Blog
22 Temmuz 2025

Avm İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu

İçindekiler

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonları ücretli mi?

AVM’lerdeki elektrikli araç şarj istasyonları genellikle ücretli hizmet verir. Şarj hizmeti bedeli, alınan enerjinin miktarına (kWh cinsinden) göre hesaplanır ve kullanıcılar tıpkı yakıt alır gibi tükettikleri elektrik enerjisi için ödeme yaparlar. Türkiye’de Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) düzenlemelerine göre şarj hizmeti ücreti, kilovat-saat (kWh) başına enerji bedeli şeklinde uygulanır. İşletmeciler her bir istasyonda uyguladıkları güncel tarifeyi dijital platformlarda ve istasyonun bulunduğu yerde ilan etmek zorundadır. 2025 yılı itibarıyla Türkiye’de halka açık şarj istasyonlarında uygulanan ortalama fiyatlar, AC (22 kW) ünitelerde yaklaşık 8,99 TL/kWh, DC hızlı şarj ünitelerinde ise 10,99 – 12,99 TL/kWh aralığındadır. Bu tarife ile örneğin 50 kWh enerji alan bir elektrikli aracın tam şarj maliyeti 500 TL civarına ulaşabilmektedir.

Şarj istasyonlarında ödeme genellikle mobil uygulama veya RFID kart ile yapılır. Her şarj ağı işletmecisi, kendi belirlediği tarifeyi uygular ve kullanıcılar istasyon seçerken fiyatları önceden görebilir. EPDK gerektiğinde aşırı fiyatlamayı engellemek için tavan fiyat belirleme yetkisine sahiptir. Mevzuata göre şarj hizmeti için kWh üzerinden ücret alınır ve bunun dışında kullanıcıdan ek ücret talep edilemez. Sonuç olarak, AVM’lerde elektrikli araç şarjı bir hizmet bedeli karşılığında sunulur ve fiyatlar şarj süresine değil tüketilen enerjiye göre belirlenir. Bu durum hem işletmecinin enerji maliyetlerini karşılamasını sağlar hem de hizmetin sürdürülebilir olmasına katkı yapar.

 

AVM’lerde hangi tip elektrikli araç şarj istasyonları kullanılır?

Alışveriş merkezlerinde genellikle iki tip elektrikli araç şarj istasyonu bulunur: AC (Alternatif Akım) tipi ve DC (Doğru Akım) hızlı şarj istasyonları. AC şarj istasyonları, şebeke elektriğini araç içi şarj cihazının kabul edebileceği şekle dönüştürerek çalışır ve tipik olarak 3,7 kW ile 22 kW arasında güç sağlar. Bu üniteler, elektrikli aracın görece daha uzun süre park ettiği durumlar için uygundur. AVM ziyaretçilerinin ortalama birkaç saatlik alışveriş süresi boyunca aracın bataryasını kademeli olarak doldurmayı hedefler. Ancak AC istasyonlarının şarj süresi, sağladıkları düşük güç nedeniyle uzundur (bir aracı tam doldurmak 4-8 saati bulabilir). Bu nedenle yalnızca AC üniteleri kullanmak, yoğun AVM’lerde yetersiz kalabilecektir.

DC hızlı şarj istasyonları ise şebekeden aldığı AC elektriği kendi içinde doğrultarak doğrudan araç bataryasına aktarır. Yüksek güçlü DC üniteler (50 kW ve üstü), AC’ye kıyasla 8-10 kat daha hızlı şarj imkanı sunar. Günümüzde AVM’lerde yaygın olarak 50–150 kW DC istasyonlar tercih edilmektedir. Örneğin 120 kW gücünde bir DC istasyonu, uygun bir araç bataryasını %20’den %80’e yaklaşık 30 dakikada şarj edebilir. Bu hız, alışveriş merkezine gelen ziyaretçilerin araçlarını kısa sürede şarj edip işlemlerini tamamlamasına olanak tanır. Birçok AVM, müşteri memnuniyetini artırmak amacıyla en az bir adet DC hızlı şarj istasyonunu bünyesinde bulundurmaktadır. Özellikle Türkiye’de yürürlüğe giren otopark yönetmeliği değişiklikleri sonrasında, büyük AVM’lerde hızlı şarj ünitelerinin bulundurulması zorunlu hale gelmiştir (30 bin m² üzeri AVM’lerde en az 1 adet hızlı DC ünite).

Özetle, AVM ortamında AC (yavaş) şarj üniteleri uzun süreli parklar için destekleyici olarak kullanılırken, DC (hızlı) şarj istasyonları esas yükü üstlenir. Bu kombinasyon, farklı ihtiyaçlara sahip elektrikli araç kullanıcılarına uygun çözümler sunar.

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu zorunlu mu?

Evet, Türkiye’de güncel mevzuata göre belirli koşullarda AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu altyapısı sağlamak zorunlu hale gelmiştir. 25 Mart 2021 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan Otopark Yönetmeliği değişikliği ile, yeni yapılacak alışveriş merkezlerine ait otoparkların en az %10 oranında elektrikli araçlara uygun şekilde düzenlenmesi şartı getirilmiştir. Bu düzenleme, şarj ünitesi dâhil olmak üzere park yerlerinin %10’unun elektrikli araç şarjını destekleyecek altyapıya sahip olmasını gerektirir. Örneğin, 1000 araç kapasiteli yeni bir AVM otoparkında en az 100 araçlık kısım elektrikli araçlar için ayrılmış ve şarj istasyonlarıyla donatılmış olmalıdır. Ayrıca çok büyük alışveriş merkezleri için ek şartlar bulunmaktadır: 30.000 m²’den büyük AVM’lerde en az 1 adet, 70.000 m²’den büyük AVM’lerde ise en az 2 adet hızlı şarj (DC) istasyonu kurulması zorunludur. Bu şart, büyük ölçekli AVM’lerin yüksek kapasiteli hızlı şarj hizmeti de sunmasını amaçlar.

Söz konusu zorunluluklar, hem bölge ve genel otoparklar hem de AVM otoparkları için getirilmiştir. Yönetmelik maddeleri ilk aşamada 2023 başına kadar geçiş dönemi öngörmüş, bu süre zarfında oranlar %5 olarak uygulanmıştır. 2023 itibarıyla yeni projeler için tam %10 kuralı yürürlüğe girmiştir. Mevcut AVM’ler için doğrudan bir geriye dönük yaptırım olmamakla birlikte, pek çok AVM işletmecisi rekabet ve kurumsal sosyal sorumluluk gerekçeleriyle kendi isteğiyle şarj istasyonları kurmaktadır. Ayrıca yeni yasal düzenlemeler ile elektrikli araç şarj hizmeti verme isteğindeki işletmelerin EPDK’dan lisans alması gerekmektedir. Bu lisans şartı, fiilen AVM gibi halka açık alanlarda şarj istasyonu işletmek isteyenlerin EPDK denetimine girmesini sağlar. Sonuç olarak, günümüzde inşa edilecek bir AVM’nin projesinde elektrikli araç şarj altyapısı planlanması bir yasal zorunluluktur ve sektörde standart bir uygulama haline gelmiştir.

Kaynak: Otopark Yönetmeliği değişikliği (2021)

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu kurmanın avantajları nelerdir?

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu bulundurmak, hem işletme açısından hem de çevresel ve müşteri memnuniyeti açısından birçok avantaj sağlar:

  • Daha Fazla Müşteri ve Ziyaret Süresinin Artması: Elektrikli aracı olan müşteriler, alışveriş yaparken araçlarını şarj edebilecekleri AVM’leri tercih etmektedir. Şarj imkânı sunan alışveriş merkezleri, bu sayede sadık bir ziyaretçi kitlesi oluşturabilir. Araçlarını şarj eden sürücüler, işlemleri tamamlanana kadar AVM içinde daha fazla zaman geçirir; bu da mağaza ve yiyecek-içecek harcamalarının artmasına yol açar. Dolayısıyla şarj hizmeti, müşteri çekme ve elde tutma aracı haline gelir. 
  • Yeni Gelir Kaynağı ve Yatırım Getirisi: Şarj istasyonları, AVM işletmesi için ek bir gelir kalemi oluşturabilir. Hızlı şarj hizmetleri kullanıcıdan kWh başına ücret alarak işletmeye doğrudan gelir sağlar. Özellikle yoğun kullanımda, doğru fiyatlandırma ile şarj istasyonlarından anlamlı kazanç elde edilebilir. Yapılan araştırmalar, hızlı şarj ünitelerinin yüksek ilk yatırım maliyetine rağmen kısa sürede amorti edilebileceğini göstermektedir. Örneğin, bir DC ünitenin gün içinde çok sayıda araç şarj etmesi durumunda yatırımın geri dönüş süresi kısalır. 
  • Çevre Dostu İmaj ve Sürdürülebilirlik: Elektrikli araç şarj altyapısı, AVM’nin çevreye duyarlı ve yenilikçi bir kimlik kazanmasına yardımcı olur. Elektrikli araçlar fosil yakıt tüketmediği için, onlara şarj hizmeti sunan işletmeler karbon salımının azaltılmasına katkı sağlar. Bu durum, AVM’nin kurumsal sosyal sorumluluk hedeflerine hizmet eder ve marka değerini yükseltir. Çevre dostu yaklaşım, rekabetin yüksek olduğu perakende sektöründe AVM’yi öne çıkaran bir unsur haline gelebilir. 
  • Yasal Uyumluluk ve Teşviklerden Yararlanma: Yeni mevzuata uygun altyapı kurmak, AVM’nin ileride oluşabilecek yasal zorunluluklara önceden uyum sağlamasını garantiler. Ayrıca, zaman zaman devlet tarafından açıklanan teşvik programlarından faydalanma imkânı doğabilir (örn. hızlı şarj istasyonu kurulum hibe destekleri). Elektrikli araç şarj istasyonu yatırımı, yeşil dönüşüm kapsamında desteklenen ve pozitif algılanan bir yatırımdır. 

Özetle, AVM’lerde şarj istasyonu bulunması müşteri memnuniyeti ve sadakati artırmakta, ilave gelir imkânı yaratmakta ve işletmeye çevre dostu, ileri görüşlü bir imaj kazandırmaktadır. Bu avantajlar, hem kısa vadeli ticari getiriler hem de uzun vadeli stratejik faydalar olarak değerlendirilebilir.

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu kurulum maliyeti ne kadardır?

Elektrikli araç şarj istasyonu kurulum maliyeti, istasyonun türüne (AC/DC), güç kapasitesine, cihaz sayısına ve mevcut altyapıya bağlı olarak değişir. Alışveriş merkezlerinde kullanılacak istasyonlar için maliyet kalemleri genel hatlarıyla şu şekildedir:

  • AC (Yavaş) Şarj İstasyonu: 7 kW – 22 kW aralığında AC üniteler. Bir adet AC duvar tipi veya kolon şarj cihazının maliyeti yaklaşık 15.000 – 50.000 TL seviyesindedir. Bu tip cihazlar donanım olarak daha basit ve ekonomiktir. 
  • DC (Hızlı) Şarj İstasyonu: 50 kW ve üzeri güce sahip hızlı şarj ünitelerinin maliyeti 150.000 – 500.000 TL aralığında olabilmektedir. Güç arttıkça istasyon cihazının fiyatı belirgin şekilde yükselir; örneğin 120 kW veya 150 kW’lık bir istasyon, 50 kW’lık istasyondan daha pahalıdır. 
  • Kurulum ve Elektrik Altyapı Masrafları: Cihazların montajı, kablolama, gerekli pano/şalter ekipmanları, topraklama ve olası transformatör tesisatı gibi işler için ortalama 10.000 – 100.000 TL civarında ek maliyet oluşabilir. Eğer AVM’nin mevcut elektrik altyapısı (trafosu, enerjik kapasitesi) yetersizse, ek trafo ve orta gerilim bağlantısı gerekebilir ki bu durumda maliyet üst banda yaklaşır. Örneğin, 300 kW gücünde çift çıkışlı bir hızlı şarj istasyonu kurmak isteyen bir işletme, şebekenin kaldırabilmesi için kendi 2,5 MVA’lık trafosunu tesis etmek zorunda kalabilmektedir. 

Bunların dışında, EPDK lisans başvuru bedeli (2023 yılı için ~668.799 TL olarak belirlenmiştir) ve proje onay giderleri gibi mali unsurlar da dikkate alınmalıdır. Ancak AVM’ler genellikle bir şarj ağı işletmeci şirket ile iş birliği yaptığından, lisans maliyeti ve işletme giderleri doğrudan AVM’ye yansımayabilir. Bazı durumlarda şarj ağı firması, kendi yatırımını yaparak AVM’de istasyon kurup işletir; AVM ise alan tahsisi yaparak kira veya kâr payı geliri elde eder.

Özetle, tipik bir AVM için 2 adet AC ve 2 adet DC hızlı istasyonlu bir kurulumun toplam maliyeti, kaba bir hesapla 400 bin TL ila 1 milyon TL arasında değişebilmektedir. Bu maliyet aralığı, projenin ölçeğine ve teknik gereksinimlere göre projelendirilerek netleştirilir.

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu kurmak için lisans gerekiyor mu?

Türkiye’de halka açık elektrikli araç şarj hizmeti sunmak, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından lisanslanması gereken bir faaliyettir. 2022 yılında Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Ek Madde 5 ile “şarj ağı işletmeci lisansı” alma zorunluluğu yürürlüğe girmiştir. Buna göre, bir alışveriş merkezinde elektrikli araçlara ücret karşılığı şarj hizmeti vermek isteyen şirket veya kurumların EPDK’dan şarj ağı işletmeci lisansı alması şarttır. Lisans, ancak anonim veya limited şirket statüsündeki tüzel kişilere verilmektedir ve en fazla 49 yıl süreli olarak düzenlenir.

AVM yönetimleri genellikle doğrudan lisans alarak işletmeciliğe girmek yerine, lisans sahibi şarj ağı firmaları ile iş birliği yapar. Bu modelde EPDK lisanslı şirket, AVM’de istasyon kurar ve işletir; AVM ise altyapı için alan sağlar. Lisans sahibi firma, kendi ağına bağlı bu istasyon için EPDK’ya karşı sorumludur ve kullanıcılarla ilişkileri yürütür. Lisanslı şarj ağı işletmecileri, şarj istasyonlarının işletilmesi için üçüncü taraflara (örneğin AVM’ye veya taşeron firmaya) sertifika vererek istasyon işletmesini devredebilir. Ancak bu durumda bile nihai sorumluluk lisans sahibine aittir ve sertifika alan işletmecinin ayrıca EPDK lisansı almasına gerek yoktur.

Lisans süreci kapsamındaki şartlar ve denetimler şunlardır: EPDK, lisans alan şirketlerin belirli sürede asgari sayıda istasyon kurmasını (6 ay içinde en az 50 ünite ve 5 farklı ilçede istasyon) zorunlu kılmaktadır. Ayrıca lisans sahipleri, her iki yılda bir şarj ağı projeksiyonu hazırlayan ve fiyatları izleyen EPDK’nın denetimine tabidir. Bu yapıyla amaçlanan, kullanıcıların güvenilir ve sürekli hizmet almasını sağlamaktır. Sonuç olarak, AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu kurmak ve işletmek isteyenlerin doğrudan veya dolaylı şekilde EPDK lisans rejimine uyması gerekmektedir. Lisanssız olarak yalnızca kendi personeline veya belirli bir kapalı gruba (ücretsiz) hizmet veren istasyonlar mümkündür, ancak halka açık ve ticari amaçlı istasyonlar lisans kapsamındadır.

 

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu kurulumunda teknik ve altyapı gereksinimleri nelerdir?

