Blog
22 Temmuz 2025

Ofis İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu

İçindekiler

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu İçin EPDK Lisansı Gerekir mi?

Türkiye’de elektrikli araçlara şarj hizmeti sunmak, 2022’den itibaren bir piyasa faaliyeti olarak tanımlanmıştır ve bunu ticari olarak yapmak isteyenlerin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan (EPDK) Şarj Ağı İşletme Lisansı alması zorunludur. Ancak bir ofis kendi bünyesinde, sadece çalışanlarına veya şirket araçlarına yönelik bir şarj istasyonu kuruyorsa ve bu hizmeti kamuya açık ticari bir faaliyet olarak sunmuyorsa, EPDK’dan lisans alması gerekmez. Yani yalnızca iç kullanım amaçlı (ücretsiz veya masrafına karşılık) bir şarj noktası kurulumu, lisans gerektiren “şarj hizmeti” kapsamına genellikle girmez.

Buna karşılık, ofis içinde kurulan istasyon üçüncü şahıslara ücret karşılığı hizmet verecekse durum değişir. 5015 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’ndaki değişiklik uyarınca şarj hizmeti sunmak lisanslı bir faaliyet alanıdır. Dolayısıyla bir ofis, şarj hizmetini ticari bir hizmet olarak vermek isterse ya kendisi EPDK’dan lisans almalı ya da EPDK’dan lisans almış bir şarj ağı işletmecisi ile iş birliği yapmalıdır. Mevzuata göre bireysel şarj istasyonu işletmecilerinin doğrudan lisans alma zorunluluğu yoktur; bunun yerine lisanslı bir şarj ağı işletmecisinden sertifika alarak onun ağına bağlı şekilde hizmet verebilirler. Özetle, ofis içindeki şarj noktası sadece şirket içinde kullanılıyor ve ücretlendirme yapmıyorsa lisans gerekmez; halka açık veya ücretli kullanım söz konusuysa, EPDK lisansı veya lisanslı bir ağın parçası olma şartı bulunmaktadır.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu İçin Belediyeden İzin veya Ruhsat Alınması Gerekir mi?

Evet, belirli izinler gereklidir. Ancak bu izin, klasik “işyeri açma ve çalışma ruhsatı” şeklinde olmayabilir. 29 Temmuz 2023’te yapılan düzenleme ile, elektrikli araç şarj istasyonları için mevzuatta iki kategori tanımlandı: (i) Müstakil Şarj İstasyonları (örneğin sadece şarj hizmeti veren, akaryakıt istasyonu benzeri tesisler) ve (ii) İş yerlerinde veya toplu yapılarda bulunan şarj istasyonları (yani ofis, AVM, site gibi mevcut işletme veya yapıların içinde yer alan istasyonlar). Buna göre, müstakil şarj istasyonları halen belediyeden normal bir İş Yeri Açma ve Çalışma Ruhsatı almak zorundadır. Ofis gibi bir işyeri bünyesinde kurulacak şarj istasyonları ise artık ayrıca işyeri ruhsatı gerektirmez; bunun yerine belediyeden “Yer Seçimi ve Faaliyet İzin Belgesi” alınması yeterlidir.

Bu Yer Seçimi ve Faaliyet İzin Belgesi, ilgili yetkili idare (büyükşehir statüsündeki illerde büyükşehir belediyesi) tarafından verilir. Başvuru, yönetmelik ekindeki standart Başvuru/Beyan Formu doldurularak yapılır ve belediye bu formdaki beyanlar dışında ek bir belge talep edemez. İzin belgesi için, istasyonun kapladığı alan üzerinden bir ücret alınır: büyükşehirlerde her metrekare için 50 TL, diğer belediyelerde 25 TL dir. Bu ücret her yıl yeniden değerleme oranında güncellenir ve bu harç dışında belediyeler başka bir bedel talep edemez. Sonuç olarak, ofisinizde elektrikli araç şarj noktası kurarken, bağlı bulunduğunuz belediyeye başvurarak Yer Seçimi ve Faaliyet İzni almanız gerekir. Bu izin prosedürü, işyeri ruhsatına kıyasla daha basit bir beyan usulüne dayanır ve gerekli belgeler standart olarak yönetmelikte tanımlanmıştır.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu ile İlgili Mevzuat ve Yönetmelikler Nelerdir?

Ofislerde EV (Electric Vehicle) şarj altyapısını ilgilendiren birden fazla yasal düzenleme bulunmaktadır. Başlıca mevzuat ve yönetmelikler şunlardır:

  • Elektrik Piyasası Kanunu (No. 6446): 21.12.2021 tarihli kanun değişikliği ile elektrikli araçlara şarj hizmeti kavramı kanuna eklendi ve şarj hizmeti sunma lisansının zorunlu hale geleceği hükme bağlandı. Bu kanun, elektrik piyasasını düzenleyen çerçeve yasadır ve şarj hizmetini de piyasa faaliyeti olarak tanımlar.
  • Şarj Hizmeti Yönetmeliği (02.04.2022 tarihli Resmî Gazete): EPDK tarafından çıkarılan bu yönetmelik, elektrikli araç şarj ünitesi ve istasyonlarının kurulması ve işletilmesi ile şarj ağlarının lisanslanması hususlarında usul ve esasları belirler. Yönetmelikte şarj ağı işletmecilerinin lisans şartları, istasyonların teknik gereklilikleri, kullanıcı hakları, fiyatlandırma kuralları gibi ayrıntılar düzenlenmiştir.
  • İş Yeri Açma ve Çalışma Ruhsatları Yönetmeliği Değişikliği (29.07.2023 RG 32263): Bu değişiklik ile mevcut işyeri ruhsatı mevzuatına elektrikli araç şarj istasyonları konusunda özel hükümler eklendi. Yukarıda belirtildiği gibi, şarj istasyonları “müstakil” ve “işyeri/toplu yapı içi” olarak ayrılarak, ofis gibi işyeri bünyesindeki istasyonlara ayrı ruhsat yerine izin belgesi uygulaması getirildi. Bu düzenleme Resmî Gazete’de yayımlanmış olup belediyelerin uygulaması gereken kuralları içerir.
  • Otopark Yönetmeliği (25.03.2021 tarihli değişiklikler): Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Otopark Yönetmeliği’nde yaptığı güncellemeyle, yeni yapılacak binaların otoparklarında elektrikli araçlara yer ayrılması zorunluluğu getirildi. Zorunlu otopark adedi 20 ve üzeri olan yapılarda, en az %5 oranında park yerinin elektrikli araç şarj ünitelerine uygun şekilde hazırlanması şarttır. (1 Ocak 2023’e kadar geçiş sürecinde bu oran %2 olarak uygulanmış, sonrasında %5’e çıkmıştır.) Ayrıca büyük alışveriş merkezleri ve genel otoparklarda bu oran %10’a çıkarılmakta ve belirli büyüklükteki AVM’lerde hızlı şarj üniteleri bulundurma zorunluluğu getirilmektedir. Ofis binaları da yeni inşa ediliyorsa bu yükümlülüklere tabidir.
  • Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği: Bu, tüm binalardaki elektrik tesisatlarının kurulum ve güvenliğine dair yönetmeliktir (1984/2000 tarihli güncel haliyle). Elektrikli araç şarj istasyonları da sonuçta bir elektrik iç tesisat unsuru olduğundan, kablolama, koruma elemanları, topraklama vb. konularda bu yönetmelik hükümlerine uygun yapılmalıdır. Örneğin, şarj devrelerinin projelendirilmesi, uygun kesitte kablolar ve şarj sistemine özel koruma düzenekleri bu genel yönetmelik uyarınca gerçekleştirilir.
  • Türk Standartları (TSE): Her ne kadar kanun veya yönetmelik olmasa da, TSE tarafından yayınlanan TS 13909 (Terimler ve tanımlar) ve TS 13912 (Kurulum ve güvenlik gerekleri) standartları, elektrikli araç şarj ünitelerinin teknik standartlarını tanımlar. EPDK’nın düzenlemeleri de bu standartlara uyumu teşvik eder ve örneğin şarj cihazlarının TS 13912’ye uygun olması beklendiği resmi destek programlarında belirtilir.

Bunların dışında, Kat Mülkiyeti Kanunu (No. 634)’nda yapılan değişiklikler ve bakanlık genelgeleri, apartman veya sitelerde (toplu yapılarda) elektrikli araç şarj noktası kurulumunu kolaylaştırmıştır (aşağıda detaylanmıştır). Ayrıca, EPDK’nın periyodik olarak yayınladığı Şarj Hizmeti Piyasası Raporları sektöre dair güncel verileri içerir ve resmi istatistik sağlar. Tüm bu mevzuata uygun hareket ederek ofisinizde şarj istasyonu kurmak, hem yasal uyum hem de güvenlik açısından önemlidir.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Altyapı Gereksinimleri Nelerdir?

Bir ofiste elektrikli araç şarj istasyonu kurmak için öncelikle mevcut elektrik altyapısının yeterliliği değerlendirilmelidir. Şarj istasyonu kurulacak noktada yeterli güç kapasitesi, uygun kablolama ve koruma elemanları bulunması gerekir. Genellikle şarj cihazı için ana panodan ayrı bir devre çekilir; bu devrede uygun kesitli kablolar, uygun amperajda sigorta/şalter ve kaçak akım koruma rölesi (RCD) gibi koruyucular tesis edilmelidir. Altyapının topraklama düzeninin ve kısa devre koruma düzeneğinin de şarj ünitesi gereksinimlerine uygun olması şarttır. Özellikle yüksek güçlü istasyonlar söz konusuysa, binanın mevcut elektrik beslemesi ve trafosu bu ek yükü kaldırabilecek kapasitede olmalıdır – aksi takdirde altyapı güçlendirmesi yapmak gerekecektir.

TS 13912 standardı, elektrikli araç şarj sistemlerinin şebekeye bağlanmasını sağlayan alçak gerilim tesisatının tasarımı, kurulumu, montajı ve güvenliği konusunda ayrıntılı gereksinimleri tanımlar. Bu standart uyarınca, şarj ünitesine giden hattın başındaki kesiciden itibaren tüm tesisatın uygun şekilde projelendirilmesi ve doğrulanması gerekir. Yani ofisinizde şarj istasyonu kurarken teknik proje hazırlanmalı ve bu proje hem yönetmeliklere hem de TSE standartlarına uygun olmalıdır. Profesyonel bir elektrik mühendisi tarafından altyapının değerlendirilmesi tavsiye edilir; zira yetersiz bir altyapı, şarj sürecinde kesintilere veya güvenlik problemlerine yol açabilir.

Ayrıca fiziksel yerleşim açısından, şarj cihazının konumuna yakın bir elektrik panosu veya besleme noktası olmalıdır. Bu, uzun ve karmaşık kablo güzergâhlarını önleyerek gerilim düşümü ve maliyeti azaltır. Şarj istasyonunun kurulacağı yerde cihazın sabitleneceği uygun bir yüzey (duvar veya zemin) ve araçların rahatça yaklaşabileceği bir park alanı bulunmalıdır. Hava koşulları da dikkate alınmalı: Dış mekâna konulacak üniteler için en az IP54 koruma sınıfında, yağmur ve toza dayanıklı cihazlar kullanılmalıdır. Sonuç olarak, altyapı gereksinimleri; elektriksel kapasite, uygun tesisat/koruma düzeni ve doğru fiziksel konumun sağlanmasını içerir. Bu koşullar sağlandığında ofisinizdeki şarj istasyonu güvenli ve verimli şekilde çalışacaktır.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulum Süreci Nasıl İşler?

Bir ofiste şarj istasyonu kurmanın süreci, planlama, izin alma, teknik kurulum ve devreye alma adımlarını içerir. Aşağıda bu sürecin genel aşamaları sıralanmıştır:

  • İhtiyaç Analizi ve Planlama: Öncelikle şirket, kaç adet ve ne tür şarj cihazına ihtiyaç duyduğunu belirlemelidir. Kullanım senaryoları (sadece çalışanlar için mi, misafirlere de açık mı), araç sayısı ve şarj süreleri göz önüne alınarak AC mi DC mi, kaç kW gücünde istasyon gerektiği planlanır. Bu aşamada mevcut elektrik altyapısı da incelenerek, kapasite arttırımı gerekip gerekmediği değerlendirilir.
  • Gerekli İzinlerin Alınması: Planlamadan sonra resmi izin süreçleri başlar. Belediye izni: Ofis konumunun bağlı olduğu belediyeye (büyükşehir ise büyükşehir belediyesine) Yer Seçimi ve Faaliyet İzin Belgesi için başvurulur. Standart başvuru formu doldurulup ilgili harç yatırılarak belediye onayı alınır. Elektrik dağıtım şirketi onayı: Bölgenizdeki elektrik dağıtım şirketine (TEDAŞ bölgesindeki ilgili dağıtım kurumu) şarj istasyonu kurulacağı bildirilir ve gerekirse güç artışı için başvuru yapılır. Dağıtım şirketi, iç tesisat projenizi gözden geçirip şebeke bağlantısı açısından onay verecektir. EPDK lisansı: Eğer istasyon kamuya açık ticari bir hizmet verecekse, yukarıda belirtildiği gibi EPDK’dan şarj ağı işletmeci lisansı alınması gerekir (ancak sadece ofis içi kullanımsa bu lisans aşaması yoktur).
  • Projelendirme: İzinlerle eşzamanlı olarak veya hemen sonrasında, lisanslı bir elektrik mühendisince elektrik projesi hazırlanır. Bu projede şarj ünitesinin bağlantı şeması, koruma elemanları, kablo güzergâhı vb. detaylar çizilir. Dağıtım şirketinin onayına sunulan projede, örneğin trafo gücü artışı veya yeni bir sayaç bağlantısı gerekiyorsa, bunlar belirtilir.
  • Cihaz Temini ve Montaj: İzinler alınıp proje onaylandıktan sonra uygun şarj cihazı temin edilir. Cihaz seçimi yaparken TSE, CE sertifikalı ve ihtiyaca uygun (örn. 22 kW duvar tipi AC ünite veya 50 kW DC hızlı şarj cihazı) modeller tercih edilmelidir. Ardından uzman elektrik tesisatçıları cihazın montajını yapar. Bu montaj sırasında projeye uygun şekilde kablolama, panoya bağlantı, topraklama ve koruyucu ekipmanların yerleştirilmesi gerçekleştirilir. Montajın, yetkili elektrikçi ve gerekirse şarj cihazı üreticisinin teknik servisinin gözetiminde yapılması önerilir.
  • Test ve Devreye Alma: Fiziksel kurulum tamamlanınca, sistem test edilir. Önce elektrik panosunda gerekli ölçümler yapılır, ardından şarj ünitesi enerji altında denenir. Bir elektrikli araç veya simülatör ile deneme şarjı yapılarak cihazın doğru çalıştığı, kesici/röle gibi korumaların gerektiğinde devreye girdiği kontrol edilir. Eğer dağıtım şirketi güç artışı yaptıysa, şirket yetkilileri de gelip yeni bağlantıyı kontrol eder ve sayacı devreye alır. Belediyeden alınan izin belgesine istinaden, belediye de kurulum sonrası bir denetim yapabilir ancak çoğu durumda beyan yeterli olduğundan rutin bir kontrol aşaması yoktur.
  • Kullanıma Başlama: Tüm testler başarılıysa, istasyon resmen kullanıma hazır hale gelir. Eğer sistem bir şarj ağı uygulamasına entegre ise (örn. bir mobil uygulama üzerinden erişim), yazılım ayarları ve kullanıcı tanımları yapılır. Son olarak çalışanlara/ilgili kişilere cihazın kullanımı ile ilgili kısa bir eğitim veya talimat verilir.

Bu sürecin toplam süresi, izin süreçlerinin uzunluğuna ve altyapı çalışmalarının kapsamına bağlı olarak birkaç hafta ile birkaç ay arasında değişebilir. Örneğin, eğer dağıtım şirketinden trafo gücü artırımı gibi bir işlem gerekiyorsa bu işlem birkaç ay sürebilirken, küçük bir AC şarj cihazının kurulum ve izin süreci bir ay içinde tamamlanabilir. Planlama aşamasında tüm paydaşlarla (belediye, dağıtım şirketi, cihaz tedarikçisi) koordinasyon sağlamak, sürecin sorunsuz ve hızlı ilerlemesine yardımcı olacaktır.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumunda Elektrik Dağıtım Şirketiyle Nasıl İletişim Kurulur?

Elektrik dağıtım şirketi, şarj istasyonu projenizde kilit paydaşlardan biridir. Ofisinizin bulunduğu bölgedeki dağıtım şirketi (örn. Başkent EDAŞ, AYEDAŞ, BEDAŞ gibi, ki bunlar eski TEDAŞ bölge kurumlarıdır) ile erken aşamada temasa geçmek önemlidir. İlk olarak, şarj istasyonu kuracağınızı dağıtım şirketine bildirip mevcut aboneliğinizin sözleşme gücünü kontrol etmelisiniz. Şarj ünitesinin eklenmesiyle birlikte bina/ofis tüketiminizin azami talebi, mevcut sözleşme gücünüzü aşacaksa, dağıtım şirketine güç artırımı talebinde bulunulmalıdır. Bu talep bir “ek güç bağlantı başvurusu” şeklinde yapılır ve gerekirse tadil edilmiş elektrik projeniz dağıtım şirketine sunulur.

Dağıtım şirketi, başvurunuz üzerine proje incelemesi yapar ve bağlantı görüşü verir. Bağlantı görüşünde, talep edilen güç artışının şebeke tarafından karşılanıp karşılanamayacağı ve varsa ilave şartlar belirtilir. Örneğin, “mevcut trafonuz yeterlidir, sadece iç tesisatınızı güçlendirin” veya “trafo gücünüz yetersiz, X kVA’lık yeni bir trafo/abonelik gerekiyor” gibi geri bildirimler gelebilir. Bu süreçte dağıtım şirketi, proje onay birimleri vasıtasıyla yeni şarj devresinin tekhat şemasını ve koruma düzenini de kontrol eder. İç Tesisat Projesi onayı gerekiyorsa (özellikle yüksek güçlü kurulumlarda) proje, dağıtım şirketinin ilgili mühendislerince onaylanmalıdır.

Eğer ofisinizin şarj istasyonu için ayrı bir elektrik aboneliği alınması planlanıyorsa (örneğin, şarj istasyonu işletmesini ayrı bir tüzel kişilik yapacaksa), bu durumda dağıtım şirketine yeni bir bağlantı başvurusu yapılması gerekir. Şarj istasyonu bir üçüncü şahıs işletmeci tarafından kurulacaksa, o işletmeci de dağıtım şirketiyle bağlantı anlaşması yapacaktır. Ancak çoğunlukla, ofis bünyesindeki bir istasyon mevcut tesisin elektrik hattına bağlandığından, ayrı abonelik yerine mevcut aboneliğe güç ilavesi şeklinde ilerlenir.

Dağıtım şirketiyle iletişimde şu hususlara dikkat edilmelidir:

  • Erken Bilgilendirme: Projenizi mümkün olduğunca erken bildirin ki, dağıtım şirketi gerekli altyapı hazırlıklarını planlayabilsin. Özellikle binanızın trafo merkezi ortak kullanımlıysa (ör. bir plaza içinde) dağıtım şirketi diğer tüketicilerle etkileşimi değerlendirecektir.
  • Teknik Belgeler: Başvuruda şarj istasyonu teknik detaylarını (cihazın tipi, gücü, faz sayısı vb.) paylaşın. Gerekirse cihazın katalogları, tek çizim şemaları verilebilir. Bu, şirketin onay sürecini hızlandırır.
  • Sözleşmeler: Güç artışı durumunda mevcut bağlantı anlaşmanız tadil edilecektir. İlave bağlantı bedeli çıkabilir; bunu ödeyip yeni anlaşmayı imzalamak gerekir. Dağıtım şirketiyle yapılacak bu ek anlaşma, artan güç için altyapı yatırım payını kapsar.
  • Uygulama ve Denetim: Dağıtım şirketi, kurulum tamamlandıktan sonra tesisatın uygunluğunu kontrol edebilir ve tesisat muayenesi yapabilir. Özellikle yeni sayaç tesis edildiyse, sayacın montajı ve mühürlenmesi dağıtım şirketi tarafından gerçekleştirilir. Bu aşamada, şirket personeliyle koordinasyonlu olmak ve gerekiyorsa hazır bulunmak önemlidir.

Unutulmamalıdır ki Türkiye’de elektrik enerjisinin iletimi TEİAŞ, dağıtımı ise bölgesel dağıtım şirketleri tarafından yürütülür. Ofisinizdeki şarj istasyonu, ulusal şebekeden (TEİAŞ’ın iletim sisteminden) beslenen dağıtım şebekesine bağlı olacaktır. Dolayısıyla büyük güç çekişlerinde, dağıtım şirketi gerekirse TEİAŞ ile de koordineli şekilde bölgenizdeki kapasite durumunu değerlendirir. Ancak uygulamada ofis ölçeğindeki projelerde muhatabınız daima yerel dağıtım şirketi olacaktır. Sonuç olarak, dağıtım şirketiyle açık iletişim kurup onların süreçlerine (başvuru, proje onayı, sözleşme) uygun hareket etmek, şarj istasyonunuzun güvenli ve resmi şekilde devreye alınmasını sağlayacaktır.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu için Güç Kapasitesi ve Trafo İhtiyacı Nasıl Belirlenir?

Şarj istasyonunun güç ihtiyacı, kurulacak cihazların sayısı ve türü ile doğrudan ilişkilidir. Öncelikle ofisinizin mevcut sözleşme gücünü (kW cinsinden) ve mevcut trafosunun kapasitesini bilmek gerekir. Örneğin ofis binanızın hali hazırda 160 kVA’lık bir dağıtım trafosu varsa ve elektrik tesisatınız 140 kW’e kadar yük taşıyorsa, buna ek olarak kurulacak şarj cihazlarının gücü bu kapasiteye yaklaştırılmalı veya aşmamalıdır. AC şarj üniteleri genellikle 7 kW, 11 kW veya 22 kW gücündedir. Bir adet 22 kW’lik AC ünite, sürekli tam yükte çalışırsa 22 kW talep yaratacaktır. DC hızlı şarj cihazları ise 50 kW, 120 kW gibi çok daha yüksek güçler çekebilir. Dolayısıyla, ofise konulacak cihazların gücü toplandığında mevcut altyapı kapasitenizi aşıyorsa, ilave güç kapasitesi planlanmalıdır.

