Blog
10 Kasım 2025

Sayaç Okuma Bedeli

İçindekiler

Sayaç okuma bedeli nedir?

Sayaç okuma bedeli, elektrik sayacının periyodik olarak okunması ve faturalandırma hizmetlerinin yürütülmesi karşılığında tahsil edilen bir ücret kalemidir. Bu bedel, elektrik dağıtım şirketlerinin sayaç okuma işlemlerinden doğan maliyetlerini tüketicilere yansıtmak amacıyla alınmaktadır. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından belirlenen resmî tarifelerin bir parçasıdır ve Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği ile Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği kapsamında tanımlanmıştır. Başka bir deyişle sayaç okuma bedeli, elektriğin tüketim miktarından bağımsız olarak her fatura döneminde sayaç okuma hizmeti için ödenen sabit bir hizmet bedelidir. Bu uygulama, elektrik piyasasında serbestleşme sonrası maliyet şeffaflığını sağlamak ve her abonenin sayaç okuma hizmeti giderine katkıda bulunmasını temin etmek üzere yürürlüktedir.

Sayaç okuma bedeli neden alınır?

Sayaç okuma bedelinin alınma nedeni, elektrik sayaçlarının okunması ve fatura hazırlanması süreçlerinden kaynaklanan maliyetlerin karşılanmasıdır. Elektrik dağıtım şirketleri, her abonenin sayacını düzenli aralıklarla okumak, tüketim değerlerini kaydetmek ve fatura oluşturmakla yükümlüdür. Bu işlemler personel, ekipman ve yazılım kullanımı gibi maliyetler doğurur. Sayaç okuma bedeli, işte bu maliyetleri tüketicilere yansıtan bir hizmet bedelidir. Böylece her bir tüketici, kendi sayacının okunması ve faturasının düzenlenmesi için cüzi de olsa bir katkı payı öder. Bu uygulama, elektrik hizmetinin sürdürülebilirliği ve adil maliyet paylaşımı açısından önemlidir; sayacı okunmayan, dolayısıyla fatura çıkarılmayan bir aboneden bu bedel tahsil edilmez. Sonuç olarak sayaç okuma bedeli, “kullanan öder” prensibine dayalı olarak, sayaç okuma ve faturalama hizmetinin finansmanını sağlamayı amaçlar. Resmî düzenlemeler de bu bedelin gerekçesini, sayaç okuma faaliyetinin işletme maliyetlerini tüketiciye yansıtmak şeklinde açıklamıştır.

Sayaç okuma bedeli ne kadar?

Sayaç okuma bedelinin tutarı EPDK tarafından belirlenir ve tüm ülke genelinde geçerli olacak şekilde sabitlenmiştir. Konut aboneleri gibi Alçak Gerilim (AG) grubundaki tüketiciler için her fatura döneminde alınan sayaç okuma bedeli uzun yıllardır yaklaşık 0,41 TL düzeyindedir . Orta Gerilim (OG) seviyesinden elektrik alan sanayi ve benzeri büyük aboneler için ise bu bedel yaklaşık 4,16 TL olarak uygulanmıştır . Bu rakamlar 2011 yılında EPDK kararıyla belirlenmiş ve o tarihten sonra aynı kalmıştır. Enflasyon ve maliyet değişimleri dağıtım tarifelerinin diğer bileşenlerine yansıtıldığı için, sayaç okuma bedeli kamuoyunda bilinen bu sabit tutarlarda seyretmiştir. 2020’li yıllarda faturaların genel tutarları içinde sayaç okuma bedeli çok küçük bir miktar (genelde yarım lira civarı) olarak kalmaya devam etmektedir. Örneğin, tipik bir mesken abonesinin aylık elektrik faturasındaki 100 TL’lik tutarın yalnızca yaklaşık binde 5’i sayaç okuma bedelidir. Bu yönüyle, her bir aboneden alınan ortalama 50 kuruşluk sayaç okuma bedeli ülke genelinde toplandığında dahi ayda yaklaşık 8,5 milyon TL seviyesinde bir kaynak oluşturmaktadır.