Bir AVM’ye elektrikli araç şarj istasyonu kurarken mevcut elektrik altyapısının bu ek yükü kaldıracak şekilde güçlendirilmesi gerekebilir. İlk adım olarak, trafo kapasitesi ve elektrik pano altyapısı değerlendirilmelidir. Orta ölçekli bir AVM genellikle kendi transformatörüne (örneğin 1–2 MVA güçte) sahiptir; ancak yüksek güçlü DC şarj üniteleri eklenecekse bu trafonun kapasitesi yeterli olmalıdır. Örneğin 300 kW gücünde iki adet hızlı şarj cihazı eklenmesi, ~0.6 MW ek yük anlamına gelir ve bazı durumlarda mevcut trafonun yükseltilmesini şart koşar. Nitekim bir şarj ağı yatırımcısı, 300 kW’lık hızlı şarj üniteleri için 2,5 MVA’lık ayrı bir trafo kurmak zorunda kaldıklarını, aksi halde şebekenin bunu kaldıramayacağını belirtmiştir. Bu nedenle proje kapsamında gerekirse yeni bir trafo merkezi kurulumu ve orta gerilim (OG) bağlantısı için yerel elektrik dağıtım şirketinden izin alınması gündeme gelebilir.

Şarj istasyonlarının kurulacağı otopark katında yeterli güç kablolaması, koruma elemanları (sigorta, şalter), topraklama ve kaçak akım koruma düzenekleri tesis edilmelidir. Her bir ünite için uygun kesitli kablolar ve mümkünse ayrı bir elektrik sayacı planlanır. Böylece istasyonların tüketimi, AVM’nin genel tüketiminden ayrıştırılabilir. Soğutma ve havalandırma gerektiren yüksek güçlü üniteler için cihazların konumlandırıldığı alanda yeterli hava sirkülasyonu sağlanmalıdır (özellikle kapalı otoparklarda).

Ayrıca altyapı şaftları ve kablo kanalları önceden planlanmalıdır. İnşaat aşamasındaki AVM projelerinde, ileride daha fazla şarj istasyonu eklenebilmesi için boş borulamalar ve elektrik panolarında yer ayrılması tavsiye edilir. Yönetmelik ve standartlara uygunluk da kritik bir gereksinimdir: kullanılan tüm ekipmanlar IEC 61851 gibi ilgili uluslararası standartlara ve TSE spesifikasyonlarına uygun olmalıdır (örneğin uygun soket tipleri, güvenlik testleri vb.).

Son olarak, dağıtım şirketi ile koordinasyon önemli bir adımdır. Yeni kurulacak istasyonlar için dağıtım şirketine başvuru yapılarak güç artış talebinde bulunulur. Dağıtım şirketi, şebeke durumu ve trafo merkezi kapasitesine göre başvuruyu değerlendirir. TEİAŞ (Türkiye Elektrik İletim A.Ş.) ise genellikle iletim seviyesinde etkilenecek bir durum olmadıkça devreye girmez; ancak çok yüksek güçlü şarj hub’larında bölgesel denge için TEİAŞ verilerinin de göz önünde bulundurulması gerekebilir. Bütün bu teknik gereksinimler, elektrik mühendisleri tarafından projelendirilir ve ilgili kurumların (dağıtım şirketi, belediye) onayına sunulur. Kurulum tamamlandığında tesisat, hem işletme güvenliği hem de yasal uygunluk açısından denetlenerek devreye alınır.

 

AVM’lerde AC ve DC elektrikli araç şarj istasyonları arasındaki farklar nelerdir?

AC (Alternatif Akım) şarj istasyonları ile DC (Doğru Akım) hızlı şarj istasyonları işleyiş ve performans bakımından farklılık gösterir. Aşağıdaki tabloda AVM’lerde kullanılan AC ve DC istasyonların temel farkları özetlenmiştir:

Özellik AC Şarj İstasyonu DC Hızlı Şarj İstasyonu
Şarj Gücü 3.7 kW – 22 kW arası (tek veya üç faz) 50 kW – 250+ kW (yüksek güçlü)
Şarj Süresi Daha uzun (4-8 saatte tam dolum) Çok daha hızlı (30 dakikada %80 dolum)
Kullanım Amacı Uzun süre park eden araçlar (iş yeri, sinema vb.) için uygundur. AVM’de destekleyici rol üstlenir. Kısa sürede şarj ihtiyacı duyan müşteriler için idealdir. Yoğun AVM’lerde ana şarj çözümüdür.
Cihaz Yapısı Görece basit; aracın onboard (araç içi) şarj cihazını kullanır. AC elektriği araç içinde DC’ye çevirir. Daha karmaşık; AC’yi kendi içinde DC’ye çevirip doğrudan bataryaya verir. Çift soketli modellerle aynı anda birden çok aracı şarj edebilir.
Maliyet Düşük cihaz maliyeti (≈ 20-50 bin TL). İşletme maliyeti düşüktür. Yüksek cihaz maliyeti (≈ 200-500 bin TL). Soğutma, bakım gibi ek işletme giderleri vardır.
AVM İçin Etkisi Araçlar uzun süre park eder, ziyaret süresini uzatır ancak birim zamanda az araç şarj olur. Hızlı sirkülasyon sağlar; daha fazla aracı kısa sürede şarj ederek müşteri trafiğini verimli yönetir.
Örnek Kullanım AVM’nin sinema, eğlence merkezi gibi uzun kalış alanlarına gelen müşteriler. Kısa süreli alışveriş veya yemek molasında maksimum şarj isteyen sürücüler. Uzun yolda mola verenler için de uygundur.

AVM’lerde pratikte her iki tür istasyon birlikte kullanılmaktadır. AC istasyonlar, altyapı maliyeti düşük olduğu için daha yaygın bulunur ve temel bir hizmet sunar. DC hızlı istasyonlar ise sayıca az olsa da kritik bir ihtiyacı karşılar: Elektrik ihtiyacını hızlı gidermek isteyen sürücülerin beklentisini karşılar ve istasyon başına düşen araç şarj sayısını artırır. Örneğin, 1 saatlik alışveriş süresinde AC istasyon bir aracı ancak kısmen şarj edebilirken, DC istasyon aynı sürede aracı büyük oranda doldurabilir.

Sonuç olarak: AC ve DC istasyonlar birbirini tamamlayan çözümlerdir. AC üniteler ekonomik olup uzun süreli parklar için yeterliyken, DC üniteler yüksek yatırım gerektirir ancak AVM gibi yoğun mekânlarda vazgeçilmezdir. İşletmeciler, bu farkları gözeterek müşteri profiline uygun bir hibrit şarj altyapısı kurarlar.

AVM’lerde AC ve DC elektrikli araç şarj istasyonları arasındaki farklar nelerdir?

AVM’lerde AC ve DC elektrikli araç şarj istasyonları arasındaki farklar nelerdir?

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonlarında şarj süresi ne kadardır?

Şarj süresi, istasyonun türüne ve aracın batarya kapasitesine bağlı olarak önemli ölçüde değişir. Alışveriş merkezlerinde hem AC (yavaş) hem DC (hızlı) istasyonlar bulunduğundan, süreler geniş bir yelpazeye yayılır:

  • AC Şarj İstasyonlarında: Bu üniteler (3.7–22 kW arası) nispeten düşük güç verdiği için, bir elektrikli aracı %0’dan %100’e kadar şarj etmek birkaç saat sürer. Örneğin 7 kW gücünde bir AC duvar tipi şarj cihazı, 40 kWh kapasiteli bir bataryayı yaklaşık 6-7 saatte doldurabilir. 22 kW üç fazlı AC istasyon kullanılırsa aynı batarya yaklaşık 2-3 saatte %100’e yakın doluluk seviyesine ulaşır. Dolayısıyla AC istasyonlar, AVM’de uzun süre vakit geçiren müşterilerin araçlarını yavaş yavaş doldurmaya uygundur. Bu istasyonlarda genellikle araçlar, sürücüler alışverişini tamamlarken 1-3 saat arası bağlı kalır ve bu sürede kısmi bir dolum elde edilir. 
  • DC Hızlı Şarj İstasyonlarında: Gücü 50 kW, 120 kW veya 150+ kW gibi yüksek değerlere çıkabilen DC istasyonlar, şarj süresini belirgin şekilde kısaltır. Örneğin yaygın kullanılan 120 kW’lık bir DC istasyon, bir aracın bataryasını yaklaşık 30 dakikada %20’den %80 seviyesine kadar şarj edebilir. Daha güçlü 150 kW üzeri ultra hızlı istasyonlar, uygun araçlarda 15-20 dakikada %80 doluma ulaşabilir. Bu seviyedeki hız, bir elektrikli aracı yaklaşık bir yakıt dolum molası süresi içinde enerjiyle doldurmak anlamına gelir. Ancak unutmamak gerekir ki bataryalar %80’den %100’e doğru dolarken hız kimyasal sebeplerle azalır; bu yüzden son %20’lik kısım genelde daha yavaş dolar. 

AVM’lerde pratik uygulama olarak, ziyaretçiler genellikle 1-2 saat arasında alışveriş yaparken araçlarını şarja bırakır. AC istasyona bağlanmış bir araç bu sürede yaklaşık 50-100 km menzile denk enerji alabilirken, DC hızlı şarj alan bir araç 1 saatte 200-300 km’lik bir enerji depolayabilir (aracın kabul ettiği maksimum güce bağlı olarak). Ayrıca mevcut doluluk durumu da süreyi etkiler: Boş batarya başlangıçta daha yüksek güç çekip hızlı dolarken, doluluğa yaklaştıkça akım düşer.

Kısaca özetlersek: AC (yavaş) şarjda saatler mertebesinde, DC (hızlı) şarjda ise dakikalar-mertebesinde (15-60 dk) şarj süreleri söz konusudur. AVM içerisindeki şarj istasyonlarının kombinasyonu, kullanıcılara ihtiyaçlarına göre tercih imkânı sunar – kısa kalacaklar hızlı şarjı, uzun kalacaklar AC’yi seçebilir. Bu sayede hem tüm müşterilere hizmet verilir hem de elektrikli araçlar pratik bir şekilde şarj edilir.

 

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu hizmetinin ücreti ve tarifesi nasıl belirlenir?

Şarj hizmetinin tarifelendirilmesi, Türkiye’de EPDK’nın belirlediği ilkelere ve serbest piyasa dinamiklerine göre yapılmaktadır. Hizmet ücreti, çekilen elektrik enerjisi miktarı üzerinden (TL/kWh olarak) hesaplanır. Her şarj ağı işletmecisi, kendi maliyet ve stratejilerine göre birim enerji fiyatını belirlemekte özgür olmakla birlikte EPDK, gerektiğinde taban veya tavan fiyat uygulamaya yetkilidir. Uygulamada, rekabet sayesinde fiyatlar makul seviyelerde tutulur ve EPDK henüz doğrudan bir fiyat sınırlaması getirmemiştir; ancak yasal olarak bu imkan vardır.

Tarife yapısı genellikle basittir: AC yavaş şarj ve DC hızlı şarj için ayrı kWh başı ücretler ilan edilir. Örneğin bir işletmeci AC istasyon için 8,99 TL/kWh, DC istasyon (180 kW altı) için 10,99 TL/kWh, ultra hızlı DC (180 kW üstü) için 12,99 TL/kWh gibi bir kademeli tarife uygulayabilir. Bu durumda araç sahibi, aldığı her 1 kWh enerji için ilgili birim fiyatı öder. Tarifeler KDV dahil olacak şekilde açıklanır ve istasyonlarda görünür biçimde belirtilir. Ayrıca EPDK’nın Şarj@TR gibi dijital platformlarında da tüm lisanslı istasyonların anlık fiyatları yayınlanmaktadır.

Bazı işletmeler, dinamik fiyatlama veya paket tarifeler sunabilir. Örneğin, yoğun olmayan saatlerde indirimli tarife, abonelik modeli ile aylık sabit ücret karşılığı belirli kWh kullanım hakkı gibi uygulamalar görülebilir. Ancak mevzuat gereği, fiyat şeffaflığı çok önemlidir: Araç kullanıcıları, bir istasyonda şarja başlamadan önce ödeyecekleri birim fiyatı bilmek durumundadır. Tüm şarj ağları bu fiyat bilgisini mobil uygulamalarında ve web sitelerinde güncel tutarlar.

Tarifelerde dikkat çeken bir diğer husus, ilave ücretler konusudur. Mevzuata göre, şarj hizmeti kapsamında kullanıcıdan enerji bedeli dışında ücret talep edilmemelidir (örneğin zaman bazlı park ücreti gibi). Yine de işletmeciler, adil kullanım için bazı düzenlemeler yapar: Örneğin şarj işlemi bittikten sonra aracın istasyonu meşgul etmeye devam etmesi halinde dakika bazlı ek ücretlendirme uygulanabilir (bir nevi “işgal ücreti”). Nitekim bazı ağlar, şarj tamamlandıktan 15 dakika sonra 150 TL, 30 dakika sonra 300 TL ek park bedeli yansıtmaktadır. Bu uygulamalar, daha fazla kullanıcının istasyona erişimini sağlamak amacıyla yapılır ve kullanıcı sözleşmelerinde belirtilir.

Özetle, AVM’lerde şarj istasyonu ücret tarifesi kWh başına fiyat esaslıdır ve AC/DC tipine göre farklılık gösterir. Fiyatlar serbestçe belirlenmekle beraber EPDK’nın gözetimindedir. Kullanıcılar, şarja başlamadan önce ödeyecekleri birim fiyatı ve koşulları bilmekte; ödeme de genellikle şarj ağı mobil uygulaması üzerinden kredi kartı yoluyla veya abonelik bakiyesinden otomatik olarak tahsil edilmektedir.

 

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu kullanım kuralları nelerdir?

Alışveriş merkezi otoparklarında kurulu elektrikli araç şarj istasyonlarının kullanımı, hem genel trafik kurallarına hem de işletmeci politikalarına tabi belirli kurallara bağlıdır:

  • Yalnızca Elektrikli Araçların Kullanımı: Şarj istasyonu noktalarına park etmek ve şarj cihazını kullanmak sadece şarj edilebilir elektrikli araçlara (EV) mahsustur. İçten yanmalı motorlu araçların bu alanlara park etmesi yasak olup, birçok AVM bu kuralı park alanında levhalarla belirtir. Özel mülk statüsündeki AVM otoparklarında bu kuralın ihlali durumunda araç sahibi AVM güvenliği tarafından uyarılabilir, tekrarı halinde araç çektirilebilir. Bu, “EV Park Yeri İşgali” olarak bilinen sorunun önüne geçmek içindir. 
  • Şarj Süresi ve İstasyon Boşaltma Kuralı: Araç sahipleri, araçlarının şarjı tamamlandıktan sonra istasyonu makul süre içinde boşaltmakla yükümlüdür. Birçok şarj ağı işletmecisi, adil kullanım sağlamak amacıyla şarj işlemi bittikten sonra aracı istasyonda bırakmaya devam eden kullanıcılara ek ücret uygular (örneğin 15 dakika sonra 150 TL, 30 dakika sonra 300 TL gibi kademeli işgal ücretleri). Bu nedenle kullanıcıların, mobil uygulamalarından şarj durumunu takip edip işlem bittiğinde araçlarını yerinden almaları beklenir. 
  • Cihaz Kullanım Talimatları: Kullanıcıların şarja başlamadan önce istasyondaki talimatları okuması önemlidir. Önce fişin araca, sonra istasyona takılması, şarj sonlandırma komutu vermeden fişin çıkarılmaması gibi kurallar güvenlik açısından kritik olabilir. Birçok istasyon, işlemi mobil uygulama üzerinden başlatıp durduracak şekilde tasarlanmıştır; dolayısıyla kullanıcı ilgili uygulamada verilen adımları izlemelidir. 
  • Güvenlik ve Acil Durum Kuralları: Şarj esnasında kablonun sökülmeye çalışılması, ıslak elle temas, istasyon dolabı üzerinde oynama gibi tehlikeli davranışlardan kaçınılmalıdır. Her istasyonda acil durdurma butonu bulunur; acil bir durumda bu butona basılarak şarj kesilebilir. Ayrıca yangın veya duman fark edilirse derhal AVM güvenliğine haber verilmeli ve istasyonun elektrik beslemesi kesilmelidir. Türkiye’de elektrikli araç şarj üniteleri, ilgili standarda göre otomatik akım kesme ve kaçak akım korumasına sahiptir; bu yüzden doğru kullanıldığında güvenlidirler. 
  • Park Etiği: Şarj olmasa bile şarj yeri uzun süreli park alanı olarak kullanılmamalıdır. Bazı AVM’ler, sırf iyi konumda diye EV plakalı olmayan araçların bu alanlara park etmesini önlemek amacıyla bariyer veya kilit mekanizmaları kullanmaktadır. Elektrikli araç sahiplerinin de kendi aralarında dayanışma göstererek tamamen dolu istasyonlarda makul sürede yerini başkasına bırakması beklenir. 

