Blog
31 Temmuz 2025

Avm İçin Güneş Paneli Kurulumu

İçindekiler

Avm için güneş paneli kurulumu nedir ve neden önemlidir?

Alışveriş merkezleri (AVM’ler) için güneş paneli kurulumu, AVM binalarının çatı veya açık alanlarına güneş enerjisi santrali (GES) kurarak elektrik üretme işlemidir. Bu sayede bir AVM, kendi elektriğini yenilenebilir bir kaynaktan üretebilir ve şebekeden çektiği elektriği azaltabilir. Güneş panelleri, fotovoltaik hücreler aracılığıyla güneş ışığını doğrudan elektrik enerjisine çevirir. İnvertör cihazları ise panellerin ürettiği doğru akımı (DC) şebekede kullanılan alternatif akıma (AC) dönüştürerek AVM’nin elektrik sistemine besler. Güneş paneli kurulumunun önemi, hem ekonomik faydalarından hem de çevresel etkilerinden kaynaklanır.

  • Ekonomik Avantajlar: Güneş enerjisi kurulu bir AVM, uzun vadede elektrik maliyetlerini ciddi oranda düşürebilir. Kendi elektriğinizi üreterek şebekeden daha az enerji satın alırsınız; böylece aylık elektrik faturalarınız azalır veya sıfıra yakın hale gelebilir. Ayrıca üretilen fazla elektrik şebekeye satılarak ek gelir elde etmek de mümkündür (bu konudaki yasal düzenlemeler sonraki başlıklarda açıklanmıştır). Güneş enerjisi sistemleri, kurulum maliyetlerini tipik olarak birkaç yıl içinde amorti ederek işletmeye kar sağlamaya başlar. Üstelik, ilerleyen yıllarda elektrik birim fiyatlarındaki artışlardan etkilenmeden, sabit ve öngörülebilir maliyetle enerji kullanma imkânı doğar. 
  • Çevresel ve Kurumsal Yararlar: Güneş enerjisi tamamen temiz ve yenilenebilir bir kaynaktır. AVM’lerin güneş paneli kurması, fosil yakıtlara dayalı elektrik tüketimini azaltarak karbon ayak izini küçültür. Türkiye’de şebekeden tüketilen her 1 MWh elektrik yaklaşık 0,442 ton CO₂ eşdeğeri sera gazı emisyonu oluşturur. Dolayısıyla, güneş panelleriyle kendi elektriğini üreten bir AVM, yılda ürettiği her 1 MWh için yaklaşık 442 kg CO₂ salımını önlemiş olur. Bu durum, işletmenin çevresel sorumluluğunu gösterir ve kurumsal itibarını artırır. Sürdürülebilirlik hedefleri olan AVM’ler için güneş enerjisi kullanımı, yeşil bina sertifikaları (LEED gibi) kapsamında da olumlu bir katkı sağlayabilir. 
  • Enerji Bağımsızlığı ve Güvenilirlik: Kendi enerjisini üreten AVM’ler, dış şebekeye bağımlılıklarını bir ölçüde azaltır. Özellikle gündüz saatlerinde yoğun elektrik tüketimi olan alışveriş merkezleri, bu talebin büyük kısmını güneşten karşılayabilir. Bu sayede, olası enerji kesintilerinin ve dalgalanmalarının etkisi azalır. Ayrıca güneş enerji sistemleri modülerdir; ihtiyaç arttıkça ilave paneller eklenerek sistem genişletilebilir. Güneş, tükenmeyen ve bedava bir kaynak olduğu için uzun vadede enerji arz güvenliğine de katkı sunar. 

Özetle, AVM’ler için güneş paneli kurulumu hem maliyet tasarrufu ve fiyat istikrarı sağlayan, hem de çevreye duyarlı bir enerji çözümüdür. Bu kurulum, resmi mevzuata uygun şekilde gerçekleştirildiğinde, AVM’nin elektrik ihtiyacının önemli bir bölümünü temiz enerjiden karşılamasını mümkün kılar. Böylece alışveriş merkezleri hem ekonomik kazanç elde eder hem de sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma yolunda önemli bir adım atar.

Avm için güneş paneli kurulumu nasıl planlanır ve aşamaları nelerdir?

Bir AVM’de güneş paneli kurulumu, detaylı bir planlama ve adım adım ilerleyen bir proje süreci gerektirir. Kurulum sürecinin başarıyla tamamlanabilmesi için teknik, idari ve inşai aşamaların tümü dikkatlice ele alınmalıdır. Genel olarak fizibilite çalışmasından bağlantı onayına kadar uzanan süreci şu temel aşamalara ayırabiliriz:

  1. Ön Fizibilite ve İhtiyaç Analizi: İlk adım olarak AVM’nin yıllık elektrik tüketimi, çatı veya arazi alanı ve bütçe olanakları değerlendirilir. Bu aşamada mühendisler, çatının güneş alma durumu, yönü ve gölgelenme analizlerini yapar. Ayrıca çatının statik durumu incelenir; yapının güneş paneli ek yükünü taşıyıp taşıyamayacağı belirlenir. Bu analizler sonucunda kurulabilecek yaklaşık güneş enerjisi sistemi kapasitesi ve bunun yıllık üretebileceği enerji miktarı hesaplanır. Örneğin İstanbul’da yıllık güneşlenme ile birim güç başına yaklaşık 1.200–1.300 kWh enerji üretilebilirken, güneşli güney bölgelerde 1 kWp için 1.400–1.600 kWh/yıl üretim beklenir. Bu veriler ışığında AVM’nin ihtiyacını karşılayacak optimum kurulu güç belirlenir. Ön fizibilite, projenin ekonomik açıdan fizibl (yapılabilir) olup olmadığını da ortaya koyar. 
  2. Proje Tasarımı ve Mühendislik: Fizibilite olumlu ise sistemin detaylı mühendislik tasarımına geçilir. Bu aşamada elektriksel proje çizimleri ve yerleşim planları hazırlanır. Güneş panellerinin çatıya nasıl yerleştirileceği, kullanılacak panel ve invertör tipleri, kablo güzergâhları bu projede belirlenir. Tek hat şeması (elektriksel bağlantı diyagramı) ve gerekli diğer teknik dokümanlar lisanssız üretim yönetmeliği standartlarına göre hazırlanır. Ayrıca, yapısal tasarım mühendisleri tarafından panel taşıyıcı konstrüksiyonun hesapları yapılır; çatıda gerekirse güçlendirme çözümleri proje kapsamında planlanır. Tasarım aşamasında standartlara uygun ekipman seçimi de yapılır (IEC sertifikalı paneller, uygun invertör vb.). Sonuçta ortaya, dağıtım şirketine sunulacak onay dosyası (proje dosyası) çıkar. 
  3. İzinler ve Başvuru Süreci: Proje tasarımı tamamlandıktan sonra, resmi başvuru işlemleri başlar. Lisanssız GES kurulumu için ilgili dağıtım şirketine başvuru yapılır. Başvuru dosyasında dilekçe, Ek-1 bağlantı başvuru formu, tapu veya kira belgesi, elektrik faturası, tek hat şeması, teknik değerlendirme formu gibi belgeler bulunmalıdır. Dağıtım şirketi bu başvuruyu inceler ve kapasite uygunluğu ile teknik değerlendirme yapar. Uygun görülürse bağlantı anlaşmasına çağrı mektubu verilir. Bu çağrı mektubu, başvurunun onaylandığını ve projeye belirli bir kapasite tahsis edildiğini gösterir. Çağrı mektubu alma süreci yaklaşık 2-3 ay sürebilmektedir. Ardından proje dosyası onaylanmak üzere dağıtım şirketine veya TEDAŞ’a sunulur; bu onay süreci de genelde 4-6 hafta kadar sürer. Gerekli tüm izinler (proje onayı, belediye izni gerekirse yapı ruhsatı tadili vb.) alındığında sözleşmeler imzalanır ve kurulum aşamasına geçilir. 
  4. Satın Alma ve Lojistik: Kurulum öncesi, projede belirtilen ekipmanların temini yapılır. Güneş panelleri, invertörler, montaj sistemleri, kablolama ve koruma ekipmanları tedarik edilir. Teklif alma ve malzeme temini sürecinde kalite ve garanti şartları göz önünde bulundurulmalıdır. Büyük ölçekli AVM projelerinde malzeme tedariki ve ithalat gerekebileceği için bu aşama birkaç hafta alabilir. Ekipmanlar şantiyeye getirilmeden önce çatı hazırlığı (gerekirse güçlendirme veya su yalıtımı tedbirleri) yapılır. 
  5. Kurulum ve Montaj: Bu aşamada saha ekipleri tarafından panellerin ve diğer sistem bileşenlerinin kurulumu gerçekleştirilir. Önce çatıya montaj ayakları sabitlenir, ardından paneller bu ayaklara yerleştirilir. Eş zamanlı olarak invertör ve elektrik panosu kurulumları yapılır. Paneller arası DC kablolamalar ve inverterden çıkış tarafı AC kablolamalar projeye uygun şekilde tesis edilir. Tüm bağlantılar yapıldıktan sonra sistem devreye almaya hazır hale getirilir. Kurulum süresi projenin büyüklüğüne bağlı olarak değişir; örneğin 500 kW’lık bir çatı GES kurulumu 4-6 hafta sürebilirken, 1-2 MW gibi daha büyük sistemler birkaç aya yayılabilir. Kurulum sırasında AVM operasyonlarının aksamaması için iş planı dikkatlice yapılır; genellikle gece veya AVM kapalıyken elektrik bağlantıları gerçekleştirilir. İş sağlığı ve güvenliği önlemleri de bu aşamada kritik önemdedir. 
  6. Test, Devreye Alma ve Kabul: Montaj tamamlandıktan sonra sistemin devreye alınmasından önce kapsamlı testler yapılır. İnvertörlerin şebeke ile senkronizasyonu, panellerin dizi testleri, koruma elemanlarının (kaçak akım rölesi, sigortalar, parafudrlar vb.) kontrolleri gerçekleştirilir. Ardından dağıtım şirketi ve/veya TEDAŞ yetkilileri ile birlikte geçici kabul işlemi yapılır. Resmi kabul sırasında proje onayına uygunluk denetlenir ve sistem çalışır halde şebekeye enerji vermeye başlar. Kabul işlemleri genellikle 2-4 hafta içinde sonuçlanır ve sistem resmen işletmeye geçmiş olur. Kabul onayını müteakip, tesis lisanssız üretim kapsamına alındığı için aylık mahsuplaşma dönemi de başlar (bu mekanizma ilerleyen sorularda detaylandırılmıştır). 

Kurulum tamamlandıktan sonra AVM, kendi elektrik üretimini anlık olarak izleyebilecek bir uzaktan izleme sistemi (monitoring) kurabilir. Bu sistem sayesinde üretilen enerji, anlık güç, hava koşulları etkisi gibi veriler takip edilir ve olası arızalar hızlıca tespit edilir. Sonuç itibariyle, AVM’ler için güneş paneli kurulumu süreci iyi planlandığında yaklaşık 4-8 ay içinde fikir aşamasından işletmeye geçebilen, çok adımlı bir projedir. Her bir aşamanın uzman ekiplerce yürütülmesi ve mevzuata uygun ilerlenmesi, projenin sorunsuz şekilde hayata geçmesi için şarttır.

Avm için güneş paneli kurulumu için yasal gereklilikler ve izinler nelerdir?

Türkiye’de alışveriş merkezlerinin kendi elektriğini üretmek amacıyla güneş paneli kurulumları, Lisanssız Elektrik Üretim mevzuatı kapsamında gerçekleştirilir. İlgili yasal düzenleme, 12 Mayıs 2019 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan “Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği” ve bu yönetmelikte yapılan müteakip değişikliklerle şekillenmiştir. Bu mevzuat çerçevesinde AVM’lerin çatılarına kurulacak güneş enerji sistemleri bazı şartlar dâhilinde lisans alma zorunluluğundan muaf tutulmuştur. Ancak lisanssız da olsa, kurulum öncesinde belirli izin ve onayların alınması gerekmektedir. Başlıca yasal gereklilik ve izinler şunlardır:

  • Mevzuat Kapsamı ve Abonelik Şartı: Lisanssız üretim yapabilmek için öncelikle başvuru sahibinin mevcut bir elektrik aboneliği (tüketim tesisi) olması şarttır. Bir AVM bu gerekliliği zaten karşılar, zira ticarethane abone grubunda şebekeden elektrik almaktadır. Üretim tesisi (GES) ile tüketim tesisi (AVM) aynı dağıtım bölgesi içinde olmalıdır. Yani AVM hangi dağıtım şirketi bölgesinde ise GES de o bölgeye bağlı olmalıdır (bir istisna olarak, yönetmeliğin 5(1)(h) bendi kamu kurumu tesisleri için farklı bölgeye izin vermektedir). Ayrıca, birden fazla gerçek/tüzel kişi tek bir ortak sayaçla elektrik tüketiyorsa (örneğin ortak kullanım alanları), bunlar birleşerek ortak bir lisanssız üretim tesisi kurabilirler. Bu hükümler, AVM içerisinde birden çok işletme bulunması durumunda yönetim üzerinden ortak başvuru yapmayı da mümkün kılar. 
  • Kurulu Güç Sınırı ve Sözleşme Gücü: Lisanssız kurulumlarda izin verilen azami kurulu güç, yönetmeliğin güncel haliyle 5 MW olarak belirlenmiştir. AVM gibi ticarethane aboneleri için çatı uygulamalı GES’lerde bu üst sınır geçerlidir. Ancak daha da önemlisi, ticarethane aboneliğinde sözleşme gücünü aşmama şartı vardır. Yani AVM’nin dağıtım şirketiyle anlaşmalı güç kapasitesinden daha büyük bir güneş enerjisi sistemi kurması yönetmelik gereği mümkün değildir. Örneğin sözleşme gücü 2 MW olan bir AVM en fazla 2 MW’lık GES kurabilir (5 MW üst limitini geçmediği sürece). Bu kural, şebeke güvenliği ve tüketim kadar üretim yapılmasını sağlama amacı taşır. (Sanayi aboneleri için arazi GES’lerinde sözleşme gücünün 2 katına kadar izin verilen özel durumlar bulunmaktadır, ancak AVM’ler genellikle ticarethane abonmanı kapsamında olduğundan bu istisna uygulanmaz.) 
  • Başvuru ve İzin Süreci: Güneş enerjisi kurmak isteyen AVM yönetimi, gerekli projeleri hazırladıktan sonra ilgili dağıtım şirketine lisanssız üretim başvurusunu yapar. Başvuru merci, kaynak türüne göre değişir; güneş enerjisi gibi kaynaklar için müracaat dağıtım şirketine yapılmalıdır. (Sadece iletim seviyesinden bağlanacak çok büyük projelerde TEİAŞ’a başvuru gereklidir, ancak AVM çatı GES’leri dağıtım seviyesinde bağlanır.) Dağıtım şirketi başvuruyu değerlendirip uygun bulursa bağlantı görüşü ve çağrı mektubu verir. Ardından proje onayı süreci gelir; dağıtım şirketi veya yetkilendirilmiş kurum (TEDAŞ) proje çizimlerini inceler ve onaylar. Bu onay alındıktan sonra dağıtım şirketi ile bağlantı anlaşması imzalanması yasal bir gerekliliktir. Bağlantı anlaşması, güneş santralinin şebekeye hangi koşullarla bağlanacağını ve tarafların yükümlülüklerini düzenler. 
  • Belediye ve Yapısal İzinler: Güneş paneli kurulumu, mevcut binada fiziki bir değişiklik içerdiğinden yerel belediye izinlerine de tabi olabilir. Genellikle çatı üstü GES’ler için ekstra inşaat ruhsatı gerekmez, ancak taşıyıcı sistem eklenmesi ve bina statik hesapları nedeniyle belediyeye bilgilendirme yapılması önerilir. Eğer çatıya ek yük getiren bir çelik konstrüksiyon kurulacaksa, belediyenin ilgili biriminden tadilat izni alınması söz konusu olabilir. Özellikle tarihi yapı statüsünde olan binalarda veya imar açısından kısıtlı bölgelerde, koruma kurulu onayı gibi ek izinler gerekebileceği unutulmamalıdır. AVM’nin kendi mülkü değil de kiracı olduğu bir yapıda GES kurulacaksa, mal sahibinin onayı da hukuki açıdan gereklidir. 
  • Elektrik Dağıtım Şirketi Onayları: Dağıtım şirketi, sistemin şebekeye bağlantısı için bazı teknik gereklilikler şart koşar. Örneğin, şebekeye paralel çalışan invertörlerin ilgili standartlara (TS EN 50549-1 vb.) uygun olması, koruma rölelerinin ayarlarının dağıtım şirketi kriterlerine göre yapılması gerekir. Kurulum sonrası işletmeye geçmeden önce geçici kabul (geçici kabule esas kontrol) yapılması yasal bir adımdır. Bu kabul, dağıtım şirketi veya TEDAŞ tarafından gerçekleştirilen resmi bir incelemedir. Kabul tutanağı onaylanmadan sistem ticari işletmeye alınamaz. Ayrıca lisanssız GES devreye girince, dağıtım şirketi ile üretim tesisine ait sistem kullanım anlaşması da imzalanır (bu anlaşma, tesisin şebekeyi kullanım koşullarını belirler). 
  • Bildirim ve Sertifikasyon: Kurulan güneş enerjisi santrali, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ve Enerji İşleri Genel Müdürlüğü nezdinde kayıt altına alınır. Genellikle dağıtım şirketi, devreye alınan lisanssız santrali EPDK’ya bildirir. Bunun dışında, eğer AVM üretmiş olduğu yenilenebilir enerji için “YEK-G” gibi yenilenebilir enerji sertifikası almak isterse, EPİAŞ’ın YEK-G sistemine gönüllü kayıt olabilir. Bu resmi bir zorunluluk değil, bir opsiyondur ve AVM’nin ürettiği temiz enerjiyi belgelenebilir kılar. 

Özetle, AVM’lerin güneş paneli kurulumu yapabilmesi için lisanssız elektrik üretim yönetmeliği hükümlerine uygun şekilde hareket etmesi gerekir. Dağıtım şirketinden izin ve onay süreçleri tamamlanmalı, teknik şartnameler sağlanmalı ve ilgili sözleşmeler yapılmalıdır. Tüm bu yasal gereklilikler yerine getirildiğinde, AVM çatısındaki GES’in işletilmesi hukuken mümkün hale gelir. İlerleyen başlıklarda lisans muafiyeti, kapasite sınırları ve mahsuplaşma gibi mevzuat detayları ayrıca ele alınacaktır.

Avm için güneş paneli kurulumu lisans gerektirir mi?

Genel kural olarak, AVM’lerin kendi elektrik tüketimini karşılamak üzere yaptığı güneş paneli kurulumları lisans gerektirmez. Bu tür projeler, “lisanssız elektrik üretimi” kapsamındadır. Türkiye’de 2019 yılında yapılan mevzuat değişikliği ile lisanssız üretim sınırı 1 MW’den 5 MW’ye çıkarılmıştır. Yani bir alışveriş merkezi, kuracağı güneş enerjisi sisteminin kurulu gücü 5 MW (5000 kW) ve altında kaldığı sürece EPDK’dan üretim lisansı almak zorunda değildir. Bu muafiyet, hem kurulum prosedürünü basitleştirir hem de özel ve tüzel kişilerin kendi elektriklerini üretmelerini teşvik eder.

Lisanssız üretim kapsamına girmek için AVM’nin GES projesinin bazı koşulları sağlaması gerekir. Öncelikle, üretilen elektrik esas olarak öz tüketim amacıyla olmalıdır. Mevzuata göre lisanssız santraller, tüketicinin kendi ihtiyacını karşılamaya yönelik olmalıdır ve ancak ihtiyaç fazlası enerjiyi şebekeye satabilirler (bu satış sınırıyla ilgili detaylar ayrıca açıklanacaktır). Bir başka deyişle, AVM çatısına GES kurup elektriğinin tamamını ticari amaçla dışarı satmak istiyorsa, bu lisanssız modelin ruhuna aykırıdır ve o durumda lisanslı üretim gerekebilir. Ancak tipik uygulamada AVM’ler kendi tüketimlerini düşürmek için GES kurduklarından, lisanssız model uygun ve yasal olarak yeterlidir.

Lisanssız üretim izin belgesi: Lisans almayı gerektirmese de, tamamen izinsiz anlamına gelmez. Lisans yerine, dağıtım şirketinin onayı ve çağrı mektubu ile süreç yürür. Başvuru kabul edilip bağlantı izni alındıktan sonra, dağıtım şirketi ile bir bağlantı anlaşması imzalanır. Bu anlaşma, lisans yerine geçen bir izin niteliğindedir. Ayrıca kurulum tamamlanınca, dağıtım şirketi santrale bir tesis kodu ve üretim abone numarası tanımlar. Bu sayede sistemin üretimi resmi olarak takip edilir. Yani lisans olmadan da, sistem kayıt altına alınmış olur.

Lisans gerektiren durumlar: 5 MW sınırını aşan projelerde veya birden fazla çatıya yayılan ve farklı aboneliklerle ilişkilendirilemeyen büyük ölçekli projelerde lisans alma zorunluluğu doğabilir. Örneğin teorik olarak bir AVM, 10 MW’lık dev bir sistem kurmak isterse bu lisanssız sınırın dışındadır ve EPDK’dan üretim lisansı alması gerekir. Lisans süreci oldukça detaylıdır; şirket kurma, teminat yatırma, piyasa katılımı gibi yükümlülükler içerir. Bu nedenle büyük çoğunlukla AVM GES projeleri lisans eşiği altında tutulur.

Aynı şekilde, üretilen elektriğin tamamını satmak üzere bir yatırım düşünülürse (örneğin AVM çatısını kiraya verip tüm elektriği şebekeye satmak gibi), bu durumda EPDK lisansı gerekebilir çünkü amaç öz tüketim değildir. Ancak yönetmelikte 2021’de yapılan bir değişiklikle, öz tüketim amaçlı olmasa bile yenilenebilir enerji santrallerinin lisanssız yapılabilmesi mümkün hale gelmiştir (5.1.h bendi) – bu kapsamda da 5 MW sınırı korunmaktadır ve özel şartları vardır. Bu daha çok Yeşil Tarife gibi uygulamalar için kullanılır ve pratikte AVM’lerin kendi kullanımına yönelik kurulumlarından farklı bir modeldir.

Özetle, bir alışveriş merkezi çatısına kurduğu güneş enerjisi sistemi için ayrı bir üretim lisansı almak zorunda değildir, yeter ki sistem kapasitesi güncel sınırlar dâhilinde olsun ve lisanssız üretim yönetmeliğinin kurallarına uygun hareket edilsin. Bu durum, projeyi bürokratik açıdan kolaylaştırır ve yatırım süresini kısaltır. Lisans yerine dağıtım şirketinden alınan onaylar ve yapılan anlaşmalar, yasal olarak yeterli sayılır. Sonuçta AVM, lisanssız statüde kendi elektriğini üretirken yine de ilgili tüm yasal yükümlülükleri (mahsuplaşma esaslarına uyma, teknik standartlar vb.) yerine getirmelidir.

Avm için güneş paneli kurulumu için gerekli belgeler ve başvuru süreci nedir?

