Blog
22 Temmuz 2025

Hastaneler İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu

İçindekiler

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumunda yasal dayanaklar nelerdir?

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu, Türkiye’de genel elektrik piyasası mevzuatına dayanır. Temel yasal dayanak, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun ek 5. maddesidir; bu madde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) elektrikli araçlara şarj hizmetinin düzenlenmesi yetkisini vermiştir. Bu yetkiye dayanarak EPDK, 02 Nisan 2022 tarih ve 31797 sayılı Resmi Gazete’de **“Şarj Hizmeti Yönetmeliği”**ni yayımlayarak yürürlüğe koymuştur. Bu yönetmelik, elektrikli araçlara enerji temini sağlayan şarj ünitelerinin ve istasyonlarının kurulumu ile şarj hizmeti sunumuna ilişkin usul ve esasları belirlemektedir. Hastaneler gibi tüm tesisler, şarj istasyonu kurulum ve işletiminde bu yönetmelik hükümlerine tabidir.

Yönetmelik kapsamına göre, şarj hizmeti ticari bir faaliyet olup elektrikli araçlara bedeli karşılığında enerji sağlanmasını ifade eder. Dolayısıyla, hastane sahasında kurulacak şarj istasyonları halka açık ve ücretli hizmet verecekse, bu faaliyet şarj hizmeti mevzuatına tabidir. Kurulumun teknik ve emniyet şartları ayrıca Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği ve ilgili Türk Standartları çerçevesinde değerlendirilir. Hastanelere özel ayrı bir yasal düzenleme bulunmamakla birlikte, tüm resmi kurumlar gibi hastaneler de genel mevzuata uymak zorundadır. Bunun yanında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Otopark Yönetmeliği’nde yaptığı değişikliklerle, yeni yapılacak binaların otoparklarında belirli oranda elektrikli araç yeri ayrılması zorunluluğu getirilmiştir. Sonuç olarak, hastanelerde elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu; EPDK’nın şarj hizmetine ilişkin düzenlemeleri, elektrik tesisatı mevzuatı ve imar-otopark yönetmelikleri tarafından çerçevelendirilen yasal bir zemine oturmaktadır.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu lisans şartları ve başvuru koşulları nedir?

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu işletmek amacıyla ticari şarj hizmeti sunulacaksa, EPDK’dan “Şarj Ağı İşletme Lisansı” alınması gereklidir. Lisans başvurusu için yönetmelikte bir dizi koşul tanımlanmıştır. Öncelikle, lisans başvurusunda bulunacak şirketin anonim veya limited şirket olarak kurulmuş olması ve asgari ödenmiş sermayesinin 4.500.000 TL’den az olmaması şarttır. Anonim şirketlerde, borsada işlem görenler hariç, tüm hisselerin nama yazılı olması istenmektedir. Ayrıca elektrik piyasasında tarifesi düzenlemeye tabi faaliyet gösteren şirketler (örneğin dağıtım şirketleri) şarj ağı lisansı alamaz ve şarj hizmeti sunamazlar.

Lisans başvurusu EPDK’nın elektronik başvuru sistemi üzerinden yapılır ve gerekli belgeler EPDK’ya çevrim içi iletilir. Başvuru kabul edilip lisans alındıktan sonra, lisans sahibi şirket için bazı yükümlülükler bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi, lisans alındıktan sonra 6 ay içinde en az 50 adet şarj ünitesinden ve 5 farklı ilçede istasyonlardan oluşan bir şarj ağı oluşturulmasıdır. Bu şart, tek bir hastane alanında lisans alarak faaliyet gösterme niyetindeki bir kurum için yüksek bir baraj anlamına gelir. Ayrıca 2022 yılı için lisans alma bedeli 300.000 TL olarak belirlenmiştir; lisans tadili ücreti 14.000 TL, suret çıkarma ücreti 3.000 TL’dir. Lisanslar azami 49 yıla kadar verilebilir ve süre bitiminde uzatma talep edilebilir.

Özetle, hastane bünyesinde ticari şarj hizmeti vermek için lisans alma süreci ciddi sermaye ve altyapı şartları içermektedir. Bu nedenle, birçok hastane kendi başına lisans almaktan ziyade, lisans sahibi şarj operatörleriyle iş birliği yoluna gitmektedir. Lisans koşulları, Türkiye genelinde standart bir şarj altyapısı kurulmasını ve hizmet kalitesinin teminini hedeflemektedir.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu işletmeciliğinde “şarj ağı işletmecisi” ve “şarj istasyonu işletmecisi” ne anlama gelir?

Şarj ağı işletmecisi, EPDK’dan lisans alarak Türkiye genelinde veya belirli bölgelerde elektrikli araç şarj hizmeti sunan ağları işleten şirkettir. Lisans sahibi bu işletmeler, şarj istasyonları kurma ve işletme yetkisine sahip olup kendi ağlarına bağlı istasyonlar için alt işletmecilere sertifika verebilirler. Şarj istasyonu işletmecisi ise, bir şarj ağı işletmecisine bağlı olarak bireysel istasyonları fiilen işleten tarafı ifade eder. Örneğin bir hastane, lisanslı bir şarj ağı işletmecisiyle anlaşarak kendi otoparkındaki istasyonun işletmecisi olabilir. Bu durumda hastane, ilgili şarj ağı işletmecisinden “işletmeci sertifikası” alarak istasyonu işletir.

Yönetmelik, şarj istasyonu işletmecisinin EPDK’dan ayrı bir lisans almasına gerek olmadığını açıkça düzenlemiştir. Ancak istasyon işletmecisi, bağlı bulunduğu şarj ağı işletmecisinin gözetim ve denetimine tabidir. Şarj ağı işletmecisi, istasyon işletmecilerine vereceği sertifikaların kapsamını ve kurallarını belirler; bu kurallar mevzuata aykırı olamaz. Önemle belirtilmelidir ki şarj hizmetinin nihai sorumluluğu lisans sahibi şarj ağı işletmecisindedir. İstasyon işletmecisinin sertifika almış olması, ağ işletmecisinin kullanıcıya karşı sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.

Bu ayrım, hastaneler gibi kurumların tamamen lisans alma yüküne girmeden, mevcut lisanslı ağlarla entegre olmasını mümkün kılar. Hastane, bir şarj ağına dahil olarak istasyonun işletmesini üstlenebilir ve böylece yasal çerçevede hizmet sunabilir. Sonuç olarak, “ağ işletmecisi” lisanslı ana şirketi, “istasyon işletmecisi” ise belirli bir istasyonu fiilen işleten alt kurumu ifade etmektedir.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonunu hastane kendi işletmek isterse lisans alması gerekir mi?

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurup işletmek isteyen bir hastane, bu istasyonu nasıl kullanıma açacağına bağlı olarak farklı yasal durumlarla karşılaşır. Eğer hastane, şarj istasyonunu sadece kendi hizmet araçları veya çalışanlarının kullanımı için, ücretsiz bir olanak olarak kuruyorsa bu durumda ticari bir şarj hizmeti sunulmadığı için EPDK lisansı gerekmeyebilir. Şarj Hizmeti Yönetmeliği’ne göre “şarj hizmeti”, elektrik enerjisinin ticari amaçla ve bedel karşılığında sunulması olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla hastane, istasyonu dış kullanıcıya kapalı tutar ve ücret almazsa, bu faaliyet lisans kapsamına girmeyebilir.

Buna karşın, hastane otoparkındaki istasyon halka açık olacak ve kullanıcılardan ücret talep edilecekse, durum değişir. Bu durumda ya hastanenin kendisinin şarj ağı işletme lisansı alması ya da mevcut bir lisanslı şarj ağı işletmecisi ile anlaşarak istasyonu onun ağına dahil etmesi gerekir. Lisans alma süreci sermaye ve ağ oluşturma şartları nedeniyle (en az 50 ünite ve 5 ilçe gibi) oldukça zorlayıcıdır. Bu nedenle pratikte çoğu hastane, kendi bünyesinde lisans çıkarmak yerine, piyasada faaliyet gösteren lisanslı şarj ağı işletmecileriyle iş birliği yapar. Böylece hastane, ilgili şirketten sertifika alarak istasyonun işletmecisi olur ve lisans alma yükünden kurtulur.

Özetle, hastane sadece kendi elektrikli araçlarını şarj ediyorsa lisans zorunlu değildir. Ancak üçüncü şahıslara hizmet sunulacaksa yasal olarak lisanslı bir şarj ağına dahil olmak şarttır. Bu yolla hastaneler, gerekli mevzuata uyumlu şekilde ziyaretçilerine şarj hizmeti sunabilir.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu için gereken resmi izinler nelerdir?

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumunda, ilgili idari izinlerin alınması ve bildirimlerin yapılması gerekir. İlk olarak, hastane bünyesinde yapılacak böyle bir altyapı değişikliği için hastanenin bağlı bulunduğu kurum yönetimi onayı (özellikle kamu hastanelerinde) gerekebilir. Teknik olarak ise en önemli izin, elektrik dağıtım şirketinin onayıdır. Şarj istasyonunun elektrik şebekesine bağlanabilmesi için, hastanenin bulunduğu bölgenin dağıtım şirketine başvurulmalı ve gereken proje onayı alınmalıdır. Dağıtım şirketi, mevcut şebeke kapasitesine göre ilave yükü değerlendirerek uygun görürse bağlantı izni verir.

Belediyeler ve yerel idareler açısından da süreç olabilir. Belediye imar birimleri, yeni bir yapı veya sabit cihaz kurulumu söz konusuysa, inşaat/tesisat değişikliğine dair onay isteyebilir. Ancak 2023’te Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle, apartman ve site otoparklarına şarj ünitesi kurulumu için yapı ruhsatı alma şartı kaldırılmıştır. Bu düzenleme, hastane gibi mevcut yapılarda da şarj ünitesi eklenmesini kolaylaştırmıştır. Artık yalnızca, projelendirmeyi yapan elektrik mühendisinin taahhütnamesi ve dağıtım şirketinin olumlu görüşü ile kurulum yapılabilmektedir. Yani, elektrik iç tesisat projesini hazırlayan uzman, işin fenni sorumluluğunu üstlendiğini yazılı olarak beyan etmeli ve bunu ilgili idareye sunmalıdır.

Sonuç olarak, hastanelerde şarj istasyonu kurarken başlıca izin adımı, yerel elektrik dağıtım şirketinin bağlantı onayıdır. Belediyeler ise ruhsat aranmaksızın, güvenlik ve standartlara uyulması şartıyla bu kurulumlara müsaade etmektedir. Ayrıca kurulum tamamlandığında, şarj hizmeti verilecekse EPDK’nin şarj istasyonları veritabanına kayıt ve bildirimler de yerine getirilmelidir.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu Otopark Yönetmeliği kapsamındaki zorunluluklar nelerdir?

