Tarla İçin Güneş Paneli Kurulumu
Tarla için güneş paneli kurulumu nedir?
Tarla için güneş paneli kurulumu, bir arazide geniş ölçekli güneş enerjisi sistemi kurarak elektrik üretme işlemidir. Halk arasında “güneş tarlası” veya GES (Güneş Enerji Santrali) olarak da bilinen bu sistemler, çok sayıda güneş panelinin açık bir araziye yerleştirilmesiyle güneş ışığını elektriğe çevirir. Tarımsal faaliyet için verimsiz veya kullanılmayan arazilerde, özellikle güneşlenme süresi yüksek bölgelerde kurulurlar. Elde edilen elektrik enerjisi, fotovoltaik (PV) paneller aracılığıyla doğrudan üretilir ve bir invertör yardımıyla kullanıma uygun alternatif akıma dönüştürülür.
Tarla tipi güneş paneli kurulumları genellikle şebekeye bağlı (on-grid) çalışır ve üretilen elektrik, kullanıcıların kendi tüketimini karşılayabileceği gibi fazlası dağıtım şebekesine de verilebilir. Bu yönüyle, şebeke ile aylık mahsuplaşma yaparak elektrik faturalarını azaltmak mümkündür. Ayrıca şebekeden bağımsız (off-grid) sistemler de kurulabilmekte, bu durumda depolama birimleriyle entegre çalışarak üretilen elektriğin kesintisiz kullanımı sağlanmaktadır. Tarla GES projeleri, geniş alanlara kurulduğundan çatı üstü sistemlere kıyasla daha büyük kapasitelere ulaşabilir ve uygun araziler üzerinde optimum panel açısıyla kurulabildiği için yüksek üretim potansiyeli sunar. Bununla birlikte, arazinin tarımsal sınıfı ve izinler açısından uygun olması gereklidir (örneğin, verimli tarım arazileri yerine marjinal tarım arazilerinde kurulmalıdır). Sonuç olarak, tarla için güneş paneli kurulumu, araziyi elektrik üretimi amacıyla değerlendirerek hem çiftçilerin kendi enerji ihtiyacını karşılamasına hem de yenilenebilir kaynaklardan gelir elde etmesine olanak tanıyan, çevre dostu ve uzun ömürlü bir yatırımdır.
Tarla için güneş paneli kurulumu nasıl yapılır?
Tarla tipi bir güneş enerjisi santrali kurulum süreci birkaç temel aşamadan oluşur. İlk olarak planlama ve ön etüt çalışmaları yapılır: uygun arazinin seçimi, bölgenin güneş ışınım potansiyelinin ölçülmesi ve arazi yapısının değerlendirilmesi bu aşamanın parçasıdır. Seçilen arazinin güney cepheli olması, yıl boyu bol güneş alması ve trafo merkezine yakın bulunması idealdir. İkinci aşamada maliyet ve fizibilite analizi gerçekleştirilir. Bu analizde, gereken panel sayısı, invertör kapasitesi, altyapı ihtiyaçları belirlenir ve yatırımın geri dönüş süresi hesaplanır. Yüksek verimli panellerin ilk maliyeti yüksek olsa da uzun vadede daha fazla enerji üreterek kazanç sağlayacağı unutulmamalıdır.
Üçüncü aşama, yasal izinler ve proje onaylarıdır. Gerekli başvurular yapılarak dağıtım şirketinden bağlantı izni (çağrı mektubu) alınır, araziye dair marjinal tarım arazisi raporu, ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) muafiyet yazısı gibi belgeler temin edilir (izin süreçleri sonraki sorularda detaylandırılmıştır). İzinler tamamlandıktan sonra kurulum ve montaj aşamasına geçilir. Bu aşamada arazi zemin hazırlığı yapılır, taşıyıcı konstrüksiyonlar monte edilir ve paneller optimal eğimle yerleştirilir. Paneller arası bağlantılar, inverter ve şebeke bağlantıları uzman ekiplerce gerçekleştirilir. Son olarak sistem testi ve devreye alma yapılır; tüm ekipmanların uygun çalıştığı kontrol edilir ve sistem şebekeye bağlanarak elektrik üretimi başlatılır. Kurulum tamamlandıktan sonra, tesis işletmeye alınır ve düzenli bakım-izleme süreci başlar.
Bu adımların her birinde uzman mühendislik desteği almak önemlidir. Özellikle elektriksel tasarım ve projelendirme, can ve mal güvenliği açısından kritik olduğu için yetkili elektrik mühendisleri tarafından yapılmalıdır. İyi planlanmış ve kurallara uygun bir kurulum aşaması, tarla GES’in uzun vadede güvenli ve verimli şekilde çalışmasını sağlar.
Tarla için güneş paneli kurulumu için gerekli yasal şartlar nelerdir?
Tarla üzerinde güneş paneli kurabilmek için Türkiye’de belirlenmiş çeşitli yasal şartlar ve kriterler vardır. Arazi statüsü bunların başında gelir: Güneş enerjisi santrali kurulacak arazinin marjinal tarım arazisi vasfına sahip olması gereklidir. Yani mutlak, sulu veya dikili tarım arazileri gibi verimli tarım alanları üzerinde GES kurulumu izni verilmez. Eğer arazi henüz marjinal statüde değilse, İl/İlçe Tarım Müdürlüklerine başvurularak arazinin marjinal tarım arazisi olarak tescili yoluna gidilmelidir.
Bunun yanı sıra, enerji mevzuatı açısından da sınırlamalar vardır. Elektrik Piyasası Kanunu ve ilgili Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği uyarınca, kuracağınız sistem genellikle lisanssız üretim kategorisinde olmalıdır (2025 itibarıyla kendi elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla lisans almadan kurulabilecek üst kapasite 5 MW’tır). Ancak lisanssız statüde arazi üzerinde GES kurulumu, sadece tarımsal sulama, içme suyu arıtma gibi kendi ihtiyacına yönelik kamu tesisleri için izinli hale getirilmiştir. Özel yatırımcılar için yerden bağlantılı (arazi tipi) GES’ler, yönetmelik değişiklikleri ile sınırlandırılmış ve genelde çatı uygulamaları teşvik edilmiştir.
Trafo merkezi mesafesi de yasal bir kriterdir. Dağıtım şebekesine bağlanacak 1 MW’a kadar tesislerde, santral ile bağlanılacak şebeke arasındaki kuş uçuşu mesafe 10 km’yi aşmamalıdır (0,5 MW altı için 5 km sınırı uygulanır). Daha uzak mesafelerde başvuru kabul edilmez çünkü hat uzunluğu arttıkça teknik kayıplar artar. Ayrıca, üretim kapasitesinin tüketim kapasitesine oranı düzenlemelerle kısıtlanmıştır. 2019 düzenlemesine göre lisanssız GES’in kurulu gücü, bağlı olduğu tüketim tesisinin sözleşme gücünü (çekiş kapasitesini) aşamaz. Bu, sisteme sadece kendi ihtiyacınız kadar güçte santral bağlayabileceğiniz anlamına gelir.
Diğer yasal şartlar arasında, kurulacak santralin çevresel etkilerinin yönetmeliklere uygun olması (1 MW ve üzeri için ÇED raporu ya da ÇED muafiyet belgesi alınması), imar izni veya belediye/il özel idaresinden uygunluk yazısı alınması, ve dağıtım şirketinden bağlantı görüşü ile çağrı mektubu temin edilmesi sayılabilir. Tüm bu şartlar sağlandığında, proje ilgili dağıtım şirketi ve EPDK mevzuatınca onaylanarak kurulum aşamasına geçilebilir. Aksi takdirde, mevzuata aykırı bir kurulum yapılması mümkün değildir.
Tarla için güneş paneli kurulumu için gerekli izinler ve belgeler nelerdir?
Böyle bir proje için bir dizi resmi izin ve belge hazırlığı yapmak gerekir. Lisanssız üretim başvurusu kapsamında dağıtım şirketine sunulacak belgeler şunları içerir:
- Başvuru Dilekçesi ve Formları: İlgili dağıtım şirketinin sağladığı Lisanssız Elektrik Üretimi Bağlantı Başvuru Formu doldurulmalıdır. Bu form örneğine dağıtım şirketinin web sitesinden ulaşılabilir.
- Kimlik ve Yetki Belgeleri: Gerçek kişiler için kimlik fotokopisi ve imza beyanı, tüzel kişiler (şirketler) için güncel faaliyet belgesi, imza sirküleri, vergi levhası ve başvuruyu yapan temsilci varsa noter onaylı vekaletname gerekir.
- Araziye Ait Belgeler: GES kurulacak arazinin tapu belgesi veya en az iki yıllık kira sözleşmesi sunulmalıdır. Arazi kamuya ait ise (hazine arazisi) ilgili arazi için alınmış kullanım izni/irtifak hakkı belgesi eklenmelidir. Ayrıca, arazinin marjinal tarım arazisi olduğunu gösteren resmi rapor Tarım Müdürlüğü’nden alınarak başvuruya konur.
- Teknik Projeler ve Çizimler: Tek hat şeması (single line diagram), sistemde kullanılacak ekipmanların listesini ve teknik özelliklerini gösteren belge, GES teknik değerlendirme formu (dağıtım şirketinin teknik incelemesi için) başvuru dosyasına eklenir. Arazinin koordinatlarını ve santral yerleşimini gösteren aplikasyon krokisi de hazırlanmalıdır.
- Mühendis Onayları: Projeyi hazırlayan sorumlu elektrik mühendisinin oda kayıt belgesi ve diplomasını gösterir belge, ayrıca projeyi imzaladığına dair belge (mühendislik onayı) sunulur. Bu, projeyi yapan kişinin yetkinliğinin teyidi içindir.
- Bağlantı ve Şebeke İzinleri: Dağıtım şirketine ödenecek başvuru harcının dekontu, ve eğer proje 10 kW üstü kapasitede ise dağıtım şirketince verilecek bağlantı çağrı mektubu da dosyada bulunmalıdır. Çağrı mektubu, projenin belirtilen noktadan şebekeye bağlanmasına onay verildiğini gösterir.
- Diğer Resmi Belgeler: 1 MW ve üzeri kurulu güçte GES projeleri için ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) muafiyet veya uygunluk yazısı alınmalıdır. Ayrıca, noter onaylı feragatname (üretilen fazla elektriğin YEKDEM’e satışı için, bazı durumlarda istenir) ve belediye/il özel idaresinden GES kurulumuna uygunluk yazısı gibi yerel izinler talep edilebilir.
Yukarıdaki belgeler tamamlanıp ilgili dağıtım şirketine sunulduktan sonra, şirket teknik değerlendirme yapar. Değerlendirme olumluysa bağlantı izni verilir ve başvuru sahibine bir çağrı mektubu iletilecektir. Ardından tesisin kurulumu ve geçici kabul süreci başlamaktadır. Görüldüğü üzere, bürokratik süreç çok sayıda belge gerektirdiğinden, başvuru öncesi tüm evrakların tam ve güncel olması ve resmi prosedürlerin dikkatlice takip edilmesi önemlidir.
Tarla için güneş paneli kurulumu için arazi koşulları nelerdir?
Araziye GES kurabilmek için arazinin sahip olması gereken bazı fiziksel ve coğrafi koşullar vardır. İlk olarak, arazinin güneş alma potansiyeli yüksek olmalıdır. Bunun için ideal arazi yıl boyunca bol güneş ışığı alır ve güneye doğru bakar. Güney cepheli ve açık ufuk görüşüne sahip araziler, güneşlenme süresinin maksimum olmasını sağlar. Çevresinde güneş ışığını kesecek tepe, yüksek bina veya ağaç gibi unsurlar bulunmamalıdır; aksi halde gölgelenme elektrik üretimini ciddi oranda düşürür.
Arazi eğimi ve düzlüğü de önemli bir faktördür. Güneş panellerinin verimli çalışabilmesi için ideal olarak düz ya da hafif eğimli (%3-5 eğim) bir zemin tercih edilir. Çok tümsekli, engebeli veya çukurlu arazilerde hem konstrüksiyon kurulumu zorlaşır hem de hafriyat maliyetleri artar. Yüzde 30-40’lara varan yüksek doğal eğimler, proje öncesi tesviye çalışmalarını gerektirir. Toprak yapısı ve jeolojik özellikler de göz önüne alınmalıdır; kayalık zeminler, panel taşıyıcılarını sabitlemek için ekstra işçilik gerektirse de deprem ve erozyona karşı daha dayanıklı sayılabilir. Öte yandan bataklık veya çok yumuşak zeminler, temel atmayı zorlaştırır.
Trafo merkezine yakınlık, bir diğer kritik koşuldur. Arazinin civarında uygun kapasiteli bir elektrik dağıtım hattı veya trafo merkezi bulunması gerekir. Genelde santralin, bağlanacağı trafoya mesafesi en fazla ~10-20 km civarında olmalıdır, aksi halde bağlantı izni verilmez ve uzun kablolama maliyetleri yatırımın fizibilitesini düşürür. Yakın mesafe, hem teknik kayıpları hem de altyapı masraflarını azaltır. Ayrıca arazinin kadastro yoluna cephesi olması, inşaat ve bakım aşamalarında ulaşım kolaylığı sağlar.
Diğer koşullar arasında çevresel risklerin düşük olması sayılabilir. Arazi sel yatağında olmamalı, heyelan veya taşkın riski barındırmamalıdır. Yakın çevrede yoğun toz üreten taş ocağı, maden sahası, termik santral gibi tesisler bulunması da panellerin çabuk kirlenmesine yol açarak verimi düşürür. Bu nedenle temiz bir ortamda, mümkünse rüzgarla toz taşınmayacak bir konumda olması tercih edilir. Son olarak, arazi üzerinde imar durumu açısından engel olmamalıdır; GES için genelde “enerji üretim alanı” imarına sahip olmak veya böyle bir izne tabi olmak gerekir. Bütün bu arazi koşullarının sağlanması, kurulacak santralin işletme ömrü boyunca yüksek performans ve düşük sorunla çalışmasına katkı yapacaktır.
Tarla için güneş paneli kurulumu için marjinal tarım arazisi şartı nedir?
Türkiye’de, tarım arazilerinin korunması amacıyla verimli arazilerde güneş santrali kurulumu sınırlandırılmıştır. Bu nedenle marjinal tarım arazisi şartı, tarla tipi güneş paneli kurulumlarının en önemli yasal gerekliliklerinden biridir. Marjinal tarım arazisi, tarımsal üretim potansiyeli düşük, verimsiz veya tarıma elverişsiz olarak sınıflandırılan arazileri ifade eder. Başka bir deyişle, mutlak tarım arazisi, özel ürün arazisi veya dikili tarım arazisi kategorilerinde olmayan, sulama imkânı kısıtlı, taşlı, çorak ya da ürün verimi çok düşük topraklar marjinal kabul edilir.
Yürürlükteki mevzuata göre, bir araziye güneş enerjisi santrali kurma izni alabilmek için o arazinin resmen marjinal tarım alanı olarak tescilli olması gerekmektedir. Bu tescil, İl Tarım ve Orman Müdürlükleri tarafından verilen bir marjinal arazi raporu ile yapılır. Eğer halihazırda arazi tapusunda böyle bir vasıf yoksa, arazi sahibi veya yatırımcı ilgili tarım müdürlüğüne başvurarak arazinin marjinal statüye alınmasını talep edebilir. Bu süreçte, arazi üzerinde tarım yapılamadığı, verimsiz olduğu bilimsel verilerle (toprak analizleri, ziraat mühendislerinin değerlendirmeleri vb.) ortaya konur. Onaylandığında, arazi Tarım Arazileri Koruma ve Kullanım Kanunu kapsamında tarım dışı kullanıma (enerji üretimi gibi) uygun hale gelir.
Marjinal şartının amacı, Türkiye’nin sınırlı tarım topraklarının enerji yatırımlarıyla yok edilmesini önlemektir. Bu yüzden GES projeleri mümkün olduğunca tarımsal üretime kazandırılamayacak nitelikteki alanlara yönlendirilmektedir. Örneğin, verimli bir sulanabilir ova yerine, kıraç bir tepe veya tuzlu-çorak bir toprak güneş enerjisi üretimi için seçilmelidir. Yatırımcılar, arazi arayışında bunu göz önünde bulundurmalı ve eğer kendi arazileri verimli tarım arazisi kategorisindeyse, ya arazi vasfını değiştirmeli ya da farklı bir lokasyon aramalıdır. Sonuç olarak, marjinal tarım arazisi raporunun alınması, tarla tipi güneş paneli kurulumları için olmazsa olmaz bir adımdır ve proje başlangıcında ilk kontrol edilmesi gereken hususlardan biridir.
Tarla için güneş paneli kurulumu maliyeti nedir?
Güneş paneli kurulum maliyeti; sistemin büyüklüğü, ekipman kalitesi, arazi hazırlık ihtiyaçları ve döviz kurları gibi birçok faktöre bağlıdır. Genel olarak büyük ölçekli kurulumlarda birim maliyet düşerken, küçük sistemlerde başlangıç maliyetinin birim güce oranı daha yüksektir. 2025 yılı itibarıyla, güncel fiyatlar dikkate alındığında tipik kurulum büyüklüklerine göre yaklaşık maliyetler şöyledir:
- 50 kW kapasiteli bir tarla GES: Yaklaşık maliyet 55.000 $ (1 dönüm alan ihtiyacı).
- 100 kW kapasiteli bir tarla GES: Yaklaşık 75.000 $ (2 dönüm arazi).