Güç kapasitesini belirlerken, şarj cihazlarının aynı anda ne ölçüde kullanılacağını da dikkate almak gerekir. Örneğin, sadece çalışanların mesai saatlerinde araçlarını yavaşça şarj edeceği bir senaryoda, cihazlar aynı anda tam yükte çalışmayabilir ve çeşitlendirme (diversity) faktörü uygulanabilir. Ancak genel yaklaşım, en kötü durum senaryosuna göre (tüm cihazlar tam güçteyken) altyapıyı tasarlamaktır. Bu durumda, eğer toplam çekiş mevcut trafo gücünüzü aşacaksa, çözüm ya trafo kapasitesini yükseltmek ya da yeni bir trafo merkezi tesis etmek olabilir. Birçok modern ofis binası zaten site trafosuna sahiptir; bu trafolar tipik olarak 400 kVA ve üzeri olabilir. Küçük ölçekli AC şarjlar için genelde yeni trafo gerekmezken, birden fazla yüksek güçlü DC şarj noktası kurulacaksa trafonun yükseltilmesi gerekebilir.

Dağıtım şirketi ile yapılan başvuru neticesinde, şirket mevcut şebeke durumu ve sizin talebinize göre size belirli sınırlar koyabilir. Örneğin, “ilave 50 kW gücü mevcut trafoyla karşılayabilirsiniz” veya “100 kW üzerinde güç istiyorsanız, yeni trafo alanı tahsis edilmeli” gibi geri dönüşler olabilir. Bakanlığın hızlı şarj destek programı da her bir istasyon için 400 kVA’ya kadar dağıtım trafosu yatırımlarını öngörmekte ve bunun için destek sağlamaktadır – tabii ihtiyaç yazısı ve yerli trafo şartıyla. Bu da gösteriyor ki, yüksek güçlü şarj yatırımlarında trafonun da proje kapsamına alınması olağandır.

Ofisinizde belirlenecek güç kapasitesine göre, eğer trafo gücü artırılacaksa binanızın trafosu büyütülür veya ikinci bir trafo eklenir. Bu işlem için dağıtım şirketiyle yeni bağlantı anlaşması yapılır ve ek trafo için yerleşim/izin süreçleri (imar durumu, trafo odası hazırlanması gibi) yönetilir. Trafo yükseltme mümkün değilse veya pratik değilse, bir diğer yaklaşım da yük yönetimi uygulayarak mevcut kapasite içinde kalarak şarj etmektir (bu konu aşağıda ayrıca ele alınmıştır). Sonuç olarak, şarj istasyonu projesinde güç hesabı titizlikle yapılmalı ve ihtiyaç halinde ilave kapasite resmi yollardan temin edilmelidir. Gereken durumda trafo yatırımı yapılarak veya abone grubu değiştirilerek (örneğin ticarethane → sanayi abonesi) şebekeden daha fazla güç çekme olanağı sağlanır. Bu süreçlerin planlanması, projenin ilk aşamalarında mühendisler ve dağıtım kurumu ile birlikte yapılmalıdır ki ofisinizin enerji altyapısı, şarj istasyonlarının tam kapasite çalışmasını güvenle karşılayabilsin.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu için Güç Kapasitesi ve Trafo İhtiyacı Nasıl Belirlenir?

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu için Güç Kapasitesi ve Trafo İhtiyacı Nasıl Belirlenir?

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Hangi Elektrik Tarifesiyle Beslenir?

Ofislerde kurulan şarj istasyonları genellikle, binanın mevcut elektrik aboneliği hangi tarife grubundaysa o tarifeden beslenir. Çoğu ofis aboneliği ticarethane tarifesi kapsamındadır. Yani şarj istasyonunun tükettiği elektrik, ofisin elektrik faturasında ticarethane birim fiyatları üzerinden yer alacaktır. Eğer ofis abonesi çok zamanlı (gündüz-puant-gece) tarife kullanıyorsa, şarj için çekilen enerji de bu zaman dilimlerine göre ücretlendirilir – örneğin gece tarifesinde daha ucuz olabilir. Şayet tek zamanlı tarife söz konusuysa, tüm tüketim tek birim fiyattan hesaplanır.

Türkiye’de elektrikli araç şarj hizmetine ilişkin EPDK düzenlemelerine göre, kamuya açık şarj istasyonlarında kullanıcıdan alınan ücretin kWh bazında belirlenmesi zorunludur. Yani şarj istasyonu işletmecileri, araca verdikleri enerji miktarı (kWh) üzerinden birim fiyat uygulamak durumundadır. Bu, ofis içinde çalışanlardan veya misafirlerden ücret almayı planlıyorsanız, onların ödeyeceği bedelin de kWh tüketimine göre hesaplanacağı anlamına gelir. Ancak ofisinizin dağıtım şirketine ödediği elektrik bedeli mevcut tarifesine göredir – örneğin 1 kWh enerji için ticarethane tek zamanlı tarifede diyelim ki 2 TL ödüyorsa, bir aracı şarj etmek 20 kWh tükettiğinde ofisinize ~40 TL enerji maliyeti yansır (vergiler ve fonlar dahil). Ofis, kullanıcılarına bunu yansıtmayıp bir hizmet olarak ücretsiz verebilir veya maliyet paylaşımı yapabilir; bu iç karardır. Ama dışarıya açık ticari bir satış olursa kWh birim fiyatı göstererek ücretlendirme yapması gerekir.

Özetle, şarj istasyonunun besleme tarifesi ofisin elektrik aboneliğine bağlıdır. Özel bir “EV şarj” tarifesi halihazırda bulunmamaktadır; şarj istasyonları ticarethane, sanayi, konut gibi hangi abone grubuna bağlıysa o tarife geçerli olur. Bununla birlikte, EPDK gerektiğinde şarj hizmeti için tavan/taban fiyat belirleme yetkisine sahiptir ve şarj hizmeti bedellerinin serbestçe belirlenebileceğini ancak bazı kurallara uyulacağını düzenlemiştir. Nitekim şarj hizmeti sunan şirketler, AC ve DC istasyonlarında farklı birim fiyatlar uygulayabilmektedir (örn. AC yavaş şarj için daha düşük, DC hızlı şarj için daha yüksek kWh ücreti). Bu fiyatlar serbest piyasa koşullarında belirlenirken EPDK gerekirse üst sınır koyarak tüketiciyi korur.

Sonuç olarak, ofisinizdeki şarj ünitesinin elektrik gideri, mevcut elektrik faturanıza eklenecek tüketim şeklinde olacaktır ve dağıtım şirketinden ayrı bir tarife almadan, aynı sözleşme kapsamında ödenecektir. Eğer ileride elektrikli araç şarj istasyonlarına yönelik özel bir tarife veya teşvik çıkar ise bu EPDK tarafından ayrıca duyurulacaktır.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kullanımının Elektrik Faturasına Etkisi Nedir?

Elektrikli araç şarj ünitesinin ofisinizin elektrik faturasına yapacağı etki, büyük ölçüde ne kadar enerji tüketileceğine bağlıdır. Bir elektrikli aracın tam dolu şarjı ortalama 40-60 kWh enerji çekebilir (aracın batarya kapasitesine göre). Örneğin 50 kWh’lık bir şarj, mevcut elektrik birim fiyatlarınızla çarpıldığında faturaya o oranda ek maliyet getirecektir. Ticarethane aboneleri için 1 kWh elektrik bedelinin güncel olarak yaklaşık X TL olduğunu varsayarsak, 50 kWh’lık bir şarj ~50*X TL düzeyinde bir maliyet demektir. Dolayısıyla düzenli olarak şarj olan araç sayısı ve her birinin tükettiği enerji, fatura artışını belirleyen temel faktörlerdir.

Ancak fatura etkisini sadece kWh üzerinden düşünmemek gerekir. Ticarethane ve sanayi aboneliklerinde talep gücü (kW) de önemlidir. Eğer elektrikli araç şarjı, ofisinizin eşzamanlı güç çekişini çok artırırsa, aylık faturada güç aşımı bedeli veya sözleşme gücü üstü ceza gibi kalemler oluşabilir. Örneğin ofisinizin sözleşme gücü 30 kW ise ve bir 22 kW’lık şarj cihazı tam kapasite çalışırken diğer tüketimlerle birlikte 30 kW sınırını aşarsanız, dağıtım şirketi bunu tespit edip faturanıza ek bedel yansıtacaktır. Bu nedenle şarj istasyonu kurmadan önce sözleşme gücünüzü uygun oranda yükseltmeniz (örn. 50 kW’a çıkarmak) ve böylece ceza maliyetlerinden kaçınmanız önerilir.

Şarj işlemlerinin zamanlaması da faturaya etki edebilir. Eğer çok zamanlı tarife kullanıyorsanız, araçları gece saatlerinde şarj etmek enerji maliyetini düşürebilir çünkü gece birim fiyatları daha düşük olur. Gündüz puant saatlerinde yapılan yoğun şarjlar ise daha yüksek birim fiyat nedeniyle maliyeti artırır. Bu sebeple, mümkünse şarjların tarifenin daha ucuz dilimlerinde gerçekleşmesini sağlamak iyi bir yöntemdir. Örneğin, çalışanların araçlarını iş çıkışı fişe takıp sabaha kadar (gece tarifesinde) şarj etmeleri, hem tüm güne yayılacağı için binanın anlık yükünü zorlamaz hem de birim maliyeti daha düşük olabilir.

Faturaya etkiyi azaltmanın bir diğer yolu da enerji verimliliği önlemleridir. Ofisinizde PV güneş paneli sistemi varsa, gündüz üretilen elektrik doğrudan araçları şarj etmekte kullanılabilir (bkz ilgili soru). Ya da şarj istasyonuna entegre bir enerji depolama sistemi kurarak, şebekeden ucuz saatlerde çekilen elektriği depolayıp pahalı saatlerde kullanmak mümkündür. Bunlar ileri çözümler olmakla birlikte, enerji maliyet optimizasyonuna katkı sağlayabilir.

Özetle, elektrikli araç şarj istasyonu ofisinizin elektrik faturasını artıracaktır, ancak miktarı kullanım yoğunluğuna ve elektrik tarifesine göre değişir. Düzenli takip ve analiz ile (örneğin aylık ne kadar kWh araçlara gittiğini ölçerek) bu etkiyi gözlemlemek ve gerektiğinde tarifeleri veya sözleşme gücünü ayarlamak uygun olacaktır. Ayrıca şirket politikası olarak çalışanlardan şarj karşılığı bir bedel alınacaksa, bu bedel de ofisin ek maliyetini telafi edecek şekilde belirlenebilir (ancak yasal kısıtlar çerçevesinde, bkz. şarj hizmeti sunumu sorusu). Sonuç olarak, iyi yönetildiğinde elektrikli araç şarjının fatura etkisi kontrol altında tutulabilir ve beklenmeyen aşırı maliyetlerin önüne geçilebilir.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu için Ayrı Bir Elektrik Sayacı Gerekli midir?

Genellikle hayır, ayrı bir elektrik sayacı zorunlu değildir, ancak bazı durumlarda tercih edilebilir. Ofis içinde kurulan bir şarj istasyonu, mevcut elektrik tesisatınıza bağlanarak ana sayacınız üzerinden beslenebilir. Bu durumda tüm tüketim, ofisinizin toplam elektrik faturasında görülecektir. Mevzuat, eğer sadece kendi personelinizin kullanımına sunuyorsanız, ayrı bir sayaç takmanızı şart koşmaz. Şarj ünitesi, örneğin ofisinizin pano çıkışından ayrı bir hat olarak çekilir ve ana sayaçtan sonra tesis edilmiş ek bir devre olarak çalışır. Bu en basit senaryodur.

Bununla birlikte, izleme ve kontrol amaçlı ayrı bir alt sayaç veya ölçüm cihazı konulması yararlı olabilir. Örneğin, şirket içinde elektrikli araç kullanan personelin tüketimini ölçmek ve isterse ücretlendirmek isteyen bir işveren, şarj istasyonunun hattına bir alt ölçer takabilir. Bu alt sayaç resmi fatura üretmez ama yönetime veri sağlar. Aynı şekilde, enerji yönetimi açısından şarj noktasının ne kadar tüketim yaptığını bilmek isterseniz, bu alt ölçüm düzeniyle verileri takip edebilirsiniz.

Eğer şarj istasyonunu kamuya açık veya farklı bir işletme işletecek şekilde kuruyorsanız, ayrı bir elektrik aboneliği ve sayacı alma yoluna gidilebilir. Örneğin, lisanslı bir şarj ağı işletmecisi ofisinizin otoparkına istasyon kurup işletecekse, kendi adına bir sayaç bağlatıp tüketimi doğrudan kendisi faturalandırabilir. Bu durumda şarj istasyonu, ofisinizin elektrik altyapısından bağımsız bir besleme almış olur. Ancak bunun için dağıtım şirketinin teknik olarak uygun görmesi (aynı adreste ikinci bir abonelik açılması) gerekir ve genelde ortak sayaç panoları veya ayrı bir bağlantı noktası istenir.

Bazı bina yönetimleri, ortak elektrik giderlerini paylaştırmak açısından şarj istasyonunu ayrı ölçmek isteyebilir. Örneğin bir plaza otoparkında birden çok şirket elektrikli araç şarjını kullanıyorsa, ortak alana kurulan istasyonun harcadığı enerjiyi ayrı bir sayaçla ölçüp ilgili kullanıcılara fatura etmek mantıklı olabilir. Bu senaryoda da bir ikincil sayaç devreye girer; gider paylaşımı bu ölçüme dayanarak yapılır.

Özetle, ayrı bir sayaç zorunlu olmamakla beraber opsiyoneldir. Küçük ölçekli, tek bir ofis tarafından kullanılan istasyonlarda çoğunlukla ana sayaç üzerinden takip yeterli olur. Ancak yönetimsel veya işletmesel gerekçelerle (izleme, maliyet bölüşümü, farklı işletmeciye devretme vb.) ayrı sayaç kullanımı düşünülebilir. Her halükarda, ek sayaç kullanımı dağıtım şirketine bildirilmelidir; eğer resmi bir ikinci abonelik söz konusu olmayacaksa, alt sayaçlar şirket içi kontrol amaçlı tutulabilir. Hukuki olarak, lisanssız bir şekilde ana abonelik üzerinden aldığı elektriği kâr amaçlı satmak yasaktır; bu yüzden alt sayaç olsa bile ofisler genelde çalışanlara elektrik bedelini birebir yansıtma (kâr gütmeden) yoluna gider. Bu konu da yasal çerçevede dikkat edilmesi gereken bir husustur (bkz. şarj hizmeti sunmanın yasal çerçevesi sorusu).

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulum Maliyeti ve Finansmanı Nasıl Planlanır?

Kurulum maliyeti, birkaç kalemin toplamından oluşur: cihaz bedeli, elektrik altyapı işleri, izin ve proje giderleri ve varsa inşaat/uygulama masrafları. Öncelikle seçilecek şarj istasyonunun tipi ve gücü maliyeti belirler. Örneğin, 22 kW’lık duvar tipi bir AC ünite ile 100 kW’lık bir DC hızlı şarj cihazının fiyatları arasında ciddi fark vardır – AC üniteler on bin TL’ler mertebesindeyken, DC üniteler yüz bin TL’leri bulabilir. Ev tipi basit AC kurulumlar daha düşük maliyetliyken, ticari amaçlı hızlı DC şarj istasyonları daha kapsamlı bir yatırım gerektirir. Cihaz maliyeti dışında, elektrik altyapınızda yapılacak iyileştirmeler (panonun büyütülmesi, kablo çekimi, trafo merkezi tadilatı gibi) masraf kalemlerindendir. Ayrıca montaj işçiliği ve kurulum için gereken yardımcı malzemeler (sigortalar, şalterler, kablo kanalları vb.) de maliyete dahildir.

Bunların yanı sıra, belediyeye ödenen izin harcı (metrekare üzerinden hesaplanan tutar) ve proje çizim/onay ücretleri gibi idari giderler de söz konusu olabilir ancak bunlar genelde toplam bütçede küçük bir yer kaplar. Kurulum sonrası düşünülebilecek işletme maliyetleri de vardır: Periyodik bakım giderleri, olası arıza tamirleri, yazılım/abonelik ücretleri (eğer bir ağa bağlı ise) ve tabii ki elektrik tüketim bedelleri. Finansman planlarken, ilk yatırım maliyetinin yanında bu sürekli giderleri de hesaba katmak gerekir.

Kurulum maliyetini karşılamak için birkaç yöntem izlenebilir. Şirket kendi özkaynaklarından yatırım yapabileceği gibi, cihaz tedarikçisi firmalarla finansal anlaşmalar yapabilir. Örneğin bazı şarj ekipmanı üreticileri veya enerji firmaları, cihazı kira modeliyle veya taksitli anlaşmalarla kurmaktadır. Türkiye’de lisanslı şarj ağı işletmecileri çeşitli iş ortaklığı modelleri sunar: Ofisinizde istasyonu kurup işletme karşılığı kâr paylaşımı yapmak, kira geliri modeli ya da tamamen anahtar teslim kurup size bırakmak gibi seçenekler olabilir. Nitekim şarj ağı işletmecileri, işletmenizde bir elektrikli araç şarj istasyonu kurulumu ve hatta kendi lisansları altında bu istasyonu işletmeniz için iletişime geçmenizi önermektedir. Bu modelde, lisans sahibi şirket cihazı kurar, gelir paylaşımı yapar; böylece ilk yatırım yükünüz azalır.

Devlet tarafında ise yatırım teşvikleri ve destekleri değerlendirilebilir. Elektrikli araç şarj altyapısı yatırımları, belirli koşullarda genel teşvik unsurlarından yararlanabilir. Örneğin, Yatırım Teşvik Sistemi kapsamında elektrikli araç şarj ünitelerinin makine-teçhizat alımlarında KDV istisnası uygulanması gibi avantajlar vardır. Ayrıca Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2022 ve 2023 yıllarında açtığı Hızlı Şarj İstasyonları Destek Programı ile lisanslı şarj ağı şirketlerine %60’a varan hibeler sağlanmıştır (detayları bir sonraki soruda verilmiştir). Eğer ofisiniz kapsamlı bir proje yapıyor ve şartları sağlıyorsa, bu tür hibe programlarına dahil olma imkânını araştırabilirsiniz.

Finansman planlarken, geri dönüş süresi hesapları yapmak da önemlidir. Örneğin, eğer şirket araçlarınızı elektrikli hale getirip yakıt tasarrufu elde edecekseniz, şarj istasyonu yatırımının kaç yılda kendini amorti edeceğini hesaplayabilirsiniz. Yine de ofislerde şarj istasyonu kurulumunu genelde bir kârlılık merkezi olarak değil, hizmet ve sürdürülebilirlik yatırımı olarak görmek gerekir. Maliyetlerinizi düşürmek adına, uygun fiyatlı ama güvenilir ekipman seçmek, aşırı güçlü gereçler yerine ihtiyaca uygun kapasite belirlemek ve varsa teşviklerden yararlanmak doğru adımlar olacaktır. Son olarak, proforma bir bütçe çıkartıp üst yönetimin onayını alırken, yatırımın teknik gerekliliklere dayandığını ve uzun vadeli faydalarını (çevresel imaj, personel memnuniyeti, mevzuata uyum) vurgulamak, finansman onayını kolaylaştırabilir.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu İçin Devlet Teşvikleri ve Destekleri Var mıdır?

Evet, sınırlı da olsa bazı teşvik ve destek mekanizmaları mevcuttur. Özellikle son yıllarda elektrikli araç şarj altyapısını yaygınlaştırmak amacıyla çeşitli teşvik programları devreye alınmıştır. Bunları ana hatlarıyla şöyle sıralayabiliriz:

  • Yatırım Teşvikleri (KDV ve Gümrük Muafiyetleri): Elektrikli araç şarj istasyonu yatırımları, belirli büyüklükteki projeler için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın genel teşvik sistemi kapsamına alınmıştır. Örneğin, AC ve DC şarj üniteleri ile bağlantı ekipmanları yatırım teşvik belgesi kapsamında KDV istisnası alabilmektedir. Bu, istasyon kurulumunda kullanılacak cihazları satın alırken KDV ödememe imkânı sağlar. Ayrıca yurt dışından getirilecek ekipman varsa gümrük vergisi muafiyeti de benzer şekilde uygulanabilir. Bunun için toplam yatırım tutarınızın ilgili eşiklerin üzerinde olması ve teşvik belgesi başvurusu yapmanız gerekir (örneğin İstanbul için elektrikli şarj yatırımlarında asgari tutar 3 milyon TL gibi bir kriter bulunmaktadır).
  • Hızlı Şarj İstasyonları Hibe Programı: 2022 yılında başlatılan ve 2023-2024’te devam eden bir destek programı ile, EPDK’dan lisans almış şarj ağı işletmecilerine hızlı şarj istasyonu yatırımları için hibe desteği verilmektedir. Bu program kapsamında, her biri en az 120 kW gücünde DC hızlı şarj üniteleri kuran şirketlere, makine-teçhizat harcamalarının %60’ına kadar hibe sağlanmaktadır. Örneğin, 6 adet 180 kW’lik istasyon kuran bir şirket, cihaz başına belli bir üst limit dâhilinde toplam yatırımının %60’ını hibe alabilir. Bu destekten yararlanmak için başvuranın geçerli EPDK şarj ağı işletme lisansı olması ve istasyonların belirli sayıda ili kapsayacak şekilde planlanması şarttır. Ayrıca tüm ünitelerin Yerli Malı belgesine sahip olması ve TSE standartlarına uygunluğu gibi teknik şartlar aranmaktadır. Bu program daha çok büyük ölçekli kamusal şarj ağı yatırımlarını hedeflese de, ofisiniz bir şarj ağı işletmecisiyle iş birliği yaparak bu hibelerden dolaylı olarak faydalanabilir (örneğin, lisanslı şirket ofisinizde de istasyon kurarken destek alırsa maliyetleri düşer).
  • Vergisel Kolaylıklar: Elektrikli araçlara yönelik genel teşvikler arasında araç alımlarında ÖTV indirimi, düşük MTV gibi avantajlar bulunmakla beraber, şarj istasyonlarına özgü bir vergi indirimi doğrudan yoktur. Ancak bazı durumlarda kurumlar vergisi indirimleri gündeme gelebilmektedir. Örneğin, 2022’de belirli yatırımlara 5 puan ilave vergi indirimi sağlayan düzenlemeler yapılmış, elektrikli araç üretim ve altyapı yatırımları da stratejik kabul edilmiştir. Bu gibi genel teşviklerin proje bazında araştırılması gerekebilir.
  • BEBKA, KOSGEB vb. Destekler: Bazı bölgesel kalkınma ajansları veya KOSGEB gibi kurumlar, enerji verimliliği ve temiz enerji projelerine destek programları açabilmektedir. Örneğin, bir Organize Sanayi Bölgesi içindeki ofis veya fabrika iseniz ve şarj istasyonunu aynı zamanda yenilenebilir enerji ile entegre edeceğiniz bir proje kurguladıysanız, ilgili ajanslardan hibe alma ihtimali olabilir. Bu tür destekler spesifik çağrılara bağlıdır ve genellikle proje teklifine dayalı yarışma usulüyle verilir.
  • Belediye ve Yerel Teşvikler: Bazı büyükşehir belediyeleri veya kurumlar, kendi otoparklarında şarj istasyonu kuran işletmelere sembolik de olsa destekler sunabilmektedir. Örneğin, İstanbul’da İSPARK belirli otoparklarında şarj hizmetini ücretsiz sunarak talebi artırmayı hedeflemektedir; benzer şekilde bir belediye, ofis binalarına belirli sayıda şarj yeri yapma zorunluluğu getirmiştir (Otopark Yönetmeliği’nde olduğu gibi) ve bu sayede altyapı yaygınlaşmaktadır. Bu doğrudan mali destek olmasa da mevzuat desteğidir. Bazı elektrik dağıtım şirketleri de demo projelere teknik destek verebiliyor.