Bir AVM’nin lisanssız güneş enerjisi santrali kurulumuna başlayabilmesi için dağıtım şirketine kapsamlı bir başvuru dosyası sunması gerekir. Bu başvuru dosyasında, projeyle ilgili teknik detaylar ve başvuru sahibinin bilgileri yer alır. Gerekli belgeler ve izlenecek başvuru adımları genel hatlarıyla şöyledir:

  • Başvuru Dilekçesi ve Formu: İlk olarak, ilgili dağıtım şirketine hitaben yazılmış bir dilekçe ve resmi başvuru formu (EPDK’nın öngördüğü Lisanssız Üretim Bağlantı Başvuru Formu, Ek-1) doldurulur. Bu formda başvuru sahibinin (AVM’nin) unvanı, adresi, proje sahası bilgileri, istenen kurulu güç ve teknik özet gibi bilgiler bulunur. Bir anlamda proje için ön talep niteliğindedir. Bazı dağıtım şirketleri bu başvuruyu çevrimiçi alırken, çoğu için matbu formun fiziksel olarak iletilmesi gerekir. 
  • Yetki Belgeleri ve Kimlik: Başvuruyu yapan şirket veya kişi adına imzaya yetkili olduğunu gösteren belge (imza sirküleri) ve kimlik fotokopisi sunulur. AVM işletmesi bir tüzel kişilik ise, şirketin ticaret sicil gazetesi fotokopisi ve vergi levhası da eklenmelidir. Bu evraklar, başvuru sahibinin resmiyetini teyit eder. 
  • Mülkiyet veya Kullanım Belgesi: GES kurulacak alanın kime ait olduğunu gösteren belge istenir. Eğer AVM kendi binasının çatısına kurulum yapacaksa tapu senedi yeterlidir. Çatı, AVM’nin kiracı olarak bulunduğu bir mülk ise, mal sahibi ile yapılmış kira sözleşmesi ve mal sahibinden alınmış yazılı izin (muvafakatname) gerekebilir. Çok katlı veya birden fazla maliklisi olan yapılarda (örneğin rezidans-AVM karma yapıları) yönetim planı kararı ya da kat maliklerinden muvafakat belgeleri de talep edilebilir. Bu belgeler, kurulum yapılacak alan üzerinde hukuki tasarruf hakkının olduğunu kanıtlar. 
  • Mevcut Elektrik Abonelik Bilgileri: AVM’nin güncel elektrik faturası kopyası başvuruya eklenir. Elektrik faturasında görülen abone numarası, tesisat numarası, sözleşme gücü ve tarife grubu gibi bilgiler dağıtım şirketi tarafından incelenir. Böylece başvuru sahibinin ilgili adreste aktif bir tüketim tesisi olduğu doğrulanır. Aynı zamanda sözleşme gücüne göre kurulumun uygunluğu bu belgeyle kontrol edilir. 
  • Teknik Projeler ve Tek Hat Şeması: Lisanssız GES başvurusu teknik bir başvurudur, bu nedenle mühendislik çizimleri sunulmalıdır. Tek Hat Şeması, elektrik mühendisince çizilmiş, sistemin bağlantı şeklini gösteren şemadır ve başvuru dosyasında bulunması zorunludur. Tek hat şemasında panel grupları, invertörler, AC ve DC kesiciler, sayaç bağlantıları vb. gösterilir. Bunun yanı sıra santral genel yerleşim planı, bir çizim olarak çatıya konulacak panellerin dizilimini ve sayılarını içerebilir. Dağıtım şirketi ayrıca GES teknik değerlendirme formu talep eder; bu form projeye ait teknik verilerin özetlendiği bir belgedir ve genellikle elektronik ortamda (CD/DVD) sunulur. Bazı şirketler proje dosyasında panellerin ve invertörün kataloglarını (datasheet) da istemektedir. 
  • Aplikasyon Krokisi ve Harita: Çatı üstü GES başvurularında, kurulum yapılacak çatının koordinatlarını gösteren bir kroki hazırlanır. Bu aplikasyon krokisi, harita mühendisi tarafından binanın çatısının köşe koordinatlarını içerecek şekilde çizilir. Böylece dağıtım şirketi, sistemin hangi noktada kurulacağını coğrafi olarak kayıt altına alır. Özellikle arazi tipi GES’lerde bu belge kritik olup, çatı GES’lerinde de talep edilebiliyor. 
  • Beyan ve Taahhütnameler: Mevzuat gereği başvuru sahipleri bazı taahhütler sunar. Örneğin, “faaliyet yasaklarına ilişkin beyan” adı verilen bir form doldurulur. Bu, başvuru sahibinin kamu ihalelerinden yasaklı olmadığı, kaçak elektrik cezası almadığı gibi hususları içeren bir beyan olabilir. Ayrıca, üretilen enerjinin ihtiyaç fazlasının satışına dair 10 yıl sınırını (YEKDEM kapsamını) kabul ettiğine dair taahhütler de bulunmaktadır. Bunlar, yönetmelik ekinde yer alan standart formlardır. 
  • Başvuru Ücreti ve Teminat: Dağıtım şirketleri lisanssız GES başvurusu alırken bir başvuru değerlendirme ücreti talep eder. Bu ücret EPDK tarifelerine göre belirlenir ve başvuru esnasında banka dekontu ile ödeme yapıldığı belgelenir. Ayrıca çağrı mektubu verilirken, proje büyüklüğüne bağlı olarak bir teminat mektubu veya nakit teminat istenebilir (2023 itibariyle 1 kW başına yaklaşık 50 TL gibi bir bedel teminat uygulaması söz konusudur; bu rakam EPDK kararıyla güncellenebilir). Teminat, projenin belirtilen sürede gerçekleştirilmemesi halinde irat kaydedilmek üzere alınır ve tesis işletmeye geçince iade edilir. 

Tüm bu belgeler hazırlandıktan ve dağıtım şirketine sunulduktan sonra, şirket başvuruyu mevzuat kriterlerine göre inceler. Eksik belge varsa tamamlanması istenir. Uygun bulunursa bağlantı görüşü oluşturulur ve başvuru sahibine bir Bağlantı Anlaşmasına Çağrı Mektubu gönderilir. Bu mektup, projeye onay verildiğini ve belirli bir kapasitenin rezerve edildiğini gösterir. Çağrı mektubu alındıktan sonra başvuru sahibi, dağıtım şirketi ile belirtilen süre içinde bağlantı anlaşmasını imzalar ve teminatını yatırır. Ardından teknik proje onayı süreci başlar ve onay sonrası inşaata geçilir.

Özetle, AVM’ler için güneş paneli kurulumu başvuru sürecinde kimlik/tapu belgelerinden teknik çizimlere, formlardan taahhütlere kadar kapsamlı bir dokümantasyon sunulmalıdır. Bu belgelerin tam ve doğru olması, sürecin hızlı ilerlemesini sağlar. Başvuru ve onay sürecini genellikle deneyimli EPC firmaları veya danışmanlar AVM adına yürütmektedir. Böylece bürokratik yük azalır ve yönetmeliklere uygunluk sağlanır.

Avm için güneş paneli kurulumu için gerekli belgeler ve başvuru süreci nedir?

Avm için güneş paneli kurulumu için gerekli belgeler ve başvuru süreci nedir?

Avm için güneş paneli kurulumu kapasitesi nasıl belirlenir?

Bir AVM’nin güneş paneli sistemi kapasitesini belirlerken hem teknik kısıtlar hem de ihtiyacın büyüklüğü göz önüne alınır. Kapasite belirleme, kısaca “Ne kadar güçte bir GES kurmalıyız?” sorusuna yanıt aramaktır. Bunu etkileyen başlıca faktörler şunlardır:

  • AVM’nin Elektrik Tüketimi: İdeal olarak güneş enerjisi sistemi, AVM’nin yıllık elektrik tüketimine yakın bir üretim yapacak şekilde boyutlandırılır. Örneğin bir AVM yılda 2.400.000 kWh (2,4 GWh) elektrik harcıyorsa, İstanbul gibi bir bölgede ortalama 1 kW’lık panel yaklaşık 1.200 kWh üretebildiğine göre (yıllık) bu tüketimi karşılamak için yaklaşık 2.000 kW (2 MW) kurulu güce ihtiyaç duyulur (2.400.000 / 1.200 ≈ 2000 kW). Güney bölgelerde üretim verimi daha yüksek olabilir, örneğin Antalya’da 1 kW güneş paneli ~1.500 kWh/yıl üretebilmektedir, bu durumda aynı tüketim için ~1.600 kW kurulu güç yeterli olabilecektir. Bu hesaplamalar gösteriyor ki, sistem kapasitesi belirlenirken yıllık güneşlenme verileri ve üretim beklentileri dikkate alınır. Hedef, üretilen enerjinin yıllık tüketimi mümkün olduğunca karşılamasıdır. 
  • Mevzuattaki Sınırlar: Kapasite belirlemede yasal sınırlar da belirleyicidir. Türkiye’de lisanssız çatı GES’ler için ticarethane abonelerinde üst sınır 5 MW’tır. Yani teknik olarak çok daha büyük bir çatı alanı olsa bile, tek bir tüketim noktası ile en fazla 5 MW kurulu güç bağlanabilir. Ayrıca, yönetmelik gereği sözleşme gücünden fazla kapasite bağlanamaz. Sözleşme gücü, AVM’nin dağıtım şirketiyle anlaştığı çekiş gücüdür (kW veya kVA cinsinden). Örneğin AVM’nin sözleşme gücü 1.000 kVA ise, GES inverter çıkış gücü toplamı en fazla 1.000 kW olabilir (mesken dışı aboneler için bu sınır). Bu kural, aşırı kapasite kurup şebekeye sürekli fazla enerji verme girişimlerini engellemek amaçlıdır. Eğer AVM sanayi abonesi olsaydı ve GES araziye kurulacak olsaydı, sözleşme gücünün 2 katına kadar izin olabilirdi; ancak çoğu AVM ticarethane sınıfındadır ve bu esneklikten yararlanamaz. 
  • Çatı Alanı ve Fiziksel Kısıtlar: AVM’nin kullanılabilir çatı alanı, pratikte kurulum yapılabilecek kapasiteyi sınırlayabilir. Güneş panelleri belirli bir alan kaplar ve her panel arasındaki mesafe (gölgelememesi için) ile bakım yolları dikkate alındığında, 1 kW kurulu güç için ortalama 5-8 m² çatı alanı gerekir. Yüksek verimli paneller kullanıldığında bu oran düşebilir (günümüzde 2 m²’lik bir panel 0,6-0,7 kW güç sağlayabiliyor). Örneğin 10.000 m² düz bir çatı alanına, uygun yerleşimle yaklaşık 1-1,5 MW’lık panel sığdırmak mümkündür. Eğer AVM çatısı daha küçükse, sığacak panel sayısı da azalır ve kapasite düşer. Çatıda klima santralleri, havalandırma motorları gibi engeller de net alanı azaltır. Bu nedenle kapasite planlanırken, çatı keşfi yapılarak kullanıma uygun alan netleştirilir. 
  • Optimum Kapasite – Maliyet Dengesi: AVM yönetimi, yatırım bütçesine göre de kapasiteyi belirleyebilir. Bazen ihtiyaç tam olarak karşılanmasa bile belli bir bütçe çerçevesinde maksimum kurulumu yapmak tercih edilebilir. Örneğin bir AVM’nin yıllık tüketimi 10 GWh ise ve 5 MW çatı GES ancak 6 GWh üretebiliyorsa, kalan kısmı şebekeden almaya devam edecektir. Bu durumda 5 MW üst sınırına kadar kurulumu yapmak, ekonomik olarak anlamlıysa gerçekleştirilir. Kademeli yatırım da bir stratejidir: Önce 1 MW kurup sonuçlara bakmak, sonra genişletmek gibi. Ancak genişletme de yine mevzuat limitleri dahilinde olur ve yeni başvuru gerektirir. 
  • Yıllık Üretim – Tüketim Dengesi: Kapasite belirlemede kritik konulardan biri de mahsuplaşma yönetmeliği gereği, şebekeye satılabilecek yıllık enerji miktarının tüketimle sınırlı olmasıdır. Bu şu demek: Bir AVM bir yılda 1.000.000 kWh tükettiyse, lisanssız GES’i de en fazla bunun kadar satılabilir fazla üretebilir. Üretim tüketimi aşarsa, fazla kısmın parası ödenmez (bedelsiz katkı sayılır). Dolayısıyla, sistem kapasitesini AVM’nin yıllık tüketimini çok aşacak şekilde belirlemek ekonomik değildir. Genellikle mühendisler, simülasyon yazılımlarıyla (PV*SOL, PVSyst vb.) farklı kapasite senaryoları dener ve hangi kurulu güçte üretim-tüketim dengesinin optimal olacağını analiz eder. 

Özetle, AVM için güneş paneli kurulumu kapasitesi belirlenirken önce AVM’nin enerji ihtiyacı ve çatı alanı değerlendirilir, sonra yasal sınırlar ve ekonomik etkenler hesaba katılır. Hedef, çatıda mümkün olan en yüksek kapasiteyi kurarak tüketimin olabildiğince büyük kısmını güneşten karşılamak, ancak bunu yaparken yönetmelik limitlerini ve pratik sınırlamaları aşmamaktır. Doğru belirlenmiş bir kapasite, AVM’nin elektrik faturalarında maksimum tasarrufu sağlamaya yönelik olacaktır.

Avm için güneş paneli kurulumu elektrik faturalarını nasıl etkiler?

Alışveriş merkezlerinde güneş paneli kurulumu yapıldığında elektrik faturalarında belirgin düşüşler görülür. GES devreye girdikten sonra AVM, tükettiği elektriğin bir kısmını veya tamamını kendi üretimiyle karşıladığı için şebekeden çekilen enerji azalır. Bu durum faturadaki aktif enerji bedelini düşürür. Özetle, güneşten ne kadar çok elektrik üretilirse, şebekeden o kadar az alınır ve fatura tutarı o oranda azalır.

Bir AVM’nin elektrik faturası birkaç bileşenden oluşur: aktif enerji bedeli, dağıtım bedeli, vergiler ve fonlar (TRT payı, enerji fonu, belediye tüketim vergisi gibi) ve varsa reaktif ceza gibi kalemler. Güneş enerjisi üretimi, öncelikle aktif enerji tüketimini düşürdüğü için faturanın en büyük kalemini azaltır. Ayrıca aktif tüketim düşünce, bunun üzerinden hesaplanan dağıtım bedeli ve vergiler de azalacaktır. Örneğin, ay içinde AVM’nin tüketimi normalde 100.000 kWh iken, güneş panelleri bunun 60.000 kWh’sini karşıladıysa, faturaya yansıyan tüketim sadece 40.000 kWh olur. Bu da yaklaşık %60 daha az enerji bedeli ödemek demektir (dağıtım bedeli ve vergi paylarıyla birlikte benzer oranda azalma olur). Özellikle ticarethane tarifesinde elektriğin birim fiyatının yüksek olduğu düşünülürse, sağlanan tasarruf çok anlamlı hale gelir.

Güneş enerjisi sistemi sayesinde faturanın sıfırlanması bile mümkündür. Eğer AVM yıl boyunca tükettiği kadar elektriği güneşten üretebiliyorsa, çekilen net enerji kalmayacağı için aktif enerji bedeli “0” TL olabilir. Bu durumda sadece sabit bedel gibi kalemler ve varsa sayaç okuma ücreti gibi küçük tutarlar ödenir. Ancak uygulamada tüketim ile üretim tam dengelenemezse bile büyük oranda azaltma sağlanır. Örneğin bazı aylarda AVM’nin ürettiği enerji tüketimini aşarsa bu fazla kısım şebekeye verilir ve gelir elde edilir; diğer aylarda tüketim fazla olursa şebekeden çekilir. Bu denge aylık mahsuplaşma mekanizması ile sağlandığı için, fatura dönemine denk gelen net tüketim üzerinden ödeme yapılır (mahsuplaşma sonraki soruda ayrıntılıdır).

Elektrik faturalarının yapısı gereği, tüketimin azalmasıyla orantılı olarak vergiler ve fonlar da azalır. Örneğin Elektrik Tüketim Vergisi (belediye payı), aktif enerji bedelinin %5’i olarak hesaplanır; güneş üretimiyle aktif bedel düşünce vergi de düşecektir. Aynı şekilde enerji fonu ve TRT payı da aktif enerji miktarına bağlıdır. Bu nedenle güneş enerjisi kullanımı, bu ek yükleri de azaltır.

Dağıtım bedeli, çekilen kWh başına sabit bir tutardır ve yenilenebilir kaynak kullanılsa dahi, şebekeden çekilmeyen kısım için dağıtım bedeli ödemezsiniz. Örneğin yukarıdaki senaryoda 60.000 kWh’lik üretim sayesinde, o ay 60.000 kWh’lik dağıtım bedeli de ödenmez. 2023 tarifelerinde ticarethane dağıtım bedeli yaklaşık 40 kuruş/kWh civarında iken, bu da önemli bir tasarruf kalemi demektir.

Güneş paneli kurulumunun faturaya etkilerinden biri de fiyat güvenliğidir: Normalde elektrik fiyatları zamanla zamlanabilir veya tarife değişiklikleri yaşanabilir. Ancak kendi elektriğinizi ürettiğiniz oranda, bu artışlardan etkilenmezsiniz. Örneğin gelecek yıl elektrik fiyatı %20 artsa bile, siz tüketiminizin yarısını güneşten karşılıyorsanız, bu artışın etkisini yarıya indirmiş olursunuz. Bu durum, işletme için maliyet öngörülebilirliği sağlar.

Bazı durumlarda, eğer AVM yüksek gerilimden beslenen bir abone ise reaktif güç cezaları söz konusu olabilir. Güneş enerjisi sistemleri reaktif üretmezler (invertörler genelde güç faktörünü 1’e yakın tutar), hatta istenirse reaktif güç desteği bile verebilirler. Bu, tesisteki kompanzasyon ihtiyacını azaltabilir ve reaktif ceza riskini düşürebilir. Dolaylı olarak bu da faturaya olumlu yansır.

Sonuç olarak, AVM için güneş paneli kurulumu elektrik faturalarında ciddi tasarruf sağlar. Aylık bazda ödenen tutarı azaltır, zaman zaman sıfırlayabilir ve fazladan gelir elde etmeye bile imkân tanır. Bu finansal kazanımlar, sistemin kendini geri ödeme süresini kısaltır ve AVM’nin işletme kârlılığını artırır. Faturada izlenecek en somut gösterge, “Çekilen enerji (kWh)” miktarının düşmesidir; güneş kurulumu sonrası bu değerdeki azalma, tasarrufun temel göstergesidir.

Avm için güneş paneli kurulumu sonrasında aylık mahsuplaşma nasıl uygulanır?

Türkiye’de lisanssız güneş enerjisi kuran AVM’ler için aylık mahsuplaşma (net metering) mekanizması geçerlidir. Aylık mahsuplaşma, ilgili mevzuat gereği her fatura döneminde üretilen ve tüketilen elektriğin karşılaştırılarak hesaplaşılmasını sağlayan bir yöntemdir. Bu sayede AVM, güneş panellerinden ürettiği elektriği öncelikle kendi ihtiyacı için kullanır; tüketim fazlası veya üretim fazlası olması durumunda ay sonunda dengeleme yapılır.

Mahsuplaşmanın işleyişi şöyle gerçekleşir: Güneş enerji sistemi devredeyken gündüz saatlerinde paneller elektrik üretir. Öncelikle bu üretilen enerji anlık olarak AVM içinde tüketilir (ışıklar, klimalar, yürüyen merdivenler vb. bu enerjiyi kullanır). Eğer o anda panellerin ürettiği güç, AVM yüklerinin talebinden fazlaysa, bu fazla elektrik şebekeye geri verilir. Tersi durumda, yani üretim yetersiz kalıyorsa eksik kısım şebekeden çekilir. Tüm bu akış çift yönlü bir sayaç ile kayıt altına alınır. Sayaç, şebekeden çekilen ve şebekeye verilen elektrik miktarlarını ayrı ayrı ölçer.

Fatura dönemi sonunda, dağıtım şirketi bu değerleri alarak mahsuplaşma yapar:

  • Önce o ay AVM’nin tüketimi hesaplanır. Bu, şebekeden çektiği toplam enerji miktarı eksi şebekeye verdiği enerji değil, tam tersine toplam tüketiminin ne kadarının güneşten karşılandığı ayrı, şebekeden aldığı ayrı görülür. Ancak yönetmelik gereği karşılaştırma yapılırken, şebekeye verilen enerji miktarı şebekeden çekilen enerji miktarından düşülür. Örneğin bir ay içinde AVM şebekeden 50.000 kWh çekmiş, aynı ay içinde 20.000 kWh de şebekeye enerji vermiş olsun. Mahsuplaşma sonucunda o ayki net tüketim 30.000 kWh olarak kabul edilir ve faturalama buna göre yapılır. 
  • Eğer şebekeye verilen enerji, çekilenden fazla ise, bu durumda AVM o ay net üretici konumunda demektir. Mevzuata göre bu fazla enerji miktarı, ilgili abone grubunun perakende enerji tarifesi üzerinden satın alınır. Yani dağıtım şirketi/tedarik şirketi, ihtiyaç fazlası elektriği sanki AVM kendilerine satmış gibi değerlendirir ve bunun parasal karşılığını hesaplar. Bu tutar, ya fatura üzerinde düşülecek bir alacak olarak görünür ya da ilgili tedarik şirketi tarafından AVM’ye ödeme yapılır. Türkiye’de uygulama, genelde faturadan düşme şeklindedir (örneğin bir sonraki faturada alacak olarak mahsup etme). 
  • Mahsuplaşma aylık periyotlarla yapılır. Her fatura dönemi sonunda sayaç sıfırlanarak bir sonraki ay yeni ölçümlerle süreç devam eder. Aylık mahsuplaşma, kış aylarında az üretim, yaz aylarında fazla üretim olsa bile her ayın kendi içinde dengelenmesi anlamına gelir. Yıllık bazda birikim veya devretme söz konusu değildir. Örneğin Temmuz ayında fazla üretip Aralık’ta bunu kullanamazsınız; Temmuz fazlasının ödemesini alır, Aralık açığını da ayrıca ödersiniz. 
  • 10 Yıl Süre Sınırı: Lisanssız tesislerde şebekeye verilen ihtiyaç fazlası enerjinin satın alınması, yönetmelik gereği tesis işletmeye girdikten sonraki 10 yıl için geçerlidir. On yıl boyunca devlet, ilgili abone grubunun güncel enerji bedeli üzerinden bu alımı garanti eder. 10 yıl sonunda ise (mevcut mevzuata göre) fazla enerji için alım devam etmeyebilir veya yeni koşullar belirlenebilir. Şu an için birçok yatırımcı açısından 10 yıllık süre zaten geri dönüş süresini karşıladığı için kabul edilebilir düzeydedir. 

Aylık mahsuplaşma uygulaması pratikte elektrik faturasına şöyle yansır: Faturada “aktif enerji tüketimi” hanesinde net tüketim görünür. Eğer net üretim olmuşsa, “enerji satışı” veya “enerji bedeli alacağı” gibi bir kalemle TL karşılığı belirtilir. Örneğin bir ay net 1000 kWh enerji şebekeye vermişseniz ve tarifeniz 2 TL/kWh ise, 2000 TL alacak gözükür. Bu tutar diğer bedellerden düşülür veya pozitif alacak olarak bakiye kalır.

Önemli bir nokta, mahsuplaşmanın tek zamanlı tarife üzerinden yapılmasıdır. EPDK kararıyla, lisanssız üretim fazla enerjisi perakende tek zamanlı aktif enerji bedeli ile satın alınır. Yani AVM yüksek tüketimi nedeniyle çok zamanlı (puant/gündüz/gece) tarifede olsa bile, mahsuplaşma hesabı tek zamanlı fiyatla yapılır. Bu, genellikle AVM için bir dezavantaj yaratmaz; hatta çoğu durumda tek zamanlı tarife bedeli, puant saatlerdeki yüksek fiyatı dengeleyerek uygun bir ortalama sağlar.

