Elektrik Faturasındaki Kalemler Ne Anlama Geliyor?
Elektrik faturasındaki kalemler ne anlama geliyor: Aktif enerji bedeli nedir?
Aktif enerji bedeli (elektrik tüketim tutarı), faturanızdaki asıl enerji kullanım maliyetini ifade eder. Bu tutar, ilgili fatura döneminde tükettiğiniz elektrik miktarının (kWh cinsinden) birim fiyat ile çarpılmasıyla hesaplanır. Yani sayacınızın ölçtüğü toplam enerji tüketimi (örneğin 300 kWh), Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından belirlenen kWh birim fiyatıyla çarpılarak aktif enerji bedeli bulunur. Bu kalem, elektrik şirketine ödediğiniz enerji ücreti olup, henüz vergiler ve diğer ek bedeller dahil edilmemiş ham tutarı gösterir.
Birim fiyatlar EPDK tarafından ulusal tarifeye göre genellikle yılda dört defa (her çeyrekte) belirlenir ve açıklanır. Sabit tarife kullanan aboneler tüm tüketimleri için tek birim fiyat üzerinden ücretlendirilirken, çok zamanlı tarife kullananlar için gündüz, puant ve gece farklı birim fiyatlar uygulanır. Aktif enerji bedeli, fatura toplamında en büyük paya sahip kalemdir ve yaptığı elektrik tüketiminin maliyetini net olarak yansıtır. Bu tutara, dağıtım bedeli, vergiler ve diğer yasal kesintiler eklenerek toplam fatura tutarı oluşturulur.
Elektrik tüketim değeri nedir?
Elektrik tüketim değeri, belirli fatura döneminde harcanan elektrik miktarını kWh (kilovat-saat) cinsinden gösterir. Bu değer, sayaçtan alınan ilk endeks (dönem başı) ve son endeks (dönem sonu) arasındaki farkın, varsa sayaç çarpanıyla çarpılması sonucu elde edilir. Örneğin sayaç okuma başlangıcı 10000 kWh ve bitişi 10250 kWh ise dönemsel tüketim değeri 250 kWh olarak hesaplanır.
Faturada “Tüketim Miktarı” veya “Elektrik Tüketim Değeri” adıyla yer alan bu kalem, ev veya iş yerinizin ilgili dönemde kaç birim elektrik kullandığını gösterir. Bu sayede kullanıcılar, o ayki elektrik kullanım düzeylerini net olarak görebilirler. Elektrik tüketim değeri, aktif enerji bedelinin hesaplanmasında kullanılır ve bilinçli tüketim için kritik bir veridir. Tüketim değerini düzenli takip ederek, enerji tasarrufu yapma ve yüksek fatura gelmesini önleme imkânınız olur.
Elektrik birim fiyatı nedir?
Elektrik birim fiyatı, tükettiğiniz elektriğin her bir kilovat-saati (kWh) için uygulanan ücreti gösterir. Bu fiyat, ulusal tarife kapsamında EPDK tarafından belirlenir ve genellikle yılda dört kez (çeyrek dönem başlarında) güncellenir. Mesken, ticarethane, sanayi gibi abone gruplarına ve tarife tipine (tek zamanlı veya çok zamanlı) göre birim fiyatlar farklılık gösterebilir.
Tek zamanlı tarifede günün her saati için sabit bir birim fiyat uygulanırken, üç zamanlı tarifede gündüz, puant ve gece olmak üzere üç farklı birim fiyat bulunur. Örneğin, mesken aboneleri için 2025 itibarıyla tek zamanlı birim fiyat vergiler dahil ~2,07 TL/kWh civarındayken, çok zamanlı tarifede gündüz ve puant saatlerinin birim fiyatı daha yüksek, gece saatlerinin fiyatı daha düşüktür .
Elektrik birim fiyatı, fatura dönemi başında ve sonunda açıklanan ulusal tarife tablolarına göre hesaplanır. Bu fiyatın içerisine enerji maliyeti, perakende satış hizmet bedeli gibi kalemler dahildir. Elektrik birim fiyatı, tüketim miktarınızla çarpılarak aktif enerji bedelini oluşturur. Dolayısıyla birim fiyattaki değişiklikler (EPDK duyurularına göre yapılan zam veya indirimler) faturanızın tutarını doğrudan etkiler.
Dağıtım bedeli nedir?
Dağıtım bedeli, kullandığınız elektriğin evinize veya işyerinize ulaştırılması için yapılan hizmetlerin maliyetini yansıtan kalemdir. Bu bedel, elektrik enerjisinin santrallerden iletim hatlarıyla bölgenize getirilip yerel dağıtım şebekesi üzerinden kapınıza teslim edilmesi sürecindeki masrafları kapsar. Örneğin trafoların bakımı, hatların yenilenmesi, arıza onarımları, kayıp-kaçak yönetimi ve sayaç okuma operasyonları bu kapsamda yer alır.
Dağıtım bedeli kesinlikle faturanın basılması veya sayacın okunması için alınan bir ücret değildir. Aynı şekilde, elektrik şirketlerinin keyfi belirlediği bir kalem de olmayıp, EPDK tarafından onaylanan tarifelere göre hesaplanır ve uygulanır. Türkiye’de elektrik faturasının vergiler hariç yaklaşık %35’ini dağıtım bedeli oluşturur ki bu oran, Avrupa ortalamasının (%51) altındadır. Dağıtım bedeli, tüm tüketicilerden tahsil edilir ve ilgili dağıtım şirketine aktarılır. Bu kaynak, elektrik hizmetinin kaliteli, sürekli ve güvenli bir şekilde sürdürülebilmesi için yapılan şebeke yatırımlarını ve işletme giderlerini finanse eder.
Elektrik Tüketim Vergisi (BTV/ETV) nedir?
Elektrik Tüketim Vergisi, diğer adıyla Belediye Tüketim Vergisi (BTV), belediyeye aktarılan enerji vergisidir. 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’na göre, mesken (konut) ve ticarethane abonelerinden aktif enerji bedelinin %5’i oranında, sanayi abonelerinden ise %1 oranında tüketim vergisi tahsil edilir. Bu vergi, elektrik tedarikçileri tarafından faturada gösterilip tahsil edildikten sonra abonenin bulunduğu ilçe/belediye hesabına aktarılır. Eğer abonelik belediye mücavir alanı dışında ise (örneğin köy veya belde statüsünde ise) söz konusu vergi alınmaz.
BTV, elektrik kullanımından elde edilen bir yerel vergi olup belediyelerin aydınlatma ve altyapı gibi hizmetler için gelir kaynağı oluşturur. Faturanızda genellikle “Elektrik Tüketim Vergisi” veya “BTV” şeklinde ayrı bir satır olarak yer alır ve hesaplanan tutarın yukarıda belirtilen oranlarda olduğunu görebilirsiniz. Örneğin 100 TL’lik enerji bedeli için mesken abonesine 5 TL BTV yansıtılır. Bu tutar, elektrik faturanızın toplamına KDV matrahına dahil edilerek eklenir. Böylece yerel yönetimlerin payı, elektrik faturası üzerinden doğrudan tahsil edilmiş olur.
KDV nedir?
KDV (Katma Değer Vergisi), elektrik faturanızda bulunan tüm bedeller üzerinden hesaplanan dolaylı vergidir. Elektrik enerjisi satışlarında uygulanan KDV oranı, konut (mesken) ve tarımsal sulama aboneleri için %10, ticarethane ve sanayi aboneleri için %20’dir. Bu oranlar, 2022 yılında meskenlere yönelik KDV indirimiyle %18’den %8’e düşürülmüş, ancak 2023 Temmuz ayında yapılan vergi düzenlemesiyle %10’a çıkarılmıştır. Ticari ve sanayi aboneler için ise genel oran %20 olarak belirlenmiştir (öncesinde %18 idi).