Bu kurallar, hem resmi düzenlemelerin (Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri) hem de işletmeci şirketlerin kullanım şartnamelerinin bir parçasıdır. Örneğin bir şarj ağı işletmecisi, kullanım sözleşmesinde istasyon alanının amacı dışında kullanımını yasaklayıp, kural ihlalinde üyeliği sonlandırma hakkını saklı tutabilir. AVM yönetimleri de kendi otopark kuralları çerçevesinde bu hususları duyuru panoları veya dijital ekranlar ile müşterilerine bildirirler. Sonuç itibarıyla, AVM’lerde şarj istasyonu kullanırken temel ilke düzen, güvenlik ve karşılıklı saygının korunmasıdır. Bu sayede herkes için verimli ve sorunsuz bir şarj deneyimi sağlanır.

 

AVM’lerde kaç adet elektrikli araç şarj istasyonu olmalıdır?

Alışveriş merkezlerinde bulunması gereken şarj istasyonu sayısı, hem yasal düzenlemeler hem de pratik ihtiyaçlar çerçevesinde belirlenir. Mevzuat açısından, yeni yapılan AVM’lerin otoparklarında en az %10 oranında park yerinin elektrikli araç şarj düzenekli olması zorunludur. Örneğin 1000 araç kapasiteli bir AVM otoparkında en az 100 araçlık yer şarj imkânına sahip olmalıdır. Bu %10’luk asgari oran, kabaca her 10 park yerinden 1’ine bir şarj istasyonu düşmesi anlamına gelir. Ancak bu demek değildir ki 100 istasyon cihazı gerekir; zira bir istasyon cihazı çift soketli olabilir ve iki araca hizmet verebilir. Dolayısıyla fiziki cihaz adedi, her bir cihazın soket sayısına bağlı olarak planlanır.

Pratikte ise, AVM yönetimleri genellikle talebe göre kademeli bir yaklaşım izler. Başlangıçta, elektrikli araç sayısının henüz sınırlı olduğu dönemlerde, toplam park kapasitesinin %2-5’i kadar istasyon kurulup izlenir. Örneğin 1000 kapasiteli bir AVM ilk etapta 20-30 adet şarj noktası ile açılışı yapabilir. Kullanıcı talebi arttıkça ve araç sayısı yükseldikçe bu altyapı ölçeklendirilir. Nitekim Türkiye’de 2025 itibarıyla elektrikli araçların toplam araç parkı içindeki payı hala birkaç yüzde ile ifade edilse de hızla yükselmektedir. Resmî verilere göre Nisan 2025’te ülke genelinde 29.496 halka açık şarj noktası bulunmakta ve bu sayı yıl bazında katlanarak artmaktadır. Bu trend dikkate alınarak, büyük AVM’ler geleceğe dönük planlama yapar: Projenin ilk gününde tüm %10’luk alanı fiilen istasyonla donatmak yerine, altyapısını hazırlayıp kademeli cihaz ekleme yoluna giderler.

İhtiyaç hesaplaması yapılırken şunlar dikkate alınır: Günlük AVM ziyaretçi sayısı içinde elektrikli araç oranı, ortalama şarj talebi (her 100 EV’den kaçı şarja ihtiyaç duyuyor), ortalama kalış süresi ve bir istasyonun bir günde kaç araca hizmet verebileceği. Örneğin bir istasyon günde yaklaşık 5-10 aracı tam şarj edebilir (hızlı şarja göre değişken). Eğer bir AVM’ye günde 200 elektrikli araç geliyorsa ve bunların %50’si şarj talep ediyorsa, 100 araca hizmet edecek altyapı gerekir. DC hızlı şarjla bir cihaz günde ~20 araca kadar da çıkabileceği için, 10-15 cihaz böyle bir talebi karşılayabilir. AC yavaş şarj cihazları ise günde 2-3 aracı tam doldurabilir; bu durumda sayıyı daha yüksek tutmak gerekir.

Son olarak, yasal alt sınırların ötesinde rekabetçi pozisyon da belirleyicidir. Benzer konumdaki iki AVM’den biri daha fazla şarj istasyonu sunuyorsa, elektrikli araç sahipleri nezdinde avantaj elde edebilir. Bu yüzden bazı ileri görüşlü AVM’ler, %10 zorunluluğunu aşarak %15-20 seviyelerinde EV park yeri ayırmaktadır. Ancak genel kabul, başlangıçta %5 civarı aktif istasyon, sonrasında talebe göre %10’a genişletme şeklindedir. Zaten 2023 sonrasında yapılan AVM projelerinde, yönetmelik gereği %10 alan fiziksel olarak ayrıldığından, işletme bunu er ya da geç istasyonlarla dolduracaktır. Özetle, asgari oran %10 olmakla birlikte, fiili cihaz adedi AVM’nin büyüklüğü, müşteri profili ve elektrikli araç kullanımının yaygınlığına göre belirlenir.

 

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonlarının bakım ve güvenlik standartları nelerdir?

Elektrikli araç şarj istasyonlarının güvenli işletimi ve sürekliliği için düzenli bakım ile uluslararası güvenlik standartlarına uyum şarttır. Bakım açısından, bir AVM’deki şarj istasyonları periyodik olarak uzman ekiplerce kontrol edilir. Bu kontroller kapsamında:

  • Elektriksel Kontroller: Kabloların, konnektör uçlarının ve istasyon içi bağlantıların sağlamlığı test edilir. Yılda en az bir kez izolasyon direnci ölçümü, topraklama testi ve kaçak akım koruma rölesi denemesi yapılır. Böylece herhangi bir kaçak akım veya potansiyel elektrik çarpması riski olup olmadığı anlaşılır. İstasyonların içindeki güç modülleri ve kartlar tozdan arındırılır, gevşek bağlantılar sıkılır. 
  • Mekanik ve Fiziksel Bakım: İstasyonların şarj kabloları ve fişleri yoğun kullanıma maruz kalır. Bu nedenle aşınma, yıpranma, kılıf deformasyonu gibi durumlar kontrol edilir; gerekirse kablo veya fiş değiştirilir. İstasyon mahfazası (dolabı) kilit mekanizmaları, ekran ve tuş takımı kontrol edilir, dış yüzey temizliği yapılır. AVM otoparkı gibi açık alan sayılabilecek ortamlarda toz, nem, sıcaklık değişimleri cihazları etkileyebilir; bakım bunların etkilerini giderir. 
  • Yazılım ve Haberleşme: Şarj istasyonları genellikle uzaktan izleme ve yönetim sistemine bağlıdır. Bakımda cihazın firmware (gömülü yazılım) güncellemeleri uygulanır. Ayrıca istasyonun merkeze doğru veri gönderdiği ve komut alabildiği (mobil uygulama entegrasyonu) teyit edilir. Herhangi bir iletişim kesintisi varsa giderilir. 

Güvenlik standartlarına uyum bakımın temel amacıdır. Türkiye’de şarj ekipmanları Avrupa standartlarıyla uyumludur; özellikle IEC 61851 ve IEC 62196 standartlarına uygun cihazlar kullanılır. Bu standartlar, istasyonun aşırı akım, aşırı gerilim, sıcaklık artışı gibi durumlarda koruma sağlamasını zorunlu kılar. Örneğin, cihaz içinde termal sensörler bulunur ve fiş uçlarında aşırı ısınma algılanırsa akım otomatik kesilir. Kaçak akım koruma (RCD) devreleri sayesinde, en ufak bir toprak kaçağında sistem enerjiyi keserek kullanıcıyı korur. Ayrıca IP koruma sınıfı gereği istasyonlar toza ve su sıçramalarına karşı dayanıklıdır (genelde IP54 veya üzeri).

İtfaiye ve elektrik idaresi yönergelerine göre, kapalı otoparklardaki şarj istasyonlarının yakınında uygun yangın söndürme tertibatı bulundurulur. Elektrikli araç yangınlarına karşı özel önlemler (yangın söndürme topu, aerosol bazlı söndürücüler) bazı gelişmiş projelerde uygulanmaktadır.

EPDK’nın lisans şartları gereği şarj ağı işletmecileri, kesintisiz ve güvenilir hizmet sunmakla yükümlüdür. Bu, istasyonların çalışır durumda tutulması için düzenli bakımın şart olduğunu vurgular. Aynı zamanda her bakım ve arıza müdahalesi kayıt altına alınmalı, EPDK talep ederse raporlanmalıdır.

Özetle, AVM’lerdeki şarj istasyonlarının güvenliği cihaz kaynaklı riskleri en aza indirecek teknik standartlarla sağlanır ve düzenli bakım ile işlerliği korunur. Kullanıcıların da doğru kullanım talimatlarına uyması halinde, elektrikli araç şarjı son derece güvenli bir işlemdir. Bu sistematik bakım ve standart uyumu sayesinde AVM’lerde bugüne dek ciddi bir güvenlik sorunu yaşanmadan, binlerce şarj işlemi gerçekleştirilmiştir.

 

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu bulunuyor mu?

Türkiye’deki pek çok alışveriş merkezi, elektrikli araç şarj istasyonlarını halihazırda bünyesinde bulundurmaktadır. Son yıllarda elektrikli araç sayısının artmasıyla birlikte, özellikle büyükşehirlerdeki AVM’ler müşteri talebine cevap verebilmek adına otoparklarında şarj noktaları kurmuştur. Örneğin İstanbul, Ankara, İzmir gibi illerdeki hemen hemen tüm büyük AVM’lerde en az birkaç adet elektrikli araç şarj ünitesi mevcuttur. 2023 yılı itibarıyla Türkiye genelinde 300’ün üzerinde AVM bulunduğu ve bunların önemli bir kısmının şarj istasyonu altyapısına sahip olduğu bilinmektedir. Hatta bazı yeni açılan AVM’ler, elektrikli araç kullanıcılarını çekmek için açılış duyurularında ücretsiz şarj hizmeti sunacaklarını belirterek tanıtım yapmıştır.

Mevzuat gereği yeni inşa edilen AVM’ler %10 elektrikli araç park alanı ayırmak zorunda olduğundan, projelendirme aşamasından itibaren şarj istasyonları planlanmaktadır. Dolayısıyla yakın gelecekte her yeni AVM’de şarj ünitesi görmek standart hale gelecektir. Halihazırda hizmet veren eski AVM’lerde ise gönüllülük esaslı veya pazar talebine dayalı bir geçiş süreci izleniyor. Örneğin 2018 yılında yalnızca birkaç öncü AVM’de şarj istasyonu varken, 2020 sonrası bu sayı hızla arttı. Elektrikli araç penetrasyonunun nispeten düşük olduğu Anadolu illerinde bile, bölgenin büyük AVM’leri bu altyapıyı kurmaya başlamıştır (örneğin Eskişehir, Antalya, Kayseri gibi illerdeki AVM’ler).

Birçok AVM, şarj istasyonu kurulumunu şarj ağı işletmeci şirketlerle iş birliği yaparak gerçekleştirmektedir.

Örnekler: İstanbul’da İstinyePark, Zorlu Center, Kanyon gibi üst düzey AVM’lerde uzun zamandır elektrikli araç şarj noktaları vardır ve sayıları da gittikçe artmaktadır. Ankara’da Ankamall, Armada gibi AVM’ler 2019’dan beri şarj hizmeti sunmaktadır. Anadolu’da da Konya Kent Plaza, Antalya Migros AVM gibi pek çok merkezde istasyon mevcuttur. Resmi istatistik olmamakla birlikte, 2025 itibarıyla AVM’lerin en az %60-70’inde en az bir adet elektrikli araç şarj olanağı bulunduğu tahmin edilmektedir.

Sonuç olarak, “AVM’lerde şarj istasyonu var mı?” sorusu 2020’lerin başında geçerli bir soruyken günümüzde bu hizmet hızla yaygınlaşmıştır. Artık elektrikli araç kullanıcıları gittikleri çoğu AVM’de araçlarını park sırasında şarj edebilmektedir. Bu durum hem kullanıcı deneyimini geliştirmekte hem de elektrikli araçların benimsenmesini kolaylaştırmaktadır.

 

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu nasıl kullanılır?

Bir alışveriş merkezindeki elektrikli araç şarj istasyonunu kullanmak için genellikle şu adımlar izlenir:

  1. Park ve Hazırlık: Elektrikli aracınızı AVM otoparkındaki şarj istasyonu bulunan park alanına uygun şekilde park edin. Şarj ünitesinin kablosunun aracınıza rahatça ulaşabileceği bir konumda durduğunuzdan emin olun. Aracınızın şarj soketi genellikle ön panjurda, yan çamurlukta veya arka kısımda bulunur; park pozisyonunu buna göre ayarlayın. 
  2. Kimlik Doğrulama/Ödeme: Çoğu AVM şarj istasyonu, bir şarj ağı işletmecisine aittir ve bu istasyonlar akıllı sistemlerdir. İstasyonu kullanmak için ilgili firmanın mobil uygulamasını açın veya RFID kartınızı istasyona gösterin. Uygulama üzerinden ödeme yönteminizi (kredi kartı vs.) önceden tanımlamış olmanız gerekir. Misafir kullanıcı olarak da QR kod okutarak anlık ödeme ile şarj başlatmak mümkündür. EPDK’nın geliştirttiği Şarj@TR uygulaması üzerinden de istasyonların müsaitlik ve fiyat bilgileri görülebilir ancak fiili başlangıç genelde ağ uygulamasından yapılır. 
  3. Bağlantı Kurma: Doğrulama yapıldıktan sonra, istasyonun kilidi açılır ve şarj kablosunu aracınıza takabilirsiniz. Birçok AC istasyonda kablo sabit değildir, kullanıcı kendi aracının portuna uygun kabloyu (genellikle Type-2 ucu) kullanır ve bir ucunu istasyona, diğer ucunu araca bağlar. DC hızlı istasyonlarda kablo sabittir; istasyondaki uygun konektörü (CCS Combo veya CHAdeMO standardında) seçip araç soketine sıkıca bastırarak takarsınız. 
  4. Şarj Başlatma: Mobil uygulamadan veya istasyon ekranından “Başlat” komutunu verin. Başarılı başlatma durumunda istasyonda genellikle bir ışık göstergesi renk değiştirir (yeşil yanıp sönme gibi) ve ekranda şarjın başladığı görünür. Araç da genellikle gösterge panelinde şarj olduğunu bildirir. Şarj esnasında kablo kilitli kalır; hem araç soketi hem de istasyon, işlem bitene kadar fişi bırakmaz (güvenlik amacıyla). 
  5. İzleme: Şarj devam ederken mobil uygulamadan doluluk durumunu, geçen süreyi ve çekilen enerji miktarını takip edebilirsiniz. Birçok AVM’de şebeke sinyali otoparkta çekmese bile istasyonlar internet bağlantılı olduğu için işlem verisi kayıt altına alınır ve çıktı alınır. 
  6. Şarjı Durdurma ve Sonlandırma: Aracınız gereken seviyeye ulaştığında veya işiniz bittiğinde uygulama üzerinden “Şarjı Durdur” komutunu verin. Alternatif olarak, araçtan fişi çıkarmaya çalıştığınızda (bazı sistemlerde) otomatik sonlandırma da olabilir ancak tavsiye edilen uygulama üzerinden bitirmektir. İşlem sonlanınca istasyon kablo kilidini açar. Ardından kabloyu araçtan ve istasyondan çıkarın. Kablo sabitse düzgünce toplayıp askısına yerleştirin. 
  7. Ödeme Tamamlama: Şarj ağı uygulaması, aldığınız kWh miktarına göre ödemeyi otomatik hesaplar ve kayıtlı kartınızdan çeker. Ekranda veya uygulamada işlem özeti (örneğin “Toplam 18,5 kWh – 203 TL”) görüntülenir. Dilerseniz uygulamadan faturanızı e-posta ile alabilirsiniz. 
  8. Park Yerini Boşaltma: Şarj işiniz bittiğine göre, mümkünse aracı EV alanından alıp normal park yerine çekin veya AVM’den ayrılın. Böylece istasyonu diğer kullanıcılar kullanabilir. Birçok platform, şarj bitiminden sonra belli dakikadan itibaren ek ücret yazdığından (işgal bedeli) vakit kaybetmemek avantajlıdır. 