Sonuç olarak, AVM’lerde aylık mahsuplaşma, üretilen ve tüketilen elektrik miktarlarının her ay sonunda netleştirilmesi demektir. AVM önce kendi üretimini kullanır, ihtiyaç fazlasını şebekeye verir ve ihtiyaç fazlası üretim şebeke tarafından satın alınır. Bu mekanizma sayesinde güneş enerjisi üretimi ekonomik olarak değerlendirilmiş olur ve AVM hem tasarruf eder hem de fazla üretimden gelir sağlayabilir. Mahsuplaşma uygulaması, yenilenebilir enerji yatırımlarının cazibesini artıran önemli bir destektir.

Avm için güneş paneli kurulumu ile üretilen fazla elektrik şebekeye satılabilir mi?

AVM’lerin güneş panelleriyle ürettikleri elektrik, kendi tüketimlerini aştığında “ihtiyaç fazlası enerji” olarak tanımlanır ve bu enerji belirli şartlar altında şebekeye satılabilir. Mevcut lisanssız üretim mevzuatına göre, ihtiyaç fazlası elektriğin satışına izin verilmiştir ancak bu satış miktarına bir sınırlama getirilmiştir. Temel ilkeleri şu şekilde özetleyebiliriz:

  • Aylık Fazla Enerji Satışı: Her fatura döneminde (genellikle bir ay) AVM’nin ürettiği elektrik, tükettiğinden fazla ise bu fark kWh bazında hesaplanır. Bu fazla kısım, görevli tedarik şirketi (dağıtım bölgesinde perakende satış yapan şirket) tarafından satın alınır. Satış fiyatı, AVM’nin bağlı olduğu tarife grubunun tek zamanlı aktif enerji bedelidir (yani kendi ödediği birim enerji fiyatı). Örneğin ticarethane aboneleri için 2025 yılında tek zamanlı enerji bedeli diyelim ki 2,0 TL/kWh ise, AVM’nin şebekeye verdiği fazla enerji de 2,0 TL/kWh üzerinden hesaplanarak ödenir. Bu tarife 10 yıl süreyle devlet tarafından güvence altındadır. 
  • Yıllık Satış Sınırı: 2022 yılında yapılan bir düzenleme ile lisanssız üretim yapan tesislerin satabileceği enerji miktarına, tüketimleri kadar olma sınırı getirildi. Yani bir lisanssız GES’in yıllık bazda şebekeye satabildiği enerji, ilişkilendirildiği tüketim noktasının bir önceki yıl tükettiği toplam elektriği geçemez. Bunu AVM özelinde düşünürsek: AVM geçen yıl 1.000.000 kWh tükettiyse, bu yıl GES’ten en fazla 1.000.000 kWh’yi paraya çevirebilir. Diyelim GES çok büyük ve 1.200.000 kWh üretip şebekeye verdi; işte bu durumda 200.000 kWh’lik bölüm için ödeme yapılmaz, bedelsiz olarak YEKDEM’e (Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması’na) katkı sayılır. Ancak bu sınırlama, mesken aboneleri 50 kW altı sistemler için uygulanmaz; bizim konumuz olan AVM’ler ticarethane aboneleri olduğundan, sınır geçerli olacaktır. Bu kural yatırımcıları tüketimlerini aşırı geçen sistem kurmamaya teşvik eder. 
  • Fazla Enerjinin Değerlendirilmesi: İhtiyaç fazlası elektrik hiçbir koşulda boşa gitmez; ya maddi karşılık bulur ya da bağışlanmış sayılır. 10 yıl boyunca AVM’nin fazla üretimi için ödeme yapılır. On yıllık teşvik süresi dolduktan sonra, güncel mevzuata göre fazla enerji karşılıksız şebekeye verilebilir veya o tarihteki yeni düzenlemelere tabi olabilir. Şu an uygulamada, birçok ticari işletme için 10 yıl yeterli bir horizon olmaktadır. 10 yıl sonrasında eğer fazla üretim oluyorsa, bu enerjinin karşılığında ödeme yapılmasa bile AVM zaten şebekeden minimum düzeyde enerji çekeceği için faturası düşük kalmaya devam eder. 
  • Satış Gelirinin Tahsili: Fazla enerjinin satışından doğan gelir, pratikte genellikle fatura mahsuplaşması yoluyla tahsil edilir. Örneğin, ay sonunda AVM’nin 5.000 kWh fazla üretimi çıktıysa ve birim fiyat 2 TL ise, 10.000 TL’lik alacak oluşur. Eğer aynı ay AVM’nin şebekeden çektiği enerji bedeli 8.000 TL ise, bu düşülerek fatura 0 TL çıkar ve kalan 2.000 TL bir sonraki aya devreden alacak olur veya şirket tarafından ödenir. Eğer tüketim hiç yoksa ve tüm üretim satılıyorsa, o ay için negatif fatura (alacak dekontu) düzenlenebilir. Kanunen tedarik şirketi bu ödemeyi yapacaktır. Ticarethane abonelerinde genelde bu tutar bir sonraki dönem faturasında düşme şeklinde uygulanır, fakat talep edilirse şirket, bedeli nakit veya banka aracılığıyla da ödeyebilir. 
  • Muhasebe ve Vergi Boyutu: Şebekeye satılan elektrik, bir gelir kalemi oluşturduğundan ticari işletmeler için faturalandırılabilir. Lisanssız üreticiler, ihtiyaç fazlası satış için bir fatura kesmez; tedarik şirketi bunu otomatik mahsuplaştırır. Ancak elde edilen gelir kurumlar vergisine tabi olabilir. 5346 sayılı YEK Kanunu’na göre 10 yıl boyunca alınan bedel için ayrıca bir teşvik söz konusu değildir; eski YEKDEM sistemi yerine artık perakende tarifeden alım yapıldığından, bu normal ticari gelir sayılabilir. AVM’ler genellikle enerji satışını ana faaliyet konusu dışında gelir olarak kaydederler. Bu konu, vergi danışmanlarıyla netleştirilmelidir. 

Özetle, AVM çatısındaki güneş panellerinin ürettiği fazla elektrik şebekeye satılabilir ve bundan gelir elde edilir. Ancak bu satıştan elde edilebilecek miktar, yıllık tüketim miktarıyla sınırlıdır ve on yıl süreyle garanti fiyat uygulanır. Bu sistem, AVM’lerin ihtiyaçlarından daha büyük sistem kurup elektrik ticareti yapmasının önüne geçerken, gerçek ihtiyaç fazlasının da kazanca dönüşmesini sağlar. Sonuç itibariyle AVM, kurduğu GES sayesinde hem elektrik faturasından tasarruf etmekte hem de belirli ölçüde ek gelir yaratabilmektedir.

Avm için güneş paneli kurulumu maliyeti ne kadardır?

AVM’ler için güneş paneli kurulumu maliyeti, projenin büyüklüğüne, seçilen ekipmanların kalitesine ve kurulumun özelliklerine göre değişir. Maliyeti belirleyen başlıca unsurlar şunlardır: kurulu güç (kW), kullanılacak güneş panelleri ve invertörlerin birim fiyatları, montaj yapılacak çatının durumu (düz, eğimli, zorlu erişimli vb.), mühendislik ve işçilik giderleri, izin/proje maliyetleri ve döviz kurları (zira ekipman fiyatları çoğunlukla döviz bazındadır). 2025 yılı itibariyle, büyük ölçekli ticari çatı projelerinde güneş enerjisi kurulum maliyetleri oldukça rekabetçi seviyelere inmiştir. Yaklaşık bir referans vermek gerekirse, 1 kW kurulu güç için ortalama maliyet 450–500 ABD Doları mertebesindedir. Bu rakam, megavat ölçeğindeki (MW) projeler için geçerli birim maliyettir. Küçük ölçekli kurulumlarda birim maliyet biraz daha yüksek olabilir.

Örneğin, 1000 kW (1 MW) kapasiteli bir çatı GES projesinin 2025 yılı ortalama maliyeti yaklaşık 450.000 – 500.000 USD civarında tutabilir. Bu tutar Türk Lirası cinsinden, güncel kura bağlı olarak değişecektir. Kurulum maliyetini hesaplarken şu kalemlerin payı vardır:

  • Güneş Panelleri: Toplam yatırımın genellikle %40–50’sini oluşturur. Güneş panelleri, markasına ve verimlilik oranına göre watt başına fiyatlandırılır. Örneğin kaliteli bir panelin fiyatı ~0,20–0,30 $/Watt düzeyinde olabilir. 1 MW için yaklaşık 1.000.000 Watt panel gerektiğinden sadece paneller ~200-300 bin $ tutabilir. 
  • İnvertörler: Maliyet içinde %10–15 paya sahiptir. Şebeke bağlantılı (on-grid) invertörlerin fiyatı kW başına ~0,05–0,1 $ civarındadır. Örneğin 1 MW için 1.000 kW invertör gerekir ve bu da ~50-100 bin $ arası bir maliyet demektir. 
  • Montaj Ekipmanları ve Konstrüksiyon: Çatıya panel sabitlemek için kullanılan alüminyum profil, çelik ayaklar, kelepçeler vb. malzemeler toplam maliyetin %10’u kadar olabilir. Çatı tipine göre farklı montaj sistemleri gerekir (düz çatı için beton ağırlıklı sistem, eğimli çatı için kenetli bağlantı vb.). Ortalama 1 MW için 50-70 bin $ montaj malzemesi harcaması düşünülebilir. 
  • Kablo ve Elektrik Ekipmanları: DC kablolar, AC kablolar, konnektörler, sigortalar, şalterler, parafudr (yıldırım koruma), panolar, trafo merkezi modifikasyonu vb. kalemler de toplamın %5-10’u civarında tutar. Özellikle orta gerilim bağlantısı gerekiyorsa trafo, hücre gibi ek maliyetler devreye girer. 
  • İşçilik ve Mühendislik: Projenin tasarım, izin ve kurulum işçilik maliyetleri de hesaba katılır. Mühendislik-proje çizim hizmetleri, başvuru süreci giderleri (örneğin çağrı mektubu teminatı, test-ölçüm giderleri) ve montaj ekibinin emeği toplam %10-15 pay alabilir. 1 MW bir proje için belki 50-80 bin $ arası bu işçilik+mühendislik maliyetleri oluşabilir. 
  • Diğer Giderler: Sigorta, nakliye, vinç kiralama, yapısal güçlendirme (gerekirse) gibi kalemler de toplam bütçeye eklenir. Örneğin panellerin sahaya nakliyesi ve çatıya kaldırılması vinç maliyeti yaratabilir. Bu tür yan giderler proje büyüklüğüne göre binde seviyelerinde kalır ama yine de göz önünde bulundurulmalıdır. 

Yukarıdaki kalemlerin birleşimi olarak verdiğimiz 450-500 $/kW değeri, son yıllarda talebin artması ve teknoloji maliyetlerinin düşmesi ile oluşmuş uygun bir seviyedir. On yıl önce aynı sistemler için 1000–1200 $/kW gibi rakamlar konuşulurken, bugün üretim ölçek ekonomisi sayesinde maliyetler düşmüştür. Özellikle panel fiyatlarının gerilemesi ve yerli üretim panellerin de piyasaya girmesi, kurulum maliyetlerini azaltan etkenlerdir.

Bununla birlikte, özel durumlar maliyeti yükseltebilir. Örneğin AVM çatısının güçlendirilmesi gerekiyor ve ciddi bir çelik konstrüksiyon yapılacaksa, bu ekstra masraf demektir. Veya AVM, panellerin estetik olmasını isteyip özel çift camlı şeffaf paneller tercih ederse, bunlar standardın üzerinde maliyet getirir (estetik şeffaf paneller klasik panellere göre daha pahalıdır). Benzer şekilde, depolama sistemi (batarya) eklenmek istenirse, bu da toplam yatırıma önemli bir ilave yapacaktır (bataryalar günümüzde neredeyse GES kadar maliyetli olabilmektedir).

Kur farkı ve enflasyon da maliyet hesabında dikkate alınmalıdır. Solar sektöründe fiyatlar genelde dolar bazlıdır. TL’nin değer kaybetmesi durumunda TL cinsinden maliyetler hızlı yükselebilir. Proje planlanırken tekliflerin geçerlilik sürelerine ve kur riskine dikkat edilmelidir.

Özetlemek gerekirse: Ortalama bir AVM çatısı GES projesi, kW başına 450-500 dolar bandında kurulabilmektedir. Daha küçük projelerde bu rakam belki 600-700 $/kW seviyesine çıkabilir, daha büyük projelerde ise 400 $/kW altına inebilir. Bu yatırım, 2025 elektrik fiyatları göz önüne alındığında kendini birkaç yıl içinde amorti edebilmektedir (geri dönüş süresi ilerleyen soruda ele alınmıştır). Maliyet kalemlerinin dağılımını iyi yönetmek ve kaliteli ekipmanı uygun fiyata temin etmek, uzun vadede sorunsuz bir sistem için kritik önemdedir.

Avm için güneş paneli kurulumu yatırımının geri dönüş süresi nedir?

Bir yatırımın geri dönüş süresi (amortisman süresi), yapılan yatırımın sağladığı tasarruf ve gelirlerle kaç yıl içinde kendini karşılayacağını gösteren önemli bir finansal göstergedir. AVM’ler için güneş paneli kurulumu yatırımlarında geri dönüş süresi, son yıllarda elektrik fiyatlarındaki artışlar sayesinde oldukça kısalmıştır. Tipik olarak çatı tipi GES’lerde 3-5 yıl aralığında bir geri dönüş süresi beklenir. Bu süreye etki eden faktörler ve hesaplama yöntemi şu şekildedir:

  • Yatırım Maliyeti (Başlangıç Sermayesi): GES kurulumu için yapılan peşin harcama toplamıdır. Örneğin 1 MW’lık bir sistem için 450.000 $ harcandıysa (yaklaşık 12 milyon TL diyelim), bu rakam geri kazanılmaya çalışılan tutardır. Daha düşük maliyetli projeler daha çabuk geri döner, diğer şartlar sabitken. 
  • Yıllık Üretilen Elektrik Miktarı: Kurulan sistemin yıllık kaç kWh enerji üreteceği, geri dönüşü belirler. Üretim miktarı ne kadar yüksekse, o kadar fazla tasarruf/gelir elde edilir. Bu değeri etkileyen unsurlar; coğrafi konum, güneşlenme süresi, panel verimi, sistem performans oranı ve bakım kalitesidir. Örneğin İstanbul’da 1 kWp sistem yılda ~1.200 kWh üretirken Antalya’da ~1.500 kWh üretebilir. Bu durumda aynı kapasitede bir sistem Antalya’da daha fazla kazanç sağlar ve daha kısa sürede geri döner. 
  • Elektrik Birim Fiyatı (Satış/Mahsuplaşma Fiyatı): Üretilen elektriğin ekonomik değeri, şebekeden satın alınan elektriğin birim fiyatına eşdeğerdir. Ticarethane aboneleri için bu fiyat 2025’te diyelim 2,5 TL/kWh civarında olsun. AVM, ürettiği her kWh ile aslında 2,5 TL tasarruf ediyor gibi düşünebiliriz. Ayrıca fazla üretim varsa yine bu fiyat üzerinden satılmaktadır. Eğer elektrik fiyatları artarsa, tasarruf edilen tutar da orantılı artar ve geri dönüş süresi kısalır. Geçmiş yıllarda ticarethane tarifelerine gelen zamlar, GES yatırımlarının geri dönüşünü hızlandırmıştır. 
  • Yıllık Tasarruf/Gelir Hesabı: Basitçe, yıllık güneş enerjisi üretimi (kWh) * elektrik birim fiyatı (TL/kWh) formülüyle yıllık kazanç hesaplanabilir. Örneğin 1 MW sistem yılda 1.500.000 kWh üretip bunun 1.200.000 kWh’sini AVM tüketimini karşılamaya, 300.000 kWh’sini de şebekeye satışa harcasın. Birim fiyat 2,5 TL ise, tüketimden edilen tasarruf 1.200.000 * 2,5 = 3.000.000 TL, satış geliri 300.000 * 2,5 = 750.000 TL olur. Toplam yıllık ekonomik kazanç ~3.750.000 TL olur. Başlangıç yatırım maliyeti örneğin 12.000.000 TL ise, geri dönüş süresi = 12.000.000 / 3.750.000 ≈ 3,2 yıl çıkar. Bu kaba hesap, vergi etkileri veya işletme maliyetlerini içermiyor; net kar üzerinden hesap daha uzun olabilir ancak genel fikir vermektedir. 
  • Değişkenler ve Duyarlılık: Geri dönüş süresini kesin olarak söylemek zordur çünkü gelecekteki elektrik fiyatları, sistemin performansı, bakım giderleri gibi unsurlar belirsizlik içerir. Örneğin elektrik fiyatı yıllık %20 artarsa geri dönüş daha da kısalacaktır. Ya da beklenmedik bir ekipman arızası masraf çıkarırsa süre uzayabilir. Ancak bu değişkenlere rağmen Türkiye’de çatı GES’lerin geri dönüşleri genelde 3-5 sene bandında kalmaktadır. Bu aralık, yatırım için oldukça caziptir çünkü panel ömrünün 25 yıl olduğu düşünülürse geri kalan 20+ yıl net kazanç anlamına gelir. 
  • Örneklerle Geri Dönüş: Küçük bir örnek hesap ile somutlaştıralım: 2025’de 250 kW’lık bir AVM GES projesi ~250 * 500 $ = 125.000 $ (3,125 milyon TL) maliyete kurulsun. Yıllık üretimi Ankara için ~375.000 kWh olsun. Elektrik fiyatı 2,4 TL/kWh. Yıllık kazanç ~375.000*2,4 = 900.000 TL. Bu durumda 3,125 milyon / 0,9 milyon ≈ 3,5 yıl gibi bir geri dönüş hesaplanır. Daha büyük projelerde, ekonomiler ölçeği nedeniyle birim maliyet düştüğünden benzer veya daha kısa süreler elde edilebilir. 
  • Finansman Etkisi: Eğer yatırım kredi ile finanse edilirse, geri dönüş hesaplarına faiz giderlerini de katmak gerekir. Kredi ödemeleri, sağlanan tasarrufla karşılaştırılır. Genellikle güneş projelerinde “elektrik faturası öder gibi kredi ödemek” şeklinde bir yaklaşım benimsenir. Yani AVM, eskiden elektrik faturası için ayırdığı parayı şimdi kredi taksidine verir ve birkaç yıl sonunda kredi biter, sonrasında fatura da olmadığı için net kâra geçer. İyi yapılandırılmış bir finansman ile geri dönüş süresi, özkaynaklı yatırıma yakın tutulabilir (faiz oranlarına bağlı olarak biraz uzayabilir). 

Sonuç olarak, AVM’ler için güneş paneli kurulumunun geri dönüş süresi yaklaşık 3 ila 5 yıl arasında değişmektedir. Bu süre, elektrik fiyatlarının seyri ve sistemin performansına göre daha kısa da olabilir. Özellikle 2021-2023 döneminde elektrik tarifelerindeki yükselişler, geri dönüşleri birçok projede 2-3 yıla kadar çekmiştir. GES yatırımı, uzun ömürlü bir varlık olduğundan, geri dönüş süresini tamamladıktan sonra en az 20 yıl daha düşük maliyetli elektrik sağlamaya devam edecektir. Bu da AVM’ye yıllar boyunca ciddi bir rekabet avantajı ve maliyet kontrolü sunar.

Avm için güneş paneli kurulumu yatırımının geri dönüş süresi nedir?

Avm için güneş paneli kurulumu yatırımının geri dönüş süresi nedir?

Avm için güneş paneli kurulumu bakım ve işletme maliyetleri nelerdir?

Güneş paneli sistemleri, diğer enerji üretim yöntemlerine kıyasla oldukça düşük bakım ve işletme maliyetlerine sahiptir. Bakım ve işletme maliyeti (O&M, Operation & Maintenance), kurulum sonrası sistemin çalışır halde tutulması için yapılan düzenli harcamaları kapsar. AVM’ler için kurulan güneş enerjisi santrallerinde de yıl boyunca bir miktar bakım çalışması ve küçük işletme giderleri olacaktır. Başlıca bakım/işletme kalemleri ve bunların mali etkileri şöyledir:

  • Periyodik Kontrol ve Bakımlar: Genel öneri, güneş enerji sistemlerinin yılda en az 2 kez uzman ekiplerce kontrol edilmesidir. Bu kontroller sırasında panellerin yüzey temizliği, inverter ve elektrik panolarının kontrolü, kablo bağlantılarının sıkılığı, sistemde tozlanma veya hasar olup olmadığı incelenir. Özellikle tozlu ve kuş pisliği sorunu olabilen bölgelerde panellerin temizliği önemlidir. Temiz paneller, kirli panellere göre daha yüksek verimle çalışır. Temizlik genelde su ve yumuşak fırçalarla yapılır; sıcak günlerde soğuk su kullanılmaması önerilir ki ani ısıl şok panellerde zarar oluşturmasın. Temizlik için bir ekip kiralanabilir veya AVM bakım kadrosu eğitilerek bu işlem yaptırılabilir. Maliyet olarak, yılda iki temizlik için kW başına 1-2 dolar gibi küçük bir gider ortaya çıkar (örneğin 500 kW sistem için yılda ~500-1000 $). Eğer çok yağış alan bir bölgedeyse yağmurlar bir miktar temizlik etkisi yapabilir ve temizlik ihtiyacı yılda bire düşebilir. 
  • İzleme ve Arıza Giderme: Modern GES’lerde invertörler ve sensörler aracılığıyla uzaktan izleme sistemi bulunur. AVM yönetimi veya hizmet aldıkları bakım firması, internet üzerinden sistemin anlık üretimini ve durumunu takip eder. Olası bir arıza (örneğin bir dizi panelin üretmemesi, invertör arızası, toprak kaçağı uyarısı gibi) durumunda alarm alınır. İşletme maliyetine dahil edilebilecek bir kalem, bu izleme yazılımı lisansı veya bulut hizmeti olabilir; genelde invertör tedarikçileri 5-10 yıl ücretsiz izleme sunmaktadır, devamında cüzi ücretlerle hizmet sürer. Arıza durumunda yapılacak müdahalelerin maliyeti, garanti kapsamına göre değişir: Örneğin invertör garantisi devam ediyorsa, arızalı parça ücretsiz değişir; değilse tamir/yenisi maliyeti gelir. 
  • Inverter ve Ekipman Ömürleri: İnvertörler genellikle 10-15 yıl ömür biçilerek tasarlanır. 25-30 yıl çalışacak panellere kıyasla inverterler daha önce değişimi gereken parça olabilir. Bir AVM’nin GES inverteri diyelim 12. yılında arızalandı; bu, o yıl için beklenmedik bir işletme gideri demektir. Ancak, buna hazırlık olarak bazı yatırımcılar inverter garantisini uzun tutar (10 yıl + opsiyonel uzatma gibi). Ortalama olarak, toplam yatırımın her yıl %1’i kadar bir tutarı bir kenara koymak, uzun vadeli bakım/yedek parça giderlerini karşılamaya yeterli olabilir. Örneğin 1 milyon TL’lik bir sistem için yılda 10 bin TL (yaklaşık 370 $) bakım-yedek parça bütçesi ayrılırsa, ileride çıkabilecek inverter değişimi gibi büyük giderler bu fondan karşılanabilir. 
  • Temizlik ve Bakım İşçiliği: AVM bünyesinde teknik personel varsa, küçük bakım işleri (örneğin panel yüzeyi kontrolü, bağlantı noktalarını gözle muayene) bu ekip tarafından gerçekleştirilebilir. Dışarıdan profesyonel bakım hizmeti alınacaksa, bakım firmaları kW başına yıllık sabit bir ücretle anlaşma yapabilir. Türkiye’de çatı GES bakım anlaşmaları genellikle 1 MW için yıllık 8-15 bin dolar civarında paketler şeklindedir (düzenli temizlik + izleme + periyodik bakım dahil). Küçük sistemlerde birim maliyet biraz yükselir, büyüklerde düşer. Bu rakam, toplam yatırımın çok küçük bir yüzdesidir. 
  • Sigorta: İşletme döneminde her yıl ödenen bir gider kalemi de güneş santrali sigortası olabilir. Birçok AVM zaten genel bir sigorta kapsamında olduğundan çatıdaki güneş panellerini de poliçeye dâhil edebilir. Sigorta, olası doğal afet, fırtına, dolu hasarı, yangın gibi durumlarda sistemi teminat altına alır. Yıllık sigorta primi, sistem değerinin binde birkaç gibi düşük oranlarındadır (bütçelenmesi tavsiye edilir, ayrı başlıkta sigorta detayı ele alınmıştır). 
  • Temizleme Aparatları ve Malzeme: Panelleri yıkamak için deiyonize su sistemleri, yumuşak fırçalar gerekebilir. Küçük sistemlerde basit hortum-fırça yeterli iken, büyük AVM çatılarında mobil temizleme araçları (fırçalı küçük robotik cihazlar gibi) kullanılabilir. Bu tip ekipmanların amortismanı da yıllık işletme giderlerine eklenebilir ancak çoğu AVM, bu işi hizmet alarak yaptığından ek ekipman yatırımı yapmamaktadır. 

