitenin teknik personeli de olası bir yangında sisteme nasıl müdahale edeceği konusunda eğitilmelidir (yangın anında paneller hala gerilim üretmeye devam edebileceğinden itfaiye bilgilendirmesi önemlidir).
  • Yıldırım ve Aşırı Gerilim: Güneş panelleri geniş alan kapladığı için yıldırım düşme riskini hesaba katmak gerekir. Sistemin yıldırımdan etkilenmemesi için paratoner sistemi veya havai yakalama uçları tesis edilmelidir. Ayrıca parafudrlar (aşırı gerilim koruyucular) hem DC girişine hem AC çıkışına konularak yıldırım veya şebeke kaynaklı ani aşırı gerilimlere karşı inverter ve paneller korunmalıdır. Bu önlemler, yıldırım çarpmalarının sisteme zarar verme riskini ciddi ölçüde azaltır.
  • Fiziksel ve Çevresel Riskler: Çatıya kurulan paneller fırtına, şiddetli rüzgar gibi durumlarda iyi sabitlenmemişse uçma riski taşır. Bu nedenle konstrüksiyon hesapları rüzgar yüküne göre yapılmalı ve paneller çatıya sağlam bir şekilde ankrajlanmalıdır. Yoğun kar yağışı olan bölgelerde paneller üzerinde biriken karın yükü hesaba katılmalı (gerekirse kaygan kaplama veya belirli açıda montaj ile kar tutması azaltılabilir). Ayrıca öğrencilerin erişebileceği alanlara kurulan paneller için koruma önlemleri (örneğin yerdeki paneller etrafına çit çekilmesi) alınmalıdır, zira cam yüzeylerine darbe almak istemeyiz.
  • Bakım ve İşletme Sırasındaki Riskler: Sistem devreye girdikten sonra bakım için çatıya çıkıldığında yine düşme riski, elektrik çarpma riski gibi konular gündeme gelir. Bu nedenle bakım personeli eğitimli olmalı, izole aletler kullanmalı ve bakım sırasında mümkünse panellerin üstü örtülerek DC üretim kesilmelidir. Inverter ve elektrik panosu kilit altında tutulmalı, yetkisiz kişilerin erişimi engellenmelidir.

Tüm bu risklere karşı proaktif önlemler alınmalıdır. Proje planlama aşamasında bir risk değerlendirmesi yapılarak iş sağlığı güvenliği uzmanları tarafından tehlikeler belirlenmeli ve kontrol tedbirleri uygulanmalıdır. Örneğin, yüksekte çalışmalarda emniyet halatı kullanılması, elektrik işlerinde kilitleme/etiketleme prosedürleri, yangın söndürme ekipmanının hazır bulundurulması gibi. Ayrıca üniversitenin teknik personeli düzenli aralıklarla sistemin güvenlik ekipmanlarını (parafudr, sigorta, topraklama) kontrol etmelidir.

Sonuç olarak, güneş paneli kurulumunun riskleri tamamen yönetilebilir risklerdir. Doğru mühendislik, kaliteli malzeme ve iş güvenliği uygulamalarıyla, üniversite GES’leri güvenli bir şekilde işletilebilir.

Üniversite için güneş paneli kurulumu bakım ve işletmesi nasıl yapılır?

Güneş paneli sistemleri genel olarak düşük bakım gerektiren sistemlerdir; zira hareketli parça içermezler. Ancak üniversite kampüsünde verimli ve kesintisiz bir işletme için düzenli bakım ve izleme yapmak önemlidir:

  • Panellerin Temizliği: Zamanla güneş panellerinin cam yüzeyinde toz, kir, yaprak gibi etmenler birikebilir ve ışık geçirgenliğini azaltarak verimi düşürür. Çoğu durumda yağmur, panel yüzeyini temizlemeye yeterli olur. Ancak uzun süre yağış olmazsa veya çok tozlu bir çevre ise, panellerin yumuşak su ve uygun fırçalarla temizlenmesi gerekebilir. Üniversitelerde genellikle yılda 1-2 kez panel temizliği yapılması önerilir. Özellikle bahar ayları öncesi (yoğun polen tozu sonrası) ve yaz sonu gibi dönemlerde temizlik verimi artırır. Temizlik sırasında aşındırıcı malzeme kullanılmamalı, paneller çizilmemelidir.
  • İnverter ve Elektrik Donanımı Bakımı: İnverterler güneş santralinin kalbidir. Periyodik olarak inverter ekranları veya izleme sistemleri kontrol edilerek arıza kodu, aşırı ısınma gibi durumlar var mı bakılmalıdır. İnverter fanları veya hava giriş filtreleri tozlanmışsa temizlenmelidir (cihazın bakım talimatına göre). Elektrik panosunda bağlantı noktaları (klemensler) yılda bir sıkılık kontrolünden geçirilmelidir; termal kamera ile yapılan bakımlar gevşek bağlantı yüzünden ısınma olup olmadığını ortaya çıkarabilir. Ayırıcılarda, sigortalarda anormal bir durum var mı gözlenmelidir.
  • İzleme ve Kayıt Tutma: Üniversitenin GES sistemi mümkünse dijital bir izleme platformuna bağlı olmalıdır. Birçok inverter, uzaktan izleme imkanı sunar; internet üzerinden üretim değerleri, anlık güç, arızalar takip edilebilir. Bu sayede beklenmeyen bir üretim düşüşü veya arıza olduğunda teknik ekip hızlıca haberdar olur. Her ay üretilen enerji kayıt altına alınarak mevsimsel değişimler ve olası performans kayıpları analiz edilebilir. Örneğin Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde santralin durumu ve üretim değerleri internetten anlık takip edilip her ay raporlanmaktadır.
  • Bakım Planı: En iyi uygulama, yılda en az bir kez kapsamlı bakım yapılmasıdır. Bu bakımda tüm vidalı bağlantılar sıkılır, kablo izolasyonları kontrol edilir, topraklama ölçümü yapılır, parafudrların sağlam olduğu doğrulanır. Ayrıca varsa panel dizilerinin MPPT bazında akım ölçümleri yapılıp arıza veya performans farkı var mı bakılır. Özellikle büyük sistemlerde herhangi bir panel grubunda arıza (örneğin bir dizi sigortası atması veya panel arızası) varsa, üretim verilerinden tespit edilip müdahale edilmelidir.
  • Teminat ve Garanti Kapsamı: Paneller genelde 10 yıl ürün garantisi ve 25 yıl performans garantisiyle gelir. İnverterler 5-10 yıl garantilidir. Üniversitenin bu garanti kapsamını sürdürmek için üretici talimatlarına uygun kullanım ve bakım yapması gerekir. Arıza durumunda yetkili servislerden destek alınmalıdır.

İşletme açısından, güneş santrali otomatik çalışır; her sabah gün doğumuyla devreye girer ve gün batımında kapanır. Üniversite personelinin günlük olarak yapması gereken bir işlem yoktur. Ancak, enerji izleme panelini düzenli takip etmek olası sorunları erkenden yakalamayı sağlar. Örneğin bir gün beklenenden %20 düşük üretim görülürse, hemen nedenine bakılmalıdır (hava mı bulutlu, yoksa bir arıza mı var diye).

Sonuç olarak, üniversite GES’lerinin bakımı; temizlik, periyodik elektriksel kontroller ve izleme faaliyetlerinden oluşur. Bu bakım faaliyetleriyle sistem uzun yıllar boyunca ilk günkü verimine yakın çalışır ve kesintisiz enerji sağlar.

Üniversite için güneş paneli kurulumu sisteminin ömrü ne kadardır?

Güneş paneli sistemleri uzun ömürlü yatırımlar olup, doğru bakım ile on yıllarca hizmet verebilirler. Genel kabul gören ömür süreleri aşağıdaki gibidir:

  • Güneş Panelleri: Kaliteli fotovoltaik panellerin ekonomik ömrü en az 25 yıl olarak belirtilir. Üretici firmalar genelde paneller için 25 yıl performans garantisi sunar. Bu garantinin içeriği tipik olarak 25. yıl sonunda panelin başlangıç gücünün hala en az %80-85’ini üretebileceği şeklindedir. Yani panellerde zamanla çok hafif bir verim düşüşü olur (her yıl yaklaşık %0.5 kadar), fakat 25 yıl sonunda bile büyük kısmı çalışmaya devam eder. Pratikte, 30-40 yıl çalışan paneller olduğu bilinmektedir; fiziksel hasar almadıkça ve hücrelerde ciddi bir bozulma olmadıkça üretim sürer.
  • Inverter ve Elektrik Donanımı: Inverter cihazlarının ömrü tipik olarak 10-15 yıl civarındadır. Inverterler elektronik bileşenlerden oluştuğu için paneller kadar uzun ömürlü değildir; genelde 10 yıl garanti verilir. Yaklaşık 15 yılın sonunda bazı inverterlerin değiştirilmesi gerekebilir (teknolojik gelişmelerle yeni jenerasyon inverter takılabilir). Diğer ekipmanlardan kablolar, konstrüksiyon malzemeleri vs. doğru malzeme seçildiyse 25+ yıl dayanır. AC şalt malzemeleri (kontaktör, sigorta) belki 15-20 yıl sonra yenilenebilir.
  • Pil/Depolama (varsa): Üniversitenin güneş sistemi akü destekli ise (çoğu üniversite şebeke bağlantılı çalıştığı için akü yoktur, ancak kritik sistemler için olabilir), akülerin ömrü kullanılan teknolojiye göre değişir. Lityum iyon bataryalar ~10-15 yıl ömürlü olabilirken, klasik kurşun-asit aküler 5-8 yıl civarında ömre sahiptir. Bu da bakım planına dahil edilmelidir.