- 250 kW (küçük ölçekli santral): Yaklaşık 230.000 $ (5 dönüm arazi).
- 500 kW: Yaklaşık 450.000 $ (10 dönüm arazi).
- 1 MW (1000 kW) büyük santral: Yaklaşık 1.200.000 $ (20 dönüm arazi).
Yukarıdaki rakamlar, paneller, invertörler, konstrüksiyon malzemeleri, kablolama, işçilik, trafo bağlantısı gibi tüm kalemleri ve %18 KDV’yi kapsayan ortalama değerlerdir. Maliyetler, kurulum yapılacak bölgeye göre de değişebilir; örneğin uzak bölgelere nakliye, zemin güçlendirme veya yüksek rakımda özel ekipman gerekmesi fiyatı artırabilir. Kurun dalgalanması da önemli bir etkendir, zira güneş panelleri ve invertör gibi ekipmanlar genellikle döviz bazında fiyatlanır.
Ayrıca, izin ve proje giderleri de maliyet kalemlerine dahildir (rapor, lisanssız başvuru harcı, mühendislik proje bedelleri vb.). Bir diğer önemli husus, arazinin satın alınması veya kiralanması maliyetidir: Eger arazi mülkiyeti yoksa, uzun vadeli kira bedeli veya satın alma bedeli toplam yatırım bütçesine eklenmelidir. Ortalama olarak, bir tarla GES yatırımının kurulu kW başına maliyeti 2025 yılında 500-800 $ arasında değişebilmektedir. Örneğin 1 kW için ~600 $ alınırsa, 100 kW bir tesis ~60.000 $ mertebesine mal olabilir. Nitekim piyasa verileri de 100 kW’lık bir arazi GES için 50-75 bin dolar bandını doğrulamaktadır.
Son olarak, işletme & bakım maliyetleri de (temizlik, sigorta, invertör yenileme gibi) dikkate alınmalıdır ancak bunlar yatırım maliyetine göre oldukça düşüktür. Güneş enerjisi santralleri, çalışırken yakıt maliyeti olmadığı için ilk yatırım sonrasında uzun yıllar düşük giderle elektrik üreterek kendini amorti eder. Dolayısıyla, başlangıç maliyetleri yüksek görünse de, sağlanan enerji tasarrufu ve olası gelirler düşünüldüğünde, tarla GES yatırımları uzun vadede oldukça kârlı olabilmektedir.

Tarla için güneş paneli kurulumu maliyeti nedir?
Tarla için güneş paneli kurulumu kazancı ve geri dönüş süresi nedir?
Bir tarla GES’in kazancı, üretilecek elektrik miktarı ve elektrik birim fiyatına bağlı olarak hesaplanır. Güneşli bölgelerde kurulan 1 kW’lık panel, yılda ortalama 1.200-1.600 kWh arası elektrik üretebilir. Örneğin Akdeniz Bölgesi’nde 100 kW’lık bir santral yılda yaklaşık 150.000 kWh enerji üretebilirken, Karadeniz’de aynı kapasite %20 civarı daha az üretim yapabilir. Üretilen bu elektriğin ekonomik değeri, eğer kendi ihtiyacınıza kullanıyorsanız faturadan düşülen tutardır; şebekeye satıyorsanız ise satış fiyatıdır. 2025 itibarıyla ticarethane abone grubunda elektrik birim fiyatı ~3 TL/kWh civarında varsayılırsa, 150.000 kWh üretim ~450.000 TL (yaklaşık 16.000 $) yıllık brüt kazanç anlamına gelir.
Yatırımın geri dönüş süresi (amortisman süresi), yapılan yatırım tutarının elde edilen net kazançla kaç yılda karşılandığını gösterir. Türkiye’de tarla GES projelerinde ortalama geri dönüş süresi 7-10 yıl olarak kabul edilir. Bu süre, bölgenin güneşlenme gün sayısı, yatırımın büyüklüğü ve uygulanan tarife/destek mekanizmalarına göre değişebilir. Örneğin, öz tüketim amacıyla kurulan ve ürettiği elektriğin tamamını kendi tüketiminden düşen bir işletme, artan elektrik fiyatları sayesinde yatırımını 5-6 yıl gibi kısa bir sürede dahi geri kazanabilir. Ticari GES projelerinde 3,5-4 yılda bile kendini amorti eden örnekler bulunmuştur. Konut ölçeğinde ise tüketimin daha az olması nedeniyle geri dönüş ~5-7 yıl olabilmektedir.
Kazanç ve kârlılıkta bir diğer etken, bölgesel teşvikler ve tarifelerdir. 10 kW altı çatı/arsa uygulamalarında fazla enerjiye ödenen bedel, aylık mahsuplaşma ile perakende satış tarifesine eşitlenmiştir; bu da küçük üreticilerin gelirini artırır. Ayrıca, devletin sağladığı vergi muafiyetleri (küçük üreticilere gelir vergisi muafiyeti gibi) net kazancı artıran unsurlardır (bkz. ilgili soru). Güneş panellerinin 25-30 yıl ömrü olduğu düşünülürse, geri dönüş süresini tamamladıktan sonra santral uzun yıllar kâr getirmeye devam eder. Ancak zamanla panellerin veriminde azalma olacağı unutulmamalıdır; tipik olarak 25 yıl sonunda paneller başlangıç kapasitelerinin yaklaşık %75-80’inde üretim yapar. Bu da yıllık kazancın ömrün ilerleyen dönemlerinde biraz düşebileceği anlamına gelir.
Özetle, tarla güneş paneli kurulumundan elde edilecek kazanç yatırım şartlarına bağlı olsa da, doğru planlanmış bir projede yıllık ciddi tasarruf/gelir elde edilir ve yatırım genellikle bir dijital 10 yılın altında kendini öder. Sonrasında ise santral ömrü boyunca (toplam ~25-30 yıl) düzenli kazanç sağlamayı sürdürür.
Tarla için güneş paneli kurulumu için devlet teşvikleri ve destekler nelerdir?
Yenilenebilir enerji yatırımlarını desteklemek amacıyla Türkiye’de çeşitli teşvik ve destek mekanizmaları mevcuttur. Tarla tipi güneş paneli kurulumu yapan bireyler ve işletmeler de bu desteklerden yararlanabilir:
- Lisanssız GES Teşvikleri (YEKDEM ve Net Metering): 2010’larda uygulanan YEKDEM kapsamında, lisanssız güneş santralleri 10 yıl boyunca alım garantisi ile USD cinsinden tarifeden elektrik satışı yapabiliyordu (örneğin 13,3 $cent/kWh). 2021 sonrası yeni dönemde ise tarife TL’ye çevrilmiş, başlangıçta güneş için 32 kuruş/kWh taban fiyat belirlenmiştir. Ayrıca Mayıs 2019’da getirilen mahsuplaşma (net metering) mekanizması ile 10 kW’a kadar (sonradan 25 kW ve 50 kW’a çıkarıldı) tesislerde aylık bazda üretilen-fazla elektrik, aynı ayın tüketiminden düşülmekte; fazla kalırsa dağıtım şirketi bunu konut abonesi için perakende elektrik fiyatından satın almaktadır. Küçük üreticilere sağlanan önemli bir avantaj da, satılan fazla elektrikten elde edilen gelire 5 yıl süreyle %5’lik gelir vergisi muafiyetidir. Nitekim 2018’de 10 kW için getirilen vergi muafiyeti sınırı, 2022’de 25 kW’a ve 2023’te 50 kW’a çıkarıldı. Bu sayede ev veya çiftlik çatısına/arsasına kurduğu sistemle elektrik satışı yapan birey, belirlenen kapasiteye kadar vergi ödememektedir.
- Hibe ve Destek Programları: Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) gibi kurumlar, kırsal alanlarda yenilenebilir enerji yatırımları için %50’ye varan hibe destekleri verebilmektedir. IPARD programı kapsamında bazı illerde çiftçilerin sulama amacıyla kuracağı GES sistemleri desteklenmiştir. Ayrıca KOSGEB ve benzeri kuruluşlar KOBİ’lerin enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji projelerine düşük faizli kredi veya hibe programları sunabilmektedir (örneğin, KOSGEB’in güneş enerjisi desteği başlığıyla zaman zaman çağrılar çıkmaktadır). Bu tür programlar dönemsel olduğundan güncel duyurular takip edilmelidir.
- Yatırım Teşvik Belgesi ve Bölgesel Teşvikler: Yatırımcılar, güneş enerjisi santrali kurulumunu Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Yatırım Teşvik Sistemi kapsamına alarak ek avantajlar elde edebilir. Örneğin 4. bölge teşviklerinden yararlanan bir yenilenebilir enerji yatırımında KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyeti uygulanır. Ayrıca %30’a varan vergi indirimi, 6 yıl SGK işveren primi desteği gibi ciddi destekler sağlanır. Bunun için proje bazında teşvik belgesi alınması ve belirli şartların sağlanması gerekir (bölge kriterleri, asgari yatırım tutarı gibi).
- Diğer Kolaylıklar: Yenilenebilir enerji ekipmanlarının ithalatında gümrük vergisi muafiyeti, güneş paneli üretimi yatırımlarına sağlanan kredi destekleri, belediyelerin yerel ölçekte sağladığı bazı kolaylıklar (inşaat ruhsat harcı muafiyeti gibi) söz konusu olabilir. Ayrıca EPDK süreçlerini kolaylaştırmak adına lisanssız projeler için şirket kurma zorunluluğunun kaldırılması, tek noktadan başvuru sisteminin getirilmesi gibi düzenlemeler de yatırımcı dostu adımlardır.
Özetle, tarla tipi güneş paneli kurulumlarında devlet desteği, hem doğrudan mali (tarife garantisi, vergi muafiyeti, hibe) hem de dolaylı (bürokratik kolaylıklar, altyapı desteği) biçimlerde mevcuttur. Bu teşviklerden azami ölçüde yararlanmak için proje başlamadan önce güncel mevzuatın ve çağrıların incelenmesi, gerekirse uzman danışmanlık alınması önerilir. Desteklerin, enerji politikalarına göre güncellenebileceğini unutmayınız; 2025 yılı itibarıyla net metering ve vergi muafiyetleri küçük ölçekli üreticiler için en öne çıkan avantajlardır.
Tarla için güneş paneli kurulumu elektrik bağlantısı nasıl yapılır?
Tarla üzerinde kurulan güneş enerji sistemi, eğer şebekeye bağlanacak şekilde tasarlandıysa (on-grid), elektrik bağlantısı için ilgili dağıtım şirketinin şartlarını yerine getirmek gerekir. Öncelikle proje dosyasıyla birlikte dağıtım şirketine başvuru yapılarak bir bağlantı görüşü talep edilir. Dağıtım şirketi, arazinin bağlı bulunduğu trafo merkezi veya dağıtım hattının kapasitesini ve teknik uygunluğunu inceler. Uygun bulursa başvuru sahibine bir bağlantı çağrı mektubu verir. Bu çağrı mektubu, belirli bir noktadan (trafo veya dağıtım hattı noktası) belirli kapasitede (örneğin 500 kW) sisteme bağlanma iznini içerir. Çağrı mektubu alındıktan sonra yatırımcı ile dağıtım şirketi arasında bir bağlantı anlaşması imzalanır.
Elektrik bağlantısı için santral sahasından, dağıtım şirketinin gösterdiği bağlantı noktasına kadar kablo çekilir veya gerekli durumda bir özel hat/trafo tesis edilir. Küçük sistemlerde (örneğin 30-40 kW) genellikle mevcut şebeke hattına düşük gerilim seviyesinden bağlantı yapılırken, daha büyük sistemlerde orta gerilim seviyesinden (OG, 34.5 kV gibi) özel bir trafo merkezi kurulması gerekebilir. Bu trafo, santralde üretilen elektriği şebeke seviyesine yükseltecektir. Dağıtım şirketi proje onayı sırasında bağlantı şekline karar verir ve şartnameye uygun ekipman kullanımını ister. Örneğin, koruma röleleri, uzaktan izleme (SCADA) donanımı ve çift yönlü sayaç gibi ekipmanlar, şebeke bağlantılı GES’lerde zorunludur.
Kurulum sonrası, dağıtım şirketi yetkilileri tarafından geçici kabul yapılır. Bu kabul esnasında, invertörlerin şebekeye uygun frekans/gerilim aralığında çalıştığı, koruma sistemlerinin (aşırı akım, topraklama, ada modundan çıkma koruması vb.) aktif olduğu ve tesisin teknik olarak güvenli olduğu kontrol edilir. Her şey standartlara uygunsa santral şebekeye parallel (paralel) bağlanır. Artık güneşli saatlerde ürettiğiniz elektrik, önce kendi tesisatınıza, fazlası ise dağıtım şebekesine akacaktır. Ay sonunda dağıtım şirketi ile mahsuplaşma yapılır: eğer üretim tüketiminizi aşmışsa fazlası için ödeme alırsınız, tüketiminiz üretimden fazlaysa aradaki farkı normal tarifeden ödersiniz.
Eğer sistem off-grid (şebekeden bağımsız) kurulacaksa, elektrik bağlantısı sadece kendi iç tesisatınıza yapılır ve bir batarya depolama düzeniyle kombine edilir. Bu durumda dağıtım şirketine ihtiyaç yoktur fakat sulama gibi uygulamalarda, güneş olmadığında da enerji kullanmak için bataryalar veya jeneratör yedeklemesi planlanmalıdır. Off-grid sistemlerde dahi koruma ekipmanlarına (sigortalar, DC kesiciler vb.) dikkat etmek gerekir ancak şebekeye entegrasyon söz konusu olmadığı için süreç daha basittir.
Özetle, tarla tipi güneş enerjisi kurulumunun şebekeye bağlanması, dağıtım şirketinin onayı ile standartlara uygun bir şekilde gerçekleştirilir. Bütün elektrik bağlantı işleri sertifikalı elektrik mühendisleri ve uzman teknisyenler tarafından yürütülmeli, can ve mal güvenliği için topraklama ve koruma tedbirleri eksiksiz uygulanmalıdır.
Tarla için güneş paneli kurulumu kapsamında lisanssız elektrik üretimi nedir?
Lisanssız elektrik üretimi, elektrik piyasasında belirli bir kapasiteye kadar olan ve genellikle öz tüketim amaçlı tesislerin, EPDK’dan üretim lisansı almaksızın işletilebilmesine imkan veren bir düzenlemedir. Tarla üzerinde kurulacak güneş enerjisi sistemi de çoğunlukla lisanssız üretim kapsamındadır. Lisanssız üretimde, yatırımcılar bir şirket kurma zorunluluğu olmaksızın veya karmaşık lisans süreçlerine girmeksizin, belli kurallar dahilinde elektrik üretebilirler. 2019’daki yönetmelik değişikliğiyle lisanssız elektrik üretiminde üst sınır 1 MW’tan 5 MW’a yükseltilmiştir. Yani 5 MW ve altındaki güneş enerjisi santralleri (belirli koşulları sağlamak kaydıyla) lisans almadan kurulabilir.
Lisanssız kategorideki tesislerin temel şartı, kendi ihtiyacını karşılamak üzere kurulmalarıdır. Bu nedenle yönetmeliğe eklenen kural gereği, santralin kurulu gücü, ilişkilendirildiği tüketim tesisinin sözleşme gücünü (bağlantı anlaşmasındaki tüketim gücü) geçemez. Örneğin bir çiftliğin tarımsal sulama aboneliği üzerinden GES kuruyorsanız, GES’in kW gücü, sulama aboneliğinizin çekiş gücüne eşit veya daha düşük olmalıdır. Böylece ürettiğiniz enerji esasen kendi ihtiyacınız içindir; şebekeye verilen sürekli bir ticari satış ikinci planda kalır. Zaten yönetmelik de “üretim tesisi, tüketim tesisiyle aynı dağıtım bölgesinde olmalı ve ihtiyaç fazlası enerji olursa sisteme verilebilir” şeklinde öz tüketim vurgusu yapar.
Lisanssız bir GES işletmeye başladığında, ürettiği fazla enerji için dağıtım şirketi tarafından aylık bazda ödeme yapılır. Bu ödeme mekanizması da yine mevzuatta belirlenmiştir: üreticiye ödenecek tutar, fazla enerjinin YEKDEM kapsamında değerlendirilmesiyle hesaplanır ve piyasa işletmecisi (EPİAŞ) tarafından ilgili tedarik firmasına iletilir. Küçük çatı/arsa GES’lerinde ise bu fazla enerji, konut ve ticarethane aboneleri için kendi tarifesi üzerinden satın alınır (net metering). Bu, lisanssız üreticiler için önemli bir teşviktir çünkü lisanslı üretim gibi ihaleye girmek veya düşük fiyatlı toptan satış yapmak zorunda değillerdir; kendi tüketimlerini karşılarken fazla enerjiyi de gelire dönüştürebilirler.
Öte yandan, lisanssız ifadesi, hiçbir izin gerekmediği anlamına gelmez. Yukarıda belirtildiği gibi dağıtım şirketinden çağrı mektubu alınması, teknik gerekliliklerin sağlanması şarttır. Sadece EPDK’nın uzun süreli lisans prosedürlerinden muafiyet söz konusudur. Lisanssız üretim statüsünde bir tesis devreye girdikten sonra, üretiminden dolayı herhangi bir kapasite katkı bedeli veya iletim bedeli ödemez, yalnızca genel aydınlatma gibi paylar için sembolik kesintiler olabilir.