Faturadaki KDV, aktif enerji bedeli, dağıtım bedeli ve diğer vergiler dahil olmak üzere KDV matrahı olarak adlandırılan toplam tutar üzerinden hesaplanır. Örneğin konut abonesinin ilgili dönemde vergiler hariç toplam fatura tutarı 200 TL ise %10 oranında, yani 20 TL KDV uygulanır. Bu şekilde bulunacak KDV tutarı faturanın sonunda ayrı bir satırda gösterilir. Elektrik faturası KDV’si, tedarikçi tarafından devlete aktarılır ve genel bütçeye gelir kaydedilir. KDV, faturalarda son kalemlerden biri olup, eklendiğinde ödenecek toplam tutarı belirler. Bu nedenle faturanızı incelerken vergi ve fonlarla birlikte KDV’yi de göz önünde bulundurmalısınız.
Sayaç okuma bedeli nedir?
Sayaç okuma bedeli, elektrik sayacınızın belirli periyotlarla okunması ve faturanın düzenlenmesi hizmeti karşılığında alınan ücrettir. Perakende satış şirketi veya dağıtım şirketi tarafından sağlanan bu hizmet, görevli personelin sayacınızı yerinde okuması veya uzaktan otomatik okumayı, verilerin işlenmesini ve faturalandırma işlemini kapsar. Sayaç okuma bedeli genellikle sabit bir tutardır ve her faturalama döneminde aynı kalır.
Örneğin, bazı bölgelerde mesken abonelerinden aylık birkaç lira düzeyinde sayaç okuma ücreti tahsil edilebilmektedir. Bu bedel, EPDK’nın tarifeleri kapsamında onaylanmışsa faturanıza yansıtılır. Ancak günümüzde birçok dağıtım bölgesinde sayaç okuma bedeli ayrı bir kalem olarak gösterilmeyip dağıtım bedeline dahil edilebilmektedir. Faturanızda sayaç okuma bedelini ayrı görüyorsanız, bunun sayacınızın düzenli okunması ve faturalandırılması hizmeti için alındığını bilmelisiniz. Herhangi bir sayaç okuma bedeli, haksız bir uygulama olmayıp elektrik piyasası mevzuatınca belirlenen bir kalemdir.

Sayaç okuma bedeli nedir?
Aydınlatma bedeli nedir?
Aydınlatma bedeli, kamusal alanların aydınlatılması için yapılan harcamalara katkı amacıyla bazı faturalarında yer alabilen bir kalemdir. Özellikle sokak, cadde ve park gibi genel aydınlatma hizmetleri için alınan bu ücret, belirli bölgelerde faturalara yansıtılabilir. Aydınlatma bedeli, genel aydınlatma giderlerinin karşılanmasına yönelik bir fon işlevi görür ve toplanan tutarlar ilgili kamu kurumlarına (genellikle TEDAŞ veya belediyeler aracılığıyla) aktarılır.
Mesken abonelerinin çoğunluğunda aydınlatma bedeli ayrı bir kalem olarak görülmez, çünkü genel aydınlatma giderleri merkezi bütçeden karşılanmaktadır. Ancak geçmişte veya bazı özel durumlarda, elektrik faturalarında küçük bir tutar olarak “Aydınlatma Bedeli” adıyla yer almıştır. Örneğin bazı bölgelerde sokak aydınlatma projelerinin finansmanı için geçici olarak bu tür bedeller yansıtılmış olabilir. 2025 itibarıyla Türkiye’de genel uygulama, aydınlatma giderlerinin doğrudan faturalardan değil, enerji fonları veya bütçe kaynaklarından karşılanmasıdır. Bu nedenle birçok tüketici faturasından aydınlatma bedeli kalkmıştır. Eğer faturanızda bu kalemi görürseniz, bunun kamusal aydınlatma masraf payı olduğunu ve yasal bir dayanağı bulunduğunu bilmelisiniz.
Gecikme faizi nedir?
Gecikme faizi, elektrik faturanızın son ödeme tarihine kadar ödenmemesi halinde, vadesi geçmiş tutara uygulanan yasal faiz bedelidir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu mevzuatına göre, ödenmemiş fatura borçlarına günlük olarak gecikme faizi işler. Bu faiz oranı, genellikle TCMB avans faiz oranı veya belirli bir gecikme faizi oranı esas alınarak hesaplanır ve faturanıza gecikmiş borç kalemi olarak yansıtılır.
Faturanızda “Gecikme Bedeli” veya “Gecikme Faizi” şeklinde bir tutar görürseniz, bu önceki dönemden süresi içinde ödenmemiş bir borcunuzun faizi demektir. Örneğin 100 TL’lik ödenmemiş bir borç için bir aylık gecikme sonucu birkaç lira faiz hesaplanabilir. Gecikme süresi uzadıkça bu tutar artar ve genellikle bir sonraki faturada veya özel bir bildirimle tahsil edilir. Gecikme faizinin amacı, elektrik hizmeti sağlayıcısının uğradığı finansman maliyetini karşılamak ve kullanıcıları zamanında ödeme yapmaya teşvik etmektir.
Resmî düzenlemelere göre, elektrik borcunun son ödeme tarihinden itibaren belirli bir gün (genellikle 5 gün) sonra hala ödenmemesi durumunda ayrıca elektrik kesme uyarısı yapılabilir. Bu süreçte oluşan gecikme faizini ve ana borcu ödemek, elektriğin kesilmemesi veya yeniden açılması için gereklidir. Dolayısıyla faturaları son ödeme tarihine kadar ödemeniz, ek gecikme maliyetlerine katlanmamanız açısından önemlidir.
Geçmiş dönem borçları nedir?
Geçmiş dönem borçları, önceki fatura dönemlerinden kalan ve ödenmemiş olan tutarların, sonraki faturada gösterilmesidir. Elektrik faturanızda “Geçmiş Dönem Borcu” veya “Önceki Borç” gibi bir ifade ile bir tutar belirtilmişse, bu, bir önceki aya (veya önceki aylara) ait ödenmemiş faturanızın anapara tutarını yansıtır. Elektrik tedarik şirketleri, önceki borçları sonraki faturaya aktararak toplam ödemeniz gereken meblağı tek belgede gösterir.
Örneğin, Eylül ayı faturanız 300 TL ise ve bu tutar son ödeme tarihine kadar ödenmediyse, Ekim ayı faturanızda “Geçmiş Dönem Borcu: 300 TL” olarak yer alır. Aynı faturada Ekim ayı yeni tüketim tutarı da eklendikten sonra toplam borcunuz hesaplanır. Geçmiş borç kalemi, ana borç tutarını içerir; eğer gecikme faizi uygulanmışsa o da ayrıca belirtilir (veya toplam borca dahil edilir).
Bu kalemin faturada yer alması, tüketicinin önceki borcunun devam ettiğini ve birikmiş olduğunu gösterdiğinden önemlidir. Birden fazla dönem ödenmeyen borçlar, elektrik kesintisine yol açabilir. Ayrıca bazı dağıtım şirketleri, geçmiş borçların tahsili için hukuki süreç başlatmadan önce faturada uyarı notu ekleyebilirler. Geçmiş dönem borcunuzu ödediğinizde, bir sonraki faturada bu kalemin kaybolduğunu veya “Ödenen geçmiş borç” şeklinde sıfırlandığını göreceksiniz.
Güç bedeli nedir?
Güç bedeli, çift terimli tarifeye tabi olan tüketicilerin ödedikleri sabit kapasite ücretidir. Özellikle orta gerilimden beslenen sanayi ve ticarethane aboneleri ile yüksek çekişli kullanıcılar, elektrik bağlantı anlaşmaları sırasında bir sözleşme gücü (kW) belirler. Bu, tesislerinin ihtiyaç duyduğu azami güç düzeyidir. Güç bedeli ise her ay, anlaşmada belirtilen bu kW değeri üzerinden hesaplanıp alınan bir bedeldir.
Basit bir ifadeyle, güç bedeli abonelerin şebeke kapasitesinden rezerv ettiği payın ücretidir. Örneğin, sözleşme gücü 50 kW olan bir işletme, 2025 tarifelerine göre kW başına 20 TL’lik bir güç birim bedeli belirlenmişse aylık 50×20 = 1000 TL güç bedeli öder (bu değer EPDK’nın onayladığı tarifelere göre değişir). Bu ücret, o dönemde elektrik kullanılsa da kullanılmasa da sabit olarak tahakkuk eder ve dağıtım şirketine aktarılır.