Özetlemek gerekirse, ofis ölçeğinde doğrudan “hibe” şeklinde bir teşvik mekanizması şu an sınırlıdır. En somut destek, büyük çaplı hızlı şarj ağı yatırımlarına yöneliktir ve bundan lisanslı şarj ağı işletmecileri yararlanabilmektedir. Küçük ölçekli bir ofis, kendi başına başvurduğunda bu programlardan doğrudan yararlanamasa da, lisanslı bir işletmeci ile ortak proje yaparak dolaylı olarak faydalanabilir. Ayrıca KDV istisnası gibi genel teşvikler de yatırım tutarı uygunsa devreye girer. Planlama aşamasında, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın güncel duyurularını ve EPDK’nın sektör raporlarını takip etmekte fayda vardır. 2025 itibariyle, elektrikli araç altyapısına verilen desteklerin artarak devam etmesi beklenmektedir; zira Türkiye, yerli elektrikli otomobil (TOGG) ve genel e-mobilite stratejisi kapsamında şarj ağını hızla genişletmeyi hedeflemektedir. Dolayısıyla, uygun şartlar oluştuğunda ofisler için de yeni teşvikler gündeme gelebilir. Şu an için mevcut imkanlar bunlarla sınırlıdır.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu İçin Devlet Teşvikleri ve Destekleri Var mıdır?

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu İçin Devlet Teşvikleri ve Destekleri Var mıdır?

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumunda AC ve DC Şarj Seçenekleri Nasıl Değerlendirilir?

Ofisiniz için şarj istasyonu seçerken AC (Alternatif akım) ve DC (Doğru akım) şarj üniteleri arasında bir karar vermeniz gerekecektir. Bu iki seçeneğin özellikleri ve kullanım amaçları farklıdır:

  • AC Şarj İstasyonları (Seviye 2): AC üniteler, aracın kendi on-board şarj cihazını kullanarak bataryayı şarj eder. Tipik güçleri 3.7 kW, 7.4 kW, 11 kW veya 22 kW civarındadır. Avantajları: Cihaz maliyetleri düşüktür, kurulumları nispeten kolaydır ve mevcut elektrik altyapısına (uygun bir priz hattı veya duvar tipi ünite şeklinde) bağlanabilir. Özellikle ofislerde çalışan araçlarının gün boyu park halinde olduğu düşünülürse, 8-9 saatlik mesai süresince orta hızlı AC şarj genellikle yeterli olur. AC üniteler, binek elektrikli araçların çoğunu gece boyunca veya mesai saatleri içinde tam şarja yakın bir seviyeye getirebilir. Ayrıca bakım maliyetleri düşüktür ve cihazlar daha kompakt olabilir. Dezavantajları: Şarj süresi DC’ye göre uzundur. Örneğin 7 kW’lık bir AC istasyon, ~50 kWh’lik bir bataryayı 7-8 saatte doldurabilir. Bu, acil durum veya kısa süreli misafir kullanımı için yavaş kalabilir.
  • DC Şarj İstasyonları (Hızlı Şarj): DC üniteler, bataryayı doğru akımla doğrudan besleyerek çok daha yüksek güçlerde şarj sağlayabilir (genellikle 50 kW, 100 kW, 150 kW ve üstü). Avantajları: Şarj süreleri oldukça kısadır. Örneğin 50 kW’lık bir DC istasyon, aynı 50 kWh bataryayı yaklaşık 1 saatte %80 düzeyine getirebilir. Daha yüksek güçlü (100-150 kW) istasyonlar 30 dakikanın altında bile ciddi dolum yapabilir. Bu, ofise kısa süreliğine gelen misafirler, şirket araçlarının gün içinde yoğun kullanımı veya hızlı dönüşüm gereken durumlar için idealdir. Dezavantajları: Cihaz maliyetleri yüksektir – sadece cihaz değil, bunun gerektirdiği altyapı (kalın kablolar, güçlü koruma elemanları, belki ayrı trafo) da pahalıdır. Ayrıca DC cihazlar büyük boyutlu olur ve montaj ile bakım gereksinimleri fazladır. Ticari yüksek güçlü üniteler ciddi yatırımlar olduğundan, ofis ölçeğinde ancak ihtiyaç varsa tercih edilmelidir. Örneğin bir şirket filosu sürekli sahada olan ve kısa öğle aralarında şarj etmesi gereken araçlara sahipse DC mantıklı olabilir; fakat tipik bir plaza ofisi çalışanı aracı 8 saat park ediyorsa AC fazlasıyla yeterlidir.

Karar verirken şunları değerlendirin: Ofisinizde ortalama park süresi ne kadar? Çalışanlar araçlarını tüm gün park ediyorsa, 22 kW AC bile araç başına günlük 100-150 km menzil kazandırmaya yetecektir. Bu çoğu kullanım için uygundur. Öte yandan, ofisiniz müşterilere de açık ve 1 saatliğine gelen müşterinin aracını hızlıca doldurmak istiyorsanız, bir adet hızlı DC ünite bulundurmak iyi bir hizmet olabilir. Bütçe ve altyapı elveriyorsa hibrit bir çözüm de uygulayabilirsiniz: Örneğin 4 adet AC (her gün düzenli kullanan personel için) + 1 adet DC (acil ve misafir kullanımı için). Bu sayede maliyet dengelenir.

Teknik altyapınız da önemli bir sınırlayıcı olabilir. AC üniteler trifaze 32A (22 kW) ya da monofaze 32A (7.4 kW) gibi değerlere sahiptir, bu çoğu ofisin bir katındaki klimalar kadar yük demektir ve çoğunlukla kaldırılabilir. DC üniteler ise 100 kW üstü ise ayrı orta gerilim besleme bile isteyebilir. Trafonuz küçükse DC tercih etmeyebilirsiniz. Yine de orta ölçekli DC (ör. 50 kW) bir istasyon, 100 kVA trafolu bir binada dikkatli bir yük yönetimiyle çalıştırılabilir.

Ayrıca araçların şarj soketi standartları da seçimde rol oynar. Türkiye’de ve Avrupa’da AC için Type-2 soket standarttır, DC için de genellikle CCS standartı kullanılır. Alacağınız cihazın uyumluluğu önemlidir (çoğu cihaz Type-2 AC veya CCS/CHAdeMO DC gibi birden fazla kabloyla gelir). Ofisinizdeki araçların tipine bakarak (örn. hepsi Avrupa menşei araçlar ise CHAdeMO gereksiz olabilir, CCS yeterlidir) doğru donanımı seçebilirsiniz.

Sonuç olarak, AC vs DC kararı, kullanım senaryosu + bütçe + altyapı üçgeninde verilmelidir. Çoğu ofis uygulamasında AC şarj istasyonları uygun ve ekonomiktir, çünkü araçlar uzun süre park halindedir ve yavaş şarj problem yaratmaz. AC ünitelerle düşük maliyetli bir çözüm elde edilir. Ancak zamanın kritik olduğu durumlar veya imaj açısından müşterilere hızlı hizmet sunma isteği varsa, o zaman 1 adet de olsa DC hızlı şarj eklemek değerlendirilebilir. Unutmayın ki DC ünite eklemek, projenizi sadece maliyet olarak değil izinler ve altyapı yönüyle de büyütecektir; dolayısıyla ihtiyacınız yoksa AC ile başlamak genellikle en mantıklısıdır. İleride talep artarsa DC üniteyi sonradan da eklemek mümkündür.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumunda Uyulması Gereken Teknik Standartlar Nelerdir?

Elektrikli araç şarj sistemleri, hem elektrik güvenliği hem de araç-şebeke uyumu açısından belirli teknik standartlara tâbidir. Türkiye’de bu konuda Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından yayımlanmış önemli standartlar bulunmaktadır. TSE’nin ilgili standartları şunlardır:

  • TS 13909 – “Elektrikli araçlar ve elektrikli şarj sistemleri – Temel terimler ve tanımlar”: Bu standart, elektrikli araçlar ve şarj sistemleriyle ilgili temel kavramları ve tanımları içerir. Şarj altyapısıyla uğraşan herkesin ortak bir dil kullanması ve aynı tanımlara sahip olması için önemlidir. Örneğin “şarj istasyonu”, “şarj ağı işletmecisi”, “birlikte çalışabilirlik” gibi terimler bu standartta açıklanmıştır. Bu sayede, teknik dökümanlarda ve yasal mevzuatta geçen ifadelerin net bir tanımı olur.
  • TS 13912 – “Elektrikli araç şarj üniteleri ve istasyonları – Kurulum ve güvenlik gerekleri”: Eylül 2021’de yayımlanan bu standart, ofisinizde kuracağınız şarj istasyonunun tasarımından montajına ve işletmesine kadar güvenlikle ilgili tüm gerekleri tanımlar. 1000 V AC veya 1500 V DC’ye kadar sistemleri kapsar ve alçak gerilim şebekesine bağlantı, tesisat tasarımı, topraklama, koruma düzeneği, şarj yöntemleri, konum seçimi gibi pek çok hususta kılavuz bilgiler içerir. Kısaca, şarj istasyonu kurulumunda “elektrik tesisatı bu şekilde yapılmalıdır, şu tip devre kesici konmalıdır, gerilim düşümü şöyle hesaplanmalıdır” gibi mühendislik detaylarını standardize eder. Bu standart gereği, örneğin şarj devresinin başına uygun bir aşırı akım ve kaçak akım koruma elemanı konulması, soket çıkışlarının güvenlik kilidine sahip olması gibi kurallar uygulanır.
  • Uluslararası Standartlar (IEC/EN): Türkiye’deki TS standartları büyük ölçüde uluslararası IEC ve EN standartlarını aynen veya uyarlayarak kabul etmektedir. Mesela IEC 61851 (Elektrikli araç şarj sistemleri genel standardı) ve IEC 62196 (şarj konnektörleri standardı) bizim TS standartlarımız içinde referans alınmıştır. Bu nedenle kurulum yaparken, kullandığınız cihazların IEC 61851-1, IEC 62196-2 gibi standartlara uygun sertifikalı olduğundan emin olmalısınız. Zaten piyasadaki bilinen markalar bu sertifikalara sahiptir. Ekipman seçiminde CE uygunluk belgesi, IP derecesi gibi hususlar da yine bu standartlara uygunluğun göstergesidir.
  • TSE Sertifikasyonu: Şarj ünitelerinin TS 13912’ye uygun üretildiğinin belgelendirilmesi de önem arz etmektedir. Nitekim bakanlık destek programlarında, kurulacak her şarj ünitesinin TS 13912 standardına uygun olduğunun TSE tarafından belgelendirilmiş olması zorunlu koşul olarak konmuştur. Bu, standartlara uygun cihaz kullanımını teşvik eden bir uygulamadır. Yani seçtiğiniz şarj cihazının TSE’den alınmış bir uygunluk/typetest raporu olması kalite göstergesidir.
  • Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği ve ilgili şartnameler: Bunlar her ne kadar standart değil mevzuat olsa da, teknik gereklilik içerirler. Örneğin Elektrik İç Tesisleri Proje Hazırlama Yönetmeliği projelendirme kurallarını, AG Tesisat Şartnameleri kablo seçimi, topraklama ölçütleri vb. konuları belirler. Şarj istasyonu kurulurken bu kurallar göz önünde bulundurulur (örn. kablo kesit hesabı yapılırken TS HD 60364-5-52’ye uyulur).

Bu standart ve kurallar, ofisinizde güvenli ve “standartlara uygun” bir şarj altyapısı kurmanızın teminatıdır. Uygulamada ne anlama gelir? Mesela şarj devrenizde kullanacağınız kablonun kesiti, boyu ve düşeceği gerilim belirli formüllerle sınırlandırılır; yanlış bir malzeme veya yetersiz kesit seçimi standarda aykırı olacağı için yapılmaz. Yine şarj soketinin topraklaması, kaçak akım rolesinin tipinin Type B (DC bileşenli kaçaklara duyarlı) olması gibi teknik detaylar TS 13912’de açıkça yazılıdır ve bunlara uyulmalıdır. Birlikte çalışabilirlik de kritik standartlardan: Tüm halka açık istasyonların enterkonnekte elektrik sistemine ve ortak protokollere uygun olması gerekir. Bu, ağ işletmecilerinin farklı markalarda istasyonları sorunsuz çalıştırabilmesini sağlar.

Sonuç olarak, ofisinizde şarj istasyonu kurarken yetkin bir elektrik mühendisi ve/veya yüklenici firma ile çalışarak bu standartların uygulandığından emin olmalısınız. Standartlara uyum, yalnız güvenlik için değil, aynı zamanda olası denetimlerde (belediye ya da dağıtım şirketi) sorunsuz geçebilmek için de gereklidir. Kurulum sonunda, kullandığınız ekipmanların standartlara uygunluk belgelerini ve yapılan işin proje/onay dokümanlarını dosyalamanız tavsiye edilir. Böylece şarj altyapınız tam anlamıyla teknik mevzuata ve mühendislik standartlarına uygun olacaktır.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Güvenlik ve Bakım Gereklilikleri Nelerdir?

Elektrikli araç şarj istasyonlarının güvenli işletimi, hem kurulum aşamasındaki doğru uygulamalara hem de düzenli bakım ve kontrole dayanır. Ofisinizdeki şarj ünitesinin güvenliği için şu gerekliliklere dikkat etmelisiniz:

  • Doğru Elektriksel Koruma: Şarj devresinde uygun sigorta/şalter ve kaçak akım koruma rölesi bulunması esastır. Kaçak akım koruma cihazı tercihen Tip B olmalıdır (DC kaçak akımlara karşı da hassas) çünkü elektrikli araç şarj devrelerinde DC kaçaklar oluşabilir. Bu röle, herhangi bir izolasyon hatasında akımı milisaniyeler içinde keserek hem aracı hem kullanıcıyı korur. Ayrıca şarj devresindeki kablolama, TS 13912 ve elektrik iç tesisatı yönetmeliğine göre boyutlandırılmalı, aşırı ısınma riskine karşı doğru kesitte olmalıdır. Panoda şarj ünitesine özel bir kilitlenebilir ayırıcı bulundurmak da acil durumda enerjiyi kesmeyi kolaylaştırır.
  • Topraklama ve Eşpotansiyel: Şarj istasyonunun metal aksamları mutlaka etkin bir topraklama sistemine bağlanmalıdır. Ofisin mevcut topraklama direnci uygun seviyede olmalı (genelde 5 Ohm altı hedeflenir). Ayrıca binanın eşpotansiyel barasına şarj cihazının gövdesi dahil edilerek dokunma gerilimleri önlenir. Araçlar şarj sırasında bina toprağına bağlanacağından, topraklama sürekliliği hayati önem taşır.
  • Fiziksel Güvenlik ve Çevre Önlemleri: İstasyonun konumu, güvenli kullanım için düzenlenmelidir. Araçların manevra alanı hesaplanarak, şarj cihazını korumak için gerekirse etrafına düşük bariyerler (babalar) konulabilir – böylece park ederken cihaza çarpma riski azalır. Yaya yollarına dikkat edilmeli, kablonun geçeceği alanlar takılma riskini önleyecek şekilde olmalıdır. Eğer kablo yerde uzanacaksa, kapaklı kanallar veya uyarı şeritleriyle işaretlenmelidir. İkaz ve Yönlendirme Levhaları: Şarj noktasının yanına “Yalnızca Elektrikli Araçlar İçin Park Yeri” gibi levhalar konulması, diğer araçların burayı işgal etmesini önler. Ayrıca kullanıcılara yönelik basit talimat tabelaları (örneğin önce fişi araca sonra istasyona takın, acil durumda kırmızı butona basın vb.) asılabilir.
  • Yangın ve Acil Durum Güvenliği: Elektrikli araç şarj istasyonları doğru kurulduğunda normalde yangın riski düşüktür, ancak herhangi bir elektrik tesisatında olduğu gibi temkinli olunmalıdır. İstasyona yakın uygun tipte yangın söndürücü bulundurulması önerilir (tercihen CO₂ veya kuru kimyevi tozlu, elektrik yangınlarına uygun). Ayrıca şarj alanı kapalı bir garajdaysa, alanın yangın algılama sistemi kapsamına girdiğinden emin olun. Şarj cihazında bir acil durdurma butonu varsa (çoğu DC hızlı şarj cihazında bulunur), bunun erişilebilir ve işaretli olması gerekir. Bu buton, acil bir durumda tüm çıkışı keserek güvenlik sağlar.
  • Periyodik Bakım: Şarj istasyonunun, tıpkı asansör veya jeneratör gibi, düzenli bakıma ihtiyacı vardır. Üretici firmanın önerdiği periyotlarda (örneğin yılda bir) yetkili servis tarafından cihazın iç temizliği, bağlantı noktalarının sıkılığı, fan/soğutma sistemi (varsa) kontrol edilmelidir. Elektriksel ölçümler de önemlidir: Kaçak akım rölesinin test edilmesi, topraklama direncinin ölçülmesi gibi kontroller her yıl yapılmalıdır. Zamanla aşınan veya yıpranan kablo ve konnektör uçları varsa, bunlar değiştirilmelidir. Özellikle soketli (kablonun kullanıcı tarafından takıldığı) istasyonlarda soketlerin sağlamlığı, kilit mekanizması test edilmelidir.
  • Temizlik ve Koruma: İstasyonun çevresinin temiz tutulması, hava menfezlerinin tıkanmaması (aktif fanlı soğutma varsa), yağmur suyu drenajının doğru çalışması gibi hususlar da gözden kaçmamalıdır. Dış mekan üniteleri için kabin contaları ve kapaklar kontrol edilerek içeri su girmediğinden emin olunur. Kışın istasyon çevresinde yoğun tuz kullanılıyorsa, metal aksam korozif etkiye karşı kontrol edilmelidir.
  • Kullanıcı Güvenliği ve Eğitim: Ofis içinde istasyonu kullanacak personelin basit bir eğitimi olması faydalıdır. Örneğin, şarj kablosunun doğru takılıp kilitlendiğini kontrol etmeleri, şarj bitince fişi çıkartırken önce istasyondan sökmeleri, kabloyu yere bırakmayıp uygun askısına asmaları, herhangi bir arıza uyarısı görürlerse müdahale etmeyip yetkililere bildirmeleri gibi talimatlar verilmelidir. Bu sayede hatalı kullanım kaynaklı riskler en aza iner.
  • Sertifikalı İşçilik: Güvenliğin en temel şartlarından biri, kurulumun yetkili elektrikçiler tarafından yapılmış olmasıdır. Proje ve tesisat, uzman kişilerce gerçekleştirildiğinde, ileride çıkabilecek sorunlar da minimize olur. Örneğin kablo bağlantılarının doğru torkla sıkılması, gevşek bağlantı kalmaması gibi detaylar hem standardın hem de güvenliğin gereğidir. Bu işçilik kalitesi, ileride bakım ihtiyacını da azaltır.

Sonuç olarak, ofisinizdeki şarj istasyonunun güvenli şekilde çalışması için kurulum standartlarına uygun yapılmalı ve düzenli bakım ihmal edilmemelidir. Bu, hem insan hayatı ve mal güvenliği açısından, hem de cihazın ömrü ve performansı açısından kritiktir. TSE standartları ve yönetmelikler güvenlik gereklerini ortaya koymuştur; siz de işletme olarak periyodik kontrolleri planlayarak, varsa anlaşmalı bakım firmasıyla yıllık bakımları yaparak riskleri yönetebilirsiniz. Bu sayede şarj istasyonunuz uzun yıllar sorunsuz ve güvenli biçimde hizmet verecektir.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu için Otopark Yönetmeliği ve Yer Ayırma Zorunlulukları Nelerdir?

Türkiye’de 2021 yılında güncellenen Otopark Yönetmeliği, yeni yapılacak bina ve tesislerde elektrikli araçlar için şarj altyapısının oluşturulmasını zorunlu kılmıştır. Bu düzenlemeye göre, zorunlu otopark kapasitesi 20 araç ve üzeri olan tüm yeni yapılarda, otopark alanlarının en az %5’i elektrikli araçlara uygun şekilde (şarj ünitesi tesis edilebilecek altyapıda) hazırlanmalıdır. Yani örneğin 100 araçlık bir otoparkı olan yeni bir ofis binası inşa ediyorsanız, en az 5 araçlık park yerini elektrikli araç şarj ünitelerinin kurulabileceği biçimde projelendirmek zorundasınız. Bu %5 hesabında küsuratlar bir üst tam sayıya tamamlanır ve asgari 1 adet yer her halükarda olmalıdır. Bu düzenleme, 1 Ocak 2023 itibarıyla %5 oranında uygulanmaya başlamıştır (2021-2022 arası geçiş sürecinde oran %2 idi, artık kalıcı olarak %5’tir).

Ayrıca büyük ölçekli otoparklar ve AVM’ler için daha yüksek oranlar öngörülmektedir. Yeni yapılacak bölge ve genel otoparklarda ile Alışveriş Merkezi otoparklarında, park yerlerinin en az %10’u elektrikli araçlara uygun düzenlenmelidir. Örneğin bir AVM’nin 1000 araçlık otoparkı varsa, en az 100 yeri şarj üniteli elektrikli araç park yeri olacak biçimde planlanmalıdır. Hatta çok büyük AVM’lerde hızlı şarj ünitesi bulundurma şartı getirilmiştir: 30.000 m²’den büyük AVM’lerde en az bir adet hızlı DC şarj istasyonu, 70.000 m²’den büyüklerde en az iki adet hızlı şarj istasyonu kurulması gerekecektir. Bu şartlar da 2023 başına kadar kademeli uygulanmış ve şu an yürürlüktedir (2023 öncesi %5 idi, 2023 itibariyle %10 ve hızlı şarj koşulu devreye girdi).