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Otopark Yönetmeliği’nde yapılan düzenlemeler, yeni yapılacak binaların otoparklarında elektrikli araçlara uygun altyapı ayrılmasını zorunlu kılmıştır. 25 Mart 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan değişikliğe göre, zorunlu otopark adedi 20 ve üzerinde olan yeni yapılacak yapılarda otopark yerlerinin en az %5’inin (en az bir adet) elektrikli araçlara uygun şekilde şarj üniteli olarak düzenlenmesi şarttır. Bu oran, 1 Ocak 2023’e kadar geçici olarak %2 uygulanmış ve sonrasında %5’e yükselmiştir. Dolayısıyla yeni inşa edilecek bir hastane binasının otoparkında, eğer 20’den fazla park yeri planlanıyorsa, bunların en az %5’i şarj istasyonu altyapısına sahip elektrikli araç park yeri olmalıdır.

Aynı yönetmelik, büyük ölçekli genel otoparklar ve alışveriş merkezi otoparkları için daha yüksek bir oran öngörmektedir. Yeni bölge ve genel otoparklarda ile AVM otoparklarında en az %10 oranında yerin elektrikli araçlara uygun düzenlenmesi zorunludur. Ayrıca çok büyük AVM’lerde belirli sayıda hızlı (DC) şarj ünitesi bulundurma mecburiyeti getirilmiştir. Hastaneler genellikle kamu hizmeti binaları kapsamında değerlendirildiğinden, yukarıdaki %5 kuralı onlar için de geçerlidir. Özellikle şehir hastaneleri veya büyük özel hastaneler yeni ruhsat alırken bu şartı sağlamak durumundadır.

Mevcut hastaneler için Otopark Yönetmeliği geriye dönük bir zorunluluk getirmemektedir; ancak birçok hastane artan talebi karşılamak için gönüllü olarak otoparklarına şarj istasyonları kurmaktadır. Özetle, yeni yapılan hastane projelerinde otopark kapasitesinin belli bir yüzdesini elektrikli araç şarj alanlarına ayırmak yasal bir yükümlülüktür. Bu düzenleme, sağlık tesislerinin gelecekteki elektrikli araç kullanıcılarına hazır olmasını ve altyapının önceden tesis edilmesini amaçlamaktadır.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu teknik altyapı gereksinimleri nelerdir?

Bir hastanede elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu, mevcut elektrik altyapısının bu ek yükü güvenle taşıyacak şekilde düzenlenmesini gerektirir. Öncelikle hastanenin elektrik beslemesi ve panoları incelenmelidir. Bir veya daha fazla şarj ünitesi için uygun güç sağlanabilmesi amacıyla çoğunlukla trifaze (üç fazlı) bağlantı gerekir; zira AC tip şarj üniteleri genellikle 400 V trifaze besleme ile 22 kW’a kadar çıkış verebilir. Teknik altyapının planlanmasında, şarj cihazlarının kurulacağı noktaya kadar uygun kesitli kablolama, koruyucu cihazlar (şalterler, kaçak akım korumaları) ve topraklama tertibatı tesis edilmelidir. Kurulum mutlaka Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği hükümlerine ve ilgili standartlara uygun olmalıdır. Örneğin, IEC/TS 60364 standard serisinin özel bölümleri, binalarda elektrikli araç besleme noktalarının tasarımı için kılavuzluk eder.

Hastane gibi kritik yerlerde, şarj istasyonunun hastane iç elektrik sistemine bağlanması dikkatle yapılmalıdır. Genellikle şarj üniteleri, hastanenin normal güç beslemesine bağlanır ve acil durum jeneratörü veya UPS sistemine dahil edilmez (acil durumlarda öncelik tıbbi cihazlardadır). İstasyon için ayrı bir elektrik panosu tahsis edilerek, diğer hastane yüklerinden izole bir besleme hattı oluşturulması iyi bir pratiktir. Bu pano üzerinden uygun sigorta/şalter korumaları ve enerji ölçümü sağlanır. Ayrıca şarj noktalarında soket standardı olarak Avrupa’da yaygın Tip 2 (AC) ve CCS Tip 2 (DC) kullanıldığından, seçecek cihazların bu standartlarla uyumlu olması gerekir (bu konu ayrı olarak standartlar kısmında ele alınmıştır).

Son olarak, altyapıya ilişkin gereksinimlerden biri de yetkili elektrik mühendisleri tarafından projelendirme yapılması ve dağıtım şirketine onaylatılmasıdır. Proje onay sürecinde, çizimler ve kısa devre hesaplarıyla birlikte tesis edilecek şarj ünitesi altyapısının yönetmeliklere uygun olduğu gösterilir. Böylece hastane kampüsünde güvenli, sürekli ve hastane faaliyetlerini aksatmayan bir şarj istasyonu altyapısı kurulabilir.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu teknik altyapı gereksinimleri nelerdir?

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu teknik altyapı gereksinimleri nelerdir?

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu eklenmeden önce hastane elektrik sistemi ve trafo kapasitesi nasıl değerlendirilir?

Bir hastaneye elektrikli araç şarj istasyonu entegrasyonu yapmadan önce, hastanenin mevcut elektrik tesisatının bu ilave yükü karşılayıp karşılayamayacağı detaylı bir analizle değerlendirilmelidir. Bu kapsamda ilk olarak hastanenin elektrik besleme noktası (trafo veya enerji aldığı noktalar) incelenir. Hastanenin trafo gücü, mevcut maksimum talebi ve şarj istasyonlarının ekleyeceği yük birlikte hesaplanmalıdır. Özellikle yüksek güçlü DC hızlı şarj cihazları (örn. 50 kW ve üzeri) kurulacaksa, trafonun kapasitesi bu ek yükü kaldırabilecek düzeyde olmalıdır.

Elektrik Mühendisleri Odası tarafından belirtilen kriterlere göre, şebekeye elektrikli araç şarj istasyonu entegre etmeden önce o noktanın mevcut yük durumu, transformatör ve hat yüklenmeleri, kısa devre akımları ve gerilim düşümü gibi parametreleri analiz edilmelidir. Bu analiz, şarj istasyonunun hastanenin elektrik altyapısında aşırı yüklemeye veya gerilim sorunlarına yol açmamasını sağlar. Örneğin, mevcut trafonun gücü sınırdaysa, ilave yük için trafonun güç arttırımı (daha büyük bir trafoyla değişim) gerekebilir. Ayrıca hastane içi dağıtım panolarının ve kabloların da yeni yük akımlarına uygun kesitte olup olmadığı kontrol edilir.

Bunun yanı sıra, hastanelerde elektrik kalite standartları kritiktir; anlık yüksek akım çekişleri tıbbi cihazlara hassas yükler üzerinde gerilim dalgalanmalarına sebep olmamalıdır. Bu nedenle gerekirse yüksüz çalışma saatlerinde şarj etme stratejileri veya yük yönetimi sistemleri devreye alınabilir. Dinamik Yük Dengeleme (DLM) gibi akıllı sistemler ile şarj cihazlarının çektiği güç, hastanenin o anki toplam tüketimine göre ayarlanabilir. Sonuç olarak, şarj istasyonu kurulumu öncesi yapılacak detaylı elektrik etüdü ve kapasite analizi, hastanenin kesintisiz sağlık hizmeti sunma görevini aksatmadan şarj altyapısının entegre edilmesi için esastır.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonlarında AC ve DC ünitelerin farkları nelerdir?

Hastane otoparklarında kurulabilecek elektrikli araç şarj istasyonları, teknik olarak AC (Alternatif Akım) ve DC (Doğru Akım) olmak üzere iki ana kategoriye ayrılır. AC şarj istasyonları, şarj edilen aracın yerleşik dönüştürücüsünü kullanarak şebeke elektriğini aracın bataryasına aktarır. Genellikle 22 kW güce kadar çıkabilen AC üniteler, bir aracı tamamen şarj etmek için daha uzun süreye ihtiyaç duyar. Örneğin hastane otoparkında 22 kW AC bir istasyon, bir elektrikli aracı tam kapasiteye eriştirmek için yaklaşık 4-4,5 saat gerektirebilir. Bu nedenle AC üniteler, hastanede uzun süre (ör. tüm gün mesai boyunca veya ziyaret süresince) kalan araçlar için uygun ve ekonomik bir çözümdür.

DC hızlı şarj istasyonları ise yüksek güçlü dönüştürücüler sayesinde şarj işlemini araç dışındaki istasyonda gerçekleştirir ve enerjiyi doğrudan doğru akım olarak bataryaya iletir. DC ünitelerin gücü 50 kW’tan başlayıp 150 kW ve üzerine çıkabilir. Türkiye’de hastane gibi yerlerde yaygın DC üniteler 50-120 kW aralığındadır. Örneğin 120 kW’lık bir DC istasyon, bir elektrikli aracı %20’den %80 batarya doluluğuna yaklaşık 30-40 dakika içinde ulaştırabilir. Tam dolum süresi batarya kapasitesine göre değişse de, DC istasyonlarla 40-45 dakikada %100’e yakın şarj mümkün olabilir; oysa aynı araç AC istasyonda tam dolum için saatlerce kalmak durumundadır.

Bu farklar nedeniyle, hastaneler genellikle karma bir çözüm uygular: Personel veya uzun süreli ziyaretçiler için birkaç AC ortalama hızda şarj noktası, acil ve kısa süreli ziyaretler için ise en az bir adet DC hızlı şarj noktası tesis edilebilir. AC istasyonlar maliyet olarak DC’ye kıyasla daha ucuz, kurulumu kolay ve binek araçların çoğuyla uyumludur. DC istasyonlar ise yüksek güç altyapısı gerektirir ancak hızlı enerji sağlar. Tüm istasyon tiplerinde, araçlarla uyumlu standart soket tipleri (AC için Type 2, DC için CCS gibi) kullanılır. Sonuç olarak AC ve DC üniteler kullanım senaryosuna göre seçilmeli; hastaneler, hem personel/hasta araç sirkülasyonunu hem de altyapı imkanlarını göz önünde bulundurarak uygun kombinasyonu belirlemelidir.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumunda alınması gereken güvenlik önlemleri ve teknik standartlar nelerdir?

Hastane gibi kritik tesislerde elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu, yüksek güvenlik standartlarına uyularak gerçekleştirilmelidir. Elektrik çarpması, yangın ve ekipman hasarı risklerini en aza indirmek için ilgili tüm teknik standartlara uyulması zorunludur. Bu kapsamda TS HD 60364 serisi standartlar, binalarda elektrik tesisatı için temel kuralları belirler. Özellikle TS HD 60364-7-722, elektrikli araçların besleme noktalarına ilişkin özel kurallar içermektedir. Bu standarda göre şarj ünitelerinin projelendirme ve montajında ilave güvenlik tedbirleri tanımlanmıştır. Ayrıca TS HD 60364-4-41 (elektrik çarpmasına karşı koruma) ve TS HD 60364-4-43 (aşırı akıma karşı koruma) gibi bölümler, şarj tesisatının can güvenliği için nasıl tasarlanması gerektiğini ortaya koyar.