Güneş panellerinde ilk devreye girerken oluşan bir miktar verim düşüşü (LID – Işınım kaynaklı bozulma) olur, bu da ilk birkaç ayda %2-3 civarında bir performans azalması demektir. Sonrasında her yıl çok küçük oranda azalarak ilerler. Bu nedenle üniversite, 10 yıl sonra sistemin belki başlangıca göre %10 kadar daha az enerji üretebileceğini planlarına dahil etmelidir. Yine de, sürekli artan elektrik fiyatları düşünüldüğünde, az da olsa üreten sistem ekonomik olarak değerini korur.

Ömrü etkileyen faktörlerden biri de çevresel koşullardır. Çok sert iklimlerde (örneğin dolu yağışı riski, aşırı sıcaklık vb.) panellerin ömrü biraz kısalabilir veya bakım ihtiyacı artabilir. Ancak modern paneller 25 mm çapında doluya dayanıklı üretilmektedir. Aşırı sıcak bölgelerde inverterlerin serin tutulmasına dikkat etmek gerekir (gölgeye veya havadar yere monte ederek).

Uzun vadede belki 20. yıldan sonra bazı paneller arızalanabilir veya performansı çok düşebilir; üniversite bunları değiştirerek sistemi yenileyebilir. 25-30 yıl sonunda ise teknolojinin ilerlemesiyle belki daha verimli panellerle upgrade yapma seçeneği gündeme gelebilir.

Sonuç olarak, üniversite için güneş paneli kurulumu en az 25 yıl hizmet verecek bir altyapıdır. Bu süre boyunca düzenli enerji üretir. 25 yıl sonunda da sistem birden durmaz, üretmeye devam eder ancak bir miktar azalmış performansla. Dolayısıyla, yatırım uzun ömrü sayesinde üniversiteye yıllarca fayda sağlayacaktır.

Üniversite için güneş paneli kurulumu sisteminin ömrü ne kadardır?

Üniversite için güneş paneli kurulumu sisteminin ömrü ne kadardır?

Üniversite için güneş paneli kurulumu için gerekli ekipmanlar nelerdir?

Bir üniversite güneş enerjisi sisteminin kurulumu için gerekli başlıca ekipmanlar ve bileşenler şunlardır:

  • Güneş Panelleri (Fotovoltaik Modüller): Güneşten elektrik üreten ana elemanlardır. Genellikle kristal silisyum hücreli paneller kullanılır. Her bir panel tipik olarak 300-600 Watt gücündedir (teknoloji gelişimine göre artmaktadır). Proje büyüklüğüne göre yüzlerce veya binlerce panel kullanılabilir. Örneğin İnönü Üniversitesi’nin santralinde 21.177 adet panel bulunmaktadır.
  • İnverter (Evirici): Panellerden üretilen doğru akımı (DC) alternatif akıma (AC) çeviren cihazlardır. Şebeke ile senkronize çalışarak elektrik enerjisinin üniversite elektrik sistemine uygun hale getirilmesini sağlarlar. Kurulu güce göre bir veya birden fazla inverter kullanılır (merkezi inverter veya dizi inverterleri şeklinde). Inverterler aynı zamanda üretimi izleme, koruma ve şebeke kontrol fonksiyonları da içerir.
  • Montaj Sistemi (Konstrüksiyon): Panelleri çatıya veya zemine sabitlemek için kullanılan alüminyum veya çelik taşıyıcı sistemdir. Çatı için, çatının tipine göre kenetlenme aparatları, profiller kullanılır; arazi için zemine çakılan kazıklar ve çerçeve sistemleri kullanılır. Bu sistem, panellerin doğru açıda ve sağlam durmasını sağlar. Rüzgar ve kar yüklerine dayanacak şekilde mühendislik hesaplarıyla seçilir.
  • Kablolar ve Konnektörler: Paneller arası bağlantı ve invertere iletim için güneş enerjisine uygun DC kablolar kullanılır. Bu kablolar UV ışınlarına dayanıklı, genelde çift izolasyonlu özel solar kablolardır. MC4 adı verilen konnektörler ile panel kabloları birbirine bağlanır. AC tarafta ise pano ile şebeke arasına uygun kesitli bakır kablolar döşenir.
  • Elektrik Panosu ve Şalt Malzemeleri: Inverterden çıkan AC enerji, bir ana elektrik panosunda toplanır. Bu panoda AC devre kesiciler, kontaktörler, ölçü sayaçları bulunur. Ayrıca her dizi panel için DC tarafta sigorta ve ayırıcı içeren kutular (dizi birleşim kutusu) olabilir. Koruma elemanları olarak aşırı gerilim koruyucular (parafudr) DC ve AC panolara takılır. Topraklama barası, nötr barası gibi bağlantı noktaları oluşturulur.
  • Ölçüm ve İzleme Sistemleri: Lisanssız GES’lerde çift yönlü sayaçlar dağıtım şirketince tesis edilir. Üniversitenin kendi izlemesi için de inverterlerin internet bağlantılı veri okuyucuları veya merkezi SCADA sistemi kurulabilir. Böylece anlık ve geçmiş üretim verileri takip edilir. Büyük sistemlerde meteoroloji sensörleri (ışınım ölçer, sıcaklık sensörü) de konularak performans izlenir.
  • Destekleyici Ekipmanlar: Topraklama malzemeleri (bakır çubuklar, şeritler), sigorta kutuları, bağlantı klemensleri, kablo kanal ve boruları, etiketleme malzemeleri gibi yardımcı ekipmanlar da gereklidir. Eğer akü depolama entegre edilecekse, akü grupları ve bunların şarj kontrol cihazları da listeye eklenir.

Tüm bu ekipmanlar, ilgili standartlara uygun seçilmeli ve birbiriyle uyumlu olmalıdır. Örneğin DC birleşim kutularının doğru amperajda sigortaları olmalı, inverter kapasitesi toplam panel gücüne uygun oranda olmalıdır (bir miktar oversizing yapılabilir). Her panel dizesinin uçlarına diyotlar veya koruma elemanları entegre olabilir.

Kurulum aşamasında ayrıca iş güvenliği ekipmanları da gerekir (emniyet halatları, iskele, korkuluk vb.), ancak bunlar kalıcı değil geçici olduğundan sistem ekipmanı sayılmazlar.

Üniversitenin büyüklüğüne göre ekipman adedi değişir ama prensip aynı kalır. Örneğin 500 kW’lık bir çatı GES için belki 1000-1200 adet panel, 5-6 adet 100 kW’lık inverter, kilometrelerce kablo ve bir ana dağıtım panosu gerekir. Bu bileşenlerin doğru seçilip entegre edilmesiyle sistem bütün olarak çalışır.

Üniversite için güneş paneli kurulumu kapasite planlaması nasıl yapılır?

Kapasite planlaması, üniversitenin ne büyüklükte (kW veya MW cinsinden) bir güneş enerjisi sistemi kurması gerektiğinin belirlenmesidir. Bu planlama yapılırken şu adımlar izlenir:

  1. Mevcut Enerji Tüketiminin Analizi: Öncelikle üniversitenin yıllık elektrik tüketimi kilovat-saat (kWh) olarak tespit edilir. Elektrik faturaları incelenerek aylık ve mevsimsel tüketim eğilimi anlaşılır. Örneğin bir üniversitenin yılda 5 milyon kWh tüketimi varsa, bu referans alınır. Ayrıca tüketimin gün içindeki dağılımı (gündüz-gece) da önemli bir veridir, çünkü güneş enerjisi üretimi yalnızca gündüz gerçekleşir. Eğer tüketimin büyük bölümü gündüz ise, GES ile karşılama oranı daha yüksek olacaktır.
  2. Hedef Karşılama Oranının Belirlenmesi: Üniversite yönetimi, elektriğin yüzde kaçını güneşten karşılamak istediğine karar verir. Bazıları tam bağımsızlık hedefleyip %100’e yakın bir oran isteyebilir, bazıları bütçe ve alan kısıtına göre %30-50 bandını hedefleyebilir. Örneğin, %50 karşılamayı hedefleyen bir üniversite 5 milyon kWh tüketiyorsa yılda ~2.5 milyon kWh üretecek bir sistem planlar.
  3. Gereken Kurulu Gücün Hesabı: Bölgenin güneşlenme verileri kullanılarak, istenen yıllık üretimi sağlayacak kurulu güç hesaplanır. Türkiye’de kabaca her 1 kW panel, yılda 1300-1500 kWh üretebilmektedir (bölgeye göre değişir, Güneydoğu’da daha fazla, Karadeniz’de daha az). Hesap yaparken muhafazakar bir kapasite faktörü alınır. Örneğin İstanbul için 1 kW ≈ 1300 kWh/yıl, Antalya için 1 kW ≈ 1600 kWh/yıl gibi. Eğer üniversite yılda 2.5 milyon kWh üretmek istiyorsa ve bulunduğu ilde 1 kW ≈ 1400 kWh ise, gereken güç ~1786 kW (yaklaşık 1.8 MW) olarak hesaplanır (2,500,000 / 1400 ≈ 1786). Bu tür hesaplar yapılırken sistem kayıpları (inverter kaybı, toz vs.) da göz önüne alınır ve genellikle %10 civarı kayıp payı eklenir.
  4. Fiziksel Alan ve Bütçe Kısıtlarının Kontrolü: Hesapla bulunan kurulu gücün yerleştirilebileceği alan mevcut mu, bütçe bunu kaldırabiliyor mu kontrol edilir. Örneğin hesap 1.8 MW dediyse bunun için ~18 bin m² alan gerekiyor (arazi veya toplam çatı). Üniversitede bu alan yoksa hedef kapasite revize edilir. Ya da bütçe ancak 1 MW’a yetiyorsa, karşılama hedefi bir miktar düşürülür. Bu bir iteratif süreçtir; hem teknik istekler hem pratik kısıtlar dengelenir.
  5. Lisanssız Üretim Limitlerine Uyum: Planlanan kapasitenin yasal sınırlar içinde olduğundan emin olunur. Lisanssız üretim üst limiti ticarethane aboneleri için 5 MW olduğundan, üniversite 5 MW üzerinde bir ihtiyacı olsa bile tek bir noktada 5 MW ile sınırlıdır. Eğer kampüs birden çok bağlantı noktasına sahipse, her birine ayrı GES kurarak toplamı artırmak mümkün olabilir (her trafo için ayrı 5 MW mesela). Planlama aşamasında bu mevzuat kriterleri de gözetilir.
  6. Kapasite Adımları: Bazen tüm kapasiteyi tek seferde kurmak yerine aşamalı yaklaşım seçilebilir. İlk etapta 1 MW kurulup sonuçlar gözlenir, sonra 1 MW daha eklenir gibi. Böylece öğrenme ve bütçeye yayma imkanı olur.

Bu planlama sonrasında, ortaya konan kapasite hedefine göre projelendirme başlar. Örneğin planlama 1,5 MW çatı+arazi GES kurulumu şeklinde sonuç verdiyse, mühendisler detay proje tasarımını bu hedefe uygun yaparlar. Kapasite planlamasında ayrıca gelecekteki genişleme öngörüleri de yapılabilir; mesela “ileride elektrikli araç şarjı artacak, tüketim yükselecek” düşüncesi varsa biraz daha büyük tasarlamak gerekebilir.

Sonuç olarak, üniversite için güneş paneli kurulumu kapasite planlaması, enerji ihtiyaç analizi ve fizibilite verilerine dayanarak optimum kurulu gücün belirlenmesi işidir. Bu sayede üniversite ne kadar yatırımla ne kadar tasarruf/üretim elde edeceğini önceden hesaplayabilir ve projeyi boyutlandırabilir.

Üniversite için güneş paneli kurulumu ne kadar sürede tamamlanır?

Bir üniversitede güneş paneli kurulumu süreci, proje hazırlığından devreye almaya kadar birkaç aşamadan oluşur ve toplam süre genellikle 4 ile 12 ay arasında değişir. Süreyi etkileyen faktörler projenin büyüklüğü, izin süreçlerinin uzunluğu ve saha koşullarıdır. Aşamalara göre kabaca zaman çizelgesi şöyledir:

  • Proje Geliştirme ve İzin Aşaması (2-6 ay): İhtiyaç analizi, fizibilite ve mühendislik proje çizimleri birkaç hafta ile bir ay alabilir. Ardından dağıtım şirketine lisanssız üretim başvurusu yapılır. Çağrı mektubu alma süresi, dağıtım şirketinin çalışma hızına göre genellikle 1-2 ay sürer. Sonrasında proje onayı ve bağlantı anlaşması süreçleri için evrak hazırlama ve onay bekleme aşamaları gelir. Bu kısım da 1-2 ayı bulabilir. Bazen bürokratik süreçler daha uzun sürebilir; eksik belge tamamlamak, mevzuata uygunluk kontrolü derken toplamda 3-6 ayı bulabilmektedir.
  • Satın Alma ve Lojistik (1-2 ay): İzinler alınırken paralel olarak malzeme temini süreci başlatılır. Paneller, inverterler sipariş edilir. Eğer ithal ürün kullanılacaksa teslim süresi birkaç ay olabilir; yerli stoktan bulunursa daha hızlı gelir. Montaj konstrüksiyonu imalatı da zaman alabilir. İyi planlama ile malzemeler inşaata başlanacağı zamanda teslim edilecek şekilde ayarlanır.
  • Saha Kurulum ve İnşaat (1-3 ay): Saha çalışmaları kapsam ve büyüklüğe göre değişir. Küçük çatı projeleri birkaç haftada tamamlanabilirken, birkaç MW’lık geniş bir kurulum 2-3 ay sürebilir. Montaj sürecinde önce altyapı (örneğin çatıda ankraj montajı veya arazide kazık çakımı) yapılır, sonra paneller ve elektrik ekipmanları takılır. Örneğin günde 50-100 panel montajı yapılabilirse, 5000 paneli olan bir proje ~50-60 işgünü (yaklaşık 2-3 ay) sürebilir. Ekip sayısı artırılarak süre kısaltılabilir.
  • Testler ve Devreye Alma (2-4 hafta): Kurulum tamamlanınca, sistemin testleri yapılır. Inverterler tek tek devreye alınır, üretim değerleri kontrol edilir. Dağıtım şirketi ile koordineli olarak geçici kabul gerçekleştirilir. Geçici kabul sürecinde ölçü aletleriyle sistem parametreleri kontrol edilir, tutanaklar hazırlanır. Bu süreç genelde birkaç gün ile bir hafta arasındadır, ancak yoğunluk ve randevu durumuna göre birkaç hafta önceden planlanmalıdır.
  • Toplam Süre: Eğer süreçte büyük aksaklıklar olmazsa, orta ölçekli bir üniversite GES projesi 6 ay civarında tamamlanabilir. Örneğin Mart’ta başlanırsa Eylül gibi devrede olabilir. Ancak izinlerin uzaması, malzeme gecikmesi gibi durumlar süreci 1 yıla yaklaştırabilir. Büyük projelerde (birden fazla kampüste uygulama gibi) 12 ayı geçmesi de mümkündür.

Gerçek bir örnek vermek gerekirse, 1 MW civarında çatı GES projeleri için çoğu firma 4-6 ay arasında bitirme hedefi verir. Bürokrasinin daha hızlı ilerlediği ve malzemenin hazır olduğu durumlarda 4 ayda bile tamamlanan projeler vardır. Öte yandan, üniversite gibi kurumlarda karar alma süreçleri zaman alırsa proje başlangıcı gecikebilir.

Sonuç olarak, üniversite için güneş paneli kurulumu süresi yaklaşık bir eğitim-öğretim dönemi (yarım yıl) kadardır demek yanlış olmaz. Planlamanın düzgün yapılıp tüm paydaşların (üniversite yönetimi, yüklenici firma, dağıtım şirketi) takvimine uyulması halinde proje makul bir süre içinde tamamlanacaktır.

Üniversite için güneş paneli kurulumu ile üretilen fazla elektrik şebekeye satılabilir mi?

Evet, üniversite kampüsünde kurulan güneş panellerinin ürettiği ve üniversitenin o anki tüketimini aşan elektrik enerjisi, yasal mevzuat çerçevesinde şebekeye verilip satış geliri elde edilebilir. Bu durum, lisanssız elektrik üretimi yönetmeliği kapsamında düzenlenmiştir. Temel prensip şudur: Güneş enerjisi sistemi öncelikle üniversitenin öz tüketimini karşılar, eğer üretim tüketimden fazla ise bu fazla kısım otomatik olarak elektrik dağıtım şebekesine akar ve aylık bazda mahsuplaşma yapılır.

Mahsuplaşma mekanizması şöyle işler: Her ay sonunda üniversitenin çektiği elektrik miktarı (gece veya ihtiyaç anında şebekeden alınan) ile GES’in şebekeye verdiği elektrik miktarı karşılaştırılır. Eğer üretilen fazla ise, net fazla enerji kilovat-saat cinsinden belirlenir ve dağıtım şirketi bu miktarı satın alır. Eğer tüketim üretimden fazla ise, üniversite sadece net tüketim kadar fatura öder.

Fazla elektrik satışı için belirlenen fiyat, lisanssız üreticiler için genellikle ilgili abone grubunun elektrik birim fiyatı veya piyasa takas fiyatına göre şekillenir. 2023 itibarıyla uygulanmakta olan yöntem, fazladan verilen enerjinin TL bazlı birim bedelinin aktif elektrik birim fiyatına endeksli olmasıdır. Örneğin, üniversite ticarethane tarifesinden elektrik alıyorsa, fazla enerjiyi de yaklaşık o tarife birim fiyatından dağıtım şirketine satar (vergiler ve fonlar düşüldükten sonra). Bu sayede üniversite ay sonunda elektrik faturasında alacaklı bile çıkabilir.