Bakım yapılmaması veya yetersiz yapılması durumunda üretimde düşüşler ve arızalar meydana gelebilir. Örneğin çok kirli paneller %5-10 verim kaybına yol açabilir. Bu da gelir kaybı demektir. Dolayısıyla bakım masrafından kaçınmak uzun vadede daha büyük fırsat maliyetine neden olabilir. İyi bakılan bir sistem, yüksek performansla çalışır ve ömrünü tamamlar.

Sonuç olarak, AVM’lerde güneş paneli kurulumunun bakım ve işletme maliyetleri düşük ve yönetilebilir düzeydedir. Tipik olarak yıllık işletme gideri, başlangıç yatırımının %1’i civarındadır veya üretilen elektriğin birim maliyetine birkaç kuruş ek yük bindirir diyebiliriz. Örneğin kWh başına belki 5-10 kuruş gibi bir O&M maliyeti düşebilir ki, bu yine de üretilen elektriğin maliyetini oldukça düşük tutar. Düzenli temizleme, periyodik teknik kontroller ve olası arızalara hızlı müdahale ile AVM’nin güneş enerji sistemi uzun yıllar sorunsuz işletilebilir. Bu da yatırımın beklenen getirilerini güvence altına alır.

Avm için güneş paneli kurulumu sisteminin ömrü ve verimliliği nasıldır?

Güneş paneli (fotovoltaik) sistemlerinin en önemli avantajlarından biri, uzun ömürlü ve yüksek güvenilirlikte olmalarıdır. Bir AVM’ye kurulan kaliteli bir güneş paneli sistemi, uzun yıllar boyunca elektrik üretmeye devam eder. Bu sürede verimliliğinde kademeli bir azalma olsa da doğru tasarım ve bakım ile performans düşüşü minimumda tutulur.

  • Güneş Panellerinin Ömrü: Çoğu panel üreticisi, fotovoltaik modüller için 25 yıl performans garantisi verir. Bu garanti genellikle, 25. yılın sonunda panelin başlangıç gücünün en az %80’ini üreteceği şeklindedir. Örneğin 400 W gücünde yeni bir panel, 25 yıl sonra en az ~320 W gücünde çalışmaya devam etmelidir. Panellerin gerçek ömrü ise 25 yılın da ötesine geçebilir; 30-35 yıl sonra bile çalışabilen paneller vardır. Ancak verim düşüşü (degradasyon) ilerleyen yıllarda devam eder. Teknoloji ve üretim kalitesiyle orantılı olarak, ilk yıldan sonra her yıl yaklaşık %0,5 civarı bir performans kaybı tipiktir. İlk devreye alındığında panellerde bir defaya mahsus LID (ışık kaynaklı bozulma) denen %2-3 düzeyinde bir düşüş olabilir, sonra lineer olarak her yıl bir miktar azalma görülür. Bu değerler, 25 yıl sonunda %20 civarı toplam kayba tekabül eder, ki üretici garantileri de bunu yansıtır. 
  • İnvertör ve Diğer Bileşenlerin Ömrü: İnvertörler, elektronik cihazlar olduğu için tipik ömürleri 10-15 yıl civarındadır. Bir AVM GES’inde invertörler muhtemelen 15 yıl dolayında yenileriyle değiştirilmek durumunda kalacaktır. Büyük merkezi invertörlerin veya çok sayıda dizi invertörünün olduğu sistemlerde, arızalar kademeli gelebilir, hepsi aynı anda değil. İyi bir bakım ile invertör ömrünü uzatmak mümkündür (örneğin fan temizliği, aşırı ısınmayı önleme). Diğer bileşenlerden kablolar, montaj yapıları, trafolar vb. 25 yıl rahat dayanacak parçalardır. Montaj yapıları genelde paslanmaz alüminyum/çelik malzemedir ve ömürleri binanın ömrüne yakındır. Korozyona karşı galvanizli veya anodize malzeme kullanıldığı için uzun yıllar sorun çıkarmazlar. 
  • Verimlilik (Panel Verimi) ve Teknoloji Gelişimi: Günümüz modern panellerinin laboratuvar verimlilikleri %20-22 arasına ulaşmıştır (monokristal PERC hücreli paneller). Bu, güneş ışınımının beşte birini elektriğe çevirebildikleri anlamına gelir. Geçmişte polikristal paneller %15-17 verimliliğe sahipti, artık çoğunlukla monokristal yüksek verimli paneller tercih ediliyor. Bu panellerin başlangıçtaki yüksek verimleri sayesinde birim alandan daha fazla güç alınıyor. Yıllar içinde verimleri düşse bile, sistem tasarımında bu öngörüldüğü için üretim tahminleri buna göre yapılır. Yani panel eskidikçe biraz az üretim yapacaktır, ancak bu beklenen bir durumdur ve yatırım fizibilitelerine genelde yansıtılır (degradasyon oranı hesaplara eklenir). Ayrıca teknoloji sürekli geliştiği için, belki 15-20 yıl sonra panellerini değiştirmek isteyen bir AVM, o dönem çok daha yüksek verimli panellerle aynı alandan daha büyük güç elde edebilecektir. Örneğin 2025’te 500 W olan boyutta bir panel, 2040’ta belki 800 W gücünde üretilebilecek; böyle bir değişim gerekirse mevcut konstrüksiyon üzerine yeni paneller takılarak upgrade yapmak mümkün olabilecektir. 
  • Performansın Korunması: Sistemin verimliliğini yıllar boyu yüksek tutmak için düzenli bakım gereklidir. Kirli panellerin temizlenmesi, gevşeyen bağlantı varsa sıkılması, gölgelenmeye sebep olabilecek yeni nesnelerin (yapılaşma, ağaç büyümesi vs.) kontrolü gibi önlemler alınır. Ayrıca yıllar içinde panel yüzeylerinde mikroyapısal bozulmalar, EVA sararması gibi etkiler görülebilir; bunlar kaliteyle ilgilidir. Kaliteli paneller bu etkilere karşı daha dayanıklıdır ve performans kaybı daha yavaş olur. 
  • Garanti Kapsamı: Paneller için genelde iki tür garanti vardır: Ürün garantisi (genellikle 10-15 yıl fiziksel kusurlara karşı tam garanti) ve performans garantisi (25 yıl lineer performans garantisi). Bu sürelerde üretici taahhüt ettiği değerlerin altına düşerse, paneli değiştirmeyi veya tazmin etmeyi garanti eder. İnvertörler için ise tipik ürün garantisi 5-10 yıl arasındadır, uzatma satın alınabilir. Garanti süreleri boyunca bir sorun olursa, yenisiyle değiştirileceği için sistem ömrünü etkilemez. 
  • Degradasyonun Hesaplanması: Örnek olarak, 1 MW’lık bir sistem ilk yıl 1.500 MWh üretim yaptıysa, ikinci yıl %0,5 düşüşle ~1.492 MWh, 10. yıl sonunda belki ~1.430 MWh, 25. yıl sonunda ~1.200 MWh civarı üretebilir. Bu kademeli düşüş, geliri de kademeli azaltır ama o zamana kadar elektrik birim fiyatları genelde artmış olacağından, finansal açıdan etkisi dengelenebilir. 

Sonuç olarak, bir AVM’ye kurulan güneş paneli sisteminin ömrü en az 25 yıl olup verimliliğinde her yıl ufak azalmalar yaşanır. 25 yıl sonunda sistem halen çalışır durumda olur ve üretimin yaklaşık beşte birini kaybetmiş olabilir. İnvertör gibi bazı bileşenler ömür ortasında yenilenmelidir. Fakat genel anlamda, güneş enerji sistemleri uzun ömürlü yatırımlardır. Bu sayede, kurulum maliyetini birkaç yılda çıkaran bir sistem, geri kalan on yıllar boyunca işletmeye ücretsiz veya çok düşük maliyetli elektrik sağlamaya devam edecektir. Bu da AVM için sürdürülebilir bir enerji avantajı anlamına gelir.

Avm için güneş paneli kurulumu sırasında güvenlik ve riskler nelerdir?

Güneş paneli kurulumu, doğru mühendislik ve işçilikle yapıldığında oldukça güvenli bir sistemdir. Ancak her endüstriyel sistemde olduğu gibi, gerek kurulum aşamasında gerekse işletme sırasında bazı riskler ve dikkat edilmesi gereken güvenlik hususları vardır. AVM’ler, insanların yoğun bulunduğu yapılar olduğundan güvenlik konuları daha da önem kazanır. Başlıca güvenlik riskleri ve alınması gereken önlemler şunlardır:

  • Elektriksel Güvenlik ve Yangın Riski: Güneş panelleri, ışık aldıkları sürece DC elektrik üretirler. Bu nedenle sistem devredeyken paneller ve kablolar üzerinde sürekli bir gerilim vardır. Uygun tasarlanmaz veya hatalı montaj yapılırsa, kablo bağlantı noktalarında gevşeklik, izolasyon zafiyetleri meydana gelebilir. Bu da ark (arking) oluşturabilir ve yangın riski doğurur. Bu riski en aza indirmek için kaliteli kablo ve konnektör kullanımı, bütün bağlantıların standartlara uygun sıkılıkta yapılması şarttır. DC akım kesiciler ve yangın koruma cihazları (DC sigortalar, izole edici anahtarlar) pano içinde bulunmalıdır. Yangına karşı, AC tarafta uygun koruma röleleri ve kaçak akım koruma cihazları da devrede olmalıdır. Ayrıca AVM çatısında yeterli sayıda yangın söndürücü bulundurulması, acil durumda nasıl müdahale edileceği konusunda personelin eğitimi önemlidir. Unutulmamalıdır ki fotovoltaik panellerin kendileri alev almaz yapıdadır (genellikle cam ve alüminyum), ancak elektriksel arıza nedeniyle kablolarda veya panel arkasındaki bağlantı kutularında yangın çıkabilir; bu durum iyi malzeme ve proje ile oldukça nadir görülür. 
  • Yıldırım ve Aşırı Gerilim Koruması: Çatıda geniş bir alana yayılan metalik paneller ve yapılar bulunması, yıldırım riskini beraberinde getirir. Bu nedenle, AVM çatısındaki GES sistemine yıldırımdan korunma tertibatı entegre edilmelidir. Halihazırda AVM’nin bir paratoner sistemi varsa, panellerin yerleşimi buna göre planlanır; gerekiyorsa ilave paratoner direkleri eklenir. Paratonerlerin koruma çapı hesaba katılarak uygun konumlandırılması ve panelleri gölgelemeden işlev görmesi sağlanır. Ayrıca elektrik sistemine parafudr (surge arrester) cihazları takılmalıdır. Bunlar, yıldırım düşmesi veya şebekeden gelebilecek ani aşırı gerilim durumlarında, inverter ve diğer cihazları korur. Topraklama sistemi de kritik önem taşır: Paneller, konstrüksiyon ve inverter dahil tüm sistem elemanları tek bir yıldırımdan korunma ve topraklama ağına bağlanmalıdır. İyi topraklanmış ve parafudrlarla korunmuş bir sistemde yıldırım kaynaklı hasar riski minimize edilir. 
  • Yapısal Güvenlik ve Rüzgâr Yükü: Panellerin çatıya montajı yapılırken, konstrüksiyonun statik hesapları profesyonelce yapılmalıdır. Özellikle yüksek irtifalı AVM binalarında şiddetli rüzgârlar panellere ciddi kuvvetler bindirebilir. Montaj sistemi, rüzgâra ve olası kar yüküne dayanacak şekilde tasarlanır (kar yağışı olabilecek bölgelerde kar yükü de hesaplanır). Bağlantı elemanları paslanmaz ve sağlam olmalı, her panel üreticinin belirlediği noktalardan sabitlenmeli, kenar bölgelerde ek sabitlemeler düşünülmelidir. Aksi takdirde fırtınalı bir havada panel uçması gibi çok tehlikeli durumlar yaşanabilir. Bu sadece mal kaybı değil can güvenliği açısından da risktir (çatıdan uçan bir panel çevreye zarar verebilir). Dolayısıyla doğru mühendislik ile yeterli sayıda bağlantı ve uygun ankraj malzemesi seçimi yapılmalıdır. İnşaat sırasında iş güvenliği de önemlidir; çalışanların emniyet halatlarıyla çatı kenarlarında çalışması, gerekli önlemlerin alınması gerekir. 
  • İşletme Sırasında Emniyet: Güneş enerjisi sistemi genel olarak sessiz sedasız çalışır ve günlük operasyon gerektirmez. Ancak, elektrik panoları ve inverterlerin bulunduğu alanlar yetkisiz kişilerin erişimine kapalı olmalıdır. AVM ziyaretçilerinin bu ekipmanlara erişmesi engellenmelidir (zaten genelde teknik odalarda bulunur). Üzerinde “Yüksek Gerilim – Dikkat” gibi uygun uyarı levhaları bulunmalıdır. Bakım veya acil durum anında sistemin tamamen devre dışı bırakılabilmesi için şalter ve ayırıcılar tüm personelce bilinmelidir. Örneğin yangın anında itfaiyenin panellere su tutmadan önce AC taraftan sistemi ayırabilmesi için binada acil durum GES kapatma şalteri konulabilir ve işaretlenebilir. 
  • Sızdırmazlık ve Çatı Hasarı: Montaj sırasında çatı yüzeyinin su yalıtımına zarar verilmemelidir. Eğer sabitleme için çatı membranına penetrasyon yapıldıysa (vida, saplama vb. ile), bunların etrafı uygun mastiklerle sızdırmaz hale getirilmelidir. Aksi takdirde yağmur suyunun sızması hem binaya zarar verir hem de elektrik sisteminde korozyon/arıza riski oluşturur. Bu nedenle, montaj bitiminde tüm bağlantı noktaları dikkatle kontrol edilmeli, su testleri yapılmalıdır. 
  • Elektrik Çarpması Riski: Güneş enerjisi sisteminde DC gerilim, orta ölçekli bir AVM sisteminde 1000 Volt mertebesinde olabilir. Bu da tehlikeli bir seviyedir. Bakım yapacak personelin eğitimli olması, paneller üzerindeki gerilimin tamamen kesilemeyeceğini bilerek (güneş altında panel sürekli üretir) uygun kişisel ekipmanla çalışması gerekir. Örneğin panel dizisi üzerinde çalışma gerekirse, güneşli değil bulutlu/akşam saatleri tercih edilmelidir veya paneller örtülerek ışık almaları engellenir. AC tarafta ise standart elektrik güvenliği prosedürleri geçerlidir (sigortayı aç, kilitle, enerjisiz olduğundan test et vb.). Doğru uygulandığında, bakım işlemleri güvenli şekilde yapılabilir. 
  • Yüksek Isı ve Havalandırma: İnvertör gibi cihazlar çalışırken ısınır. Bu cihazların bulunduğu mahaller iyi havalandırılmalıdır. Aşırı ısınma hem yangın riski hem cihaz ömrü açısından zararlıdır. AVM’lerde invertör odaları mümkünse klimayla serin tutulur veya en azından doğal hava akışı sağlanır. Paneller ise güneş altında 65-70°C sıcaklıklara ulaşabilir, bu normaldir. Bu yüzden dokunma riskine karşı panel yüzeyine çıplak elle dokunulmamalıdır (ancak çatıya normalde ziyaretçi çıkmaz, sadece teknik ekip çıkar ve onlar da bunu bilirler). 

Özetle, AVM’lerde güneş paneli kurulumu sırasında ve sonrasında güvenlik açısından dikkat edilecek konular; elektriksel emniyet, yangın önlemleri, yıldırımdan korunma, yapısal sağlamlık ve iş güvenliğidir. Uygun koruma elemanları kullanılarak sistem tasarlanmalı, montaj standartlara uygun yapılmalı ve bakım süreçlerinde prosedürlere uyulmalıdır. Bu sayede, güneş enerjisi sistemi AVM üzerinde sorunsuz ve güvenli bir şekilde faaliyet gösterecek; hem insan hayatı hem de tesis açısından risk oluşturmayacaktır.

Avm için güneş paneli kurulumu için çatı ve yapı uygunluk şartları nelerdir?

Bir alışveriş merkezinin çatısına güneş paneli kurmadan önce, söz konusu yapının bu kurulum için uygun olup olmadığı detaylı şekilde değerlendirilmelidir. Çatı uygunluğu denince, çatının fiziksel özellikleri, taşıma kapasitesi, yön ve eğim durumu, yüzey kaplaması gibi unsurlar akla gelir. İşte AVM binalarında çatı GES kurulumu için aranan başlıca şartlar ve yapılması gereken kontroller:

  • Statik Taşıma Kapasitesi: Paneller ve montaj ekipmanları çatıya ilave bir yük bindirir. Tipik bir güneş paneli ve konstrüksiyonunun ağırlığı, yaklaşık 15-20 kg/m² civarındadır. Bu yük, çatıya eşit dağılmış şekilde gelir. AVM’nin mevcut çatı yapısının (çelik makaslar, betonarme plaklar vb.) bu ilave yükü güvenle taşıyıp taşıyamayacağı öncelikle incelenmelidir. Genelde büyük alışveriş merkezi çatıları, kar ve rüzgâr yüklerine göre inşa edildiği için belirli bir taşıma kapasitesi vardır. Bir inşaat mühendisi tarafından mevcut projeler incelenir veya yerinde ölçümlerle çatı taşıyıcılarının kapasitesi değerlendirilir. Eğer hesaplar, planlanan GES yükünü taşımaya yeterli değilse, güçlendirme çalışmaları gerekebilir. Güçlendirme, çelik profiller eklemek, kolonu/bileziği takviye etmek gibi yöntemlerle yapılır. Statik uygunluk onayı alınmadan kesinlikle kurulum yapılmamalıdır. 
  • Çatı Tipi ve Yüzeyi: AVM’lerin çatıları genellikle geniş alanlı ve düz veya düşük eğimli çatı tipinde olur. Düz çatılar GES için oldukça uygundur çünkü paneller optimal açıyla yerleştirilebilir ve yön kolaylıkla güneye bakacak şekilde ayarlanabilir. Yüzey kaplaması (membran, trapez sac, sandviç panel vs.) montaj yöntemini belirler. Trapez veya sandviç panel çatılarda, panel konstrüksiyonları özel klemenslerle sac’a tutturulur; su yalıtımı delinmeden de montaj yapılabilen sistemler mevcuttur. Beton düz çatılarda ise balastlı (ağırlıklı) sistemler tercih edilir, yani çatıya yapışmadan beton bloklarla ağırlıklandırılarak paneller sabitlenir. Bu durumda çatının ekstradan balast ağırlığı da taşıyabilmesi gerekir. Eğimli çatılarda (örneğin çatı otopark veya eğimli çatı dekoratif unsurlar) panel montaj açıları çatı eğimine uydurulur veya ayrı bir açılandırma yapılabilir ama bu karmaşık olabilir. 
  • Çatı Yönelimi ve Gölgeleme: GES verimliliği için panellerin güney yönüne bakması idealdir (Türkiye’de en çok güneş güneyden gelir). AVM çatısının ana ekseni ve yerleşimi bunu etkiler. Şayet çatı kare veya dikdörtgen ise panelleri güneye bakacak biçimde konuşlandırmak gerekir. Doğu-batı istikametli dizilim de yapılabilir ancak verimi düşürür ya da sabah-akşam üretimini uzatmak için özel tercih olabilir. Ayrıca çatıda gölge yapabilecek unsurlar kontrol edilir: Yüksek duvar çıkmaları, asansör makine daireleri, klima santrali grupları, tabelalar vs. Paneller bu gölgelerden uzak yerleştirilmeli veya bu unsurlar taşınabilir/eklenebilir durumdaysa uygun düzenlemeler düşünülmelidir. Gölgesiz geniş alan ne kadar fazla ise, GES kurulumuna o kadar elverişlidir. 
  • Çatı Eğim Açısı ve Panel Açısı: Düz çatılarda paneller için optimum eğim açısı bölgeye göre 20-30° civarındadır. Ancak estetik ve rüzgâr yükü gerekçeleriyle ticari binalarda daha düşük eğim kullanılabilir (10-15° gibi). Eğimli çatılarda (örneğin %10 eğimli bir çatı) paneller doğrudan çatı yüzeyine paralel de konabilir; bu durumda pratiklik kazanılır ama belki optimum açıdan sapılır. Yine de, modern paneller yaygın ışınımda da iyi çalıştığından, çatının eğimi neyse ona uymak da kabul edilebilir bir çözümdür. Panel açısı belirlenirken, sıra aralarının birbirini gölgelemediğine dikkat edilir. Düz çatıda panel öbekleri arasında mesafe hesaplanır (genelde panel yüksekliğinin 3 katı kadar aralıklar yeterli olur, kış güneşi açısına göre hesaplanır). 
  • Yapısal Engel ve İzinler: Bazı AVM’lerin çatılarında reklam tabelaları, antenler, baz istasyonları veya mimari süslemeler bulunabilir. Bu yapıların varlığı, panel koyulacak alanı azaltabilir veya elektromanyetik parazit vs. gibi konular için mesafe gerektirebilir. Örneğin bir baz istasyonu vericisi varsa, invertörlerin bu vericiye uzak konulması gibi hususlar değerlendirilebilir. Ayrıca, eğer AVM bir tarihi yapı yakınında ise, çatıya panel konulması için koruma kurulundan izin gerekebileceği akılda tutulmalıdır (bu özel bir durumdur). 
  • Su Yalıtımı ve Drenaj: GES montajı sonrasında çatı yüzeyinin su tutmaması için drenajın açık kalması önemlidir. Paneller ve konstrüksiyon, yağmur suyu akışını engellemeyecek şekilde düzenlenmelidir. Su giderleri yaprak veya panel nedeniyle tıkanmamalıdır. Yüksek kenarlı parapetli bir çatıda, panellerden akan su doğru kanallara yönlendirilmelidir. Ayrıca montaj esnasında çatı membranı delinmişse, bunların yalıtımı eksiksiz yapılmalıdır. Su kaçağı riski varsa, montaj bitiminde test edilip onarımı sağlanmalıdır. 
  • Cephe Uygulamaları: Bazı AVM’ler estetik amaçla cephelerine de panel (BIPV – Bina Entegre PV) uygulamak isteyebilir. Bu durumda cephelerin yönü (doğu/güney/batı) ve gölgelenmesi iyice analiz edilmelidir. Cephe panelleri, çatıya göre %20-30 daha düşük verimle çalışır, kuzey cephede ise neredeyse hiç üretim olmaz, dolayısıyla kuzeye uygulama yapılmamalıdır. Cephe GES düşünülüyorsa, yapının mimari cephesine uygun özel tasarımlı şeffaf veya yarı saydam paneller kullanılabilir. Ancak bunlar maliyeti yükseltir ve klasik çatı GES kadar verimli olmayabilir. 