Sonuç olarak, tarla için güneş paneli kurulumunda lisanssız elektrik üretimi, çiftçilere ve yatırımcılara bürokrasinin azaltıldığı, kendi elektriğini üretme özgürlüğü tanıyan bir imkandır. Bu sayede daha küçük ölçekli veya bireysel projeler hızla hayata geçirilebilmekte, yenilenebilir enerji üretimi tabana yayılmaktadır. Ancak lisanssız üretimde de ilgili yönetmelik hükümlerine tam uyum göstermek ve öngörülen sınırlar içinde kalmak gereklidir.
Tarla için güneş paneli kurulumu için uygun araziler hangileridir?
Güneş paneli kurulumu için en uygun araziler, teknik uygunluk ve mevzuat açısından en sorunsuz alanlardır. Bu kapsamda öncelikle tarımsal olarak kullanılamayan veya değeri düşük araziler tercih edilir. Örneğin, çorak araziler, verimsiz tarlalar, nadasa bırakılmış kıraç araziler güneş enerjisi için idealdir. Bu araziler hem marjinal tarım arazisi statüsüne uygun olur hem de enerji üretimi yapılırken gıda üretimine engel olunmamış olur. Ayrıca arazinin güneşli gün sayısı yüksek olan bölgelerde olması gerekir. Türkiye’de Güneydoğu Anadolu, Akdeniz ve İç Anadolu’nun güney kısımları en yüksek güneş potansiyeline sahip bölgelerdir; buralarda arazi bulmak avantajlıdır. Buna karşılık Karadeniz’in çok yağış alan kuzey yamaçları veya sürekli sisli bölgeler daha az uygundur.
İklim ve çevre koşulları da arazi seçimini etkiler. Aşırı rüzgârlı ve fırtınalı bölgelerde panel montaj sistemlerinin çok sağlam tasarlanması gerekir, bu da maliyeti artırır. Bu nedenle, rüzgar yükünün makul düzeyde olduğu (ör. <100 km/sa şiddetli fırtına sıklığı düşük) alanlar tercih edilir. Tozlu veya kum fırtınalı bölgeler de panelleri sık kirleteceği için ideal sayılmaz; temiz havası olan, yeşillik veya toprak erozyonu problemi olmayan araziler üretim devamlılığı için uygundur.
Arazi mülkiyeti ve imar durumu da önem taşır. Uygun arazilerden kasıt, mümkünse yatırımcıya ait veya kolaylıkla uzun vadeli kiralanabilecek arazilerdir. Mülkiyeti çok hisseli, hukuki ihtilaflı yerler süreçleri uzatabilir. Ayrıca arazinin imar planında “enerji üretim alanı” veya “sanayi” gibi kullanıma açılabilir nitelikte olması gerekir. Tamamen koruma altındaki sit alanları, orman arazileri (özel izin gerekmeden) veya askeri yasak bölgeler bu iş için uygun değildir.
Teknik açıdan uygun araziler ise düz ve geniş olmalıdır. Örneğin bir dönüme yaklaşık 100 kW panel kurulabildiği düşünülürse, 1 MW’lık bir GES için en az 10 dönümlük kullanılabilir düz alan gerekir. Etrafta gölge yapıcı unsur bulunmamalı, güney yönü açık olmalıdır. Ulaşım imkanı olan, yol kenarı veya yakınında araziler inşaat ve bakım kolaylığı sağlar. Ayrıca elektrik şebekesine yakın (trafo merkezi veya dağıtım hattı dibinde) araziler, kablolama için de idealdir.
Özetle, tarla GES için en uygun araziler; güneşi bol, tarımsal değeri düşük, düz ve engel olmayan, şebekeye ve yollara yakın arazilerdir. Türkiye’de özellikle Konya Ovası, İç Anadolu bozkırları, Güneydoğu step bölgeleri gibi alanlar bu tanıma uyar. Ancak her somut proje için detaylı etüt yapılarak arazinin güneş ölçümleri ve zemin analizleri ile uygunluğu teyit edilmelidir.
Tarla için güneş paneli kurulumu için gereken ekipmanlar nelerdir?
Bir tarla güneş enerjisi santralinin kurulumu için çeşitli bileşenler ve ekipmanlar bir arada kullanılır. Temel ekipmanlar şunlardır:
- Güneş Panelleri (Fotovoltaik Modüller): Güneş ışığını doğrudan elektrik enerjisine çeviren birincil bileşenlerdir. Genellikle silikon hücrelerden oluşurlar. Tarla uygulamalarında yüksek verimli monokristal paneller yaygın olup her biri ~400-550 W güç üretebilen paneller tercih edilir. Yüzlerce veya binlerce adet panel, sahada dizi (string) şeklinde bağlanarak istenen gücü sağlar.
- İnvertör (Evirici): Panellerin ürettiği doğru akımı (DC), şebekeye veya kullanıma uygun alternatif akıma (AC) dönüştüren cihazdır. Tarla GES’lerinde genellikle merkezi invertörler veya birden çok dizi invertörü kullanılır. İnvertörler şebeke ile senkronize olarak çalışır ve aynı zamanda koruma, izleme gibi işlevleri de üstlenir.
- Montaj Yapıları (Konstrüksiyon): Panelleri araziye belirli bir açı ve yönde sabitlemek için kullanılan taşıyıcı sistemlerdir. Genellikle çelik veya alüminyum profillerden yapılmış çerçeveler ve ayaklar şeklindedir. Bu yapılar araziye beton temellerle veya çakma kazıklarla sabitlenir. Montaj yapıları arazinin eğimine ve rüzgar yüküne göre mühendislik hesabıyla tasarlanır.
- Kablolar ve Konnektörler: Paneller arası bağlantılar ve panellerden invertöre giden kablolama için solar DC kablolar kullanılır. Invertörden trafoya veya şebekeye AC kablolar döşenir. Dış ortam koşullarına dayanıklı, UV ışınlarına mukavim kablolar tercih edilir. MC4 gibi özel solar konnektörler, panel dizilerinin güvenli bağlantısını sağlar.
- Şebeke Bağlantı Ekipmanları: Eğer sistem şebekeye bağlı ise bir AC toplama panosu, ayırıcı şalterler, koruma röleleri ve ölçüm sayaçları bulunur. Orta gerilim bağlantı için trafo ve OG şalt ekipmanı (kesici, ayırıcı, paratoner vs.) gereklidir. Bu sayede üretilen enerji, uygun gerilim seviyesine yükseltilip şebekeye verilir.
- İzleme ve Kontrol Sistemleri: Büyük ölçekli GES’lerde uzaktan izleme (SCADA) sistemleri kurulur. Bu sistem; her bir dizi/invertörün ürettiği gücü, anlık gerilim-akım değerlerini takip etmeyi sağlar. Ayrıca invertörleri uzaktan kapatıp açmaya, arıza teşhisine imkan verir.
- Depolama Ünitesi (Opsiyonel): Şebekeden bağımsız veya hibrit sistemler için bataryalar eklenebilir. Li-iyon veya kurşun-asit aküler, gündüz üretilen fazla enerjiyi depolayıp gece kullanmaya yarar. 2023’te çıkan düzenlemelerle lisanssız GES’lere depolama ünitesi eklemek yasal olarak mümkün hale gelmiştir; bataryalar sayesinde kesintisiz enerji sağlanabilir. Ancak depolama, isteğe bağlı bir bileşendir ve maliyeti oldukça artırır.
- Diğer Donanımlar: Topraklama ekipmanları (bakır çubuklar, şeritler), yıldırımdan korunma için paratoner sistemi, güvenlik kameraları ve çevre çiti gibi güvenlik ekipmanları da sahada bulundurulur. Ayrıca panel yüzeylerini temizlemek için su gerekebileceğinden tesis içerisinde su temin sistemi (deponi veya sondaj) ve bakım personeli için konteyner, vb. yapılar olabilir.
Tüm bu ekipmanlar bir araya gelerek güneş enerjisi santralini oluşturur. Ekipman seçiminde kalite çok önemlidir; TSE, IEC standartlarına uygun paneller ve invertörler kullanılmalı, uzun ömürlü ve sertifikalı ürünler tercih edilmelidir. Uygun ekipmanlarla donatılmış bir tarla GES, 25-30 yıl boyunca verimli bir şekilde elektrik üretebilir.
Tarla için güneş paneli kurulumu bakım ve işletme süreçleri nasıldır?
Güneş enerjisi santralleri, diğer enerji üretim tesislerine kıyasla işletme ve bakım açısından daha kolay yönetilir; zira hareketli parçaları azdır ve yakıt ikmali gerekmez. Ancak, düzenli bakım ve izleme yine de kritik öneme sahiptir.
En önemli bakım kalemlerinden biri panellerin temizliğidir. Açık arazideki güneş panelleri zamanla toz, toprak, polen, yaprak birikimi gibi etkilere maruz kalır. Kirli paneller, güneş ışığını yeterince alamayacağı için üretim düşer. Bu nedenle belirli aralıklarla (bölgenin tozluluk durumuna göre örneğin yılda birkaç kez) panellerin yıkanması veya silinmesi gerekir. Özellikle Türkiye’nin rüzgarlı ve tozlu bölgelerinde, yağmurun yetersiz kaldığı dönemlerde temizlik yapılması verimi korur. Panel temizliği için yumuşak su (gerekirse saf su) ve uygun fırçalar kullanılır; sıcak güneş altında soğuk suyla yıkama yapılmamalıdır (termal şok riskine karşı).
İzleme (monitoring), modern GES işletmesinin vazgeçilmezidir. İnvertörlerin izleme ekranları veya merkezi SCADA sistemi aracılığıyla, her bir dizi grubunun anlık üretimi, gerilim, akım, güç değerleri takip edilir. Uzak izleme sistemleri, arıza durumunda anlık uyarılar verebilir. Örneğin bir dizi devre dışı kalırsa veya invertör arızaya geçerse sistem alarm üretir ve bakım ekibi haberdar olur. Bu sayede müdahale süreleri kısalır.
Elektriksel bakımlar, periyodik olarak yapılmalıdır. Tüm kablo bağlantıları, terminaller yılda en az bir kez kontrol edilir, gevşeme varsa sıkılır. AC panolarındaki kesicilerin, parafudr (aşırı gerilim koruyucularının) durumu gözden geçirilir. Özellikle yıldırım düşmesi sonrasında parafudrların sağlam olduğu teyit edilmelidir. İnvertörlerin fan ve filtre temizlikleri de düzenli aralıklarla yapılır; fazla tozlanan invertör fanları gerektiğinde hava tutulup temizlenir veya filtreleri değiştirilir.
Panellerin yüzeyinde çatlak, sararma gibi sorunlar var mı diye yılda bir genel inceleme yapılması faydalı olur. Kusurlu paneller tespit edilirse garanti durumuna göre üreticiyle iletişime geçilip değiştirilir. Topraklama sistemi direnci ölçümleri her yıl yapılmalı, topraklama değerleri mevzuata uygun (genellikle <10 ohm) olmalıdır; gerekirse takviye topraklama çubukları eklenir.
Tarla GES’lerde ayrıca güvenlik ve çevre bakımı da düşünülür: Arazinin etrafındaki çit ve kapıların sağlam olması, yabani otların panelleri gölgeleyecek boyda büyümemesi için ot biçme gibi işler de düzenli yapılır. Trafo merkezleri veya elektrik panosu odaları kilitli tutulur, izinsiz giriş engellenir. Güneş paneli sahası içinde yangına sebebiyet verebilecek kuru ot birikimi varsa temizlenir (her ne kadar paneller yangın riski düşük olsa da önleyici tedbir alınır).
Bakım faaliyetleri dışında, GES işletmesi büyük ölçüde otomatik ilerler. Operasyon sırasında dikkat edilmesi gereken, invertörlerin arıza kodları vermesi durumunda hemen müdahale edilmesi ve üretim kayıtlarının tutulmasıdır. Birçok büyük GES, uzaktan izleme merkezleri tarafından 7/24 takip edilir ve günlük-haftalık üretim raporları oluşturulur.
Sonuç olarak, tarla için güneş paneli kurulumunun işletme süreçlerinde periyodik temizlik, düzenli teknik kontrol ve anlık izleme başı çeker. Bu sayede hem santralin verimliliği yüksek tutulur hem de 25-30 yıllık ömrü boyunca güvenli işletme sağlanır. Unutulmamalıdır ki, basit görünen bu bakım adımları ihmal edilirse üretimde %10-20’lere varan kayıplar yaşanabilir, bu nedenle planlı bakım takvimi oluşturup titizlikle uygulamak gerekir.
Tarla için güneş paneli kurulumu ile tarımsal sulama nasıl yapılır?
Tarımsal sulama, güneş enerjisiyle başarıyla entegre edilebilen bir uygulamadır. Güneş enerjili sulama sistemleri, güneş panellerinin ürettiği elektriği doğrudan su pompalarını çalıştırmak için kullanır. Bu sayede kırsal alanlarda, şebekeden uzak tarlalarda dahi sulama yapılabilir hale gelir. Sistemin temel çalışma prensibi, gün boyunca panellerden elde edilen elektrik enerjisinin dalgıç pompa veya yüzey pompasına güç vermesidir. Örneğin tarladaki kuyudan su çekmek için kullanılan AC bir motor, invertör aracılığıyla güneş panellerine bağlanarak gündüz vakti çalıştırılır. Su, güneş olduğu sürece depolara pompalanabilir veya doğrudan tarla sulama sistemine basılabilir.
Bu sistemlerde yaygın yaklaşım, gündüz güneş varken yoğun sulama yapıp suyu biriktirmek ve gece sulamaya ihtiyaç duymamaktır. Ancak gece de sulama gerekebilecek bahçeler için akü depolamalı sistemler kurulabilir, fakat bu maliyeti yükseltir. Genelde tarımsal sulamada su ihtiyacı gündüz (örneğin damla sulama) karşılanıp, su tanklarında biriktirilerek yönetilir.
Güneşle sulama sisteminin bileşenleri şunlardır: yeterli kapasitede güneş paneli dizisi, bu panellerden gelen gücü pompaya uygun biçimde veren bir sürücü/invertör (solar pomp sürücüsü de denir) ve su pompası (dalgıç pompa veya yüzey pompası). Eğer pompa trifaze AC motor ise özel solar invertörleri kullanılır, panelden gelen DC’yi AC’ye çevirirken motorun değişken hızda çalışmasını da kontrol edebilirler. Bazı küçük sistemlerde doğru akım pompa (DC pompa) kullanılarak invertöre bile gerek kalmayabilir; paneller doğrudan pompaya bağlanabilir (ancak DC pompalar genelde düşük güçlü sistemler içindir).
Bu çözümün avantajları arasında şunlar vardır: Öncelikle tamamen gürültüsüz ve çevre dostu bir sulama sağlar, mazotlu jeneratörlere kıyasla işletme maliyeti neredeyse sıfırdır. Elektrik şebekesinin olmadığı arazilerde tarımsal üretim yapılmasına imkan tanır, kırsalda yaşam kalitesini artırır. Panellerin ömrü 25 yıl civarı olduğundan, kurulum maliyeti birkaç yıl içinde kendini amorti ettikten sonra çiftçiye uzun vadede kazanç sağlar (artık yakıt masrafı veya elektrik faturası ödemez). Bakım ihtiyacı da oldukça düşüktür; güneş enerjili pompalar düzenli bakım gerektirmez, yalnızca panelleri temiz tutmak ve pompanın filtrelerini kontrol etmek yeterli olabilir.
Dikkat edilmesi gereken hususlar ise su kaynağına uygun tasarım yapmaktır. Kuyudan çekilecek suyun derinliği, istenen debi ve basınç değerlerine göre doğru güçte sistem kurulmalıdır. Örneğin 50 metre derinden su çekilecekse daha yüksek güçlü pompa/panel gerekir. Bu hesaplar uzmanlarca yapılır. Ayrıca güneş enerjili sulama sistemleri genellikle aküsüz tasarlandığı için sulamanın gündüz saatlerinde planlanması lazımdır. Su ihtiyacını geceleri karşılamak için gündüzden su deposu doldurulur.
Özetle, tarla için güneş paneli kurulumu ile sulama yapmak gayet mümkündür ve giderek yaygınlaşan bir yöntemdir. Çiftçiler, güneşli saatlerde bedava enerjiyle su pompalayarak elektrik veya yakıt maliyetlerini ortadan kaldırabilirler. Bu sistemler, özellikle elektriğe erişimi olmayan tarlalarda tarım yapmayı kolaylaştırmış, sürdürülebilir ve yenilikçi bir çözüm olarak tarım sektöründe yerini almıştır.

Tarla için güneş paneli kurulumu ile tarımsal sulama nasıl yapılır?
Tarla için güneş paneli kurulumu ile üretilen elektrik nasıl kullanılır?
Tarla tipi bir güneş enerjisi sisteminin ürettiği elektriği değerlendirmek birkaç farklı şekilde olabilir:
- Öz Tüketim (Kendi İhtiyacını Karşılama): Üretilen elektrik, öncelikle arazideki veya çiftlikteki kendi elektrik ihtiyacını karşılamak için kullanılır. Örneğin sulama motorları, tarım makineleri, soğuk hava depoları, aydınlatma ve hatta çiftlik evinin elektriği güneş panellerinden gelen enerjiyle çalıştırılabilir. Bu durumda şebekeden çekilen elektrik azalacağı için elektrik faturasında ciddi düşüş sağlanır. Öz tüketim modeli, enerji bağımsızlığını artırdığı gibi kullanıcıyı fiyat artışlarından korur. Güneş enerjisi üretimiyle tüketim aynı anda gerçekleşiyorsa anlık olarak panellerin beslediği cihazlar şebekeyi kullanmaz. Eğer üretim tüketimden fazlaysa, fazla enerji şebekeye verilir; düşükse eksik kalan şebekeden tamamlanır. Bu dengenin ölçümü çift yönlü sayaçlarla otomatik yapılır.