Ancak burada kritik bir nokta: Lisanssız GES projelerinde, sisteme verilen enerji miktarı yıllık tüketimi aşamaz şartı (2022’de yönetmelikte yapılan değişiklikle) getirilmiştir. Yani bir yılda şebekeye satılan enerji, üniversitenin o yıl tükettiği enerjiyi geçerse, aşan kısım için alım garantisi olmayabilir veya kısıtlama gelebilir. Bu düzenleme, projelerin öz tüketim odaklı kalmasını teşvik etmek içindir. Dolayısıyla üniversite, GES boyutunu genelde kendi tüketimine göre planlar ki sürekli fazla üretip boşa enerji vermesin.

Örneğin Hasan Kalyoncu Üniversitesi ilk kurduğu 196 kW’lık çatı GES ile öz tüketim fazlasını Gaziantep’teki dağıtım şirketine sattığını belirtmiştir. YEKDEM kapsamındaki fiyat üzerinden satış yapılmış ve bu gelir üniversiteye ek kazanç sağlamıştır. Bugün de benzer şekilde, birçok üniversite kurduğu paneller sayesinde zaman zaman şebekeye enerji verip gelir elde etmektedir.

Sonuç olarak, üniversite için güneş paneli kurulumundan elde edilen fazla enerji şebekeye satılabilir ve üniversiteye ek gelir yaratabilir. Bu işlem otomatik sayaçlarla ve dağıtım şirketinin mevzuata uygun şekilde hazırladığı ikili anlaşmalarla yürür. Üniversite, her ay gelen faturada eğer üretimi tüketiminden fazlaysa satıştan doğan kazancı da görebilir. Bu mekanizma, güneş enerjisi yatırımının cazibesini artıran önemli bir faktördür.

Üniversite için güneş paneli kurulumu yapılan örnek projeler nelerdir?

Türkiye’de birçok üniversite, kampüslerinde güneş enerjisi sistemleri kurarak kendi elektriğini üretme yoluna gitmiştir. İşte dikkat çeken bazı örnek projeler ve ulaştıkları sonuçlar:

  • Dokuz Eylül Üniversitesi (İzmir): Farklı kampüslerindeki çatı, otopark ve açık alanlara kurulan panellerle toplam 160.000 m²’lik bir kurulu alan sağlanmıştır. Bu sayede yılda yaklaşık 25 milyon kWh elektrik üretilmekte ve üniversitenin ihtiyacının %70’i karşılanmaktadır. Bu, Türkiye’de üniversite ölçeğinde en büyük GES projelerinden biridir.
  • Harran Üniversitesi (Şanlıurfa): Osmanbey Kampüsü’nde arazide kurulan güneş enerjisi santrali ile yıllık 9 GWh (gigawatt-saat) elektrik üretim kapasitesi elde edilmiştir. Bu üretim, Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin tüm enerji ihtiyacını karşılamaya yetmektedir.
  • İnönü Üniversitesi (Malatya): 2015’ten bu yana devrede olan güneş santralinde 21.177 adet panel bulunmaktadır ve yıllık ortalama 8,7 milyon kWh üretim yapılmaktadır. Bu enerji, Turgut Özal Tıp Merkezi’nin elektrik ihtiyacının yaklaşık %20’sini karşılar duruma gelmiştir.
  • Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (Antalya): 2024’te devreye giren proje kapsamında üniversite binalarının çatılarına ve otopark alanlarına kurulan sistemlerle yıllık 2,1 milyon kWh üretim planlanmıştır. Hedef, kampüsün tüm elektrik ihtiyacını yenilenebilir enerjiden sağlamak, yani %100 öz yeterlilik sağlamaktır.
  • Bayburt Üniversitesi: 20.000 m²’lik bir alana kurduğu güneş panelleri ile yıllık 1,75 milyon kWh enerji üretimine ulaşmıştır. Bu, üniversitenin ihtiyacının yaklaşık %60’ını karşılamaktadır.
  • Ortadoğu Teknik Üniversitesi (Ankara): Ayaslı Araştırma Merkezi’nin çatısına kurulan 50 kW’lık sistemle bu binanın ihtiyacı tamamen karşılanıyor. Ayrıca üç yurt binasına kurulan panellerle yılda 986.816 kWh (yaklaşık 1 GWh) elektrik üretiliyor.
  • Başkent Üniversitesi (Ankara): 2021’de devreye aldığı güneş enerjisi sistemleriyle üniversitenin elektrik ihtiyacının tamamını karşılar hale gelmiştir. Bu, bir üniversitenin grid-den bağımsız hale gelmesi bakımından önemli bir örnek.
  • Hasan Kalyoncu Üniversitesi (Gaziantep): 2 MW gücündeki güneş enerjisi tesisleriyle enerji ihtiyacının %51’ini karşılamaktadır. Ayrıca 2015’te Türkiye’de güneşten enerji üreten ilk üniversite unvanına sahiptir. HKÜ’nün ilk 196 kW’lık çatı GES’i 8 ayda 292 bin kWh üretim yaparak 170 ton CO₂ salımını engellemiştir.
  • Sabancı Üniversitesi (İstanbul): Enerjisa iş birliğiyle kampüse 2.3 MW kapasiteli çatı/otopark GES kurulmuş, üniversitenin elektrik ihtiyacının %60’ını karşılar hale gelinmiştir.
  • Marmara Üniversitesi (İstanbul): Yeni inşa edilen Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi’nde 7,2 MW kapasiteli dev bir çatı GES kurulumu devam etmektedir, tamamlandığında İstanbul’daki en büyük çatı GES’lerden biri olacaktır.

Yukarıdaki örnekler dışında da çok sayıda üniversite güneş enerjisi projelerine imza atmıştır. Örneğin Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi yıllık 20 milyon kWh üretimle toplam enerji ihtiyacının %3’ünü karşılayarak büyük bir çevresel katkı yapmaktadır. Amasya Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi çatısındaki sistemle binanın enerjisinin yarısını sağlamaktadır. Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Meslek Yüksekokulu’na kurduğu GES ile aylık 18 bin kWh üretim yapmaktadır.

Bu örnek projeler, üniversitelerin hem ekonomik kazanç hem de çevresel fayda elde ettiğini göstermektedir. Birçok üniversite, sürdürülebilirlik raporlarında bu projelerin sonuçlarını paylaşmakta, karbon salımındaki azalmaları vurgulamaktadır. Sonuç olarak Türkiye’de üniversite için güneş paneli kurulumu uygulamaları yaygınlaşmakta ve her geçen gün yeni başarı hikayeleri eklenmektedir.

Örnek Projeler Tablosu: Aşağıdaki tabloda bazı üniversitelerin GES projelerinin özet bilgileri verilmiştir:

Üniversite Kurulu Güç / Panel Sayısı Yıllık Üretim Karşılama Oranı
Dokuz Eylül Üniversitesi 160k m² panel alan (çatı+arazi) 25.000.000 kWh %70
Harran Üniversitesi (Arazi GES) – kapasite 9 GWh 9.000.000 kWh %100 (Hastane)
İnönü Üniversitesi 21.177 panel (∼5 MW tahmini) 8.700.000 kWh %20 (Tıp Merkezi)
Alanya A. Keykubat Üniv. (Çatı+Otopark GES) – 2,1 MW plan 2.100.000 kWh %100 (planlanan)
Bayburt Üniversitesi 20.000 m² panel alan 1.750.000 kWh %60
Başkent Üniversitesi (Çatı/Arazi GES) – ? veri yok %100 (tamamı)
Sabancı Üniversitesi ~2,3 MW (çatı & otopark) veri yok %60
Hasan Kalyoncu Üniv. 2 MW veri yok %51
Van Yüzüncü Yıl Üniv. bilgi yok 20.156.548 kWh %3
Amasya Üniversitesi bilgi yok bilgi yok %50 (bir bina)

Not: Tablodaki veriler AA haberlerinden derlenmiştir; bazıları kapasite, bazıları üretim bilgisi vermektedir. Boş kalan kısımlar için açık kaynaklarda net bilgi olmayabilir.

Üniversite için güneş paneli kurulumu çevresel etkileri nasıldır?