Ofis binaları da imar mevzuatı açısından “yeni yapılacak yapı” kategorisinde ise yukarıdaki yükümlülüklere tabi olur. Yani yeni inşa edeceğiniz bir ofis plazasında otopark kapasiteniz örneğin 40 araç ise, proje aşamasında en az 2 aracın yerini elektrikli araç yeri olarak ayırmanız, buraya uygun elektrik tesisatı altyapısını (kablolama kanalı, şarj ünitesi için uygun pano vs.) planlamanız gerekir. Bu zorunlu yerler fiilen şarj cihazıyla donatılmak zorunda değildir belki ama “düzenlenmesi şartı” elektrik tesisatının hazır olmasını, mimari ve mekanik koşulların (örn. o noktalara elektrik çekilebilmesi, havalandırmanın uygun olması vs.) sağlanmasını içerir.

Mevcut binalar için bu zorunluluklar doğrudan uygulanmaz, ancak yönetmelik, mevcut yapılara da uyum için süre tanımıştır. Örneğin hali hazırda kullanımda olan bir otopark, eğer yönetmelikte öngörülen şartları sağlamıyorsa (elektrikli araç yeri yoksa), ilgili idareler 2024’e kadar bunu sağlamaları için süre vermişti. Bu süre 31 Temmuz 2024’e kadar uzatıldı ve bu tarihe kadar mevcut otoparklar da belirli oranlarda elektrikli araç yerine uygun hale getirilecektir.

Ofisinizin otoparkında şarj yeri ayırırken dikkat etmeniz gerekenler şunlardır: Zorunlu oran en az %5 olduğu için, örneğin 50 araçlık bir personel otoparkınız varsa en az 3 tanesini “Elektrikli Araç Park Yeri” olarak işaretlemeli ve buralara altyapı hazırlamalısınız. Bu yerlere mutlaka anında cihaz koyma zorunluluğu bulunmamakla birlikte, uygulamada çoğu işletme bu noktalara en azından birkaç tane şarj cihazı kuruyor çünkü çalışanlardan talep geliyor. Yönetmelik gereği ayrılan bu alanlar standartlara uygun olmalı: Araçların rahat girip çıkabileceği, şarj kablosunun erişebileceği şekilde konumlanmalı. Ayrıca engelli erişimi dikkate alınarak düzenlenmeli (eğer otoparkınızda engelli park yerleri varsa, bunların da %5’inin elektrikli araç için olması öngörülüyor diyebiliriz, zira iki şart da aynı sayıda yer isteyebilir ve çakışabilir).

Resmi zorunluluk dışında, elektrikli araç sayısının hızla arttığı düşünülürse ofislerin ihtiyari olarak daha fazla yer ayırması ileriyi görmek açısından faydalı olacaktır. Yeni yönetmelikle idareler isterlerse %5 asgari oranı artırma yetkisine de sahip (ihtiyaca göre artırılabilir deniyor). Özellikle büyük şehirlerde 2025 sonrasında bu oranın kademeli yükselmesi beklenebilir. Dolayısıyla bir ofis binası projesi yapıyorsanız, minimum %5 yerine mesela %10 alanı hazır etmek ileriye dönük akıllıca bir yatırım olabilir.

Özetle, Otopark Yönetmeliği zorunlulukları gereği ofisler yeni yapılırken belli oranda elektrikli araç park yeri ayırmak durumundadır. Bu yerler uygun altyapıyla hazırlanmalı ve işaretlenmelidir. Bu düzenlemeye uymak, bina ruhsat ve iskan süreçlerinde sorunsuzluk sağlar; ayrıca şirketin sürdürülebilir ulaşım hedeflerine katkı sunar. Mevcut ofis binaları için de bu dönüşümü yapmak şimdiden tavsiye edilir, çünkü elektrikli araç penetrasyonu arttıkça hem yasal olarak hem de çalışan beklentisi olarak şarj imkanı sunmak bir gereklilik haline gelecektir.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj Hizmeti Sunmanın Yasal Çerçevesi Nedir?

Ofislerde kurulan şarj istasyonları üzerinden çalışanlara, misafirlere veya halka şarj hizmeti sunulması durumunda, dikkat edilmesi gereken yasal kısıtlar vardır. Öncelikle şunu ayırt etmek gerekir: Hizmetin ücretsiz sunulması ile ücret karşılığı sunulması arasında hukuki fark bulunur.

  • Ücretsiz Şarj Hizmeti (İç Kullanım): Bir şirket, ofisindeki çalışanların elektrikli araçlarını hiçbir bedel talep etmeden şarj etmelerine izin veriyorsa, bu durum elektrik piyasası mevzuatında “şarj hizmeti sunmak” şeklinde değerlendirilmez. Kendi elektriğinizi, tıpkı diğer ekipmanlar gibi personel aracı için kullanmış olursunuz. Bu senaryoda EPDK lisansı gerekmez, belediye açısından da ekstra bir ticari faaliyet sayılmadığı için sorun oluşmaz. Şirketinizin iç yönetmeliğinde bu uygulamanın bir personel yan hakkı olduğu belirtilip sınırlandırmalar yapılabilir (örneğin aylık şu kadar kWh’den fazlası yasak vb.), bu tamamen şirketin iç tasarrufudur. Ancak ücretsiz de olsa, şarj istasyonunun güvenliği ve standartlara uygunluğu şarttır; bu da zaten kurulum aşamasında sağlanmalıdır.
  • Ücretli Şarj Hizmeti (Kamuya Açık veya Bedel Yansıtmalı): Eğer ofisinizdeki şarj istasyonundan araçlarını şarj eden kişilerden bir ücret almak istiyorsanız, işte bu noktada yasal çerçeve devreye girer. Elektrik Piyasası Kanunu’ndaki değişikliklerle, elektrikli araçlara şarj hizmeti sunmak lisanslı bir faaliyet haline getirilmiştir. Kısacası, elektrik enerjisini satmak EPDK’nın iznine tabidir. Ofisiniz bir akaryakıt istasyonu gibi dışarıya şarj satmak istiyorsa, EPDK’dan şarj ağı işletmeci lisansı alması veya böyle bir lisansa sahip bir şirketle anlaşması gerekir. Aksi halde, şirkete ait abonelik üzerinden aldığı elektriği kWh bazında başkalarına satmak, kaçak veya izinsiz satış kapsamına girebilir ki bu yasal değildir. Örneğin siz misafir araçlardan “priz kullanım ücreti” adı altında para toplasanız bile, bu aslında enerji bedeli içerdiğinden lisanssız yapılamaz.
  • İç Kullanımda Maliyet Yansıtma: Bazı şirketler, çalışanlarına tamamen ücretsiz vermek yerine, tüketilen elektriğin maliyetini (maliyet fiyatına) yansıtmak isteyebilir. Bu durumda teknik olarak enerji satışı değil, iç hesaplaşma yapılmış olur. Ancak burada bile dikkatli olmak gerekir; eğer çalışanlardan topladığınız bedel, sadece elektrik faturasını bölüştürmek şeklindeyse ve kâr amacı gütmüyorsa, dışa kapalı bir uygulama olduğundan genelde göz yumulur. Yine de teorik olarak bu bile elektrik tedarik faaliyetidir. Dolayısıyla en temiz çözüm, çalışanlara yakıt yardımı vb. kalemlerle dolaylı destek vermek veya cüzi bir sembolik ücret almak şeklindedir. Birçok şirket bu belirsizlik nedeniyle çalışan şarjını tamamen ücretsiz bırakmayı tercih etmektedir.
  • Lisanslı İşletmeci ile Çalışma: Ofisiniz dışarıdan da araç kabul edecekse ve ücretlendirme yapılacaksa, pratik ve yasal çözüm, işi bir lisanslı şarj ağı işletmecisine devretmek olabilir. Bu senaryoda ofis, otoparkındaki alanı örneğin bir şirkete kiralar; o şirket EPDK lisansı ile istasyonu kurar ve işleterek kullanıcılardan ücret alır. Sizin şirketiniz de ya kira geliri alır ya da kendi personeline indirim sağlanması gibi kazanımlar elde eder. Bu model, hukuken sorumluluğu lisanslı işletmeciye devrettiği için tercih edilmektedir. Türkiye’de halihazırda pek çok alışveriş merkezi, otopark, akaryakıt istasyonu bu şekilde lisanslı firmalara istasyon kurdurmuştur. Bir ofis de benzerini yapabilir.
  • Faturalandırma ve Belgelendirme: Eğer ofisiniz çalışanlardan dahi ücret alacak olsa, bunun belgelendirmesi gerekir. Vergi mevzuatına göre, elektrik enerjisi satışı niteliğinde olmasa bile alınan bedel hizmet bedeli sayılabilir ve fatura kesilmelidir. Lisanslı bir işletmeci bunu kendi adına yapabilir. Lisanssız bir ofisin böyle bir hizmet faturası kesmesi (örneğin “otopark elektriği ücreti” adı altında) riskli olabilir. Bu alanda Gelir İdaresi de 2023’te düzenleme yapmış ve elektrikli şarj hizmeti sunanların e-fatura kapsamına alınacağını belirtmiştir.

Özetle, ofis içerisinde elektrikli araç şarj hizmeti sunarken en güvenli yol, ya hiç ücret talep etmemek ya da lisanslı bir yapı üzerinden bu işi yürütmektir. Bir ofis kendi başına halka açık bir şarj istasyonu işletmek istiyorsa, hukuken şarj ağı işletmeci lisansı alarak tüm yükümlülükleri yerine getirmelidir (asgari sermaye 4.5 milyon TL, EPDK’ya raporlama, vb. ağır şartlar vardır). Bu da çoğu ofis için pratik değildir. Bu nedenle tipik uygulama, şirket içi ücretsiz kullanım şeklindedir. Eğer çalışanlar dışında üçüncü kişilere de açıksa, mutlaka bir sertifikalı şarj ağı üzerinden (bir operatör uygulamasıyla) çalıştırılması tavsiye edilir – böylece lisans sorunu çözülür ve kullanıcılar da kayıtlı bir sistem üzerinden ödeme yaparlar.

Yasal çerçevenin önemli bir noktası da sertifika ve birlikte çalışabilirlik konusudur: Şarj istasyonları halka açık hizmet verecekse, bir şarj ağı işletmecisinden sertifika alarak onun ağına dahil olmak zorundadır. Bu sertifika, istasyonun o ağın parçası olduğunu gösterir ve istasyon işletmecisinin (ofisinizin) lisans almasına gerek bırakmaz. Örneğin ofisiniz bir enerji şarj işletme ağına dahil olduysa, firma size bir sertifika verir ve kendi uygulamasıyla müşterilere hizmet sunar; siz ayrı lisansla uğraşmazsınız. Mevzuat, bu şekilde istasyon işletmecilerinin işini kolaylaştırmıştır. Ancak bu sertifika modeli de halka açık hizmet içindir; eğer ofisiniz tamamen kapalı devre kullanacaksa zaten gerekmez.

Sonuç olarak, hukuki açıdan bir ofisin elektrikli araç şarj etmesi serbesttir, ama elektrik satması sınırlanmıştır. Şirketiniz bir akaryakıt istasyonuna dönüşmeyeceği için, en makul yaklaşım çalışanlarınıza bir sosyal imkan olarak şarj sunmanızdır. Eğer ücretlendirme olacaksa da maliyetine yakın sembolik bir bedel koyup bunu bir gelir kapısı yapmaktan kaçınmalısınız ki ileride yasal sorun çıkmasın. Gelişen mevzuatla belki ileride site ve ofis içi paylaşımlı şarj istasyonlarına daha esnek kurallar gelebilir; 2023 düzenlemesiyle mesela işyeri ruhsatı zorunluluğu kalktı ve yerine izin belgesi geldi (bu bile bir kolaylıktır). Ancak şu an için, lisans konusu kritik olmaya devam ediyor. Bu yüzden, “ofis içi kullanım = serbest, ticari kullanım = lisanslı” şeklinde özetleyebileceğimiz çerçeveye uymanız gerekir.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonlarında Şarj Süresi ve Yüksek Verimlilik Nasıl Sağlanır?

Ofis ortamında elektrikli araçları şarj ederken, şarj sürelerini yönetmek ve enerjiyi verimli kullanmak için bazı stratejiler uygulanabilir. Şarj süresi, büyük ölçüde seçtiğiniz şarj cihazının gücüne ve araç bataryasının doluluk durumuna bağlıdır. Çalışanların araçları genellikle uzun süre otoparkta kaldığı için, yavaş/orta hızlı şarj genellikle yeterli olmaktadır; ancak birden fazla aracı verimli şekilde şarj edebilmek için zaman planlaması yapmak gerekebilir.

  1. Planlı Şarj ve Zaman Dilimleri: Ofisinizde birden fazla elektrikli araç varsa, bunların aynı anda değil, gün içine yayılarak şarj olması toplam yükü dengeleyebilir. Örneğin, 4 araca hizmet veren 2 adet şarj noktanız varsa, sabah gelen araçların ikisi ilk 4 saat, diğer ikisi günün ikinci yarısında şarj olacak şekilde bir program oluşturulabilir. Bu program resmi bir yazılımla yapılmasa bile, çalışanlar arası bir anlaşma veya dönüşümlü park etme yöntemiyle uygulanabilir. Böylece herkes yeterli enerji alır, hiç kimse tüm gün fişi takılı tutup istasyonu bloke etmez. Şarj sürelerini paylaşmak, verimliliği artırır.
  2. Akıllı Şarj Cihazları Kullanımı: Yeni nesil şarj istasyonlarının birçoğu akıllı şarj özelliklerine sahiptir. Bu cihazlar, bir yönetim yazılımı ile kontrol edilerek zamanlama ve yük optimizasyonu yapabilir. Örneğin ofisiniz gece daha ucuz elektrik tarifesine sahipse, akıllı istasyonları programlayarak araçları gece şarj edecek şekilde ayarlayabilirsiniz. Veya tüm araçlar aynı anda bağlandığında toplam güç sınırlaması yapıp (load balancing), sırayla şarj etmelerini sağlayabilirsiniz. Yük dengeleme (Load Balancing) özelliği özellikle önemlidir: Diyelim bina için bu istasyonlara ayırdığınız maksimum güç 22 kW, fakat 2 araç aynı anda bağlanırsa her birine 11’er kW vererek birlikte şarj edebilir. Araçlardan biri ayrıldığında diğeri tam 22 kW’ya geçer. Bu şekilde mevcut altyapınızdan azami verimi alırsınız.
  3. Zamanlayıcı ve Akıllı Kart Sistemleri: Kullanıcılara belirli zaman dilimleri tanımlayarak şarj sürelerini sınırlandırabilirsiniz. Bazı şirketler, “her araç en fazla 4 saat fişte kalabilir” şeklinde iç politika koyar. Bu sürenin sonunda kullanıcı aracını yerinden alarak başkasına fırsat verir. Bunu takip etmek için görevli bulundurma imkanı yoksa, RFID kartlı sistemler kullanılabilir. Her çalışana bir şarj kartı verilir ve bir takvim yazılımı üzerinden rezervasyon yapmaları istenir. Bu sayede her kullanıcıya eşit ve planlı şarj süresi tanınır, kimse tüm gün işgal etmez.
  4. Optimal Şarj Düzeyi: Araç bataryalarının şarj eğrileri düşünüldüğünde, %80’den sonrası daha yavaş dolar ve verimlilik düşer. Ofis içinde eğer mümkünse, araçların %100 yerine %80 civarında şarjla sınırlandırılması tavsiye edilebilir, böylece aynı kaynakla daha fazla araca kWh dağıtılmış olur. Tabii ki bu bir zorunluluk olarak uygulanamaz, ancak kullanıcı bilinci artırılarak, “%80 yeterli menzil veriyorsa daha fazla şarj etmeyip istasyonu başkasına bırakın” şeklinde bir yönerge verilebilir.
  5. Enerji Verimliliği Açısından: Şarj istasyonunun verimli çalışması için cihazın kendi tüketimi (stand-by kayıpları) düşük olmalıdır. Kaliteli cihazlar boştayken çok az enerji harcar. Ayrıca şebeke dengesine katkı için, mümkünse şarj saatleri güneş paneli üretiminizin yüksek olduğu saatlere veya şebeke talebinin düşük olduğu gece saatlerine ayarlanabilir. Eğer ofisinizde güneş enerjisi sistemi varsa, gündüz öğle vakti şarj etmek hem şebekeye yük bindirmez hem de kendi ürettiğiniz enerjiyi kullanmış olursunuz. Bu, verimliliği hem ekonomik hem ekolojik açıdan artırır.
  6. Araçların Verimli Kullanımı: Kullanıcılar tarafında da verimliliği etkileyen etmenler var. Örneğin araç fişe takılıyken mümkünse iklimlendirme (klima) işlemlerini şebeke elektriği ile yapsın (birçok EV’de zamanlayarak klima/ısıtma açılabiliyor). Bu sayede sürücü çıkmadan önce aracı şebekeden gelen enerjiyle soğutulup ısıtılabilir, batarya enerjisi buna harcanmamış olur. Bu dolaylı gibi görünse de her gün küçük tasarruflar toplamda verimliliği artırır.
  7. İzleme ve Geri Bildirim: Şarj istasyonunun kullanım verilerini takip etmek de verimli kullanım için gereklidir. Aylık kaç kWh tüketilmiş, hangi saatlerde yoğunluk var gibi bilgiler, belki de cihaz sayısını artırmak veya bazı saatlerde kısıtlama getirmek gibi kararlar almanızı sağlayabilir. Eğer akıllı bir şarj yönetim sisteminiz yoksa, basitçe sayaçtan veya cihaz arayüzünden bu verilere bakıp dahili raporlama yapabilirsiniz. Örneğin öğleden sonra tüm araçlar doluyken sabahlar boşsa, yeni bir vardiya planıyla sabahları farklı araçların fişe takılması yönlendirilebilir.

Özetle, ofisinizde şarj sürelerini yönetmenin anahtarı planlama, paylaşım ve akıllı teknolojilerden yararlanmadır. Herkese yetecek kadar prizi belki fiziksel olarak sağlayamazsınız ama mevcut 1-2 istasyonu en verimli şekilde kullanarak en çok araca hizmet etmesini sağlayabilirsiniz. Bu da şirket içi iletişim ve kurallarla, gerektiğinde teknoloji desteğiyle mümkündür. Sonuç olarak, iyi organize edilmiş bir sistemde, hem çalışanlar araçlarını zamanında yeterince şarj edebilir hem de şirket gereksiz enerji piklerinden veya verimsiz kullanım yüzünden ekstra maliyetten kaçınmış olur.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Yer Seçimi ve Konumlandırma Nasıl Planlanmalıdır?

Şarj istasyonunun ofis otoparkı içinde nerede konumlandırılacağı, hem kullanıcı deneyimi hem de maliyet/güvenlik açısından kritik bir karardır. Yer seçimi yaparken aşağıdaki hususları göz önünde bulundurmalısınız:

  • Elektrik Pano/Trafoya Yakınlık: Şarj cihazını, binanızın elektrik dağıtım panosuna veya trafo odasına mümkün olduğunca yakın bir park alanına kurmak genellikle en iyisidir. Böylece uzun kablo tesisatı döşemenize gerek kalmaz, gerilim düşümü ve kablolama maliyetleri azalır. Örneğin, ana pano zemin katta otoparka yakın bir odadaysa, hemen o duvarın arkasındaki park yerleri şarj istasyonu için idealdir. Bu, teknik açıdan da kayıpları minimize eder.
  • Araç Sirkülasyonu ve Erişilebilirlik: Şarj noktasını, elektrikli araç kullanıcılarının rahatça girip çıkabileceği bir yere koyun. Mümkünse otoparkın köşesinde kalmış, dar manevra alanı olan yerlerinden kaçının. Geniş bir park alanı veya dönüş kolaylığı olan bir sıra tercih edin. Ayrıca şarj kablosunun uzunluğunu düşünerek, park eden aracın şarj portu neredeyse (ön-sol, arka-sağ vb. araçtan araca değişir) ona göre konum seçin. Örneğin kablo uzunluğu 5 metre ise, aracın farklı port konumlarını hesaba katıp, evrensel erişilebilir bir nokta belirleyin.
  • Aydınlatma ve Güvenlik: Şarj alanı iyi aydınlatılan bir yerde olmalıdır. Bodrum otoparksa bile, o bölgedeki aydınlatmalar sürekli yanar halde tutulabilir. Aydınlık ortam hem kullanıcıların kabloyu doğru takmasına yardımcı olur hem de güvenlik açısından (kamera görüntüsü, caydırıcılık) iyidir. Gerekirse ekstra bir aydınlatma armatürü eklemeyi düşünün. Ayrıca kamera gözetimi olan bir yerse şarj cihazının zarar görme riski azalır; mümkünse güvenlik kamerası görüş alanına konumlandırın.
  • Hava Şartları ve Çevresel Etkenler: Dış mekana konumlandıracaksanız, cihazı doğrudan yağmur altında bırakmamak tercih edilir. Bir saçak altı, tente veya otoparkın kapalı bölümü varsa oralara öncelik verin. Yoğun güneş altında kalması da cihazı ısıtabilir; güneş ışığından korunmuş bir yer cihaz ömrü için iyidir. Eğer mümkün değilse endişe etmeyin, zira istasyonlar genelde -25/+50°C aralığında çalışacak şekilde üretilir. Yine de ideal olan, korunaklı bir köşe bulmaktır.
  • Zemin ve Montaj Yüzeyi: Şarj cihazını duvara monte edecekseniz, o duvar sağlam ve titreşimsiz olmalı. Cihazın ağırlığını taşımalı ve montaj civatalarını güvenli şekilde tutmalıdır (beton/tuğla duvar ise dübellerle, çelik kolon ise kelepçelerle sabitleme yapılır). Yer tipi bir şarj istasyonu ise zemine kimyasal ankrajla sabitlenen çelik ayaklar kullanılır. Zeminin düz ve su birikmesi yapmayan bir nokta olmasına dikkat edin. Cihazların alt kısmı su birikintisinde kalmamalı.
  • Park Yeri İşaretlemesi: Seçilen konumda zemine belirgin bir boya ile elektrikli araç simgesi çizmek, “EV” yazmak veya yeşil renkli boyamayla fark yaratmak faydalıdır. Ayrıca duvara/direğe “Elektrikli Araç Şarj Noktası” tabelası asılabilir. Bu hem diğer araçların buraya park etmesini önler hem de elektrikli araç sürücülerinin yerini kolayca görmesini sağlar. Eğer otopark girişinde yönlendirme yapılabiliyorsa, örneğin “EV Şarj Noktası bu tarafta” gibi bir küçük yönlendirme levhası eklemek de düşünülebilir.
  • Acil Durum Kolaylıkları: Şarj alanının yakınında bir acil stop düğmesi veya en azından elektrik panosunun bilindiği bir yer olmalı (genellikle şarj cihazının üzerinde acil durdurma butonu bulunur). Bu buton herkesin ulaşabileceği yükseklikte olmalı (yaklaşık 1.2 m yükseklikte) ve kırmızı renkli şekilde görünür olmalıdır. Cihazın konumu bunu da etkileyecektir – çok dip köşede bir cihazın acil durdurmasına erişmek zor olabilir.
  • İklimlendirme ve Havalandırma: Kapalı otoparklarda şarj noktalarının etrafında yeterli havalandırma olması tercih edilir. Normal şartlarda lityum iyon batarya şarjında çevreye gaz çıkışı olmaz (kutuplu aküler gibi hidrojen çıkışı yoktur), dolayısıyla özel havalandırma gerektirmez. Ancak araçlar şarj olurken bir miktar sıcaklık oluşturur. Genel otopark havalandırmanız iyi ise sorun yoktur. Otoparkınızda egzoz gazı sensörleri varsa, elektrikli araçlar hiç emisyon üretmeyeceğinden belki sistem bu kısımlarda daha az çalışacaktır, bu da artı bir etkidir. Konum seçiminde havalandırma menfezlerini engellememeye dikkat edin, cihazı bir fan veya sensörün çok yakınına koymayın (hava akışını bozabilir).
  • Altyapı Geçişleri: Elektrik kablosunu taşımak için duvarları/döşemeleri delmek gerekiyorsa, konum bunlara göre planlanır. Mümkünse, kablo tavalarının ve buatların olduğu hat üzerinde kalın ki yeni kanallar açmak gerekmesin. Kablonun yangın yalıtımı için geçiş noktalarında sızdırmaz yapılması (contalı rakor vs.) gerekir, bu nedenle kablo rotası ne kadar kısa ve doğrudan olursa o kadar iyi.