Özetle, AVM çatısının güneş paneli kurulumuna uygunluğu için öncelikle yapısal dayanım ve yeterli alan incelenir. Statik olarak yeterli olmayan yapılar gerekirse güçlendirilir. Çatının yönü-gölgesi göz önüne alınarak optimum yerleşim planlanır. Yalıtım, su drenajı ve montaj detayları çözüldükten sonra, çatı GES uygulamasına engel bir durum kalmaz. Bu değerlendirmeler uzman mühendislerce yapılarak, hem güvenli hem de verimli bir kurulumun temeli atılır.

Avm için güneş paneli kurulumu için kullanılabilecek panel türleri nelerdir?

Güneş paneli teknolojisi, farklı tipte ve özellikte panelleri içerir. Bir AVM’nin güneş enerjisi projesinde kullanılacak panel türü belirlenirken verimlilik, maliyet, estetik ve alan değerlendirmesi önem kazanır. Günümüzde yaygın olarak kristal silisyum paneller tercih edilmektedir. Bunun yanı sıra özel ihtiyaçlar için ince film veya yarı saydam paneller de gündeme gelebilir. İşte AVM projelerinde düşünülebilecek başlıca panel türleri ve özellikleri:

Panel Türü Özellikleri
Monokristal Silisyum En yaygın kullanılan panel tipidir. Tek kristalli hücrelerden oluşur. Verimlilikleri yüksektir (%20-22 civarı) ve sıcaklık performansları iyidir. Aynı alandan daha fazla güç almayı sağlar. Estetik olarak genelde koyu siyah renklidir. Maliyetleri bir miktar polikristalden yüksektir ancak son yıllarda aradaki fark azalmıştır. AVM çatıları gibi alanın kıymetli olduğu yerlerde, yüksek verimli monokristal paneller tercih ederek daha fazla kurulu güç sığdırmak mümkündür. Ayrıca uzun ömür ve yavaş degradasyon konusunda da monokristal paneller başarılıdır.
Polikristal Silisyum Birden çok kristal yapının bir araya geldiği hücrelerden oluşur. Verimleri monokristale göre biraz daha düşüktür (%16-18 civarı). Renkleri mavi tonlarında olup güneş ışığı altında kristal yapıları parlayabilir. Geçmişte maliyet avantajı vardı ancak bugün üreticiler çoğunlukla monokristale yöneldiği için fiyat farkı azalmıştır. Yine de sıcak iklimde polikristalin sıcaklık katsayısı bir parça daha avantajlı olabiliyor. AVM’lerde polikristal de kullanılabilir; eğer alan genişse ve maliyet odaklı bir yaklaşım varsa değerlendirilebilir.
İnce Film (Film) PV İnce film paneller, silikon dışındaki yarıiletken malzemelerle (örneğin CdTe, CIGS) üretilir veya amorf silisyum kullanılır. Verimleri kristal panellere göre düşüktür (%8-12 civarı). Ancak zayıf ışık koşullarında performansları nispeten iyidir ve homojen görünüme sahiptirler. Esnek ve hafif formları da üretilebilir. İnce film paneller geniş alan gerektirir, bu nedenle çatı alanı sınırlı AVM’lerde pek tercih edilmez. Maliyetleri de her zaman daha ucuz olmayabilir, dolayısıyla ancak özel durumlarda (örneğin çok hafif olması gereken çatı, esnek membran üzerine yapıştırma uygulamalar vb.) kullanımı söz konusu olur.
Bifacial (Çift Yüzlü) Bifacial paneller, hem ön yüzeyinden hem arka yüzeyinden güneş ışığını alıp elektrik üretebilen panellerdir. Çatı yerine genelde zemin veya cam tavan uygulamalarında alt yüzeyden de ışık alarak ek üretim sağlarlar. Bir AVM otopark üstü GES projesinde, zemin yansımalarından faydalanmak amacıyla bifacial paneller düşünülebilir. Ancak klasik opak çatı üstünde arka yüz genelde gölgede kalacağı için avantajı sınırlı olur. Bifacial panellerin çerçevesi genelde şeffaf camdır ve estetik olarak da hoş görünebilir.
Şeffaf ve BIPV Paneller BIPV (Building Integrated PV) kapsamında, binaya entegre yarı şeffaf paneller veya solar camlar kullanılabilir. Özellikle AVM’lerin cam tavanlı atrium kısımlarında veya cephelerinde, içeriye ışık geçiren aynı zamanda elektrik üreten cam-modüller tercih edilebilir. Bu paneller estetik açıdan mimariye uyumludur ve güneş kontrolü de sağlar (iç mekana gelen ısıyı azaltır). Verimleri normal panellerden düşüktür çünkü bir kısmı transparandır (örneğin %30 şeffaf bir panelin verimi belki %12-15 düzeyindedir). Maliyetleri yüksektir; özel üretim gerektirir. Ancak AVM gibi mimarinin önemli olduğu yapılarda belirli bölümlerde bunların kullanımı hem görsel çekicilik hem işlevsellik kazandırabilir.

AVM projelerinde genelde monokristal paneller birincil tercih olmaktadır. Çünkü çatı alanından maksimum enerji elde etmek istenir ve monokristal paneller bunu sağlar. Örneğin 1 metrekare alanda monokristal panel ~200 W üretirken, aynı alandaki eski tip polikristal panel ~150-170 W üretebilir; bu fark büyük resimde kapasiteyi etkiler. Ayrıca monokristallerin koyu renkli görünümü estetik açıdan da rahatsız edici değildir (hatta bazı projelerde tamamen siyah arka folyo ve siyah çerçeveli “full black” modeller seçilir).

Eğer AVM çatısının belirli bölümleri geleneksel panele uygun değilse (örneğin çok eğimli cam çatı, skylight alanları), bu kısımlara BIPV çözümleri entegre edilebilir. Fakat bu daha çok mimari konsept gereği olur, salt elektrik üretimi açısından maliyet-verim düşüktür.

İnce film paneller, örneğin hafif membran çatı üzerine yapıştırılabilir esnek paneller şeklinde (amorf silikon) tercih edilebilirdi, ancak verimleri düşük ve ömürleri daha sınırlı olduğu için Türkiye’de çatı projelerinde nadiren kullanılmaktadır.

Özetle, AVM için güneş paneli kurulumu projelerinde monokristal PV paneller en uygun ve yaygın çözümdür. Bunun yanı sıra projenin gereksinimlerine göre çift taraflı üretim yapabilen bifacial paneller veya cephe/atrium uygulamaları için şeffaf BIPV paneller de değerlendirilebilir. Hangi panel türü kullanılırsa kullanılsın, panellerin uluslararası standartlara (IEC 61215, IEC 61730 vb.) uygun sertifikalı olması, kaliteli ve garanti süresi uzun ürünler olması önemlidir. Böylece AVM, on yıllar boyu verimli şekilde elektrik üretebilir.

Avm için güneş paneli kurulumu için gereken ekipmanlar nelerdir?

Bir güneş paneli kurulumunda, panellerin kendisi dışında pek çok donanım ve ekipman kullanılır. Bütün bu bileşenler bir araya gelerek sistemin verimli ve güvenli çalışmasını sağlar. AVM gibi büyük tesislerde kurulacak bir GES’in temel ekipmanlarını ve bileşenlerini şöyle listeleyebiliriz:

  • Güneş Panelleri (Fotovoltaik Modüller): Sistemin ana elemanıdır. Güneş ışığını elektrik enerjisine çevirirler. Genellikle 72 hücreli büyük paneller (450-550 W gibi) tercih edilir. Onlarca, yüzlerce adet panel çatıya yerleştirilir ve dizi (string) denilen gruplar oluşturur. Paneller, çevresel etkilere dayanıklı çerçeveleri ve ön camları ile uzun ömürlü olacak şekilde tasarlanmıştır. 
  • İnvertör (Evirici) Cihazları: Panellerin ürettiği doğru akımı (DC), şebeke ile senkronize alternatif akıma (AC) çeviren elektronik cihazlardır. Bir AVM sisteminde merkezi büyük bir invertör (örneğin 500 kW tek bir invertör) olabileceği gibi, birden fazla dizi invertörü (örneğin 10 adet 50 kW) da kullanılabilir. İnvertörler, MPPT (Maximum Power Point Tracking) denilen bir özellik sayesinde panellerden maksimum gücü almayı sağlarlar. Ayrıca şebeke ile senkronizasyon, koruma ve izleme fonksiyonlarını yerine getirirler. İnvertör seçimi, toplam güce, faz sayısına (trifaze), şebeke gerilim seviyesine göre yapılır. 
  • AC ve DC Kombine/Dağıtım Panoları: Güneş panellerinden gelen DC kablolar, birleştirme kutusu (combiner box) denilen kutularda toplanır. Bu kutular, birden çok panel dizisinin paralel bağlandığı, DC sigortaların, parafudrların bulunduğu panolardır. Ardından invertöre gider. İnvertörden çıkan AC enerji ise bir AC dağıtım panosunda toplanır. Bu panoda AC taraf sigortalar, kontaktörler, şebeke koruma rölesi gibi ekipmanlar bulunabilir. AC pano, üretilen enerjiyi AVM’nin ana elektrik dağıtım panosuna yönlendirir. 
  • Şebeke Bağlantı Ekipmanları: GES’in AVM elektrik sistemine bağlanması için uygun bağlantı noktası seçilir. Bu genellikle ana dağıtım panosunda bir bara girişi veya trafo merkezinde bir bağlantı hücresidir. Gerekli durumlarda trafolar kullanılır: Örneğin AVM 34,5 kV orta gerilimden besleniyorsa, inverterlerden çıkan 0.4 kV gerilimli enerji, OG’ye yükselten bir trafoyla bağlanır. Bu durumda OG hücresi, kesici-ayırıcı ve koruma röleleri de sisteme dâhil olur. 
  • Koruma ve Şalter Donanımları: Hem DC hem AC tarafta koruma elemanları bulunur. DC tarafta her dizi için DC sigorta veya akım koruma vardır. Ayrıca DC tarafta yıldırım ve aşırı gerilim koruyucuları (parafudr) yerleştirilir. AC tarafta ise şebeke ile bağlantıyı otomatik kesen röleler (örneğin röleli kontaktör veya inverter içinde entegre röle), kaçak akım koruma, AC parafudr, sigortalar, şalterler mevcuttur. AC ana şalter, gerektiğinde tüm santrali şebekeden ayırmaya yarar. 
  • Montaj Konstrüksiyonları: Güneş panellerini çatıya sabitlemek için kullanılan taşıyıcı sistemdir. Alüminyum raylar, çelik bağlantı elemanları, vidalar, kelepçeler gibi parçalardan oluşur. Düz çatılarda üçgen ayaklar veya sehpalar üzerine paneller uygun açıda oturtulur. Eğimli sac çatılarda, çatının profiline uygun bağlantı aparatları (örneğin kenetli çatı için özel kenet kelepçesi, trapez sac için trapez ayağı vs.) kullanılır. Montaj malzemeleri paslanmaz özellikte olmalıdır ki ömrü panellerle eşdeğer olsun. 
  • Kablolar ve Konnektörler: Paneller arasındaki ve panellerden invertöre kadar gelen kablolama, sistemin damarlarıdır. DC kablolar, genelde çift izoleli, UV dayanımlı özel solar kablolardır. Panellerin kutup başları MC4 konnektör adı verilen standart konektörlerle bağlanır. Bu konnektörler doğru ve sağlam şekilde birleştirilmelidir (özel pense ile sıkılır), gevşek kalırsa ısınıp yangın riski yaratabilir. AC tarafta da inverterden şebekeye uygun kesitte kablolar döşenir. Kablo kesitleri, akıma ve mesafeye uygun hesaplanmalıdır (uzun DC kablolarda gerilim düşümü ve ısınma dikkate alınır). 
  • Çift Yönlü Sayaç (Ölçüm Sistemleri): Lisanssız üretim tesislerinde dağıtım şirketi, üretim noktası için iki yönlü sayaç takar. Bu sayaç, şebekeden çekilen enerjiyi ve şebekeye verilen enerjiyi ayrı kayıt eder. Mahsuplaşma bu verilerle yapılır. Ayrıca üretim tesisinin takibi için bir üretim sayaç panosu da kurulabilir. Örneğin AVM’nin ana girişinde hem tüketim sayacı hem üretim sayacı (ayrı ayrı) bulunur ve otomatik okuma sistemiyle (SCADA/OSOS) dağıtım şirketi bunları uzaktan okur. 
  • Gözetim ve İzleme Sistemi: İnvertörler genellikle entegre veri izleme özelliğine sahiptir. Her bir invertörün ürettiği güç, günlük enerji, anlık gerilim, arıza durumları vb. web ara yüzü veya özel yazılımlarla takip edilebilir. Büyük sistemlerde merkezi bir izleme ekranı kurulabilir. Örneğin AVM’nin enerji yönetim odasında GES’in anlık çalışmasını gösteren bir ekran, hem görsel sunum hem de teknik takip amaçlı konulabilir. İzleme sistemi sayesinde, üretim kayıpları veya arızalar erken tespit edilecektir. 
  • Topraklama Ekipmanları: Tüm panellerin metal çerçeveleri, inverter gövdeleri, konstrüksiyon, parafudrlar ortak bir topraklama hattına bağlanır. Bu topraklama hattı binanın mevcut topraklama sistemine entegre edilir. Topraklama için bakır iletkenler, topraklama baraları, klemesler kullanılır. Ayrıca paratoner sistemi de eğer ayrık değilse topraklama ile birleştirilir. Topraklamanın direnci yönetmelik sınırlarında (genelde <5 ohm gibi) olmalıdır. Bu, can güvenliği ve ekipman güvenliği için hayati önemdedir. 
  • Yardımcı Sistemler: Bazı GES projelerinde panel temizliği için su tesisatı veya otomatik temizleme sistemleri, CCTV kamera ile sistem izleme (güvenlik için) gibi yan unsurlar da olabilir. Otopark üstü uygulamalarda aydınlatma entegre edilebilir. Bunlar her projede olmayıp ihtiyaç bazlı ek ekipmanlardır. 

Yukarıda sıralanan ekipmanların tümü bir arada anahtar teslim GES sistemini oluşturur. Bir AVM için GES kurulurken tedarikçi firmalar bu bileşenlerin tamamını projeye uygun şekilde sağlar ve monte eder. Her bir ekipmanın kalite belgeleri (TSE, IEC vb.), sertifikaları bulunmalı ve yönetmelik gereklerini karşılamalıdır. Özellikle invertör ve panel seçimi, sistem performansını belirlediği için kritik bileşenlerdir; ancak küçük parçalar (konnektör, sigorta, kablo) da güvenlik ve süreklilik açısından aynı derecede önem taşır.

Sonuç olarak, AVM için güneş paneli kurulumu gereken ekipmanlar, panelden invertöre, kablodan montaj ayağına kadar geniş bir yelpazeye yayılır. Bu ekipmanların uygun seçimi ve doğru montajı, sistemin verimli, güvenli ve uzun ömürlü çalışmasının garantisidir. Kurulum sonrasında da yedek parça temini (örneğin birkaç yedek panel veya yedek invertör fanı bulundurmak gibi) planlanırsa, işletme sürekliliği sağlanmış olur.

Avm için güneş paneli kurulumu için gereken ekipmanlar nelerdir?

Avm için güneş paneli kurulumu için gereken ekipmanlar nelerdir?

Avm için güneş paneli kurulumu için mevcut teşvikler ve destekler nelerdir?

Türkiye’de yenilenebilir enerji yatırımlarına yönelik çeşitli teşvik ve destek mekanizmaları bulunmaktadır. AVM’ler gibi ticari işletmeler için güneş paneli kurulumu yaparken yararlanılabilecek belli başlı teşvikler şunlardır:

  • Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamında Destekler: Güneş enerjisi santrali yatırımları, belirli şartlar altında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan alınan yatırım teşvik belgesi kapsamına girebilir. Özellikle enerji yatırımları stratejik sayılmasa da, genel teşvik unsurlarından yararlanabilir. Bu kapsamda en önemli desteklerden biri KDV istisnasıdır. Yatırım teşvik belgesi alan projeler, makine-ekipman alımlarında KDV ödemezler. Örneğin 10 milyon TL’lik panel-invertör alımında %18 KDV olan 1,8 milyon TL ödenmemiş olur, bu ciddi bir avantajdır. Ayrıca gümrük vergisi muafiyeti de olabilir (ithal ekipmanlar için). Ancak, çoğu güneş paneli ve ekipmanı artık yerli üretim de olabildiği için gümrük muafiyeti değeri projeye göre değişir. 
  • Bölgesel Teşvikler: Yatırım teşvik belgesi bölgesel kategorilere ayrılmıştır. Eğer AVM’nin bulunduğu il daha yüksek teşvik bölgesindeyse (Doğu, Güneydoğu illeri gibi), güneş enerjisi yatırımı ek avantajlar alabilir. Örneğin kurumlar vergisi indirimi veya SGK işveren prim desteği gibi genel teşvik unsurları devreye girebilir. Fakat büyük şehirlerdeki AVM’ler genellikle 1. veya 2. bölgede yer aldığından bu teşvikler sınırlı kalabilir veya olmayabilir. 
  • Hibe Programları: Dönem dönem çeşitli bakanlıklar, kalkınma ajansları veya uluslararası fonlar tarafından yenilenebilir enerji konusunda hibe destek programları açılmaktadır. Özellikle KOBİ’lere ya da tarım, turizm gibi sektörlere yönelik hibeler olmuştur. AVM’ler doğrudan KOBİ sayılmaz, genelde büyük işletmelerdir. Ancak eğer AVM’yi işleten şirket, belirli bir proje için (örn. karbon salımını azaltma projesi) bir hibe çağrısına başvurursa küçük de olsa destek alabilir. Örneğin geçmişte TurSEFF (Türkiye Sürdürülebilir Enerji Finansman Programı) gibi AB/EBRD destekli programlar işletmelere güneş enerjisi projelerinde teknik destek ve uygun kredi sağlamıştır. Bu tip programlar hibeden ziyade uygun finansman veya danışmanlık desteği sunar. 
  • Kredi ve Finansman Kolaylıkları: Devlet bankaları (TKYB, Kalkınma Bankası, Halkbank vb.) veya bazı özel bankalar yenilenebilir enerji projelerine özel kredi paketleri sunabilmektedir. Bunlar doğrudan teşvik olmasa da, uygun faizli veya uzun vadeli kredi sağladıkları için bir çeşit dolaylı destektir. Örneğin bir banka, AVM’nin GES projesini teminatın gücüyle 5 yıl vadeli ve piyasanın altında faizle kredilendirirse, bu önemli bir kolaylıktır. Ayrıca leasing (finansal kiralama) yöntemiyle panel kurulumunu yapan firmalar vardır; bu da vergi avantajı yaratabildiği için bir destek sayılabilir. 
  • Vergisel Avantajlar: Türkiye’de yenilenebilir enerji yatırımlarına özel bir vergi muafiyeti bulunmamakla birlikte, şirketler bu yatırımları demirbaş olarak amortismana tabi tutabilir ve hızlandırılmış amortisman uygulayabilir. Hızlandırılmış amortisman, yatırım maliyetini birkaç yıl içinde gider yazıp vergiden düşmek anlamına gelir. Bu, şirketin vergi yükünü azaltır. Ayrıca güneş enerjisi üretiminden elde edilen gelirlerde 10 yıl boyunca alım garantisi olduğundan, bu istikrarlı gelir finansman kuruluşlarınca teminat olarak kabul edilebiliyor. Bu sayede finansmana erişim kolaylaşır. 
  • Çevresel Sertifikalar ve Karbon Kredileri: Yenilenebilir enerji üretimi, karbon emisyonunu azalttığı için karbon kredisi mekanizmalarına konu olabilir. Uluslararası gönüllü karbon piyasalarında, belirli standartlarla (Gold Standard vs.) sertifikalandırılırsa, üretilen temiz enerji karşılığında karbon kredisi satışı yapılabilir. Bu her ne kadar doğrudan devlet teşviki olmasa da, bir gelir kalemi olabilir. Ancak lisanssız küçük projelerde karbon piyasasına girmek pratik olmayabilir, daha çok büyük santrallerde uygulanır. 
  • EPDK ve Şebeke Teşvikleri: 2019’da getirilen 5 MW lisanssız sınırı ve 10 yıl süreyle perakende tarifeden alım garantisi zaten bir teşvik mekanizmasıdır. Ayrıca 2021 sonrası çatı GES’lerde dağıtım bedeli muafiyeti gibi tartışmalar olmuşsa da, halen ihtiyaç fazlası satışlarda dağıtım bedeli alınmıyor ancak ücretsiz enerji olarak YEKDEM’e aktarılıyor (bu da bir nevi teşvik mekanizmasının sınırlandırılması idi, 2022 değişikliğiyle geldi). Şu an için mevcut yapı bu şekildedir, ekstra bir dağıtım teşviki yoktur. 
  • Yerli Ürün Teşviki: Eskiden YEKDEM kapsamında yerli imalat panel/invertör kullanımı teşviği (ek fiyat) vardı. Mahsuplaşma modelinde böyle bir uygulama doğrudan yok. Ancak yatırım teşvik belgesi içinde yerli makine kullanımı durumunda gümrük muafiyeti zaten gereksiz hale geliyor (çünkü yerli olduğu için ithalat yok). Yine de kamu ihaleleri veya enerji kooperatifleri bazen yerli panel şartı koyabiliyor, bu dolaylı bir destek sayılabilir. 

Özetle, AVM’ler için güneş paneli kurulumu yaparken yararlanılabilecek başlıca destek KDV muafiyetidir (yatırım teşvik belgesiyle). Bunun dışında doğrudan hibe programları sınırlı olsa da kredi kolaylıkları mevcuttur. Ayrıca devletin sağladığı en önemli teşviklerden biri, bu yatırımların lisanssız yapılabilmesi ve üretilen elektriğe 10 yıl alım garantisi verilmesidir; bu, projenin finansal fizibilitesini zaten oldukça cazip hale getirmektedir. İlerleyen yıllarda enerji politikalarına göre yeni teşvikler (örneğin depolama hibeleri, kapasite artış hakları vb.) gündeme gelebilir. Mevcut durumda ise AVM’ler, kendi GES yatırımlarını büyük ölçüde kendi finansmanlarıyla yapıp, devletten vergi istisnası gibi dolaylı desteklerle yetinmektedir. Buna rağmen, güneş enerjisi yatırımı kendi kendini hızlı amorti ettiği için, teşvik olsun ya da olmasın kârlı bir yatırımdır.

Avm için güneş paneli kurulumu nasıl finanse edilebilir?