- Şebekeye Satış (Gelir Elde Etme): Kurulan sistem, lisanssız statüde olduğu için belirli koşullarla ürettiği fazla elektriği şebekeye satabilir. Özellikle tüketimin olmadığı saatlerde (ör. bir çiftlikte gece saatlerinde sulama yapılmıyorsa gündüz fazla üretim oluşabilir) veya yılın bazı dönemlerinde tüketimden yüksek üretim varsa bu enerji dağıtım şirketine verilir. Aylık bazda mahsuplaşma sonucunda net fazla enerji için ilgili tedarik şirketi size ödeme yapar. 10 kW altı ev/işyeri sistemlerinde fazla enerji, abonenin birim fiyatından satın alınır (yani sanki aynı fiyattan şebekeye satılmış gibi olur). Daha büyük sistemlerde ise fazla enerjinin alım fiyatı YEKDEM veya piyasa takas fiyatına göre belirlenir. Sonuç olarak, güneş panellerinden elde ettiğiniz kullanılmayan elektrik de boşa gitmez, size gelir sağlar. 2025’te konut ve küçük işletmeler için uygulanan net metering sayesinde birçok kullanıcı elektriğini satarak ay sonunda para alabilir hale gelmiştir.
- Depolama ve Yedekleme: Üretilen elektriğin başka bir kullanım yolu da enerji depolamadır. Eğer sistemde akü veya batarya varsa, gündüz fazla üretim bataryalarda depolanıp gece veya güneşsiz zamanda kullanılabilir. Bu yöntem, şebekeden tamamen bağımsız çalışmak isteyen veya elektrik kesintilerine karşı kritik sistemlerini beslemek isteyen kullanıcılar için idealdir. Örneğin bir çiftliğin güvenlik sistemleri ya da gece aydınlatması, gündüz depolanan enerji ile gece çalışabilir. Depolama entegre bir sistem kurmak yatırımı büyütse de kullanım esnekliği sağlar. Türkiye’de yeni yönetmeliklerle lisanssız üretim tesislerine depolama ünitesi eklemenin önü açılmıştır; böylece gündüz güneşten elde edilen enerji gece de değerlendirilebilir.
- Net Metering Mahsuplaşması: Üretilen elektriğin kullanımıyla ilgili önemli bir mekanizma da mahsuplaşmadır. Aylık net metering uygulaması sayesinde, diyelim ki gündüz ürettiğiniz fazlalık gece şebekeden çektiğiniz elektriği karşılıyor; ay sonunda faturanıza sadece net tüketim yansır. Eğer üretiminiz tüketiminizi geçtiyse, 0 TL fatura gelir ve hatta bazı abonelere dağıtım şirketince ödeme yapılabilir. Bu durum, güneş enerjisi kullanımını oldukça teşvik edici bir unsurdur. Özellikle çiftlik gibi mevsimsel tüketim dalgalanmaları olan yerlerde yazın fazla üretim, kışın az üretim dengesini aylık bazda kurmak avantaj sağlar.
Sonuç olarak, tarla GES kurulumundan elde edilen elektrik çok yönlü değerlendirilebilir: Kendi ihtiyacınızı anında karşılayabilir, fazlasını şebekeye satabilir, depolayıp ihtiyaç anında kullanabilir veya bunların kombinasyonunu yapabilirsiniz. Türkiye’deki düzenlemeler, küçük üreticilerin fazla elektriklerini rahatlıkla sisteme verebilmesi yönünde gelişmektedir. Bu da, bir yatırımcı açısından, kurduğu güneş panellerinin ürettiği her kilovat-saatin ya bir maliyet avantajına ya da gelire dönüşmesi anlamına gelir. Hiçbir şekilde boşa üretim olmaz, tamamı ekonomik değere çevrilebilir.
Tarla için güneş paneli kurulumu avantajları nelerdir?
Tarla tipi güneş paneli kurulumunun pek çok avantajı bulunmaktadır:
- Enerji Maliyetlerinde Azalma ve Gelir İmkanı: Kendi elektriğinizi üretmek, şebekeden satın alınan elektriği azaltır ve uzun vadede önemli tasarruf sağlar. Özellikle elektrik fiyatlarının yükseldiği dönemlerde GES kuran kullanıcılar, sabit bir maliyetle yıllarca düşük giderle enerji kullanır. Üstelik üretilen fazla enerji satılarak ek gelir elde edilebilir, yatırım geri dönüşü hızlanır. Bu durum hem bireysel çiftçiler hem de tarımsal işletmeler için finansal avantaj yaratır.
- Çevre Dostu ve Sürdürülebilir Enerji: Güneş enerjisi, elektrik üretirken hiçbir sera gazı veya kirletici emisyon salmaz. Fosil yakıtlara alternatif olarak iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sunar. 1 MW’lık bir güneş santrali yılda yaklaşık 500-600 ton CO₂ salımını engelleyebilir. Ayrıca yenilenebilir olması sayesinde tükenme riski yoktur. Tarla GES’leri kurarak “yeşil enerji” üretmek, çevresel sürdürülebilirlik açısından değerlidir ve kurumsal işletmelere karbon ayak izini azaltma imkanı verir.
- Düşük İşletme ve Bakım Giderleri: Güneş panelleri 25-30 yıl ömürlü olup, bakım ihtiyaçları görece azdır. Yakıt maliyeti bulunmaz; periyodik temizlik ve basit kontroller dışında yüksek bakım masrafı gerektirmez. Hareketli parça olmayışı, arıza riskini minimize eder. Diğer enerji üretim yöntemlerine kıyasla işletme giderleri çok düşüktür. Bu da uzun vadede kararlılık ve öngörülebilirlik sağlar.
- Enerjide Bağımsızlık ve Güvenilirlik: Kendi elektriğini üreten bir tarla sahibi, şebekeye veya yakıt tedarikine daha az bağımlı olur. Özellikle şebekenin zayıf veya kesintilerin sık olduğu bölgelerde, güneş enerjisi sayesinde tarımsal faaliyetlerin kesintisiz sürmesi sağlanır. Bu da çiftçinin risklerini azaltır ve üretimde süreklilik oluşturur. Devlet yetkilileri de yenilenebilir enerjiyi “enerjide tam bağımsızlığın anahtarı” olarak tanımlamaktadır.
- Kullanılmayan Arazinin Değerlendirilmesi: Tarıma elverişsiz veya atıl durumdaki araziler, güneş panelleriyle bir gelir kaynağına dönüşür. Toprağın ekonomik verimliliği artar. Marjinal arazilerde GES kurmak, ülke genelinde enerjinin yaygınlaştırılması ve kaynak çeşitliliği açısından stratejiktir. Örneğin bir çorak araziye kurulan 1 MW’lık GES, hem ülke ekonomisine katkı yapar hem de arazi sahibine kira/getiri sağlar.
- Hızlı Kurulum ve Modülerlik: Güneş enerji santralleri, büyük barajlar veya termik santraller gibi uzun inşaat sürelerine ihtiyaç duymaz. İzin süreçleri tamamlandıktan sonra birkaç ay içinde kurulup devreye alınabilir. Sistem modüler olduğu için kapasite artırımı veya bileşen değişimi kolaydır. İhtiyaç halinde sisteme panel eklenebilir veya yeni teknoloji panellerle mevcutları değiştirilebilir. Bu esneklik, yenilikçi gelişmelere adaptasyonu kolaylaştırır.
- Uzun Ömürlü Yatırım: 25 yıl ve üzeri elektrik üretim ömrü sayesinde, GES projeleri neredeyse bir nesil boyunca hizmet eder. Yatırım geri döndükten sonra dahi 15-20 yıl daha ücretsiz elektrik üretimi devam eder. Bu durum, kâr döneminin çok uzun olacağı anlamına gelir ve toplamda yüksek bir getiri oranı sunar.
- Tarife Güvencesi ve Teşviklerden Yararlanma: Lisanssız GES sahipleri, fazla elektriklerini devlete satarken alım garantisi ve vergi muafiyeti gibi teşviklerden yararlanır (bakınız ilgili soru). Bu da yatırımı cazip kılar ve riskleri azaltır. Örneğin 10 kW altı üretimde gelir vergisi muafiyeti, elde edilen kazancın net olmasını sağlar.
Tüm bu avantajlar, tarla için güneş paneli kurulumunu hem bireysel çiftçiler hem yatırımcılar açısından çekici kılmaktadır. Hem ekonomik hem çevresel faydalar birlikte değerlendirildiğinde, güneş enerjisi yatırımları günümüzün en önemli alternatiflerinden biri haline gelmiştir. Sonuç olarak, doğru planlanmış bir GES projesi, yüksek kazanç, düşük risk ve temiz enerji üretimi avantajlarını bir arada sunar.
Tarla için güneş paneli kurulumu dezavantajları nelerdir?
Tarla tipi güneş enerjisi kurulumlarının avantajları çok olsa da, bazı dezavantaj ve zorluklar da yok değildir:
- Yüksek Başlangıç Maliyeti: En büyük dezavantaj, sistem kurulumunun ilk yatırım maliyetinin yüksek oluşudur. Güneş panelleri, invertörler, montaj ve diğer ekipmanların tamamı peşin sermaye gerektirir. Küçük ve orta ölçekli çiftçiler için bu tutar büyük bir engel olabilir. Her ne kadar 5-10 yıl gibi sürelerde geri dönse de, finansman bulunması zorlayıcı olabilir. Kredi veya teşvik imkanlarına ihtiyaç duyulabilir.
- Hava Koşullarına Bağımlılık ve Kesintili Üretim: Güneş enerjisi sadece güneşli saatlerde üretim yapabilir. Gece ve güneşin olmadığı kapalı havalarda üretim sıfıra iner. Bu, enerji sürekliliği açısından bir dezavantajdır. Bulutlu ve yağmurlu günlerde verim önemli ölçüde düşer; dolayısıyla üretim planlaması mevsimsel dalgalanmalar gösterir. Tarla GES’lerinde bu durum, sulama gibi mevsimsel işlerle örtüşebilir ama yine de elektrik ihtiyacının gece veya kış aylarında karşılanması için şebekeye bağımlılık devam eder veya depolama yatırımı gerekir.
- Depolama İhtiyacı ve Maliyetleri: Üretilen elektriğin gece kullanımı için batarya sistemleri gerekir. Ancak mevcut batarya teknolojileri halen pahalıdır ve ömürleri sınırlıdır. Akü kullanımı, yatırım maliyetini kayda değer oranda artırır ve ayrı bir bakım gerektirir. Büyük ölçekli depolama sistemlerinin (ör. lityum iyon bataryalar) yaygınlaşmaması güneş enerjisinin 7/24 kullanılmasını kısıtlayan bir faktördür. Depolamasız sistemler ise gece şebekeye veya diğer kaynaklara muhtaçtır.
- Arazi İhtiyacı ve Kullanım Çakışması: Güneş santralleri geniş arazi kaplar; bu da toprak kullanımında bir fırsat maliyeti doğurur. Büyük bir alana panel konulduğunda o alan başka amaçla kullanılamaz hale gelir (tarımsal üretim yapılamaz). Bu yüzden verimli arazilerde GES kurmak yasaklanmıştır. Ancak marjinal arazide kursanız bile, toprak yüzeyinin büyük kısmı panellerle örtülecektir. Bazı projelerde panellerin altının tarıma devam etmesi (agrovoltaik) araştırılsa da uygulaması sınırlıdır. Dolayısıyla güneş enerjisi için ayrılan alan, alternatif kullanımlardan feragat anlamına gelir.
- İklimsel ve Çevresel Etkiler: Her ne kadar güneş enerjisi çevre dostu olsa da, kurulum sırasında arazinin doğal yapısı etkilenebilir. Örneğin panel kurulumu için hafriyat yapmak, bitki örtüsünü temizlemek gerekebilir. Bu da erozyon veya arazi estetiği açısından olumsuz etki yaratabilir. Ayrıca panellerin yüzeyi güneş ışığını yansıtabildiğinden (her ne kadar çoğunu emse de), komşu parseller veya yollar için yansıma (glare) sorunu nadiren yaşanabilir. Bunları önlemek için dizayn optimizasyonu gerekir.
- Bakım ve Temizlik Girdisi: Güneş santralleri düşük bakım gerektirir dedik, ancak tamamen bakımsız değildir. Tozlu bir bölgedeki tarla GES, düzenli temizlik yapılmazsa %15-20 verim kaybedebilir. Bu da ek iş gücü veya su kullanımı demektir. Özellikle su kıt bölgelerde panel temizliği için su bulmak sorun olabilir. Ayrıca invertör arızası, panel kırılması (örneğin dolu yağışında) gibi durumlarda yedek parça ve servis ihtiyacı ortaya çıkar.
- Enerji Depolaması Olmadan Gece Kullanmama: Güneş enerjisinin üretilmediği gece saatlerinde veya çok bulutlu günlerde sistem yedek kaynağa muhtaçtır. Şebeke varsa sorun değil, ancak off-grid bir tarla tamamen güneşe güvenemez. Bu, %100 bağımsızlık isteyenler için dezavantajdır. Geceleri sulama yapması gereken bir çiftçi, eğer sistemi aküsüz kurduysa, ya gündüz depo doldurup gece o depodan sulama yapacak ya da jeneratör kullanacaktır. Bu durum, güneşin kesintili yapısından kaynaklanan bir sınırdır.
- Yüksek Sıcaklık ve Çöl Tozu Gibi Faktörlerin Etkisi: Özellikle çok sıcak bölgelerde paneller yüksek sıcaklıkta verim kaybeder. Aynı zamanda Kuzey Afrika kaynaklı çöl tozları Türkiye’ye geldiğinde panellerin üzerine inerek ekstra temizlik ihtiyacı doğurur. Bu gibi doğal olaylar üretimi olumsuz etkileyebilmektedir (gerçi bunlar nadiren ve kısa süreli olur).
- Lisans ve Düzenleme Değişiklikleri Riski: Lisanssız santrallerle ilgili kurallar zaman içinde değişebilir. Örneğin geçmişte 1 MW’lık birçok arazi GES kuran yatırımcı, yönetmelik değişikliğiyle yeni arazi GES başvurularının kısıtlandığını gördü. Gelecekte de teşvik mekanizmaları veya izin süreçleri değişebilir. Bu da bazı projeler için belirsizlik yaratabilir. Ancak bu daha çok makro düzeyde bir risk faktörüdür.
Özetle, güneş paneli kurulumunun dezavantajları içinde en belirgin olanlar yüksek ilk yatırım maliyeti ve kesintili üretim problemidir. Teknolojinin gelişmesiyle özellikle depolama alanında ilerlemeler kaydedildikçe bu dezavantajların azalması beklenmektedir. Şu an için iyi bir planlama ve destekleyici önlemlerle (örneğin şebeke bağlantısı, finansman desteği) bu dezavantajlar yönetilebilir düzeydedir. Nitekim birçok yatırımcı için uzun vadeli avantajlar, sayılan dezavantajların yaratacağı etkiden daha ağır basmaktadır.
Tarla için güneş paneli kurulumu ömrü ne kadardır?
Güneş paneli kurulumlarının ekonomik ve teknik ömrü oldukça uzundur. Genel olarak bir güneş paneli sisteminin ömrü 25-30 yıl olarak kabul edilir. Bu süre içinde paneller kademeli olarak performans kaybına uğrasa da çalışmaya devam ederler. Çoğu üretici, paneller için 25 yıl sonunda en az %80 verim garantisi vermektedir. Bu da 25 yılın sonunda panelin başlangıç kapasitesinin yaklaşık dörtte birini kaybedip dörtte üçünü koruduğu anlamına gelir. Örneğin 400 W’lık yeni bir panel, 25 yıl sonra en az ~300 W üretebiliyor olacaktır.
İnvertörler gibi elektronik bileşenlerin ömrü ise panellerden biraz daha kısadır. Tipik bir inverterin kullanım ömrü 10-15 yıl civarındadır. Bu süre sonunda invertörde arızalar artabileceğinden yenisiyle değiştirmek gerekebilir. Dolayısıyla 30 yıllık bir santral ömründe en az bir kez inverter yenileme maliyeti plana dahil edilmelidir. Son yıllarda inverter teknolojileri gelişerek ömürleri uzasa da, 20 yıl üzeri sorunsuz çalışması nadirdir.
Montaj yapıları (çelik konstrüksiyon), düzgün galvanizleme yapıldıysa ve aşırı korozyona maruz kalmazsa 30 yıl ve üzerinde dayanabilir. Vidalı bağlantılar periyodik sıkıldığı ve paslanmaya karşı önlem alındığı takdirde taşıyıcı sistem ömürde kritik sınıra genelde ulaşmaz. Ancak çok nemli ve tuzlu ortamlarda (deniz kenarı gibi) paslanma oluşabileceğinden, bu durumda malzeme kalitesi iyi seçilmelidir.
Kablolar ve elektrik ekipmanları da uzun ömürlüdür. UV dayanımlı solar kablolar 25+ yıl dış ortamda bozulmadan görev yapar. Şalt ekipmanları (kesici, ayırıcı gibi) mekanik parçalar içerir ama yılda birkaç kez çalıştıkları için aşınma minimumdur. İyi tasarlanmış bir sistemde kablo yalıtımlarında çatlama olmadan 30 yıl dayanması beklenir.