Bu genel kullanım adımları, tüm modern AVM şarj istasyonlarında benzerdir. Farklı markaların istasyonlarında arayüz değişiklikleri olabilse de mantık aynıdır. Kısacası, sürücü açısından işlem, benzin istasyonunda yakıt almaya kıyasla oldukça otomatiktir ve dijital ödemeye dayalıdır. Her istasyonda basit kullanıcı talimatları bulunur; tereddüt halinde bu talimatlara göz atmak ve AVM güvenliğinden yardım istemek de mümkündür. İlk birkaç deneyimden sonra elektrikli aracınızı AVM’de şarj etmek son derece kolay ve rutin bir işlemdir.

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu nasıl kullanılır?

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu nasıl kullanılır?

AVM otoparklarında elektrikli araç şarj istasyonları nerede konumlandırılmalıdır?

AVM otoparklarında elektrikli araç şarj istasyonlarının konumlandırılması, hem teknik gereklilikler hem de müşteri deneyimi açısından dikkatlice planlanır. Temel prensipler şöyle özetlenebilir:

  • Elektrik Odasına Yakınlık: Şarj üniteleri mümkün olduğunca AVM’nin ana elektrik dağıtım panosuna veya trafo merkezine yakın yerlere konumlandırılır. Bu, kablo mesafelerini kısaltarak gerilim düşümü ve maliyeti azaltır. Örneğin, otoparkın -1. katında trafoya yakın bir bölge seçilirse, istasyonların beslenmesi için daha az altyapı yatırımı gerekir. Uzun kablolamalar hem kayıpları artırır hem de inşaat zorluğu getirir. 
  • Ana Giriş ve Kolay Erişim: Elektrikli araç kullanıcılarına bir ayrıcalık olarak, istasyonlu park yerleri genelde girişe yakın, tercihli alanlar olarak tasarlanır. Birçok AVM’de engelli veya aile park yerlerinin yanısıra, EV park yerleri de öncelikli konumda ayrılmıştır. Bu, hem görünürlük sağlar hem de kullanıcılar ağır şarj kablolarıyla uzun mesafe yürümek zorunda kalmaz. Örneğin, bir AVM’nin otopark zemin katında asansöre yakın 4-5 adet EV yeri ayırması yaygındır. 
  • Güvenlik ve Denetim: İstasyonların, kamera gözetimi bulunan aydınlık noktalara kurulması tercih edilir. Hem ekipmanın güvenliği (vandallığa karşı) hem de kullanıcıların gece yarısı bile rahatça kullanabilmeleri için iyi aydınlatılmış ve CCTV ile izlenen bölgeler seçilir. Birçok AVM, güvenlik ofisine yakın bölgelere şarj yerlerini konumlandırır ki bu sayede olası acil durumda güvenlik personeli hızlı müdahale edebilsin. 
  • Yangın Riskine Karşı Konum: Elektrikli araçların şarj sırasında çok nadir de olsa yangın riski konuşulmaktadır. Bu sebeple, istasyonlar mümkünse geniş, havalandırması iyi alanlara kurulur. Kapalı otoparklarda kolon yakınlarında, sprinkler yangın söndürme sisteminin kapsama alanındaki yerlere denk getirmek faydalıdır. Yeni yönetmelikler, 2023 itibarıyla hızlı şarj ünitelerinin belli büyüklükteki AVM’lerde bulunmasını şart koşarken bunların güvenliğine dair standartları da ortaya koymuştur (örn. büyük AVM’lerde zorunlu hızlı şarjların uygun standartlara haiz olması gerekir). 
  • Engelsiz Erişim ve İşaretleme: Şarj alanları, gereğinde yeşil zemin boyası ve özel tabelalarla işaretlenir. Bu alanlar biraz genişçe tasarlanır ki kabloyu takıp çıkarırken kullanıcı rahat hareket edebilsin. Komşu park yerlerinden korunması için zemine bariyerler veya durma çizgileri konulur. Bazı AVM’ler, yetkisiz araç parkını önlemek amacıyla bu alanlara girişte kilitli mantar bariyer kullanmaktadır; sadece elektrikli araç sürücüsü geldiğinde bariyer indirilir (uygulama üzerinden veya güvenlik yardımıyla). 
  • Asansör/Yürüyen Merdivene Göre Konum: Kullanıcı deneyimini arttırmak adına, şarj yerleri genelde AVM içine çıkan asansör veya yürüyen merdivene yakın alanlardan seçilir. Bu sayede kullanıcı aracını şarja bırakıp hızlıca AVM içine geçebilir. Uzun süre araçta beklemesi gerekmez; işi bitince de asansörden inip hemen aracını alabilir. 

Örnek vermek gerekirse, büyük bir AVM’nin 1. bodrum katında, hem trafo odasına yakın hem de ana girişe yakın bir cep oluşturulup 5-10 araçlık şarj alanı ayrılabilir. Bu alan yer işaretleriyle belirtilir ve normal araçlara kapalı tutulur. Konum seçimi yapılırken ayrıca araç trafiğinin akışı da düşünülür: şarj alanı sıkışıklık yaratmayacak, girip çıkması kolay bir yerde olmalıdır.

Sonuç olarak, AVM’lerde şarj istasyonları stratejik noktalara yerleştirilir. Bu noktalar, elektrik altyapısına yakın, müşteriye kolay, güvenli ve görünür yerlerdir. Böylece hem kurulum maliyeti optimize edilir hem de elektrikli araç sürücülerine konforlu bir deneyim sunulur.

 

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu yatırımının geri dönüş süresi nedir?

Elektrikli araç şarj istasyonu yatırımlarının geri dönüş süresi (amortisman süresi), yatırım maliyeti, istasyonun kullanım yoğunluğu ve uygulanan tarife gibi değişkenlere bağlıdır. Alışveriş merkezleri özelinde, şarj istasyonları genellikle bir gelir modeliyle çalıştığından doğru planlanırsa makul bir geri dönüş süresi yakalanabilir.

Yatırım Kalemleri: Bir AVM için tipik yatırım; cihaz maliyetleri (örneğin 2 adet DC, 4 adet AC istasyon kurulduğunu varsayalım, yaklaşık 1-1.5 milyon TL yatırım), kurulum ve altyapı giderleri (200-300 bin TL) ve işletme lisansı/sertifika vb. gibi bedellerden oluşur. Diyelim toplam 1,5 milyon TL sermaye harcandı.

Gelir Hesabı: Gelir, satılan elektrik enerjisi üzerinden elde edilir. Örneğin DC hızlı şarjda tarife ~11 TL/kWh civarında olsun. Tek bir DC istasyon günde 10 araca 30’ar kWh satsa, günlük 300 kWh, gelir ~3.300 TL olur. AC üniteler daha yavaş olduğundan geliri de düşüktür, belki günde 5 araç x 20 kWh = 100 kWh, ~900 TL. Tüm istasyonlar birlikte günde ~4.000-5.000 TL ciro potansiyeli yaratabilir (yoğun senaryoda). Tabii bu ideal yüksek kullanım durumu. Daha gerçekçi orta senaryoda yarı kapasite çalışsalar günde ~2.000-2.500 TL gelir elde edilebilir.

Giderler: Satılan elektriğin maliyeti gider kalemidir. Ticari tarife ile AVM şebekeden elektriği diyelim ~3 TL/kWh maliyetle alıyor (bu tarife zamanla değişir). 400 kWh satış demek ~1.200 TL enerji maliyeti. Ayrıca istasyonların bakım masrafı, iletişim gideri vs. günlük bazda çok düşüktür (ayda belki 1-2 bin TL toplam). Yıllık lisans payı ya da EPDK’ya bildirim ücretleri de düşüktür. Toplamda değişken giderler, gelirlerin kabaca %30-40’ına denk gelebilir.

Basit Karlılık ve Amortisman: Yukarıdaki örnek üzerinden gider düşüldüğünde net günlük kazanç ~1.200-1.500 TL diyelim. Aylık ~36-45 bin TL, yıllık ~450-550 bin TL net kazanç anlamına gelir. 1,5 milyon TL yatırım bu durumda yaklaşık 3 yılda kendini amorti eder. Kullanım yoğunluğu arttıkça bu süre kısalabilir. Örneğin elektrikli araç sayısı yükseldikçe bir istasyon günde 15-20 araca hizmet verirse gelir de artacaktır. Nitekim hızlı şarjın avantajı, bir günde birden çok müşteriye ardışık hizmet verip ciroyu yükseltebilmesidir.

Düşük Senaryo: Tabii ki her zaman hesap bu kadar çabuk tutmayabilir. İlk başlarda kullanım düşükse, istasyonlar atıl kalırsa geri dönüş süresi uzar. Örneğin günde sadece 2-3 araç şarj oluyorsa, yıllık gelir belki 100-150 bin TL’de kalır ve o zaman amortisman 10 yıla çıkabilir. Bu yüzden çoğu AVM başlangıçta aşırı yatırım yapmaz, talep arttıkça istasyon ekleyerek optimum noktayı yakalamaya çalışır.

Diğer Kazanımlar: Finansal geri dönüşün yanında dolaylı getiriler de vardır. Şarj istasyonu sayesinde gelen ekstra müşterilerin yaptığı harcamalar, AVM cirolarına katkı sunar (kiracı mağazaların satışları artar, kira ciro payı yükselir vb.). Bunu parasal olarak ölçmek zor olsa da, özellikle elektrikli araç sahiplerinin yüksek gelir düzeyine sahip olabildiği düşünülürse AVM’ye çekilen bu kitle önemli olabilir.

Özetle, doğru planlanmış ve yeterli talep gören bir şarj altyapısı, 3-5 yıl bandında bir geri ödeme süresi yakalayabilir. Bu süre, enerji piyasası tarifelerindeki değişimlere ve elektrikli araç penetrasyonuna göre kısalıp uzayacaktır. Ancak uzun vadede elektrikli araç sayısının hızla artması beklendiğinden, bugünün sınırda karlılık hesapları dahi ileride çok daha kârlı hale gelebilir. AVM yatırımcıları bu nedenle şarj istasyonlarını stratejik bir yatırım olarak görmektedir.

 

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonları için teşvik ve destekler var mıdır?

Elektrikli araç şarj altyapısının yaygınlaştırılması amacıyla Türkiye’de son yıllarda çeşitli teşvik ve destek mekanizmaları devreye alınmıştır. AVM’lerde kurulacak şarj istasyonları da bu desteklerden yararlanma potansiyeline sahiptir. Öne çıkan teşvik ve düzenlemeler şunlardır:

  • Kurulum Hibe Destekleri: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Enerji Bakanlığı işbirliğiyle, Hızlı Şarj İstasyonları Destek Programı başlatılmıştır. Örneğin 2022 ve 2023 yıllarında çıkılan çağrılarda, belirli sayıda hızlı şarj istasyonu kuracak firmalara %50-60 oranında hibe desteği sağlanmıştır. Her bir şarj ünitesi başına 500.000 TL’ye kadar hibe verilebilmiştir. Bu destekten genellikle şarj ağı işletmecisi firmalar faydalanmış olsa da, AVM gibi yerlere istasyon kuran bu firmalar teşvik sayesinde maliyetlerini düşürüp daha fazla lokasyona yayılmıştır. Dolayısıyla dolaylı olarak AVM’ler de daha ucuza veya ücretsiz istasyona kavuşabilmiştir. 
  • Elektrik Tarifesi Teşviki: 2022’de EPDK, şarj istasyonlarının elektrik tedarikinde bazı kolaylıklar sağladı. Lisanslı şarj ağı işletmecileri, istasyonları için serbest tüketici statüsünde toplu elektrik satın alabiliyor ve daha uygun tarifelerden yararlanabiliyor. Ayrıca Resmi Gazete’de yayımlanan tarife düzenlemeleriyle şarj istasyonları, ticarethane aboneliği altında belirli dağıtım bedeli avantajlarına kavuştu. Örneğin, ilk başlarda şarj istasyonlarına uygulanacak tarife belirsizken, son düzenlemelerde bu noktalar için ayrı bir ulusal tarife tanımlandı. Bu sayede işletme maliyetleri öngörülebilir hale geldi. 
  • Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamı: Elektrikli araç şarj istasyonu yatırımları, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi ve çeşitli yatırım teşvik programlarında öncelikli yatırım kategorisine alınmıştır. 2023’te yayımlanan kararlarla, ülke genelinde belirli sayıda hızlı şarj istasyonu kurmayı planlayan şirketlere KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti gibi avantajlar sağlanabiliyor. Bu da donanım maliyetlerini düşürüyor. Örneğin ithal edilen hızlı şarj cihazlarında gümrük vergisi muaf tutulabildiği için cihaz fiyatları %10-20 daha düşük hale gelebiliyor. 
  • Belediyelerin Teşvikleri: Bazı büyükşehir belediyeleri, kendi yetki alanlarındaki AVM ve benzeri ticari yapılarda şarj istasyonu kurulmasını özendirmek için proje onayı süreçlerinde kolaylıklar sunuyor. Örneğin İstanbul’da İBB, yeni otopark yönetmeliğine uygun proje getiren yatırımcıdan ilave otopark harcı almama gibi jestler yapabiliyor. Ayrıca belediyeler, halka açık kendi otoparklarında kurdukları şarj istasyonlarını bir süre ücretsiz veya düşük ücretli sunarak farkındalığı artırmaya çalışıyor. 
  • Yenilenebilir Enerji Entegrasyonu Desteği: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, binalarda yenilenebilir enerji kullanımını teşvik eden düzenlemeler yapıyor. Bir AVM, çatı güneş paneli kurup buradan ürettiği elektriği şarj istasyonlarında kullanırsa, fazla üretimi şebekeye satabilme veya mahsuplaşma imkanı var. 2021’deki yönetmelik değişikliğiyle, bina içi elektrik depolama ve şarj ünitesi entegrasyonu kolaylaştırıldı. Bu dolaylı teşvik, yeşil enerji kullanan şarj noktalarını özendiriyor. 

Özetle, doğrudan AVM’lere yönelik bir hibe programı olmamakla birlikte, şarj istasyonu kurulumunu üstlenen şirketler için mevcut çeşitli destek mekanizmaları bulunmaktadır. Bu da AVM’lerin kendi bütçesinden büyük harcama yapmaksızın ortak projelerle istasyon edinmesini kolaylaştırır. Gelecek dönemde elektrikli araç altyapısının kritik öneminden dolayı daha da fazla teşvik programının (örneğin vergi indirimleri, düşük faizli krediler gibi) gündeme gelmesi beklenmektedir. AVM işletmeleri de ilgili bakanlıkların ve EPDK’nın duyurularını takip ederek bu desteklerden yararlanma fırsatını değerlendirebilirler.

Kaynak: Hızlı şarj istasyonu teşvik programı duyuruları

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu için gerekli izinler ve süreçler nelerdir?