Büyük ölçekli güneş enerjisi yatırımları için finansman stratejisi, projenin başarısı açısından kritik öneme sahiptir. Bir AVM’nin çatısına kurulacak güneş paneli sisteminin finansmanı, farklı yöntemlerle sağlanabilir. İşte başlıca finansman modelleri ve yöntemleri:

  • Özsermaye ile Finansman (Özkaynak): En basit yöntem, AVM işletmesinin yatırımı tamamen kendi sermayesiyle gerçekleştirmesidir. Bu durumda tesis maliyeti peşin olarak ödenir ve işletme, elektrik faturalarından tasarruf ederek yatırımını geri kazanır. Özsermaye kullanımı, dış finansman maliyetlerini (faiz vs.) ortadan kaldırır, dolayısıyla yatırımın getirisi net olarak işletmeye kalır. AVM’ler genellikle güçlü nakit akışına sahip büyük işletmeler olduğu için, bütçelerinden bir yenilenebilir enerji yatırımı için pay ayırabilirler. Ancak sermayeyi tek seferde bağlamak yerine daha verimli kullanma düşüncesiyle, çoğu işletme kredi gibi yöntemlere yönelmektedir. 
  • Banka Kredisi: Güneş enerjisi projeleri, bankalar tarafından genelde düşük riskli ve istikrarlı nakit akışı olan yatırımlar olarak görülür. Bu nedenle birçok banka, “enerji kredisi” adı altında uygun koşullu kredi paketleri sunar. Örneğin bazı bankalar, güneş enerjisi projelerine 5-7 yıl vadeli, geri ödemesiz dönemli ve piyasa faizinin bir miktar altında faizli kredi verebilmektedir. Bu krediler bazen uluslararası kalkınma bankalarının (Dünya Bankası, EBRD vb.) fonları aracılığıyla sağlanır, bu yüzden şartları iyidir. AVM, kredi kullanarak GES yatırımını yaparsa, her ay elektrik faturasından tasarruf ettiği tutarı kredi taksitine yönlendirerek sanki elektrik faturasını öder gibi kredi öder. Bu modelde, kredi vadesi sonunda sistem zaten kendini finanse etmiş olur ve sonrasında AVM bedava elektrik avantajını yaşamaya başlar. Bankalar, projenin geri dönüş süresi kısa olduğu için kredi geri ödemesinde sorun beklemezler, ayrıca sistemi ve AVM gelirlerini de teminat alarak risklerini azaltırlar. 
  • Leasing (Finansal Kiralama): Bir diğer sık başvurulan yöntem, finansal kiralama şirketleri aracılığıyla sistemi kiralamaktır. Bu modelde, bir leasing şirketi güneş paneli ekipmanlarını satın alır ve AVM’ye kiralar. AVM, 4-6 yıl gibi bir süre boyunca leasing taksitleri öder. Süre sonunda mülkiyet AVM’ye geçer (genelde sembolik bir bedelle). Leasing’in avantajı, KDV muafiyeti ve bazı vergisel avantajlar olabilmesidir; çünkü finansal kiralama yoluyla alınan makine-teçhizat için yürürlükteki teşvikler daha kolay uygulanabilir. Ayrıca AVM bilançosunda borç olarak değil kira olarak gözüktüğü için finansal oranları etkilemeyebilir. Bazı enerji leasing şirketleri, GES projelerinde özelleşmiş durumdadır. Bu sayede AVM, fazla bürokrasiye girmeden leasing firmasıyla anlaşarak kurulumu yaptırabilir. Taksitler de yine elektrik faturasından edilen tasarrufa denk olacak şekilde ayarlanabilir. 
  • ESCO Modeli (Enerji Hizmet Şirketleri): Bu modelde AVM, başlangıçta hiçbir sermaye koymadan, bir enerji hizmet şirketiyle anlaşır. ESCO adı verilen bu şirket, AVM çatısına GES’i kendi finansmanıyla kurar, işletir ve üretilen elektriği AVM’ye satmayı veya paylaşmayı taahhüt eder. Örneğin, AVM önceki faturasının %80’i kadar sabit bir tutarı 5 yıl boyunca ödemeye devam eder, ESCO da bu süre zarfında GES’in sahibi olur ve geliri toplar. Süre sonunda sistem AVM’ye devredilir. Bu sayede AVM başta para harcamadan elektrik maliyetini bir miktar düşürüp, süresi bitince de bedelsiz enerjiye kavuşur. ESCO modeli, “kira veya satış sözleşmeli” PV sistemi olarak da anılır. Türkiye’de bu model henüz yaygınlaşmasa da bazı büyük ölçekli çatı projelerinde denenmektedir. 
  • Ortaklık veya Fonlama: Bazı durumlarda AVM’nin sahibi şirket ile bir yatırımcı ortak girişim kurup projeyi finanse edebilir. Örneğin bir enerji yatırım fonu, AVM çatısına GES kurmak için AVM ile ortak olur; üretilen enerji geliri belirli bir süre ortaklık tarafından toplanır, sonra sistem AVM’ye kalır ya da sürekli ortaklık olarak devam eder (belirli pay dağılımıyla). Yurt dışında “Third-party ownership” denilen üçüncü taraf sahipliği modelinin bir versiyonudur. Ülkemizde daha çok organize sanayi bölgelerinde enerji kooperatifleri veya fabrikaların çatıları için bu tip modeller görülmüştür. 
  • Devlet Destekli Kredi/Hibe: Önceki soruda bahsedilen gibi, eğer bir kamu destek programı varsa, düşük faizli kredi veya hibe kullanmak da finansmanın bir parçası olabilir. Örneğin KOSGEB veya Kalkınma Ajansı ufak bir hibe veriyorsa, geri kalan kısmı banka kredisiyle tamamlama yoluna gidilebilir. Bu karmayı yönetmek için proje finansmanı konusunda uzmanlaşmış danışmanlıklar da devreye girebilir. 
  • Müşteri Finansmanı (Yeşil Tarife Satışı): Bazı ülkelerde kurulan GES elektriği çevre bilincine sahip müşterilere “yeşil enerji” olarak satılabilmektedir. Türkiye’de de Yeşil Tarife (YETA) mevcut ancak bu genellikle şebeke ölçeğindeki üreticilerle ilgili. Bir AVM, çatı GES’ini kurup belki YEK-G sertifikalarıyla belgelendirerek kiracılarına veya reklam amaçlı müşterilerine “biz elektriğimizi güneşten alıyoruz, alışverişiniz karbon nötr” gibi yaklaşımlarla dolaylı kazanç sağlayabilir. Bu finansmana değil ama pazarlama ve marka değerine katkı yapan bir unsurdur. Dolayısıyla AVM, proje finansmanını kısmen kendi bütçesinden yapsa bile bu yatırımı marka değeriyle geri kazanabilir. 

Finansman açısından kritik olan, GES yatırımının ürettiği tasarrufun, finansman geri ödemelerini karşılamaya yakın veya eşit olmasıdır. İyi planlanmış bir projede, aylık tasarruf miktarı kredi taksitine denk getirilir ve AVM’nin nakit akışında ekstra yük oluşturmaz. Hatta bazı durumlarda tasarruf taksiti aşabilir ve net pozitif akış olur. Bankalar ve leasing şirketleri de bu hesaplamaları yaparak projeyi kredilendirirler. Örneğin HVAC360 haberinde bir güneş enerji şirketi, bankalarla iş birliği yaparak AVM’lere ödeme kolaylıkları sağladığını duyurmuştur – bu tip işbirlikleri pratikte finansman sağlamanın bir yoludur.

Sonuç olarak, AVM’ler güneş paneli kurulumlarını finanse etmek için çeşitli yollara başvurabilir: kendi özkaynaklarını kullanabilirler, uygun koşullu kredi ya da leasing ile dış finansman sağlayabilirler, hatta hiçbir başlangıç maliyeti olmadan ESCO modelleriyle kurulum yaptırabilirler. Seçilecek yöntem, AVM’nin finansal yapısına, yatırımın büyüklüğüne ve piyasadaki fırsatlara bağlıdır. Genellikle karma bir model benimsenir: Bir miktar özkaynak + bir miktar kredi gibi. Bu sayede risk ve maliyet dengelenir, yatırım hayata geçirilir.

Avm için güneş paneli kurulumu yapılırken dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?

Bir AVM çatısına güneş paneli kurulumu, çok sayıda mühendislik disiplinini ve idari süreci içerdiğinden, proje boyunca dikkat edilmesi gereken birçok husus vardır. İşte kurulum sürecinde ve proje yönetiminde öne çıkan önemli noktalar:

  • Profesyonel Proje Yönetimi: AVM gibi büyük yapılarda GES kurulumu yaparken tecrübeli bir yüklenici (EPC firması) ile çalışmak kritiktir. Bu firma, projeyi baştan sona planlamalı, gerekli malzemeleri zamanında tedarik etmeli ve uzman ekiplerle montajı yapmalıdır. Sözleşme aşamasında iş kapsamı net çizilmeli, sorumluluklar (örneğin izinlerin alınması, kabul işlemleri, şebeke bağlantısı) belirlenmelidir. Bir iş programı hazırlanarak montajın hangi tarihlerde olacağı, olası kesintiler vs. AVM yönetimiyle koordine edilmelidir. 
  • İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG): Kurulum sırasında çatı üzerinde çalışacak ekiplerin güvenliği birincil önceliktir. Çatı kenarlarında mutlaka uygun emniyet tedbirleri (halat, korkuluk, güvenlik ağı vs.) alınmalıdır. İşçiler kişisel koruyucu donanımlarını (emniyet kemeri, kask, kaymaz ayakkabı vs.) giymelidir. Elektrik bağlantıları yapılırken can güvenliği için devreler enerjisiz hale getirilmeli (LOTO – kilitleme/etiketleme prosedürleri uygulanmalı) ve yetkin elektrikçiler tarafından işlem yapılmalıdır. AVM açıkken çalışma yapılıyorsa, ziyaretçilerin bulunduğu yerlere malzeme düşmemesi için önlemler alınmalıdır. Örneğin montaj malzemeleri çatıya güvenli bir vinç sistemiyle çıkarılmalı, çevresi bariyerlenmelidir. 
  • AVM Operasyonunun Aksatılmaması: Alışveriş merkezi, ziyaretçilere hizmet vermeye devam ederken montaj yapılacaksa, kurulum planı bunu göz önüne almalıdır. Gürültülü işler (matkapla çatı delme vb.) AVM’nin kapalı olduğu erken sabah/ geç gece saatlerinde yapılabilir. Elektrik kesintisi gerektiren bir bağlantı olacaksa (trafo merkezi bağlantısı gibi), bu iş mutlaka gece AVM kapandıktan sonra yapılmalıdır. Montaj ekibinin giriş-çıkışları, malzeme taşınması AVM lojistik planına uygun gerçekleştirilmelidir. Örneğin montaj malzemeleri için servis asansörleri veya yük girişleri kullanılacaksa, AVM yönetimiyle zamanlama koordine edilmelidir. 
  • Malzeme Kalitesi ve Standartlara Uygunluk: Sistemde kullanılacak tüm ekipmanların kalite belgeleri kontrol edilmelidir. Panellerin IEC 61215 ve IEC 61730 testlerinden geçmiş olması, invertörlerin CE belgeli ve ulusal şebeke bağlantı yönetmeliğine uygun olması gerekir. Kullanılan kablo, sigorta, konnektör gibi küçük görünen parçalar dahi TSE veya uluslararası sertifikalı olmalıdır. Orijinal MC4 konnektör yerine uyumsuz bir parça kullanmak ileride ciddi sorunlar çıkarabilir; bu nedenle her bir malzemenin teknik şartnameye uygunluğu denetlenmelidir. Montaj sırasında, özellikle konnektör birleşimleri ve kablo yolları düzgün yapılmalı, su almayacak ve ezilmeyecek şekilde tesis edilmelidir. 
  • Doğru Tasarım ve Mühendislik Hesapları: Proje çizimleri hazırlanırken AVM’nin mimari planlarına uygun yerleşim yapılmalıdır. Panellerin gölge analizi yapılmalı, herhangi bir gölgeleme sorunu varsa o paneller devre diziliminde optimizasyona gidilmelidir (gölge alan panel başka dizide olabilir veya optimizatör cihazlar kullanımı değerlendirilebilir). İnvertör sayısı ve kapasitesi doğru seçilmeli; her bir invertere düşecek panel dizisi sayısı (MPPT kanalı dağılımı) panel teknik özelliklerine uygun olmalıdır. Kısacası, tasarım safhasında yapılacak bir hata, kurulum sonrası üretim kaybına yol açabilir. Bu nedenle deneyimli bir elektrik mühendisi tarafından dizayn kontrolü yapılması önemlidir. 
  • Yasal Uyum ve Belgeler: Kurulum devam ederken veya bittikten sonra, resmi kabul ve izin süreçleri vardır. Bu süreçlerin aksamaması için evrakların tam olması gerekir. Örneğin çağrı mektubu aldıktan sonra 90 gün içinde bağlantı anlaşması yapılmalıdır; bu takip edilmelidir. Proje bitince dağıtım şirketine geçici kabul için başvuru yapılır, bu aşamada istenen test raporları (iletkenlik ölçümü, topraklama ölçümü, invertör koruma testleri vs.) hazır edilmelidir. Dağıtım şirketinin kontrolünde eksik çıkmaması için önceden yüklenici kendi iç kontrolünü yapmalıdır. 
  • Eğitim ve Bilgilendirme: Sistem kurulduktan sonra AVM teknik personeline gerekli eğitim verilmelidir. İnvertörlerin temel arayüz kullanımı, acil durum kapatma prosedürü, izleme yazılımının kullanımı gibi konularda kullanıcı eğitimi sağlanmalıdır. Ayrıca AVM yönetimine, sistemin üretim hedefleri, bakım gereklilikleri hakkında bir doküman sunulmalıdır. Böylece işletme aşamasında bilinçli bir takip yapılabilir. 
  • Garantiler ve Servis Anlaşmaları: Kurulum tamamlandığında tüm ekipmanların garanti belgeleri AVM’ye teslim edilmeli, fatura ve sözleşmelerle ilişkili biçimde arşivlenmelidir. İyi bir uygulama olarak yüklenici firma ile en az 2-3 yıllık bir bakım/servis anlaşması yapmak faydalı olabilir. Bu sayede ilk yıllarda olası bir aksaklıkta hızlı müdahale sağlanır ve AVM personeli sistemi öğrenene kadar destek alır. Panel ve invertör garantilerinin kayda geçmesi, gerektiğinde garanti taleplerinin hızlı yapılabilmesi için önemlidir. 
  • Performans İzleme ve Hedefler: Kurulum bitiminde sistem performans testleri yapılmalı (PR – performans oranı hesaplanabilir) ve tasarıma uygun çalıştığı doğrulanmalıdır. AVM yönetimiyle birlikte beklentiler netleştirilmeli: Örneğin yıllık şu kadar kWh üretim hedefi var, bunun takibi şöyle yapılacak. Eğer beklenen üretimin altında kalınırsa, bunun nedenleri araştırılmalı (ör. fazla tozlanma mı var, gölge mi olmuş, ekipmanda arıza mı var?) ve gerekli düzeltici eylemler planlanmalıdır. 
  • Sözleşme ve Sigorta Detayları: Montaj süresince, eğer sözleşmede belirtilmediyse, AVM’nin mevcut sigortalarının GES montajını kapsayıp kapsamadığı gözden geçirilmelidir. Gerekirse yüklenici, montaj süresince şantiye all-risk sigortası yapabilir. Ayrıca GES devreye girdikten sonra işletme sigortasının poliçeye eklenmesi unutulmamalıdır (genelde AVM varlık sigortasına eklenir). Bu, olası risklerde hasarın tazminini güvence altına alır. 

Özetle, AVM için güneş paneli kurulumu yapılırken dikkat edilmesi gerekenler, planlama aşamasından devreye almaya kadar pek çok detayı içerir: güvenlik, kalite, koordinasyon ve mevzuata uyum bunların başında gelir. Bu unsurlara harfiyen riayet edildiğinde, kurulum süreci sorunsuz ilerleyecek ve devreye alınan sistem beklentileri karşılayacaktır. AVM yönetimi, yüklenici seçiminden itibaren bu kriterleri gözeterek hareket ederse, uzun vadeli başarılı bir güneş enerjisi yatırımına imza atmış olur.

Avm için güneş paneli kurulumu için elektrik tarifesi ve sayaç değişikliği gerekir mi?

Bir AVM’nin güneş paneli sistemi devreye alındığında, elektrik aboneliği ve tarife yapısında bazı düzenlemeler gerekebilir ancak bu genelde tüketici aleyhine bir değişiklik anlamına gelmez. Mevcut ticarethane abonesi olan AVM, lisanssız üretim tesisini aynı abonelikle ilişkilendirir. Bu kapsamda dikkat edilmesi gerekenler şöyle özetlenebilir:

  • Abone Grubu ve Tarife: AVM’ler genelde ticarethane abone grubu altında, tek zamanlı veya çok zamanlı tarifede elektrik kullanırlar. GES kurulumu sonrası da abone grubunda bir değişiklik olmaz; AVM yine ticarethane abonesi olarak kalır. Yani mesken, sanayi gibi farklı bir kategoriye geçiş yapılmaz. Ancak tarife tipini yeniden değerlendirmek gerekebilir. Mevzuat uyarınca, lisanssız üretim fazlası enerji, ilgili abone grubunun tek zamanlı aktif enerji bedeli üzerinden satın alınmaktadır. Eğer AVM daha önce üç zamanlı (puant, gündüz, gece ayrı tarifeli) bir sözleşme kullanıyorsa, üretilen fazla enerjinin satışı tek zamanlı bedel üzerinden yapılacaktır. Bu durumda, AVM’nin satın aldığı enerji üç zamanlı tarifedeyse, satılan enerjinin hesabı için ayrı bir düzenleme olur. Uygulamada, dağıtım şirketleri mahsuplaşmayı her zaman tek terimli tarifeyle yapmayı tercih edebilir; bu yüzden lisanssız üretim tesisleri devreye girince abonelerin tarife seçimlerini tek zamanlı tarifeye çevirmeleri önerilir. Tek zamanlı tarife seçilirse, hem tüketim hem üretim aynı fiyattan netleştirilir, kafa karışıklığı olmaz. Puant tarifede kalmanın avantajı kalmayabilir çünkü akşam saatleri (puant) yüksek fiyattan çekilen elektriğe karşılık, gündüz fazla üretim varsa o düşük fiyatlı saatten satılır; bu dengesizlik nedeniyle kazanç bir miktar azalabilir. Bu nedenle bir çok işletme GES sonrası tek terimli tarifeye geçiş yapıyor. Tarife değişikliği talebi, görevli tedarik şirketine (perakende satış şirketine) yapılır ve bir sonraki fatura döneminde uygulanır. 
  • Sayaç Değişikliği / İlavesi: GES devreye alındığında mevcut tüketim sayacı çoğu kez yeterli olmaz. Dağıtım şirketi, çift yönlü ölçüm yapabilen elektronik sayaç takar veya mevcut sayaç uygunsa bunu çift yönlü ölçüme programlar. Çift yönlü sayaç, hem şebekeden çekilen hem şebekeye verilen enerjiyi ayrı kaydeder. Eskiden iki ayrı sayaç (biri tüketim, biri üretim) takılması söz konusuydu, ancak günümüzde genelde tek bir sayaç bu işi yapıyor. Yine de bazı bölgelerde iki sayaç uygulaması devam edebilir: Biri şebekeden alınan enerjiyi, diğeri şebekeye verilen enerjiyi ölçer. Hangisi olursa olsun, ölçüm sisteminde değişiklik şarttır; zira mahsuplaşma yapabilmek için iki yönlü ölçüm gerekir. Bu sayaç değişikliği veya montajı işlemini dağıtım şirketi yapar ve maliyeti lisanssız yönetmelik gereği çoğu zaman yatırımcıdan alınmaz; dağıtım şirketinin sorumluluğundadır. (Ancak bazı şirketler, üretim sayaç panosu tesisini yatırımcıya bırakabilir, bu küçük bir maliyettir.) 
  • Dağıtım Sistemi Anlaşmaları: GES devreye girdikten sonra AVM ile dağıtım şirketi arasında Sistem Kullanım Anlaşması yapılır (zaten tüketici olarak bir anlaşması vardır, buna ek üretim için). Bu anlaşmada teknik şartlar, kapasite ve ölçüm esasları yer alır. Bu bir formalitedir, tarife ile ilgili bir şey değiştirmez, sadece GES’li işletme olduğunuzu resmileştirir. 
  • Faturalama: Mahsuplaşma sonucunda eğer AVM net tüketici konumundaysa (genelde öyle olur çoğu ay) tek bir fatura gelmeye devam eder, ancak faturada “üretim kaynaklı enerji satışı” gibi bir kalem ve tutar görülebilir. Bu tutar, ihtiyaç fazlası enerjiye denk gelir ve toplamdan düşülür. Eğer AVM net üretici konumuna geçtiyse (yani o ay boyunca tükettiğinden fazla üretip şebekeye vermişse) bu sefer “alacak faturası” oluşur. Tedarik şirketi bu alacağı ya nakden öder ya da bir sonraki döneme kredi olarak devreder. Fatura yapısındaki bu değişiklikler, muhasebe ve ödeme süreçleri açısından AVM’nin finans departmanına anlatılmalıdır. Örneğin bazen ilk aylarda şirketler, alacaklı faturayı ödemeyi unutabiliyor (çünkü yıllardır hep borç fatura ödemeye alışıklar), oysa alacak faturanın bedelini tahsil etmek için işlem yapmak gerekiyor olabilir. 
  • Reaktif Güç ve Diğer Hususlar: AVM’ler büyük tüketiciler oldukları için reaktif güç kompanzasyon sistemi kullanırlar ve belirli sınırların üzerinde reaktif tüketim yapmamaya çalışırlar (yoksa ceza gelir). GES devreye girdikten sonra, gün içinde aktif güç çekişi azalacağı için reaktif güç kompanzasyon sisteminin ayarları gözden geçirilmelidir. Azalan aktif güce rağmen aynı reaktif güç çekilmeye devam edilirse, kompanzasyon yetersiz kalabilir ve ceza oluşabilir. Dolayısıyla, GES sonrası muhtemelen kompanzasyon panosunda kondansatör kademelerinin bir kısmı devreden çıkarılacak veya otomatik röle ayarı güncellenecektir. Bazı modern inverterler, istenirse belirli oranda reaktif destek de verebilir (cosφ ayarlanabilir tipte ise), bu da kullanılabilir. Ancak genel kural, kompanzasyon sistemini GES’li duruma adapte etmektir. 
  • Yeşil Tarife ve Sertifikalar: Tarife demişken, EPDK’nın Yeşil Tarife (YETA) uygulaması, tüketicilere yenilenebilir enerji kaynağı garantili elektrik sunuyor. Fakat bir AVM zaten kendi yenilenebilir elektriğini üretiyorsa, Yeşil Tarife’ye geçmesine gerek yoktur. Zira kendi üretimiyle fiilen yeşil enerji kullanmış olur. Hatta fazla verirse, sisteme yenilenebilir katkı sağlamış olur. İsteyen AVM, YEK-G belgesi alarak bunu sertifikalandırabilir, ancak bu zorunlu değil. 