Somut olarak, şarj devrelerini besleyen panolarda uygun kaçak akım koruma röleleri (RCD) kullanılmalı ve topraklama direnci yönetmelikte belirtilen sınırların altında olmalıdır. Her bir şarj çıkışı için, olası arıza durumlarında devreyi hızla kesebilecek uygun amperajlı devre kesiciler ve aşırı gerilim koruma düzenekleri bulunmalıdır. Kablolama, sürekli yüksek akım çeken bu üniteler için yeterli kesitte ve izolasyonda olmalı; tercihen alev iletmeyen, yanma geciktiricili kablolar kullanılmalıdır (özellikle kapalı otopark içi uygulamalarda).

Yangın güvenliği açısından, şarj cihazları çevresinde yangın algılama sistemleri ve söndürme cihazları bulunması önerilir. Modern şarj üniteleri, dahili ısı ve arıza sensörlerine sahip olup anormal bir durumda otomatik kapanarak güvenli modda bekler. Hastane yönetimi, kurulum sonrası düzenli aralıklarla elektrik tesisat kontrolünü ve termal kameralarla eklem noktası kontrollerini yaptırmalıdır. Son teknolojilerden Dinamik Yük Dengeleme (DLM) sistemleri, binadaki toplam tüketimi izleyerek şarj istasyonuna giden gücü ayarlamakta; böylece binanın elektrik altyapısını aşırı yüklenmeye ve bunun sonucu oluşabilecek yangın riskine karşı korumaktadır. Özetle, ilgili standartların öngördüğü tüm koruma tedbirlerinin alınması ve uzman ekiplerce periyodik bakım yapılması, hastanelerde şarj istasyonu işletiminin emniyetli ve sürekliliği için hayati önemdedir.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu için elektrik dağıtım şirketiyle bağlantı süreçleri nasıldır?

Bir hastanede elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu, yerel elektrik dağıtım şirketi ile koordineli yürütülmesi gereken bir süreçtir. İlk adım olarak, hastane yönetimi veya projeyi yürüten elektrik mühendisi, ilgili dağıtım şirketine planlanan şarj istasyonu hakkında başvuruda bulunur. Başvuru kapsamında, kurulacak ünitelerin sayısı, gücü ve bağlantı noktası bilgileri teknik proje ile iletilir. Dağıtım şirketi, hastanenin mevcut bağlantı gücünü ve trafo kapasitesini göz önüne alarak ek yükü değerlendirir. Eğer mevcut sözleşme gücü yeterli değilse, hastanenin sözleşme gücünü artırması gerekebilir ki bu, trafo merkezinde değişiklik veya ek trafo ihtiyacını doğurabilir.

Dağıtım şirketi projeyi inceledikten sonra uygun görürse bağlantıya olumlu görüş verir ve proje onaylanır. Bu onay genellikle, projenin yürürlükteki mevzuata uygun ve şebeke için bir sakınca oluşturmadığı anlamına gelir. Ardından kurulum tamamlandığında, dağıtım şirketi tesisatın projeye uygun gerçekleştiğini yerinde kontrol eder ve şarj istasyonlarını şebekeye bağlar (gerekirse yeni bir sayaç tesis ederek). Özellikle halka açık ticari şarj hizmeti sunulacaksa, dağıtım şirketi bu istasyonları ayrı bir abonelik şeklinde de düzenleyebilir.

Şarj istasyonunun devreye alınması esnasında, enerji kesintisi planlaması yapılarak hastane hizmetlerinin aksamaması sağlanır. Kurulum sonrası işletmede ise dağıtım şirketi, diğer tüketicilerde olduğu gibi, şarj istasyonunun çekeceği gücün kalitesini ve sürekliliğini sağlamakla yükümlüdür. Ayrıca EPDK yönetmeliği gereği, şarj istasyonlarının coğrafi konumları, güçleri ve çalışma durumları EPDK’nın kuracağı serbest erişim platformuna bildirilmektedir. Bu bildirimler de genellikle şarj ağı işletmecileri tarafından, dağıtım şebekesiyle entegrasyon içinde yapılır. Sonuç itibariyle, hastane-şarj istasyonu projesinde dağıtım şirketi proje onayı, bağlantı izni, sayaç temini ve devreye alma süreçlerinin merkezinde yer alır ve güvenli elektrik arzını temin eder.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu imar ve yapı ruhsatı açısından nelere dikkat edilmelidir?

Hastane sahasında yapılacak bir elektrikli araç şarj istasyonu kurulumunun imar mevzuatı boyutunda, esasen kalıcı bir yapı inşasından ziyade mevcut yapıya eklenti niteliğinde bir tesisat değişikliği söz konusu olduğu için süreçler nispeten basittir. Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nde 2023 yılında yapılan değişiklikler, apartman ve site otoparklarına şarj ünitesi kurulumu için önceden aranan yapı ruhsatı zorunluluğunu kaldırmıştır. Bu düzenleme, hastane gibi mevcut yapılarda da benzer şekilde uygulanmaktadır. Artık, hastane otoparkına şarj istasyonu eklemek için belediyeden ayrıca bir inşaat ruhsatı almak gerekmemektedir.

Ancak bu, tamamen denetimsiz bir durum anlamına gelmez. Yönetmelik, Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği ve ilgili diğer mevzuata uyulması, projelendirmeyi yapan sorumlu mühendisin bir taahhütname ile işi üstlendiğini beyan etmesi ve dağıtım şirketinin onayının alınması şartlarını getirmiştir. Yani hastanenin şarj ünitesi projesini hazırlayan elektrik mühendisi, belediyeye bir dilekçe ve teknik belge sunarak yapılan tesisat değişikliğinin fenni sorumluluğunu üstlenir; ilgili belediye ya da idare de bu belgeyi ve dağıtım şirketi onayını alarak kurulumun önünü açar.

Hastaneler özelinde, tarihi eser statüsündeki binalar veya sit alanları gibi özel durumlar yoksa, şarj istasyonu için ilave bir imar izni gerekmeyecektir. Açık otopark alanına konulan şarj üniteleri “sabit cihaz” olarak değerlendirilir. Yine de, şehir estetiği ve trafik düzeni açısından belediyeye bilgi verilmesi faydalı olabilir. Örneğin, kaldırımların kazılması veya yeni bir kablo hattı döşenmesi gerekiyorsa, kazı izni alınmalıdır. Sonuç olarak, güncel mevzuat sayesinde hastane gibi yapılarda şarj istasyonu kurulumu ruhsat işlemleri bakımından kolaylaştırılmıştır. Gerekli olan, teknik proje onayları ve ilgili idareye yapılacak bildirimlerdir; bunlar sağlandığında imar açısından engel bulunmamaktadır.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu elektrik tüketim tarifesi nasıl uygulanır?

Hastanelerde kurulacak elektrikli araç şarj istasyonlarının elektrik tüketimi, bağlı bulundukları elektrik aboneliği üzerinden hesaplanır. Eğer şarj cihazları hastanenin mevcut elektrik tesisatına entegre ise, hastane abonesinin tarife grubuna (genellikle ticarethane aboneliği) dahil olur ve hastanenin elektrik faturasında ilave tüketim olarak yer alır. Bu durumda hastane, şarj istasyonlarının tükettiği elektriği kendi tarifesi üzerinden öder. Ticarethane abonelerinde uygulanan çok zamanlı tarife yapısı mevcutsa, şarj işlemleri de gündüz, puant ve gece zaman dilimlerine göre farklı birim fiyatlarla ücretlendirilecektir.

Diğer bir yöntem, özellikle halka açık ve ücretli hizmet sunulacaksa, şarj istasyonları için ayrı bir elektrik aboneliği tesis etmektir. Bu, dağıtım şirketinin şarj ünitelerini ayrı bir sayaçla izleyip faturalandırması anlamına gelir. Türkiye’de 2025 itibarıyla elektrikli araç şarj istasyonları için özel bir perakende tarife grubu bulunmamaktadır; bu istasyonlar genellikle ticari abone statüsünde değerlendirilmektedir. Şarj ağları, tükettikleri elektriği ulusal şebekeden alıp kullanıcıya hizmet olarak satar. EPDK’nın getirdiği düzenlemeyle, şarj hizmeti bedeli enerji miktarı (kWh) bazında belirlenir ve kullanıcıya bu şekilde yansıtılır. Bu, istasyon işletmecilerinin kendi maliyetlerini (elektrik birim fiyatı, işletme giderleri vs.) dikkate alarak bir fiyat tarifesi oluşturmasını sağlar.

Hastanenin durumuna özgü olarak, eğer hastane kamu kurumu ise elektrik alımında bazı avantajlı koşulları olabilir; ancak genel olarak şarj istasyonunun tüketimi de bu genel tüketimden ayrılmadıkça aynı birim fiyatlardan hesaplanacaktır. Ayrıca hastane çatısında güneş enerjisi santrali varsa ve ihtiyaç fazlası enerji üretebiliyorsa, şarj istasyonlarının tüketimi kısmen bu yenilenebilir kaynakla karşılanıp şebekeden çekilen enerji miktarı azaltılabilir. Sonuç olarak, hastanelerde elektrikli araç şarj istasyonlarının çekeceği elektrik, özel bir tarife olmaksızın mevcut abonelik üzerinden veya ayrı bir ticari abonelikle faturalandırılır ve hastane yönetimi bu ilave tüketimi göz önünde bulundurarak enerji yönetimini planlamalıdır.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu şarj hizmeti kullanıcı fiyatlandırması nasıl yapılır?

Hastane otoparkındaki elektrikli araç şarj istasyonlarından yararlanan kullanıcılar, tükettikleri enerjiye göre ücret öderler. EPDK’nın Şarj Hizmeti Yönetmeliği’ne göre, şarj hizmeti fiyatları piyasa koşullarında serbestçe belirlenebilir ancak belirli kurallara tabiidir. Şarj hizmeti bedeli, birim enerji (kWh) üzerinden ilan edilir. İşletmeci, AC ve DC üniteler için farklı birim fiyatlar uygulayabilir (genellikle DC hızlı şarj, daha yüksek kWh fiyatlı olabilir). Önemli bir kural olarak, kullanıcılardan talep edilen ücret kalemleri şeffaf olmalıdır: Enerji aktarım ücreti dışında, bağlanma ücreti, başlatma ücreti, cihaz kullanımı ücreti gibi ek bedeller ayrı ad altında alınamaz. Yani kullanıcıya tek bir kWh birim fiyatı üzerinden hesaplama yapılmalı ve sürpriz ek ücretler yansıtılmamalıdır.

Şarj ağı işletmecileri, uyguladıkları fiyatları kendi dijital platformlarında ve istasyonlarda herkesin görebileceği şekilde ilan etmek zorundadır. Ayrıca her fiyat değişikliğini EPDK’ya bildirmekle yükümlüdürler; örneğin ertesi gün geçerli olacak fiyatlar, aynı gün saat 17:00’ye kadar EPDK’ya elektronik ortamda iletilir. EPDK, gerektiğinde piyasa rekabetini ve tüketiciyi korumak amacıyla tavan veya taban fiyat sınırları getirme yetkisine sahiptir. Şu an için böyle bir sınır aktif olmamakla birlikte, kurum piyasayı izlemektedir.