Panel yüzeyindeki cam malzeme sertleştirilmiş olduğundan dolu yağışı gibi olaylara karşı dirençlidir. Yine de çok büyük dolu taneleri veya aşırı kuvvetli darbeler paneli çatlatabilir. Bu gibi beklenmedik durumlar dışında panellerin yapısal olarak bozulması nadirdir. Panel arkasındaki junction-box gibi bileşenlerde su yalıtımı iyi ise bunlar da ömür boyu gider.
Özetle, tarla için güneş paneli kurulumu en az 25 yıllık bir yatırım olarak düşünülmelidir. Nitekim Enerji Bakanlığı verilerine göre ülkemizde kurulu eski GES’lerin birçoğu 2014-2015 yıllarında devreye girmiş olup, bunların hala başlangıç performanslarına yakın çalıştığı görülmektedir. 30 yıl sonra dahi paneller belirli bir üretim yapacağı için, santralin tümüyle devreden çıkması söz konusu değildir; sadece verimi düşer. Bu noktada yatırımcı ikinci el panel değişimi veya teknoloji yenilemesi ile projeyi uzatabilir.
Ömür sonunda (30 yıl ve sonrası) panellerin geri dönüşümü/güvenli bertarafı konusu da gündeme gelir. Güneş panelleri geri dönüştürülebilir malzemeler içerdiğinden (cam, alüminyum, yarı iletkenler vs.), uygun tesislerde geri dönüştürülebilirler. Türkiye’de de önümüzdeki yıllarda panel geri dönüşüm sektörünün gelişmesi beklenmektedir.
Sonuç olarak tarla tipi bir güneş paneli sisteminin minimum 25 yıl, pratikte ise 30-35 yıl verimli olarak çalışması beklenir. Panellerin ve diğer bileşenlerin dayanıklılığı, düzenli bakım ve çevresel koşullara bağlı olarak bu süre daha da uzayabilir. Dolayısıyla bugünkü yatırımla gelecek nesillere kadar enerji üretimi mümkündür.
Tarla için güneş paneli kurulumu geri ödeme süresi kaç yıldır?
Güneş enerjisi yatırımının geri ödeme süresi (amortisman süresi), yapılan yatırımın kendini kaç yılda finanse ettiğini gösterir. Bu süre, projenin büyüklüğüne, bölgenin güneşlenme potansiyeline, elektrik fiyatlarına ve yararlanılan teşviklere göre değişkenlik gösterir. Türkiye genelinde tarla GES projelerinde geri dönüş süreleri ortalama 5-10 yıl bandındadır. Daha spesifik olarak:
- Ticari büyük ölçekli projelerde: Eğer üretilen enerji yüksek birim fiyattan offsetleniyorsa (örneğin bir işletme kendi ihtiyacını karşılıyor veya fazlasını iyi fiyata satıyor), geri dönüş süresi 3,5-5 yıl gibi oldukça kısa olabilmektedir. Bazı sanayi tesislerinin çatı/açık alan GES projelerinde 4 yıl civarı amortisman süreleri yakalandığı bilinmektedir. Bu durum özellikle elektrik maliyetlerinin yüksek, teşviklerin avantajlı olduğu senaryolarda ortaya çıkar.
- Konut ve küçük ölçekli projelerde: Tüketim az ve tarifeler nispeten düşük olduğundan geri dönüş biraz daha uzun olabilir. Türkiye’de ortalama bir konut ölçeği (5-10 kW) sistemin kendini 6-7 yılda amorti ettiği belirtilmektedir. Küçük çiftlik ölçeğinde (örneğin 20-30 kW) de bu süre 6-8 yıl civarındadır. Bunun sebebi, kurulum maliyetinin birim başına biraz yüksek olması ve tüketimin daha düşük seviyede kalabilmesidir.
- Öz tüketim yapan tarımsal abonelerde: Tarımsal sulama aboneleri, elektriği tarımsal sulama tarifesinden alırlar ve devlet desteğiyle birim fiyatları görece düşüktür. Bu nedenle sadece sulama amacıyla kurulan bir GES’in geri dönüşü, ticari işletmelere göre biraz daha uzun olabilir (belki 8-10 yıla kadar çıkabilir). Ancak son yıllarda tarımsal elektrik tarifeleri de yükseldiğinden, GES yatırımı sulama aboneleri için de çekici hale gelmiştir.
- Dövizle borçlanma vs TL ile yatırım: 2021-2022 döneminde bazı yatırımcılar TL bazlı krediyle GES yaptılar ve yüksek enflasyon nedeniyle 3 yılda geri dönüş sağladılar, hatta daha bile kısa sürede yatırım kendini ödedi. Ancak dövizle veya yüksek faizle borçlananların geri dönüşü 7-8 yıla uzayabilmektedir. Yani finansman koşulları da süreyi etkiler.
- Teşviklerin etkisi: Eğer yatırım teşvik belgesi ile KDV muafiyeti, vergi indirimi gibi avantajlar kullanıldıysa proje maliyeti düşeceği için geri dönüş süresi de kısalır. Örneğin %18 KDV muaf tutulursa baştan %18 avantaj demektir; bu belki 1 yıl kazandırır. Ayrıca fazla enerjiyi devlete satmada alınan birim fiyatın yüksek oluşu (örneğin perakende tarifeden alım), geliri artırarak geri dönüşü hızlandırır.
Yapılan bir hesaplamaya göre, 2025 itibarıyla ticarethane tarifesinden offset yapan 100 kW’lık bir sistem ~5 yılda kendini öderken, aynı sistemin tüm elektriğini düşük fiyatlı YEKDEM’e satması halinde ~7-8 yılda ödeyebilmektedir. Bu da yine kullanım senaryosuna bağlıdır.
Piagrid’in 2025 analizi, güneş enerjisi santrallerinin Türkiye’de ortalama 7-10 yıl içinde yatırımını karşıladığını, dünyada panel fiyatlarının düşmesiyle ideal durumlarda 4-5 yıla kadar inebildiğini belirtmektedir. Ancak Türkiye şartlarında kur dalgalanmaları vb. nedeniyle genellikle 7 yılın altına inmek zordur.
Sonuç olarak, tarla için güneş paneli kurulumu yapan bir yatırımcı, kabaca 5-8 yıl arası bir sürede harcadığı parayı elektrik tasarrufu ve satış gelirleri sayesinde geri kazanmayı bekleyebilir. Bu süre tamamlandıktan sonra da yaklaşık 20 yıl daha ücretsiz elektrik üretimi devam edecektir. Geri dönüş süresini daha kesin hesaplamak için projenin bulunduğu ildeki yıllık güneş enerjisi üretimini ve elektrik birim maliyetlerini dikkate alarak fizibilite yapmak gerekir. Ama genel kabul, iyi planlanmış bir GES yatırımının kendini ortalama 7 yıl civarında amorti etmesidir ki bu birçok yatırım için oldukça makul bir süredir.
Tarla için güneş paneli kurulumu vergilendirme ve KDV uygulaması nasıldır?
Güneş enerjisiyle elektrik üretimi yapan bireyler ve işletmeler için devlet çeşitli vergi avantajları sağlamıştır. Vergilendirme konusunda en önemli husus, lisanssız elektrik satış gelirlerine ilişkin muafiyetlerdir. 2018 yılında yapılan düzenlemeyle, konut ve benzeri abonelerin 10 kW’a kadar olan güneş enerjisi sistemlerinden elde ettikleri gelir gelir vergisinden muaf tutuldu. 2022’de bu sınır 25 kW’a, 2023’te ise 50 kW’a çıkarıldı. Yani bir gerçek kişi çatısına veya tarlasına 50 kW’a kadar GES kurduğunda, fazladan ürettiği elektriği satıp elde ettiği kazanç için gelir vergisi ödemiyor. Bu muafiyet tarımsal sulama abonelerini de kapsayacak şekilde genişletilmiştir (tarımsal aboneler de aynı kapsamda değerlendirilir, eğer tesis şahıs adına ise). Dolayısıyla küçük ve orta ölçekli üreticiler için elektrik satışı geliri vergisiz kazanç haline gelmiştir.
KDV (Katma Değer Vergisi) konusunda, GES kurulumu mal ve hizmetlerinde normalde %18 KDV uygulanır. Ancak yatırım teşvik belgesi alan projeler için KDV istisnası mevcuttur. Özellikle yenilenebilir enerji yatırımları, bölgesel teşvik kapsamında KDV muafiyeti alabilmektedir. Fiilen, 2022’ye kadar yapılan geçici düzenlemelerle 2025 sonuna kadar işletmeye girecek yenilenebilir enerji tesisleri yatırım teşvik belgesi kapsamında KDV ödemeden panel, ekipman tedarik edebilmektedir. Bunun için projenin Sanayi Bakanlığı’ndan teşvik belgesi alması gerekir. Ayrıca bu teşvik belgesi kapsamında gümrük vergisi muafiyeti de vardır, yani ithal edilen panel, inverter gibi ekipmanlarda gümrük vergisi ödenmez.
Gelir/Kurumlar Vergisi İndirimi: Eğer yatırım teşvik belgesi alınmışsa, projeden elde edilen kazanç için Kurumlar Vergisi oranında indirim uygulanır (bölgesine göre değişmekle birlikte %70’e varan vergi indirimi imkanı). Bu daha çok şirket statüsünde büyük projeler için geçerlidir. Küçük şahıs projelerinde ise zaten gelir vergisi muafiyeti bulunduğundan ayrıca bir vergi söz konusu olmaz.
Belediye ve harçlar: Lisanssız GES kurulumlarında, bazı belediyeler inşaat ruhsat harcı almayabiliyor veya sembolik alıyor. Ayrıca lisanssız olduğu için yıllık lisans bedeli gibi şeyler yoktur. Dağıtım şirketine ödenen çağrı mektubu bedeli ve sistem kullanım bedelleri dışında düzenli bir vergi ödemezler.
Elektrik Satışında Vergiler: Fazla enerjiyi sattığınızda, size ödenecek bedelden herhangi bir vergi kesintisi yapılmaz. Ancak sistem kullanım bedelleri mahsuplaşma öncesi faturanıza yansır. Örneğin, üretiminiz tüketiminizi aşıp dağıtım şirketinden alacaklı durumda olsanız bile, faturada aktif enerji bedeli negatif olurken dağıtım bedeli kalemleri (iletişim sistemi kullanım bedeli, iletim bedeli vs.) pozitif olarak yer alır. Bu bedellerin hesaplanması EPDK’nın tarifelerine göre yapılır ve genellikle ödemesini aldığınız enerji gelirinden düşülmüş olur. Yani elde ettiğiniz net gelir, dağıtım maliyetleri düşüldükten sonraki tutardır (bu bir vergi değil, sistem kullanım ücreti niteliğindedir).
Net Metering Gelirleri: Konut ve işletmeler için mahsuplaşma sonucunda oluşan gelirler, mevzuatta “vergiden müstesna” kabul edildiği için herhangi bir fatura kesme/vergilendirme işlemi gerektirmez. Dağıtım şirketi bunu otomatik mahsuplaştırır ve gerektiğinde ödeme yapar.
Özetlemek gerekirse: 50 kW altı lisanssız GES üreticileri için gelir vergisi muafiyeti büyük bir avantajdır. KDV yönünden ise eğer yatırım teşvik belgesi yoksa kurulum sırasında KDV ödenir, işletme aşamasında sattığınız elektrik için siz KDV hesaplamazsınız (dağıtım şirketi nihai tedarikçi olarak tüketiciye satarken KDV uygular). Yatırım teşvikli büyük projelerde KDV, gümrük vergisi istisnası ve kurumlar vergisi indirimi gibi ek avantajlar devreye girer. Tarım sektöründe GES kuran bir çiftçi, çoğu durumda vergi yüküyle karşılaşmadan, neredeyse tüm kazancını net olarak elde edebilir. Bu da güneş enerjisi yatırımının cazibesini artıran önemli bir faktördür.
Tarla için güneş paneli kurulumu elektrik tarifesi ve enerji satışı nasıl olur?
Tarla GES’lerinin ürettiği elektriğin şebekeye satışı ve uygulanan tarifeler, lisanssız elektrik üretim mevzuatı çerçevesinde düzenlenmiştir. Elektrik tarifesi burada iki açıdan ele alınabilir: tüketimden tasarruf edilen kısım ve şebekeye verilen kısmın satışı.
Öncelikle, GES sahibi bir çiftçi veya işletme, ürettiği elektriği öncelikle kendi tesisinde kullanacağından, bu kısım için dolaylı olarak gelir, mevcut elektrik faturasında düşüş olarak ortaya çıkar. Bu tasarruf, kullanılan abone grubunun tarifesi üzerinden değer kazanır. Örneğin tarımsal sulama abonesi iseniz, GES üretiminiz sayesinde o tarifenin birim fiyatı kadar her kWh için kazançlı olursunuz. Ticarethane abonesiyseniz daha yüksek birim fiyatla tasarruf sağlarsınız.
Şebekeye satış (mahsuplaşma) mekanizması: Lisanssız üreticiler için aylık mahsuplaşma uygulanır. Ay sonunda, ürettiğiniz enerji miktarı, tükettiğiniz enerjiyle karşılaştırılır. Eğer üretim > tüketim ise net fazla kWh ortaya çıkar; eğer tüketim > üretim ise eksik kısmı normal şekilde ödersiniz. Net fazla enerji oluştuğunda, dağıtım şirketi bu fazla enerjiyi satın alır. Konut ve ticarethane gibi aboneler için ödenen birim fiyat, ilgili abonenin tarifesine eşit belirlenmiştir. Yani evinizin çatısındaki GES ayda 100 kWh fazla verdiyse, dağıtım şirketi bunu ev elektriği birim fiyatı örneğin 2 TL/kWh ise 200 TL olarak size öder. Bu ödeme genelde takip eden ay faturasında alacak olarak gösterilir veya şirket hesabınıza yatırır.
Daha büyük lisanssız tesislerde (örneğin 100 kW, 500 kW gibi) de aylık mahsuplaşma yapılır ancak burada fiyatlandırma, YEKDEM mekanizmasına göre veya piyasa takas fiyatı üzerinden olabilir. 2019 düzenlemesi sonrasında, tüketim fazlası enerjinin satın alınmasında uygulanan tarife, EPDK tarafından belirlenen ve dağıtım şirketinin yayınladığı “Enerji Alış Tarifesi”dir. Genellikle bu, o ayki piyasa oluşan ağırlıklı ortalama enerji bedeli olur. Son kullanıcıya göre biraz daha düşük olabilir. Örneğin 2025’te bir sanayi GES fazla enerjisi için EPİAŞ fiyatı diyelim 1.5 TL/kWh ise, o fiyattan ödenir. Ancak 10 kW altı konut için bu sınırlandırma olmadığından perakende fiyat uygulanır.
Tarifelerin güncellenmesi: EPDK, net metering kapsamında konut ve küçük işyerleri için cazip bir tarife uygulamıştır. Bunun yanında, 5 MW’a kadar lisanssız GES’lerin fazla enerji satışında USD endeksli sabit tarife dönemi bittiği için, artık satış fiyatı TL ve enflasyona/döviz kuruna göre düzenli güncellenmektedir. Örneğin 2021-2022 döneminde güneş enerjisi için taban alım fiyatı 32 kuruş/kWh olarak belirlendi ve bu tutar her çeyrekte enflasyon-kur formülüne göre artmaktadır. 2025 yılında bu taban fiyat birkaç kat artmış olabilir (çünkü kur ve enflasyon yükseldi). Fakat lisanssız projelerin çoğu zaten öz tüketim ağırlıklı olduğu için, üretici genelde perakende fiyat üzerinden değerlendirme yapar.
Enerji satışının sözleşmesel yönü: Lisanssız üreticiler dağıtım şirketiyle “Bağlantı ve Sistem Kullanım Anlaşması” imzalarken, fazla enerjinin satışına dair hükümler de içerir. Satış için ayrıca bir süreç gerekmez; dağıtım şirketi bu enerjiye aracılık eder ve piyasadan tahsil ettiği bedeli üreticiye iletir. Bu bağlamda, üreticinin doğrudan enerji piyasasında işlem yapmasına gerek kalmamaktadır. (Lisanslı bir santral olsaydı, PMUM’a kayıt olup Piyasa Takas Fiyatı üzerinden satış yapması gerekirdi.)
Elektrik faturası yansıması: Mahsuplaşma sonunda eğer üretim fazlaysa, bir alacak faturası durumu doğabilir. Küçük üreticilerde bu meblağ gelecek faturalarda düşülebildiği gibi, belirli bir tutarın üzerinde ise üretici talebiyle nakden ödenir. Dağıtım şirketleri genellikle yılda bir nakit ödeme yapma opsiyonu sunar, aksi halde sonraki tüketim faturalarından mahsup etmeyi tercih eder.
Sonuç olarak, tarla için güneş paneli kurulumu yapan bir kişi, ürettiği elektriği öncelikle kendi tarifesinden tasarruf ederek kullanır, varsa fazlasını da devletin belirlediği alım tarifesiyle şebekeye satar. Küçük tesisler için avantajlı bir tarife (perakende eşdeğeri) uygulanırken, büyükler için piyasa fiyatına yakın bir bedel söz konusudur. Bu sistem, yenilenebilir enerji üreticisinin mağdur olmadan enerjisini değerlendirmesini sağlayan bir mekanizmadır. Kısaca: Kendi tüketiminizi düşersiniz, fazlasını satarsınız, böylece yatırımınız hem tasarruf hem gelir getirir.