Özetle, AVM’lerde güneş paneli kurulumu sonrası elektrik tarifesi genellikle aynı kalır (ticarethane), ancak tarife modelinin tek zamanlıya çevrilmesi önerilir çünkü fazla enerji tek zamanlı bedel üzerinden satın alınacaktır. Sayaç konusunda ise çift yönlü ölçüm şart olduğu için, dağıtım şirketi modern elektronik sayaç takarak bunu sağlar. Bu değişiklikler dışında, aboneliğe dair dramatik bir fark olmaz; sadece fatura hesaplama mekanizması mahsuplaşmaya göre güncellenmiş olur. AVM yönetiminin, ilk birkaç faturada durumu kontrol etmesi, bir anormallik varsa dağıtım/tedarik şirketiyle iletişime geçmesi iyi bir pratiktir. Genel olarak, doğru bir başvuru ve kabul süreci geçirildiyse, tarifeye veya sayaçlara dair işlemler sorunsuz tamamlanır ve AVM yenilenebilir enerji üretiminin getirisini sorunsuz şekilde almaya devam eder.

Avm için güneş paneli kurulumu farklı hava koşullarında verimi nasıldır?

Güneş panellerinin elektrik üretimi, hava koşullarına ve mevsimlere göre değişkenlik gösterir. AVM’lerdeki güneş paneli kurulumları da yıl boyunca farklı hava durumlarından etkilenecektir. Bu etkilerin nasıl olduğunu anlamak, üretim beklentilerini doğru yönetmek açısından önemlidir:

  • Güneşli ve Bulutlu Hava: En yüksek elektrik üretimi, gökyüzünün açık ve güneş ışığının direkt olarak panellere geldiği günlerde elde edilir. Bulutsuz yaz günlerinde paneller, kapasitesine yakın güç üretebilir. Buna karşın bulutlu havalarda güneş ışığı difüz (dağılmış) olarak gelir ve üretim düşer. Yine de paneller tam karanlık olmadığı sürece bulutlu havada da elektrik üretir. Modern paneller, difüz ışıktan da yararlanma konusunda iyidir. Örneğin yoğun bulutlu bir günde üretim, tam güneşli bir günün belki %10-30’u seviyelerine inebilir. İnce bulutlar varsa, güneş zaman zaman çıktığında dalgalanma olur. Hatta bazen kenar-etkisi denilen olayla, bulut kenarlarında ışığın yoğunlaşmasıyla kısa süreliğine panel anlık olarak tam gücün üzerine dahi çıkabilir (invertörler bunu sınırlandırır). Genel olarak, yılın bulutlu gün sayısı üretimi orantılı etkiler; İstanbul için düşünürsek kışın bulutlu günler fazla olduğu için kış üretimi yazın ~1/3’ü kadardır. 
  • Mevsimsel Farklar: Yazın günler daha uzun ve güneş açısı daha yüksek olduğu için toplam ışınım miktarı fazladır. Kışın ise günler kısa ve güneş eğik geldiğinden enerji üretimi azalır. Örneğin Temmuz ayında bir panelin ürettiği toplam enerji, Aralık ayının belki 3-4 katı olabilir. Özellikle Aralık-Ocak en düşük üretimli aylardır (güneşlenme süresi az, hava sık bulutlu). İlkbahar ve sonbahar geçiş mevsimleri ise orta seviyededir. Bu mevsimsel değişim, AVM’nin şebekeden çekeceği enerjiyi de ters orantılı etkiler: Yazın GES çok üretirken belki tüketimin büyük kısmını karşılar, kışın azını karşılar. Türkiye’nin yıllık ortalamalarında, toplam üretimin yaklaşık %60-70’i Nisan-Eylül arası 6 ayda, %30-40’ı Ekim-Mart arası 6 ayda gelir. 
  • Sıcaklık: Güneş panellerinin verimi, hücre sıcaklığıyla ters orantılıdır. Panel yüzeyi ısındıkça birim verim düşer (genelde -%0,4 ila -%0,5 per °C). Bu şu anlama gelir: Standart test koşulu 25°C hücre sıcaklığıdır; eğer hücre 65°C’ye çıkarsa (sıcak yaz günlerinde panel yüzeyi bu seviyeye ulaşabilir), verimde yaklaşık %20 civarı düşüş olur. Yani aşırı sıcak havalarda, paneller maksimum güneş olsa bile ısı nedeniyle biraz daha az üretir. Bu durum özellikle karasal iklimde öğlen saatlerinde gözlenir. Buna karşın soğuk ve güneşli günler (mesela kışın ayaz bir hava ama güneş parlak) paneller çok verimli çalışır. Soğuk havada dirençler düşüktür, verim artar. Bu yüzden kışın güneş çıktığında panel verimi yüksek olsa da, güneş süresi kısa olduğu için toplam enerji yine sınırlıdır. 
  • Yağmur ve Kar: Yağmurlu havalar, bulutluluk nedeniyle düşük üretim demektir. Ancak yağmurun bir pozitif etkisi de vardır: Panelleri doğal yıkama görevi görerek toz, kir birikimini temizler. Düzenli yağış alan bölgelerde paneller daha temiz kalır. Kar yağışı ise panelleri kapladığında üretim neredeyse sıfıra iner, çünkü kar panellerin üstünü örter. Bu durumda karın panel üzerinden temizlenmesi gerekir, özellikle uzun süre kar kalıyorsa. Neyse ki paneller genelde koyu renkli olduğu ve hafif ısındığı için üzerine düşen kar, eğer kalın değilse, bir süre sonra kayarak düşer (eğimli kurulumlarda). Düz yatay bir panel varsa, kar erimezse üstünde kalabilir. Kar, temiz ve yoğun ışığı da yansıttığından eğer panellerin alt kenarı karla kaplı değilse, etraftaki kar güneşi yansıtıp üretimi artırabilir (albedo etkisi). Ama pratikte çatıda kar varsa, bunu bir an önce temizlemek en iyisidir. 
  • Rüzgâr ve Toz: Rüzgârlı havalarda paneller soğutulduğu için verimleri bir parça artar (sıcaklığı düşer). Ancak çok tozlu bir bölgede rüzgar toz savurup panel üzerine biriktirebilir. Çöl tozlarının geldiği dönemlerde veya yoğun polen zamanlarında paneller kirlenebilir. Bu durumda yağmur yağana veya temizlik yapana kadar bir miktar üretim düşer. Türkiye’de çöl tozu Güneydoğu ve İç Anadolu’da zaman zaman etkilidir, bu gibi dönemlerin ardından panel temizliği tavsiye edilir. 
  • Her Mevsim Üretim: Güneş panelleri her mevsimde, güneş olduğu sürece üretim yapar. Kışın dahi güneşli bir günde kısmen de olsa elektrik üretimi olur. Türkiye’nin coğrafi konumu, yılın 12 ayı güneş enerjisinden faydalanmaya imkan tanır, sadece miktarlar değişir. Paneller normalde yıl boyu dış ortam koşullarına dayanacak şekilde imal edildiğinden, sıcakta, soğukta, yağmurda-boğazda bozulmazlar (kaliteli paneller -40°C ile +85°C arası dayanıklılık testlerinden geçerler). Dolayısıyla AVM’nin güneş panelleri, yazın klima yüklerini karşılamaya destek olduğu gibi kışın da aydınlatma vb. giderlere bir nebze katkı sağlar. 
  • Hava Koşullarının Aşırı Durumları: Dolu yağışı gibi aşırı hava hadiselerinde risk olabilir. Çoğu panel, 25 mm çaplı dolu tanelerine 80 km/sa hızla dayanacak şekilde test edilmiştir. Yine de çok iri dolu (örneğin cevizden büyük) panellere zarar verebilir. Bu nadir durumlara karşı sigorta yaptırmak (dolu teminatı) bir çözümdür. Fırtınalı havalarda ise montajın sağlamlığı sınav verir; uygun montaj yapıldıysa paneller uçarak savrulmaz (bağlantı hesapları bunlara göre yapılıyor). 

Sonuç olarak, hava koşullarına bağlı olarak AVM güneş panellerinin verimi değişir: Yazın uzun ve parlak günlerde maksimum düzeyde enerji üretilirken, kışın kısa ve bulutlu günlerde üretim düşüş gösterir. Bulutluluk, yağış ve sıcaklık gibi faktörler anlık güç çıktısını etkiler, ancak sistem genel olarak yılın her günü bir miktar üretim yapar (gece hariç tabii). Bu mevsimsel dalgalanmalar, projeksiyonlarda öngörülüdür ve yıllık toplam üretim hesabı bu dalgalanmanın ortalamasını alır. Önemli olan, sistemi her koşulda çalışır ve bakımlı halde tutmaktır ki hava açtığında paneliniz hazır olsun, maksimum enerjiyi yakalasın.

Avm için güneş paneli kurulumu elektrik kesintilerinde çalışır mı?

Bu, güneş enerjisi sistemi hakkında sıkça sorulan kritik bir sorudur. Grid-connected (şebekeye bağlı) çalışan güneş paneli sistemleri, şebeke elektriği kesildiğinde güvenlik gerekçesiyle otomatik olarak devre dışı kalır. Yani bir AVM’nin çatısındaki standart on-grid güneş paneli kurulumu, genel şebekede bir elektrik kesintisi yaşandığında, üretimi durduracak ve şebekeye enerji vermeyecektir.

Bu durumun temel sebebi, şebeke güvenliğini korumaktır. Elektrik kesintisi genellikle bakım çalışması, arıza tamiri veya güvenlik amaçlı yapılır. Bu esnada hatlarda çalışan teknisyenlerin güvenliği için hatta enerji olmaması gerekir. Eğer güneş panelleri kesinti anında enerjiyi pompalamaya devam etseydi, hatlar istem dışı gerilim altında kalırdı ve bu hem ekipmanlara hem insanlara tehlike arz ederdi. Bunu engellemek için on-grid invertörler “anti-islanding” denen bir özellikle donatılmıştır. Islanding (adalama) denilen durum, şebeke yokken invertörün adeta bir ada gibi kendi kendine enerji üretmesidir. Anti-islanding koruması ise şebeke gittiğinde invertörün bunu algılayıp anında (genelde 0.1 saniye gibi bir sürede) çıkışını kesmesini sağlar. Bu, tüm dünyada geçerli bir standarttır ve invertörler grid yönetmeliklerine uygun olarak böyle davranmak zorundadır.

Dolayısıyla, AVM’de elektrikler kesildiğinde, güneş panelleri o an güneşli olsa bile invertörler elektriği keser. AVM eğer jeneratörlere sahipse, jeneratör devreye girip acil yükleri besler ama GES jeneratörle de senkron olmaz normalde (özel entegrasyon yoksa). Bu durumda paneller devrede kalmaya zorlanmaz, çünkü invertör şebeke elektriğini algılamadığında zaten kendini kapatmış olur.

Bu genel durumun tek istisnası, depolamalı veya off-grid sistemlerdir. Eğer AVM yönetimi isterse ve kritik yüklerini yedeklemek amacıyla yatırım yaparsa, güneş panellerini bir batarya sistemiyle ve özel hibrit invertörlerle entegre edebilir. Bu tür hibrit sistemler şebeke kesildiğinde adeta küçük bir ada (mikroşebeke) kurarak çalışmaya devam edebilir. Örneğin, güneş inverteri ve akülerin bağlı olduğu bir yedek pano, şebekeden izole olur ve AVM’nin acil aydınlatma, güvenlik sistemleri gibi kritik yüklerini belirli bir süre besler. Gündüz vaktiyse paneller de devrede kalır ve akülere/ yükse enerji sağlar; geceyse sadece aküden besler. Ancak bu senaryo standart bir GES projesinin dışında, ekstra bir tasarım ve maliyettir. Mevcut çoğu AVM GES kurulumu bunu içermez, zira lisanssız üretim projeleri genelde depolamasız on-grid olarak tasarlanır.

AVM’ler zaten önemli tesisler olduğu için genellikle dizel jeneratör bulundururlar. Şebeke kesintilerinde otomatik olarak devreye giren jeneratörler, asansörler, acil aydınlatma, kritik alanlar gibi yükleri besler. Güneş enerjisi sistemi ise bu senaryoda kenarda bekler. Eğer kesinti uzun sürerse ve gündüz vaktiyse, aslında güneşten enerji almak istenebilir fakat klasik sistem buna izin vermez. Hibrit sistem yoksa, jeneratör çalışırken de invertörler senkron olamaz çünkü jeneratör frekansı/gerilimi hassas dengelenmezse invertörler bunu kararlı şebeke olarak görmeyebilir veya izin verilen sınırlar dışında dalgalanma varsa bağlanmaz. Bazı gelişmiş invertörlerde jeneratöre senkron çalışma özelliği bulunur ama bunun için projelendirme aşamasında özel ayarlar ve izinler gerekir.

Sonuç olarak, standart bir AVM güneş paneli kurulumu, şebeke elektriği kesildiğinde üretim yapmaz ve AVM’yi beslemez. Bu durum normal ve beklenen bir davranıştır. Eğer AVM yönetimi kesinti anlarında da güneş enerjisinden faydalanmak istiyorsa, bunu baştan depolamalı/ada modlu bir sistem olarak planlamalıdır. Bu da hem mevzuat (EPDK depolama yönetmelikleri vs.) hem teknik açıdan farklı bir yaklaşımdır ve maliyeti yükseltir. Bu nedenle çoğu işletme, kesintiler için zaten var olan jeneratör sistemine güvenir.

Özetle: Elektrik kesintilerinde, on-grid güneş enerjisi sistemleri otomatik olarak durur. AVM şebekeden yoksun kaldığında paneller devrede kalmaz, dolayısıyla güneş olmasına rağmen AVM’nin kendi elektriğini sağlamaya devam etmesi mümkün olmaz. Bu, sistemin arızası değil güvenlik özelliğidir. Eğer istisnai bir durumda (örneğin deprem gibi afetlerde) güneş enerjisi kullanarak elektrik sağlama planı varsa, o takdirde bataryalı bir sistem entegrasyonu düşünülmelidir. Ancak bu dediğimiz gibi özel bir çözümdür ve genel uygulamada yer almaz.

Avm için güneş paneli kurulumu için batarya depolama sistemi gerekli midir?

Batarya (enerji depolama) sistemleri, güneş enerjisi gibi kesintili kaynaklardan üretilen elektriği depolayarak, ihtiyaç duyulduğunda kullanılmasına olanak tanır. Bir AVM için güneş paneli kurulurken batarya eklenmesi zorunlu değildir, hatta çoğu çatı GES projesi depolamasız olarak gerçekleştirilir. Bunun temel sebepleri, lisanssız yönetmelikteki uygulama, ekonomik değerlendirme ve kullanım profilidir:

  • Lisanssız Yönetmelik ve Mahsuplaşma: Türkiye’de AVM gibi tüketiciler, güneş enerjisiyle ürettikleri fazla elektriği şebekeye verip aylık mahsuplaşma yapabildiği için (bir nevi şebekeyi “depolama” gibi kullanabildiği için) batarya ihtiyacı azalmaktadır. Gündüz üretilen fazla enerji şebekeye gidiyor, gece gerektiğinde şebekeden çekiliyor ve ay sonunda hesap sıfırlanıyor. Bu durumda şayet akü olsaydı, gündüz fazlayı aküye atıp gece aküden çekmek benzer işi yapacaktı ama şebeke varken buna ekonomik gerek yok. Mahsuplaşma mekanizması, depolama maliyetine girmeden fazla enerjiyi değerlendirme imkânı verir. Dolayısıyla çoğu işletme, depolama yerine şebekeyi kullanmayı tercih eder. 
  • Ekonomik Nedenler: Güneş paneli sistemine batarya eklemek, yatırım maliyetini oldukça artırır. 1 kWh depolama kapasiteli lityum iyon bataryanın maliyeti 2025 itibariyle tahminen 150-250 $ civarındadır (sisteme entegre maliyeti). Örneğin 1 MWh (1000 kWh) depolama kapasitesi isteseniz 200 bin $ veya üstü yatırım çıkabilir. Bu bataryalar ayrıca ömürlüdür, 8-15 yıl içinde yenilemek gerekebilir. Oysa şebekeye satmak/mahsuplaşmak şu an çok daha ekonomik. Bu yüzden ancak özel bir gereklilik varsa akü düşünülür. Yani batarya, yatırımın geri dönüş süresini uzatır, genelde finansal fizibiliteyi zorlaştırır. 
  • Kullanım Profili: AVM’lerin elektrik tüketimi profiline bakarsak, genellikle gündüz ve akşam saatlerinde yüksektir, gece ise temizlik vs dışında düşüktür. Güneş enerjisi gündüz üretim yapar ki bu tam AVM’nin en çok enerji tükettiği zamanla çakışır. Yani güneş enerjisi üretimi ile tüketimin doğal bir senkronizasyonu vardır. Öğlen saatlerinde klimalar, havalandırmalar tam kapasite çalışırken güneş de tepededir. Bu açıdan AVM’ler için belki akşam saatleri (özellikle yazın akşam geç saatlere kadar açık olanlar) ilave enerji ihtiyacı olabilir, ama bunu da şebekeden almayı sürdürür. Depolama olsaydı, gündüz fazla varsa akşama saklayayım denebilir ama çoğu zaman AVM’ler gündüz üretimin tamamını kendi tüketir veya ufak bir fazlayı şebekeye yollar. Fazla kısımlar genelde hafta sonu sabah erken saatler veya bayram gibi kapanış günlerinde olabilir. 
  • Yedekleme ve Kesintiler: Önceki soruda bahsettiğimiz gibi, eğer amaç kesinti anında da güç sağlamak ise batarya gerekebilir. Lakin çoğu AVM’nin jeneratörü mevcut. Jeneratör varken, sadece kesinti için akü kurmak mantıklı bulunmayabilir, zira jeneratör yakıtla çalışıp devreye girebilir. Ancak jeneratör yerine daha çevreci bir yedek güç istenirse, akü ve gerekli kontrol sistemleri ile “UPS” görevi görecek bir PV+batarya altyapısı tasarlanabilir. Yine de bu, geniş çaplı bir modifikasyon ve ek yatırımdır. Bunu yapmaya karar veren bir AVM, muhtemelen elektriğe çok kritik bağımlılığı olan (örneğin sunucular barındıran bir veri merkezi entegre vb.) bir yapısı olmalıdır. Standart bir AVM için jeneratör pratik çözüm olmuştur. 
  • Depolamalı GES Mevzuatı: Türkiye’de 2022’de depolama tesisleriyle ilgili düzenlemeler çıkmıştır. Lisanssız tesisler kendi tüketimi için depolama kullanabilir. Hatta depolama kapasitesi kadar ilave güç kurma imkânı gibi mevzuat gelişmeleri de var (lisanslı projelerde özellikle). Bir AVM teorik olarak, depolama kurarak belki ilave panel gücü de kurabilir limit üstü, ama bu alan ve maliyet meselesi. Bu mevzuat yenilikleri daha çok şebekeye satış yapan büyük tesisler için fırsat; AVM gibi kendi tüketimine göre kuranlar 5 MW sınırında zaten, aküye özel bir ayrıcalık şu an yok. 
  • Geleceğe Yönelik Düşünceler: Elektrik tarifeleri ileride saatlik olarak çok dalgalanırsa, mesela gündüz pahalı gece ucuz olursa, akülerle gece ucuzdan alıp gündüz kullanmak (peak shaving) mantıklı hale gelebilir. Şu anda ticarethane tarifesi tek zamanlı sabit fiyat olduğu için böyle bir ekonomik güdü de yok. Ancak ileride real-time pricing gibi şeyler gelirse, belki akü entegre eden işletmeler olabilir. Yine de bu spekülatif ve bugünün konusu değil. 

Özetle, bir AVM için güneş paneli kurulumunda batarya şart değildir ve genellikle kullanılmamaktadır. Paneller ürettikleri elektriği doğrudan AVM’nin o anki ihtiyacına yönlendirir, fazlası şebekeye verilir, eksik kalanı şebekeden alınır. Bu, mevcut düzen içinde en ekonomik ve basit yoldur. Batarya depolama sistemi ancak özel durumlarda gündeme gelir: Örneğin şebekeden tamamen bağımsız çalışmak isteniyorsa (off-grid), veya şebeke kesintilerinde kritik yükleri beslemek için kesintisiz güç kaynağı fonksiyonu planlanıyorsa. Bu durumlar dışında, depolama olmadan da sistem gayet verimli çalışır.

Bataryasız sistemde de elektrik şebekesi bir nevi sonsuz batarya gibi davranır – ihtiyaç fazlasını “depolar” (şebeke geneline yayar), ihtiyaç olduğunda geri alırsınız. Tabii bu “depolama” bedava değildir, ama mahsuplaşma mekanizması sayesinde 1’e 1 enerji alıp verme imkânı sunulmuştur. Bu yüzden AVM’ler için depolama, bir ihtiyaç olmaktan ziyade, opsiyonel bir lüks/özellik konumundadır.

Avm için güneş paneli kurulumu çevresel faydaları nelerdir?