Üniversite kampüsünde güneş paneli kurulumu, çevresel açıdan son derece olumlu etkiler doğurur. Başlıca çevresel faydaları şöyle özetlenebilir:

  • Karbon Ayak İzinin Azalması: Güneş enerjisi kullanımı, fosil yakıt kaynaklı elektrik tüketimini azaltır. Böylece atmosfere salınan CO₂ miktarında düşüş sağlanır. Örneğin Hasan Kalyoncu Üniversitesi’ndeki 196 kW’lık çatı GES, devreye alındığı 8 ay içinde 292.260 kWh enerji üreterek 170 tonun üzerinde CO₂ salımını engellemiştir. Bu, güneş enerjisinin iklim değişikliğiyle mücadeleye somut katkısını gösterir. Üniversiteler ne kadar çok yenilenebilir enerji kullanırsa, o kadar az sera gazı emisyonu olur. Toplu olarak düşünürsek, birçok üniversitenin GES kurması ülkenin karbon emisyonunu binlerce ton azaltabilir.
  • Hava Kalitesinin Korunması: Güneş panelleri enerji üretirken herhangi bir yanma söz konusu olmadığı için SO₂, NOx, partikül madde gibi kirleticileri üretmez. Fosil yakıt santrallerinden çekilen elektrik azaldıkça bu kirleticilerin emisyonu da azalır. Özellikle şehir içinde yer alan üniversite kampüsleri kendi enerjisini üretirse şehir şebekesindeki yük azalır ve dolaylı olarak termik santrallerin yakıt tüketimi düşer, hava kalitesine olumlu yansır.
  • Su Tüketiminin Azalması: Termik santraller (özellikle kömür ve doğalgaz) soğutma için ciddi miktarda su kullanır. Güneş enerjisi santralleri ise operasyon sırasında neredeyse hiç su kullanmaz (sadece panel temizliği için az miktar su gerekebilir). Dolayısıyla güneş paneli kurulumları, enerji üretiminin su ayak izini de azaltır.
  • Gürültü ve Atık Olmaması: Güneş panelleri sessiz çalışır; üniversite kampüsünde gürültü kirliliği yaratmaz. Aynı şekilde herhangi bir atık gaz, kül, atık su gibi yan ürün üretmez. Bu sayede kampüs ekosistemi (öğrenciler, bitki örtüsü, hayvanlar) olumsuz etkilenmez. Aksine paneller güneşten elektrik üretirken çevreye zarar vermez.
  • Arzın Yerelleşmesi ve Kayıpların Azalması: Çevresel etkinin yanı sıra, yerinde enerji üretimi şebeke iletim kayıplarını düşürür. Uzaktaki santralden elektrik getirmek için iletim hatlarında oluşan kayıplar azalır, enerji verimliliği artar. Verimli enerji kullanımı da dolaylı bir çevresel faydadır; zira daha az üretimle ihtiyacın karşılanması demektir.

Elbette, güneş paneli üretimi ve kurulumu sürecinde de bazı çevresel izler vardır (örneğin panel üretiminde enerji ve materyal kullanımı). Ancak araştırmalar, bir güneş panelinin üretiminde harcanan enerjinin genelde 1-2 yıl içinde panel tarafından üretilerek “geri ödendiğini” göstermiştir. Yani panel kurulduktan sonraki her üretim, net pozitif temiz enerjidir.

Panellerin 25-30 yıl sonraki geri dönüşüm meselesi de bir konudur. Fotovoltaik panellerin büyük kısmı cam, metal ve yarı iletkenlerden oluşur; bu malzemeler geri dönüştürülebilir. Türkiye’de de zamanla panel geri dönüşüm tesislerinin gelişmesi beklenmektedir.

Sonuç olarak, üniversite için güneş paneli kurulumu çevresel sürdürülebilirlik açısından çok faydalıdır. Karbon emisyonlarını düşürerek iklim dostu kampüs olmayı sağlar, hava kirliliğini azaltır ve yenilenebilir enerji farkındalığını artırır. Bu tür projeler, üniversitelerin “yeşil kampüs” hedeflerine ulaşmasında kilit rol oynar.

Üniversite için güneş paneli kurulumu şebeke bağlantılı mı yapılır, depolama gerekir mi?

Üniversite güneş paneli kurulumları çoğunlukla şebeke bağlantılı (on-grid) sistemler olarak tasarlanır. Bu, üretilen elektriğin doğrudan üniversitenin elektrik şebekesine verilmesi ve ihtiyaç fazlası veya ihtiyaç anında şehir şebekesinden elektrik alınması anlamına gelir. Şebeke bağlantılı sistemlerde, enerji depolamak için akü kullanımı zorunlu değildir çünkü şebeke adeta “sanal bir depo” işlevi görür: Gündüz fazla ürettiğiniz elektriği şebekeye verip geceleri geri alabilirsiniz (mahsuplaşma ile). Lisanssız üretim yönetmeliği de zaten bu model üzerine kuruludur.

Dolayısıyla tipik bir üniversite GES projesinde batarya depolama sistemi yer almaz. Bunun sebepleri: Büyük ölçekli depolama sistemlerinin maliyetinin yüksek olması ve şebekenin güvenilir şekilde mevcut olmasıdır. Üniversitenin elektrik ihtiyacı gece saatlerinde şebekeden karşılanır, gündüz ise güneşten; böylece aküsüz bir denge kurulur. Örneğin gündüz üretilen fazla enerji şebekeye verilip gece geri alındığında, akü kullanmadan benzer bir etki sağlanmış olur.

Ancak bazı özel durumlar veya tercihler olabilir:

  • Kritik Yükler İçin Depolama: Üniversite bünyesinde kesintisiz çalışması gereken laboratuvarlar, hastane birimleri veya veri merkezleri varsa, buraların yedeklenmesi için batarya veya kesintisiz güç kaynağı (UPS) sistemleri kullanılabilir. Güneş panelleri de gündüz aküleri şarj ederek bu sistemlere katkıda bulunabilir. Fakat bu daha çok bir kesintisiz güç çözümüdür, genel sistem için değil.
  • Şebekeden Bağımsız (Off-grid) Uygulamalar: Bazı istisnai durumlarda, şebeke erişiminin olmadığı üniversite tesislerinde (örneğin kırsalda bir araştırma istasyonu) güneş panelleri depolama ile birlikte off-grid çalışabilir. Fakat şehir şebekesine bağlı bir ana kampüste off-grid sistem kullanılmaz; sürekli enerji ihtiyacı ve ölçek düşünüldüğünde pratik değildir.

Türkiye’de lisanssız üretim mevzuatı 2022 yılında depolamalı üretim tesislerini de kapsam içine almıştır. Yani isteyen lisanssız yatırımcılar, sistemlerine batarya entegre edebilirler. Bu sayede ürettiği elektriği depolayıp istediği zaman şebekeye verebilir veya kendi kullanabilir. Fakat bu daha çok sanayi tesislerinin talep yönetimi için düşünülmüştür. Üniversite ölçeğinde de böyle bir depolama, pik saatlerde şebekeden çekişi azaltmak veya acil durum yedeği sağlamak için değerlendirilebilir. Ancak şu anki ekonomik koşullarda, depolama sisteminin getirisi maliyetini pek karşılamamaktadır.

Özetle, üniversite için güneş paneli kurulumu genellikle şebeke bağlantılı yapılır ve akü depolaması gerekmez. Şebeke bulunduğu sürece, güneş enerjisi sistemi üniversitenin tüketimiyle senkronize çalışır; fazla üretim şebekeye gider, yetersiz kaldığında şebekeden alınır. Bu da en ekonomik ve basit işletme modelidir. Depolama ancak özel gereksinimler varsa veya ileride batarya fiyatları çok düşerse gündeme gelebilecek, isteğe bağlı bir bileşendir.

Üniversite için güneş paneli kurulumu elektrik faturasını nasıl etkiler?

Üniversite kampüsünde bir güneş paneli sistemi devreye alındığında, bunun elektrik faturası üzerindeki etkisi hemen hissedilir. Temel olarak güneş enerjisi, üniversitenin dış şebekeden satın aldığı elektrik miktarını azaltır, dolayısıyla faturayı düşürür. Etkinin boyutu, üretilen enerjinin tüketimi karşılama oranına bağlıdır:

  • Azalan Çekiş Miktarı: Güneş panelleri devredeyken üniversite, ihtiyacı olan elektriği öncelikle anlık güneş üretiminden karşılar. Örneğin güneşli bir öğlen vakti kampüs 1000 kWh güç çekiyorsa ve GES 600 kWh üretiyorsa, şebekeden sadece 400 kWh çekilecek demektir. Bu, o saat diliminde %60 daha az enerji satın alındığı anlamına gelir. Gün içine yayılan bu etkiler, aylık toplam tüketimi belirgin biçimde azaltır. Sonuçta elektrik faturasındaki “çekilen enerji (kWh)” kalemi düşer.
  • Güç Bedeli ve Demand Ücretleri: Büyük tüketicilerde talep gücü üzerinden de ücretlendirme olabilir (Trafo kapasitesi veya kVA üzerinden). Güneş enerjisi üretimi pik yükleri azaltırsa, üniversitenin çekiş gücü talebi de düşebilir. Örneğin normalde öğlen saatlerinde 2 MW çekiyorken GES ile 1 MW’a düşüyorsa, anlaşma gücünün altında kalınarak cezalı tarife riskleri önlenebilir. Bu da reaktif/kapasitif ceza gibi ek maliyetlerin önüne geçebilir.
  • Dağıtım Bedeli ve Vergiler: Türkiye’de faturalarda enerji bedeli yanında dağıtım bedeli ve vergiler de tüketilen enerji miktarıyla orantılıdır. Güneş enerjisiyle şebekeden çekilen enerji azalınca, bu bedeller de oransal olarak azalır. Yani sadece enerji bedelinden değil, tüm fatura toplamından tasarruf edilir.
  • Mahsuplaşma ve Satış Geliri: Ay sonunda eğer üretim tüketimi aşmışsa, fazla enerji için satış geliri elde edilebilir. Bu durum faturaya alacak olarak yansıtılır. Örneğin üniversite o ay net 10.000 kWh enerji satmışsa, faturada enerji bedeli hanesinde -10.000 kWh görünecek ve parasal karşılığı düşülecektir. Bu durum bazı aylarda faturanın sıfırlanması ya da üniversitenin elektrik şirketinden ödeme alması şeklinde bile sonuçlanabilir. Yalnız genelde sistemler tüketimi tam aşmayacak boyutta seçildiğinden faturalar düşük ama pozitif gelmeye devam eder.
  • Örnek Hesap: Diyelim ki bir üniversitenin aylık elektrik faturası GES öncesi 500.000 TL olsun. GES kurulduktan sonra üniversite ihtiyacının %50’sini güneşten karşılamaya başladı. Bu durumda faturanın enerji ve dağıtım kalemleri yarıya yakın düşecektir. Kısaca 500 bin TL fatura muhtemelen 250-300 bin TL’ye inecektir (vergiler gibi sabit kısımlar ufak oynamalar yapabilir). Yıllık bazda bakarsak, 6 milyon TL yerine 3-3.5 milyon TL ödenecektir; aradaki fark GES sayesinde tasarruf edilmiştir.