Tarla için güneş paneli kurulumu riskleri ve güvenlik önlemleri nelerdir?
Güneş enerjisi santralleri genel olarak güvenli sistemlerdir, ancak yine de bazı riskler barındırabilir ve bunlara karşı alınacak önlemler mevcuttur:
- Elektriksel Riskler (Çarpılma ve Kaçaklar): GES’de paneller ve kablolar DC yüksek gerilim (küçük tesislerde 600-1000V, büyüklerde 1500V DC) taşır. İnvertör çıkışında da AC 220/380V veya orta gerilim 34.5 kV olabilir. Bu nedenle sistemde çalışan personel için elektrik çarpması riski vardır. Önlem olarak tüm akım taşıyan noktalar yalıtılmıştır ve yetkisiz erişime kapalı olmalıdır. Topraklama sistemi düzgün kurulmalı, tüm metal aksamlar topraklanmalıdır. Kaçak akım röleleri ve aşırı akım koruma elemanları devrede olmalıdır. Bakım sırasında panellerin DC bağlantıları ayırıcı anahtarlarla (DC disconnect) kesilerek güvenli çalışma sağlanır.
- Yangın Riski: Doğru kurulmuş bir güneş enerji sisteminde yangın riski oldukça düşüktür. Paneller kendileri yanıcı değildir, ancak bir elektrik arkı oluşursa yangın çıkarabilir. Özellikle gevşek bağlantılar veya hasarlı kablolar ark riski doğurabilir. Bunu önlemek için konektör bağlantıları doğru yapılmalı, kalitesiz malzeme kullanılmamalıdır. Tüm kablo geçişleri spiral boru veya koruge içinde olmalı, kemirgen ve dış etkenlerden korunmalıdır. Trafo ve invertör odalarında yangın söndürücüler bulundurulmalı, termal kameralarla periyodik kontroller yapılarak aşırı ısınan bir bağlantı var mı tespit edilmelidir. Ayrıca panel altında kuru ot birikmemesi, tesis çevresinde kolay yanıcı malzeme bulundurulmaması gerekir.
- Fırtına, Rüzgar ve Doğal Afet Riskleri: Panellerin montaj yapıları, bulundukları bölgenin en şiddetli rüzgar yüküne dayanacak şekilde tasarlanır. Yine de aşırı bir fırtınada zayıf montaj yapılmış bir panel savrulabilir veya yapısal zarar görebilir. Bu risk, statik hesap ve sağlam konstrüksiyon ile minimize edilir. Ayrıca olası bir depremde panellerin düşmemesi, esneyerek sismik yüke dayanması için bağlantılar uygun yapılır. Yıldırım düşmesi riski için de sahaya paratoner veya yeterli sayıda yıldırım koruma şeridi tesis edilir; parafudr cihazları inverter ve panolarda yüksek gerilim darbelerini sönümler.
- Hırsızlık ve Vandalizm: Geniş tarlalara kurulu paneller, kırsal alanda korumasız kalırsa hırsızlık hedefi olabilir. Panel, kablo veya invertör hırsızlığı görülmüştür. Buna karşı tel örgü ile çevreleme, aydınlatma ve güvenlik kameraları ve alarm sistemleri kurulması önerilir. Büyük tesislerde 7/24 güvenlik görevlisi bulundurmak da uygulanır. Panellerin çerçeveleri özel vidalarla sabitlenerek kolay sökülememesi sağlanabilir.
- Sağlık ve EMF Riski: Güneş panelleri elektrik ürettikleri için elektromanyetik alan (EMF) oluştururlar ancak bu çok düşük seviyededir ve bilinen bir sağlık riski yoktur. Yine de bazı düzenlemeler, GES’lerin yerleşim alanlarından çok uzak olmasını ister. Gezegensolar kaynaklı tavsiyelerde, panellerin insanların sürekli bulunduğu binalardan uzakta kurulması, olası teknik arıza veya ender EMF etkileri için tedbir kabul edilmiştir. Pratikte ise çatı GES’ler şehir içinde de kurulduğundan sağlığı tehdit eden bir durum olmadığı anlaşılmaktadır.
- Gölgelenme ve Yansıma: Yakın çevredeki yapılar veya ağaçlar panellere gölge düşürürse üretimi etkiler. Bu bir risk değil, verim sorunudur. Planlama aşamasında hesaplanır ve panel yerleşimi buna göre yapılır. Yansıma (glare) riskine karşı da paneller genelde ışığın çoğunu soğurur; çok düşük açılarda sabah/akşam parlaması olabilir. Eğer yakında havaalanı veya sürücülerin gözünü alacak bir yol varsa, bu durum etüt edilip gerekli açıda panel yerleştirilir (gerekirse anti-reflektif kaplamalı paneller kullanılır).
- Bakım ve İşletme Hataları: Yetersiz eğitimli personelin bakım yaparken DC devreyi ayırmadan çalışması, ters polarite bağlantı yapması gibi hatalar risk oluşturur. Bu nedenle sistem devreye alınmadan önce işletme personeline eğitim verilmeli, ayrıntılı İşletme-Bakım Talimatları hazırlanmalıdır. Uyarı levhaları (“Dikkat Yüksek Gerilim – DC” gibi) panolara ve görünür yerlere asılmalıdır.
Özetle, tarla GES kurulumlarında riskler uygun mühendislik, kaliteli ekipman ve sıkı güvenlik önlemleriyle kontrol altına alınabilir. Topraklama standartlara uygun yapıldığı, sigorta/röle sistemleri kurulduğu sürece elektriksel güvenlik sağlanır. Fiziksel güvenlik için çevreleme ve izleme şarttır. Doğal afetlere dayanıklılık ise proje tasarımının bir parçasıdır. Bu önlemler alındığında güneş santralleri oldukça güvenli tesisler olarak işletilir. Nitekim ülkemizde kurulu binlerce GES, bugüne kadar ciddi bir can güvenliği sorunu yaşanmadan faaliyetini sürdürmektedir.

Tarla için güneş paneli kurulumu riskleri ve güvenlik önlemleri nelerdir?
Tarla için güneş paneli kurulumu için mühendislik ve proje gereklilikleri nelerdir?
Tarla tipi bir GES projesi, mutlaka yetkin mühendisler tarafından tasarlanmalı ve projelendirilmelidir. Elektrik mühendisliği ve inşaat/makine mühendisliği disiplinlerini içeren projelendirme çalışmaları, hem yasal zorunluluktur hem de güvenli ve verimli bir sistem için şarttır.
Başlıca mühendislik ve proje gereklilikleri şunlardır:
- Teknik Proje ve Çizimler: GES kurulumu için bir dizi proje belgesi hazırlanır. Bunların başında Tek Hat Şeması (Single Line Diagram) gelir. Bu şema, güneş paneli dizilerinin, inverterlerin, AC panoların, trafonun ve şebeke bağlantı noktasının nasıl bağlandığını tek hat üzerinden gösterir. Ayrıca Kapasite – Güç Akış Analizi yapılır, üretilen gücün şebeke etkisi hesaplanır. Bir Elektrik Proje Dosyası, kısa devre hesapları, koruma ayarları, kablo kesit hesapları gibi mühendislik hesaplarını içermelidir.
- Statik ve Çelik Yapı Projesi: Panellerin montaj yapılacağı taşıyıcı konstrüksiyon için arazi ve rüzgar yüklerine göre statik hesap yapılır. Bir inşaat mühendisi veya makine mühendisi tarafından, yönetmeliklere uygun şekilde çelik profil boyutları, temel detayları hesaplanır. Özellikle çok rüzgarlı bölgelere kurulacak GES’lerde bu statik proje kritik önem taşır. Çatı projesinden farkı, tarla GES’te zemin yapısına uygun temel dizaynının (kazık, beton blok vs.) yapılması gereğidir.
- Topraklama ve Koruma Projesi: Tüm sistemin bir topraklama projesi çizilir ve hesapları yapılır. Topraklama direnci hedefi konur ve yeterli sayıda topraklama elektrodu planlanır. Ayrıca parafudr yerleşimi ve yıldırımdan korunma için paratoner tasarımı (gerekliyse) proje mühendisince belirlenir. Bu koruma bileşenlerinin yerleri ve bağlantıları projede gösterilir.
- SCADA ve İletişim Projesi: Büyük sistemlerde uzaktan izleme ve kontrol için SCADA kurulacaksa, bunun için iletişim altyapısı (kablolu/fiber ya da GSM modemli) tasarlanır. Dağıtım şirketi genellikle 1 MW üstü tesislerde anlık izleme ister; bu durumda telemetri sistemine dair proje sunmak gerekir.
- Belgeli Mühendislik ve Onaylar: Projeyi hazırlayan elektrik mühendisinin Elektrik Mühendisleri Odası kayıt belgesi ve SMM (Serbest Müşavir Mühendis) belgesi olmalıdır. Hazırlanan projeler, dağıtım şirketinin onayına sunulur. Dağıtım şirketi veya TEDAŞ proje onay birimi, projeyi inceler ve uygun görürse onaylar. Bu aşamada eksik/hatalı nokta varsa düzeltme istenebilir. Ayrıca imar açısından belediye/il özel idare de proje incelemesi yapabilir (özellikle trafo binası vs. varsa). Proje onayı alınmadan kurulum yapılması yasal değildir.
- Çağrı Mektubu ve İlgili Kurum Koordinasyonu: Mühendislik sürecinin parçası olarak, distribütör firma (dağıtım şirketi) ile koordineli çalışmak gerekir. Örneğin eğer saha ile trafo merkezi arasında hat çekilecekse, güzergahta TEDAŞ’ın standartlarına uygun direk planları çizilir. İrtifak hakkı gerekecekse harita mühendisiyle çalışma yapılıp kamulaştırma/irtifak planları hazırlanır. Bütün bunlar proje kapsamında ele alınır.
- Test ve Devreye Alma Prosedürleri: Proje aşamasında ayrıca kabul testlerinin prosedürleri planlanır. İnverter ayarları, röle koordinasyon planı vb. dokümanlar hazırlanır. Mühendislik gereği, devreye alma öncesi geçici kabul formları doldurulur, saha testleri (topraklama ölçümü, invertör testleri, koruma testleri) proje sorumlusu mühendis tarafından organize edilir.
- Standardizasyon: Kullanılacak tüm ekipmanların uygun standartta olması mühendislik gereğidir. Projede, panellerin IEC 61215, inverterlerin IEC 62109, kabloların TSE/IEC standartlarına uygun olduğu belirtilir. Bu, hem güvenlik hem dağıtım şirketi onayı için gereklidir.
- Dökümantasyon: Son olarak, tüm mühendislik hesapları, çizimler, ekipman katalogları bir araya getirilerek başvuruda Proje Dosyası olarak sunulur. İnşaat bitince de Gerçekleşme Projesi (As-built) hazırlanır ve kurumlara teslim edilir. Bu belgeler, ileride bakım veya denetimlerde referans alınır.
Özetle, tarla için güneş paneli kurulumu, çok disiplinli bir mühendislik tasarım süreci gerektirir. Elektrik, inşaat, mekanik ve harita mühendisliği ayaklarının uyum içinde çalışmasıyla güvenli ve performanslı bir tesis oluşturulur. Türkiye’de yasal olarak da 100 kW üstü sistemlerin proje onayını TEDAŞ (Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.) veya dağıtım şirketleri yapar; bu da ancak lisanslı mühendislerin hazırladığı projelerle mümkündür. Dolayısıyla, bir GES yatırımı düşünen tarla sahibi, mutlaka uzman bir proje firması veya mühendis ile çalışmalı, gelişi güzel kurulum yoluna gitmemelidir.
Tarla için güneş paneli kurulumu ile ilgili güncel mevzuat ve yönetmelikler nelerdir?
Güneş enerjisi santrallerinin kurulumu ve işletimi, çeşitli kanun ve yönetmeliklerle düzenlenmiştir. 2025 itibarıyla, tarla GES kurulumu ile doğrudan ilgili olan başlıca mevzuat ve düzenlemeler şunlardır:
- 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu: Bu kanunun özellikle 14. maddesi lisanssız elektrik üretimini düzenler. Lisanssız üretim yapabilecek tesislerin kapsamı ve sınırları kanunla belirlenmiştir. Örneğin, bir gerçek veya tüzel kişinin kendi ihtiyacını karşılamak üzere 5 MW’a kadar yenilenebilir enerji tesisi kurabileceği hükmü bu kanuna dayanmaktadır. Yine aynı kanun, dağıtım şirketlerinin bu başvuruları kabul etme usullerine de ışık tutar.
- Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği (12 Mayıs 2019 tarihli): Resmî Gazete’de 12.05.2019’da yayınlanan ve yürürlüğe giren bu yönetmelik, lisanssız GES kurulumunun çerçevesini çizer. Önemli değişiklikler getiren 2019 yönetmeliği, lisanssız üst sınırı 5 MW yapmış ve arazi üzeri GES’leri sadece belirli şartlara bağlamıştır (tarımsal sulama, arıtma tesisi gibi kamu ihtiyaçları için). Bu yönetmelik; başvuru süreci, bağlantı koşulları, ölçüm ve mahsuplaşma esasları gibi konuları detaylı olarak kapsar. Lisanssız GES yapacak her yatırımcının bu yönetmeliğe hakim olması gerekir.
- TEDAŞ Teknik Bağlantı Şartnameleri: Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. ve bağlı bölge dağıtım şirketleri, GES’lerin dağıtım şebekesine bağlanmasına ilişkin teknik şartnameler yayımlar. Örneğin “Dağıtım Sistemine Yenilenebilir Enerji Kaynaklı Üretim Tesislerinin Bağlantısı Teknik Şartnamesi” gibi dokümanlar, trafo bağlantısı, koruma ayarları, uzak erişim gibi hususları standartlaştırır. Proje onaylarında bu şartnamelere uygunluk aranır.
- Marjinal Tarım Arazileri Düzenlemeleri: Güneş santrali kurulacak arazinin tarım dışı kullanıma onayı, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve ilgili yönetmeliklerle düzenlenmiştir. Tarım arazilerinin alternatif kullanımı için İl Tarım ve Orman Müdürlüklerinden izin alınmasına dair usuller bulunur. Bu mevzuat gereği, mutlak veya özel ürün arazilerini enerjiye çevirmek yasaktır; marjinal şartı aranır. Marjinal arazi tespit ve onay süreci de bu mevzuat kapsamında yürütülür.
- Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği: 25.11.2014 tarihli ÇED yönetmeliği eki listelere göre, 1 MW ve üzeri güneş enerjisi santralleri ÇED’e tabidir, ancak genellikle “ÇED Gereklidir/Gerekli Değildir” kararı şeklinde ilerler. 10 MW ve üzeri projelerde ÇED raporu hazırlama zorunluluğu vardır. 1-10 MW arası için ise ÇED muafiyet yazısı alınması pratiği vardır (ÇED muafiyeti Genellikle verilir). Bu mevzuat uyarınca tarla GES projesi için ilgili Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne başvuru yapılıp ÇED sürecinin tamamlanması gerekir.
- Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kanunu (5346 sayılı): Bu kanun, yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimini teşvik eden yasa olup, 8. maddesi özellikle lisanssız üretimde hazine arazisi tahsisi ve indirimli kullanım bedellerini içerir. Örneğin hazine arazisi üzerine kurulacak GES zamanında işletmeye girerse 10 yıl süreyle irtifak bedelinde %85 indirim uygulanacağı kanunun 8. maddesinde yazar. Bu kanun ayrıca YEKDEM desteklerini, yerlilik teşviklerini de belirler.
- Milli Emlak Tebliğleri: Hazine arazilerinin yenilenebilir enerji projelerine kiralanması konusunda Emlak Genel Tebliği’nde değişiklikler yapılmıştır (Örn: 19.04.2022 tarihli Milli Emlak Tebliği). Bu düzenlemeler, hangi şartlarda ve nasıl hazine arazisi kiralanabileceğini, ihale süreçlerini ortaya koyar. GES için hazine arazisi kiralamak isteyenler bu mevzuata göre İl Çevre ve Şehircilik (Milli Emlak) Müdürlüklerine başvurur.
- Dağıtım ve İletim Yönetmelikleri: TEİAŞ’ın Elektrik Şebeke Yönetmeliği ve Dağıtım Yönetmeliği, üretim tesislerinin şebeke işletimine dair teknik kurallarını barındırır. Örneğin, “üretim tesisi kurulu gücünün tüketim tesisini 30 katından fazla olamayacağı” kuralı 2016’da getirilmişti (gerçi 2019’da tüketim gücünü geçemez kuralıyla değişti). Bu tarz sınırlamalar, TEİAŞ ve dağıtım mevzuatından kaynaklanır.
- EPDK Karar ve Tebliğleri: EPDK, lisanssız üretim başvuruları, çağrı mektubu dağıtımı, bölgesel kapasite ilanları gibi konularda zaman zaman kurul kararları alır. Örneğin her yıl TEİAŞ’ın açıkladığı trafolardaki kapasiteyi EPDK duyurabilir. Yine, mahsuplaşma usulüne ilişkin tebliğler EPDK tarafından yayınlanmıştır (2019’da net metering usul esasları gibi). Güncel kalmak için EPDK’nın web sitesindeki duyurular takip edilmelidir.