Hastane özelinde, eğer hastane yönetimi şarj hizmetini bir sosyal sorumluluk veya ek hizmet olarak sunmak isterse, ücreti düşük tutabilir veya belli bir süreye kadar ücretsiz verebilir. Ancak bu durumda bile istasyon bir şarj ağına bağlı ise o ağın genel fiyat politikalarına uyması gerekir. Kullanıcılar her şarj işlemi sonunda fiş/fatura alırlar ve bu belgede aktarılan enerji miktarı (kWh) ile ödedikleri tutar açıkça gösterilir. Örneğin, bir ziyaretçi aracıyla 10 kWh’lık şarj yaptıysa ve hastanedeki istasyonun birim fiyatı 5 TL/kWh ise, toplam 50 TL öder ve faturasında 10 kWh enerji aktarımı belirtilir. Sonuç itibariyle, hastanelerdeki şarj hizmetinin fiyatlandırması, ülke genelindeki şarj altyapısı fiyatlama esaslarıyla aynı olup kWh bazında, şeffaf ve ilan edilmiş tarifelere göre yapılır.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu şarj hizmeti kullanıcı fiyatlandırması nasıl yapılır?

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu şarj hizmeti kullanıcı fiyatlandırması nasıl yapılır?

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu işletiminde bakım ve servis sorumlulukları kimdedir?

Hastane bünyesinde kurulu elektrikli araç şarj istasyonlarının bakımı ve işletilmesi, istasyonun mülkiyet ve işletme modeline göre değişir. Eğer hastane, bir şarj ağı işletmecisi ile anlaşma yaparak istasyonu onun ağına entegre etmişse, bakım sorumluluğunun önemli bir kısmı o şarj ağı işletmecisine aittir. Yönetmelik uyarınca, şarj ağı işletmecileri, ağlarına bağlı tüm istasyonların sürekli, güvenli ve kesintisiz hizmet vermesini sağlamakla yükümlüdür. Bu kapsamda, lisans sahibi işletmeci düzenli bakım programları yürütmeli, arıza durumlarında müdahale etmeli ve kullanıcı şikâyetlerini yönetmelidir. Şarj istasyonunun günlük işletimi için hastane personeli görevlendirilmesi gerekmeyebilir; çoğu sistem uzaktan izleme ve kontrol olanağı sunar. Ancak acil durumlarda hastane teknik ekibinin ilk güvenlik önlemlerini alması (örneğin arızalı istasyonu devre dışı bırakma) önemlidir.

Eğer hastane, istasyonu tamamen kendi olanaklarıyla ve sadece dahili kullanım için kurmuşsa, bakım sorumluluğu hastanenin teknik hizmetler departmanındadır. Bu durumda, üretici firmanın periyodik bakım tavsiyelerine uyarak gerekirse bakım anlaşmaları yapmak gerekir. İstasyonlar genellikle yılda en az bir kez genel kontrolden geçirilmeli, kablo ve bağlantılar, topraklama direnci, koruma sistemleri test edilmelidir.

Şarj ağı işletmecisi ile çalışan hastanelerde genellikle bakım yükümlülükleri sözleşmelerle netleştirilir. Şarj ağı işletmecisi, istasyonun işletilmesi için hastaneye bir “şarj istasyonu işletmecisi” sertifikası verirken, kendisi de ana işletmeci olarak nihai sorumluluğu taşır. Yönetmelik, sertifika verilmiş olsa dahi şarj hizmetinin asli sorumluluğunun lisans sahibi ağ işletmecisinde olduğunu açıkça belirtir. Bu, kullanıcıların kaliteli hizmet almasını ve sorunların hızlı çözülmesini teminat altına alır.

Sonuç olarak, hastanelerdeki şarj istasyonlarının sürekliliği için düzenli bakım şarttır. Lisanslı şarj ağı işletmecileri, kendi ağlarındaki istasyonların çalışır durumda kalmasından sorumludur. Hastane yönetimleri de kendi alanlarındaki bu ekipmanın gözetimini yapmalı, ilgili firma ile koordinasyon içinde olmalıdır. Böylece hem güvenlik hem de hizmet sürekliliği sağlanacaktır.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu konusunda EPDK, TEİAŞ ve TEDAŞ’ın rolü nedir?

Türkiye’de elektrikli araç şarj istasyonları ekosisteminde farklı resmi kurum ve kuruluşlar belirli roller üstlenir. EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu), şarj hizmeti piyasasının düzenleyici otoritesidir. EPDK, şarj ağı işletmecilerine lisans verir, faaliyetlerini denetler ve gerektiğinde fiyatlara müdahale edebilir. Ayrıca EPDK, tüm halka açık şarj istasyonlarının teknik ve ticari bilgilerini toplayan bir serbest erişim platformu kurmakla ve işletmekle sorumludur. Bu platform sayesinde kullanıcılar, konum ve fiyat gibi bilgilere erişebilir; EPDK da piyasayı şeffaf biçimde izleyebilir.

TEİAŞ (Türkiye Elektrik İletim A.Ş.), ülkenin yüksek gerilim elektrik iletim şebekesini işletir. Hastaneler genellikle dağıtım şebekesine bağlı olsa da, eğer çok büyük ölçekli bir kampüs söz konusu ve şarj altyapısı çok yüksek güç çekecek ise, TEİAŞ devreye girerek iletim düzeyinde bağlantı konularını değerlendirebilir. Yönetmelikte “ilgili şebeke işletmecisi” tanımı, bağlantı durumuna göre TEİAŞ’ı veya dağıtım şirketini ifade eder. Yani hastane şarj istasyonu mevcut dağıtım şebekesinden değil de doğrudan iletim sisteminden beslenecekse (pratikte bu nadir bir durumdur), TEİAŞ ile de bağlantı anlaşması yapmak gerekebilir.

TEDAŞ (Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.) ise özelleştirmeler öncesi dağıtım faaliyetini yürüten kamu kuruluşu idi; günümüzde bölgesel elektrik dağıtım şirketleri TEDAŞ’tan devralınmış olsa da TEDAŞ halen bazı genel standartların belirlenmesi ve projelerin onayı gibi konularda miras niteliğinde bir otoritedir. Özellikle şarj istasyonlarının dağıtım şebekesine bağlantısında, dağıtım şirketleri TEDAŞ teknik kriterlerine uygunluk ararlar. Örneğin, kullanılacak trafonun, kabloların TEDAŞ şartnamelerine uyumlu olması beklenir. Ayrıca kamu hastanelerinde, yatırım kamu kaynağıyla yapılacaksa TEDAŞ onay süreçleri de devreye girebilir.

Özetle: EPDK, yasal düzenleme ve piyasa denetimiyle rol alırken; dağıtım şirketleri (eski TEDAŞ altyapısı), fiili bağlantı, enerji temini ve yerel şebeke onaylarıyla süreci yürütür; TEİAŞ ise yüksek güçlü bağlantılarda veya genel sistem planlamasında gerekirse devreye girer. Tüm bu kurumların ortak amacı, ülke genelinde elektrikli araç şarj altyapısının güvenli, sürdürülebilir ve düzenli bir şekilde gelişmesini sağlamaktır.

Hastane otoparklarında elektrikli araç şarj istasyonu sayısı ve konum planlaması nasıl yapılmalıdır?

Bir hastane otoparkında şarj istasyonu sayısını ve konumlarını planlarken hem yasal asgari gereklilikler hem de fiili ihtiyaçlar göz önüne alınmalıdır. Yasal olarak, yeni inşa edilen hastane binalarında Otopark Yönetmeliği gereğince toplam park yerinin en az %5’i elektrikli araçlara ayrılmalıdır. Örneğin 200 araçlık bir otoparkı olan yeni bir hastanede en az 10 aracın şarj edilebileceği altyapı öngörülmelidir. Ancak bu yasal minimum, ilerleyen yıllarda artabilecek talebi karşılamaya yetmeyebilir; planlama yapılırken elektrikli araç kullanımının hızla yaygınlaştığı dikkate alınmalıdır. Nitekim Türkiye’de Temmuz 2023 itibarıyla trafikte 33 bin civarında elektrikli otomobil bulunmaktadır ve bu sayı hızla artmaktadır. Hedeflenen karbon emisyonu azaltım politikalarıyla birlikte önümüzdeki yıllarda hastane ziyaretçilerinin daha büyük bir kısmı elektrikli araçlarla geliyor olabilir.

Şarj istasyonu sayısını belirlerken, hastanenin günlük araç sirkülasyonu, çalışan sayısı ve ziyaretçi profili analiz edilmelidir. Örneğin, büyük bir şehir hastanesinde gün boyu doluluk yüksek ise, birden fazla AC ve DC şarj noktası kurulması uygun olacaktır (örneğin 4 AC, 2 DC gibi). Konum planlamasında ise şarj ünitelerinin, otoparkın elektrik altyapısına yakın ve araçların kolay erişebileceği yerlere yerleştirilmesi esastır. Genelde trafo merkezi veya ana pano odasının yakını tercih edilir, böylece kablolama maliyeti ve gerilim düşümü minimize edilir. Aynı zamanda şarj alanları, engelli erişimine uygun ve mümkünse kapalı otoparklarda havalandırması iyi olan bölgelerde olmalıdır. Acil giriş, ambulans yolu gibi kritik güzergâhlar üzerinde şarj alanı planlanmamalıdır.

Hastaneler, şarj noktalarını genellikle ziyaretçi otoparkı ve personel otoparkı olarak dengeler. Hastalar ve ziyaretçiler için kısa süreli park alanlarına yakın DC hızlı şarj cihazları konulabilirken, personel araçları için tam gün kaldıkları alanlarda daha yavaş AC şarj yeterli olabilir. İleride şarj talebinin artması ihtimaline karşı, planlama aşamasında altyapı payı bırakmak akıllıcadır. Örneğin ilk etapta 2 istasyon kurulsa bile, kablo tavaları ve elektrik kapasitesi 5-6 istasyonu destekleyecek şekilde düşünülürse, genişletme kolay olacaktır. Sonuç olarak, hastane otoparklarında şarj istasyonu sayısı dinamik bir planlama gerektirir; hem yönetmelik zorunlulukları hem de hastanenin büyüklüğü ve vizyonu dikkate alınarak esnek, ölçeklenebilir bir yaklaşım benimsenmelidir.

Hastanelere elektrikli araç şarj istasyonu kurulmasının sağladığı avantajlar nelerdir?

Hastane otoparklarında elektrikli araç şarj istasyonu kurulması, hem hastane yönetimine hem de hastalara/ziyaretçilere çeşitli faydalar sağlar. Öncelikle, bu istasyonlar elektrikli araç kullanan hastalar, hasta yakınları ve sağlık personeli için büyük kolaylık sunar. Hastane ziyaretine gelen biri, aracını park ettiği sürede şarj etme imkânı bulur; bu da özellikle uzun tedavi veya ziyaret saatlerinde menzil endişesini ortadan kaldırır. Acil bir durumda, araçların hazırlıklı olmasına katkı sağlayarak ulaşım sürekliliğini temin eder. Örneğin, bir doktorun elektrikli aracı vardiya boyunca şarj olabilir ve mesai bitiminde tam dolu şekilde evine dönebilir. Bu durum, çalışan memnuniyetini de artırır.