Tüm bu hususları değerlendirerek bir konum planı yapmalısınız. İdeal olarak, şarj istasyonunu koymayı planladığınız yerde bir uzun süreli park izni tanımlayın – örneğin “şirket elektrikli araçlarına tahsisli” veya “yalnız EV misafirler (3 saate kadar)” gibi. Bu, alanın yanlış kullanımını engeller. Eğer birden fazla şarj noktası düşünüyorsanız, bunları yan yana konumlandırmak altyapı açısından kolaylık sağlar (tek bir elektrik hattından dallanabilir, cihazlar arasındaki mesafeyi kısaltır). Yan yana iki park yeri seçip ortasına bir duvara asılı cihaz koymak popüler bir çözümdür; cihazın iki çıkışı varsa aynı anda iki araca birden ulaşır.

Sonuç olarak, ofis otoparkında şarj istasyonu için en uygun yer; elektrik pano/trafoya yakın, araçlarca rahat erişilen, güvenlik kamerası ve aydınlatma kapsamı olan, zemini düzgün ve gerekirse işaretlenebilir bir alandır. Böyle bir konum belirlendiğinde, hem kurulum maliyetleriniz düşecek hem de kullanıcı memnuniyeti artacaktır. Plansız bir noktaya istasyon koyup sonradan araç manevra sorunları veya kablo erişim sıkıntıları yaşamaktansa, baştan tüm senaryoları düşünerek yer seçimi yapmak uzun vadede doğru yatırımdır.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Yer Seçimi ve Konumlandırma Nasıl Planlanmalıdır?

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Yer Seçimi ve Konumlandırma Nasıl Planlanmalıdır?

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kullanımında İş Güvenliği ve Eğitim Gerekir mi?

Elektrikli araç şarj istasyonlarının kullanımı son derece güvenli tasarlanmıştır; standartlara uygun kurulum yapıldığında günlük kullanım için özel bir teknik bilgi gerektirmez. Ancak yine de bir ofis ortamında, çalışanların ve teknik personelin temel bazı konularda bilgilendirilmesi ve eğitilmesi tavsiye edilir. Bu hem olası acil durumlara hazırlık sağlar hem de ekipmanın doğru kullanılmasına yardım eder.

Çalışanların Eğitimi: Elektrikli araç sahibi çalışanlarınızın, ofisteki şarj cihazını kullanmadan önce kısa bir oryantasyondan geçmesi yararlı olur. Bu oryantasyonda şu noktalar vurgulanabilir:

  • Doğru Bağlama Prosedürü: Önce aracın park freni çekilmeli, ardından şarj kablosu önce istasyona sonra araca takılmalıdır (veya entegre kabloyu doğrudan araca takmak). Şarj başlatma işleminin (butona basma, kart okutma vb.) nasıl yapıldığı gösterilmelidir. Yine, işlemi bitirirken sırasıyla kilit mekanizmasının çözülmesi ve kablonun çıkartılması, sonra kablonun yerine asılması gerektiği anlatılmalıdır. Bu sayede, yanlışlıkla kablo yerde bırakma ya da aracın üzerinden geçmesi gibi riskler azalır.
  • Temel Güvenlik Kuralları: Çalışanlara, şarj esnasında kabloya kuvvet uygulamamaları, fişi asılarak çekmemeleri, elleri ıslakken bağlantılara dokunmamaları gibi temel elektrik güvenliği prensipleri hatırlatılmalıdır. Ayrıca, eğer cihaz üzerinde uyarı LED’leri veya ekran varsa, normal durum ile arıza durumunu ayırt etmeleri sağlanabilir (örneğin yeşil ışık → şarj oluyor, kırmızı ışık → hata, fişi çıkarmayın gibi).
  • Acil Durum Eylemi: Herhangi bir acil durumda (kıvılcım görme, duman fark etme, elektrik çarpma tehlikesi, araçta yangın vb.) ne yapmaları gerektiği anlatılmalıdır. Öncelikle acil durdurma butonuna basarak istasyonu devre dışı bırakmaları gerektiği ve sonrasında hemen güvenlik birimine haber vermeleri istenir. Kesinlikle kendilerinin kabloyu zorla çekmeye veya arızaya müdahale etmeye çalışmamaları gerektiği belirtilmelidir.
  • Düzen ve Sorumluluk: Çalışanlar arasında, şarj istasyonu kullanımında sıra ve süre konularında uzlaşma olmalıdır. İş güvenliği kavramı buna da nüfuz eder: Örneğin sırf bir an önce şarj almak için aracı alelacele park ederek diğer araca çarpma riskine girmemeleri veya süresi dolduğunda aracı hemen çekerek başkasına alan açmaları, bu konularda bir farkındalık yaratılmalıdır. Bu bir nevi kullanım kültürü eğitimidir.

Teknik Personelin Eğitimi: Ofisinizde bir elektrik teknisyeni veya facility (tesis) sorumlusu varsa, bu kişinin şarj istasyonunun teknik detaylarına hakim olması önemlidir. Üretici firmanın sağlamış olduğu kullanım ve bakım kılavuzunu okumalı, mümkünse cihaz kurulumunda bulunan ekipten kısa bir eğitim almalıdır. Bu teknik personel, örneğin cihazın hata kodlarını yorumlamayı, basit reset işlemini (cihaz kilitlendiğinde yeniden başlatma gibi) bilmeli, gerektiğinde cihazın enerji bağlantısını panelden kesebilmeli ve yetkisiz kişilerin panoya erişimini engellemelidir.

Ayrıca teknik personel, acil durum tatbikatları kapsamında elektrikli araç yangını ya da şarj kaynaklı bir olay kurgusu üzerine ekipleriyle plan yapabilir. Örneğin kapalı otoparkta bir araç alev alırsa (her ne kadar şarjdan bağımsız bir nedenle de olabilir), nasıl müdahale edileceği, diğer araçların tahliyesinin nasıl yapılacağı, itfaiyeye yer tarifinin nasıl olacağı gibi konular önceden planlanabilir. Bu, genel iş güvenliği planının bir parçası olmalıdır.

İş Güvenliği Talimatları: Şarj istasyonunun yanına bir talimat levhası asılması önerilir. Bu levha üzerinde “Dikkat Yüksek Gerilim”, “Yetkisiz Kişiler Müdahale Etmesin”, “Arıza durumunda .. numaralı telefonu arayın” gibi ibareler bulunabilir. Ayrıca şirketinizin OHS (Occupational Health and Safety) birimi varsa, şarj istasyonu kullanımını içeren bir risk değerlendirmesi yapıp, ilgili talimatları çalışanlarla paylaşmalıdır. Risk analizinde olası elektrik çarpması, yangın, kabloya takılma, cihaz arızası gibi senaryolar değerlendirilmeli ve alınan önlemler belirtilmelidir. Örneğin “Çalışanlar kabloya takılıp düşmesin diye kablo askısı kullanılacaktır, uyarılar yapılacaktır” gibi. Bu, yasal olarak da önemli bir adımdır; iş kazası durumunda “yeterli eğitim ve tedbir verildi” belgesi niteliği taşır.

Kişisel Koruyucu Donanım (KKD): Günlük kullanıcıların KKD giymesine gerek yoktur; ancak teknik müdahale yapan personel (örneğin elektrikçi) iş üzerinde çalışırken yalıtkan eldiven, gözlük vs. kullanmalıdır. Tabi cihaz enerjilendirildiğinde normal kullanımda eldivene ihtiyaç yoktur, zira tasarımı güvenlidir. Yine de temizlik personeli bile istasyonu silerken nemli bez kullanmamalı, önce fişler kapalı konumda emin olunmalı gibi basit şeyler bilmelidir.

Sonuç olarak, ofisinizde elektrikli araç şarj istasyonunu devreye aldıktan sonra, ilgili herkese uygun seviyede eğitim vermek ve güvenlik bilinci oluşturmak gereklidir. Bu eğitim çok karmaşık değildir; bir toplantıda veya bir bilgi notuyla halledilebilir. Ama yapıldığı takdirde, olası kazaların önüne geçmede çok etkili olacaktır. Aynen ilk yardım dolabının yeri ya da yangın çıkışının kullanımı gibi, elektrikli şarj noktasının güvenli kullanımı da iş yeri güvenlik kültürünün parçası olmalıdır. Böylece hem çalışanlar kendilerini güvende hisseder hem de şirket olarak yasal sorumluluklarınız açısından proaktif davranmış olursunuz.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulum Süresi ve Planlaması Ne Kadardır?

Bir ofis için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumunun başlangıçtan işletmeye alınmasına kadar geçen süre, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir. Genel olarak 1 ila 3 ay arasında bir süreden bahsetmek mümkündür, ancak şartlar optimize edilirse bir ayın altında da tamamlanabilir veya beklenmedik durumlarda daha uzun sürebilir. Süreyi belirleyen başlıca aşamalar ve bunların tipik süreleri şöyledir:

  • Proje Planlama ve Onaylar (1-4 hafta): İlk adım olan ihtiyaç belirleme, cihaz seçimi, teklif alma gibi işlemler birkaç gün ile bir hafta sürebilir. Ardından belediyeye izin başvurusu yapılıp izin belgesi alınması gerekecektir. Belediyeden yer seçimi ve faaliyet izin belgesi almak çoğu durumda başvurunuz tam ise hızlı sonuçlanır (~1 hafta-10 gün). Dağıtım şirketine başvurup bağlantı/güç artışı onayı almak da 1-2 hafta içinde tamamlanabilir (başvuruyu dijital platformdan yapıp takip ettiğiniz varsayımıyla). Bu aşamada gecikmeler genelde evrak eksikliğinden kaynaklanır, önceden tüm belgeleri hazırlayarak verirseniz süreç hızlanır. EPDK lisansı konusu, ofis içi kullanımda yok, kamuya açık planlıyorsanız lisans süreci aylar alabilir, o durumda süre çok uzar (ama genellikle ofisler lisans işine girmez).
  • Tedarik Süreci (1-6 hafta): Seçtiğiniz şarj cihazının tedariği, stok durumuna bağlıdır. Yerli piyasada AC istasyonlar genelde stoktan hemen temin edilebilir. DC hızlı istasyonlar ise sipariş üzerine gelebilir, ithal ürün ise 4-6 hafta sürebilir. Eğer tedarikçi firmayla anlaşıp siparişi erkenden geçerseniz, izinler tamamlanana kadar cihaz elinize ulaşmış olur. Küçük projelerde genelde cihaz 1-2 haftada temin edilir.
  • Elektrik Altyapı Hazırlığı (1-3 hafta): Bu aşama, eşzamanlı yürütülebilir. İzin beklerken elektrik tesisatçınız pano hazırlığını yapabilir. Örneğin yeni bir sigorta takılması, kablo çekilecek güzergahın hazırlanması gibi işler birkaç gün sürer. Ancak duvar delme, kanal açma gibi inşaat işleri var ise (özellikle ofisin mimari yapısını etkileyecekse) burada ek izinler veya uygun zaman planlaması gerekebilir. Mesela ofis çalışma saatleri dışında bu işlemler yapılacaksa sadece hafta sonları çalışılabilir, o zaman takvim uzar. Yine de bir elektrikçi ekibi, normal şartlarda 1-2 günde kablolama ve pano işini halledebilir. Trafo gücü artırımı gerekiyorsa bu iş dağıtım şirketi tarafından yapılacağından 2-3 haftayı bulabilir (trafo siparişi, montajı vs).
  • Kurulum ve Montaj (1 hafta): Cihazın fiziksel montajı, elektrik bağlantılarının sonlandırılması ve testleri genellikle birkaç günlük iştir. Bir duvar tipi AC şarj cihazını monte etmek ve bağlamak tecrübeli bir ekip için yarım gün sürebilir. DC istasyonlar ağır ve büyük olduğundan vinç veya transpalet ile yerleştirme gerekebilir, bunun lojistiği 1 gün alır, kablo bağlantıları 1-2 gün sürebilir. Ardından mutlaka test şarjları yapılır. Bu test aşaması belki 1 gün planlanmalı, çünkü bir araç getirip gerçek koşulda deneme yaparsınız. Her şey normalse kurulum tamamlanır.
  • Devreye Alma ve Kabul (1 hafta): Kurulum bittiğinde, dağıtım şirketi gelip yeni bağlantıyı kontrol edip enerjilendirir (eğer yeni sayaç/trafo devreye girdiyse). Belediye bazen kontrol yapmaz, beyan yeterli der; bazı belediye ekipleri ise gelip istasyonu yerinde görebilir, bu genelde hızlı bir ziyarettir. Bu işlemler için randevu ve koordinasyon gerekebileceğinden birkaç gün sürebilir. Son olarak, şirketiniz içindeki yönetimin de bir kabul yapması gerekebilir – IT birimi, enerji yöneticisi vs. kendi kontrol listesine bakar. Bu da 1-2 gün içinde halledilir.

Yukarıdaki her adım optimum senaryoda art arda yapılırsa, örneğin: Hafta 1 belediye+dağıtım başvuruları, hafta 2 onaylar geldi, cihaz zaten stokta olduğu için hafta 3 montaj yapıldı, hafta 4 devreye alındı gibi bir takvim ortaya çıkar. Bu ideal durumda yaklaşık 1 ay sürer.

Gerçekte ise bazı adımlar birbirini bekleyebilir. Örneğin dağıtım onayı gelmeden montaj yapmak istemeyebilirsiniz. Veya cihaz yurt dışından gelecek derseniz 2 ay sadece ona gidebilir. Şehir elektrik altyapısı yoğun ise dağıtım şirketi bağlantı çalışmasını birkaç hafta sonraya planlayabilir. Özellikle talep yüksekliği nedeniyle 2025’te dağıtım şirketleri her başvuruya yetişmekte zorlanabilir, bu risk de var.

Kurulum planlaması yaparken, ofisinizin çalışma düzenini dikkate alın. Eğer montaj sırasında bazı park yerleri veya yollar kapanacaksa, bunu önceden duyurun ve tercihen hafta sonu veya mesai dışında halledin. Elektrik kesintisi gerekiyorsa (pano bağlantısı için) bunu da mesai dışında yapmanız uygun olur, bu da takvime yarım gün gece çalışması ekleyebilir ama iş akışını etkilemez.

Ayrıca projenin bütçesi onay süreçleri de süreye dahildir. Şirket içinde yatırım onayı almak zaman alabilir; bunu minimize etmek için üst yönetime baştan gerçekçi bir takvim sunun. Örneğin “cihaz gelmesi 4 hafta sürecek, montaj 1 hafta” diye önden bilgi verirseniz beklenti doğru yönetilir.

Özetlemek gerekirse, bir ofis şarj istasyonu projesi çoğunlukla birkaç hafta içinde sonuçlanır. Ortalama bir AC çift çıkışlı istasyon kurulumu için 4-6 hafta planlamak güvenlidir. Bu sürenin büyük kısmı lojistik ve bürokratik bekleyiştir; fiili montaj hızlıdır. Planlamayı iyi yaparak (izin başvurularını eşzamanlı yürütüp, cihaz siparişini erken vererek) süreyi kısaltabilirsiniz. Aynı zamanda şirket içi iletişimle çalışanlara “şu tarihte şarj istasyonumuz kullanıma hazır olacak” diye bir zaman vermeniz motivasyon sağlar. Bu tarihe uymak için de tedarikçi ve yüklenicileri yakından takip etmelisiniz. Eğer her şey yolunda giderse, örneğin iki ay sonra yapılan ilk elektrikli araç şarj etkinliğiyle projenizi başarıyla tamamlamış olabilirsiniz.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kapasitesini Artırma ve Genişletme İmkanları Nelerdir?

Elektrikli araç sayısı ofisinizde zamanla arttıkça veya kullanım alışkanlıkları değiştikçe, mevcut şarj altyapınızın kapasitesini artırma ihtiyacı doğabilir. Başlangıçta 1-2 araçla sınırlı kalan şarj talebi ileride çok daha fazla araca çıkabilir. Bu durumda şarj istasyonunu genişletme ve yeni üniteler ekleme olanaklarını baştan planlamak en doğrusudur. İşte kapasite artırımı ve genişletme konusunda dikkat etmeniz gerekenler:

  • Modüler Planlama: İlk kurulum aşamasında, altyapınızı gelecekteki genişlemeye uygun olacak şekilde modüler tasarlayın. Örneğin panonuzda şarj devresi için yer ayırırken, ileride 2 veya 4 noktaya çıkacakmış gibi boş yer ve yedek kablolama bırakabilirsiniz. İlk etapta 1 adet 22 kW’lık AC istasyon kurdunuz diyelim; panonuza aynı güçte bir ikinci devre ekleme imkanı yaratın (fazlarınızı dengeleyecek şekilde planlayın). Hatta toprağa kablo döşerken, ileride ikinci cihaz için şimdiden boru veya kanal yerleştirip boş kablo çekebilirsiniz. Böylece yeni cihaz eklerken sadece bağlantısını yapar, yeniden kazı veya boru döşeme yapmazsınız.
  • Artan Güç İhtiyacı: Genişleme genelde daha fazla güç çekişi demektir. Eğer ilk kurulumda güç artırımı yaptıysanız, ileride bir daha gerekebilir. Bu durumda dağıtım şirketiyle tekrar görüşüp sözleşme gücünüzü revize ettirmelisiniz. Tavsiyemiz, eğer makul ise ilk seferinde biraz öngörülü davranıp bir miktar fazla güç talep etmek olabilir. Örneğin bugün 20 kW ek ihtiyacınız var ama 2 yıl sonra 40 kW olacaksa, baştan 40 kW talep edip belki trafoyu da o kapasiteye göre koymak mantıklı olabilir (enerji bütçeniz izin veriyorsa). Tek seferde halledersiniz. Tabi kullanmadığınız güç için boşa sabit bedel ödemek de var, aradaki dengeyi kurmalısınız.
  • Ek Cihaz ve Bağlantılar: İlk kurduğunuz cihazın yanına aynı modelden bir veya birkaç tane daha eklemek en kolayıdır. Böylece mevcut sistemle uyumlu olur. Örneğin bir adet duvar tipi AC ünite kurdunuz; duvarda yanına 2 adet daha asacak yer var ve elektrik hattını oraya kadar uzatmak kolay. İleride yenisini eklerken, belki sadece bir kablo makarası kullanıp panodan paralel bağlamanız yetecektir (tabi her cihaz için ayrı sigorta ile). Bunu yaparken, panodaki baraların ve kabloların ilave akımı taşıyacak kesitte olması mühimdir. Bu yüzden ilk kurarken biraz büyük kesit kablo çekip, sonra kollar ayırmak iyi fikirdir.
  • Yük Yönetimi ile Sanal Kapasite Artışı: Bazı durumlarda fiziksel kapasitenizi artırmadan, akıllı yük yönetimi ile daha fazla aracı yavaş şarj ederek genişleme sağlayabilirsiniz. Örneğin toplam 22 kW sınırınız var ama 4 araç bağlamak istiyorsunuz. Akıllı istasyon yazılımı ile hepsine 5.5 kW verecek şekilde paylaştırmak mümkün. Bu araçlar uzun süre park halindeyse belki de bu düşük güç bile yeterli olacaktır. Böylece altyapıya dokunmadan, sadece akıllı bir şarj yönetim sistemi alıp istasyon sayısını arttırabilirsiniz. Bunu yapmak için cihazlarınızın birbiriyle iletişim kurabilen türden olması veya merkezi bir kontrol ünitesine bağlanabilmesi gerekir. Piyasada master-slave (ana-uydu) şeklinde şarj istasyonu setleri bulunur; master cihaz şebekeyle iletişimi ve korumaları üstlenirken, daha ucuz uydu cihazları onun yönetimiyle çoklayıcı gibi hizmet eder. Eğer ilk alımda böyle bir sistem seçtiyseniz, genişleme sadece yeni “uyduları” eklemekle kolayca olur.
  • Mekansal Planlama: Yeni şarj üniteleri eklerken, otoparkınızda yeterli alan ayırmaya devam etmelisiniz. İlk etapta belki 2 araçlık yeri işaretlediniz; ileride 4-6 araca çıkması gerekiyorsa, bu alanın genişleyebileceği bir bölgede planlama yapın. Yoksa sonradan farklı köşelere dağınık koymak zorunda kalıp, her yere ayrı altyapı çekmek zorlaşır. Örneğin bir otopark sırasının başını elektrikli araç köşesi yaptınız; talep artarsa sıradaki 2-3 park yerini daha dahil etmek kolay olur. Ama eğer şarj yeri otoparkın ortasındaysa, yandaki yerler belki uygun olmayabilir (başkasına tahsisli olabilir veya mimari engeller olabilir). Bu öngörüyle, esneklik sağlayan bir lokasyon seçimi yapın (önceki soruda bahsedildiği gibi).
  • Donanımsal Yükseltme: Genişleme sadece adet artışı değil, belki de güç yükseltme şeklinde de olabilir. Örneğin ofisinizde EV sayısı hala az ama araçlar uzun menzilli ve sürekli sahada; bu kez AC’den DC’ye terfi etmek isteyebilirsiniz. Bu durumda mevcut AC istasyonun yanına bir DC hızlı şarj cihazı eklemek gündeme gelir. Böyle bir değişime altyapınız hazır mı? Trafo kapasitesi, kablo tavası kesitleri vb. DC’nin yüksek akımına uygun olmalı. AC için koyduğunuz altyapı DC’ye yetmezse yeniden inşaat yapmak gerekir. Eğer ileriye dönük DC planınız varsa, belki şimdiden beton temel atmak veya trafo merkezinde yer ayırmak gibi şeyler düşünebilirsiniz. Bu sayede upgrade zamanı geldiğinde sadece cihazı getirip koyarsınız.
  • İzin ve Lisans Durumu: Genişleme için ayrıca belediyeden yeniden izin almak gerekip gerekmediğini bulunduğunuz yerin yönetmeliğine göre kontrol edin. Genelde eğer alan aynı ise ve sadece ünite ekleniyorsa ekstra ruhsat işlemi gerekmez; ancak dağıtım şirketine ilave güç talebi gideceği için, izin belgenizin bir nüshasını belki revize ettirmeniz istenebilir (yer seçimi belgesinde 2 ünite yazıyordu, şimdi 4 ünite oldu gibi). Lisans konusu yine ticari olmuyorsa yok, lisanslı işletmeci ile çalışıyorsanız o zaten EPDK’ya genişleyen istasyon envanterini bildirmek durumundadır.