- İmar ve Yapı Ruhsat Mevzuatı: GES’lerin yapısal elemanları (trafo binaları, çitler vs.) için imar izni gerekebilir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2019’da yaptığı düzenleme ile çatı üstü GES’ler için ruhsat muafiyeti getirilmişti, ancak arazi GES’ler genelde yapı ruhsatına tabi kabul edilir. Belediyeler/İl Özel İdareler bazı durumlarda tarımsal amaçlı GES’leri tarımsal yapı sayıp ruhsat aramayabiliyor. Ancak bu konu illere göre farklılık gösterebilir. Genel kural, sabit bir yapı ve bina inşa ediliyorsa (örneğin bir kontrol odası, trafo merkezi binası) bunun ruhsatlandırılmasıdır.
Yukarıdaki mevzuat listesi, tarla GES kurulumu sürecinde göz önünde bulundurulacak temel hukuki çerçeveyi çizer. Sonuç olarak, bir tarla GES yatırımcısının Elektrik Piyasası Kanunu ve Lisanssız Üretim Yönetmeliği başta olmak üzere ilgili yönetmelikleri incelemesi; Tarım, Çevre ve İmar mevzuatına da vakıf olması gerekir. Bu mevzuatlar zaman içinde güncellenebildiğinden, 2025 yılı itibarıyla en son değişiklikleri takip etmek önemlidir (örn. EPDK’nın 2023’te aldığı kararlar gibi). Özellikle lisanssız üretim konusunda EPDK’nın 21.06.2019 tarihli düzenlemesi sektörde bir dönüm noktasıdır ve halen geçerli ana çerçeveyi belirlemektedir.
Tarla için güneş paneli kurulumu için başvuru süreci nasıldır?
Tarla üzerinde güneş paneli kurulumu yapabilmek için belirli bir başvuru ve izin sürecini adım adım takip etmek gerekir. Temel olarak süreç şu şekilde ilerler:
- Ön Hazırlık ve Etüt: Öncelikle arazi uygunluğu değerlendirilir (mülkiyet durumunun netleştirilmesi, marjinal tarım arazisi raporu alımı vb.). Bölgenin trafo kapasitesi araştırılır; TEİAŞ veya dağıtım şirketi kaynaklarından ilgili trafo merkezinin lisanssız kapasitesi olup olmadığı öğrenilir. Ayrıca varsa rüzgar/güneş ölçümleri incelenir. Bu aşamada bir fizibilite çalışması yapılarak yatırımcı kendi kararını netleştirir.
- Dağıtım Şirketine Başvuru: İlgili dağıtım şirketine lisanssız üretim bağlantı başvurusu yapılır. Başvuru dönemi kısıtı yoksa (EPDK geçmişte dönemsel başvuru alımı yapıyordu, günümüzde kapasite müsaitse yıl boyu başvuru alınabilir), gerekli evraklarla müracaat edilir. Dilekçe, başvuru formu, kimlik/şirket belgeleri, tapu/kira kontratı, marjinal arazi raporu vb. bu aşamada sunulur (önceki soruda belgeler detayı verildi). Başvuru esnasında bir başvuru bedeli/teminat yatırılması gerekebilir, dağıtım şirketi mevzuat gereği bunu talep eder.
- Bağlantı Görüşü ve Değerlendirme: Dağıtım şirketi, ilgili trafoda kapasite varsa ve başvuru belgeleri tam ise teknik incelemeye başlar. Trafoya mesafe, hatta bağlantı noktası, bölgedeki diğer başvurular gibi kriterleri değerlendirir. Olumlu ise, belirli bir süre içinde (genelde 30-60 gün) Bağlantı Görüşü oluşturur. Ardından EPDK Lisanssız Yönetmelik hükümlerine göre uygun bulduğu başvuruya Bağlantı Çağrı Mektubu gönderir. Bu mektup, “Şu trafo merkezine, şu güçte, şu noktadan bağlanmanız uygundur” şeklinde bir davettir. Eğer birden fazla başvuru aynı kapasiteye başvurmuşsa, bağlantı kapasiteleri paylaşılabilir veya öncelik tüketim kapasitesine göre belirlenir.
- Proje Tasarımı ve Onayı: Çağrı mektubunu alan yatırımcı, genellikle 180 gün içinde (bu süre yönetmelikle belirlenir) tesisin projelerini hazırlayıp dağıtım şirketine sunmalıdır. Bu projeler, tek hat şeması, elektriksel hesaplar, panel yerleşim planı vs. içerir. Dağıtım şirketi veya yetkilendirdiği TEDAŞ birimi projeleri inceler, gerekli düzeltmeleri bildirir. Sonunda Proje Onayı verilir. Bu onay, inşaata başlama izni gibidir.
- İnşaat ve Kurulum: Proje onayından sonra, arazi üzerinde inşaat çalışmalarına girişilir. Panel sahası hazırlanır (düzleme, çit çekme vs.), montaj ekipmanları kurulup paneller yerleştirilir, kablo kanalları döşenir, invertör ve trafolar monte edilir. Bu süreçte yerel belediye/özel idare mevzuatına göre inşaat ruhsatı alındıysa denetimler olabilir. Yaklaşık birkaç ay süren kurulum sonunda sistem tamamlanır.
- Geçici Kabul Başvurusu: Kurulum bitince, tesisin işletmeye alınabilmesi için dağıtım şirketine geçici kabul talebi yapılır. Dağıtım şirketi teknik ekipleri sahada inceleme yapar (yedek temsilci de EPDK’dan olabilir). Panellerin, inverterlerin, koruma rölelerinin vs. projeye uygun kurulup kurulmadığı kontrol edilir. Aynı zamanda performans testleri ve koruma testleri yapılır. Eğer eksik yoksa Geçici Kabul Tutanağı düzenlenir ve santral devreye alınır.
- Sözleşmelerin İmzalanması: Geçici kabul sonrasında yatırımcı ile dağıtım şirketi arasında Sistem Kullanım Anlaşması imzalanır. Bu anlaşma, santralin şebekeye bağlanmasının resmî sözleşmesidir ve enerji alış-satış şartlarını da içerir. Ayrıca bölgenin görevli tedarikçisi ile mahsuplaşma/satış konularında bir ikili anlaşma (genellikle otomatik dahil edilir) yapılır.
- İşletme ve Bildirimler: Santral üretime başladıktan sonra EPDK’ye kayıtlar gönderilir, EPİAŞ piyasa kayıtlarına girer (lisanssızlar için kayıt işlemi büyük ölçüde dağıtım şirketi tarafından yapılır). Her ay üretim-tüketim bildirimleri, faturalaşma süreçleri başlar.
Bu süreçte dikkat edilmesi gereken bazı noktalar: Zamanında işlemler: Çağrı mektubunun bir geçerlilik süresi vardır; içinde projeyi onaylatmak gerekir. İnşaatın da belirli bir sürede tamamlanması gerekir (genelde 1-2 yıl içinde işletmeye geçmeyen projelerin hakkı iptal olabilir, bu EPDK kararlarına bağlı). Yerel izinler: Belediye imar izni, köy yerleşik alan izni, güvenlik izinleri (TEDAŞ yüksek gerilim işletme izni vb.) gibi detay izinler atlanmamalıdır. Uzman desteği: Süreç karmaşık olabileceğinden genelde baştan sona bir proje firması veya danışman ile çalışmak işleri kolaylaştırır.
Sonuç olarak, tarla GES başvuru süreci disiplinli bir şekilde yönetilirse 6-12 ay içinde bağlantı izni alınıp kurulum tamamlanabilir. Ancak eksik evrak, yanlış arazi seçimi gibi hatalar süreci uzatıp zora sokabilir. Bu nedenle, yasal adımları sırasıyla ve titizlikle yürütmek; dağıtım şirketi ile iyi iletişim kurmak oldukça önemlidir.
Tarla için güneş paneli kurulumu kapasite sınırları ve kısıtlamaları nelerdir?
Tarla üzerinde lisanssız güneş paneli kurulumunda, mevzuat ve teknik gereklilikler çerçevesinde çeşitli kapasite sınırları ve kısıtlamalar uygulanır. Başlıca kısıtlamalar şunlardır:
- Kurulu Güç Sınırı (Lisanssız 5 MW Limiti): Lisanssız üretim kapsamında tek bir proje için üst limit 5 MW olarak belirlenmiştir. 2019 öncesinde bu sınır 1 MW idi, yapılan düzenlemeyle 5 MW’a çıkarıldı. Ancak, 5 MW’a kadar izin verilebiliyor olsa da, arazi üzeri GES’lerde özel durumlar söz konusudur: 2019’daki değişiklikle, yerden kurulumlar sadece tarımsal sulama, su arıtma, atık arıtma gibi tesislerin kendi tüketimini karşılamak şartıyla müsaade edilmektedir. Ticari satış amaçlı bağımsız güneş tarlaları lisanssız kategoride artık teşvik edilmemektedir.
- Tüketim Kapasitesine Oran: En kritik kısıtlardan biri, GES kurulu gücünün, ilişkilendirildiği tüketim abonmanının sözleşme gücünü aşamamasıdır. Örneğin, eğer bir çiftliğin elektrik aboneliği 100 kW sözleşme gücündeyse (trafosuna göre), kurulabilecek GES de en fazla 100 kW olabilir. Bu kural, lisanssız üretimin sadece öz tüketim amacıyla yapılmasını sağlamak içindir. Eskiden 30 katı gibi bir esneklik vardı (yani tüketimin 30 katı büyüklüğe kadar kurabilme kuralı), fakat yeni yönetmelikle “30 kat” ifadesi kaldırılıp birebir eşleştirme getirildi. Eğer hiç tüketim tesisi yoksa, lisanssız GES’ten enerji satışı geliri YEKDEM’den ödenmez (yani boşa üretim yapmış olursunuz).
- Mesafe Kısıtlamaları: Güneş santralinin, bağlanacağı şebeke noktasına mesafesi kısıtlanmıştır. 2016 tarihli düzenleme ile getirilen kural şöyledir: 0,5 MW’tan küçük santraller için kuş uçuşu mesafe en fazla 5 km (hat mesafesi 6 km) olabilir; 0,5-1 MW arası için 10 km (hat mesafesi 12 km) sınırı vardır. 1 MW üstüne izin verilmediği döneme ait bu rakamlar, güncellenmemekle birlikte fiiliyatta dağıtım şirketleri 5 MW’lık projelerin de 10-20 km’den fazla uzak olmamasını şart koşabiliyor. Örneğin, Piagrid’e göre trafo merkezi uzaklığı genelde 20 km’yi aşarsa başvuru kabul edilmiyor (gerçi bu, eski uygulamanın bir yansıması). Mevcut uygulamada küçük projelerde 5 km, büyüklerde 10 km kuralı geçerli sayılır.
- Tek Kişi/Şirket için Trafo Limiti: Bir gerçek veya tüzel kişi, aynı trafo bölgesinde birden fazla proje ile kapasiteyi domine edemesin diye de kısıt vardır. 2016’da gelen bir düzenlemeye göre bir kişi, bir trafo merkezinde en fazla 1 MW lisanssız kapasite alabilir (aynı kişinin şirketleri dahil). İstisna olarak kooperatifler 1 MW’lık blokları birleştirerek 5 MW’a dek çıkabiliyordu ama her bir üye için yine 1 MW sınırı vardı. 2019 sonrası belki bu kurallar esnetildi gibi gözükse de, uygulamada dağıtım şirketleri bu ilkelere dikkat ediyor. Özetle, kimseye tek başına devasa kapasite verilmiyor lisanssızda.
- Trafo Kapasite Limitleri: TEİAŞ ve dağıtım şirketleri her yıl trafo merkezleri için bağlanabilir lisanssız kapasiteyi ilan eder. Bu, bölgedeki şebekenin kaldırabileceği toplam GES gücüdür. Örneğin bir trafoda 10 MW yer kaldıysa, başvurular bu toplamla sınırlıdır. Ayrıca bir dağıtım trafosuna bağlanabilecek üretim, o trafonun kendi yüküyle orantılı olmalıdır (genel kural: bir dağıtım hattına, hattın minimum yükünü aşacak kadar üretim bağlanamaz). Bu yüzden bazı bölgelerde, talep olsa bile kapasite kalmadığından yeni GES izni verilemez. TEİAŞ her Nisan, Ağustos, Aralık’ta müsait kapasiteleri duyurur.
- Şebeke Güç Kalitesi Limitleri: GES’in bağlanmasıyla şebekede gerilim profili, kısa devre akımları, harmonikler gibi teknik parametreler değişir. Dağıtım şirketi bu değerlerin sınır içinde kalmasını ister. Örneğin gerilim %±5’ten fazla saparsa o noktaya o kadar üretim bağlanamayabilir veya ek yatırımla kompanzasyon gerekir. Bu tür teknik kısıtlar da kapasiteyi sınırlayabilir. Dağıtım şirketi bağlantı incelemesinde bu hesaplamaları yapar ve ancak uygunsa onay verir.
- Lisanssızın Kademeli Sınırlanması (2023 sonrası): Yenilenebilir kurulu gücün çok artmasıyla birlikte, EPDK ileride fazla üretim durumunda kısıntı yapabilecek düzenlemeler tartışmaktadır (örneğin Almanya’da “feed-in management” denen, çok üretim halinde lisanssızların kısılması gibi). Henüz ülkemizde uygulamada böyle bir anlık kesme kuralı yok; fakat dağıtım şirketi invertörlere uzaktan müdahale edebilecek sisteme sahip. Çok sıra dışı durumlarda (bakım vs.) lisanssız santralin geçici devre dışı bırakılması istenebilir. Bu da bir nevi işletme kısıtıdır.
Özetle, tarla için güneş paneli kurulumunda en belirleyici kısıt öz tüketim kadar güç kurulabilmesi ve maksimum 5 MW sınırıdır. Ayrıca fiziksel (mesafe) ve şebeke (trafo kapasitesi) limitleri de dikkate alınmalıdır. Bu kısıtlamaların amacı, şebeke güvenliğini sağlamak ve lisanssız projelerin gerçekten ihtiyaç odaklı kurulmasını temin etmektir. Yatırımcılar planlama aşamasında bu sınırları bilmeli ve projelerini buna göre şekillendirmelidir.
Tarla için güneş paneli kurulumu amacıyla arazi kiralama seçenekleri nelerdir?
Kendi uygun arazisi olmayan yatırımcılar için arazi kiralama, güneş enerjisi santrali kurmak adına mantıklı bir seçenektir. Türkiye’de güneş tarlası kurulumu amacıyla arazi kiralamanın başlıca iki kaynağı vardır: özel mülkiyete ait araziler ve hazine arazileri (devlet arazileri).
- Özel Arazi Kiralama:
Bu, bir kişinin veya şirketin sahip olduğu uygun araziyi, GES yatırımı yapmak isteyen bir yatırımcının uzun vadeli kiralaması anlamına gelir. Taraflar arasında genellikle 20-30 yıllık kira sözleşmeleri yapılır (GES ömrü uzun olduğundan, kira süresi de uzun tutulur). Kiralanacak arazinin GES kurulumu için gerekli tüm kriterleri sağladığından emin olunmalıdır: Marjinal tarım arazisi statüsü alabilir olması, trafoya yakınlığı, gölge engeli olmaması vb. Kiracı (yatırımcı) ile arazi sahibi arasında kira bedeli genelde yıllık belirli bir tutar veya üretilen elektriğe oranlı bir pay şeklinde kararlaştırılabilir. Örneğin yıllık sabit kira veya gelir paylaşımlı model (üretim gelirinin %X’i gibi) söz konusu olabilir. Bu tamamen ticari anlaşmaya bağlıdır. Kiralama sözleşmesinin noter onaylı yapılması, tapuya şerh konulması (yatırım güvenliği için) tavsiye edilir.
Özel arazi kiralarken, arazi sahibinin gerekli izinler için iş birliği yapması da gerekebilir. Özellikle Tarım Müdürlüğü’ne marjinal arazi başvurusu, tapuda tarımsal niteliğin değiştirilmesi, belediye imar izinleri gibi konularda malikin muvafakati aranır. Sözleşmeye bunları kapsayan maddeler eklenmelidir. Bir avantajı, özel arazide GES kurmak genellikle daha hızlı olabilir; ihaleli süreç yoktur, taraflar anlaşınca hemen işe başlanabilir.
- Hazine Arazisi Kiralama (Kullanım İzni/İrtifak):
Devletin mülkiyetinde olan atıl araziler, yenilenebilir enerji yatırımları için kiralanabilmektedir. Bu süreç, Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından yönetilir. İlk adım, kiralamaya uygun hazine arazilerinin tespitidir. Milli Emlak, yenilenebilir enerjiye uygun gördüğü arazileri zaman zaman ilana çıkarır. Bu ilanlara bakanlığın veya milli emlak müdürlüklerinin web sitelerinden ulaşılabilir. İlanlarda arazinin konumu, alanı, imar durumu (genelde enerji üretim alanı olarak planlanır) ve kullanım bedeli gibi bilgiler yer alır. Yatırımcılar bu ilanları takip ederek ilgilendikleri arazi için başvuruda bulunurlar.
Başvuru, ilgili ilin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü (Milli Emlak birimi) üzerinden dilekçe ile yapılır. Dilekçeye kimlik/tüzel kişi belgeleri eklenir. Ayrıca kurulacak santralin vaziyet planı, koordinatları, kurulu gücü gibi teknik bilgiler istenir. Bu başvuru sonrası eğer birden çok talip yoksa pazarlık usulüyle, varsa ihale usulüyle arazi kiraya verilir. Genellikle irtifak hakkı tesisi şeklinde 29 yıla kadar süreyle kullanım hakkı verilir. GES özelinde yönetmelikte belirtilen süreler: 500 kW’a kadar santraller için 20 yıl, 500 kW-1 MW arası için 30 yıl kullanım izni/irtifak hakkı tanımlanır. 1 MW üzeri lisanslı projeler için de benzer şekilde 30+ yıl olabiliyor. Bu süre sonunda, eğer santral belirtilen süre içinde devreye alınmışsa, yatırımcıya büyük bir indirim sağlanır ve süre bitiminde tesis bedelsiz olarak hazineye devredilir. Özellikle 5346 sayılı Kanun’un 8. maddesine göre, zamanında işletmeye geçen GES projelerinde irtifak bedelinde %85 indirim uygulanır ilk 10 yıl boyunca.