Çevresel ve kurumsal imaj boyutunda, hastanede şarj istasyonu bulunması, kurumun çevre dostu ve yenilikçi bir imaj sergilemesine yardımcı olur. Karbon ayak izinin azaltılmasına yönelik bu adım, hem toplum sağlığı hem de çevre sağlığı açısından hastanenin duyarlılığını gösterir. Özellikle kamuoyu nezdinde sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlayan kurumlar olumlu bir algı oluşturur. Hastaneler, elektrikli araç altyapısına yatırım yaparak ülkenin temiz enerji hedeflerine de katkıda bulunmaktadır.

Pratik avantajlardan biri de, şarj istasyonlarının hastane için bir ek gelir kaynağı olabilmesidir. Eğer hizmet ücretliyse, hastane veya anlaşmalı işletmeci buradan gelir elde edebilir. Bu gelir, istasyonların bakım masraflarını karşılamaya yardımcı olur. Ayrıca, elektrikli araç sürücüleri genellikle şarj için bir süre hastanede vakit geçireceğinden, kantin, kafeterya gibi hizmetlerden de faydalanabilir; bu da dolaylı olarak hastaneye fayda sağlar.

Son olarak, şehir genelinde şarj altyapısının yaygınlaşması kapsamında hastanelerin rolü büyüktür. Hastaneler 7/24 hizmet veren ve çok sayıda aracın sirküle ettiği yerler olduğu için, buralarda kurulan şarj istasyonları şehir şebekesinin yükünü de dengeler. Örneğin geceleri hastane otoparkındaki araçlar uygun tarife ile şarj olarak gündüz pik saatlerde şebekeye ek yük bindirmez. Bu gibi sistemsel faydalar da düşünüldüğünde, hastanelere şarj istasyonu kurulması hem mikro hem de makro düzeyde önemli avantajlar sunmaktadır.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumunda enerji verimliliği ve akıllı şebeke entegrasyonu nasıl sağlanır?

Elektrikli araç şarj istasyonları, doğru planlandığında hastanelerin enerji verimliliği hedefleriyle uyumlu hale getirilebilir ve akıllı şebeke uygulamalarına entegre edilebilir. Öncelikle, şarj istasyonları akıllı yazılımlarla izlenip kontrol edilerek yük yönetimi yapılabilir. Bu sayede hastanenin toplam elektrik talebi, kritik eşiklere yaklaştığında şarj istasyonlarının gücü otomatik olarak düşürülebilir veya tersi şekilde şebeke üzerinde yük azken şarj hızı artırılabilir. Bu dinamik yük dengeleme (DLM), hastane şebekesinin kararlılığını korurken enerji maliyetlerini optimize eder.

Akıllı şebeke entegrasyonu kapsamında, çift yönlü enerji akışı teknolojileri (V2G – Vehicle to Grid) gelecekte hastanelerde değerlendirilebilir. Bu teknolojiyle, uygun olduğu takdirde, hastanenin elektrikli hizmet araçları veya otoparktaki araçlar, şebekeye enerji geri verebilir. Böylelikle talep tarafı yönetimi yapılarak pik saatlerde şebekeye destek sağlanabilir. Mevcut durumda Türkiye’de V2G uygulamaları yaygın değilse de, şarj altyapısının buna hazır kurulması uzun vadede faydalı olabilir.

Ayrıca, hastaneler ISO 50001 gibi Enerji Yönetim Sistemlerini uyguluyorsa, şarj istasyonları bu sistemlere entegre edilebilir. Örneğin, hastanenin enerji izleme yazılımına şarj üniteleri de dahil edilerek anlık tüketim takip edilebilir ve raporlanabilir. Zamanlama algoritmalarıyla, şarj işlemleri elektriğin daha ucuz ve temiz üretildiği gece saatlerine kaydırılabilir. Eğer hastanenin kendi jeneratörü veya talep yönetimi programı varsa, acil durumlarda şarj istasyonları otomatik devre dışı bırakılarak öncelikli yüklere enerji sağlanır.

Sonuç olarak, akıllı şarj istasyonları sadece araçları değil, gerektiğinde şebekeyi de besleyen ve hastane enerji sisteminin entegre bir parçası haline gelen unsurlar olabilir. Bu da hem enerji verimliliği sağlar hem de hastanenin elektrik altyapısının sürdürülebilirliğini artırır.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumunda yenilenebilir enerji kaynakları nasıl kullanılabilir?

Hastaneler, elektrikli araç şarj altyapısını yenilenebilir enerji kaynaklarıyla destekleyerek hem çevresel fayda sağlayabilir hem de işletme maliyetlerini düşürebilir. En yaygın uygulama, hastane binalarının veya otopark üstlerinin güneş panelleriyle donatılması ve elde edilen güneş enerjisinin şarj istasyonlarına yönlendirilmesidir. Örneğin bazı hastaneler, otopark alanlarına güneş enerjisi santrali (GES) kurarak araçlar için gereken elektriğin önemli bir bölümünü buradan sağlamayı planlamıştır. İzmir’deki İEÜ Medical Point Hastanesi, bir enerji firmasıyla anlaşarak kuracağı GES sayesinde hastanenin elektrik tüketiminin %80’ini güneşten karşılamayı hedeflemiştir. Bu kapsamda, hastane otoparkında kurulu şarj istasyonları da büyük oranda temiz enerjiyle beslenebilecektir.

Yenilenebilir enerji entegrasyonunun bir diğer yolu, solar şarj istasyonları konseptidir. Bazı otopark gölgelikleri, üzerlerindeki fotovoltaik paneller sayesinde araçlara gölge sağlarken elektrik üretecek şekilde tasarlanmaktadır. Üretilen enerji doğrudan yakındaki şarj noktalarına aktarılıp araç bataryalarına yönlendirilebilir. Bu yöntemle, şebekeden çekilen güç azalır ve karbon salımı önlenmiş olur. Türkiye’de güneşlenme süresinin yüksek olduğu göz önüne alındığında, bu tür çözümler hastaneler için hem çevreci hem de uzun vadede ekonomik yatırımlar olabilir.

Ayrıca, yenilenebilir kaynaklı enerjinin sürekliliği olmadığından, enerji depolama sistemleri (bataryalar) de devreye girebilir. Gündüz güneş panellerinden üretilen fazla enerji depolanıp akşam saatlerinde şarj istasyonlarına verilebilir. Bu, hastanenin gece tarifesinde dahi güneş enerjisinden yararlanmasını sağlar. Rüzgâr enerjisi de bölgesel olarak değerlendirilebilir ancak şehir içinde rüzgâr türbini kullanımı sınırlıdır.

Resmî olarak, enerji üretim tesisine sahip hastaneler, fazla ürettikleri enerjiyi şebekeye satabilir veya mahsuplaşma yoluyla kendi tüketimlerini dengeleyebilir (Enerji Piyasası mevzuatı kapsamında). Böylece, gündüz şarj istasyonlarının tükettiği enerji gece üretim fazlasıyla telafi edilebilir. Sonuç olarak, elektrikli araç şarj altyapısının yenilenebilir enerjiyle desteklenmesi, hastaneleri yeşil enerji vizyonuna yaklaştıran, enerji maliyetlerini azaltan ve karbon ayak izini düşüren önemli bir adımdır.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumunda devlet teşvikleri ve destekleri mevcut mudur?

Türkiye’de elektrikli araç şarj altyapısının yaygınlaşmasını hızlandırmak amacıyla devlet tarafından çeşitli teşvik mekanizmaları devreye alınmıştır. Bu teşvikler doğrudan hastane özelinde olmasa da, genel olarak şarj istasyonu yatırımlarını kapsadığı için hastaneler de bunlardan dolaylı olarak faydalanabilir. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 2022 yılında bir destek programı açıklayarak elektrikli araç şarj istasyonu yatırımlarının %75’ine kadar hibe desteği vereceğini duyurmuştur. Bu kapsamda 1500’ü aşkın yüksek hızlı şarj istasyonunun kurulumu için yaklaşık 20 milyon TL kaynak ayrılmıştır. Söz konusu destekten yararlanabilmek için EPDK’dan şarj ağı işletmeci lisansı almış şirketlerin, belirlenen bölgelerde hızlı şarj ünitesi yatırımı yapmaları gerekmektedir. Hastane gibi yerlere istasyon kurmak isteyen lisanslı işletmeciler, bu teşvik fonunu kullanarak yatırım maliyetlerini azaltabilmektedir.

Ayrıca elektrikli araç sahiplerini özendirmek amacıyla uygulanan bazı vergisel teşvikler de dolaylı biçimde şarj altyapısına talebi artırmaktadır. Örneğin elektrikli araçlar için ÖTV ve KDV indirimleri söz konusu olup, bu da daha fazla kişinin elektrikli araç tercih etmesini sağlamaktadır. Daha fazla elektrikli araç, hastaneler gibi kamusal alanlarda şarj istasyonlarının gerekliliğini artırarak yeni projelere zemin hazırlar.

Hastaneler, eğer kendi bütçeleriyle şarj istasyonu kuracaklarsa, KDV muafiyeti veya indirimli gümrük vergisi gibi teşviklerden yararlanıp yararlanamayacaklarını ilgili mevzuat çerçevesinde değerlendirmelidir. 2022’de açıklanan teşvik programının dışında, 2023 ve sonrasında da Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Enerji Bakanlığı’nın koordinasyonunda farklı destek modelleri gündeme gelebilir. Örneğin, belirli sayıda şarj istasyonu kuran işletmelere düşük faizli kredi imkânı, bedelsiz arsa tahsisi veya işletme dönemi vergi avantajları gibi destekler tartışılmaktadır.

Sonuç itibariyle, doğrudan “hastane” odaklı olmasa da, genel şarj istasyonu yatırımlarına yönelik devlet destekleri mevcuttur ve bu destekler hastane otoparklarında da daha fazla istasyon kurulmasını teşvik edici niteliktedir. Hastaneler, bu alanda yatırım yaparken ilgili destek programlarını yakından takip etmeli ve uygun olanlara başvurmalıdır.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumunun çevresel etkileri ve sürdürülebilirliğe katkısı nedir?

Hastane yerleşkesine elektrikli araç şarj istasyonu kurulması, çevresel açıdan olumlu etkiler doğurur ve kurumun sürdürülebilirlik hedeflerine hizmet eder. Elektrikli araçlar, fosil yakıtlı araçlara göre kullanım sırasında karbon emisyonu üretmezler; dolayısıyla hastane otoparkında ne kadar çok elektrikli araç hizmet alırsa, o ölçüde yerel hava kalitesi iyileşir. Özellikle hastane gibi hassas alanlarda egzoz gazlarının azalması, hem hasta hem çalışan sağlığı için faydalıdır. İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında da elektrikli araçlara geçiş kritik bir adımdır. Türkiye, 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefi koymuştur ve ulaşım sektörünün elektrifikasyonu bu hedefe önemli katkı sağlayacaktır. Hastanelerin elektrikli ulaşımı desteklemesi, kamu kurumları arasında çevreye duyarlı uygulamalarda öncü bir rol üstlenmeleri anlamına gelir.