Özetle, kapasite artırımı kaçınılmaz bir ihtiyaç olabilir ve bunu planlı yapmak, ofisinizin şarj altyapısının ömrünü uzatır. İlk kurulumda “ileride ne kadar artar” diye bir projeksiyon yapıp ona uygun kablolama/yerleşim yapmak en akılcı yol. Böylece büyüme zamanı geldiğinde, minimal ek maliyetle yeni istasyonlar eklersiniz. Elektrikli araç ekosistemi hızla geliştiği için, belki 5 yıl sonra ofisteki araçların yarısı elektrikli olacak – bu senaryoyu düşünerek, şu an belki fazla gelen bir altyapı yatırımı yapmak uzun vadede tasarruf sağlayacaktır. Aksi takdirde parça parça genişletmelerle her seferinde işleri yeniden kazmak, yeniden izinlerle uğraşmak gerekebilir. Genişleme konusunda son bir tavsiye: periyodik olarak şarj talebini ve trendleri analiz edin. Araç sayısı artış hızına bakarak, ne zaman yeni cihaza ihtiyaç doğacağını önceden öngörüp bütçenizi ve siparişlerinizi planlayın. Böylece proaktif davranıp talebi karşılayamama durumu yaşamazsınız.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Arızaları ve Sorumlulukları Nasıl Yönetilir?

Elektrikli araç şarj istasyonları genel olarak dayanıklı ve az arıza veren cihazlardır. Ancak elektronik herhangi bir ekipmanda olduğu gibi, zaman içinde bazı teknik sorunlar ortaya çıkabilir. Ofisinizdeki şarj istasyonunun arıza yönetimi ve sorumluluk dağılımı konusunda şunlara dikkat etmelisiniz:

  • Garanti ve Servis Anlaşması: Öncelikle kurulumunu yaptığınız şarj cihazının üretici/tedarikçi garantisi kapsamında olduğundan emin olun. Cihazınızı satın alırken genellikle 2 yıl garanti verilir; bu süre içinde oluşabilecek üretim kaynaklı arızalar için firmadan ücretsiz onarım veya değişim talep edebilirsiniz. Bunun ötesinde, kritik kullanımlarda (örneğin sürekli misafir kullanan bir şirket iseniz) bakım anlaşması (SLA) yapmanız iyi olur. Bu anlaşmada, servis sağlayıcı firma arıza durumunda ne kadar sürede müdahale edecek, yedek parça temin süresi ne olacak gibi hususları belirleyebilirsiniz. Böylece, arıza durumunda muhatabınız hazır olur ve uzun süre istasyonun devre dışı kalması önlenir.
  • Temel Arızalar ve Çözümleri: Sıkça görülebilecek arızalar arasında şarj bağlantı hatası, kilit mekanizması arızası, aşırı ısı uyarısı veya iletişim hatası sayılabilir. Örneğin araçla istasyon arasında iletişim sorunu olabilir ve şarj başlamayabilir. Bu durumda fişleri çıkarıp yeniden takmak genelde sorunu çözer (basit bir reset). Kilit arızası durumunda, araç kablosu çıkmayabilir; cihaz üzerinde manuel kilit açma mandalı bulunuyorsa teknik personel bunun yerini bilmelidir. Aşırı ısı uyarısı genellikle havalandırma yetersizliğinde veya cihaz fanı arızalandığında olur; bu durumda cihaza bir süre dinlenme verip, ortam ısısını düşürüp tekrar denersiniz – eğer sürüyorsa servis çağrılmalıdır. İletişim hatası (örneğin şebeke ile, ya da mobil uygulama ile) varsa, belki internet bağlantınız kesilmiştir; ofisinizin IT birimi cihazın SIM kartını veya Ethernet bağlantısını kontrol edebilir.
  • Sorumluluk Paylaşımı: Eğer ofisiniz şarj istasyonunu kendi işletiyor (kendi personeli kullanıyor, halk yok) ise, arıza yönetim sorumluluğu tamamen şirket üzerindedir. Bu durumda şirket, yukarıdaki gibi garanti/servis kanallarıyla çözümü sağlar. Ancak eğer istasyonunuz bir şarj ağı işletmecisinin yönetiminde ise (örneğin Z firması işletiyor, kullanıcılar o firmanın kartıyla şarj ediyor), arıza yönetimi birincil olarak o işletmecinin görevidir. Bu tip durumlarda, ofis yönetimi genelde sadece kolaylaştırıcı rol oynar (prizde bir sorun var ise bildirmek, gerekirse elektrik odasına erişim sağlamak gibi). Şarj ağı işletmecileri 7/24 çağrı merkezleriyle arıza ihbarı alır ve genelde 24 saat içinde müdahale ederler.
  • Kullanıcı Hataları ve Hasarlar: Şarj istasyonundaki bazı arızalar bizzat kullanıcı hatasından kaynaklanabilir. Örneğin kullanıcı kabloyu yere düşürüp araç üzerinden geçerse konnektör hasar görebilir. Veya fişi takmadan önce soketi kirliyken takar, içeride yanma olabilir. Bu gibi durumlarda sorumluluk kimin? Eğer belirli bir kullanıcı tespit edilebiliyorsa (kamera kaydı ile vs), şirket içi bir olay ise, hasarın maliyetini o kişiden talep etmeyi düşünebilirsiniz; fakat genelde bunlar minör ve belirlenemez. Dolayısıyla ofis yönetimi, bunu ortak kullanımda yıpranma payı olarak görüp bakım bütçesinden karşılar. Ciddi kasıt veya ihmal yoksa çalışanları suçlamak motivasyonu düşürebilir; daha çok “dikkat edelim” uyarılarıyla önlemeye çalışmak lazım. Eğer halka açık kullanımdaysa ve biri cihaza kasten zarar verdiyse, bu vandalizm polise intikal ettirilebilir, ancak ispat gerekir.
  • Sigorta Kapsamı: Ofisinizin genel sigortaları (yangın, elektronik cihaz sigortası vs.) elektrikli şarj istasyonunu kapsayacak şekilde güncellenmelidir. Birçok sigorta poliçesi, ek primle bu üniteleri de kapsama alabilir. Bu sayede, yıldırım düşmesiyle cihazın kartları yandı veya vandal biri ekranı kırdı gibi durumlarda sigortadan tazmin alabilirsiniz. Bu da sorumluluk yönetiminin finansal boyutudur. Sigorta ayrıca şarj esnasında olası bir hasarı (örn. elektrik dalgalanmasıyla araca zarar gelmesi gibi) da karşılayabilir – bu konuyu sigorta şirketinizle konuşun. Örneğin bazı poliçeler “yüksek gerilim hasarları”nı ve buna bağlı üçüncü şahıs mali sorumluluklarını içerir.
  • Acil Durum Protokolü: Şarj istasyonunda bir arıza meydana geldiğinde – özellikle güvenlik riski taşıyan bir arızaysa – ne yapılacağı önceden tanımlanmış olmalıdır. Bu protokol çerçevesinde: Teknik personel derhal enerji beslemesini keser (panodan veya acil stop ile). Arıza basit bir şeyse (örn. kilitli kaldı, manual açtı vs) çözülür; değilse ilgili servis aranır. Bu süreçte eğer araç fişe bağlı kalmışsa, kullanıcı bilgilendirilir, araç güvenli bir şekilde fişten ayrılmadan beklenir. Gerekirse üretici uzaktan erişimle cihazı diagnostik moduna alabilir (bağlı cihazlarda). Ofis içinde güvenlik birimi varsa, onlar etrafı kordon altına alabilir (örneğin kablodan kıvılcım çıktı, yangın riski; hemen yangın tüpü hazır bulundurulur, çevredeki araçlar uzaklaştırılır, vb.). Bu gibi adımların hepsi bir iç talimat dokümanı olarak hazırlanabilir ve ilgililere dağıtılabilir.
  • Veri ve Raporlama: Son olarak, şarj istasyonunun arıza geçmişini ve bakım faaliyetlerini kaydetmek önemlidir. Her arıza durumunda ne olduğu, nasıl çözüldüğü not edilirse, ileride benzer bir problem çıktığında hızla hatırlanıp benzer çözüm uygulanır. Ayrıca garanti süresi içinde tekrarlayan bir arıza varsa, cihazın değiştirilmesi için bu kayıtlar delil olabilir.

Sorumluluk meselesinde en kritik nokta, kamuya açık hizmet veriyorsanız kullanıcıların uğrayabileceği zararlar konusudur. Mesela istasyonda bir arıza oldu ve kullanıcı aracının şarj ünitesi zarar gördü veya araçta elektriksel bir sorun oluştuğunu iddia etti. Bu durumda lisanslı işletmeci devredeyse onlar sorumludur ve genelde kullanım sözleşmelerinde belirli limitlerle sorumluluğu üstlenirler. Ofis, alan sağlayıcı olarak arka plandadır. Eğer ofis kendi işlettiği bir istasyonda böyle bir durumla karşılaşırsa, teknik inceleme yaptırmak gerekebilir. Bu gibi nadir durumlardan korunmak için cihazların periyodik kontrolünü yaptırmak ve kullanıcıya da araca da zarar vermeyecek şekilde çalıştıklarını garanti etmek en iyi yaklaşımdır. Bu sayede sorumluluk konusu proaktif olarak yönetilmiş olur.

Özetle, ofisinizdeki şarj istasyonunun arızaları uygun bir bakım/servis anlaşmasıyla hızlıca çözüme kavuşturulmalı; sorumluluk konusunda da mümkünse işin uzmanı lisanslı firmalardan destek alınmalıdır. Günlük kullanımda ortaya çıkabilecek ufak sorunlara hazır olmak ve kullanıcıları doğru yönlendirmek, hem hizmet kalitenizi yüksek tutar hem de potansiyel riskleri azaltır. Ciddi bir problem yaşama olasılığınız düşük olsa da, “hazır ol, rahat ol” prensibiyle hareket etmek en doğrusudur.

Ofislerde Birden Fazla Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumunda Yük Yönetimi Nasıl Yapılır?

Birden çok elektrikli aracı aynı anda şarj etmek, ofis elektrik altyapısına binen yükü önemli ölçüde artırabilir. Bu durumda yük yönetimi (load management) uygulamaları devreye sokularak, mevcut altyapının verimli kullanılması ve aşırı yüklenmenin önlenmesi sağlanır. Özellikle birden fazla şarj istasyonunun bulunduğu ofislerde, akıllı yük yönetimi hem maliyetleri düşürür hem de güvenli bir işletim sunar.

Yük Yönetiminin Amacı: Basitçe, binanızın elektrik sistemine belirli bir eşik değeri aşmayacak şekilde kontrol uygulamak diyebiliriz. Örneğin ofisinizin sözleşme gücü 100 kW ise, şarj istasyonlarına verilecek toplam gücü bunun altına sınırlamak gerekir. Eğer iki aracın kontrolsüz biçimde aynı anda şarj olması toplamda 120 kW çekiş yaratacaksa, bu yönetimsiz senaryoda ya bina trafonuz aşırı yüklenir ya da talep gücü aşılarak ceza maliyetine neden olur. Yük yönetimi sistemi ise, şarj istasyonlarına “siz ikiniz beraber 100 kW’ı geçmeyecek şekilde güç paylaşın” talimatını verir. Bu sayede her iki araç belki azami hızda değil ama güvenli sınır içinde şarj olur.

Statik ve Dinamik Yük Yönetimi: Yük yönetimi stratejileri statik veya dinamik olabilir. Statik yük yönetiminde, şarj istasyonlarına sabit bir üst güç limiti tanımlanır. Örneğin, 4 adet 22 kW AC istasyonunuz var, bunların toplamı 88 kW eder. Ancak binanıza en fazla 60 kW ayırmak istiyorsunuz. Statik olarak her birine 15 kW limit koyabilirsiniz; böylece hepsi aynı anda çalışsa bile 60 kW’ı aşamazsınız (22 kW yerine 15 kW’de kesilir). Bu basit ama etkili bir yöntemdir, ancak gerçek zamanlı esnek değildir. Dinamik yük yönetimi ise daha akıllı bir yaklaşımdır: Binanın anlık toplam tüketimini izleyen bir kontrol ünitesi, o an boşta olan kapasiteye göre şarj istasyonlarının gücünü sürekli ayarlar. Mesela ofis binanızda klima sistemleri öğlen yüksek çekiş yapıyorsa, şarj istasyonlarına o sırada daha az güç verilir; akşamüstü klimalar kapanınca boşa çıkan kapasite otomatik olarak şarja yönlendirilir. Bu sayede, hem bina elektriği aşırı yüklenmez, hem de her an kullanılabilir maksimum güç şarja tahsis edilmiş olur.

Master-Controller Sistemleri: Birden fazla istasyon kurulu ofislerde, bu istasyonları yöneten bir merkezi kontrol cihazı (master) kullanmak yaygındır. Tüm istasyonlar bu master’a bağlı çalışır. Master ünite, yukarıda bahsedilen dinamik yük dengelemesini yapar. Örneğin 3 araç birden bağlandı; master, ilk araca %50 güç, ikinciye %30, üçüncüye %20 verecek şeklinde bir algoritma uygulayabilir. Bataryaların doluluk oranlarına göre de pay değiştirilebilir: İlki %80’e ulaşınca onun gücünü azaltıp diğerine dağıtabilir. Bu tarz akıllı algoritmalar, araçların şarj eğrilerine göre optimum süre yönetimi sağlar. Sonuç olarak belki tüm araçlar biraz daha uzun sürede dolar ama toplamda herkes mesai bitene kadar yeterli enerjiye kavuşmuş olur.

Kademeli Şarj (Staggered Charging): Eğer akıllı sistem yoksa bile manuel bir yönetim uygulanabilir. Örneğin ofisinizde 4 şarj noktası var ancak trafoya aynı anda ikiden fazla araç yüklenirse kesici atıyor. Bunu önlemek için bir zaman çizelgesi yapılabilir: İki araç sabah 9-12 arası, diğer ikisi 13-16 arası şarjda kalsın gibi bir kural konur. Bu kademelendirme elle yapıldığında kullanıcı koordinasyonu gerektirir ve pratikte uğraştırıcı olabilir; bu nedenle elektronik bir çözüm daima tercih edilir. Yine de, belirli günlerde belirli araçların şarj olması veya sırayla gün atlatılması gibi yöntemler yükü dağıtabilir.

Örnek Senaryo: Diyelim ofisinizde sözleşme gücünüz 50 kW arttırmadan duruyor ve 3 araçlık filonuz var. Yük yönetimi olmadan: İlk iki araç aynı anda şarj olmaya başlarsa (ikisi de 7.4 kW AC’de), toplam ~15 kW çeker, sorun yok. Üçüncü araç da gelirse 22 kW’ı bulur, yine 50’nin altında. Fakat eğer bir gün daha güçlü şarj cihazı takar veya dördüncü araç gelir, 30 kW’ları aşıp belki bir elektrikli kazan veya asansör çalışırken sınırı geçebilirsiniz. Yük yönetimiyle: Sistem binanın toplam çekişini anlık ölçer, mesela o an ofis ekipmanları 20 kW kullanıyor, 50 kW limitten arta kalan 30 kW’ı üç araca paylaştırır. Her biri ~10 kW alır. Belki bu, tam hız (7.4 kW yerine 10 kW, bu örnekte problem değil zaten) bile olabilir. Bir saat sonra ofiste klimalar kapanınca genel tüketim 10 kW’a düştü, boşa 40 kW çıktı, sistem bunu algılar ve araçlara gücü yükseltir. Bu değişimi kullanıcı fark etmez, sadece belki araç ekranında görünen kW değişir.

Dağıtım Şirketi Onayı: Birden fazla istasyonda yük yönetimi kullanmak teknik olarak elektriksel bir kontrol olduğu için dağıtım şirketi açısından olumsuz bir durum değildir, tam tersine şebekeyi korur. Ancak, eğer güç yönetimi sayesinde mevcut trafonuzu zorlama noktasında çalıştırıyorsanız, bunu dikkatli izlemelisiniz. Zira ola ki sistem devre dışı kalır veya hatalı ölçüm yaparsa, anlık aşırı yük riski çıkar. Bu nedenle, her istasyonun arkasında yine de termik-manyetik koruma cihazları olmalı (zaten var), bunlar en kötü senaryoda devreye girip aşırı yüklenen devreyi keser. Yani yazılımsal bir hatada dahi korumalarınız mekanik olarak çalışmalı.

Enerji Depolama ile Yük Yönetimi: İleri seviyede, ofisinize bir akü depolama sistemi entegre ederek yük yönetimini bir adım ileri taşıyabilirsiniz. Bu sistem, şarj istasyonlarının pik çekişlerini pil üzerinden karşılar, şebekeye binen yükü azaltır. Mesela öğlen hem bina hem araçlar tam yükte, bataryanız devreye girer ve şebekeden çekilen gücü sabit tutup farkı kendi karşılar. Gece veya yük azaldığında kendini şarj eder. Böylece sabit bir daha düşük güç anlaşmasıyla yüksek hizmet verebilirsiniz. Bu tabi büyük yatırım ama söylemekte fayda var, zira bir kısım şirket karbondan arınma hedefiyle güneş paneli+batarya+şarj istasyonu üçlüsünü kuruyor. Bu durumda yük yönetimi, bataryayı da denklemde optimum kullanacak şekilde programlanabilir.

Özetle, çoklu şarj istasyonu kurulumunda yük yönetimi bir zorunluluktur diyebiliriz. Hem yasal sınırlarınıza uymak hem de altyapı yatırımı yapmadan çok sayıda araca hizmet verebilmek için bu şart. Günümüzde piyasada satılan birçok ticari şarj istasyonu, entegre yük yönetimi özellikleriyle veya platformlarıyla geliyor. Ofisiniz için çözüm seçerken bu kriteri mutlaka sorun, “cihazlar arasında akıllı güç paylaşımı yapabiliyor mu?” diye danışın. Eğer mevcut cihazlarınız basitse, harici bir kontrolör eklenebilir (Open Charge Point Protocol – OCPP uyumlu cihazlar merkezi yazılımla yönetilebilir). Sonuç olarak iyi tasarlanmış bir yük yönetimi sayesinde, mevcut elektrik altyapınızla maksimum sayıda aracı, güvenli ve dengeli biçimde şarj edebilirsiniz. Bu hem kesintisiz operasyon sağlar hem de gereksiz altyapı genişletme maliyetlerini erteler veya ortadan kaldırır.

Toplu Yapılarda Ofis İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulum İzinleri Nelerdir?

Ofisiniz bir toplu yapı (örneğin bir iş merkezi, plaza veya site içindeki ofis) bünyesinde yer alıyorsa, elektrikli araç şarj istasyonu kurarken dikkat edilmesi gereken ek izin süreçleri olabilir. Bu durum, kat mülkiyetiyle yönetilen çok birimli binalarda söz konusu olur. Özellikle apartman, rezidans veya iş hanı gibi birden fazla bağımsız bölümü olan yerlerde, ortak alanlara müdahale niteliği taşıdığı için Kat Mülkiyeti Kanunu ve yönetim planı devreye girer.

Kat Mülkiyeti Kanunu Kapsamı: 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 19 ve 42. maddelerinde yapılan değişikliklerle, kat malikleri kendi bağımsız bölümlerine ait elektrik sayacından beslenmek koşuluyla otoparkta şarj prizi/ünitesi tesis edebilir hale gelmiştir. Yani ofisinizin mülkiyeti size aitse (kat malikiy iseniz) veya kiracı olsanız bile kendi elektrik aboneliğinizi kullanarak otoparkta kendi kullanımınıza özel bir şarj noktası kurmanız, diğer maliklerden izin almadan mümkün kılınmıştır. Bu önemli bir kolaylıktır: Kanun, böyle bir işlemi “ortak alanlara ilişkin esaslı değişiklik” olarak görmemekte ve o nedenle kat maliklerinin oyuna sunulmasını aramamaktadır. Ancak bunun şartı, ortak mülkiyete tabi alanları değiştirmeden ve diğer maliklerin haklarına zarar vermeden yapılmasıdır. Yani siz kendi ofisinizin sayacından bir kablo çekip, size tahsisli veya kullanım hakkı sizde olan bir otopark alanında şarj ünitenizi kurabilirsiniz. Bu durumda yönetici veya diğer maliklerden onay almaya gerek yoktur.

Buradaki kritik nokta: Kendi sayacınızdan hat çekmek demek, binanın ortak elektrik hattına ek yük getirmemek demektir. Kanun, “mevcut elektrik tesisatında değişiklik yapmadan ve diğer bağımsız bölümleri etkilemeden” ifadesini kullanıyor. Yani örneğin koridor aydınlatması hattına bağlanıp ortak elektrik kullanamazsınız veya tesisatın kapasitesini aşacak bir bağlantı yapamazsınız. Sadece kendi aboneliğiniz kapsamında kalmalısınız. Bunu yaptığınız sürece kimsenin izin vermesine gerek kalmaz, dilediğiniz gibi kendi park yerinize şarj prizi koyabilirsiniz.