Hazine arazisi kiralamada en büyük avantaj, kira bedellerinin özel piyasaya kıyasla düşük olması ve indirimlerdir. Ayrıca tarım vasfı gibi sorunlar genelde çözülmüş olur (zira uygun olmayan araziler seçilir). Dezavantajı ise sürecin ihale gerektirmesi ve rekabet olabilmesidir; istenilen araziye başkası da talip olursa fiyat yükselebilir veya projeyi alamayabilirsiniz.
Kiralanan hazine arazilerinde, sözleşme şartlarına uygun şekilde santrali belirtilen sürede yapmak ve işletmek önemlidir. Aksi halde izin iptal edilebilir. Genelde 2-3 yıl içinde işletmeye geçme şartı konur. Kullanım ücreti yılda bir ödenir, ilk yıl peşin istenebilir.
Sonuç olarak: Arazi kiralama, GES yatırımcıları için erişilebilir bir yol sunmaktadır. Özelden kiralama hızlı ve esnek olup bedeli taraflarca belirlenir. Devletten (hazine) kiralama ise resmi prosedürlü ama ekonomik açıdan avantajlıdır. Yatırımcılar kendi durumlarına göre bu seçeneklerden birine başvurabilirler. Her iki durumda da uzun vadeli, hukuken sağlam bir sözleşme yapmak; kira süresini santral ömrüne uygun tutmak (en az 25 yıl) ve sözleşmeye GES’in sökülmesi/devir şartları gibi özel durumları eklemek dikkat edilmesi gereken hususlardır. İyi planlanmış bir kira anlaşmasıyla, arazisi olmayan bir yatırımcı da güneş enerjisi işine girebilir ve başarısını garanti altına alabilir.
Tarla için güneş paneli kurulumu ve depolama sistemleri entegre edilebilir mi?
Evet, tarla tipi güneş paneli kurulumlarına enerji depolama sistemleri entegre etmek mümkündür ve son yıllarda buna yönelik teknolojik ve mevzuat gelişmeleri yaşanmaktadır. Güneş enerjisinin en büyük dezavantajlarından biri olan kesintililiği (gece üretim olmaması, bulutlu havalarda düşüş vs.) depolama ile aşılmaya çalışılır. Depolama, sistemin ürettiği fazla elektriği bir akü/batarya bankasında depolayıp ihtiyaç olduğunda geri vermesini sağlar.
Teknik entegrasyon:
Pratikte bir GES’e depolama eklemenin iki ana yolu vardır: Off-grid (şebekeden bağımsız) sistem kurarak tamamen bataryalı bir yapı oluşturmak veya hibrit sistem (on-grid + batarya) kurmaktır. Off-grid tarla GES’leri zaten depolama zorunlu olduğu için, invertör seçimi ona göre yapılır (şarj kontrol üniteli inverterler veya DC pompa sistemleri). Hibrit sistemlerde ise şebekeye bağlı bir GES’e ek olarak bir batarya grubu ve bir enerji depolama sistemi (BESS) invertörü eklenir. Güneşten gelen DC enerji önce kendi yükünüzü karşılar, fazlasıyla batarya dolar, batarya da dolduktan sonra hala fazlalık varsa şebekeye verilir. Tersi durumda, güneş yokken bataryadaki enerji devreye girer, yetmezse şebekeden alınır. Bu akışı akıllı enerji yönetim sistemleri sağlar.
Batarya teknolojileri:
Tarla GES’lerinde genellikle Lityum-iyon bataryalar tercih edilir; çünkü uzun ömür ve yüksek enerji yoğunluğu sunarlar. Kurşun-asit aküler de kullanılabilse de, sık deşarjda ömürleri kısalır ve bakım ister. Lityum bataryalar 10-15 yıl ömürlüdür, günde %80-90 derinlikte deşarja dayanabilen modeller mevcuttur. Depolama boyutu, kullanıcının ihtiyaçlarına göre tasarlanır; örneğin geceleri 5 saat 100 kW ihtiyacı varsa, en az 500 kWh’lık bir batarya bankası gerekir.
Mevzuat durumu:
Türkiye’de 2021’de yapılan değişikliklerle lisanslı santrallerin depolama tesisi kurmasının önü açıldı; lisanssızlar için de EPDK depolamalı üretimi tanımladı. 19 Kasım 2022’de yürürlüğe giren yönetmelik değişiklikleri, mevcut veya yeni lisanssız GES’lere depolama ünitesi eklenmesine izin vermiştir. Bu kapsamda, depolama kurmak, lisanssız tesisin kapasitesini artırmış sayılmıyor (yani ek bir lisans gerekmiyor), sadece EPDK’ya bilgi verilmesi ve teknik uygunluk sağlanması gerekiyor. Depolamalı sistemler “hibrit üretim tesisi” olarak anılıyor ve şebekeye verebilecekleri güç, GES’in gücünü geçmemek zorunda. Örneğin 1 MW GES + 2 MWh batarya koydunuz, gece şebekeye en fazla 1 MW verebilirsiniz, daha yüksek güçte çekim yapamaz. Bu, şebeke koruması için bir kural.
Yararları:
Depolama entegre edildiğinde, güneş enerjisinin kullanım oranı artar. Özellikle tarımda sulama gibi gündüz yapılması gereken işlerde batarya belki çok gerekli değil ama, bir çiftlikte gece de çalışan ekipmanlar varsa bataryadan beslenebilir. Ayrıca elektik kesintileri durumunda batarya, kesintisiz güç kaynağı görevi görür. Şebekeden bağımsız kalmayı planlayanlar için de tek çözüm bataryadır (ya da yedek jeneratör). Depolama, aynı zamanda şebeke dalgalanmalarını azaltır; aniden bulut geldiğinde üretim düşerse batarya devreye girip dengeleyebilir.
Maliyet ve ekonomik boyut:
Henüz depolama sistemlerinin maliyeti yüksek. Yaklaşık olarak 1 kWh lityum depolama maliyeti 2025’te 200-300 $ civarında. Bu da 1 MW’lık bir GES’in tam gücünü 2-3 saat depolamak isteseniz birkaç yüz bin dolarlık ek yatırım demek. Dolayısıyla geri dönüş süresini uzatan bir faktör. Ancak enerji kesintilerinden kaçınmak veya jeneratör yakıt masrafından kurtulmak gibi hedefler varsa bu maliyete katlanılabiliyor. Gelecekte batarya fiyatlarının düşmesiyle daha fazla GES, depolama entegreli hale gelecek.
Kapasite artırımı ve hibrit santral:
Depolama ünitesi, aslında GES’in fiili tüketilebilir enerjisini artırdığı için, mevzuat bunu bir kapasite artışı olarak görmüyor ama piyasa açısından avantaj sağlıyor. Lisanslı santraller örneğin batarya kurup akşam saatlerinde yüksek fiyatlı piyasaya enerji verebiliyorlar (gündüz depolayıp, tepe saatlerde satmak). Lisanssız tarafında henüz bu gelir mekanizması net değil, ama belki ileride evlerdeki elektrik depolarına benzer şekilde belirli teşvikler olabilir.
Sonuç:
Tarla GES ile depolama entegre edilebilir ve teknik olarak oldukça olgun bir teknolojidir. Kurulum esnasında hibrit invertörler veya ayrı batarya invertörleri kullanılır; sistem yönetimi yazılımları devreye girer. Bu sayede güneş enerjisi, kesintisiz ve daha güvenilir bir kaynağa dönüştürülebilir. Mevzuatın izin vermesiyle birlikte, özellikle kesinti sorunu yaşayan veya enerji fazlasını gece kullanmak isteyen tarımsal işletmeler için cazip bir opsiyon haline gelmiştir. Elbette ekonomik analiz iyi yapılmalı; depolamanın getirdiği fayda, maliyetini çıkaracaksa entegre edilmelidir. Önümüzdeki yıllarda teknoloji ucuzladıkça tarla GES’lerinde depolamanın daha yaygın görülmesi beklenmektedir.
Tarla için güneş paneli kurulumu ile çatı kurulumu arasındaki farklar nelerdir?
Tarla (arazi) tipi güneş paneli kurulumu ile çatı üzeri güneş paneli kurulumu arasında çeşitli farklar bulunmaktadır. Bu farklar hem teknik hem de idari açıdandır:
- Kullanılan Alan ve Arazi İhtiyacı: En belirgin fark, tarla GES’lerinin bağımsız bir arazi parçası üzerinde kurulması, çatı GES’lerinin ise mevcut bir bina çatısında konumlanmasıdır. Çatı GES’ler ekstra arazi gerektirmez, bu nedenle arazi işgali yoktur. Tarla GES’ler ise verimsiz de olsa bir arazinin uzun süreli kullanımını gerektirir. Bu yüzden tarla GES’lerde marjinal arazi şartı aranırken, çatı GES’lerde böyle bir sınırlama yoktur; çatınız verimli tarım arazisinde olsa bile kurulum yapabilirsiniz.
- Kurulum Kapasitesi ve Ölçek: Çatılar genelde sınırlı alana sahip olduğu için, çatı GES’ler kW düzeylerinde (evsel 5-10 kW, fabrika çatısı belki birkaç yüz kW) olurlar. Arazi GES’ler ise dönümlerce alanda MW seviyelerine çıkabilir. Dolayısıyla tarla GES’ler büyük ölçekli yatırımlara imkan tanırken, çatı GES’ler daha çok öz tüketim odaklı küçük/orta ölçekli sistemlerdir. Mevzuat da bunu destekleyecek şekilde, lisanssızda çatı uygulamalarını özellikle teşvik etmektedir (5 MW sınırı getirilince, “çatı uygulaması dışındakiler kamu tarımsal sulamayla sınırlı” kuralı buna işaret eder).
- Kurulum Kolaylığı ve Maliyeti: Çatı GES kurulumları, uygun bir çatı mevcutsa daha hızlı ve düşük maliyetli olabilir. Çünkü arazi için kazı, hafriyat, tel çit, zemin tesviye gibi ek işler gerekirken; çatıda hazır bir konstrüksiyon (bina) zaten vardır. Ancak çatıya ek yük bindirileceği için yapısal analiz gerekebilir. Eğer çatı taşıma kapasitesi uygunsa, kurulum basitçe panel ayaklarının sabitlenmesiyle olur. Tarla GES’de her panel grubu için ayrı ayaklar, temeller inşa edilir. Bu nedenle birim başına işçilik tarla GES’de biraz daha yüksektir. Öte yandan, çok büyük tarla GES’lerde ölçek ekonomisiyle panel başı maliyet düşebilir.
- İzin ve Bürokrasi: Çatı GES’ler genellikle bina sahibinin kendi tüketimini karşılaması amaçlı olduğu için izin süreçleri daha basit tutulmuştur. Örneğin 10 kW altı çatı GES kurulumunda dağıtım şirketine bildirim yapmak yeterli olup, inşaat ruhsatı bile aranmamaktadır. Tarla GES’lerde ise tam bir proje başvuru süreci vardır (tarla GES genelde lisanssız 5 MW’a kadar dahi olsa baştan izin gerektirir). İmar açısından da, çatı GES bina uzantısı sayılabilirken, arazi GES bir yapı olarak değerlendirilip inşaat izni istenebilir. Yine de 2019 sonrası mevzuat, lisanssız GES’leri ruhsata tabi olmaktan çıkardı ancak uygulamada belediyeler farklı yorumlayabiliyor.
- Performans ve Verim: Tarla GES’lerin avantajı, panelleri optimum açı ve yönle yerleştirme özgürlüğüdür. Çatıda, çatının eğimi ve yönü neyse büyük ölçüde ona uyulur veya sınırlıdır. Tarla GES’de paneller güneye tam bakacak şekilde 25-30 derece eğime kurulabilir, birbirinin gölgesini engellemeyecek mesafeler ayarlanır. Bu sayede yıl boyu maksimum verim elde edilir. Çatılarda ise alan kısıtlı ve yön sabit olduğu için alt-optimal olabilir. Örneğin doğu-batı çatıya panel koyarsanız üretim düşer. Bu bakımdan tarla GES verim optimizasyonu daha esnektir. Öte yandan çatı GES panelleri binayı da kısmen yalıtır, alttaki mekanı serin tutma gibi bir yan fayda sağlar; tarla GES’te böyle bir etki yoktur, hatta zemin üzerinde biraz ısı birikimine neden olabilir.
- Bakım ve Erişim: Çatı GES’lere erişim bazen zor olabilir (yüksek binalarda vinç gerekebilir vs.), temizliği riskli olabilir. Tarla GES’lerde paneller yere yakın olduğundan bakım için ulaşmak kolaydır; bir arıza durumunda teknisyen rahatça çalışır. Fakat tarla GES’ler genelde dış ortam şartlarına daha çok maruz kaldığı için (toz, çamur, hayvanlar vb.) temizleme ve koruma ihtiyaçları da farklıdır. Çatı GES’ler şehir içinde olduğundan toz birikimi belki daha az, ancak kuş pisliği vs. olabiliyor.
- Şebeke Bağlantı Şartları: Çatı GES çoğunlukla bina abonesinin mevcut elektrik bağlantısı üzerinden bağlanır, ayrıca bir trafo gerekmez (kendi trafosu varsa ona paralel bağlanır). Tarla GES’lerde ise çoğunlukla yeni bir OG bağlantısı, trafo tesisi gerekir. Bu, bağlantı maliyetini artıran bir etkendir. Ayrıca mesafe konusu: çatı GES şebekeye zaten bağlı bir noktadadır, tarla GES bazen yeni hat çekmeyi gerektirebilir.
- Kullanım Amacı: Çatı GES’ler neredeyse tamamen öz tüketim amaçlıdır; ticari satış ikinci plandadır. Tarla GES’ler de yönetmelik gereği artık öz tüketime bağlandı ama tarihte bir dönem tamamen satış amaçlı 1 MW’lık tarla GES’ler yapıldı. Halen de tarımsal sulama kooperatifleri vs. yapıp sadece sulamada kullanıyorlar. Yine de, pratikte tarla GES demek daha büyük çaplı üretim demektir, bu da şebekeye anlamlı miktarda enerji verme potansiyeli taşır.
Özetle, çatı GES ile tarla GES arasındaki farklar, fiziki kurulum alanı, ölçek, izin süreci, teknik optimizasyon ve maliyet boyutlarında ortaya çıkar. Çatı GES’ler mevcut yapıları değerlendiren, hızlı kurulabilen, daha küçük sistemler iken; tarla GES’ler bağımsız, daha fazla mühendislik ve izin gerektiren, büyük sistemlerdir. Her ikisinin kendine göre avantajları olmakla birlikte, kullanım amacına ve imkana göre seçim yapılır. Son dönemde Türkiye’de politika, çatı GES’lerin kolaylaştırılması yönündedir (örneğin 50 kW vergi muafiyeti bunun bir parçası), çünkü çatı GES’ler arazi kullanmaz, şehir şebekesine yakın üretim sağlar. Tarla GES’ler ise ölçek ekonomisiyle daha büyük projelere izin verir ancak tarım arazisi kullanımına dikkat edilmesini gerektirir. Her iki uygulama da ülkemizde yenilenebilir enerji hedefleri açısından önemlidir ve birbirini tamamlayıcı rol oynarlar.
Güneş Paneli Kurulumu, Güneş Enerjisi Paneli Kurulum Maliyeti
Dinlenme Tesisleri İçin Güneş Paneli Kurulumu
Restoran İçin Güneş Paneli Kurulumu
Akaryakıt İstasyonları İçin Güneş Paneli Kurulumu
Apartman İçin Güneş Paneli Kurulumu
Site İçin Güneş Paneli Kurulumu
Plaza İçin Güneş Paneli Kurulumu
Tarla İçin Güneş Paneli Kurulumu
Üniversite İçin Güneş Paneli Kurulumu
Villa İçin Güneş Paneli Kurulumu
Sera İçin Güneş Paneli Kurulumu
Çiftlik İçin Güneş Paneli Kurulumu
Müstakil Ev İçin Güneş Paneli Kurulumu
Otel İçin Güneş Paneli Kurulumu
Avm İçin Güneş Paneli Kurulumu
Fabrika İçin Güneş Paneli Kurulumu
Okul İçin Güneş Paneli Kurulumu
Ev İçin Güneş Paneli Kurulumu
Otopark İçin Güneş Paneli Kurulumu
Kaynakça
- T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı – Türkiye’nin Güneş Enerjisi Kurulu Gücü İlk Kez 12 Bin MW’ı Aştı (Haber, 28/03/2024)
- 12 Mayıs 2019 tarihli Resmî Gazete – Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği (Lisanssız üst sınırın 5 MW’a çıkarılması, öz tüketim şartı vb.)












































































































