Hastaneler, şarj altyapısıyla kendi karbon ayak izlerini de dolaylı olarak azaltmış olurlar. Örneğin, hastane bünyesinde kullanılan ambulans, servis aracı gibi taşıtlar ileride elektrikli modellere döndüğünde, bunların şarj ihtiyacını yerinde karşılamak fosil yakıt tüketimini sıfıra indirecektir. Çevre dostu ulaşımın desteklenmesi, hastanelerin “yeşil hastane” veya “eko-hastane” konseptine uygun adımlar atmasına yardımcı olur. Uluslararası birçok akreditasyon ve kalite belgelendirme programı (örneğin LEED, Green Hospital vb.), ulaşım ve emisyon azaltımı kriterlerini göz önünde bulundurmaktadır. Elektrikli araç şarj istasyonları, bu tür yeşil bina sertifikasyon süreçlerinde hastanelere puan kazandırabilir.

Ayrıca, elektrikli araçlar ülke enerji politikası açısından da yakıt ithalatını azaltıcı bir unsurdur. Hastaneler gibi kamu hizmeti veren kurumların bu dönüşümü teşvik etmesi, toplumsal farkındalığı da artırır. Örneğin bir hasta yakını, hastane otoparkında aracını şarj etme deneyimi yaşadığında elektrikli araç kullanımına dair çekinceleri azalabilir. Bu açıdan hastaneler sadece tedavi değil, aynı zamanda çevre bilinci konusunda da topluma örnek olma işlevini üstlenebilir.

Sonuç olarak, hastanelerde elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu; karbon emisyonlarını azaltır, fosil yakıt bağımlılığını düşürür ve sürdürülebilir ulaşım altyapısının bir parçası olarak çevresel sürdürülebilirliğe önemli bir katkı sunar. Bu adım, “gezegenin sağlığı = insan sağlığı” prensibini destekleyen somut bir uygulamadır.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumunun çevresel etkileri ve sürdürülebilirliğe katkısı nedir?

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumunun çevresel etkileri ve sürdürülebilirliğe katkısı nedir?

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu, hastanenin enerji yönetimi ve sertifikasyonunu nasıl etkiler?

Bir hastanede elektrikli araç şarj istasyonu kurmak, hastanenin genel enerji yönetimi politikaları ile uyumlu şekilde yapılırsa kuruma değer katar. Örneğin birçok hastane, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik alanında ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Sertifikası almaktadır. İEÜ Medical Point Hastanesi, enerji yönetimi alanındaki uygulamaları sayesinde bu sertifikayı almaya hak kazanmıştır. Bu tür bir sertifikasyon, hastanenin tüm enerji tüketen sistemlerinin (ısıtma-soğutma, aydınlatma, medikal cihazlar vb.) verimli yönetildiğini belgelediği gibi, elektrikli araç şarj istasyonları gibi yeni eklenen yüklerin de entegre bir yaklaşımla ele alındığını gösterir. Hastane, şarj altyapısını kurarken enerji yönetim ekibiyle koordineli çalışırsa, istasyonların kullanımını en verimli hale getirebilir.

Enerji yönetimi açısından, şarj istasyonları hastanenin enerji izleme sistemine dahil edilebilir. Anlık güç çekişleri, zamanlara göre kullanım profili takip edilerek, hastane enerji talep eğrisi üzerinde olası pikler öngörülebilir ve düzleştirilebilir. Örneğin, jeneratör veya şebeke kaynaklı bir sınır varsa, yazılım aracılığıyla aynı anda çalışan şarj ünitelerinin sayısı kısıtlanabilir veya güç seviyeleri düşürülebilir (load shedding). Bu sayede hastanenin kritik sistemlerine ayrılmış enerji kapasitesi aşılmaz.

Hastanelerin enerji yönetiminde bir diğer önemli husus maliyet optimizasyonudur. Şarj istasyonları, hastane toplam elektrik tüketimini artıracağı için, hastanenin tarife dilimleri ve talep anlaşmalarını yeniden gözden geçirmesi gerekebilir. İyi yönetilen bir sistem, araçların mümkün mertebe düşük tarife zamanlarında şarj olmasını teşvik edebilir. Örneğin gece vardiyasında hastane araçlarının şarj edilmesi, gündüz puant saatlerdeki yükü azaltır. Bu tür stratejiler, enerji yönetim politikasının bir parçası haline getirilebilir.

Sertifikasyon boyutunda ise, elektrikli araç şarj istasyonları bir hastanenin çevreye duyarlılık raporlarında ve sürdürülebilirlik beyanlarında vurgulayabileceği bir unsurdur. Karbon ayak izi hesaplamalarında, kurum bünyesinde fosil yakıt tüketiminin elektrik kullanımına kaydırılması ve bunun yenilenebilir kaynaklarla desteklenmesi, olumlu bir gösterge olarak yer alır. Birçok yeşil bina değerlendirme sisteminde elektrikli araç şarj olanakları puan kazandıran kriterlerdendir. Dolayısıyla hastane, enerji yönetimi performansını değerlendirirken şarj istasyonlarının varlığını ve kullanım verilerini de sunabilir.

Özetle, hastanede şarj istasyonu kurulumu doğru entegre edilirse, enerji yönetim sisteminin ayrılmaz bir parçası olur ve kurumun enerji sertifikasyonlarında artı değer yaratır. Yönetimin proaktif yaklaşımı ile hem enerji verimliliği korunur hem de hastane, teknolojik gelişmelere ayak uyduran bir profil sergiler.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulum sürecinin adımları nelerdir?

Bir hastanede elektrikli araç şarj istasyonu kurulum süreci, dikkatli planlama ve birkaç temel adımdan oluşur:

  • İhtiyaç Analizi ve Konum Seçimi: İlk adım, hastanenin kaç adet ve ne tip (AC/DC) şarj istasyonuna ihtiyaç duyduğunu belirlemektir. Bu analiz, araç kullanıcı sayısı, otopark kapasitesi ve bütçe gibi faktörlere göre yapılır. Ardından istasyonların konumları tespit edilir. Konum seçerken, elektrik altyapısına yakınlık, araçların kolay erişimi ve güvenlik göz önüne alınır. Örneğin otoparkın trafoya yakın bölümü, kablolama kolaylığı sağladığından tercih edilebilir.
  • Projelendirme ve Güç Temini: Seçilen konumlar için, yetkili bir elektrik mühendisi şarj istasyonu elektrik projesini hazırlar. Bu aşamada mevcut pano veya trafodan uygun kapasitede besleme alınıp alınamayacağı hesaplanır. Genellikle bir güç kaynağı analizi yapılarak 220/380 V şebekenin yeterliliği değerlendirilir. Hızlı DC istasyon kurulacaksa, trifaze 50 kW ve üzeri besleme gerekeceğinden trafo gücü kontrol edilir. Projede kullanılacak kablo kesitleri, koruma elemanları ve topraklama detaylı şekilde gösterilir.
  • İzinlerin Alınması: Proje tamamlandıktan sonra, yerel elektrik dağıtım şirketine onay için sunulur. Ayrıca hastane yönetimi, kendi bağlı olduğu idareden (kamu ise bakanlık/başhekimlik, özel ise şirket yönetimi) iç onaylarını alır. Belediyeye, eğer kazı veya inşaat gerekiyorsa gerekli bildirimler yapılır. Gerekli durumlarda, hastanenin bulunduğu bölgenin belediyesinden kazı izni ve çevre düzenlemesi onayı alınabilir.
  • Cihaz ve Ekipman Temini: Onay süreçleriyle paralel, uygun şarj istasyonu cihazları seçilir. AC veya DC ünitelerin gücüne, marka/modeline karar verilir. Duvar tipi mi, yer tipi mi olacağı planlanır. Sipariş ve tedarik süreci yürütülürken, aynı zamanda gerekli elektrik malzemeleri (kablo, sigorta, şalter, trafo vb.) temin edilir.
  • Kurulum ve Montaj: Yetkili elektrikçiler ve montaj ekipleri tarafından altyapı kurulumu yapılır. Bu aşamada panolara bağlantılar, kablo çekimleri, istasyon montajı gerçekleştirilir. Kurulum mutlaka iş güvenliği kurallarına uygun yapılmalı, enerjilendirme öncesi gerekli kontroller sağlanmalıdır.
  • Test ve Devreye Alma: Montaj tamamlandıktan sonra istasyonların testleri yapılır. Her bir soketin doğru çalıştığı, arabirimlerin (ekran, kart okuyucu vb.) işlevsel olduğu kontrol edilir. Yük verme testleri ile, aracın bağlanması simüle edilerek akım çekmesi izlenir. Ayrıca topraklama ve izolasyon ölçümleri yapılır. Dağıtım şirketi yetkilileri de gelerek varsa yeni sayaçların montajını yapar ve enerjilendirme için son onayı verir.
  • Eğitim ve Kullanım: İstasyonlar devreye girdikten sonra, hastane teknik personeline ve varsa güvenlik personeline cihazların kullanımı ve acil durum prosedürleri hakkında eğitim verilir. Kullanıcılar için yönlendirme tabelaları, talimat panoları hazırlanır. Şarj ağı işletmecisi varsa, yazılım sistemine istasyonların eklendiği ve haritalarda göründüğü kontrol edilir.

Bu adımlar tamamlandığında şarj istasyonu kullanıma hazır hale gelir. Süreç genel olarak birkaç hafta ila birkaç ay sürebilir; proje büyüklüğü, onay süreçleri ve tedarik süreleri belirleyici faktörlerdir. Doğru planlama ve koordinasyon ile hastane hizmetlerini aksatmadan, güvenli bir şekilde kurulum gerçekleştirilebilir.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu ekonomik açıdan maliyeti nedir?

Hastane otoparkına elektrikli şarj istasyonu kurmanın maliyeti, seçilen teknoloji, istasyon sayısı ve altyapı gereksinimlerine bağlı olarak değişkenlik gösterir. AC (22 kW) duvar tipi bir ünite ile DC (50-150 kW) hızlı şarj ünitelerinin maliyetleri arasında önemli farklar vardır; AC istasyonlar on binlerce TL seviyesinde olabilirken, yüksek güçlü DC istasyonların maliyeti yüz binlerce TL’ye çıkabilir. Ayrıca elektrik altyapısında yapılacak iyileştirmeler (örneğin trafo gücünün artırılması, yeni pano kurulumu, kablolama) maliyeti artıran kalemlerdir.