Ortak Alanlarda Kurulum: Eğer planladığınız şarj istasyonu, belirli bir malike tahsisli olmayan tamamen ortak bir alana konacaksa (örneğin ziyaretçi otoparkına tüm bina kullanımı için bir ünite), o zaman kat malikleri kurulunun kararı devreye girer. 2023’te Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bu konuda bir genelge yayınlamış ve **ortak alanlarda şarj istasyonu kurulumunu kolaylaştırmıştır. Önceden bu gibi değişiklikler için kat maliklerinin 4’te 5 çoğunluğu aranırken, yeni düzenleme ile salt çoğunluk (yarıdan bir fazlası) kararı yeterli sayılmıştır. Ayrıca bağımsız bölüm eklentisi niteliğinde otopark varsa (yani tapuda sizin eklentinize kayıtlı bir park yeri ise), orada da çoğunluk kararı aranmaz, yine serbestçe kurabilirsiniz.

Örneğin ofisinizin bulunduğu plaza yönetimi, binada 10 kişiden talep gelince ortak otoparka 2 adet şarj istasyonu koymak istesin. Bu durumda kat malikleri genel kurulunda oylama yapıldığında yarıdan fazla evet oyu çıkarsa karar alınmış olur. Daha önce bu oran %80 idi, şimdi basitleşti. Bu karar alındıktan sonra, uygulamaya geçilir; genelde yönetim bu kararla yetkili idarelerden izin işlerini halleder ve şarj ünitesi kurulur.

Belediye ve İdari İzinler: Toplu yapılarda ofisler için şarj istasyonu kurmak, sonuç olarak yine belediye izin belgesi gerektirir (bir önceki belediye izinleri sorusunda anlatıldığı gibi). Ancak bu noktada bir de yönetim planı ve site/iş merkezi yönetiminin onayı söz konusu olabilir. Yönetim planınızda elektrik altyapısı ile ilgili özel hükümler yoksa (genelde yoktur), yönetici kendi inisiyatifiyle “kanuna göre izin gerekmiyor” diyerek size engel olamaz. Ama nezaket ve iyi ilişkiler açısından, kendi sayacınızdan da çekseniz, yönetime niyetinizi bildirmeniz olası yanlış anlamaları önler. İdareye (belediyeye) başvururken de, eğer ortak alana giren bir durum varsa, yönetici imzalı bir olur yazısı istenebilir. Örneğin kablo tavandan geçecek, kazı olacak vs. Bu gibi durumlarda site yönetimi ile iş birliği içinde olun.

Elektrik Dağıtım Şirketi Süreci: Toplu yapılarda genelde her bağımsız bölümün ayrı aboneliği vardır. Kendi sayacınızdan çekeceğiniz için dağıtım şirketine normal prosedürle (gerekirse güç artırımı talebiyle) başvuracaksınız. Burada, projede ortak alan etkileniyorsa, dağıtım şirketi bazen apartman yönetiminin olurunu görmek isteyebilir (pratikte nadir). Ama diyelim, pano ortak yerde olduğundan orada çalışma yapılacak, yöneticiye “pano kapağını açıp oradan sigorta ekleyeceğiz” demeniz tabii gerekir. Kat Mülkiyeti Kanunu bu noktada yöneticiye izin vermeme hakkı tanımıyor, yani sizin hakkınız saklı. Yönetici izin vermezse sulh hukuk mahkemesine gidip karar çıkartabilirsiniz, gerek kalmadan uzlaşmak en iyisi.

Sorumluluk ve Maliyet Paylaşımı: Kendi aboneliğinizden çektiğinizde tüm maliyet size aittir ve elektrik de sizin faturanıza yazılır, dolayısıyla diğer ofisleri ilgilendiren bir durum yoktur. Ortak karar ile kurulan bir istasyon ise ortak alan harcaması sayılır. Kat malikleri bunun masraf paylaşımını aralarında kararlaştırmalıdır. Genelde site demirbaş harcaması olarak toplanır. İş merkezlerinde belki işletme giderine eklenir vs. Bu, toplantı kararında belirtilir (“X kW şarj istasyonu kurulacak, bedeli yönetim bütçesinden karşılanacak, aylık elektrik gideri tüm kat maliklerince paylaşılacaktır” gibi).

Özet: Toplu yapılarda ofis kullanıcıları için elektrikli araç şarj istasyonu kurmak, yeni yasal düzenlemeler sayesinde oldukça kolaylaştırılmıştır. Kendi otopark alanınıza, kendi sayacınızdan çekerek kurulum yapmak için komşularınızdan izin almanız gerekmez. Yine de fiili uygulamada binanın teknik işlerinden sorumlu yönetici ile koordine olmanız tavsiye edilir. Ortak kullanım amaçlı kurulumlarda ise kat malikleri kurulunda basit çoğunluk kararı yeterli hale gelmiştir, bu nedenle yöneticinizi ikna edip oylama yaptırarak binaya toplu bir istasyon da kazandırabilirsiniz. Her iki durumda da, ofisinizin bulunduğu yapı bir iş yeri olduğu için belediye mevzuatı (yer seçimi izin belgesi) ve elektrik şirketi prosedürleri aynen uygulanır; sadece kat mülkiyeti boyutunda ek bir onay süreci olabiliyordu, o da yukarıda anlatıldığı şekliyle çözüme kavuşuyor. Sonuç olarak, toplu yapılarda şarj istasyonu kurma hakkınız kanunen korunmaktadır, doğru adımları atarak ve diğer maliklerle iletişimi şeffaf tutarak bu hakkı sorunsuz kullanabilirsiniz.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu İçin Hangi Resmi Kurumlara Başvurmak Gerekir?

Elektrikli araç şarj istasyonu kurulum sürecinde, bir ofisin iletişim kurması gereken birkaç resmi kurum ve otorite vardır. Bu kurumlar, projenin farklı yönleriyle ilgili onay ve izinleri sağlar. Başlıca başvuru yapılacak merciler ve rolleri şöyledir:

  • Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK): EPDK, elektrik piyasasını düzenleyen ulusal otoritedir. Ofisiniz kendi başına halka açık ticari bir şarj hizmeti sunmayacaksa, EPDK’ya doğrudan bir başvuru yapmanız gerekmez. Ancak şarj ağ işletmeci lisansı almak veya mevcut bir lisansa dahil olmak söz konusuysa başvurulan merci EPDK’dır. Örneğin ofisiniz bir şarj ağı kurmak için lisans başvurusu yapacak olsaydı (istisnai bir durum), EPDK’nin elektronik başvuru sistemi üzerinden lisans sürecini yürütürdünüz. Pratikte ofisler genelde EPDK’ya başvurmaz, lisanslı bir şirketle anlaşırlarsa o şirket EPDK ile muhatap olur. Yine de EPDK tarafından çıkarılan Şarj Hizmeti Yönetmeliği’ne uyum sağlamanız (örneğin fiyatların kWh bazında belirlenmesi, veri paylaşımı gibi) gerekeceği için EPDK’nın rolü düzenleyici çerçeve oluşturmaktır. İleride şarj istasyonlarının ulusal serbest erişim platformuna kayıt edilmesi gibi konular olursa, bunlar da EPDK’nın yönlendirmesiyle yapılacaktır. Özetle EPDK, şarj sektörünün regülasyonundan sorumlu kurumdur, ancak ofis içi kurulumlarda doğrudan izin mercii değildir, sadece kuralları belirler.
  • Belediye (Yerel Yönetim): Ofisinizin bulunduğu il/ilçenin belediyesi, şarj istasyonu kurulumunda ilk izin alınacak makamdır. Özellikle büyükşehirlerde, büyükşehir belediyeleri bu konuda yetkilendirilmiştir (İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatları Yönetmeliği gereği). Belediyeye, “Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Yer Seçimi ve Faaliyet İzin Belgesi” başvurusu yapılır ve ilgili belge alınır. Başvuru için gerekli form doldurulur, istasyonun konumu, teknik bilgileri sunulur ve harç ödenir. Belediye, imar açısından bir engel olmadığı ve başvuru tam olduğu sürece izni verir. Bu izin olmadan yasal kurulum yapılamaz. Bazı durumlarda, eğer şarj istasyonu kurulumu binanın dış görünümünde değişiklik yaratıyorsa (dış duvara bir ünite konması vb.), belediyenin imar birimleri de devreye girebilir; ancak genelde otopark içi kurulum olduğundan sadece bu belgeyle yetinilir. Sonuçta belediye, faaliyet iznini ve ruhsatlandırmayı sağlayan kurumdur.
  • Elektrik Dağıtım Şirketi (TEDAŞ bölgesi dağıtım kuruluşu): Şarj istasyonunun elektrik bağlantısını sağlamak ve güvenli şebeke entegrasyonunu temin etmek için yerel elektrik dağıtım şirketine başvurulması gerekir. Bu şirketler her ilde farklı adlar alır (İstanbul Avrupa yakasında BEDAŞ, Anadolu yakasında AYEDAŞ, Ankara’da Başkent EDAŞ vb. – hepsi özelleşmiş olup eski TEDAŞ’ın bölgesel operatörleridir). Dağıtım şirketine, eğer mevcut aboneliğinizde güç artırımı gerekiyorsa bir güç talebi dilekçesi ve proje sunulur. Yeni bir bağlantı/sayaç istenecekse, “yeni bağlantı başvurusu” yapılır. Bu şirket, teknik incelemeyi yapar ve bağlantı anlaşması düzenler. Şarj istasyonunun şebekeye uyumlu olması (enterkonnekte sistemle birlikte çalışabilirlik) esaslarını da gözetir. Ayrıca proje onayı, tesisat uygunluk kontrolü ve sonrasında enerji verme işlemleri hep dağıtım şirketince yürütülür. Yani fiili olarak cihazınıza elektriği verecek kurum burasıdır. TEDAŞ ismi eskiden devlet dağıtım şirketi idi, günümüzde bu şirketler özel olsa da EPDK denetiminde hizmet verirler. Ofis olarak muhatabınız doğrudan bölgedeki dağıtım şirketidir (başvuru formları genelde web sitelerinde mevcuttur). Sonuç olarak dağıtım şirketi, elektriksel bağlantı iznini ve teknik onayı sağlayan kurumdur.
  • TSE / Yetkili Muayene Kuruluşları: Resmen başvuru yapmanız gerekmese de, kurduğunuz şarj istasyonunun standartlara uygunluğunu belgeleme ihtiyacı olabilir. Bazı belediyeler veya şirket prosedürleri, TSE’den uygunluk isteyebilir. Örneğin istasyon cihazının TSE sertifikası varsa bu zaten sunulur. Ayrıca bir elektrik iç tesisat denetimi (muayene) raporu istenebilir. Bunu yapacak kuruluş TSE ya da Türk Mühendis Odaları Birliği’nin yetkilendirdiği bir muayene firması olabilir. Zorunlu değil ancak tavsiye edilen bir adımdır: Özellikle ortak kullanım alanlarında kurulum yaptıysanız, yönetim böyle bir raporla işi kayıt altına alabilir.
  • Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı (İlgili Genel Müdürlükler): Doğrudan bir başvuru yapmanız gerekmez, ancak bu bakanlık otopark yönetmeliği, imar mevzuatı gibi konularda düzenleyici olduğu için, dolaylı olarak sürece dahildir. Misal, 2023’te bakanlık bir genelge yayınlayarak apartmanlardaki kurulum izinlerini kolaylaştırdı. Bu tip üst düzenlemelerden haberdar olmak ve yerel uygulayıcı (belediye) ile aynı dili konuşmak adına bakanlık mevzuatlarına atıf yapmak işe yarar. Ama dediğimiz gibi, ofis olarak bakanlığa gidip bir şey yapmazsınız; onlar düzenler, siz uygulayıcı kurumlara (belediye, yönetim) başvurursunuz.
  • İçişleri Bakanlığı (İtfaiye, Emniyet vs.): Şarj istasyonu kurmak normalde itfaiye gibi mercilerin onayını gerektirmiyor. Ancak kapalı otoparklı büyük binalarda, yangın yönetmeliği gereği yapılan projede bir değişiklik oluyorsa (mesela otopark havalandırmasına müdahale ettiniz) yeniden itfaiye raporu almak gerekebilir. Sizin senaryonuzda muhtemelen böyle bir durum yok. Emniyet açısından da bir izin yok; sadece belki dışarı açık bir ticari işletme olsanız emniyet bildirim vs. olurdu, ofis içi olduğunda yok.
  • Site/Plaza Yönetimi: Resmi bir kurum olmasa da, toplu yapıdaysanız yönetici veya yönetim kurulu onayı gerekebilir (bir önceki soruda anlatıldı). Bu, Kat Mülkiyeti Kanunu çerçevesinde resmi nitelik taşıyan bir onaydır aslında. Karar defterine işlenir. Bu açıdan, onu da dahil edelim: Bulunduğunuz binanın yönetiminden yazılı muvafakat almak, özellikle ortak alan kullanımı varsa, resmi sürecin bir parçasıdır.

Özetle, elektrikli araç şarj istasyonu kurmak isteyen bir ofis; belediyeye izin için başvurur, elektrik dağıtım şirketine teknik bağlantı için başvurur, varsa site yönetimine onay için başvurur. EPDK lisansı gibi konular yalnızca kamuya açık ticari işletmeler için devreye girer. Sizin ofis içi kullanımınızda lisans gerekmediği için EPDK’ya doğrudan gitmeyeceksiniz. Ancak sektörel bilinç açısından EPDK’nın düzenlemelerini ve duyurularını takip etmekte fayda var. TEİAŞ ise bu tablonun görünmez aktörüdür: Ulusal şebekeyi yöneten TEİAŞ, dağıtım şirketi üzerinden bölgesel kapasite planlaması yapar, ama bir ofis kullanıcı olarak TEİAŞ’a başvurunuz olmaz. Yine de, sorunsuz bir entegrasyon için TEİAŞ’ın iletim sisteminden beslenen enerjinin kullanımında kurallara uyum (ani yük çekişlerine dikkat, güç kalitesi vb.) esastır; bu konular zaten EPDK ve dağıtım şirketi talimatlarında dolaylı belirtilir.

Kısaca özetlemek gerekirse: Ofisiniz için elektrikli araç şarj istasyonu kurulumunda muhatap olacağınız resmi merciler belediye (ruhsat/izin), dağıtım şirketi (elektrik bağlantı) ve varsa site yönetimi olacaktır. Bu kurumlarla zamanında ve eksiksiz iletişim kurarak, projenizin yasal ve teknik altyapısını sağlam temellere oturtabilirsiniz. Gerektiğinde, başvurular öncesi ilgili mevzuat hükümlerini (EPDK yönetmeliği, Kat Mülkiyeti Kanunu değişiklikleri, Otopark Yönetmeliği vb.) başvuru dosyalarınıza eklemek veya dilekçelerinizde atıf yapmak da süreci hızlandıran profesyonel bir dokunuş olacaktır.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonunun Güneş Enerjisi ve Jeneratörlerle Entegrasyonu Nasıl Olur?

Ofisinizde kurduğunuz elektrikli araç şarj istasyonu, mevcut diğer enerji kaynaklarınızla entegre çalışabilir. Özellikle güneş enerjisi sistemi (PV güneş panelleri) bulunan binalarda, üretilen temiz elektriğin araç şarjında kullanılması hem ekonomik hem çevresel açıdan çok avantajlıdır. Ayrıca jeneratör gibi yedek güç kaynaklarıyla da şarj sistemini beslemek mümkündür. Bu entegrasyonların nasıl yapılabileceğine bakalım:

Güneş Enerjisi Entegrasyonu: Eğer ofisinizin çatısında veya otoparkında bir güneş paneli sistemi kuruluysa (örneğin 50 kW’lık lisanssız bir GES), bu sistemin ürettiği elektrik, öncelikle bina tüketiminize gider ve fazla olursa şebekeye satılır (mevzuat gereği mahsuplaşma esas). Elektrikli araç şarj istasyonu da bina tüketiminin bir parçası olduğundan, gündüz saatlerinde araçlarınızı şarj ederken güneşten gelen enerjiyi doğrudan kullanabilirsiniz. Teknik olarak, özel bir bağlantıya gerek yoktur: Güneş panelleri zaten bina içi şebekeye bağlıdır, şarj istasyonu da o şebekeden çekim yapar. Lisanssız elektrik üretim yönetmeliği de bunu destekler niteliktedir – kendi tüketiminiz için yenilenebilir kaynak kurabilirsiniz ve ihtiyaç fazlasını şebekeye verebilirsiniz. Yani yasal engel yoktur, tam tersine teşvik edilir. Örneğin, güneşli bir öğlen vakti ofisiniz 30 kW güneş üretiyor, aynı anda 20 kW toplamda araç şarjına harcıyorsunuz, geri kalan 10 kW ofis cihazlarına gider veya şebekeye satılır. Bu durumda araçlarınızın karbon ayak izi sıfıra yakın olur ve elektrik maliyeti çok düşer.

Pratikte, PV entegrasyonunu optimize etmek için bazı stratejiler kullanabilirsiniz: Zamanlama bunların başında gelir. Personelin araçlarını özellikle güneş üretiminin yüksek olduğu 10:00-16:00 arası şarj etmesini teşvik edebilirsiniz. Böylece şebekeden minimum çekip çoğunu güneşten karşılarsınız. Eğer ofisinizde enerji yönetim sistemi varsa, güneş üretim verilerini ve şarj istasyonu tüketimini izleyip dengeleyen akıllı sistemler kurmak mümkün (piyasada PV Inverter ile şarj istasyonunu haberleştirip “fazla enerji varsa şarja yönlendir” diyen sistemler mevcut). Bu sayede, güneş varken hızlı şarj, bulut geçince biraz yavaşlama gibi dinamik ayarlamalar yapılabilir.

Araçtan Ağa (V2G) Özelliği: Güneş entegrasyonu konuşulurken, gelecekte devreye girmesi beklenen bir teknoloji de Vehicle-to-Grid (Araçtan Şebekeye) veya Vehicle-to-Building teknolojisidir. Eğer ofisinizin araçları V2G destekler ve şarj cihazınız çift yönlü enerji akışına uygunsa, akşam üzeri güneş çekildiğinde araç bataryalarını birer enerji depolama gibi kullanıp binaya enerji verebilirsiniz. Bu oldukça ileri bir senaryo, 2025 itibariyle yaygın değildir ve hukuki çerçevesi tam netleşmemiştir. Ancak pilot uygulamalar mevcuttur ve EPDK, Lisanssız Üretim Yönetmeliği’ne göre bataryalı sistemleri regüle etmektedir. Ofis ölçeğinde şimdilik pratik uygulaması kısıtlı olsa da, gelişen bir alan olduğunu not edelim.

Jeneratör Entegrasyonu: Birçok ofis binasında kesinti anları için dizel jeneratör bulunmaktadır. Bu jeneratörler devreye girdiğinde asansörler, kritik sistemler beslenir; şarj istasyonları ise kritik sayılmayabilir ve jeneratör paneline bağlanmamış olabilir. Ancak eğer istenirse, şarj istasyonunun jeneratörden de beslenmesi sağlanabilir. Bunun için şarj istasyonu hattının, jeneratör transfer panosundan sonraki acil besleme barasına bağlanması gerekir. Genelde tavsiye edilen, şarj ünitelerinin yedek beslemeye dahil edilmemesidir, zira jeneratörün kVA kapasitesi sınırlıdır ve öncelik yaşamsal sistemlerindir. Ancak diyelim ki şirketinizin araç filosu çok kritik işler yapıyor ve elektrik kesik olduğunda bile şarj etmek gerekiyor, o zaman jeneratöre dahil edilebilir.

Jeneratörle entegrasyonda dikkat edilmesi gerekenler: Jeneratörlerin gerilim ve frekans kalitesi, özellikle büyük hızlı şarj cihazları için dalgalı olabilir. Yani jeneratör tam yük altındayken voltaj düşebilir, bu da hassas şarj elektroniğini etkileyebilir. İyi bir jeneratör regülatörüne sahipseniz sorun azalır. Ayrıca, jeneratör devredeyken şarj hızı düşürülebilir (yine akıllı yük yönetimi burada işe yarar). Mesela binanın kesinti modunda toplam gücü 200 kW’lık jeneratör sağlıyor, bunun 150’si zaten binanın kritik yükleri. Arta kalan 50 kW ile belki bir aracı hızlı şarj edebilirsiniz ama iki aracı edemezsiniz. Bu durum için, jeneratör devredeyken otomatik kısıt koymak önemli. Bu, jeneratör otomasyonunu şarj istasyonuna entegre ederek yapılabilir: Kesinti sinyali alınca şarj cihazları ya tamamen durur ya da düşük akıma geçer.

Bir diğer husus, yakıt maliyeti ve verimlilik. Jeneratörden elektrik, şebekeden çok daha pahalıya mal olur. Dizel yakıttan üretilen kWh, şebeke kWh fiyatının birkaç katına denk gelebilir. Dolayısıyla çok zaruri olmadıkça jeneratöre yük bindirmemek iyidir. Yine de acil durum planı olarak, aracı tamamen boş kalmış bir çalışanın, kesinti anında da olsa aracı bir miktar şarj edebilmesi (belki 5-10 kWh) planlanabilir. Bu sayede araç, kesinti bitene kadar asgari menzile kavuşur.

Sonuç ve Yasal Çerçeve: Güneş enerjisi entegrasyonu konusunda yasal olarak her şey uygundur – ürettiğiniz elektriği kendi tüketiminizde kullanmak zaten teşvik edilen bir şeydir. Hatta enerji fazlanızı şarj için kullanmak, aksi halde şebekeye satıp düşük bedel alacağınıza daha değerlidir. Jeneratör kullanımı ise tamamen iç düzenlemenize bağlı; acil durumlarda elektrik sağlamak için tasarlandığından, şarj istasyonu bağlanmasına engel bir mevzuat yoktur. Sadece emisyon ve gürültü kurallarına dikkat ederek (gece yarısı jeneratör çalıştırmak vb. komşular için sorun olabilir) idare edeceksiniz.