Güç bedeli sayesinde, elektrik altyapısının hazır bulundurulmasının maliyeti kullanıcılar arasında paylaştırılır. Yani şebekede belirli bir kapasiteyi sürekli kullanıma hazır tutmanın bedelidir. Mesken aboneleri genellikle tek terimli tarifede olduğundan güç bedeli ödemezler; ancak büyük tüketiciler (özellikle çift terimli tarife uygulanan OG aboneleri) bu bedeli öderler. Faturada “Güç Bedeli” veya “Kapasite Bedeli” olarak yer alır ve aktif enerji bedelinden ayrı bir kalemdir. Bu bedelin tutarı, abonenin sözleşme gücüne ve EPDK’nın o yıl için belirlediği kW başı tarifeye göre hesaplanır.
Güç aşım bedeli nedir?
Güç aşım bedeli (güç aşımı cezası), çift terimli tarife uygulanan abonelerin sözleşme gücünü aşmaları durumunda uygulanan ek ücrettir. Orta gerilim (OG) üzerinden elektrik alan sanayi ve ticari işletmeler, bağlantı anlaşmalarında belirttikleri sözleşme gücünün üzerinde anlık güç çektiklerinde veya sisteme geri verdiklerinde, bu aşım miktarı için cezai bedel öderler.
Güç aşım bedeli, aşılan güç kısmının normal güç birim fiyatının iki katı üzerinden hesaplanır. Örneğin, sözleşme gücü 150 kW olan bir fabrika bir zamanda 200 kW çekerse, 50 kW’lık aşım için güç bedelinin 2 katı tarifeyle ücretlendirilir. Hesaplama formülü genellikle (Anlık Çekilen Güç – Sözleşme Gücü) × (Güç Birim Fiyatı × 2) şeklindedir. EPDK tarafından her yıl belirlenen güç bedeli tarifelerinde, güç aşımına ilişkin birim fiyatlar da (genelde normalin 2 katı olacak şekilde) tanımlanmıştır.
Bu bedelin amacı, kullanıcıların sözleşme güçlerini gerçekçi belirlemelerini teşvik etmek ve şebekede beklenmedik aşırı yük çekilmesini önlemektir. Çünkü abone sözleşme gücünü aşarsa dağıtım altyapısına planlanmamış ekstra bir yük bindirir. Güç aşım cezası, faturada “Güç Aşım Bedeli” veya “Güç Aşımı Cezası” olarak yer alabilir ve sadece çift terimli tarife kullanan abonelere uygulanır. Tek terimli abonelerde (mesken gibi) böyle bir kalem bulunmaz. Abonelerin bu bedeli ödememeleri için, çektikleri maksimum gücü sözleşmelerinde doğru belirlemeleri ve aşmamaya özen göstermeleri gerekir.
Reaktif enerji bedeli nedir?
Reaktif enerji bedeli, elektrik sisteminde aktif olarak iş üretmeyen ancak şebekeyi zorlayan reaktif gücün belirli limitlerin üzerinde kullanılması durumunda faturalara yansıtılan bedeldir. Fabrika, atölye gibi endüstriyel tesislerdeki motorlar, floresan balastları ve benzeri cihazlar şebekeden fazladan reaktif güç çeker veya kapasite oluşturur. Bu nedenle, EPDK mevzuatına göre belirli gücün üzerindeki abonelere reaktif enerji kullanımı için sınırlar konmuştur.
Mesken aboneleri, küçük işletmeler ve kurulu gücü 15 kW’ın altında olan tesisler reaktif bedel ödemezler; onlar için herhangi bir reaktif sınır uygulanmaz. Ancak kurulu gücü 15 kW ile 50 kW arasındaki abonelerde, aylık tüketimde endüktif reaktif enerji oranı %33’ü veya kapasitif reaktif enerji oranı %20’yi aşarsa reaktif enerji bedeli uygulanır. Kurulu gücü 50 kW’ın üzerindeki büyük tesislerde ise bu eşikler daha düşüktür: endüktif reaktif %20, kapasitif reaktif %15 limitini geçen kullanım olursa faturaya reaktif ceza bedeli yansır.
Reaktif enerji bedeli, ilgili ayda limit üstünde tüketilen reaktif enerji (kVarh) miktarının, EPDK’nın belirlediği reaktif birim fiyatıyla çarpılmasıyla hesaplanır. Faturada “Reaktif Bedel” veya “Reaktif Ceza” adıyla yer alır. Örneğin, 50 kW üstü bir işletme %22 kapasitif reaktif kullanmışsa (limit %15), limit üzerindeki kısmın (yaklaşık %7’lik kısmın) karşılığı bedel hesaplanıp faturaya eklenir. Bu bedelin alınmasının sebebi, aşırı reaktif tüketimin şebeke verimini düşürmesi ve kompanzasyon ihtiyacı doğurmasıdır. İşletmeler, reaktif güç kompanzasyon panoları kurarak bu bedeli ödemekten kaçınabilirler. Sonuç olarak, reaktif enerji bedeli elektrik şebekesini dengede tutmak için konulmuş bir teşvik ve ceza mekanizmasıdır.
Trafo kaybı nedir?
Trafo kaybı, trafolu elektrik abonelerinin şebekeden çektikleri enerjiye eklenen transformatör kayıp tüketimini ifade eder. Özellikle kendi indirici trafosu olan abonelerin (özellikle sanayi tesisleri, organize sanayi bölgeleri vb.) elektrik kullanımında, transformatörlerde meydana gelen teknik kayıplar da hesaba katılır. Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği’ne göre, trafoların kayıp katsayıları belirlenmiş ve bu kayıpların enerji tüketimine eklenmesi öngörülmüştür.
Basitçe açıklamak gerekirse, bir transformatör elektrik iletirken bir miktar enerji ısıya dönüşerek kaybolur. Bu kayıp, tüketici tarafından doğrudan kullanılmamış olsa da sistemden çekilmiştir. Bu nedenle, trafosu olan abonelerin faturalarında “Trafo Kaybı” şeklinde ekstra kWh tüketim değeri görülebilir. Örneğin, ay içinde sayaçtan okunan 100.000 kWh aktif enerji tüketimi olan bir fabrikanın, transformatör kayıpları nedeniyle ilave 1.000 kWh (rakam örnek olarak) trafo kaybı tüketimi hesaplanabilir. Bu ilave miktar, ilgili ay için belirlenen kayıp katsayısına göre hesaplanır ve aktif enerji bedeline eklenir.
Trafo kaybı hesaplaması, dağıtım sistemindeki herkesin kendi kullandığı kadar kayıp maliyetine katlanması prensibine dayanır. Trafosu olmayan normal aboneler için dağıtım şebekesindeki genel kayıp-kaçak oranları zaten tarifelere yedirilmiştir. Trafosu bulunan aboneler için ise spesifik trafo kayıp oranları uygulanır. Faturada görülen trafo kaybı tüketimi (genelde “Trafo Kayıp Enerjisi” olarak geçer), kWh cinsinden ilave bir tüketim gibi eklenir ve bunun bedeli aktif enerji birim fiyatıyla çarpılarak tahsil edilir. Böylece, yüksek güçlü özel trafolu aboneler, kendi trafolarının yol açtığı teknik kaybın maliyetini de üstlenmiş olurlar.
Elektrik sayaç değişim bedeli nedir?
Elektrik sayaç değişim bedeli, sayaç değişimi işleminden doğabilecek ücretleri ifade eder. Mevzuata göre, dağıtım şirketleri arızalanan veya ekonomik ömrünü dolduran sayaçları aboneden bedel almaksızın yenilemekle yükümlüdür. Yani sayaç kendiliğinden bozulmuşsa ya da periyodik kalibrasyon süreleri dolmuşsa yapılan değişim için tüketiciye fatura yansıtılmaz. Ancak, tüketici talebiyle gerçekleştirilen ve sonrasında sayacın aslında doğru ölçüm yaptığı anlaşılan değişimlerde, kontrol ücretleri aboneye yansıtılabilir.