Unutulmamalı ki faturada düşüş, güneşin durumuna göre mevsimsel dalgalanır. Yaz aylarında güneş üretimi yüksek olduğundan faturalar minimuma inerken, kışın üretim azalır ve şebekeden alım artar. Yıllık toplamda ise ciddi bir tasarruf gerçekleşir. Örneğin Ege Üniversitesi gibi büyük tüketimi olan bir kurum, GES ile yılda milyonlarca liralık elektrik alımını kesebilmektedir.

Ayrıca üniversite öz tüketimini güneşten sağladığı oranda, elektrik birim fiyatlarındaki olası zamların etkisinden de korunmuş olur. Şöyle ki, şebeke elektriğine gelen zam sadece kalan tüketime uygulanır, güneşten gelen kısım bedavaya üretildiği için zamlardan etkilenmez. Bu da bütçe planlamasında avantaj sağlar.

Sonuç olarak, üniversite için güneş paneli kurulumu elektrik faturasını düşürerek kurum bütçesine doğrudan olumlu yansır. Tasarruf edilen tutar, yatırımın geri dönüşünü sağlar ve sonrasında üniversiteye uzun vadeli mali rahatlık getirir. Hatta yeterli kapasite kurulduğunda, bazı aylarda üniversite hiç fatura ödemez hale gelebilir veya net üretici konumunda olabilir.

Üniversite için güneş paneli kurulumu sürecinde hangi kurumlarla çalışılır?

Üniversite kampüsünde bir güneş enerjisi santrali kurulumu, birden fazla kurum ve kuruluşla etkileşim gerektiren bir süreçtir. Başlıca paydaşlar ve rolleri şöyledir:

  • Elektrik Dağıtım Şirketi: Üniversitenin bulunduğu bölgedeki elektrik dağıtım şirketi (örneğin Başkent EDAŞ, BEDAŞ, TEDAŞ vs. bölgesel dağıtıcı) sürecin merkezindeki kurumdur. Lisanssız üretim başvurusu doğrudan dağıtım şirketine yapılır, teknik değerlendirme ve Çağrı Mektubu bu şirket tarafından verilir. Proje onayı, geçici kabul gibi aşamalarda da dağıtım şirketinin mühendisleri ile yakın çalışılır. Özetle dağıtım şirketi, GES’in şebekeye bağlantısını koordine eden ve onaylayan taraftır.
  • TEDAŞ (Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.): Eğer proje yüksek gerilim seviyesinde bağlanıyorsa ya da özel bir durum varsa, proje onayında TEDAŞ Genel Müdürlüğü devreye girebilir. Özellikle kamu kurumlarının (üniversiteler dahil) GES projelerinde TEDAŞ Proje Onay birimi projeleri inceleyip onaylayabilmektedir. Alçak gerilim çatı projelerinde çoğunlukla bölgesel dağıtım şirketi onayı yeterli olsa da, bazı projelerde TEDAŞ’ın teknik değerlendirmesi istenebilir.
  • TEİAŞ (Türkiye Elektrik İletim A.Ş.): Üniversite GES projeleri genelde dağıtım sistemine (OG veya AG) bağlanır, TEİAŞ iletim sistemine bağlanmaz. Ancak eğer üniversite çok büyük bir proje yapacak ve iletim seviyesinden (154 kV gibi) bağlanacak olsaydı, TEİAŞ devreye girerdi. Lisanssız için böyle bir senaryo nadirdir (5 MW üst sınırı nedeniyle). Yine de sistem çalışmaya başladıktan sonra, üretilen enerji TEİAŞ’ın dengeden sorumlu olduğu genel şebekeye katkı yapar; bu nedenle TEİAŞ ile veri akışı (üretim bildirimleri vs.) dolaylı olarak olabilir.
  • EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu): Lisanssız elektrik üretimi çerçevesini belirleyen regülasyon EPDK tarafından hazırlandığından, üniversitenin proje sürecinde EPDK’nın mevzuatına uyum esastır. EPDK doğrudan bir onay mercihi değildir lisanssız projelerde (lisanslı projelerde lisans verir). Ancak lisanssız projeler için EPDK’ya kayıt yaptırılması, yıllık üretim bildirimlerinin EPDK formatında yapılması gibi yükümlülükler vardır. Ayrıca EPDK, mahsuplaşma ve tarife konularında kararları belirler. Örneğin ihtiyaç fazlası enerjinin satın alma fiyatı EPDK düzenlemesine göre belirlenir. Sonuçta, EPDK ile üniversite doğrudan değil ama dolaylı/düzenleyici bir ilişki içindedir.
  • Belediye ve İmar Birimleri: Eğer GES kurulumu için inşaat ruhsatı gerekiyorsa (özellikle araziye GES yapılıyorsa ve yapılaşma sayılacaksa), ilgili belediyeden veya imar müdürlüğünden izin alınabilir. Çatı GES’lerde genelde ek ruhsat istenmez; ancak bazı belediyeler büyük çatı kurulumlarında statik onay isteyebilir. Ayrıca görsel veya tarihi yapılarla ilgili kısıtlar varsa, ilgili koruma kuruluyla temas etmek gerekebilir.
  • Çevre ve Şehircilik/İklim Bakanlığı: Büyük ölçekli projelerde (genelde 1 MW üstü arazi GES’lerde) ÇED muafiyet yazısı veya kararı gerekebiliyor. Üniversite kampüsü içerisindeki bir proje muaf sayılabilir, ancak resmi olarak ÇED Yönetmeliği kapsamında ilgili il müdürlüğünden “ÇED Gerekli Değildir” yazısı almak sürecin parçası olabilir.
  • YÖK (Yükseköğretim Kurulu) ve Bakanlıklar: Her ne kadar doğrudan izin mercihi olmasalar da, kamu üniversiteleri için stratejik yatırımlarda YÖK’ten onay alınması veya ilgili bakanlıkla (enerji, maliye vb.) koordinasyon gerekebilir. Örneğin, bir devlet üniversitesinin böyle bir yatırıma bütçe ayırması YÖK’ün yatırım programına dahil edilebilir. Ayrıca YÖK Başkanı’nın sürdürülebilir kampüs projelerini teşvik ettiğini biliyoruz; bu tür projelerde gerektiğinde YÖK destek sunabilir.
  • Yüklenici Firma ve Danışmanlar: Bunlar resmi kurum değil ancak üniversitenin çalışacağı teknik ekiplerdir. Proje tasarımı için elektrik mühendisleri (danışman firma) ile çalışılır. Kurulum için seçilen yüklenici firma, dağıtım şirketiyle teknik yazışmaları yürütmede üniversiteye yardımcı olur, dosyaları hazırlar, kabul işlemlerinde bulunur. İyi bir yüklenici, ilgili tüm kurumlarla koordinasyonu sağlar.

Özetle, üniversite için güneş paneli kurulumu sürecinde en yoğun ilişki elektrik dağıtım şirketi iledir; çünkü başvuru ve kabul onun üzerinden yürür. Onun dışında TEDAŞ/TEİAŞ teknik onay mercileri, EPDK düzenleyici otorite, belediye/imar gibi yerel otoriteler ve gerekiyorsa YÖK/Bakanlık gibi üst kurumlar devrede olabilir. Bu çok paydaşlı yapı, üniversite yönetiminin iyi bir proje koordinasyonu yapmasını ve gereken yerlere zamanında başvurmasını gerektirir.

Üniversite için güneş paneli kurulumu ve dağıtım şirketi ile mahsuplaşma nasıl olur?