Güneş paneli kurulumunun çevresel faydaları, hem küresel ölçekte iklim değişikliğiyle mücadeleye katkısını hem de yerel çevresel etkilerini kapsar. Bir AVM’nin kendi elektriğini güneşten üretmesi, önemli ölçüde karbon ayak izini azaltır ve temiz enerji kullanımını teşvik eder. İşte bu faydaların detayları:

  • Karbon Emisyonlarının Azaltılması: Türkiye’de elektrik üretimi halen önemli oranda fosil yakıtlara (doğalgaz, kömür) dayalı olduğu için şebekeden çekilen her kWh elektrik belli bir karbon salımı demektir. Resmi verilere göre Türkiye’de şebekeye verilen her 1 MWh elektrik için yaklaşık 0,442 ton CO₂ eşdeğerinde sera gazı emisyonu oluşmaktadır. Bir AVM, yıl içinde örneğin 1.000.000 kWh elektriğini güneş panellerinden karşılamışsa, yaklaşık 442 ton CO₂ salımını önlemiş olur. Bu, çok ciddi bir azaltımdır. Karşılaştırma yapmak gerekirse, 442 ton CO₂ salımı, yaklaşık 180 adet aracın bir yılda atmosfere yaydığı karbona denktir (ortalama bir otomobil yılda ~2,4 ton CO₂ salımı yapar). Dolayısıyla AVM GES projesi, her yıl yüzlerce arabanın trafikten çekilmesine eşdeğer bir emisyon düşüşü sağlar. Bu da küresel iklim değişikliğiyle mücadeleye kurumsal ölçekte önemli bir destektir. 
  • Fosil Yakıt Tüketiminin Azalması: Güneş enerjisi kullanımı, petrol, kömür, doğalgaz gibi tükenebilir kaynaklara olan talebi azaltır. Bir AVM, elektrik ihtiyacının büyük kısmını kendisi üreterek elektrik santrallerinin yakıt talebini o oranda düşürür. Özellikle yaz aylarında tepe talebi düşürerek, ilave doğalgaz santrali çalıştırma gereğini azaltabilir. Bu da fosil yakıt ithalatını ve kullanımını azaltıcı etkidedir. Makro düzeyde küçük görünse de yaygınlaştığında ülke ekonomisi ve kaynak sürdürülebilirliği için faydalıdır. 
  • Hava Kalitesine Katkı: Güneş enerjisi üretimi sırasında hiçbir hava kirletici madde salmaz. Oysa fosil yakıtlı santrallerde karbon dioksitin yanında kükürt dioksit (SO₂), azot oksitler (NOx), partikül madde gibi kirleticiler açığa çıkar. Bu maddeler asit yağmuru, duman (smog) ve sağlık sorunlarına yol açar. Yenilenebilir enerjinin payı arttıkça bu tür kirleticiler de azalır. AVM’nin kendi enerjisini üretmesi küçük de olsa bölgesel ölçekte daha temiz hava anlamına gelir. Özellikle şehir şebekesinde elektrik talebinin bir kısmını PV karşılayınca, şebeke marjinal santrali belki bir kömür santrali yerine devre dışı kalır. Bu da o santralden salınacak kirleticileri önler. 
  • Su Tüketiminin Azalması: Termik santraller elektrik üretmek için ciddi miktarda su kullanır (soğutma suyu gibi). Güneş enerjisi santralleri ise çok az su tüketir, sadece panel temizliğinde su kullanılır o kadar. Dolayısıyla su kaynakları üzerinde de olumlu etkisi vardır. Özellikle kurak bölgelerde su tasarrufu kritiktir; güneş enerjisi bunu sağlar. 
  • Atık Azaltımı ve Kaynak Kullanımı: Güneş panelleri uzun ömürlüdür (25+ yıl). Bu süre boyunca başka bir yakıt veya ham madde tüketmeden çalışırlar. Panel üretimi sırasında bazı kaynaklar kullanılsa da bir kere üretildikten sonra sürekli enerji üretirler. Bu, sürekli kömür/mazot yakmaya kıyasla atık oluşturmayan bir süreçtir. Nükleer gibi radyoaktif atık da bırakmazlar. 25 yıl sonunda paneller geri dönüştürülebilir (cam, alüminyum, silikon vb. yeniden değerlendirilebilir). Bu açıdan döngüsel ekonomi prensiplerine de katkılıdır. 
  • Yerel Isı Adası Etkisine Potansiyel Katkı: İlginç bir ek fayda olarak, büyük çatıları güneş panelleriyle kaplamak, o çatının güneşten ısınmasını azaltır (çünkü gelen ışığı elektriğe çeviriyor bir kısmını). Bu da binanın soğutma yükünü hafif azaltabilir. Ayrıca şehirlerde kentsel ısı adası etkisi denen, yapıların güneşle ısınıp gece ısıyı salması olayı vardır; paneller beyaz çatı benzeri bir koruyucu tabaka görevi görerek ısıyı bir nebze keser. Her ne kadar küçük bir etki olsa da, çok sayıda bina panelle kaplanırsa şehrin genel ısınmasını da azaltır. 
  • Sürdürülebilirlik ve Farkındalık: Bir AVM’nin güneş enerjisi kullanması, topluma ve ziyaretçilerine çevre bilinci mesajı verir. Bu dolaylı bir fayda olsa da, binlerce kişinin ziyaret ettiği bir yerde güneş panellerini görmesi veya AVM’nin bunu vurgulaması, yenilenebilir enerji farkındalığını artırır. Belki bu ziyaretçiler evlerine güneş paneli taktırmayı düşünür, veya en azından enerji tasarrufu konusunda bilinçlenir. Bu tür vitrin etkisi de çevreye yaygın fayda sağlar. 
  • Yeşil Bina ve Sürdürülebilirlik Sertifikaları: Güneş paneli kurulan AVM, LEED, BREEAM gibi yeşil bina sertifikasyonlarında ek puanlar kazanır. Bu sayede bu sertifikaları almaya hak kazanabilir veya mevcut sertifika seviyesini yükseltebilir. Yeşil binalar, çevreye duyarlı pratikleriyle genel ekolojik ayak izini azaltmış yapılar olarak kabul edilir. GES kurulumları bu kapsamda önemli bir kriterdir. 

Örnek vermek gerekirse, 5 MW’lık bir AVM çatı GES’i yılda 6-7 GWh elektrik üretebilir; bu da yaklaşık 3000-3500 ton CO₂ emisyonunu engeller. Bunu ağaç dikmeyle kıyaslarsak, bir ağacın yılda ~22 kg CO₂ emdiği söylenir, yani 3.500.000 kg CO₂ offset için 160.000 ağaç gerekir. GES, bu denli bir karbon azaltımını tek seferde başarır. Bu, hava kirliliğine ve iklim değişikliğine karşı büyük bir pozitif etkidir.

Sonuç olarak, AVM için güneş paneli kurulumu çevresel açıdan son derece faydalıdır: Karbon emisyonlarını azaltır (iklim dostudur), fosil yakıt tüketimini ve hava kirleticileri düşürür, su kaynaklarını korur ve genel sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sunar. AVM ölçeğinde belki bir enerji santrali kadar dev katkı değil ama her bir kurulumun domino etkisi vardır – bir AVM bugün bu adımı atar, yarın bir başkası onu takip eder. Böylelikle temiz enerji dönüşümü ivme kazanır. Bu açıdan AVM’lerin güneş enerjisine yönelmesi, sadece kendi çevresel ayak izlerini küçültmekle kalmaz, toplum genelinde de temiz enerjiye geçişi teşvik eden örnek uygulamalar oluşturur.

Avm için güneş paneli kurulumu için gerekli çatı alanı ne kadardır?

Güneş paneli kurulumunun boyutlandırılmasında en önemli fiziksel kısıt, mevcut çatı alanıdır. Belirli bir kurulu gücü yerleştirebilmek için gereken alan, kullanılan panellerin verimliliğine, panel yerleşim açısına ve montaj düzenine bağlı olarak değişir. Genel bir kural vermek gerekirse: 1 kW kurulu güce sahip güneş paneli sistemi için yaklaşık 5-8 metrekarelik bir alan gereklidir. Bu aralık, panel teknolojisi geliştikçe ve yerleşim optimizasyonuna göre daralabilmektedir.

Hesabı biraz açalım: 2025 itibariyle yaygın kullanılan bir güneş paneli yaklaşık 2 metrekare boyutlarındadır (örneğin 1×2 m ebatlarında). Bu büyüklükteki bir panelin gücü 500 W mertebesine ulaşmıştır. Yani 1 kW (1000 W) güç için kabaca 2 adet panel gerekir, bu panellerin kapladığı alan ~4 m² yapar. Ancak paneller arasında ve kenarlarda boşluklar bırakmak, bakım yolları oluşturmak gibi pratik sebeplerle ek alana ihtiyaç duyulur. Ayrıca paneller eğer eğimli konumlandırılıyorsa (düz çatıya açılı montaj gibi) arka arkaya dizilen panellerin birbirinin güneşini kesmemesi için sıralar arası mesafe bırakılır. Bu mesafe coğrafi enleme ve panel eğimine göre panel boyutunun birkaç katı olabilir. Dolayısıyla gerçek kurulumda 1 kW başına düşen alan ihtiyacı, tek tek panellerin alanından daha fazla olur.

  • Düz Çatı Örneği: Bir AVM düz çatısında panelleri güneye ~15-20° eğimle yerleştirdiğimizi düşünelim. 2m uzunlukta bir panel bu açıda ~0.5-0.7 m yükseklik kazanacaktır. Kış güneşi açısına göre belki her panel sırası arkasında 1-2 m boşluk bırakmak gerekir. Bir metrelik panel sırası belki 3-4 m aralıkla yerleştirilir. Bu geometri hesaba katılınca, 1 panelin (2 m²) getirdiği güç 500 W ise, 1 kW için 4 m² panel + belki 4 m² aralık = ~8 m² alan çıkabilir. Fakat eğer panel eğimi düşük tutulursa (5-10° gibi) aralıklar da azalır, belki 5-6 m²/ kW’ya inebilir. 
  • Eğimli Çatı Örneği: AVM’nin çatısı zaten eğimliyse (örneğin hafif tonoz çatı veya %10 eğimli bir çatı), paneller çatıya paralel konabilir. Bu durumda sıralar arası mesafe gerekmez, paneller bitişik dizilebilir. Bu en yoğun yerleşimdir ve 1 kW için ~4-5 m² yeterli olabilir (boşluklar sadece panel kenarlarındaki servis payları kadardır). 
  • Yüksek Verimli Paneller: Eğer daha yüksek wattlı paneller kullanılırsa (örneğin 600 W’lık büyük paneller, boyu belki 2.3 m x 1.3 m = 3 m²), bunların birim gücü/alanı artmış demektir. Bu durumda 1 kW daha az panel gerektirir ve alan verimliliği artar. Örneğin 600 W panel 3 m² ise, 1 kW için 1.67 panel yani 5 m² panel alanı eder. Aralıklarla belki 7 m²/ kW olabilir. 
  • Engellerin Etkisi: Çatıda kullanılabilir alan, havalandırma cihazları, ışıklıklar, yangın merdivenleri gibi engeller nedeniyle bölünebilir. Bu engeller hem alan kaybına hem de gölge alanları yaratmaya sebep olur. Paneller, bu engellerden uzak konumlandırılmalıdır. Dolayısıyla brüt çatı alanının tamamı kullanılamayabilir. Örneğin 10.000 m² çatı varsa, belki engeller nedeniyle net 8000 m² kalır. Bu net alan üzerinden yukarıdaki m²/kW hesabı yapılır. 
  • Tipik Rakamlar: Pratikte, modern panellerle genellikle şu öngörüler kullanılabilir: 
    • 5 m²/kW – Yüksek verimli paneller, sık yerleşim (özellikle endüstriyel düz çatılarda düşük eğim montajı). 
    • 7 m²/kW – Orta verimli/orta eğim senaryosu. 
    • 10 m²/kW – Daha düşük verimli paneller veya büyük boşluk gerektiren dizilim (yoğun gölge endişesiyle).
      Bu demektir ki 1 MW (1000 kW) sistem için 5000 ila 10000 m² çatı alanı gerekir, tipik olarak ~7000 m² bir alan yeterli olabilir. 
  • Örnek Hesap: Diyelim bir AVM yılda 4 GWh tüketiyor ve 2 MW kurmak istiyor. Yaklaşık 2 MW için 2 * (5-8) = 10,000 – 16,000 m² alan gerekir. Bir futbol sahası yaklaşık 7000 m² ise, 1.5 ila 2 futbol sahası büyüklüğünde bir çatı alanı demektir. Büyük bir regional AVM’nin çatısı (otopark üstleri dahil) genelde bu kadardan fazladır, dolayısıyla sığabilir. Ancak daha küçük bir AVM ise, belki tüm çatıyı kaplasa bile 1 MW anca alabilir. 
  • Otopark ve Cephe Alanları: AVM’ler bazen açık otoparkların üzerini güneşlik gibi panellerle kaplayabilir (solar carport). Bu da ekstra alan demektir. Bir açık otoparkın her bir arabalık alanı ~12 m² ise ve üzerine panel koyarsanız belki 2 kW sığar. Yüz arabalık bir otopark 1200 m², belki 150 kW alır. Bu da çatıya ek kapasite demektir. AVM çevresinde böyle alanlar kullanılarak toplam kurulu güç artırılabilir. Cepheler de düşük verimli de olsa yüzey sağlar. 
  • Modüler Kurulum: Alan kısıtı varsa, AVM’ler modüler yaklaşıp kısmi kurulum yapabilir. Örneğin önce 2000 m² kullanılabilir alana 300 kW kurar, sonra başka bir bölüm müsait olduğunda 300 kW daha ekler. Lisanssız yönetmelik izin verdiği sürece bu aşamalı yapılabilir. Bu esneklik, alan verimliliğini parça parça optimize etmeye olanak tanır. 

Sonuç olarak, güneş paneli kurmak için gereken çatı alanı, kurulmak istenen kapasiteyle doğru orantılıdır. Kaba bir yaklaşımla her 1 kW için 5-8 metrekare çatı alanı planlamak gerekir. Bu hesabı bilen bir AVM yöneticisi, kendi çatı metrekaresine bakarak yaklaşık kaç kW panel sığdırabileceğini öngörebilir. Örneğin çatısı 5000 m² ise, muhtemelen 700-1000 kW civarı (0.7-1 MW) sistem kurulabilecektir. Daha detaylı hesap için uzmanlar gölge analizi ve 3D yerleşim çalışması yaparlar. Ama genel anlamda, büyük AVM’lerin geniş çatıları olduğundan çoğu, önemli kapasitede GES’i ağırlayacak alana sahiptir. Kritiklik, alanın verimli kullanımı ve statik taşıma gibi konularla beraber değerlendirilmelidir.

Avm için güneş paneli kurulumu için sigorta ve garanti kapsamı nedir?

Güneş paneli kurulumu bir yatırım olduğu kadar, işletme süresince korunması gereken bir varlıktır. Bu nedenle, hem üretici/tedarikçi garantileri hem de sigorta güvenceleri devreye girer. Bir AVM için yapılan güneş enerjisi sisteminde, aşağıdaki garanti türleri ve sigorta kapsamları söz konusu olacaktır:

  • Panel Garantileri: Güneş panelleri için iki tür garanti bulunur: 
    • Ürün (İmalat) Garantisi: Bu, panelde imalat kaynaklı hatalara karşı verilen garantidir. Genellikle 10-12 yıl süreyle geçerlidir. Bu süre zarfında panelde herhangi bir malzeme veya üretim hatası ortaya çıkarsa (örneğin hücre çatlaması, laminasyon hatası, bağlantı kutusu arızası gibi), üretici paneli ücretsiz değiştirir veya geri ödemede bulunur. Örneğin kaliteli markalar 12 yıl ürün garantisi sunar. 
    • Performans Garantisi: Panelin belirli bir süre sonunda belirli bir performansta olacağını taahhüt eden garantidir. Tipik olarak 25 yıl olarak verilir. İki şekli olabilir: kademeli (step) veya lineer. Örneğin lineer performans garantisinde üretici der ki: “Panel ilk yıl sonunda en fazla %2 güç kaybeder, sonra yılda en fazla %0,5 kayıpla 25. yılın sonunda en az %80 gücünde olacaktır.”. Eğer panel bu sözleşilen değerlerin altına düşmüşse (mesela 10. yılda olması gerekenden 5 puan daha verimsizse), üretici aradaki farkı panel değişimi veya ek panel temini şeklinde karşılar. Bu garanti, panellerin uzun vadeli dayanıklılığını güvence altına alır. 
  • İnvertör Garantileri: İnvertörler için standart ürün garantisi süresi genelde 5 yıltır. Pek çok üretici opsiyonel olarak garanti uzatma hizmeti sunar; ek bir ücretle 10 yıla, 15 yıla kadar çıkarılabilir. AVM gibi büyük sistemlerde invertörün uzun vadeli desteği önemli olduğu için 10 yıl garanti tercih etmek mantıklı olabilir. Garanti kapsamında, invertörde bileşen arızası olursa (kart arızası, IGBT yanması vb.) üretici ücretsiz tamir veya değiştirme yapar. Bazı invertör firmalarının yerel servisleri bulunur, bu hız kazandırır. Ayrıca invertör üreticileri uzaktan izleme garantisi de veriyor olabilir (örneğin 5 yıl ücretsiz izleme platformu kullanımı). 
  • Diğer Ekipman Garantileri: Montaj sistemleri (alüminyum profiller, bağlantı elemanları) genelde 10 yıl korozyon garantili malzemelerdir. Kablolar, konnektörler için üretici hatalarına karşı belki 2 yıl gibi daha kısa garantiler olur ancak bunlar genelde arıza çıkarmayan pasif parçalardır. Yine de MC4 konnektör gibi parçalar bilinen markaysa (Staubli gibi) onların da 5-10 yıl kullanım ömrü beklentisi ve garantisi vardır. 
  • İşçilik ve Kurulum Garantisi: EPC firmaları genellikle kendi yaptıkları işçiliğe karşı belli bir süre (örneğin 2 yıl) işçilik garantisi verir. Bu demektir ki, kurulumdan kaynaklı bir sorun (gevşek bağlantı, su izolasyon hatası, kablo tavası çökmesi gibi) olursa ilk 2 yılda ücretsiz düzeltirler. Ayrıca sistem performans garantisi de sözleşmeye konabilir: Belirli bir üretim rakamının altına inmemesi gibi taahhütler (buna erişilmezse cezai yaptırımlar vb.). Bu tür garantiler, yüklenicinin işini doğru yapmasını teşvik eder. 
  • Sigorta Kapsamı: Bir güneş enerjisi santrali, kurulum bitiminden itibaren mühendislik sigortası (EPC All Risk) veya işletme aşamasında ticari sigorta kapsamına alınmalıdır. Sigorta, öngörülemeyen risklere karşı finansal koruma sağlar: 
    • All Risk Sigortası: Genelde inşaat tamamlandıktan sonra devreye alınan “tesis sigortası” olarak, güneş santralini doğal afetler (fırtına, dolu, deprem, sel), yangın, yıldırım düşmesi, patlama, hırsızlık, vandalizm gibi pek çok riske karşı teminat altına alır. Örneğin dolu yağdı paneller zarar gördü, sigorta bunları karşılar. Veya aşırı fırtınada panel uçtu, karşılar. Bu poliçede dikkat edilecek nokta dolu tanesi boyutu, rüzgâr hızı limitleri gibi şartlar olabilir; bunlar mümkün olduğunca geniş teminatlı seçilmelidir, sonuçta paneller endüstriyel dayanımda olsa da doğa şakası olmaz. Sigorta primi, toplam yatırımın belli bir binde’si düzeyindedir (örneğin yıllık prim tutarı yatırımın %0.2-0.3’ü gibi). 
    • Kullanım Kaybı (Kaybı Kar): İstenirse poliçeye, bir hasar nedeniyle üretim yapılamadığı dönemin gelir kaybını da eklemek mümkün. Mesela büyük bir arıza oldu, 2 ay sistem kapalı kaldı onarım için; bu sürede elde edilemeyen mahsuplaşma bedelini sigorta ödeyebilir (bu ek teminattır). 
    • Üçüncü Şahıs Mali Sorumluluk: Panellerin sebep olabileceği bir dış zarara (mesela çatıdan panel düşüp birinin arabasına zarar verdi diyelim) karşı bu teminat da poliçede yer alabilir. AVM zaten genel sorumluluk sigortasına sahip olur, ama GES’i de kapsadığından emin olmak gerekir. 
  • Garanti İstisnaları: Hem üretici garantileri hem sigorta, kullanıcı hatası veya ihmal durumlarında geçerli olmayabilir. Örneğin, panel üreticisi garanti verir ama eğer panel üzerinde yetkisiz bir modifikasyon yapılmışsa veya yanlış temizleme yüzünden camı çizilmişse garanti dışı diyebilir. İnvertör garanti etiketleri sökülürse vs. bozulabilir. Sigorta da bakım yapılmazsa ve yangın çıkarsa tartışma konusu yapabilir. Bu yüzden bakım kayıtları tutmak önemlidir. Yılda 2 kez bakım yapıldığı, termal kamera ile kontrollerin yapıldığı, temizliğin düzenli olduğu belgelendirilirse, hem garantiden hem sigortadan yararlanmak kolaylaşır. 
  • Garanti İşlemleri: Panel veya invertör arızası tespit edilirse, garanti kapsamında değişim süreci başlatılır. Burada EPC firması ilk yıllarda yardımcı olur genelde. Örneğin bir panelin iç camında oksitlenme fark edildi, üreticiye bildirilir, inceleme sonrası yenisi gönderilir. Bu süreçte bir iki panel arızası toplam üretimi pek etkilemez ama invertör arızası etkiler; invertör garantisinde hızlı servis önemli. Bazı invertör markaları 48 saat içinde yedek cihaz temin etmeyi taahhüt ediyor mesela (servis anlaşmasıyla). Bu tip hizmetleri değerlendirmek lazım. 
  • Ömür Sonu ve Geri Dönüşüm: Garanti süresi dolduktan sonra da paneller çalışmaya devam edeceğinden, aslında tam bir “sigorta” niteliğinde olmasa da üretici sorumluluğu açısından, Avrupa Birliği’nde zorunlu olan geri dönüşüm programları var. Türkiye’de henüz atılacak panel çok olmadı ama 25-30 yıl sonra ömrünü dolduran panellerin geri dönüşümü gündeme gelecek. Bazı üreticiler PV Cycle gibi organizasyonlara üyedir, ileride panelleri toplayıp geri dönüştürmeyi üstlenirler. Bu da çevresel bir güvence sayılabilir. 

Özetle, AVM güneş paneli kurulumunun sigorta ve garanti kapsamı oldukça geniş tutulabilir. Üretici firmalar panelleri 25 yıla kadar performans garantisiyle desteklerken, invertörler de uzun süreli garantiyle güvence altına alınabilir. Sigorta ise beklenmedik risklere karşı finansal koruma sağlar. AVM yönetimi için önemli olan, kurulum aşamasında bu garanti ve sigorta konularını netleştirmek, belgelerini dosyalamaktır. Düzenli bakım ve izleme yaparak hem garantileri sürdürmek hem de sigorta poliçesinin geçerliliğini korumak gerekir. Bu sayede, yatırımın ömrü boyunca olası sorunlar en aza indirilmiş ve güvence altına alınmış olacaktır.

 

Güneş Paneli Kurulumu, Güneş Enerjisi Paneli Kurulum Maliyeti

Dinlenme Tesisleri İçin Güneş Paneli Kurulumu
Restoran İçin Güneş Paneli Kurulumu
Akaryakıt İstasyonları İçin Güneş Paneli Kurulumu
Apartman İçin Güneş Paneli Kurulumu
Site İçin Güneş Paneli Kurulumu
Plaza İçin Güneş Paneli Kurulumu
Tarla İçin Güneş Paneli Kurulumu
Üniversite İçin Güneş Paneli Kurulumu
Villa İçin Güneş Paneli Kurulumu
Sera İçin Güneş Paneli Kurulumu
Çiftlik İçin Güneş Paneli Kurulumu
Müstakil Ev İçin Güneş Paneli Kurulumu
Otel İçin Güneş Paneli Kurulumu
Avm İçin Güneş Paneli Kurulumu
Fabrika İçin Güneş Paneli Kurulumu
Okul İçin Güneş Paneli Kurulumu
Ev İçin Güneş Paneli Kurulumu
Otopark İçin Güneş Paneli Kurulumu

Kaynakça

  1. Enerji İşleri Genel Müdürlüğü, ETKB – “Lisanssız Elektrik Üretimi”. Lisanssız güneş enerji sistemlerinin yasal çerçevesini ve aylık mahsuplaşma esaslarını açıklayan resmi doküman. Özellikle ihtiyaç fazlası üretimin 10 yıl boyunca dağıtım şirketince satın alınmasını ve tüketimi aşan satış miktarının sınırlandırılmasını ortaya koymaktadır.
     
  2. T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı – “Türkiye Elektrik Üretimi ve Emisyon Faktörleri” (Resmi Web, 2020). Türkiye elektrik şebekesinin ortalama karbon yoğunluğunu veren çalışma. 1 MWh elektrik üretimi başına 0.442 ton CO₂ eşdeğeri sera gazı emisyonunu açıklar. Güneş enerjisinin sağlayacağı emisyon azaltımı hesaplarında temel referanstır.

 

EÇE Enerji, 2018 yılında, Türkiye sanayisinin öncülerinden EGE ÇELİK’ in güvencesiyle kuruldu. İlk adımda İzmir Aliağa’da bulunan EGE ÇELİK tesislerine elektrik tedariki sağlarken kısa sürede enerji tedarik sektöründe güvenilir, istikrarlı ve sürdürülebilir hizmet sunan bir marka haline geldi.

Bugün, 81 ilde bulunan müşterilerine elektrik tedarik eden EÇE Enerji, GES yatırımları, yeşil enerji tedariki, araç şarj istasyonu hizmetleri ile müşterilerine enerjinin birçok alanında destek veren bir iş ortağı konumundadır. Enerji sektöründe şeffaflık, kalite ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle hareket eden EÇE Enerji; teknolojiyi ve yenilikçiliği merkeze alan anlayışıyla geleceğin ihtiyaçlarına bugünden cevap vermektedir.

Diğer Bloglar
EÇE Enerji ile güvenilir ve sürdürülebilir
elektrik tedarikine başlayın.