Örneğin, sayacının hatalı ölçüm yaptığından şüphelenen bir abone dağıtım şirketine başvurup sayacın değiştirilmesini isterse, eski sayaç laboratuvarda incelenir. İnceleme sonucu sayacın doğru ölçtüğü (yani arızasız olduğu) tespit edilirse, gereksiz değişim nedeniyle sayaç bedeli ve test ücreti aboneden talep edilebilir. Bu durumda faturada “Sayaç Değişim Bedeli” veya “Sayaç Kontrol Ücreti” adı altında bir tutar görünebilir. Bu tutar, kullanılan sayacın tipine ve yapılan işleme göre değişir (mekanik sayaçlar için düşük, elektronik akıllı sayaçlar için daha yüksek olabilir).
Öte yandan, gerçekten arızalı olduğu anlaşılan sayaçların yenilenmesi halinde, yasal olarak bu işlem ücretsiz yapılır ve aboneye herhangi bir bedel yansıtılmaz. Dolayısıyla, elektrik faturasındaki sayaç değişim bedelini genellikle, abonenin kendi talebi sonucunda ama gereksiz yere yapılan değişimlerde veya usulsüz bir müdahale varsa görürüz. Sayaç değişim süreçlerinde EPDK’nın Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri uygulanır ve haklarınız korunur. Bu nedenle, sayacınızın düzgün çalıştığından eminseniz, gereksiz değişim talebinde bulunmamanız tavsiye edilir.
Elektrik kesme/açma bedeli nedir?
Elektrik kesme/açma bedeli, ödenmemiş faturalar nedeniyle kesilen elektriğin yeniden bağlanması hizmeti için alınan ücrettir. Bir abone faturayı son ödeme tarihinden sonra belirlenen ek süre içinde de ödemezse, dağıtım şirketi yasal bildirim yaparak elektriği kesebilir. Bu durumda, abonenin elektriğinin yeniden açılabilmesi için hem birikmiş borcunu ödemesi hem de açma-kapama hizmet bedelini ödemesi gerekir. Faturalarda bu kalem, “Açma/Kapama Bedeli” olarak yer alır ve elektriğin tekrar enerjilendirilmesi işleminden sonra tahsil edilir.
EPDK tarifelerine göre kesme-açma bedeli tutarı her yıl belirlenir ve alçak gerilim (AG) ile orta gerilim (OG) aboneleri için farklı olabilir. Örneğin 2025 yılı için mesken (AG) aboneleri için kesme-bağlama bedeli yaklaşık 40-50 TL civarında olabilirken, OG abonelerinde bu tutar daha yüksektir (yasal tarifeler yayınlanarak duyurulur). Bu bedel, elektriğin kesilmesi veya bağlanması için ekip gönderilmesi, işlem yapılması maliyetlerini kapsar.
Elektrik kesme ve açma işlemleri, borcun ödenmesinden sonra mümkün olur. Önce abonenin tüm geçmiş borçlarını (varsa gecikme faizleriyle birlikte) ödemesi veya yapılandırması istenir. Ardından dağıtım şirketi belli süre içinde elektriği tekrar hizmete alır. Yapılan bu tekrar bağlama işlemine ait ücret, sonraki faturada açma bedeli olarak yansıtılır. Bu uygulama, kullanıcıların faturalarını zamanında ödemesini teşvik etmek ve şirketin yaptığı ek işlemin maliyetini karşılamak amaçlıdır. Kesme/açma bedeli yasal bir kalem olup, faturanızı incelediğinizde bu adı görürseniz bilin ki önceki dönemde borç nedeniyle bir kesinti yaşanmış ve yeniden bağlantı yapılmıştır.
Gündüz, puant, gece tüketim nedir?
Gündüz, puant ve gece tüketim değerleri, çok zamanlı (üç zamanlı) tarifeye göre elektrik kullanan abonelerin tüketimlerinin zaman dilimlerine ayrılmış halidir. Bu tarife modelinde bir gün, üç ayrı zaman dilimine bölünür:
- Gündüz: 06:00 – 17:00 saatleri arası yapılan tüketim,
- Puant (Tepe): 17:00 – 22:00 saatleri arası (yoğun talep dönemi) yapılan tüketim,
- Gece: 22:00 – 06:00 saatleri arası yapılan tüketim,
her biri ayrı birim fiyattan ücretlendirilir. Örneğin çok zamanlı tarifede bir mesken abonesi, gündüz harcadığı elektrik için “gündüz birim fiyatı”, puant saatlerde harcadığı için daha yüksek olan “puant birim fiyatı”, gece tüketimi için ise daha düşük olan “gece birim fiyatı” üzerinden ödeme yapar. Faturada bu üç dilim genellikle ayrı satırlarda, ilgili kWh tüketim miktarı ve tutarı ile gösterilir.
Puant dönemi elektrik talebinin en yüksek olduğu akşam saatlerini kapsadığı için birim fiyatı genelde en pahalı dilimdir; gece ise talebin düşük olduğu saatler olduğundan en ucuz tarifedir. Gündüz fiyatı ise bunların arasında orta düzeydedir. Çok zamanlı tarife, tüketicileri enerji tüketimlerini yoğun olmayan saatlere kaydırarak tasarruf etmeye teşvik eder. Eğer sayacınız çok zamanlı tarifeye uygunsa ve bu tarifeyi seçmişseniz faturanızda “Gündüz/Puant/Gece” tüketim değerleri ayrı ayrı listelenir. Bu değerlerin toplamı, o dönemdeki toplam elektrik tüketiminizi verir. Her bir dilim için uygulanan fiyat EPDK’nın ulusal tarifede belirlediği değerlerdir. Tek zamanlı tarifede ise bu ayrım olmadığı için tüm tüketim tek bir birim fiyattan hesaplanır ve bu kalemler faturada görünmez.
İlk endeks, son endeks ve çarpan nedir?
İlk endeks ve son endeks, ilgili fatura döneminin başında ve sonunda elektrik sayacınızdan okunan toplam tüketim göstergesi değerleridir. Sayacınız her okuma yapıldığında kWh cinsinden toplam tüketimi gösteren bir değere sahiptir. İlk endeks, dönemin başındaki sayaç değeri; son endeks ise dönemin sonundaki sayaç değeridir. Bu iki değer arasındaki fark, o dönem boyunca ne kadar elektrik tüketildiğini verir. Örneğin, fatura dönemi başında sayacınız 3500 kWh’ı gösteriyorsa (ilk endeks) ve dönem sonunda 3700 kWh olduysa (son endeks), tüketim farkı 200 kWh olarak hesaplanır.
Çarpan ise, bazı elektrik sayaçlarında veya ölçüm sistemlerinde uygulanan katsayıdır. Standart mesken ve küçük işletme sayaçlarında çarpan genellikle 1’dir, yani endeks farkı doğrudan tüketimi verir. Ancak büyük sanayi tesislerinde akım/gerilim trafolu sayaçlar kullanılır ve sayaç üzerindeki endeksler, gerçek tüketime ulaşmak için belirli bir oranla çarpılır. Örneğin, endeks değerine uygulanacak çarpan 20 ise, sayacın gösterdiği fark 10 kWh olsa bile gerçek tüketim 10×20 = 200 kWh olacaktır. Bu çarpan değeri, sayacın ölçüm sistemine (trafo oranlarına) bağlı olarak EPDK onaylı bir şekilde belirlenir ve fatura hesaplamasında otomatik olarak kullanılır.
Faturanızda genellikle “İlk Endeks – Son Endeks” değerleri ve “Çarpan” birlikte gösterilir. Ardından Tüketim satırı, (Son endeks – İlk endeks) × Çarpan formülüyle bulunan toplam kWh miktarını belirtir. Bu şeffaflık sayesinde, dileyen aboneler sayaç üzerindeki değerleri kontrol ederek faturadaki tüketim miktarını doğrulayabilir. Sonuç olarak, ilk ve son endeks tüketimin ham ölçümünü, çarpan ise gerekliyse düzeltme katsayısını ifade eder; bunların kombinasyonuyla net elektrik tüketiminiz hesaplanır.
Abone no ve tesisat no nedir?