Alışveriş merkezlerinde bir elektrikli araç şarj istasyonu kurulurken bir dizi idari izin ve prosedürden geçilmesi gerekir. Süreç, hem enerji piyasası mevzuatını hem de yerel yönetimlerin imar-otopark düzenlemelerini kapsar:

  1. EPDK Lisansı veya Sertifikası: Eğer AVM işletmesi şarj hizmetini kendi vermek istiyorsa, öncelikle EPDK’dan şarj ağı işletmeci lisansı almalıdır (bkz. Lisans gerekliliği sorusu). Ancak pratikte, AVM’ler genellikle lisanslı bir şarj ağı işletmecisiyle anlaşır. Bu durumda ilgili şarj firması, AVM’deki istasyon için EPDK’ya gerekli bildirimi yapar ve sertifika sürecini işletir. EPDK, istasyonların teknik kriterlere uygunluğunu sağlamak adına lisans sahiplerinden periyodik raporlamalar ister ancak her bir istasyon için ayrı izin vermez; lisans zaten genel izindir. 
  2. Dağıtım Şirketi İzni: Şarj istasyonu kurulumunda belki de en kritik resmi süreç, elektrik dağıtım şirketi ile olandır. İlgili bölgenin elektrik dağıtım şirketine (eski TEDAŞ’ın bölgesel şirketi) güç artışı ve proje onayı başvurusu yapılmalıdır. AVM mevcut elektrik sözleşme gücünü artıracaksa, dağıtım şirketi bunu değerlendirir ve gerekirse trafo merkezine ilişkin şartları sunar. Ayrıca şarj istasyonlarının tek hat şeması, kablolama projesi gibi teknik çizimler dağıtım şirketine sunulur ve proje onayı alınır. Dağıtım şirketi uygun görürse belirli bir noktadan ölçüm alınması (ayrı sayaç) ve bağlantı anlaşması yapılmasını sağlar. Bu aşamada elektrik mühendisleri, yönetmeliğe uygun proje dosyasını hazırlar. 
  3. Belediye ve İmar İzni: AVM kapalı otoparkında yapılacak fiziki değişiklikler (örneğin duvar montajı, kablo tavaları döşeme vb.) kapsamındaysa, belediyeden ek bir inşaat iznine genellikle gerek olmaz çünkü iç mekân tadilatı sayılır. Ancak dışarıdan görünen bir enerji altyapısı değişimi (yeni trafo merkezi binalcığı kurulması gibi) varsa, belediye imar biriminden tadilat projesi onayı gerekebilir. Otopark yönetmeliği gereği ayrılan EV park yerleri projesi, zaten inşaat ruhsatı aşamasında belediyeye sunulur. Mevcut bir otoparkta sonradan ekleme yapılıyorsa, işletme iç tadilat izni kapsamında değerlendirilebilir. Belediyeler genelde buna engel çıkarmaz, yeter ki standartlara aykırı bir durum olmasın. 
  4. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Uygunlukları: Kullanılacak şarj cihazlarının TSE veya uluslararası denk kuruluşlardan onaylı olması gerekir. Özellikle CE belgesi ve ilgili standarda uygunluk aranır. Bazı dağıtım şirketleri, projenin onay sürecinde cihazların TSE uygunluk belgelerini talep edebilir. Ayrıca ölçüm sistemleri için Metroloji ve Standardizasyon Genel Müdürlüğü’nden onaylı sayaçlar kullanılmalıdır (enerji satışında kullanılan sayaçların damgalı olması şarttır). 
  5. İşletme ve Güvenlik Prosedürleri: AVM, istasyon kurulduktan sonra kullanım aşamasında da bazı izin ve protokolleri hazırlar. Örneğin, AVM’nin sigorta poliçesine “şarj istasyonu kaynaklı riskler” eklenir, itfaiye talimatnamesi güncellenir. İtfaiyeden ekstra bir rapor gerekmez ancak periyodik denetimlerde yangın söndürme ekipmanının uygunluğu kontrol edilir. 
  6. Sözleşmeler: Eğer bir şarj ağı firmasıyla çalışılıyorsa, AVM ile firma arasında yer tahsis ve hizmet sözleşmesi imzalanır. Bu sözleşme, tarafların sorumluluklarını (elektrik bedelini kimin karşılayacağı, gelir paylaşımı, bakım sorumluluğu vb.) ve izlenecek prosedürleri ortaya koyar. Bu adım resmi kurum izni değil taraflar arası hukuki gerekliliktir. 

Süreç özetle şöyle işler: AVM yönetimi veya partner firma, dağıtım şirketine başvurur → teknik proje onaylanır ve bağlantı görüşü alınır → kurulum yapılır → dağıtım şirketi sahada kontrol eder ve istasyon devreye alma tutanağı düzenler → EPDK’ya lisanslı firma tarafından istasyon kaydı yapılır, böylece hukuken faaliyet başlar.

Tüm bu izinlerin tamamlanması, eğer altyapı hazırsa ve bürokratik engel çıkmazsa birkaç hafta ile birkaç ay arasındadır. Örneğin, lisanslı bir şirketle çalışan bir AVM, 1 ay içinde dağıtım onayı + 1 ay içinde kurulum + 1 hafta test şeklinde toplam ~2 ayda işi bitirebilir. Ancak trafo güç artışı gerekiyorsa ve özel trafo merkezi kurulacaksa bu süre 4-6 aya uzayabilir.

Sonuç olarak, AVM içinde şarj istasyonu kurmak bürokrasi açısından yönetilebilir bir süreçtir. En kritik onay mercii, elektrik dağıtım şirketidir; EPDK lisansı ise partner firma üzerinden çözüldüğünde AVM’yi yormaz. Uyum içinde ilerleyen bir süreç sonunda gerekli izinleri alan AVM, yasal ve güvenli bir şekilde müşterilerine şarj hizmeti sunmaya başlayabilir.

 

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu işletme modelleri nasıldır?

Alışveriş merkezleri, elektrikli araç şarj istasyonlarını hayata geçirirken farklı işletme modelleri uygulayabilir. Başlıca modeller şunlardır:

  • Şarj Ağı İşletmecisiyle Ortaklık (Kira/Bayilik Modeli): Bu en yaygın yaklaşımdır. Bir lisanslı şarj ağı firması AVM’de uygun alanı kiralar veya işletme hakkını alır ve istasyonları kurup işletir. AVM yönetimi, elektrik altyapı desteği sağlar ve karşılığında ya sabit bir kira geliri elde eder ya da yapılan satışlardan belli bir yüzde pay alır. Bu modelde lisans, operasyon, bakım gibi konular şarj firmasında olduğundan AVM’nin yükü azalır.

 

  • Kendi Lisansı ile İşletme (Kapalı Devre Modeli): Bazı büyük holding AVM’leri, grup şirketleri aracılığıyla EPDK’dan lisans alıp kendi şarj ağını kurabiliyor. Bu durumda AVM, istasyonları sanki kendi işlettiği bir otopark hizmeti gibi yönetir. Kullanıcıdan ücret alır ve tüm operasyon onundur. Bunun avantajı tüm gelirin AVM’ye kalması; dezavantajı ise teknik ve yasal sorumluluğun da AVM’de olmasıdır. Eğer AVM sadece kendi müşterilerine (örneğin kapalı otoparkta) hizmet veriyor ve dışarıya açık ilan etmiyorsa, bazı durumlarda lisanssız “kapalı devre” uygulama da yapabilir (yalnızca site sakinlerine özel istasyon gibi). Ancak alışveriş merkezi halka açık olduğu için pratikte lisans gerekir. 
  • Ücretsiz Hizmet (Müşteri Sadakati Modeli): Bazı AVM’ler prestij veya müşteri çekmek amacıyla şarj istasyonlarını bir hizmet olarak ücretsiz sunar. Bu durumda istasyon giderlerini AVM üstlenir, kullanıcıdan ücret talep edilmez. Bu model genelde az sayıda AC ünitenin bulunduğu ve kullanımın sınırlı olduğu yerlerde uygulanır. Ticari getiri yerine dolaylı faydaya odaklanır (daha çok müşteri çekmek gibi). Ücretsiz sunumun sürdürülebilir olması zordur; araç sayısı artınca ücretlendirmeye dönülmesi gerekecektir. 
  • Reklam veya Sponsorlu Model: Bazı durumlarda enerji firmaları veya otomotiv markaları, AVM’ye istasyonu kurar ve markalama yapar. Karşılığında ya ücretsiz sağlar ya da gelir paylaşımı yapar. Örneğin bir otomobil üreticisi, kendi marka elektrikli modellerine özel şarj noktasını bir AVM’ye koyabilir (yalnızca belirli müşterilere). Bu pek yaygın olmamakla birlikte konsept olarak mevcuttur. 
  • Akıllı Şebeke Entegrasyon Modeli: İleri bir model olarak, AVM’ler kendi güneş enerji santraliyle entegre şarj istasyonu işletmeyi de düşünebilir. Bu işletme şeklinde, üretilen güneş elektriği gündüz saatlerinde doğrudan araçlara verilir, fazla enerji şebekeye satılır ya da bataryalarda depolanır. İş modeli olarak fazla enerjiden gelir, şarjdan gelir birleşir. EPDK düzenlemeleri depolama ve üretim tesisinin istasyonlarda kurulabilmesine izin vermektedir. Bu, yeni yeni ortaya çıkan bir modeldir ve daha çok kurumsal binalarda pilot uygulamaları vardır. 

Gerçek hayatta en çok görülen, birinci modeldir (şarj firması + AVM ortaklığı). Örneğin büyük bir AVM’nin otoparkında “İşletmecisi: X Şarj A.Ş.” diye tabelası bulunur. Bu firma EPDK lisanslıdır, AVM sadece ev sahibi gibidir. Bazı durumlarda AVM ile firma ciro paylaşır; bazısında firma tüm geliri alır ama AVM’ye kira öder. İkinci model (AVM’nin kendi işletmesi) daha seyrektir; genelde enerji sektöründe deneyimi olan gruplar yapar.

Bazı şirketler kendi dokümanlarında kira modeli, bayi modeli, kapalı devre modeli şeklinde kavramlar tanımlamıştır. Kira modelinde AVM yer sağlar, şirket kurar işletir; bayi modelinde AVM bir yatırım yapar ama şarj ağının parçası olur (bayi gibi çalışır, geliri paylaşır); kapalı devrede ise AVM kendi sitesi gibi sadece kendi müşterisine verir, halka açık ağa dahil olmaz.

Özetle, AVM’ler için elektrikli şarj istasyonu işletmesinde esnek modeller mevcuttur. Bir AVM yönetimi, kendi kaynakları ve tercihlerine göre bu seçeneklerden birini uygular. Amaç ya doğrudan gelir elde etmek ya da dolaylı fayda sağlayıp işi uzmanına bırakmak olabilir. Türkiye’de bugün çoğu AVM ikinci yolu seçmiştir, ancak elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte belki ileride AVM’ler bu işi öz kaynakla yapmayı da daha çok düşünebilir.

 

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonları hangi standartlara uygun olmalıdır?

Elektrikli araç şarj istasyonlarının tasarım, güvenlik ve performans özellikleri uluslararası ve ulusal standartlarla belirlenmiştir. AVM’lerde kurulan istasyonlar da bu standartlara ve ilgili mevzuata tam uyumlu olmalıdır:

  • IEC 61851 (TS EN 61851) – Elektrikli Araç Şarj Sistemleri Standardı: Bu, şarj altyapısının genel güvenlik ve çalışma gerekliliklerini tanımlar. İstasyonların çıkış gücü toleransları, iletişim protokolleri (araç-şarj cihazı arasındaki iletişim), kablolama, topraklama ve izolasyon gereklilikleri bu standartta yer alır. AVM’deki bir ünite, IEC 61851’e uygun olmak zorundadır; bu uygunluk genelde üretici sertifikasıyla belgelenir. Örneğin, standarda göre araç takılı iken fiş kilitli olmalı ve ancak akım kesilince açılmalıdır – bu gibi güvenlik kuralları tüm uygun istasyonlarda mevcuttur. 
  • IEC 62196 (Type 2 / CCS Standardı): Bu standart, şarj konnektörlerinin tiplerini ve özelliklerini belirler. Avrupa ve Türkiye’de AC şarj için Type 2 (Mennekes) fiş standardı, DC hızlı şarj için ise CCS (Combined Charging System) standardı kabul görmüştür. Dolayısıyla AVM’lerdeki istasyonlar, araçlarla uyum için bu soket tiplerini sağlamalıdır. Günümüzde yeni üretilen hemen her elektrikli araç Type 2 (AC) ve CCS2 (DC) girişine sahiptir. Standart gereği, istasyonlar bu fişleri evrensel olarak sunar ve belirli bir marka modele özel olmayacak şekilde her marka aracı şarj edebilmelidir. CHAdeMO gibi diğer standartlar eskiden bazı istasyonlarda bulunmaktaydı ancak yeni yönetmelik, tüm halka açık istasyonların uygun soket yapısına sahip her araca hizmet sunmasını şart koşmuştur. 
  • Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği ve ilgili Türk Standartları: Şarj istasyonları, bir elektrik tesisatı bileşeni olduğu için ülkemizde Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği kapsamında güvenlik kurallarına tabidir. Buna göre, tüm metal aksamların koruyucu topraklaması yapılmış olmalı, uygun kesitte iletken kullanımı, kısa devre hesapları vs. projelendirilmelidir. Ayrıca TSE standartları arasında TS IEC 60364 (düşük gerilim elektrik tesislerinde güvenlik) gibi genel standartlara da uyulur. 
  • Çevre ve Mekanik Dayanım Standartları: İstasyonlar, AVM otoparkı gibi yarı korunaklı bir ortamda bile olsa, toz, nem, darbe gibi etkilere açık olabilir. Bu nedenle cihazların en az IP54 koruma sınıfında üretilmiş olması, yani toza karşı kısmen, su sıçramasına karşı tam korumalı olması beklenir. Darbelere karşı IK 10 gibi muhafaza sağlamlık sınıfları aranır. TSE’nin “EV Şarj İstasyonları İçin Genel Şartname” niteliğinde dokümanları, bu mekanik dayanımı şart koşar. 
  • Ölçüm ve Faturalandırma Doğruluğu: Halka açık şarj istasyonları birer enerji satış noktası olduğu için, üzerlerindeki elektrik sayacının MID sertifikalı (Measuring Instruments Directive) ve doğruluk sınıfının uygun olması gerekir. Böylece kullanıcının tükettiği enerji adil ve hatasız ölçülür. Bu, bir nevi standartlaştırılmış sayaç kullanımı demektir. 
  • İşaretleme ve Etiketleme: Tüm istasyonlarda, ilgili standart gereği, üzerinde güvenlik uyarıları, bağlantı talimatları ve tehlike ikaz etiketleri bulunmalıdır. Örneğin “Sadece elektrikli araçlar içindir”, “Yalnız yetkili personel açabilir – yüksek gerilim” gibi ibareler Türkçe olarak yer alır. Bu hem kullanıcı güvenliği hem de mevzuat gereğidir. 

Resmî kurumlar da standartlara uyumu denetler. EPDK’nın şart koştuğu üzere, şarj ağı lisansı sahipleri, ağlarına bağlayacakları istasyonlarda her türlü araca uygun soket, yazılım ve donanım bulundurmakla yükümlüdür. Bu hüküm, istasyonların evrensel standartlara uygun olmasını garanti altına alır. Ayrıca, azami güçler için getirilmiş şartlar vardır: Örneğin otoyollardaki istasyonların en az %75’inin 50 kW ve üzeri hızlı ünite olması gibi düzenlemeler, dolaylı olarak kapasite standardı getirmektedir.

Özetle, bir AVM’ye kurulacak şarj istasyonu, teknik standart uygunluk belgesine sahip, tip onaylı bir cihaz olmalıdır. Kurulum projesi de ulusal elektrik tesisatı standartlarına uygun yapılmalıdır. Bu sayede hem güvenli hem de tüm araçlarla uyumlu bir hizmet sunulur. Standartlara uymanın somut sonucu olarak, kullanıcılar herhangi bir AVM’ye gittiklerinde araçlarına uygun bir soket bulabilmeli ve güvenle şarj edebilmelidir.

 

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonlarının enerji tüketimi ve şebeke yükü nasıl yönetilir?