Bunun yanı sıra, eğer hastane kendi başına şarj ağı işletmeciliği lisansı almayı düşünürse, bunun da ciddi bir mali yük getirdiğini belirtmek gerekir. 2022 yılı için EPDK’nın belirlediği lisans alma bedeli 300.000 TL idi. Ayrıca anonim veya limited şirket olma, en az 4.5 milyon TL sermaye şartı gibi koşullar, lisanslı işletmeciliğin ciddi bir finansal taahhüt gerektirdiğini gösterir. Bu nedenle çoğu hastane, lisanslı bir firma ile anlaşarak kendi bünyesinde lisans alma maliyetinden kaçınır.

Yatırım maliyetlerine karşılık, işletme aşamasında da giderler bulunmaktadır: Cihazların periyodik bakımı, olası arızaların tamiri, tüketilen elektriğin bedeli ve eğer uygulanıyorsa ödeme altyapısının (yazılım, POS vb.) komisyonları gibi. Hastane, şarj hizmetini ücretli sunuyorsa zaman içinde kullanıcı ödemelerinden gelir elde ederek yatırımın geri dönüşünü sağlayabilir. Türkiye’de şarj hizmeti fiyatları serbest piyasada oluştuğundan, iyi bir konumda ve yoğun kullanımı olan bir istasyon, işletmecisine düzenli gelir akışı yaratabilir.

Ekonomik fizibilite yapılırken, devletin sağladığı teşvik ve destekler de dikkate alınmalıdır. 2022’de duyurulan destek programıyla 75%’e varan yatırım hibesi imkânı, eğer hastane anlaşmalı bir şarj operatörü üzerinden bu desteğe erişebilirse, başlangıç maliyetini ciddi oranda düşürebilir. Ayrıca, elektrikli araç sayısının artmasıyla uzun vadede şarj istasyonunun kullanım oranının yükselmesi beklenir. Örneğin bugün günde 2 araç şarj oluyorsa, birkaç yıl içinde bu sayı 10’lara çıkabilir; dolayısıyla gelir projeksiyonları da artış trendine göre yapılmalıdır.

Kısacası, hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumunun maliyeti, birkaç yüz bin TL’den başlayıp milyon TL seviyelerine varabilir. Somut bir örnek vermek gerekirse, 2 adet 22 kW AC ve 1 adet 50 kW DC istasyon kurulan bir hastanede, toplam yatırım tutarı kabaca cihazlar için 300-500 bin TL, altyapı ve kurulum için 100-200 bin TL bandında gerçekleşebilir (cihaz markaları ve saha koşullarına göre değişir). Bu yatırım, stratejik planlama ile zaman içinde gerek maddi getirisi gerekse çevresel/sosyal faydasıyla kendini amorti edecektir.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu sırasında karşılaşılabilecek zorluklar nelerdir?

Hastanelerde elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu sürecinde çeşitli zorluklar ve engeller ortaya çıkabilir. Teknik, idari ve finansal olası sorunlar şöyle özetlenebilir:

  • Altyapı Yetersizlikleri: Özellikle eski hastane binalarında mevcut elektrik altyapısının ek yükleri kaldırmakta yetersiz kalması sık rastlanan bir sorundur. Trafo kapasitesinin dolu olması veya enerji odası-pano alanlarında yer olmaması gibi durumlar projeyi zorlaştırabilir. Bu durumda ek trafo kurulumu veya ciddi tadilat gerekebilir ki bu hem maliyetli hem zaman alıcıdır.
  • Yüksek Yatırım Maliyeti: DC hızlı şarj ünitelerinin ve gerekli inşaat-elektrik işlerinin maliyeti hastane bütçelerini zorlayabilir. Özellikle gelir getirisi kısa vadede sınırlı kalacaksa, yönetim bu harcamaya öncelik vermekte tereddüt edebilir. Ancak devlet destekleri ve elektrikli araç sayısının artışı hesaba katılarak orta-uzun vadeli bir fizibilite yapılmalıdır.
  • İzin ve Bürokratik Süreçler: Her ne kadar mevzuat kolaylaştırılmış olsa da (ruhsat muafiyeti gibi), bazı durumlarda ilgili idarelerle koordinasyon zaman alabilir. Örneğin bir üniversite hastanesinde hem bağlı olduğu üniversiteden hem de bakanlıktan onay gerekebileceği için süreç uzayabilir. Dağıtım şirketi proje onayında ek taleplerde bulunabilir veya kapasite artırımı için yatırım planına alınması gerektiğini belirtebilir. Bu da kurulum süresini öngörülenin ötesine çekebilir.
  • Fiziksel Alan Kısıtları: Otoparkta şarj istasyonu için ayrılacak yerin kısıtlı olması, araç park düzenini değiştirme zorunluluğu doğurabilir. Özellikle yoğun ve tam kapasite kullanılan otoparklarda birkaç yeri şarj noktasına ayırmak, ziyaretçiler arasında başlangıçta memnuniyetsizlik yaratabilir. Bu durum iyi bir yönlendirme ve bilgilendirme ile yönetilmelidir.
  • Teknik Personel ve Bakım: Hastanenin teknik ekibi, başlangıçta bu yeni sistemin işleyişine yabancı olabilir. Arıza durumlarında hızlı müdahale edebilecek personelin eğitimi şarttır. Aksi takdirde ufak bir sorun, istasyonun uzun süre devre dışı kalmasına yol açabilir. Ayrıca tedarikçi firmanın servis ağının yaygınlığı da önemlidir; uzak bir bölgedeki hastanede arıza olursa parça temini ve servis gelişi zaman alabilir.
  • Ekonomik Belirsizlikler: Elektrik fiyatlarının gelecekteki seyri ve elektrikli araç kullanım oranları belirsiz olduğundan, yatırım geri dönüş süresini tahmin etmek zor olabilir. Piyasa rekabetiyle fiyatların düşmesi veya tam tersi elektriğe zam gelmesi gibi durumlar hesaplamaları etkiler. Bu nedenle esnek bir iş modeli geliştirilmeli, mümkünse farklı senaryolar için planlamalar yapılmalıdır.

Tüm bu zorluklara rağmen, dikkatli planlama ve uzmanlarla iş birliği sayesinde hastaneler şarj istasyonu projelerini başarıyla hayata geçirebilirler. Karşılaşılabilecek sorunların önceden tespiti ve proaktif önlemler, süreci hızlandırır ve pürüzleri en aza indirir.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu işletiminde yasal yükümlülükler ve kurallar nelerdir?

Hastane bünyesindeki bir elektrikli araç şarj istasyonunun işletimi sırasında, yürürlükteki mevzuata uygun davranılması gereken çeşitli yükümlülükler vardır. Öncelikle, halka açık bir şarj hizmeti sunuluyorsa, bu hizmetin sürekli ve kesintisiz olarak sağlanması esastır. EPDK yönetmeliğine göre lisans sahibinden kaynaklanmayan mücbir sebepler hariç, şarj istasyonlarında hizmetin 7/24 erişilebilir olması beklenir. Planlı bakım veya arıza durumlarında kullanıcıların bilgilendirilmesi gerekir. Aksi halde, süreklilik ilkesinin ihlali söz konusu olabilir.

Bir diğer önemli yükümlülük, kullanıcılara eşit ve adil hizmet sunulmasıdır. Yönetmelik, halka açık şarj istasyonlarında eşit durumdaki kullanıcılara ayrım gözetilmeksizin hizmet verilmesini şart koşar. Örneğin bir hastane otoparkındaki istasyon, sadece belli marka araçlara veya sadece hastane personeline özel tutulamaz (eğer halka açık diye ilan edilmişse). Herkesin kullanımına açık ise, hiçbir kullanıcıya haksız öncelik tanınmamalıdır.

Fiyatlandırma ve bilgilendirme konusunda da yükümlülükler vardır. İşletmeci, uyguladığı şarj hizmeti fiyatını mevzuata uygun şekilde belirlemeli ve hem istasyonda görünür biçimde ilan etmeli, hem de dijital platformlarında yayınlamalıdır. Ayrıca, kullanıcıya kesilecek faturada aktarılan enerji miktarı (kWh) açıkça belirtilmelidir. Bu şeffaflığın yanı sıra, şarj hizmeti karşılığında yalnızca enerji bedeline dayalı ücret talep edilmeli; bağlanma, üyelik ücreti gibi ekstra kalemler yansıtılmamalıdır.

İşletmeci, EPDK’nın veri paylaşım isteklerine de uymak zorundadır. Lisanslı şarj ağı işletmecileri, istasyonların konum, güç, doluluk, fiyat gibi bilgilerini EPDK’nın kuracağı serbest erişim platformuna düzenli olarak iletmelidir. Bu, piyasanın izlenebilirliği ve tüketici bilgilendirmesi açısından kritik bir yasal zorunluluktur.

Ayrıca güvenlikle ilgili yükümlülükler de vardır: İstasyonun periyodik kontrollerinin yapılması, topraklama ölçümlerinin kayıt altına alınması, ödeme sistemlerinin güvenliğinin sağlanması (KVKK kapsamında verilerin korunması) ve olası acil durumlar için önlemlerin planlanması (örneğin araç yangını durumunda istasyonun elektriğinin kesilmesi gibi) işletmecinin sorumluluğundadır.

Son olarak, eğer hastane kendisi işletmeci sertifikası ile bu işi yapıyorsa, bağlı bulunduğu şarj ağı işletmecisinin koyduğu kurallara ve EPDK lisans şartlarına riayet etmek durumundadır. Örneğin, lisans sahibi ağ işletmecisinin hazırladığı kullanım yönergelerine uygun hareket etmek, raporlama yapmak gibi görevleri olabilir.

Özetle, hastane otoparkındaki bir şarj istasyonunun işletiminde; kesintisiz hizmet, tarafsızlık, şeffaf fiyatlandırma, resmi veri bildirimi ve güvenlik-bakım konularında yasal yükümlülükler söz konusudur. Bu kurallara uyum, hem yasal yaptırımlardan kaçınmak hem de kaliteli bir hizmet sunmak için elzemdir.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kullanımında kullanıcılar şarj hizmetinden nasıl yararlanır?

Hastane otoparkında bulunan elektrikli araç şarj istasyonlarından kullanıcıların yararlanması, genellikle bir mobil uygulama veya üyelik sistemi üzerinden gerçekleşir. Eğer istasyon bir şarj ağı işletmecisine bağlı ise, kullanıcılar ilgili firmanın mobil uygulamasını indirerek veya RFID kart temin ederek şarj işlemini başlatabilir. Uygulama üzerinden hastanedeki istasyonun durumu (meşgul/boş, AC/DC tipleri, fiyat tarifesi) görülebilir ve uygun soket seçilerek şarj başlatılır. Şarj esnasında genellikle istasyon ekranında veya uygulamada aktarılan enerji ve tutar gerçek zamanlı izlenir. Ödeme, kayıtlı kredi kartı, abonelik paketi veya istasyon üzerindeki POS cihazı aracılığıyla yapılabilir.