Faturanızda yer alan Abone No, genellikle “Sözleşme Hesap No” veya müşteri numarası olarak da adlandırılan, size özel sözleşme kimlik numarasıdır. Bu numara, elektrik tedarik şirketi ile yaptığınız abonelik sözleşmesinin tanımını yapar ve sizin hizmet kaydınızı eşsiz biçimde ifade eder. Abone numarası, çağrı merkeziyle iletişim kurarken, online işlemlerde veya ödeme yaparken sıkça kullanılır. Örneğin, fatura ödeme noktalarında bu numarayla işlem yapılır. Bazı bölgelerde “Müşteri No” veya “Abone Hesap No” terimleri de aynı anlama gelebilir.
Tesisat No ise, elektriğin fiilen kullanıldığı kullanım noktasının (sayacın) kimlik numarasıdır. Tesisat numarası, dağıtım şirketinin o adresteki bağlantıyı tanımlaması için kullanılır ve genellikle değişmez; adreste kim oturursa otursun o tesisata bağlı kalır. Faturada “Tesisat No” veya “Tesisat Tekil Kodu” olarak geçer ve elektrik sayacınızın kayıtlı olduğu eşsiz numarayı temsil eder. Bu numara, özellikle bir adreste birden fazla sayaç varsa (örneğin bir apartmanda ortak kullanım ve daire sayaçları gibi) her sayacı ayırt etmek için kullanılır.
Özetle, Abone No (Sözleşme Hesap No) siz tüketiciye ait sözleşmenin referansı iken, Tesisat No elektrik altyapısındaki fiziksel noktanın referansıdır. Elektrik işlemlerinizde (tarife değişikliği, abonelik devri, arıza bildirimi vs.) genellikle her ikisi de talep edilir. Bazı şirketler bu iki numarayı birleştirmiş de olabilir, ancak genelde faturalarda ayrı ayrı gösterilir. Abone numaranız sayesinde ödeme ve sözleşme bilgileriniz bulunabilirken, tesisat numaranız sayesinde dağıtım şirketi adresinizi ve sayacınızı tespit eder. Bu numaraları faturanızın üst kısmında, müşteri bilgileri bölümünde bulabilirsiniz.

Abone no ve tesisat no nedir?
Tarife kodu ve tüketici grubu nedir?
Tarife kodu, abonenizin elektrik tarifesinin sistemdeki kısa kodlamasıdır ve hangi tarife grubuna tabi olduğunuzu gösterir. Her abone, kullanım amacı ve tüketim seviyesine göre bir tarife grubunda sınıflandırılır (mesken, sanayi, ticarethane, tarımsal sulama vb.). Tarife kodu da bunu yansıtan numara veya harf kombinasyonudur. Örneğin “TMŞ” kodu “Ticarethane orta gerilim” tarifesini, “ACM” kodu “Alçak gerilim mesken” tarifesini temsil edebilir (bu kodlar bölgeden bölgeye değişebilir). Faturada bu kod sayesinde, uygulanan birim fiyatın hangi tarife üzerinden belirlendiği anlaşılır.
Tüketici grubu (veya abone grubu), abonenin enerji kullanım tipini ve abone sınıfını ifade eder. Temel tüketici grupları şunlardır: Mesken (konut), Ticarethane (işyerleri, ofisler), Sanayi (üretim tesisleri), Tarımsal Sulama, Aydınlatma ve Kamu hizmetleri gibi kategoriler. Örneğin ev kullanıcıları “Mesken” grubundadır, bir bakkal dükkanı veya AVM mağazası “Ticarethane” grubuna girer, fabrikalar “Sanayi” grubundadır. Tüketici grubu, uygulanacak tarifeyi ve bazı vergisel oranları belirler. Mesela mesken grubuna KDV %10 uygulanırken ticarethane ve sanayiye %20 uygulanır; yine belediye tüketim vergisi mesken ve ticarethane için %5, sanayi için %1’dir (bu gruplara göre kanunla sabittir).
Faturanızda tarife kodu ve tüketici (abone) grubu genellikle “Tarife Kodu: … / Abone Grubu: …” şeklinde belirtilir. Tarife kodu teknik bir referans iken, tüketici grubu herkesin anlayabileceği bir sınıflandırma bilgisidir. Bu bilgiler, ödediğiniz birim fiyatın ve vergilerin doğru hesaplanması için kritiktir. Örneğin evinizi işyeri olarak kullanmaya başlarsanız, abone grubunuzun ticarethane olarak güncellenmesi gerekir; aksi halde tarifeler farklı olacağından ileride düzeltme yapılması gerekebilir. EPDK, her abone grubunun tarifesini ayrı belirlediği için, faturanızdaki tarife kodu ve grup bilgisinin doğru olması, adil faturalandırma açısından önem taşır.
Sözleşme gücü ve kurulu güç nedir?
Sözleşme gücü, elektrik abonesinin dağıtım şirketiyle yaptığı bağlantı anlaşmasında belirlenen maksimum çekiş gücüdür. Bu değer kilovat (kW) cinsinden olup, aboneliğiniz boyunca şebekeden aynı anda en fazla ne kadar güç talep edebileceğinizi ifade eder. Örneğin ev tipi aboneliklerde sözleşme gücü genellikle 9 kW veya 15 kW olarak standart belirlenirken, sanayi tesislerinde yüzlerce kW olabilir. Sözleşme gücü, tesisatınızın beslenmesi için gereken altyapının (trafo, kablo vs.) planlanmasında kullanılır ve çift terimli tarifede bu güç üzerinden kapasite bedeli (güç bedeli) alınır. Abonenin sözleşme gücünü aşması durumunda ise önceki bölümde değinilen güç aşım bedeli devreye girer.
Kurulu güç ise, bir elektrik tesisatının veya tesisinin toplam kurulmuş cihaz kapasitesini gösterir. Evinizdeki veya işletmenizdeki tüm elektrikli cihazların (klimalar, makineler, aydınlatma, motorlar vs.) eşzamanlı çalıştığında çekebileceği toplam gücü ifade eder. Bu değer, proje aşamasında elektrik mühendislerince hesaplanır. Mesela bir atölyede 5 adet 4 kW motor, 10 adet 100 W aydınlatma, vs. varsa kurulu gücü yaklaşık 5×4 + 10×0,1 = 20 + 1 = 21 kW olarak hesaplanır. Kurulu güç, tesisatın kapasitesini tanımlar ve bağlantı gücü olarak da anılır. Elektrik tedarikçisi, kurulu gücü bilir ancak size verilen sözleşme gücü genelde kurulu gücünüzün tamamı olmaz; ekonomik ve teknik gerekçelerle biraz altında belirlenir (talep faktörü dikkate alınarak).
Özetle, sözleşme gücü dağıtım şebekesinden çekmeye taahhüt ettiğiniz en yüksek güç değeri iken, kurulu güç iç tesisatınızda teorik olarak mevcut tüm cihazların toplamıdır. Faturada sözleşme gücü kW olarak belirtilir; kurulu güç bilgisi ise genellikle projelerde yer alır ve ticari/sanayi abonelerinin faturalarında da yer alabilir. Bu kavramlar, özellikle yüksek güçlü aboneliklerde önemlidir. Abonenin sözleşme gücünü doğru belirlemesi, hem gereksiz kapasite bedeli ödememesi hem de cezai duruma düşmemesi açısından kritiktir.
Tahakkuk ve tahsilat faturası nedir?
Elektrik faturalarında tahakkuk ve tahsilat kavramları, fatura türlerini ayırt etmek için kullanılır. Tahakkuk faturası, belirli bir tüketim dönemi sonunda kullandığınız elektriğin hesaplanıp borç olarak çıkarıldığı asıl faturadır. Yani o ay ne kadar elektrik harcadıysanız, birim fiyatlar ve vergiler uygulanarak ödenecek tutar bu faturada tahakkuk ettirilir (hesaplanır). Tahakkuk faturasında tüketim miktarı, dağıtım bedeli, vergiler vb. tüm kalemler ayrıntılı biçimde yer alır ve sonunda ödemeniz gereken toplam tutar belirtilir. Her ay veya dönem sonunda kesilen normal faturalar tahakkuk faturalarıdır.