Elektrikli araç şarj istasyonları, özellikle hızlı şarj üniteleri yüksek güç çektikleri için AVM’nin enerji talebine kayda değer bir ek yük getirebilir. Bu yükün şebeke üzerinde olumsuz etki yaratmadan yönetilmesi esastır. Yönetim stratejileri ve uygulamaları şöyle özetlenebilir:

  • Trafo Kapasite Planlaması: AVM bünyesindeki transformatörlerin kapasitesi, şarj istasyonlarının en yüksek talebine göre gözden geçirilir. Örneğin bir AVM aynı anda çalışan 4 adet 150 kW hızlı şarj ünitesine sahipse, 600 kW ek yük anlamına gelir. AVM’nin mevcut trafosu örneğin 5 MVA ise sorun olmayabilir, ancak daha küçükse, trafo gücünün artırılması gündeme gelir. Gerekirse ayrı bir trafo sadece şarj istasyonları için tahsis edilir. Nitekim bazı şarj yatırımları, şebekeye bağlantı yapabilmek için kendi OG bağlantısını ve trafo yatırımını yapmak zorunda kalmıştır. 
  • Yük Yönetim Sistemleri (Load Balancing): Gelişmiş şarj istasyonları ve enerji yönetim sistemleri, demand control (talep kontrolü) yeteneğine sahiptir. Bu sayede, AVM’nin toplam elektrik talebi belli bir sınırı aşmasın diye, şarj istasyonlarına verilen güç otomatik olarak ayarlanabilir. Örneğin AVM’de klima sistemlerinin tam kapasite çalıştığı ve elektrik tüketiminin pik yaptığı bir saatte, şarj istasyonları yazılım aracılığıyla %80 güce düşürülebilir. Bu tür akıllı yük dengeleme algoritmaları, hem AVM’nin sözleşme gücünü aşmamasına hem de ani yüklenmelerin engellenmesine yarar. 
  • Zaman Dilimli Tarife ve Teşvikler: Şarj işlemlerinin yoğunluğu, elektrik tarifelerinin daha ucuz olduğu saatlere yönlendirilerek şebeke üzerindeki tepe yük baskısı azaltılabilir. Örneğin Türkiye’de gece tarifesi (T1 saatleri) daha ucuzdur. Bir AVM, misafirlerine gece geç saatlerde veya sabah erken saatlerde şarj için indirim verebilir. Bu sayede herkesin akşamüstü yoğun saatte şarja yüklenmesindense, talepler zamana yayılır. EPDK’nın mobil uygulaması da istasyonlardaki anlık yoğunluğu göstererek kullanıcıları daha boş istasyonlara yönlendirmeyi amaçlar. 
  • Yenilenebilir Enerji ve Depolama Entegrasyonu: AVM eğer güneş enerjisi üretimine sahipse (ör. çatı GES), gündüz üretilen elektrik doğrudan araçlara verilebilir. Bu, şebekeden çekilen enerjiyi net olarak azaltır. Hatta bazı gelişmiş uygulamalarda batarya enerji depolama sistemleri kullanılarak şebekeden çekiş sabitlenir: Pik saatlerde araçlar bataryalardan şarj olur, gece boşken bataryalar şebekeden dolar. Bu “peak shaving” yöntemi, TEİAŞ ve dağıtım şebekesi üzerindeki yük dalgalanmalarını yumuşatır. Henüz Türkiye’de yaygın olmasa da konsept olarak uygulanabilir. 
  • Şebeke Altyapı Yatırımları: TEİAŞ ve dağıtım şirketleri de elektrikli araçların oluşturacağı ilave yükü öngörerek kapasite planlamaları yapmaktadır. TEİAŞ’ın bölgesel kapasite projeksiyonlarında, 2030’a kadar elektrikli araçların birkaç bin megavatlık talep oluşturacağı hesaplanmakta ve iletim altyapısı buna göre güçlendirilmektedir. Özellikle büyük şehirlerdeki AVM yoğunlukları göz önünde bulundurularak, dağıtım şebekesinde trafo merkezleri yenilenmekte, kablo kesitleri artırılmaktadır. Bir AVM, şarj istasyonu projesi onay sürecinde dağıtım şirketinden “bağlantı görüşü” alırken, şebekeye olası etkileri analiz edilir ve ancak altyapı uygunsa onay verilir. 
  • Kullanıcı Tarafı Yönetim: Yoğun zamanlarda, örneğin hafta sonu akşam üstü AVM çok kalabalık iken, tüm istasyonların aynı anda en yüksek güçte çalışması istenmez. Şarj ağı işletmecileri, kendi yazılımları aracılığıyla anlık yük izler ve gerektiğinde kullanıcılara ufak kısıtlamalar getirebilir. Mesela aynı anda 4 araç bağlandığında her birine 120 kW yerine 100 kW vererek toplamı sınırlarlar (bu, kullanıcıya belki 5-10 dk ek süre demektir ama şebeke için faydalıdır). 

Sonuç olarak, AVM’lerde şarj istasyonlarının enerji yönetimi, hem donanımsal yatırımlarla (yeterli trafo, kablo) hem de akıllı yazılımlarla yapılır. Amaç, elektrikli araçların getirdiği ek yükün AVM’nin kendi tüketimiyle çakıştığında sorun yaratmaması ve ulusal şebeke dengesini bozmamasıdır. Şu anki EV penetrasyonu seviyesinde bu yük yönetilebilir durumdadır, ancak ileride araç sayısı arttıkça daha gelişmiş yönetim ve belki tarifelendirme tedbirleri gerekebilecektir. EPDK da her iki yılda bir şarj altyapısı projeksiyonu hazırlayarak bu ihtiyacı öngörecektir.

 

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu alanları nasıl işaretlenir?

Elektrikli araç şarj istasyonu için ayrılan park alanlarının net bir şekilde belirlenmesi ve diğer araçlar tarafından işgal edilmemesi için standartlara uygun işaretlemeler yapılır:

  • Zemin Boyaması: En yaygın uygulama, şarj alanı zeminlerinin farklı bir renge boyanmasıdır. Birçok AVM, elektrikli araç park yerlerini yeşil renkle boyar. Bu boyama genellikle alanın tamamını veya ortasını kapsayacak şekilde yapılır ve üzerinde büyük harflerle “EV” veya “Elektrikli Araç” ibaresi yazılır. Ayrıca şarj ünitesinin bulunduğu yere yönlendirme okları eklenir. Zemindeki renk kodlaması sayesinde uzaktan bile bu yerlerin özel olduğu anlaşılır. 
  • Piktogram ve Sembol: Park yerinin başına veya ortasına, bir elektrikli araç sembolü ve bir fiş/şarj ikonu çizilir. Bu uluslararası standartlarda belirlenmiş bir piktogramdır (genellikle araç silueti + fiş simgesi). Böylece okuma yazma bilmeyen veya farklı dil konuşan kişiler dahi alanın amacını anlar. Türkiye’de de birçok otoparkta TS EN ISO 7010 standardına uygun “EV Charging” piktogramı kullanılır. 
  • Dikey Levhalar: Zemin boyamasının yanı sıra, her şarj park yerinin önüne dikey trafik levhası benzeri bir tabela konulur. Bu tabelada “Elektrikli Araç Şarj Yeri” yazısı ve yine bir araç-şarj simgesi bulunur. Eğer alan belirli sürelerle sınırlı kullanılacaksa (örneğin max 2 saat park) bu da tabela ile belirtilir. Ayrıca “başka araç park edemez” uyarısı eklenir. Karayolları Trafik Yönetmeliği Ek-4’te elektrikli araçlara ayrılmış park yeri trafik işareti tanımlanmıştır; yerel belediyeler de otopark içi olsa dahi bu standarda uygun levha kullanılmasını teşvik eder. 
  • Zemin Kısıtlayıcılar: İşaretlemenin ötesinde, bazı AVM’ler fiilen bu alanların sadece EV’lerce kullanılmasını sağlamak için fiziksel bariyerler uygular. Örneğin park alanının girişinde kilitli mantar bariyer bulunur; bu bariyer sadece yetkili kişilerce (görevli veya uzaktan kumandayla) indirilir. Alternatif olarak, sensörlü bir sistemle sadece istasyona bağlanan araç varsa bariyer açılır. Bu yöntem, yanlış park etmelerin önüne geçer. Yine de genel kural, görsel işaretlemenin yeterli olması yönündedir. 
  • Yönlendirme ve Haritalama: Büyük AVM’ler, araç girişinde veya kat planlarında şarj noktası yerlerini gösteren yönlendirme levhaları bulundurur. Örneğin otopark girişinde “EV Şarj İstasyonları B2 Katında” gibi bir tabela olabilir. Ayrıca AVM’lerin dijital uygulamalarında veya web sitelerinde, şarj istasyonlarının konumu ve adedi belirtilir. Bu sayede elektrikli araç sahipleri gelmeden önce de bilgi sahibi olabilir. 
  • Yer Numaralandırma: Şarj üniteleri çoğunlukla numaralandırılır (1,2,3… veya A, B gibi). Zeminde veya duvarda bu numaralar işaretlenir. Bu, özellikle kullanıcıların mobil uygulamada doğru istasyonu seçmeleri için gereklidir. 
  • Güvenlik Uyarıları: Şarj alanının yakınında duvara, “Yüksek Gerilim – Yetkisiz Girmeyiniz” gibi uyarı etiketleri de yapıştırılır (özellikle trafonun olduğu yerde). Ancak park alanında asıl önemli olan “Sadece Elektrikli Araç” ibaresinin netliğidir. 

Standartlarda tam renk zorunluluğu yoksa da yeşil renk bir konvansiyon haline gelmiştir. Bazı ülkelerde mavi de kullanılır. Türkiye’de henüz resmî bir renk standardı yayınlanmış olmamakla birlikte, birden çok büyükşehir belediyesinin otopark işletmesi EV yerlerini yeşil zeminde beyaz logo ile işaretlemektedir. AVM’ler de bu uygulamayı benimsemektedir.

Özetle, AVM’lerde elektrikli araç şarj alanları hem zemin boyası/simgelerle hem de tabelalarla belirgin kılınır. Bu sayede diğer sürücülerin yanlışlıkla park etmeleri önlenir ve elektrikli araç sahipleri de kendilerine ayrılan yeri kolaylıkla bulabilir. İşaretlemelerin standart ve net olması, altyapının verimli kullanımını destekleyen önemli bir unsurdur.

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu alanları nasıl işaretlenir?

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu alanları nasıl işaretlenir?

AVM’lerde sadece AC (yavaş) tip elektrikli araç şarj istasyonu kullanmak yeterli midir?

Sadece AC tip (yavaş) şarj istasyonlarıyla donatılmış bir altyapı, yüksek ziyaretçi trafiğine sahip AVM’ler için genellikle yeterli değildir. Bunun başlıca sebebi, AC ünitelerin sınırlı güçte olması ve araçları şarj etmenin uzun sürmesidir. Örneğin 22 kW’lık bir AC istasyon, bir aracı saat başına en fazla ~22 kWh doldurabilir; bu da orta büyüklükte bir bataryayı tam doldurmak için 2-4 saate ihtiyaç duyacağı anlamına gelir. Alışveriş merkezlerinde ortalama ziyaret süresi 1-3 saat olduğundan, AC istasyonlar bu sürede ancak kısmi bir dolum sağlayabilir. Müşteri beklentisi ise AVM’den ayrılana kadar bataryasında kayda değer bir artış görmektir. Yavaş şarj bu beklentiyi karşılamakta zorlanır.

Öte yandan, DC hızlı şarj istasyonları aynı süre zarfında çok daha fazla enerji aktarabildiği için, AVM gibi zamanın önemli olduğu mekânlarda kritik rol oynar. Bir hızlı şarj cihazı, alışveriş süresi içinde aracı %80’e kadar şarj ederek kullanıcıya neredeyse “yakıt ikmali” düzeyinde bir deneyim sunar. Bu durum, AVM’nin elektrikli araç kullanıcıları tarafından tercih edilmesini doğrudan etkileyebilir. Zira sürücüler, 2 saatlik alışveriş sonucunda menzillerine belki +50 km eklenmesini değil, +200 km eklenmesini ister. Sadece AC istasyonların olduğu bir AVM, elektrikli araç sahipleri açısından daha az cazip hale gelebilir.

Ayrıca operasyonel açıdan bakıldığında, AC istasyonlarla aynı sayıda araca hizmet vermek için çok daha fazla park yerini uzun süre bağlı tutmak gerekir. Örneğin 4 saatlik bir film/dinlenme süresince AC ile şarj olan tek araç yerine, aynı sürede DC istasyonda ardışık 4 araç şarj edilebilir (her birine ~1 saat vererek). Bu da istasyon başına hizmet kapasitesini ciddi oranda artırır. Sadece AC kurulu bir sistemde, talep yükseldiğinde hemen doygunluk oluşur ve istasyon sayısını arttırmak dışında çözüm yoktur. Bu ise altyapı ve yer kısıtı nedeniyle zordur.

Yönetmelik tarafında da hızlı şarja vurgu vardır: Otopark yönetmeliği, büyük AVM’lerde hızlı şarj ünitelerinin bulunmasını zorunlu kılmıştır (≥30.000 m² AVM’de en az 1 adet hızlı, ≥70.000 m²’de en az 2 adet hızlı). Bu da tek başına AC’nin yeterli görülmediğine dair resmi bir işarettir.

Ancak, sadece AC istasyonların yeterli olabileceği bazı özel durumlar da düşünülebilir: Eğer bir AVM nispeten küçük ve ziyaretçi kitlesi uzun süre vakit geçirenlerden oluşuyorsa (mesela şehir dışı bir outlet AVM, insanların yarım gün geçirdiği bir yer), AC de kısmen iş görebilir. Yine de bu durumda bile bir-iki adet DC bulunması ileriye dönük akıllıca olacaktır.

Gerçekte hemen tüm büyük AVM’ler, hibrit çözüm benimser. Yani AC istasyonlar temel ihtiyacı karşılar, DC istasyonlar hızlı çözüm sunar. Sadece AC kullanımı, 2015’lerin başlarında birkaç pilot uygulamada kaldı ve hızla DC ünitelerle takviye edildi. Sonuç olarak, elektrikli araç sayısının hızla arttığı günümüzde, yalnız AC altyapı tek başına yeterli görülmemekte ve müşteri memnuniyeti ile operasyonel verim açısından DC desteği şart olarak değerlendirilmektedir.

 

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonları güneş enerjisiyle desteklenebilir mi?

Evet, bir alışveriş merkezi, elektrikli araç şarj istasyonlarını güneş enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklarla entegre ederek destekleyebilir ve bu yaklaşım giderek daha fazla benimsenmektedir. Böyle bir entegrasyonun hem teknik hem de mevzuat boyutu bulunur:

  • Çatı GES ve Otopark Üstü GES Uygulamaları: Birçok AVM’nin geniş çatı alanları veya açık otopark alanları güneş paneli kurulumu için uygundur. Örneğin, AVM otoparkının üstünü kaplayan pergola sistemlerine güneş panelleri yerleştirilerek güneş enerjisi santrali (GES) kurulabilir. Üretilen elektrik, öncelikle şarj istasyonlarında tüketilmek üzere kullanılabilir. Gündüz saatlerinde güneş çıktıkça üretilen elektrik doğrudan araçlara yönlendirilir ve şebekeden çekiş o oranda azalır. Türkiye’de mevzuat, otoprodüktör mantığında bu tip kullanıma izin vermektedir. Nitekim EPDK, şarj istasyonlarında yenilenebilir enerji üretim tesisinin kurulabileceğini açıkça belirtmiştir. Bu sayede hem şarj maliyetleri düşürülebilir hem de çevresel fayda sağlanır. 
  • Depolama Sistemleri: Güneş enerjisinin sürekliliği olmadığından (örneğin akşam saatlerinde güneş yokken AVM’de şarj talebi olabilir), enerji depolama devreye girebilir. Gündüz güneşten üretilip kullanılmayan elektrik, bataryalarda depolanarak akşam araçları şarj etmekte kullanılabilir. Depolama maliyetleri henüz yüksek olsa da teknolojinin gelişmesiyle bazı büyük AVM’ler akü sistemlerini de planlarına dahil etmektedir. EPDK, şarj istasyonlarında elektrik depolama tesisine de izin veriyor, bu da düzenleyici engel olmadığını gösterir. 
  • Arttırılmış Güç Kapasitesi ve Tasarruf: Güneş enerjisiyle destek, AVM’nin şebekeden çektiği gücü azaltacağı için mevcut trafonun daha verimli kullanılmasına katkı sağlar. Örneğin 500 kW’lık bir GES kurulu bir AVM gündüz saatlerinde benzer büyüklükte bir şarj talebini şebekeye yük getirmeden karşılayabilir. Bu, özellikle yaz aylarında klimaların da çalıştığı pik anlarda şebeke talebini yumuşatır (peak shaving etkisi). TEİAŞ ve dağıtım şirketleri açısından da lokal üretim tüketimde kullanıldığı için şebeke dengesi olumlu etkilenir. Hatta bazı şarj ağı işletmecileri, bu nedenle kendi güneş santrallerine sahip olarak şebeke yükünü hafiflettiklerini belirtmişlerdir. 
  • Yeşil Enerji Sertifikasyonu: AVM’ler, istasyonlarında yenilenebilir enerji kullandıklarını belgelendirebilir. Örneğin I-REC gibi sertifikalarla veya “Yeşil Enerjiyle Şarj” logosuyla kullanıcıya iletişim kurulabilir. Bu da çevre bilinci yüksek elektrikli araç sahiplerini memnun eden bir husustur. EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz da, şarj istasyonlarının temiz kaynaklardan beslenmesinin emisyon azaltımı için kritik olduğunu vurgulamıştır. 
  • Maliyet ve Teşvikler: Güneş enerjisi yatırımı başlangıçta maliyet getirse de, devlet teşvikleri (YEKDEM, çatı GES kolaylıkları vb.) sayesinde cazip hale gelmiştir. Özellikle kendi tüketimi için GES kuran tesisler, ürettikleri enerjiyi vergiden muaf şekilde kullanır. AVM, şarjda kullandığı kendi enerjisi için dağıtım bedeli ödemez, böylece birim maliyeti düşürür. Bu tasarruf, uzun vadede yatırımın geri dönüşünü hızlandırır. 