Üniversitenin kurduğu güneş enerjisi sistemiyle dağıtım şirketi arasındaki mahsuplaşma, üretilen ve tüketilen elektrik enerjisinin karşılıklı dengelenmesi işlemidir. Bu mekanizma sayesinde üniversite, güneş enerjisi üreterek şebekeden aldığı elektriği azaltırken, zaman zaman şebekeye verdiği elektrik için de kredi kazanır. Mahsuplaşmanın temel prensipleri şunlardır:

  • Aylık Enerji Dengelemesi: Türkiye’de lisanssız üretimlerde mahsuplaşma aylık periyotlarla yapılır. Ay boyunca üniversitenin şebekeden çektiği enerji (tüketim) ve aynı ay içinde şebekeye verdiği enerji (üretim fazlası) çift yönlü akıllı sayaçlar tarafından kaydedilir. Ay sonunda bu iki değer karşılaştırılır. Örneğin Ekim ayında üniversite toplam 100.000 kWh tüketmiş, 75.000 kWh de şebekeye enerji vermişse, net çekiş 25.000 kWh olur ve fatura buna göre düzenlenir. Eğer tersi olsa yani üretim fazlası tüketimi aşsa, bu sefer net besleme miktarı üzerinden üniversite alacaklı olur (dağıtım şirketi ödeme yapar veya sonraki faturalara kredi tanır).
  • Bedelsel Hesaplaşma: Mahsuplaşma sonucu net tüketim kadar tutar üniversiteye fatura edilir. Fazla üretim varsa, bunun bedeli ayrı bir hesapla üniversiteye ödenir. Dağıtım şirketi, EPDK’nin belirlediği tarifeye göre bu hesabı yapar. Şu anki uygulamada, güneşten üretilip şebekeye verilen fazla enerjinin bedeli ticarethane aboneleri için kendi birim fiyatlarıyla, meskenler için kendi fiyatlarıyla ödenmektedir (bu fiyat yapısı zaman zaman değişebiliyor, ancak genel olarak adil bir bedel öngörülür). Örneğin üniversite ticarethane statüsündeyse ve birim enerji fiyatı 2 TL/kWh ise, fazla verdiği her kWh için yaklaşık bu tutarda alacak kazanır (cüz’i dağıtım bedeli kesintileri hariç).
  • Mahsuplaşma Sözleşmesi ve Sayaç: Dağıtım şirketi ile üniversite arasında bir bağlantı anlaşması ve mahsuplaşma esaslarını da içeren sözleşme imzalanır. Bu sözleşme, lisanssız üretim tesisinin hak ve yükümlülüklerini içerir. Dağıtım şirketi, çift yönlü (iki haneli) dijital sayaçlar takar. Bu sayaçlar hem çekilen hem verilen enerjiyi ayrı ayrı kaydeder. Eski sistemlerde TEİAŞ’a dengeleme birimine kayıt vs. gerekliyken, lisanssız üretimde bu basitçe dağıtım şirketinin hesaplamasıyla çözümlenir.
  • Dönemsel Devretme: Aylık mahsuplaşma yapılır ve her ay sıfırlanır. Türkiye’de fazla üretimin bir sonraki aya devretmesi söz konusu değildir; her ay bağımsız değerlendirilir. Yani bir ay fazla verip ertesi aya kredi aktarma yoktur, fazla verdiğiniz ayda parasal olarak alırsınız veya o ayın faturasını sıfırlarsınız. Bu yüzden üniversiteler genelde üretimlerini tüketimleriyle uyumlu tutmaya çalışır, aşırı fazla vermek uzun vadede anlamlı değildir (çünkü fazla verdiğinizde sadece enerji bedelini alırsınız, vergi ve dağıtım bedeli muafiyeti gibi avantajlar kaybolur).
  • Reaktif Ceza ve Denge: Mahsuplaşma sırasında reaktif güç alışverişi de izlenir. Üniversitenin GES’i üretim yaparken inverterler sayesinde şebekeye gerektiğinde reaktif destek verebilir veya çekebilir. Dağıtım şirketi, eğer gerektiğinden fazla reaktif dengesizlik olursa ceza yazabilir. Bu nedenle inverterler genelde cosφ = 1’e yakın çalıştırılır ya da ihtiyaç halinde reaktif kompanzasyon yapılır.

Örnek bir senaryo: Bir üniversite Haziran ayında 50.000 kWh tüketim yaptı, aynı ay güneş santrali 60.000 kWh üretti ve bunun 20.000 kWh’ını anlık ihtiyaç fazlası olarak şebekeye verdi. Ay sonunda çekilen = 50.000, verilen = 20.000. Net çekiş = 30.000 kWh kabul edilir ve üniversite 30.000 kWh’ın faturasını öder. Kalan 20.000 kWh için ise dağıtım şirketi üniversiteye ödeme yapar (veya fatura tutarından düşer). Eğer 60.000 üretip 40.000 tüketim olsaydı, net fazla 20.000 kWh olur ve üniversitenin o ayki elektrik faturası 0 TL olur, ayrıca ~20.000 kWh x Tarife bedeli kadar alacak oluşurdu.

Sonuç olarak, üniversite için güneş paneli kurulumu ile dağıtım şirketi arasında mahsuplaşma, her ay üretilen ve tüketilen enerjinin netleştirilmesi şeklinde yürür. Bu sayede üniversite hem tüketimini bedavaya getirebilir hem de gerektiğinde üretici konumuna geçerek şebekeye katkı sağlayabilir. Bu sistem, yenilenebilir enerji yatırımını teşvik eden ve işleten tarafı koruyan bir mekanizmadır.

Üniversite için güneş paneli kurulumu verimi hava koşullarından nasıl etkilenir?

Güneş paneli kurulumunun elektrik üretim verimi, hava koşullarına ve çevresel faktörlere bağlı olarak günlük ve mevsimsel dalgalanmalar gösterir. Ana etkenler ve etkileri şöyle açıklanabilir:

  • Güneş Işınımı ve Bulutluluk: Panel verimini en çok etkileyen faktör, gelen güneş ışığı miktarıdır. Açık ve güneşli bir havada paneller tam kapasiteye yakın üretim yapabilirken, bulutlu havalarda verim düşer. Yoğun bulut kaplı bir günde üretim, güneşli güne göre %80-90 oranında azalabilir. Yine de modern paneller diffüz ışıkta (yani buluttan süzülerek gelen ışık) bir miktar üretim yapmaya devam ederler. Olumsuz hava koşullarında (kapalı, yağışlı hava) üretim zayıflar ancak tamamen sıfıra inmez; paneller ışık alabildiği ölçüde çalışır. Örneğin yağmurlu bir öğlen, belki kapasitenin %10-20’si kadar güç üretilebilir.
  • Sıcaklık: İlginç bir şekilde güneş panelleri çok yüksek sıcaklıklarda verim kaybına uğrar. Panel yüzey sıcaklığı arttıkça elektriksel verimi bir miktar düşer (genelde silikon paneller için her 1°C artışta %0.4-0.5 verim düşüşü). Bu nedenle yazın kavurucu sıcaklarda, panel yüzeyi 60°C’lere çıktığında üretim kapasitesi biraz azalabilir. Aksine güneşli ama serin günler (örneğin ilkbahar sonu) en verimli durumlardır, çünkü hava soğuk panel serin, ama güneş parlaktır. Tipik paneller 25°C referans sıcaklıkta ölçülür; daha soğukta daha fazla, sıcakta daha az üretirler. Türkiye gibi yazın sıcak ülkelerde, panel arkası havalandırması iyi yapılarak sıcaklık etkisi azaltılmaya çalışılır.
  • Gölge ve Toz: Hava koşullarının dolaylı etkilerinden biri de gölgelenmedir. Bulutların hareketi anlık gölgeler oluşturabilir. Sabah ve akşam saatlerinde çevredeki binalar veya ağaçlar gölge yapıyorsa ilgili panellerin üretimi düşer. Tozlanma da özellikle kurak havalarda birikir. Toz birikimi yoğunlaşırsa panel yüzeyinde bir tabaka oluşturarak güneş ışığını engeller. Bu nedenle uzun süre yağmur almayan yaz dönemlerinde ara sıra suyla temizlemek faydalıdır. Yağmur yağışı ise panelleri doğal olarak temizleyerek toz etkisini giderir.
  • Kar ve Dolu: Kar yağışı durumunda panellerin üzeri karla kaplanırsa üretim neredeyse durma noktasına gelebilir. Genelde paneller eğimli olduğu için kar birikimi belirli bir seviyede kendi kendine kayar. Geniş yüzeyli bir kar yağışı sonrası bakım ekipleri güvenli şekilde çatılara çıkarak panelleri kardan temizleyebilir, bu üretimi hızla toparlar. Dolu yağışı normalde panel yüzeyine zarar vermez (paneller temperli camdan yapıldığından doluya dayanıklıdır) ancak çok iri dolu istisnai hasarlar verebilir; bu risk düşüktür. Karla kaplı günler dışında kışın soğuk ama güneşli günlerde, panel verimi sıcaklığın düşük olması sayesinde iyi bile olabilir.
  • Rüzgar ve Soğutma: Rüzgarlı havalar paneller için iki yönlü etki yapar. Bir yandan, güçlü rüzgarlar panelleri soğutarak verimi az da olsa artırabilir (sıcaklık düşüşü sayesinde). Öte yandan çok yoğun toz veya kum fırtınaları varsa panel yüzeyini kirletebilir. Ayrıca fırtına sırasında anlık toz bulutları güneşi kesebilir.

Kısaca, güneş panellerinin en yüksek verimde çalıştığı durum, güneşli ve serin bir havadır. En düşük verim ise koyu bulutlu veya panelin bir sebeple ışık alamadığı durumlardır. Üniversite için bu, mevsimsel bir planlama anlamına gelir: Yaz aylarında (özellikle Temmuz-Ağustos) üretim pik seviyede olur ancak sıcaklık nedeniyle ufak düşüşler gözlenir; ilkbahar ve sonbahar genelde yüksek verimli ve dengeli üretim sağlar; kışın ise günler kısa ve yağışlı olduğu için üretim en düşük düzeydedir.