Kısacası, ofisinizdeki şarj istasyonunu yenilenebilir enerji kaynaklarıyla destekleyebilir ve mümkün mertebe elektrikli araçlarınızı temiz enerjiyle şarj edebilirsiniz. Bu, işletme maliyetlerinizi düşürürken karbon salımınızı da azaltacaktır. Jeneratör gibi yedek güç kaynaklarını da şarj altyapısına entegre ederek, elektrik kesintilerinde dahi operasyon sürekliliği sağlayabilirsiniz. Bu entegrasyonları yaparken mutlaka uzman elektrik mühendislerinden proje desteği alın ve sistemlerin uyumlu çalıştığından emin olun. Örneğin, şarj istasyonunuzun invertörü, jeneratör çıkışını “gerçek şebeke” olarak tanıyacak şekilde ayarlanmalı, aksi halde güvenlik nedeniyle şarj başlatmayabilir (bazı inverterler jeneratör sinüs eğrisini bozuntu olarak algılar). Bu tip teknik ince noktalar çözülerek, son kullanıcı açısından sorunsuz bir deneyim yaratılabilir.

Özetle, güneş ve gerekirse jeneratör entegrasyonu ile ofisinizde elektrikli araç şarjı çok daha sürdürülebilir ve kesintisiz hale gelebilir. Planlama aşamasında bu entegrasyonları düşünmek, ileride sistemlerin uyumlu olması için önemlidir. Mevzuat da bu tip akıllı enerji yönetimi uygulamalarını destekler niteliktedir; örneğin lisanssız üretim kapsamı buna izin verir ve şarj hizmetleri yönetmeliği de elektrik enerjisinin yenilenebilir kaynaklardan sağlanmasını engelleyen hiçbir hüküm içermez – bilakis teşvik edilen bir yaklaşımdır. Dolayısıyla, ofisiniz hem kendi enerji maliyetini düşürmek hem de çevreye katkı sağlamak adına şarj istasyonunu mevcut enerji ekosistemine entegre edebilir ve bundan azami faydayı sağlayabilir.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumunda Yaygın Sorunlar ve Çözüm Önerileri Nelerdir?

Elektrikli araç şarj istasyonu kurulum ve işletme deneyiminde, ofislerin karşılaştığı bazı yaygın sorunlar bulunmaktadır. Bu sorunlar genellikle teknik, idari veya kullanıcı kaynaklı olabilmektedir. Aşağıda en sık rastlanan sorunlar ve bunlara yönelik çözüm önerileri sıralanmıştır:

  • Yetersiz Elektrik Kapasitesi: Birçok ofis binası, ilk inşa edildiği dönemde elektrikli araç şarj yükünü öngörmemiş olabilir. Bu yüzden şarj istasyonu kurmak istendiğinde trafonun veya bağlantı gücünün yetersiz olduğu anlaşılabiliyor. Çözüm: Bu sorunu aşmak için öncelikle bir yük analizi yaparak mevcut durumu tespit edin. Eğer kapasite yetersizse, dağıtım şirketine başvurup sözleşme gücünüzü yükseltmek çoğu zaman zorunlu oluyor (trafoyu büyütmek gerekebilir). Kısa vadede ise akıllı yük yönetimi uygulayarak mevcut kapasite içinde daha fazla aracı yavaş şarj etmek mümkün (yukarıdaki yük yönetimi bölümüne bakınız). Uzun vadede, elektrik altyapı güçlendirmesini (trafo, kablo, pano) yatırım planınıza alarak sorunu kökten çözmelisiniz. Bu genelde bir kerelik sermaye yatırımı gerektirir, ancak başka çare yoksa ertelemeyin, zira talep arttıkça sorun büyür.
  • Yönetim veya Kat Maliklerinin İtirazı: Özellikle birden fazla şirketin yer aldığı plazalarda veya sitelerde, elektrikli araç şarj noktası kurulumu hakkında bilgi eksikliği olan yöneticiler/malikler bazen itiraz edebiliyor (“fazla elektrik harcar”, “yangın riski var mı” gibi endişeler). Çözüm: Burada en etkili yöntem bilgilendirme ve farkındalık artırmadır. Kanuni haklarınızı ve teknik güvenlik önlemlerini yazılı/sözlü anlatın. Örneğin Kat Mülkiyeti Kanunu’ndaki güncel değişikliği gösterip “izin gerekmediğini” veya şarj istasyonunun otomatik korumaları sayesinde yangın riskinin çok düşük olduğunu açıklayın. İtirazlar genelde teknik bilmemekten kaynaklanır; doğru bilgi verildiğinde çoğu gider. Yine de direnen olursa, hukuki hakkınızı kullanmaktan çekinmeyin (gerekirse apartman kararına itiraz, idari başvuru vs. yapılabilir). Ama önce uzlaşma yolunu deneyin: Mesela “istasyonu kuralım, bir deneyelim, sorun olursa birlikte değerlendiririz” yaklaşımı işe yarayabilir.
  • Yüksek Maliyet ve Bütçe Sorunu: Şarj istasyonu kurulumunun maliyeti (cihaz, kablolama, işçilik) beklenenden yüksek gelebilir veya şirket içinde bütçe onayı almak zor olabilir. Çözüm: Öncelikle olabildiğince detaylı bir maliyet planı çıkarın ve bunu karar vericilere net biçimde sunun. Maliyetin kalemlerini (cihaz fiyatı, altyapı, izinler, işletme giderleri) şeffaf sunmak güven oluşturur. Ayrıca yatırımın getirisini ve diğer faydalarını vurgulayın: Yakıt tasarrufu, çevreci imaj, kanuni uyum gibi. Bütçe sorununu aşmak için parçalı yatırım yapabilirsiniz: Örneğin ilk etapta tek cihaz kurup altyapıyı 2 cihaza hazır yapmak, bir sonraki yıl ikinci cihazı almak gibi. Ya da yukarıda bahsedilen kiralama/iş ortaklığı modellerini kullanarak ilk yatırım maliyetini düşürmeyi değerlendirin (lisanslı bir şirketin istasyonu kurması gibi). Bir diğer yöntem, olası teşvikleri araştırmak – belki bağlı bulunduğunuz sektörel kurumlar veya enerji verimliliği hibeleri olabilir.
  • Cihaz Uyumsuzluğu veya Arızaları: Bazı kullanıcılar “aracımı taktım ama şarj başlamadı” gibi problemlerle gelebilir. Bu, cihaz yazılım uyumsuzluğu (özellikle eski model EV’ler ile) veya geçici arıza/hatalardan olabilir. Çözüm: Her şeyden önce kaliteli ve yaygın kullanılan bir şarj cihazı markası tercih edin; böylece uyumluluk sorunları minimize olur. Yine de sorun yaşanırsa, cihazın firmware güncellemesini kontrol edin, çoğu üretici uyumluluk için güncellemeler yayınlar. Kullanıcılara araçlarının yazılımlarını da güncel tutmalarını önerebilirsiniz. Donanımsal arızaları önlemek için düzenli bakım yapın; fan filtrelerini temizlemek, bağlantıları sıkmak gibi basit işlemler bile kesinti ihtimalini azaltır. Ayrıca görülen her hatayı servisle paylaşarak kalıcı çözüm talep edin – bazen ufak bir parça değişimiyle sorun giderilir (örn. gevşek kontak yapan bir soket varsa yenilenir).
  • Park Alanının Sürekli Meşgul Edilmesi: Şarj istasyonlu park yerine elektrikli aracı olmayanlar park edebiliyor ya da bir çalışan aracını şarja takıp iş bitse de gün boyu bırakıyor olabilir. Çözüm: Bu, bir yönetim ve disiplin konusudur. Öncelikle alanı belirgin şekilde işaretleyin (zemin boyası, tabela). Elektrikli aracı olmayanlara karşı şirket güvenliği veya otopark görevlileri devreye girsin, bu araçlar nazikçe başka yere yönlendirilsin. Kendi elektrikli araç kullanıcılarınız içinse bir iç politika oluşturun: “Batarya dolum süresi bittiğinde aracınızı genel park alanına çekiniz” gibi bir kural koyabilirsiniz. Bunu denetlemek için belki araç sahiplerinin birbirleriyle iletişim kurmasını sağlayan bir WhatsApp grubu işe yarayabilir (“benimki doldu, yerim boş, sıradaki kullanabilir” gibi). Eğer sorun devam ediyorsa, teknik çözümler de mevcut: Bazı şarj cihazları şarj bitince bildirim gönderebiliyor, kullanıcıya uyarı yapılır. Hatta kimisi batarya dolduktan sonra fiş takılı bırakılırsa park ücreti gibi ek ücret uyguluyor (kamu istasyonlarında bu var). Ofis içinde belki para cezası değil ama uyarı sistemi konabilir. En nihayetinde, bu bir kültür meselesi; zamanla herkes kurallara alışacaktır.
  • Şebeke Gerilim Dalgalanmaları: Bazı bölgelerde elektrik şebekesi kalitesi düşüktür, gerilim dalgalanır veya anlık kesintiler olur. Bu, hassas elektronik içeren şarj cihazlarında hata oluşturabilir (cihaz kendini korumaya alıp durabilir). Çözüm: Şebeke kalitesini artırmak dağıtım şirketinin işi olsa da, siz kendi önleminizi alabilirsiniz. Örneğin şarj devrenize bir gerilim regülatörü veya UPS (kesintisiz güç kaynağı) eklemek, cihazı ani voltaj değişimlerinden koruyacaktır. Ayrıca topraklama direncini düşük tutmak, olası kaçak/harmonik etkileri azaltır. Eğer fabrika gibi ağır tüketicilerle aynı trafoda iseniz, onlardan kaynaklı harmonik bozulmaları aktif harmonik filtrelerle önlemeyi düşünebilirsiniz (ofis için nadir bir durum).
  • İzin / Prosedür Gecikmeleri: Bazen belediye veya dağıtım şirketi başvuruları beklenenden uzun sürer, proje uzar. Çözüm: Bu durumda öncelikle yapılacak şey, başvuruları mümkün olduğunca eksiksiz ve doğru belgeyle ilk seferde sunmaktır. Bir evrak eksik kalırsa süreç uzar. İkinci olarak, gerekiyorsa süreçleri takip edin; belediyede imza aşamalarını hızlandırmak için gidip görüşmek, dağıtım şirketinde dosyanızı takip etmek bazen işe yarar. Mevzuatta belirtilen yasal süreleri de bilin; örneğin dağıtım şirketi bir bağlantı başvurusuna en geç 15 gün içinde yanıt vermelidir (gerçi uygulamada süreler esneyebilir). Eğer çok gecikme olursa EPDK’ya şikayet hakkınız var, ama genelde buna gerek kalmaz. Alternatif olarak, işi bilen bir elektrik proje firmasından destek almak da süreci hızlandırır; onlar prosedürlere hakim olduğu için tıkanan noktaları çözer.

Bu sayılanlar dışında, nadir de olsa araca özgü sorunlar (belirli bir marka aracın belirli bir istasyonla anlaşamaması gibi) yaşanabilir. Bunun çözümü de genelde üretici yazılım güncellemesiyle hallolur. Ayrıca kışın çok soğuk havalarda açık otoparktaki istasyon kabloları sertleşebilir, yazın aşırı sıcakta cihaz derate (güç kısıtlaması) yapabilir. Bunlar cihaz seçerken iklim şartlarını göz önünde bulundurarak önlenir (geniş çalışma sıcaklığı aralığı olan ürünler seçilmeli).

Özetle, ofislerde elektrikli araç şarj istasyonu kurulumunda karşılaşılan sorunların çoğu, iyi planlama, doğru ekipman seçimi, eğitimli kullanıcı ve düzenli bakım ile çözülebilir veya tamamen önlenebilir. Her yeni teknoloji entegrasyonunda başlangıçta ufak pürüzler olması normaldir; önemli olan bunlardan öğrenerek sistemi mükemmelleştirmektir. Zamanla, elektrikli araç şarj altyapınız da ofisinizin rutin ve sorunsuz işleyen bir parçası haline gelecektir. Karşılaştığınız her sorunu dokümante edip kalıcı çözüm getirerek ilerlerseniz, bir süre sonra ciddi bir mesele kalmadığını göreceksiniz.

Ofislerde Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurmanın Avantajları Nelerdir?

Elektrikli araç şarj istasyonunu ofis ortamına kazandırmak, bir dizi önemli avantaj sunar. Bu avantajlar hem şirketinizin finansal ve operasyonel boyutuna, hem de çalışan memnuniyeti ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlar. Başlıca avantajları şu şekilde özetleyebiliriz:

  • Yasal Uyumluluk ve Geleceğe Hazırlık: Türkiye’de yürürlüğe giren Otopark Yönetmeliği gibi düzenlemeler yeni binalarda şarj altyapısını zorunlu kılmıştır. Ofisinizde şarj istasyonu bulundurmak, bu güncel mevzuata şimdiden uyum sağladığınız anlamına gelir. İleride elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla daha katı gereksinimler gelebilir; siz erkenden altyapınızı kurarak ileride yapılacak denetim ve yükümlülüklerde avantajlı konuma geçersiniz. Ayrıca, şirketinizin kurumsal sürdürülebilirlik hedefleri varsa (örneğin karbon nötr olma taahhüdü), elektrikli araç kullanımı ve şarj altyapısı bunlara somut katkı sunan bir adımdır.
  • Maliyet Tasarrufu ve Verimlilik: Şirket araçlarınız veya çalışanlarınızın araçları elektrikliyse, ofiste şarj imkanı sağlamak uzun vadede yakıt maliyetlerini düşürür. Elektriğin birim maliyeti genelde benzin/mazot gibi fosil yakıtlara kıyasla daha ekonomiktir – üstelik kendi güneş enerjiniz varsa çok daha ucuza şarj edebilirsiniz. Personel, aracı dışarıdaki pahalı ticari istasyonlarda şarj etmek yerine ofiste uygun tarifeden şarj edebildiğinde bu onların da cebine yansır, dolaylı olarak şirketin yakıt destek maliyetlerini azaltır. Araçların düzenli şarj olabilmesi operasyonel verimliliği artırır; örneğin şirketinizin elektrikli servis araçları gün boyu sahadaysa, öğle arası ofiste hızlı şarj edip tekrar çıkabilir, böylece kesintisiz hizmet verirsiniz.
  • Çalışan Memnuniyeti ve Motivasyonu: Ofiste şarj olanağı sunmak, elektrikli aracı olan çalışanlar için büyük bir kolaylık ve motivasyon kaynağıdır. Bu sayede çalışanlar, aracı eve götürdüğünde şarj derdi düşünmez, mesai saatlerinde araç kendiliğinden dolmuş olur. Henüz elektrikli aracı olmayan çalışanlar da bu altyapıyı görerek bir sonraki araç tercihlerinde elektrikliye daha sıcak bakabilir – bir engel (şarj nerede yaparım sorusu) ortadan kalkmış olur. Bu da şirketinizi yenilikçi ve çalışan dostu bir imajla öne çıkarır. Personeline bu tür imkanlar sunan işverenler, özellikle genç ve çevre bilinci yüksek yetenekleri çekme ve elde tutmada avantaj elde eder. Şarj istasyonlu otopark, çalışanlar için adeta bir “yakıt istasyonu” gibidir, üstelik ücretsiz veya maliyetine sunulduğunda bir yan hak niteliği kazanır.
  • İtibar ve Kurumsal İmaj: Elektrikli araçlar ve şarj altyapısı, şirketinizin çevreye duyarlı, teknolojiyi yakından takip eden ve inovatif bir kurum olduğu mesajını verir. Ziyarete gelen müşterileriniz veya iş ortaklarınız, otoparkınızda elektrikli araçlar için ayrılmış alanları ve şarj ünitelerini gördüğünde etkilenecektir. Bu, şirketinizin sürdürülebilirlik ve modernlik algısını yükseltir. Özellikle uluslararası standartlarda raporlama yapan şirketler için karbon salımını azaltıcı faaliyetler (yeşil enerji kullanımı, EV teşviki vs.) puan getiren kriterlerdir; ofis şarj istasyonları bu kapsamda olumlu etki yaratır. Basın bültenlerinde veya kurumsal sosyal sorumluluk raporlarında bu tür uygulamalardan bahsederek markanızın değerlerini vurgulayabilirsiniz.
  • Çevresel Faydalar: Fosil yakıtlı araçlar yerine elektrikli araçların kullanımını kolaylaştırarak karbon emisyonlarını azaltırsınız. Bir elektrikli araç, şebeke elektriğiyle çalışırken bile içten yanmalı bir araca kıyasla daha az sera gazı salımı yapar; eğer bir de yenilenebilir kaynaklı elektriği (örneğin ofisinizin güneş enerjisi) kullanırsa neredeyse sıfır emisyonla sürüş sağlanır. Bu da şirketinizin toplam karbon ayak izini küçültür. Ayrıca hava kalitesine olumlu katkı (daha az egzoz gazı) ve gürültü kirliliğinin azalması (elektrikli araçlar sessizdir) gibi lokal çevresel faydalar da söz konusudur. Bu faydalar her ne kadar doğrudan finansal olmasa da, uzun vadede hem toplum hem şirket için değer yaratır.
  • Resmi Teşvik ve Desteklerden Yararlanma: Devlet, e-mobiliteyi desteklemek için çeşitli teşvik mekanizmaları uygulamaya başladı (KDV istisnası, hibe programları vb. – yukarıda detaylandırıldı). Ofisinizde şarj istasyonu kurarak, bu mevcut teşviklerden yararlanma şansını elde edersiniz. Örneğin, eğer hızlı şarj kurmak üzere bir proje yaparsanız, Bakanlık destek programına başvurup hibe alabilirsiniz. Yine, elektrikli araç kullanan şirketlere ileride vergi kolaylıkları gündeme gelebilir; altyapınız hazır olduğunda filonuzu elektrikliye geçirip bu avantajlardan erkenden faydalanabilirsiniz.
  • Operasyonel Kolaylık ve Esneklik: Şarj altyapısına sahip olmak, şirket araçlarınızın rotalarını ve kullanımlarını daha esnek planlamanızı sağlar. Örneğin müşteriye giden bir ekibin aracı sabah ofiste tam şarj çıkıp akşam dönünce takılır, ertesi sabaha yine dolu olur; böylece menzil planlaması daha öngörülebilir olur. Acil bir durumda bir araca kısa sürede yeterli menzil sağlamak (hızlı şarj ile) mümkün olduğundan, lojistik aksaklıklar azalır. Ayrıca araçların yakıt için benzinlikte zaman kaybetmesi gibi durumlar ortadan kalkar; personel için “bekleme süresi” işyerinde geçirilip verimli değerlendirilebilir. Bu küçük kazanımlar toplandığında, şirketin operasyonunda verim artışı demektir.
  • Çalışanlarda Elektrikli Araç Geçişini Teşvik: Ofiste şarj istasyonu olması, henüz elektrikli araca geçmemiş çalışanları da bu yönde teşvik edici bir rol oynar. İnsanlar, “şarj altyapısı sıkıntısı” endişesiyle EV almaktan çekinebiliyor. İşyerinde bu imkan olunca, EV edinme eğilimi artar. Bu da dolaylı olarak şirketin karbon ayak izini düşürür (çünkü işe gelip giderken de fosil yakıt tüketilmemiş olur) ve çevreye katkıyı yaygınlaştırır. Şirketiniz belki elektrikli araç edinimi için çalışanlarına ekstra destek (düşük faizli kredi, teşvik primi vs.) bile verebilir, zira zaten şarj desteğini sunarak önemli bir adımı attınız.

Sonuç olarak, bir ofiste elektrikli araç şarj istasyonu bulundurmanın avantajları çok boyutludur: Maddi tasarruftan itibara, çalışan memnuniyetinden çevresel faydaya dek uzanan geniş bir yelpazede getiriler sağlar. Bu yatırım, başlangıçta bir maliyet gibi görünse de, yarattığı katma değer ile kendini kısa sürede amorti edebilir. Özellikle 2025 ve sonrasında elektrikli araçların daha da yaygınlaşacağı düşünüldüğünde, bugünden bu altyapıya sahip olan şirketler ciddi bir rekabet avantajı elde edecektir. Hem çalışanlar hem müşteriler nezdinde “yeşil ve yenilikçi” imajınızı güçlendiren bu adım, şirketinizin geleceğin iş dünyasına uyum sağlama kabiliyetini de göstermektedir. Kısaca, ofisinizde bir elektrikli araç şarj istasyonu kurmak, bugünün imkanlarıyla yarının dünyasına yatırım yapmak anlamına gelir.

 

Kaynakça:

  • Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) – Şarj Hizmeti Yönetmeliği (Resmî Gazete: 02.04.2022, No:31797)
  • Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı – Otopark Yönetmeliği Değişikliği (25.03.2021, RG No:31434)
  • İçişleri Bakanlığı – İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatları Yönetmeliği Değişikliği (29.07.2023, RG No:32263)
  • 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (Madde 19 ve 42 değişiklikleri, 2023)
  • Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı – Hızlı Şarj İstasyonları Destek Programı Çağrısı (2022/2023)
  • TEDAŞ / Bölgesel Dağıtım Şirketleri – Elektrik Dağıtım Bağlantı Prosedürleri (Yeni Bağlantı Başvuru Kılavuzları)
  • TSE – TS 13912 Elektrikli Araç Şarj İstasyonları – Kurulum ve Güvenlik Gerekleri Standardı
  • Şarj İstasyonları Ruhsat Yönetmeliği Bilgilendirmesi (2023)
  • Türkiye Elektrikli Şarj İstasyonları İstatistikleri (Haziran 2024) (EPDK verileri)

 

Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu

Hastaneler İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Otel İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Site İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Kafeler İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Villa İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Avm İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Restoran İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Üniversiteler İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Otopark İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Ev İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Müstakil Ev İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Ofis İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Akaryakıt İstasyonları İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Plazalar İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Rezidanslar İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Taksi Durakları İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Dinlenme Tesisleri İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu
Apartman İçin Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Kurulumu

EÇE Enerji, 2018 yılında, Türkiye sanayisinin öncülerinden EGE ÇELİK’ in güvencesiyle kuruldu. İlk adımda İzmir Aliağa’da bulunan EGE ÇELİK tesislerine elektrik tedariki sağlarken kısa sürede enerji tedarik sektöründe güvenilir, istikrarlı ve sürdürülebilir hizmet sunan bir marka haline geldi.

Bugün, 81 ilde bulunan müşterilerine elektrik tedarik eden EÇE Enerji, GES yatırımları, yeşil enerji tedariki, araç şarj istasyonu hizmetleri ile müşterilerine enerjinin birçok alanında destek veren bir iş ortağı konumundadır. Enerji sektöründe şeffaflık, kalite ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle hareket eden EÇE Enerji; teknolojiyi ve yenilikçiliği merkeze alan anlayışıyla geleceğin ihtiyaçlarına bugünden cevap vermektedir.

Diğer Bloglar
EÇE Enerji ile güvenilir ve sürdürülebilir
elektrik tedarikine başlayın.