Yönetmelik gereği, her halka açık şarj istasyonunda tüm kullanıcılara açık en az bir ödeme yöntemi bulunması zorunludur. Yani kullanıcı uygulamaya üye olmasa dahi, kredi/banka kartı ile anlık ödeme yaparak veya SMS ile onay mekanizmalarıyla hizmet alabilmelidir. Birçok modern istasyonda temassız ödeme (NFC) özellikli kredi kartlarıyla doğrudan istasyon üzerindeki cihazdan ödeme kabul edilmektedir. Bazı işletmeciler, misafir kullanıcılar için QR kod tarama yoluyla web tabanlı ödeme imkânı da sunar.

Kullanıcı deneyimini kolaylaştırmak amacıyla hastanelerdeki şarj noktalarında genellikle yönlendirme tabelaları ve talimatlar bulunur. Bu talimatlarda, “Önce aracı park edip el frenini çekin, fişi araca takın, ardından mobil uygulamadan ilgili istasyonu seçip başlayın” gibi adımlar yazılıdır. İstasyon arayüzleri de kullanıcı dostu olacak şekilde tasarlanmıştır. Örneğin ADZE Charge gibi markaların cihazları, entegre güvenlik ve kullanıcı dostu tasarımları sayesinde kullanıcıların akıllı telefon uygulamaları ile kolayca şarj işlemini başlatmasına imkân tanır.

Şarj işlemi tamamlandığında veya kullanıcı dilediği anda sonlandırdığında, mobil uygulama veya ekran üzerinden işlem bitirilir ve kablo çıkartılır. Ücretlendirme otomatik olarak hesaplanır. Kullanıcıya e-posta veya uygulama içi bildirimle bir fatura veya fiş iletilir (ya da cihaz üzerindeki yazıcıdan fiş alınabilir). Tüm bu süreçte hastane güvenlik personeli de gerektiğinde kullanıcıya yardımcı olabilir, özellikle ilk kez kullananlar için yönlendirme yapabilir.

Özetle, hastane otoparkındaki bir şarj istasyonunu kullanmak, benzin istasyonunda yakıt almaktan farklı olarak dijital bir deneyim gerektirir ancak sistemler bunu olabildiğince basit hale getirmiştir. Kullanıcılar birkaç dokunuşla veya kart okutarak işlemi başlatabilirler. Bu sayede elektrikli araç sahipleri, hastane ziyareti sırasında araçlarını rahatlıkla şarj edebilir, hem hastanedeki işlerini hallederken hem de araçlarına menzil kazandırmış olurlar.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu konektör tipleri ve şarj standartları hangileridir?

Elektrikli araç şarj istasyonlarında, konektör tipleri ve şarj standartları araç ile istasyonun uyumlu şekilde enerji transferini sağlamak için kritik öneme sahiptir. Türkiye ve Avrupa genelinde hastane gibi kamusal alanlarda kurulan şarj istasyonlarında yaygın olarak iki tip soket standardı kullanılır:

  • AC Şarj Standartları: AC (Alternatif Akım) şarjlar için Type 2 (Mennekes) soket standardı benimsenmiştir. Type 2 konektör, Avrupa’daki binek elektrikli araçların çoğunluğu tarafından desteklenir ve 22 kW’a kadar üç fazlı AC şarja imkân tanır. Hastane otoparklarındaki duvar tipi veya yer tipi AC ünitelerinde Type 2 çıkışı bulunur. Kullanıcı aracındaki uygun kabloyu istasyona takarak şarjı başlatır. Bu standardın avantajı, her marka aracın kendi kablosuyla gelip istasyona bağlanabilmesidir.
  • DC Şarj Standartları: DC hızlı şarj için Türkiye’de ve Avrupa’da CCS (Combined Charging System) Tip 2 standardı kullanılmaktadır. CCS Combo-2 soketi, Type 2 AC soketinin alt kısmına ek iki güç kontağı eklenmiş bir formattır. Bu sayede aynı port üzerinden DC yüksek güçlü şarj yapılabilir. Örneğin, CCS Combo standardı bir araç, hastanedeki 50 kW’lık bir DC istasyonda bu soket ile bağlanarak doğrudan bataryasına enerji alır. CCS standardı 500V üzeri gerilim ve yüksek akımları taşıyabildiğinden, kısa sürede bataryayı doldurabilir. Japon araçlarında kullanılan CHAdeMO standardı ise Türkiye’de yeni istasyonlarda artık pek tercih edilmemektedir; çoğu istasyon işletmecisi Combo-2 standardını destekler.

Şarj modlarına bakıldığında, IEC 62196 standardı Mode 1-2-3-4 şeklinde farklı şarj modlarını tanımlar. Mode 3, AC şarjı özel bir soket (Type 2) ile güvenli şekilde gerçekleştiren yöntemdir. Mode 4 ise DC hızlı şarjı ifade eder ve bu modda araç doğrudan DC giriş ile şarj olur. CCS Combo-2, bu Mode 4’ün tipik bir uygulamasıdır. Bu standartlar, şarj işleminin hem elektriksel güvenliğini (protokollerle haberleşme, kilitleme mekanizmaları) hem de fiziksel uyumluluğunu sağlar.

Hastanelerdeki şarj istasyonları kurulurken, birden fazla kablo seçeneği sunan istasyonlar tercih edilebilir. Örneğin bir DC hızlı istasyonda hem CCS kablosu hem de (ihtiyaç halinde) CHAdeMO kablosu bulunabilir. AC istasyonlarda ise genelde sabit kablo yerine soket tipi tercih edilir; böylece Type 2 dışında bir standarda sahip aracı olan (örneğin bazı eski tip Type 1 soketli araçlar) kullanıcılar adaptör kablolarını kullanabilirler. Ancak Avrupa menşeli yeni araçların neredeyse tamamı Type 2 / CCS uyumlu olduğundan, hastaneler için bu standartları sağlamak yeterli olacaktır.

Özetle, hastane şarj istasyonlarında Type 2 (AC) ve CCS Combo-2 (DC) konektör standartları desteklenir. Bu, hem yasal mevzuatın öngördüğü (AB standardı) yapı hem de piyasadaki araçların ihtiyacını karşılar. Standartlara uygun kurulum, her marka elektrikli aracın hastanede sorunsuz şarj olabilmesini temin eder.

Hastaneler için elektrikli araç şarj istasyonu kurulmuş örnek uygulamalar nelerdir?

Türkiye’de son yıllarda birçok sağlık kurumu, otoparklarına elektrikli araç şarj istasyonları kurmaya başlamıştır. Bu alandaki örnekler, hastanelerin de sürdürülebilir ulaşım altyapısına hızla entegre olduğunu göstermektedir. Örneğin İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi, 2023 yılında otopark alanına iki üniteden oluşan elektrikli araç şarj istasyonu kurduğunu duyurmuştur. Hastane yönetimi, bu projeyle hem hastaların ihtiyaçlarını karşılamayı hem de hizmet kalitesini yükseltmeyi hedeflediklerini belirtmiştir. Medical Point Hastanesi, aynı zamanda güneş enerjisi yatırımlarıyla da entegre bir yaklaşım sergileyerek enerjisinin büyük kısmını yenilenebilir kaynaklardan sağlama yoluna gitmektedir.

Bir diğer örnek, Başkent Üniversitesi Hastanesi’dir. Bu hastane, kendi elektrikli araç filosunda kullanılan araçlar için 22 kW gücünde AC şarj istasyonları kurdurmuştur. Proje kapsamında, hastane personelinin ve hizmet araçlarının kolaylıkla şarj olabilmesi sağlanmıştır. Yine Ankara’da bazı özel hastaneler ve şehir hastaneleri, otoparklarında elektrikli araç şarj noktaları oluşturarak hem çalışanlarına hem de ziyaretçilerine bu olanağı sunmaya başlamıştır. Örneğin, Etlik ve Bilkent şehir hastanelerinde pilot olarak elektrikli ambulans ve servis araçları için şarj altyapısı planlandığı basına yansımıştır (bu projeler kapsamında araç filolarının kademeli olarak elektrifikasyonu hedeflenmektedir).

Özel sektör kaynaklı şarj ağı işletmecileri de hastaneleri müşteri portföylerine katmaktadır. Türkiye’nin büyük şarj istasyonu ağları, web sitelerinde veya duyurularında hastane lokasyonlarını da listelemektedir. Bu da gösteriyor ki halihazırda hastaneler de halka açık şarj istasyonu lokasyonu olarak sistemde yer almaktadır.

Bu örnekler, hastanelerin elektrikli araç altyapısına adapte olmaya başladığının somut göstergeleridir. Başlangıçta sayıları az olsa da, hemen her büyük yeni hastane projesinin artık bir şarj istasyonu bileşeni bulunmaktadır. Önümüzdeki dönemde sağlık tesislerinde bu örneklerin daha da artması ve belki de hastanelerin kendi elektrikli araç filolarını oluşturmaları beklenebilir. Böylece sağlık sektörü, çevreci ulaşım konusunda da toplum için örnek teşkil edecektir.

Kaynakça

  • EPDK, Şarj Hizmeti Yönetmeliği – Resmî Gazete (02.04.2022)
  • 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, ek 5. madde
  • Çevre, Şehircilik ve İklim Değ. Bak., Otopark Yönetmeliği Değişikliği – Resmî Gazete (25.03.2021)
  • EPDK, Şarj Hizmeti Yönetmeliği madde 25 ve 26 (Fiyatlandırma ve İzleme)
  • EPDK, Şarj Hizmeti Yönetmeliği madde 15 (Hizmet Kalitesi yükümlülükleri)
  • TÜİK verileri – Türkiye’de elektrikli araç sayısı (2023)

 

Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu

Hastaneler İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Otel İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Site İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Kafeler İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Villa İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Avm İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Restoran İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Üniversiteler İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Otopark İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Ev İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Müstakil Ev İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Ofis İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Akaryakıt İstasyonları İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Plazalar İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Rezidanslar İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Taksi Durakları İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Dinlenme Tesisleri İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Apartman İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu

EÇE Enerji, 2018 yılında, Türkiye sanayisinin öncülerinden EGE ÇELİK’ in güvencesiyle kuruldu. İlk adımda İzmir Aliağa’da bulunan EGE ÇELİK tesislerine elektrik tedariki sağlarken kısa sürede enerji tedarik sektöründe güvenilir, istikrarlı ve sürdürülebilir hizmet sunan bir marka haline geldi.

Bugün, 81 ilde bulunan müşterilerine elektrik tedarik eden EÇE Enerji, GES yatırımları, yeşil enerji tedariki, araç şarj istasyonu hizmetleri ile müşterilerine enerjinin birçok alanında destek veren bir iş ortağı konumundadır. Enerji sektöründe şeffaflık, kalite ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle hareket eden EÇE Enerji; teknolojiyi ve yenilikçiliği merkeze alan anlayışıyla geleceğin ihtiyaçlarına bugünden cevap vermektedir.

Diğer Bloglar
EÇE Enerji ile güvenilir ve sürdürülebilir
elektrik tedarikine başlayın.