Tahsilat faturası ise, geçmiş bir tahakkuk faturasına istinaden yapılan ödemenin belgesidir. Elektrik aboneleri, ödemeyi gerçekleştirdiklerinde, ödedikleri tutarı gösteren bir makbuz/fatura alırlar. Bu belge, çoğunlukla “tahsilat makbuzu” olarak da adlandırılır ve önceki döneme ait borcun ödendiğini kanıtlar. Tahsilat faturasında genellikle tüketim detayları bulunmaz; onun yerine ödemenin yapıldığı tarih, ilgili tahakkuk faturası numarası/dönemi ve ödenen tutar gibi bilgiler yer alır. Örneğin, Ocak ayı elektrik kullanımınıza dair 300 TL borç çıkmış ve siz bunu ödemişseniz, Şubat ayında bu ödeme için bir “Tahsilat faturası” düzenlenir ve borcunuzun ödendiği gösterilir.
Bazı durumlarda dağıtım şirketleri, bir tahakkuk dönemine ait ödemeyi gösteren tahsilat bilgisini sonraki tahakkuk faturasının üzerinde de basabilirler (özellikle faturanız otomatik ödeme talimatındaysa, “Bir önceki fatura ödenmiştir” şeklinde not düşerler). Ancak teknik olarak her tahakkuk (kullanım) için bir fatura, her ödeme için de ayrı bir tahsilat fişi mevcuttur. Tahakkuk faturası borç çıkarır, tahsilat faturası borcun ödendiğini kayıt altına alır. Her ikisi de resmi değere sahiptir; tahakkuk faturası borcunuzu kanıtlar, tahsilat faturası ise borcun ödendiğini. Bu ayrım sayesinde, örneğin şirket muhasebeleri veya resmi kurumlar, elektriğin kullanım dönemini ve ödeme durumunu ayrı ayrı takip edebilirler.
Enerji Fonu nedir (ve kaldırıldı mı)?
Enerji Fonu, geçmişte elektrik faturalarında aktif enerji bedeli üzerinden kesilen ve enerji yatırımlarını desteklemek amacıyla oluşturulmuş bir fondur. Bu fondan yapılan kesinti, aktif enerji tutarının %0,7’si oranındaydı ve toplanan meblağ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde değerlendiriliyordu. Faturada “Enerji Fonu” veya sadece “Fon” şeklinde küçük bir tutar olarak yer alırdı. Örneğin aktif enerji bedeli 100 TL olan bir faturada 0,70 TL enerji fonu kesintisi yapılırdı.
Ancak Enerji Fonu kesintisi 2021 yılı itibarıyla kaldırılmıştır. 09.11.2021 tarihli resmi açıklamaya göre Cumhurbaşkanı kararıyla elektrik faturalarındaki TRT payı ile birlikte Enerji Fonu kesintisinin de alınmasına son verilmiştir. Bu düzenleme, 1 Ocak 2022’den itibaren yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla günümüz (2025) elektrik faturalarında Enerji Fonu adıyla bir kalem bulunmaz. Bu kalemin kaldırılmasıyla aktif enerji bedeli üzerinden yapılan %0,7’lik kesinti de ortadan kalkmış, bu da tüketicilerin lehine küçük bir indirim sağlamıştır.
Enerji Fonu kesintisinin amacı geçmişte enerji sektöründeki yatırım ve projelere kaynak yaratmaktı. Bu fon kapsamında toplanan gelirler yıllar içinde yenilenebilir enerji projeleri, kırsal enerji götürme faaliyetleri gibi alanlarda kullanılmıştır. Ancak son düzenlemelerle maliyetlerin sadeleştirilmesi hedeflenmiş ve faturalardaki küçük kalemler (Enerji Fonu gibi) iptal edilmiştir. Sonuç olarak, eğer eski tarihli bir fatura ile yeni faturayı karşılaştırırsanız, yeni faturada Enerji Fonu kesintisini görmemeniz normaldir. Bu artık tahsil edilmeyen bir tutardır.
TRT payı nedir (ve kaldırıldı mı)?
TRT payı, elektrikte kullanılan enerjiden Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’na aktarılan payı ifade ediyordu. 3093 sayılı Kanun’a dayanarak, yıllarca elektrik faturalarından aktif enerji bedeli üzerinden %2 oranında TRT payı kesintisi yapıldı. Bu pay, TRT’nin (Devlet kanalı) finansmanına katkı sağlamak amacıyla konulmuştu ve faturada “TRT Payı” olarak küçük bir tutar şeklinde yer alırdı. Örneğin aktif enerji tutarı 100 TL olan bir faturada 2 TL TRT payı kesilir, bunun üzerine bir de %18 KDV hesaplanarak (o dönemde) toplam etkisi biraz daha artardı.
Kasım 2021’de alınan bir kararla, TRT payı da elektrik faturalarından kaldırıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklaması ve akabinde yayınlanan kanun düzenlemesiyle, elektrik enerjisi satışlarında %2 TRT payı kesintisi 2021 sonunda tamamen son buldu. Bu uygulama değişikliği 1 Ocak 2022 itibarıyla yürürlüğe girdi. Böylece 1980’li yıllardan beri süregelen TRT payı uygulaması sona ermiş oldu.
Güncel elektrik faturalarınızda TRT payı bulunmaz. Bu kalemin kaldırılmasıyla, 100 TL’lik bir aktif enerji bedeli örneğinde yaklaşık 2 TL + KDV yük tüketicinin üzerinden alınmıştır. TRT payının geçmişteki amacı, ülke genelindeki TRT yayın hizmetinin giderlerini yaygın bir fonla desteklemekti. Zamanla bu uygulamanın elektrik faturalarında yarattığı memnuniyetsizlik nedeniyle ve genel bütçeden karşılama yönünde bir tercihle iptal edildi. Sonuç olarak, 2022 ve sonrasında elinize geçen elektrik faturalarında TRT payı satırı görüyorsanız, bu ya geçmiş döneme ait eski bir fatura ya da hatalı bir durumdur. Mevcut mevzuata göre TRT payı alınmamaktadır ve faturalar bir nebze de olsa bu sayede düşmüştür.
Yuvarlama ve mahsup nedir?
Elektrik faturalarında yuvarlama ve mahsup, kuruş düzeyindeki hesapların dengelenmesi için uygulanan işlemlerdir. Yuvarlama tutarı, faturanızdaki ödenecek tutarın küsuratının daha kolay ödenebilir bir değere getirilmesi amacıyla yapılan yuvarlamayı ifade eder. Örneğin bir faturanın hesaplanan toplamı 100,23 TL çıktıysa, bu tutar 100,25 TL’ye yuvarlanabilir. Yuvarlama genellikle en yakın 5 kuruşa veya 0 kuruşa yapılır. Yuvarlama sonucu oluşan birkaç kuruşluk fark, faturada “Yuvarlama Tutarı” olarak belirtilir ve bir sonraki döneme devredilir. Yani şirket ne alacak ne borç kalacak şekilde bu ufak farkı sonraki faturanıza mahsup eder.
Mahsup ise önceki faturada yapılan yuvarlamanın bu faturanıza düşülmesi veya eklenmesi işlemidir. Bir önceki dönemde yukarı yönlü yuvarlama yapıldıysa bu fazla alınan birkaç kuruş, mevcut faturanızda “Mahsup” adıyla düşülebilir; tersi durumda aşağı yuvarlama sonucu eksik alınan bir tutar varsa mevcut faturaya eklenir. Örneğin önceki faturanız 120,02 TL iken 120,00 TL’ye yuvarlandıysa (2 kuruş eksik ödendi), mevcut faturada “Mahsup: +0,02 TL” şeklinde bu fark ilave edilir. Tam tersi, önceki fatura 75,58 TL iken 75,60 TL’ye yuvarlandıysa (2 kuruş fazla ödeme yapıldı), bu faturada “Mahsup: -0,02 TL” olarak o miktar düşülür.