Örneğin bir istatistikle açıklarsak: Ankara’da bir panelin Aralık ayında ürettiği enerji, Haziran’ın belki dörtte biri kadardır. Yani Haziran’da 1 kW sistem günde ~5-6 kWh üretirken, Aralık’ta ~1-2 kWh üretebilir. Bu doğal bir mevsimsel etkidir. Üniversitenin yıllık planı bu ortalamalara göre yapılır.

Sonuç olarak, hava koşulları güneş paneli verimini anlık ve mevsimsel olarak etkiler, ancak uzun vadede yıllık ortalama üretim değerleri bu dalgalanmalar hesaba katılarak öngörülür. İyi projelendirilmiş bir sistem, ortalama yıllık üretimi baz alır. Geçici hava koşulları nedeniyle bazı günler az, bazı günler çok üretim olsa da, üniversitenin toplam kazancı ve tasarrufu yıl geneline yayılır.

Üniversite için güneş paneli kurulumu alanındaki güncel gelişmeler nelerdir?

Son yıllarda üniversitelerde güneş paneli kurulumu alanında önemli gelişmeler ve eğilimler yaşanmaktadır. 2020’lerin ortasına geldiğimiz 2025 yılında dikkat çeken güncel gelişmeler şunlardır:

  • Artan Kurulu Güç ve Yeni Projeler: Türkiye genelinde üniversite kampüslerindeki GES projelerinin sayısı hızla artmıştır. 2024 yılı itibarıyla YÖK’ün verilerine göre 81 üniversite kendi temiz enerjisini üretip atıkların geri dönüşümünü sağlayarak karbon ayak izini azaltmak için projeler yürütmektedir. Birçok üniversite güneş enerjisi projelerini stratejik planlarına dahil etmiştir. Özellikle Marmara, Yıldız Teknik, İTÜ gibi büyük üniversiteler 2025’e kadar megavat ölçeğinde sistemleri devreye almak üzere çalışmalar yapmaktadır. Bu eğilim, “yeşil kampüs” olgusunun güçlendiğini gösterir.
  • Yasal Düzenlemelerde Güncellemeler: EPDK, lisanssız elektrik üretim yönetmeliğinde 2022 ve 2023 yıllarında bazı değişiklikler yapmıştır. Örneğin, 5 Mart 2022 tarihli değişiklik ile lisanssız üretimde “tüketim kadar üretim” şartı getirilerek, ihtiyaç fazlası elektrik satışının sınırları çizilmiştir. Ayrıca depolamalı lisanssız üretimin önü açılmış, reaktif güç desteği zorunluluğu getirilmiştir. 2025 itibarıyla da inverterlerde uzaktan izleme ve kontrol zorunlulukları, acil durum kapatma sistemleri gibi teknik yenilikler devreye alınmıştır. Bu düzenlemeler, üniversite projelerini de kapsadığı için, yeni kurulumlar artık bu güncel gerekliliklere uygun yapılmaktadır.
  • Teknolojik İlerlemeler: Güneş paneli teknolojisi sürekli gelişiyor. Verimlilikler artarken maliyetler düşmeye devam ediyor. 2025 yılı civarında piyasada %22-24 verimlilikte paneller yaygınlaşmıştır (geçmişte %15-17 idi). Bu da daha az alanda daha çok güç kurmayı mümkün kılıyor. Ayrıca çift taraflı paneller (bifacial) kullanımı arttı; arka yüzeyden de ışık alarak ek üretim sağlayabiliyorlar. Bazı üniversiteler otopark GES’lerinde bifacial panellerle %5-10 ek kazanç hedefliyor. İnverter tarafında, daha akıllı ve verimli inverterler, hatta mikro-inverter çözümleri gündemde. Bu teknolojik gelişmeler üniversitelerin kurulumlarını daha verimli ve izlenebilir hale getiriyor.
  • Depolama Entegrasyonu ve Mikro-Şebekeler: Henüz yaygın olmamakla birlikte, bazı pilot projelerde kampüslere batarya sistemleri entegre edilmeye başlandı. Özellikle TÜBİTAK destekli Ar-Ge projeleriyle üniversiteler, enerji depolama ve yönetimi konusunda çalışma yapıyorlar. Örneğin 2024’te birkaç üniversitenin kampüsünde küçük ölçekli lityum-iyon bataryalarla güneş enerjisi depolama denemeleri yapılmıştır. Ayrıca mikrogrid (mikro şebeke) konsepti, yani kampüs içindeki yenilenebilir kaynakların, batarya ve jeneratörlerin akıllı yönetimi üzerine çalışmalar söz konusu. Bu sayede kampüs, dış şebekeden bağımsız da çalışabilir hale gelebilecek teknolojiye hazırlanıyor.
  • İş Birlikleri ve Finans Modelleri: Enerji şirketleri ile üniversiteler arasında daha fazla iş birliği görülmeye başlandı. Örneğin Sabancı Üniversitesi’nin projesinde Enerjisa gibi büyük bir enerji şirketi yatırımcı olarak yer aldı. Bu model, özel sektörün sermayesiyle üniversitenin alanının birleştiği kazan-kazan projeleri yaratıyor. Yine bazı üniversiteler, ESCO modeliyle enerji performans sözleşmeleri yaparak yatırım maliyeti olmadan GES kurduruyor. Güncel finansman imkanları, kamu-özel iş birliklerinin önünü açtı.
  • Eğitim ve Farkındalık: Bir diğer gelişme, bu projelerin akademik ve eğitimsel boyutunun da öne çıkmasıdır. Üniversiteler kendi kurduğu GES’leri ders materyali, mühendislik öğrencileri için laboratuvar, tez konusu olarak değerlendiriyor. Ayrıca kampüs içinde öğrenciler ve ziyaretçiler için ekranlar kurularak anlık üretim verileri gösteriliyor, böylece farkındalık artırılıyor. Örneğin bazı kampüslerde “canlı enerji izleme” panoları kondu, öğrenciler ne kadar enerji üretildiğini gerçek zamanlı görebiliyor.

Özetle, üniversitelerde güneş paneli kurulumu alanındaki güncel gelişmeler, daha büyük ölçekli projeler, güncellenen mevzuata uyum, ileri teknoloji kullanımı ve yeni finansman modellerinin devreye alınması şeklinde özetlenebilir. 2025 itibarıyla geldiğimiz noktada, yenilenebilir enerji üniversitelerin sadece bir tasarruf kalemi değil, aynı zamanda prestij ve eğitim unsuru haline gelmiştir. Önümüzdeki yıllarda bu alandaki gelişmelerin ivmelenerek devam etmesi ve her üniversitenin kendi enerjisini üreten sürdürülebilir kampüslere dönüşmesi beklenmektedir.

 

Güneş Paneli Kurulumu, Güneş Enerjisi Paneli Kurulum Maliyeti

Dinlenme Tesisleri İçin Güneş Paneli Kurulumu
Restoran İçin Güneş Paneli Kurulumu
Akaryakıt İstasyonları İçin Güneş Paneli Kurulumu
Apartman İçin Güneş Paneli Kurulumu
Site İçin Güneş Paneli Kurulumu
Plaza İçin Güneş Paneli Kurulumu
Tarla İçin Güneş Paneli Kurulumu
Üniversite İçin Güneş Paneli Kurulumu
Villa İçin Güneş Paneli Kurulumu
Sera İçin Güneş Paneli Kurulumu
Çiftlik İçin Güneş Paneli Kurulumu
Müstakil Ev İçin Güneş Paneli Kurulumu
Otel İçin Güneş Paneli Kurulumu
Avm İçin Güneş Paneli Kurulumu
Fabrika İçin Güneş Paneli Kurulumu
Okul İçin Güneş Paneli Kurulumu
Ev İçin Güneş Paneli Kurulumu
Otopark İçin Güneş Paneli Kurulumu

Kaynakça

  1. Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimi YönetmeliğiResmî Gazete, 12 Mayıs 2019, Sayı: 30772. Bu yönetmelik, lisanssız GES kurulumlarının kapsamını ve sınırlarını belirlemektedir.
  2. Kamu Enerji Projesi (Çevre Şehircilik Bakanlığı)“KAYEP Projesi – Kamu ve Belediye Yenilenebilir Enerji Projesi”, 2023. Kamu kurumlarında (üniversiteler dahil) öz tüketim GES kurulumlarının teşvik edildiği projelere dair bilgi sunar.

 

EÇE Enerji, 2018 yılında, Türkiye sanayisinin öncülerinden EGE ÇELİK’ in güvencesiyle kuruldu. İlk adımda İzmir Aliağa’da bulunan EGE ÇELİK tesislerine elektrik tedariki sağlarken kısa sürede enerji tedarik sektöründe güvenilir, istikrarlı ve sürdürülebilir hizmet sunan bir marka haline geldi.

Bugün, 81 ilde bulunan müşterilerine elektrik tedarik eden EÇE Enerji, GES yatırımları, yeşil enerji tedariki, araç şarj istasyonu hizmetleri ile müşterilerine enerjinin birçok alanında destek veren bir iş ortağı konumundadır. Enerji sektöründe şeffaflık, kalite ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle hareket eden EÇE Enerji; teknolojiyi ve yenilikçiliği merkeze alan anlayışıyla geleceğin ihtiyaçlarına bugünden cevap vermektedir.

Diğer Bloglar
EÇE Enerji ile güvenilir ve sürdürülebilir
elektrik tedarikine başlayın.