Örnek bir uygulama: Ankara’daki bir AVM, 1 MW’lık çatı GES kurmuş ve otoparkındaki 10 adet hızlı şarj istasyonunu gündüz çoğunlukla bu enerjiyle besler hale gelmiştir. Bu sayede yıllık yüz binlerce TL’lik elektrik alımından tasarruf ettiği gibi, karbon emisyonunu da azaltmıştır.

Sonuç olarak, teknik olarak mümkündür ve teşvik edilmektedir: AVM’lerde şarj istasyonlarını güneş enerjisiyle desteklemek hem işletme maliyetlerini azaltan hem de çevresel sürdürülebilirliği artıran bir yaklaşımdır. Gelecekte daha fazla AVM’nin çatısında güneş panelleri ve park alanlarında entegre yenilenebilir enerji çözümleri görmemiz muhtemeldir. Bu entegrasyon, elektrikli araç ekosisteminin gerçekten temiz bir döngüye oturmasına da katkı sunar.

 

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonlarında hangi şarj soket tipleri bulunur?

Türkiye ve Avrupa standartlarına uygun olarak, AVM’lerdeki elektrikli araç şarj istasyonlarında başlıca iki tip soket/konnektör kullanılır:

  • Type 2 (Mennekes) – AC Soket: Bu, Avrupa’da AC şarj için standart hale gelmiş konnektör tipidir. Alışveriş merkezi otoparklarındaki AC şarj istasyonları genellikle Type 2 soketlidir. Type 2, üç faza kadar destekleyebilen 7 pinli bir yapıya sahiptir ve 3.7 kW, 7.4 kW, 11 kW, 22 kW gibi AC güç seviyelerinde şarj imkanı sunar. Kullanıcılar, eğer istasyonda sabit kablo yoksa, araçlarının bagajında bulunan Type 2 – Type 2 kabloyu kullanarak aracı istasyona bağlarlar. Type 2 soket, hemen hemen tüm modern elektrikli otomobillerin uyumlu olduğu bir arayüzdür. Türkiye’de 2018’den bu yana satılan her elektrikli otomobilin AC portu Type 2 standardındadır. Dolayısıyla AVM’lerde bu soketin bulunması evrensel uyumluluk sağlar. Bazı istasyonlarda iki adet Type 2 çıkışı bulunur; aynı anda iki araca AC şarj hizmeti verilebilir. 
  • CCS (Combined Charging System, Combo 2) – DC Soket: Hızlı şarj (DC) istasyonlarında ise Combo 2 adı verilen CCS soketi kullanılır. Bu soket, aslında Type 2 tasarımının altına iki büyük DC güç ucu eklenmiş birleşik bir yapıdır. Bu sayede araç, aynı porttan AC’yi de DC’yi de alabilir, ancak AVM’deki hızlı şarj cihazı DC verdiğinde CCS portunun tamamı kullanılır. CCS2, Avrupa ve Türkiye’deki hızlı şarj standartlarının fiili temelidir. Örneğin Audi, BMW, Mercedes, Renault, Hyundai, TOGG gibi tüm üreticilerin hızlı şarj alıcıları CCS uyumludur. AVM’lerdeki DC istasyonlarda çoğunlukla sabit kablo ucunda CCS fiş bulunur; kullanıcı kabloyu direkt aracına takar. Bu fiş ile 50 kW, 100 kW, 150 kW hatta 350 kW gibi yüksek güçler taşınabilir. Standart gereği, CCS şarj sırasında araç ve istasyon arasında iletişim kurarak güvenliği sağlar (örneğin uygun kilitleme, akım kontrolü). 

Eskiden CHAdeMO adında, özellikle Japon araçlarında kullanılan bir DC soket standardı vardı (örn. Nissan Leaf’in eski modelleri). Türkiye’de de bir ara CHAdeMO soketli istasyonlar bulunmaktaydı. Ancak son yıllarda CCS2 standardı baskın hale geldi. EPDK’nın şarj ağı işletmecilerine ilişkin düzenlemeleri, “uygun soket yapısına sahip her türlü araca hizmet” şartı getirdiği için, bir istasyon eğer CHAdeMO sunmuyorsa bile o standardı isteyen araçlara adaptör vb. çözümler üretmekle yükümlü. Pratikte, CHAdeMO kullanan araç sayısı çok azaldığı için AVM istasyonlarında bu tip fişlere rastlamak nadirdir; büyük çoğunluk CCS ve Type 2 ile donatılmıştır.

Özetle, bir AVM’de elektrikli araç şarj istasyonu gördüğünüzde, AC ise Type 2, DC ise CCS standardında olması beklenir. Bu ikili kombinasyon, piyasadaki tüm elektrikli otomobil modellerinin şarj ihtiyacını karşılar. Standartlara uygunluk ve yaygınlık açısından Type 2 ve CCS tüm Avrupa’da ortak dil haline gelmiştir. Kullanıcılar açısından da farklı bir kablo ucu arama derdi yoktur: Aracınızı AVM’de şarja takarken ya kendi Type2 kablonuzu kullanırsınız ya da istasyondaki CCS kabloyu aracınıza takarsınız. Bu basitlik, elektrikli araç ekosisteminin önemli bir kazanımıdır.

 

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu kurulumunda hangi kurumlar ve mevzuatlar etkilidir?

Alışveriş merkezlerinde elektrikli araç şarj istasyonu kurulum süreci, birden fazla resmî kurumun yetki alanına girer ve çeşitli mevzuat hükümleriyle düzenlenmiştir:

  • Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK): Şarj hizmetinin genel çerçevesini çizen ana kurumdur. 2022’de Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen madde ile şarj ağı işletmeciliği EPDK lisansına tabi kılınmıştır. EPDK, Şarj Hizmeti Yönetmeliği’ni yayımlayarak lisans başvuru şartları, işletme yükümlülükleri, fiyatlandırma esasları gibi konuları düzenler. Örneğin lisansın 49 yıllığına verilebilmesi, lisans sonrası 6 ay içinde asgari 50 istasyon kurulması zorunluluğu, her iki yılda bir EPDK’nın altyapı projeksiyonu hazırlaması gibi hükümler bu yönetmelikte yer alır. AVM’deki bir istasyonun hukuki olarak faaliyete geçebilmesi için ya AVM’nin kendisinin ya da anlaşmalı olduğu şirketin EPDK lisansı olması şarttır. Dolayısıyla EPDK, lisans verme, denetleme (rapor alma, ceza uygulama) ve gerektiğinde tavan fiyat belirleme gibi yetkileriyle sürecin baş aktörüdür. 
  • Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı: Bu bakanlık, Otopark Yönetmeliği ve imar mevzuatı boyutunda devreye girer. 2021’de güncellenen Otopark Yönetmeliği ile AVM otoparklarında %10 elektrikli araç yeri ayrılması zorunluluğu getirilmiştir. Bu bir imar şartıdır; belediyeler yapı ruhsatı aşamasında projelerin buna uygun olup olmadığını Bakanlık adına denetler. Ayrıca, AVM’lerde kurulacak şarj ünitelerinin yerleşimi ve güvenliği konusunda İmar Kanunu ve ilgili yönetmeliklerde genel hükümler vardır (örneğin yangın yönetmeliğinde acil durum planlarına entegre edilmesi gibi). Bakanlık ayrıca iklim değişikliği ve temiz enerji hedefleri doğrultusunda şarj altyapısını teşvik edici strateji belgeleri hazırlar. 
  • Yerel Yönetimler (Belediye): AVM’lerin ruhsatlandırılması belediyelerce yapıldığından, şarj istasyonları da bu kapsamda değerlendirilir. Yeni bir AVM inşasında proje incelenirken %10 EV yeri ayrıldığı kontrol edilir; iskan ruhsatına esas incelemede buna bakılır. Mevcut bir AVM, sonradan istasyon eklediğinde belediye genelde bunu “tesis içi tadilat” gördüğü için ekstra ruhsat gerekmez. Ancak bazı belediyeler, işletme izni veya tabela izni bağlamında sürece dahil olabilir. Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İSPARK vasıtasıyla işlettiği bazı AVM otoparklarına kendi de şarj kurmakta ve bunu planlarken ilçe belediyesi ile koordineli çalışmaktadır. 
  • Elektrik Dağıtım Şirketleri (TEDAŞ’ın devredildiği Bölgesel Dağıtım): AVM’nin bulunduğu bölgenin elektrik dağıtım şirketi (örn. BEDAŞ, AYEDAŞ, Başkent EDAŞ vs.), şarj istasyonlarının şebekeye bağlantısını onaylayan kurumdur. Bu şirketler Elektrik Piyasası Dağıtım Yönetmeliği’ne göre başvuruları değerlendirir. Gerekli hallerde trafo gücü artışı, yeni OG bağlantı anlaşması gibi konularda şartname sunar. Ayrıca projenin teknik çizimlerini inceler ve uygun bulursa sistem bağlantı izni verir. Dağıtım şirketi, ölçüm noktasının tesisini (sayaç) yapar ve tüketimi tarifeye bağlar. Eski adıyla TEDAŞ, bugün 21 ayrı dağıtım bölgesi şirketine devredildiği için AVM, o bölgedeki şirketle muhataptır. Bu süreç tamamen TEDAŞ (Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.) mevzuatının devamıdır diyebiliriz. 
  • TEİAŞ (Türkiye Elektrik İletim A.Ş.): Genellikle AVM’lerin bağlantısı dağıtım seviyesindedir, iletim (yüksek gerilim) seviyesine çıkmaz. Ancak eğer çok büyük bir kompleks veya şarj hub’ı söz konusu olur ve doğrudan TEİAŞ trafo merkezine bağlantı ihtiyacı doğarsa TEİAŞ onayı devreye girer. Örneğin, birden fazla AVM’nin ortak kullandığı devasa bir otoparkta yüzlerce hızlı şarj kurulacak olsa, TEİAŞ bölgesel planlamayı değerlendirir. TEİAŞ ayrıca ulusal şebeke dengesini izlediğinden, elektrikli araçların toplam talebi konusunda EPDK ile veri paylaşır ve planlama yapar. TEİAŞ’ın yayınladığı kapasite raporlarında, elektrikli araç altyapısının gelişiminin iletim sistemi üzerindeki etkileri yer alabilir. 
  • Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı / Enerji Bakanlığı (Destek ve Standartlar): Bu bakanlıklar teşvik programları ve standardizasyon açısından rol oynar. Mesela Sanayi Bakanlığı’nın hızlı şarj istasyonu hibe çağrıları, AVM’lere dolaylı yoldan etki eder; Enerji Bakanlığı ise ulusal enerji stratejilerinde bu altyapıyı planlar. TSE (Türk Standardları Enstitüsü) de Sanayi Bakanlığı ile ilişkili olup şarj istasyonlarıyla ilgili standartları ulusal hale getirir. 

Sonuç olarak, EPDK ve dağıtım şirketi başroldeki kurumlardır; Çevre/Şehircilik Bakanlığı (imar) ve belediyeler planlama-denetim rolündedir; TEİAŞ ve bakanklıklar ise daha üst düzey koordinasyon ve destek rollerine sahiptir. Bu kurumların kesişiminde şekillenen mevzuat (EPDK yönetmelikleri, Otopark Yönetmeliği, Elektrik iç tesisat mevzuatı vb.) AVM’lerde şarj istasyonu kurulumunun “olmazsa olmaz” çerçevesini belirler. Tüm paydaşların uyum içinde hareket etmesi sayesinde güvenli ve sürdürülebilir bir altyapı kullanıcıların hizmetine sunulmuş olur.

Türkiye’de AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonlarının yaygınlaşması için neler yapılıyor?

Türkiye’de elektrikli araç şarj altyapısının genel olarak yaygınlaştırılması amacıyla hem kamu hem özel sektör düzeyinde pek çok adım atılmış durumdadır ve bunlar AVM’leri de kapsayan gelişmelerdir:

  • Yasal Altyapının Oluşturulması: 2022 yılında çıkarılan mevzuat ile EPDK, şarj ağı işletmeciliğini lisans kapsamına aldı ve sektörü resmileştirdi. Bu sayede ciddi yatırım yapabilecek şirketler ortaya çıktı. Kısa sürede (2023 sonu itibarıyla) EPDK’dan lisans alan şirket sayısı 170’i aştı. Bu şirketlerin birçoğu, hedeflerine AVM gibi halka açık noktalarda istasyon kurmayı koymuş durumda. Şarj@TR uygulaması, lisanslı şirketlerin tüm istasyonlarının görülmesini sağlıyor ve bu şeffaflık rekabeti artırıyor. Ayrıca Otopark Yönetmeliği’nin güncellenmesiyle yeni AVM’lerin şarj yeri ayırması zorunlu kılındı, bu da ileride altyapının her AVM’de doğal olarak var olacağını garantiliyor. 
  • Destek ve Teşvik Programları: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 2022’de “Elektrikli Araçlar için Hızlı Şarj İstasyonları Hibe Programı” başlattı. Bu program kapsamında ülke genelinde 1500’ün üzerinde hızlı şarj istasyonu kurulumu desteklendi. Destek alan şirketler, farklı illerde planladıkları noktaların arasında AVM’leri de dahil etti. Örneğin, teşvik kazanan bir şarj ağı işletmecisi İstanbul’da 10 AVM’ye istasyon kuracağını açıkladı. 2023’te de yeni bir çağrı yapıldı ve hala %50-60 hibe desteği veriliyor. Bu teşvikler, özel sektörün AVM gibi yüksek yatırım gerektiren yerlere daha rahat girmesini sağladı. 
  • Özel Sektör Yatırımları ve İşbirlikleri: Türkiye’de büyük enerji şirketleri şarj ağlarına ciddi sermaye ayırdı. AVM yönetimleriyle anlaşmalar imzalanıyor.

 

  • Belediyelerin ve Kamu Kurumlarının Desteği: Bazı belediyeler, AVM otoparklarında şarj noktaları kurulmasına bürokratik kolaylık sağlıyor. Örneğin, İstanbul’daki bazı ilçeler imar tadilatı gerekmeksizin AVM içi istasyonlara onay veriyor. Ayrıca belediyeler kendi iştirakleri aracılığıyla (İSPARK gibi) otoparklara istasyon kurup AVM’lerle entegre edebiliyor. Bir diğer önemli destek de tanıtım ve farkındalık: Bakanlıklar ve belediyeler EV kullanımı ve şarj konusunda bilgilendirme kampanyaları düzenliyor. Örneğin, “Elektrikli Araç Şarj İstasyonları Haftası” gibi etkinliklerde AVM’lerde test sürüşleri, şarj deneyimi tanıtımları yapıldı. 
  • Teknolojik ve Standardizasyon Çalışmaları: Yerli teknolojilerin geliştirilmesi teşvik ediliyor. Şarj cihazı üreticileri uluslararası standartlarda cihazlar üretip bunları yurda yayıyor. Bu rekabet maliyetleri düşürüyor, böylece daha çok noktaya kurulum ekonomik hale geliyor. Ayrıca TSE, şarj istasyonlarının kurulum ve işletimiyle ilgili standart dokümanlar hazırlayarak (TSE K 602 standart serisi gibi) sektörün sağlıklı büyümesini sağlıyor. 
  • EPDK’nın Projeksiyon ve Planlamaları: EPDK, her iki yılda bir şarj altyapısı konusunda rapor hazırlayacak ve ilgili bakanlıklara öneriler sunacak. Bu proaktif yaklaşım, olası eksik bölgelerin tespitini ve yeni AVM gibi gelişen noktaların kapsanmasını hedefliyor. Örneğin Doğu Anadolu’da AVM’lerde altyapı zayıf kalırsa EPDK teşvik önerebilecek. 