Yuvarlama ve mahsup işlemleri, ödeme kolaylığı sağlamak için yapılır. Çünkü kuruş seviyesinde bozuk para kullanımı ya da birkaç kuruşun tahsilatı pratik olmadığından, şirketler hesaplamalarını kuruş hassasiyetinde yapıp en sonda toplamı yuvarlarlar. Yuvarlanan kısım kesinlikle kaybolmaz, bir sonraki faturada mahsupla dengelenir. Bu uygulama sayesinde zaman içinde tüketici ne eksik ne fazla ödeme yapmış olur, sadece ödemeler yuvarlanmış olur. Faturanızın detaylarında “Yuvarlama Tutarı” ve “Mahsup” kalemleri genellikle son sayfada veya toplam tutar bölümünde küçük meblağlar olarak görülebilir. Bu kalemler, faturanıza şeffaflık katar ve ödediğiniz her kuruşun hesabının tutulduğunu gösterir.
Kaçak kullanım bedeli nedir?
Kaçak kullanım bedeli, yasal olmayan şekilde elektrik kullanan abonelerden tahsil edilen ceza niteliğindeki bedeldir. Elektrik dağıtım şirketi, sayacı manipüle ederek tüketimi düşük gösteren veya sayacı by-pass edip doğrudan şebekeden izinsiz elektrik çeken kullanıcıları tespit ettiğinde, ilgili döneme ait tüketimi tahmini olarak hesaplar ve normal tarifeden daha yüksek bir oranla faturalandırır . Bu, hem kullanılan elektriğin bedelini hem de ceza katsayısını içerir.
Türkiye’de kaçak elektrik kullandığı belirlenen bir tüketiciye, tespit edilen dönemdeki enerji miktarı yaklaşık 1,5 ila 2 katı çarpanla fatura edilir . Örneğin normalde 1000 TL tutarında bir fatura çıkaracak kadar elektrik çalmış bir kullanıcıya, kaçak kullanım cezası olarak ~2000 TL fatura kesilebilir . Bu oranın tam değeri, kullanımın yapıldığı abone grubuna ve kaçak süresine göre EPDK yönetmeliklerinde belirtilmiştir. Ayrıca kaçak elektrik kullanımı, Türk Ceza Kanunu’na göre hırsızlık suçu kapsamına girer; dolayısıyla para cezasının yanı sıra adli yaptırımlar (1 ila 3 yıla kadar hapis cezası) da söz konusu olabilir .
Faturada kaçak kullanım tespit edildiğinde, genellikle “Kaçak Kullanım Bedeli” veya “Kaçak Elektrik Cezası” şeklinde ayrı bir kalem olarak çok yüksek tutarlı bir borç gösterilir. Bu borcun içinde, kaçak kullanılan enerjinin bedeli, ceza katsayısı, kayıp/kaçağa karşı alınan önlem giderleri ve vergiler bulunur . Tüketicinin bu bedeli belirtilen sürede ödememesi durumunda elektrik enerjisi kesilmeye devam eder ve şirket hukuki yollara (icra takibi, ceza davası) başvurabilir. Kaçak kullanım bedeline itiraz edilebilir, ancak kullanıcı gerçekten usulsüz kullanım yaptıysa itiraz genellikle sonucu değiştirmez. Özetle, kaçak kullanım bedeli dürüst abonelerin haklarını korumak ve elektrik hırsızlığını engellemek için uygulanır; son derece yüksek olduğundan caydırıcı etkisi bulunmaktadır.
Kademeli tarife nedir?
Kademeli tarife, konut ve küçük işletme aboneleri için enerji fiyatının tüketim miktarına göre iki kademede uygulandığı bir tarife modelidir. Ocak 2022’de yürürlüğe giren düzenlemeyle, belirli bir tüketim sınırına kadar olan elektrik kullanımına düşük bir birim fiyat, bu sınırın üzerindeki kısma ise daha yüksek bir birim fiyat uygulanmaya başlanmıştır. Amaç, dar gelirli ve az elektrik tüketen kesimleri korumak, yüksek tüketimi olanların ise daha fazla ödeme yapmasını sağlamaktır.
2025 itibarıyla mesken aboneleri için kademeli tarife sınırı aylık 240 kWh olarak uygulanmaktadır. Yani bir ayda 240 kWh’e kadar olan tüketiminiz düşük kademe tarifeden, 240 kWh’yi aşan kısmı ise yüksek kademe tarifeden ücretlendirilir. Örneğin bir ev abonesi ayda toplam 300 kWh harcamışsa, ilk 240 kWh için (düşük kademe) daha ucuz birim fiyattan, kalan 60 kWh için (yüksek kademe) daha pahalı birim fiyattan fatura öder. Bu durum faturada genellikle “1.Kademe – 2.Kademe” veya “Düşük Kademe – Yüksek Kademe” şeklinde kWh ve TL cinsinden gösterilir. Kademeli tarifede ilk kademe fiyatı ulusal tarifenin sübvansiyonlu fiyatı olup devlet desteği içerir, ikinci kademe ise gerçek maliyete daha yakındır.
Ticarethane aboneleri için de benzer bir uygulama söz konusudur fakat sınır daha yüksektir: Ticarethane grubunda aylık 900 kWh’a kadar düşük kademe, üzeri yüksek kademe olarak tanımlanmıştır. Bu sayede küçük esnaf ve işletmeler belli bir tüketime kadar avantajlı tarifeden yararlanır. Kademeli tarifede sınırlar ve birim fiyatlar EPDK tarafından belirlenip üçer aylık dönemlerle duyurulur. Ayrıca hükümet politikalarıyla zaman zaman bu sınırlar veya oranlar güncellenebilir (örneğin kış aylarında mesken sınırı artırılmıştı). Kademeli tarife, elektrik faturanızda yeni bir satır olarak değil, tüketim kısımlarının farklı fiyatlarla çarpılması şeklinde yansır. Fatura detayında her kademe ayrı kalem olarak listelendiğinden, toplam tutarınızı iki bölüm halinde görürsünüz. Özetle, kademeli tarife elektrik faturasında tüketime bağlı sosyal tarife uygulamasıdır ve enerji maliyetlerinin adil dağılımını hedefler.
Tek zamanlı ve üç zamanlı tarife farkı nedir?
Tek zamanlı tarife, günün 24 saati boyunca tüketilen tüm elektriğin aynı birim fiyattan ücretlendirildiği tarife türüdür. Bu tarifeyi seçen aboneler için gündüz veya gece saatinde elektrik kullanmanın birim maliyeti değişmez. Özellikle çoğu mesken abonesi varsayılan olarak tek zamanlı tarifededir ve bütün tüketim kWh’leri tek bir fiyatla çarpılarak fatura edilir. Tek zamanlı tarifenin avantajı, hesaplamanın basitliği ve kullanım saatine bakılmaksızın sabit fiyat sunmasıdır.
Üç zamanlı tarife (çok zamanlı tarife) ise günün farklı bölümlerinde tüketilen elektriğe farklı birim fiyatlar uygulayan bir modeldir. Gün, üç dilime ayrılır: Gündüz, Puant (akşam yoğun saatler) ve Gece. Bu dilimlerin her biri için EPDK’nın belirlediği ayrı tarifeler vardır. Genellikle puant saatlerin birim fiyatı en yüksek, gece saatlerinin fiyatı en düşüktür (gündüz ise ortalama düzeydedir). Böylece elektrik ücreti, kullanım zamanınıza bağlı hale gelir: Örneğin üç zamanlı tarifede gece çalıştırılan elektrikli cihazlar, puant saatlerine göre daha ucuza gelir.
Farkları özetlersek: Tek zamanlı tarifede planlama yapmadan istediğiniz saatte elektrik kullanabilirsiniz, fiyat değişmez; üç zamanlı tarifede ise kullanım saatinizi ayarlayarak tasarruf etme imkânınız olur (örneğin çamaşır makinesini gece çalıştırarak). Ancak üç zamanlı tarifede puant saatlerde kullanım yaparsanız tek zamanlıya kıyasla daha yüksek fatura gelebilir. Bu nedenle, tüketim alışkanlıkları uygun olan kullanıcılar (gece tüketimi yüksek olanlar) üç zamanlı tarifeyi tercih ederken, tüm gün benzer kullanım yapıp esneklik imkânı olmayanlar tek zamanlı tarifede kalmayı tercih eder.
Tek zamanlıdan üç zamanlıya veya tersi geçiş yapmak mümkündür; bunun için elektrik perakende şirketinize başvurmanız yeterlidir. Akıllı dijital sayacı olan aboneler, üç zamanlı tarifeye geçerek fatura düşürmeyi deneyebilirler. Faturada tarife türünüze göre ya üç ayrı dilimde tüketim görürsünüz (üç zamanlı) ya da tek bir toplam tüketim görürsünüz (tek zamanlı). Tarife türünüz faturanızın üzerinde genellikle belirtilir. EPDK verilerine göre, konut abonelerinin büyük kısmı tek zamanlı tarifede kalmayı tercih etmektedir, ancak üç zamanlı tarife özellikle sanayi ve ticarethane aboneleri ile gece enerji kullanan kesimler için avantajlı olabilmektedir.

Tek zamanlı ve üç zamanlı tarife farkı nedir?
Fatura dönemi ve son okuma tarihi nedir?
Fatura dönemi, elektrik faturanızın kapsadığı tüketim süresini belirtir. Genellikle faturada “Dönem” başlığı altında, ilgili ölçüm periyodunun başlangıç ve bitiş tarihleri yer alır (ya da yıl-ay olarak gösterilir). Örneğin “Dönem: 01.09.2025 – 30.09.2025” şeklinde bir ifade, Eylül 2025 boyunca yapılan tüketimin bu faturaya dahil edildiğini gösterir. Bu dönem, sayacınızın okunma aralığıdır ve genellikle ~30 günlük bir süreye karşılık gelir (fatura okuma politikalarına göre 25-35 gün arası olabilir). Fatura dönemini bilmek, o faturadaki tüketimin hangi tarihler arasında yapıldığını anlamanızı sağlar ki bu da mevsimsellik veya tatil gibi etkenlerle tüketiminizi karşılaştırmanızda faydalıdır.
Son okuma tarihi ise, ilgili fatura dönemi sonunda sayacınızın okunduğu tarihi ifade eder. Faturada “Son Okuma Tarihi” veya “Son Endeks Tarihi” olarak belirtilir. Bu tarih, aynı zamanda bir sonraki dönemin başlangıç tarihinin bir gün öncesidir. Örneğin fatura döneminiz Eylül ayı ise son okuma tarihi 30 Eylül olabilir; bir sonraki dönem 1 Ekim’den başlayacaktır. Bazı faturalarda “Sonraki Okuma Tarihi” şeklinde bir bilgi de yer alır: Bu, bir sonraki planlı sayaç okuma dönemini (yıl-ay olarak) gösterir. Örneğin “Sonraki Okuma Dönemi: 2025/10” bilgisi, Ekim 2025’de bir sonraki faturanızın çıkacağını belirtir.
Fatura dönemi ve son okuma tarihi bilgileri, tüketicilerin hesap takibini kolaylaştırır. Bu sayede hangi döneme ait kullanım için ödeme yaptığınızı netleştirebilirsiniz. Özellikle abonelik başlangıcı veya sonlandırılması durumlarında, ilk ve son faturanın hangi günlere kadar hesaplandığını anlamak önemlidir. Eğer faturanız beklenenden uzun bir dönemi kapsıyorsa (örneğin 40 günlük), bu o dönemde okuma yapılmadığını veya geciktiğini gösterebilir ve faturanız normalden yüksek gelebilir. Bu gibi durumlara dikkat çekmek için EPDK, faturalarda okuma periyodunun belirtilmesini şart koşar. Sonuç olarak, fatura dönemi; tüketimin hangi zaman aralığında yapıldığını, son okuma tarihi ise o dönemin bitiş gününü ve bir sonraki okumanın ne zaman yapılacağını gösteren önemli bilgilerdir.
EIC kodu ve işletme adı nedir?
EIC kodu, Energy Identification Code kelimelerinin kısaltması olup enerji piyasasında kullanılan uluslararası standart bir kimlik kodudur. ENTSO-E (Avrupa Elektrik İletim Sistemi İşleticileri Birliği) sistemine kayıtlı her tüketim noktasına özel olarak tanımlanır. Türkiye’de dağıtım bölgelerindeki her elektrik tesisatının bir EIC kodu vardır. Bu kod 16 haneli harf ve rakamlardan oluşur (ülke kodu, şirket kodu vb. içerir) ve elektrik piyasasında noktanın tekil tanınmasını sağlar. Örneğin bir abonenin EIC kodu “49XTR123A…“ gibi bir dizi olabilir. Faturada EIC kodu yer alması, özellikle serbest tüketici olup tedarikçi değiştirirken veya uluslararası enerji ticareti süreçlerinde önem kazanır. Standart bir konut abonesi için EIC kodu bilgisinin gündelik kullanımı pek yoktur, ancak yine de faturada “EIC” başlığıyla bu kod belirtilebilir. Bu kod sayesinde, piyasa işlemlerinde aboneliğiniz coğrafi olarak ve şirket bazında karışmaksızın ayırt edilir.
İşletme adı ise, abonenin bulunduğu bölgedeki dağıtım işletmesini veya işletme birimini ifade eder. Türkiye’de elektrik dağıtım faaliyetleri il/ilçe bazında bölgelere ayrılmış ve her bölgede işletme müdürlükleri kurulmuştur. Faturanızda “İşletme Adı” olarak görülen kısım, sizin sözleşme hesabınızın kayıtlı olduğu işletmeyi gösterir. Örneğin Trakya bölgesinde “TREDAŞ Tekirdağ İşletmesi” gibi bir ifade olabilir; İstanbul Anadolu yakasında “Ayedaş Üsküdar İşletmesi” görülebilir. Bu bilgi, elektrik dağıtım şirketinin iç organizasyonunda hangi birimin size hizmet verdiğini belirtir.
İşletme adı, abonelerin özellikle arıza bildirimleri veya şube işlemleri için hangi merkezle muhatap olacağını anlamalarını sağlar. Ayrıca geçmişte fatura ödeme/fatura itiraz işlemleri bu işletme müdürlüklerinde yapıldığından faturada yer almakta idi. Günümüzde çoğu işlem dijital olsa da, dağıtım bölgenizi ve ilgili işletmeyi bilmek hala işe yarayabilir. Faturanızdaki işletme adı, sözleşme hesap numaranızın ait olduğu bölgeyi teyit eder (örneğin yanlış bölgeye ödeme yapmamanız için bankalar bu bilgiyi kontrol edebilir).
Özetle, EIC kodu daha teknik ve uluslararası bir tesisat kimliği sağlarken, işletme adı yerel dağıtım biriminizi tanımlar. Her ikisi de faturada müşteri ve tüketim noktası bilgilerinin bir parçasıdır. Bu bilgilerin doğru olması, aboneliğinizin doğru yerde ve doğru birimde işlem gördüğünün göstergesidir. Eğer bir hata veya karışıklık olursa (başka bir tesisatın EIC kodunun sizin faturanızda görünmesi gibi), vakit kaybetmeden elektrik şirketinize başvurmalısınız.
Kaynakça
- EPDK Basın Açıklaması (01.02.2019) – Elektrik dağıtım bedeli hakkında bilgilendirme. (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu duyurusu)
- Anadolu Ajansı (09.11.2021) – “TRT payı ve Enerji Fonu’nun kaldırılmasıyla meskenlerin elektrik faturası yıllık 930 milyon lira azalacak”. (Resmî açıklama haberi)
- Resmi Gazete (01.03.2022, Sayı:31768) – 5249 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı: Mesken ve tarımsal sulama abone gruplarına yapılan elektrik teslimlerinde KDV oranının %8’e indirilmesi.
- Resmi Gazete (07.07.2023, Sayı:32241) – 7346 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı: KDV genel oranlarının %18’den %20’ye, indirimli oranların %8’den %10’a çıkarılması (elektrik teslimlerinde mesken KDV %10).












































































































