Tüm bu adımlar sonucunda elektrikli araç şarj istasyonları, kısa sürede Türkiye çapında yaygınlaştı. Özellikle AVM’ler, şehir içi şarj ekosisteminin belkemiği oldu. 2019’da yalnızca belirli başlı AVM’lerde birkaç priz varken, bugün hemen her büyük AVM’de çoklu hızlı şarj üniteleri mevcut. Geleceğe dönük olarak da hem regülasyonların zorlaması hem de piyasa dinamikleri sayesinde AVM’lerin tamamının elektrikli araç şarj altyapısına sahip olması bekleniyor. Türkiye, bu alanda Avrupa ile eşgüdümlü ilerleyerek, kullanıcıların “her yerde şarj” deneyimini yaşaması için yoğun çaba harcıyor.

 

AVM’lerde elektrikli araç şarj istasyonu kurulum süresi ne kadardır?

Elektrikli araç şarj istasyonu kurulum süresi, proje kapsamının genişliğine ve gerekli izinlerin alınma hızına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bir alışveriş merkezinde tipik bir kurulum sürecini adımlarıyla değerlendirelim:

  • Projelendirme ve Onay Aşaması (2-6 Hafta): Öncelikle elektrik mühendisi ekipler, AVM’nin mevcut elektrik altyapısını inceler ve istasyon yerleşimi, güç gereksinimi gibi konularda projeyi hazırlar. Dağıtım şirketine bağlantı başvurusu yapılır. Bu başvuruya dönüş ve proje onayı genellikle birkaç hafta sürer. Eğer ilave trafo veya OG bağlantısı gerekmiyorsa, süreç daha kısa; gerekiyorsa anlaşmalar ve ek proje onayları ile uzayabilir. Eşzamanlı olarak EPDK lisansı zaten mevcutsa ekstra bekleme olmaz; lisans yoksa lisans başvurusu 1-2 ayı bulabilir ama pratikte AVM’ler lisanslı bir firmayla çalıştığından bu zaman atlanır. 
  • Cihaz Tedariği (2-8 Hafta): Şarj istasyonlarının siparişi ve teslimatı söz konusudur. Yerli üretici cihazları stoktan temin etmek mümkün olabildiği gibi özel bir model istenirse üretim süresi gerekebilir. Genel olarak AC üniteler için tedarik 2-4 hafta, DC hızlı üniteler için 4-8 hafta gibi süreler gözlenmektedir. Bu süre zarfında diğer hazırlıklar sürdüğü için, kritik yol genelde cihaz teslim süresi olur. Büyük şarj ağı işletmecileri stoklu çalışıp süreyi kısaltmaktadır. 
  • İnşaat ve Elektrik Altyapı İşleri (1-3 Hafta): Altyapı hazırlığı, cihazların monte edileceği yerlerin düzenlenmesi, kablo tavalarının/kanallarının döşenmesi, panolara bağlantı gibi işler genellikle çok uzun sürmez. Birkaç istasyonluk bir kurulum, küçük bir ekip ile bir hafta içinde kaba montajı tamamlanacak şekilde yapılabilir. Trafo merkezi genişletmesi gibi ağır inşaat yoksa, esas iş kablolama ve cihaz montajıdır. Montaj sırasında istasyonların beton kaideleri atılır, duvar tipiyse dübellerle sabitlenir, kablolar çekilir, panoya bağlanır. 
  • Test ve Devreye Alma (1 Hafta): Cihazlar yerleştikten sonra, önce enerjisizken ön kontroller yapılır (doğru bağlantı, izolasyon vs.), sonra elektrik enerjisi verilerek test şarjları gerçekleştirilir. Burada cihazların sorunsuz çalıştığı, araçlarla iletişim kurabildiği görülür. Dağıtım şirketi görevlisi de gelir, sayacı mühürler ve sistemi devreye alır. Şarj ağı işletmecisi, istasyonu yazılım sistemine entegre eder (mobil uygulamada görünür hale getirir). Bu testler tipik olarak birkaç gün içinde tamamlanır. Her istasyon için bir devreye alma formu doldurulur. 
  • Toplam Süre: Yukarıdaki adımlar ardışık yürütüldüğünde, küçük çaplı (örneğin 2 DC, 2 AC’lik) bir proje ideal durumda 6-8 hafta gibi bir sürede fiilen hayata geçebilir. Eğer lisans bekleme, özel trafo yapımı gibi durumlar varsa bu süre 3-4 aya kadar uzayabilir. Özellikle ilk kurulumların az olduğu 2020 öncesinde süreçler yavaş ilerlerken, artık deneyim arttığından daha hızlı tamamlanabilmektedir. 

Örnek Senaryo: Bir AVM, Ekim başında bir şarj firmasıyla anlaştı diyelim. Ekim ilk haftasında proje çizildi, 2. haftada dağıtım onayı geldi. Cihaz siparişi verildi, Kasım ortasında cihazlar geldi. Bu arada alt yapı hazırlanmıştı. Kasım sonunda montaj bitti ve test edildi. Aralık başında istasyonlar hizmete girdi. Yani toplam ~2 ayda proje tamamlandı. Bu, lisanslı firmanın var olduğu ve büyük altyapı değişikliği gerekmeyen bir senaryo.

Daha karmaşık bir senaryoda (örneğin OG beslemesi gereken, 1 MVA ekstra trafo koyma durumu), trafo imalatı, inşaatı vs. derken belki 6 ayı bulabilir. Ama AVM içindeki çoğu proje bu kadar kapsamlı değildir çünkü genelde mevcut tesis gücüne yedek pay bırakılmış oluyor.

Kısacası, AVM tarafında hızlı karar alınıp prosedürler düzgün yürütülürse, birkaç ay içerisinde elektrikli araç şarj istasyonları kurulup işletmeye alınabilir. Türkiye’de 2022’de teşvik programı açıklandıktan sadece 4-5 ay sonra yüzlerce istasyonun devreye girmesi, özel sektörün ve kurumların koordinasyonuyla bu işlerin ne kadar hızlı yapılabildiğini göstermiştir. Uzun sürebilen kısım çoğunlukla bürokratik onaylar ve tedarik süresi olup, fiili kurulum işçiliği kısa bir zaman dilimidir.

 

AVM’lerdeki elektrikli araç şarj istasyonlarının denetimi ve sorumlulukları nasıl sağlanır?

AVM’lerde kurulu elektrikli araç şarj istasyonlarının yasal denetimi ve işletme sorumlulukları, büyük ölçüde EPDK’nın lisans düzenlemeleri ve şarj ağı işletmecilerinin yükümlülükleri üzerinden sağlanır:

  • EPDK Denetimi: EPDK, şarj ağı işletmecilerine verdiği lisans çerçevesinde bu şirketlerin faaliyetlerini düzenli olarak denetler. Lisans sahibi şirketler, her yıl EPDK’ya rapor sunmakla yükümlüdür; bu raporlarda toplam istasyon sayıları, hizmet verilen enerji miktarı, karşılaşılan kesinti ve arızalar gibi bilgiler bulunur. EPDK, gerektiğinde yerinde denetim de yapabilir veya bağımsız denetim raporları isteyebilir. Eğer bir şarj ağının istasyonlarında kullanıcı şikayetleri artarsa (örneğin sürekli çalışmayan istasyonlar, haksız fiyat uygulaması vb.), EPDK soruşturma açıp uyarı veya para cezası verebilir. Lisans şartlarına ağır aykırılık durumunda lisans iptaline kadar giden yaptırımlar vardır. Bu geniş denetim yetkisi, AVM’deki istasyonun da dolaylı olarak disiplin altında olmasını sağlar. 
  • Şarj Ağı İşletmecisinin Sorumluluğu: AVM’deki istasyon, lisanslı ağa bağlıysa, o ağ işletmecisi sözleşmeler gereği şarj istasyonunun sürekli, güvenli ve ayrım gözetmeden hizmet vermesini sağlamak zorundadır. Yönetmelik, şarj ağı işletmecilerine devamlı ve kesintisiz hizmet sunma yükümlülüğü getirmiştir. Bu nedenle ağ işletmecileri, 7/24 çalışan çağrı merkezleri kurmuş, teknik servis ekipleri oluşturmuştur. Bir AVM istasyonunda arıza olduğunda kullanıcılar uygulama veya telefon ile durumu bildirir ve şirket kısa sürede müdahale etmek zorundadır. Ayrıca her ağ işletmecisi, EPDK’ya serbest erişim platformu üzerinden canlı veri sağlar; bu verilerde istasyonun o an çalışır durumda olup olmadığı da vardır, dolayısıyla kapalı olan bir istasyon fark edilirse EPDK da bunu görebilir. 
  • AVM Yönetiminin Rolü: AVM işletmesi, genellikle günlük operasyonu şarj firmasına bıraksa da, kendi müşterisine verilen bu hizmetin aksamaması için işbirliği içindedir. Örneğin bir istasyonda araç yangını veya elektrik kesintisi gibi bir durum olursa, AVM teknik ekibi anında olaya dahil olur. Sözleşme gereği, AVM tarafı genelde altyapı sorumluluğunu taşır (yani ana pano beslemesine kadar AVM elektriği verir). Dolayısıyla AVM elektriğinde kesinti olmamasına dikkat etmek, jeneratör vs. ile destek sağlamak da AVM sorumluluğudur. Güvenlik boyutunda da, AVM güvenlik personeli, istasyon alanlarının doğru kullanımı (yetkisiz parkın önlenmesi) gibi konularda devreye girer. 
  • Kullanıcı Sözleşmeleri ve Sertifikasyon: Şarj istasyonu işleten lisanslı firma ile istasyonu fiilen çalıştıran (AVM ya da taşeron) arasında bir sertifika ilişkisi olabileceğini daha önce belirtmiştik. Bu durumda sertifika sahibi (örneğin AVM), ağ işletmecisinin kurallarına uymak zorundadır, ama lisans sahibi asıl sorumludur. Yönetmelik açıkça, “sertifika verilmesi şarj ağı işletmecisinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz” der. Yani EPDK muhatap olarak her zaman lisanslı şirketi görür; o da alt işletmeciyi denetler. 
  • Teknik Denetimler: İstasyonların elektriksel güvenliği, ölçüm sistemlerinin doğruluğu gibi teknik konular da periyodik denetime tabidir. Örneğin, dağıtım şirketi sayaçları okurken/kalibre ederken usulsüzlük varsa bunu rapor eder. Ayrıca Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ölçü aletleri denetmenleri, rastgele bir şarj istasyonunda ölçüm yapıp sayaç doğruluğunu kontrol edebilirler (tıpkı akaryakıt pompası denetimleri gibi). 
  • Kullanıcı Deneyimi ve Şikayet Mekanizmaları: Son kullanıcılar, herhangi bir olumsuz deneyimde (örneğin ödeme alınıp şarj vermemesi, fişin kilitlenip çıkmaması gibi durumlar) hem işletmeci firmaya hem de CİMER, EPDK gibi mercilere şikayette bulunabilir. EPDK’nın yakın takibinde olan bu şikayetler, firmaların hizmet kalitesini yüksek tutmaya teşvik eder. Örneğin şarj ağlarının çoğu, mobil uygulamalarında anlık geri bildirim ve puanlama özelliği ekleyerek kullanıcı memnuniyetini ölçmeye başlamıştır. 

Özetlemek gerekirse, AVM’lerdeki elektrikli araç şarj istasyonlarının güvenilir işletimi, regülatif denetimler (EPDK), operasyonel sorumluluk (şarj ağı işletmecisi) ve yerel işbirliği (AVM yönetimi) üçgeninde sağlanır. Bu sistem, olası aksaklıkları en aza indirmeyi amaçlar. Son dönemde ülke genelinde artan istasyon sayısına rağmen ciddi bir sistemik sorun yaşanmaması, bu denetim ve sorumluluk mekanizmasının şimdiye dek başarıyla işlediğine işaret etmektedir.

 

Kaynakça:

  1. Resmî Gazete 25.03.2021, Sayı 31434: Otopark Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik – Yeni yapılacak AVM otoparklarında en az %10 elektrikli araç yeri ve hızlı şarj üniteleri zorunluluğunu getiren düzenleme. 
  2. 7346 Sayılı Kanun (02.02.2022): Elektrik Piyasası Kanunu’na Ek Madde 5 – Elektrikli araçlara şarj hizmeti verme faaliyetini EPDK lisans şartına bağlayan kanun hükmü. 
  3. EPDK Şarj Hizmeti Yönetmeliği (Mart 2022): Elektrikli Araç Şarj Ağları İşletme Lisansı Yönetmeliği – Şarj ağı lisansı alma şartları, işletmeci yükümlülükleri, fiyatlandırma ve sertifika işlemlerini düzenleyen EPDK yönetmeliği. 
  4. EPDK Başkanlığı Açıklaması (AA, 20.01.2022): Mustafa Yılmaz’ın şarj istasyonlarında yenilenebilir enerji kullanımı ve fiyat şeffaflığı üzerine değerlendirmesi. 
  5. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu – Şarj@TR Platformu (2023): Halka açık tüm şarj istasyonlarının anlık durum ve tarifelerinin görüntülenebildiği EPDK mobil uygulaması; lisanslı şarj ağlarına ait veriler (EPDK Duyurusu, 2022). 
  6. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teşvik Programı (2022): Elektrikli Araçlar İçin Hızlı Şarj İstasyonları Hibe Desteği – Her bir DC ünite için 500 bin TL’ye varan, toplamda %60’a kadar hibe sağlayan destek programı çağrısı. 
  7. Türk Standardları Enstitüsü (TSE): TS EN IEC 61851 – Elektrikli araç şarj ekipmanları için genel güvenlik ve performans standardı; Type 2 ve CCS şarj konnektörleri, koruma sistemleri vb. teknik kriterleri içerir. 
  8. Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) Raporu (2023): Türkiye 2030 Elektrik Talep Projeksiyonu – Elektrikli araç penetrasyonunun şebeke üzerindeki etkileri ve bölgesel iletim kapasite planlamaları (TEİAŞ Bölgesel Kapasite Raporu özeti). 

Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu

Hastaneler İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Otel İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Site İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Kafeler İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Villa İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Avm İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Restoran İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Üniversiteler İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Otopark İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Ev İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Müstakil Ev İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Ofis İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Akaryakıt İstasyonları İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Plazalar İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Rezidanslar İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Taksi Durakları İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Dinlenme Tesisleri İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Apartman İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu

EÇE Enerji, 2018 yılında, Türkiye sanayisinin öncülerinden EGE ÇELİK’ in güvencesiyle kuruldu. İlk adımda İzmir Aliağa’da bulunan EGE ÇELİK tesislerine elektrik tedariki sağlarken kısa sürede enerji tedarik sektöründe güvenilir, istikrarlı ve sürdürülebilir hizmet sunan bir marka haline geldi.

Bugün, 81 ilde bulunan müşterilerine elektrik tedarik eden EÇE Enerji, GES yatırımları, yeşil enerji tedariki, araç şarj istasyonu hizmetleri ile müşterilerine enerjinin birçok alanında destek veren bir iş ortağı konumundadır. Enerji sektöründe şeffaflık, kalite ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle hareket eden EÇE Enerji; teknolojiyi ve yenilikçiliği merkeze alan anlayışıyla geleceğin ihtiyaçlarına bugünden cevap vermektedir.

Diğer Bloglar
EÇE Enerji ile güvenilir ve sürdürülebilir
elektrik tedarikine başlayın.