Sayaç okuma bedeli yasal mıdır?

Evet, sayaç okuma bedeli yasal bir ücret kalemidir ve Türkiye’de yürürlükteki elektrik piyasası mevzuatına dayanılarak tahsil edilmektedir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), 4628 sayılı (güncel haliyle 6446 sayılı) Elektrik Piyasası Kanunu’nun kendisine verdiği yetkiye dayanarak elektrik tarifelerini belirler. Bu tarifeler içinde sayaç okuma bedeli de bulunmaktadır. Yargı kararları da sayaç okuma bedelinin hukuka aykırı olmadığına işaret etmiştir. Örneğin, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, sayaç okuma bedelinin yürürlükteki kurul kararları ve mevzuat çerçevesinde alındığını belirterek bu bedelin tahsilatının yasal dayanağı bulunduğunu vurgulamıştır. Elektrik faturasındaki her kalem gibi, sayaç okuma bedeli de EPDK’nın onayladığı tarifenin bir parçası olduğu için, tüketiciyle dağıtım/tedarik şirketi arasındaki sözleşme ilişkisine ve kanunlara uygun şekilde faturalara yansıtılır. Kısaca, mevzuata aykırı, gizli veya keyfi bir uygulama değildir; aksine kanunların öngördüğü ve düzenleyici kurumun kararlaştırdığı meşru bir hizmet bedelidir.

Sayaç okuma bedeli haksız bir uygulama mı?

Sayaç okuma bedelinin alınması, bazı tüketiciler tarafından haksız bir uygulama olarak eleştirilmiştir. Özellikle 2010’lu yıllarda faturalarında farklı kalemler gören birçok abone, “Sayaç okuma bedeli resmen hırsızlıktır” gibi tepkiler dile getirmiştir. Tüketici dernekleri de bu ücretin yeni bir hizmet satımı niteliğinde olup tüketiciye haksız şart dayatılması anlamına geldiğini ileri sürerek itirazlarda bulunmuşlardır. Ancak bu eleştiriler hukuki açıdan karşılık bulmamıştır. Resmî düzenleyici kurum (EPDK) ve mahkemeler, sayaç okuma bedelinin elektrik hizmetinin sunulması kapsamında makul ve gerekli bir maliyet olduğunu kabul etmektedir. Yani şirketlerin sayacı okumak için yaptığı giderlerin, mevzuata uygun biçimde faturalara yansıtılması söz konusudur. Bu bedel, çift tahsilat ya da mükerrer ödeme anlamına gelmez; aksine geçmişte elektrik birim fiyatı içine gizli olarak dahil edilen okuma hizmeti maliyetinin şeffaf şekilde ayrıştırılmasıdır. Bu sayede tüketici, ödediği her kalemin ne olduğunu açıkça görmektedir. Sonuç olarak hukuken meşru olan sayaç okuma bedeli, düzenlemeler nezdinde haksız veya keyfi bir uygulama olarak değerlendirilmiyor. Tüketicinin korunması amacıyla devletin yaptığı düzenlemeler, bu tür bedellerin kamu yararı için ve hizmet karşılığı alındığını belirtmektedir.

Sayaç okuma bedelinin yasal dayanağı nedir?

Sayaç okuma bedelinin yasal dayanağı, elektrik piyasası mevzuatındaki ilgili düzenlemelerdir. Temel olarak 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, elektrik tarifelerinin EPDK tarafından belirlenmesini öngörmektedir. Bu kanuna dayanarak çıkarılan Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği, perakende satış tarifelerinin ve hizmet bedellerinin nasıl belirleneceğini düzenler. Sayaç okuma bedeli de bu yönetmelik kapsamında tanımlanmıştır. Ayrıca, EPDK’nin kurul kararları doğrudan bu bedelin uygulanmasına ilişkindir. Özellikle 28 Aralık 2011 tarihli EPDK Kurul Kararı (No: 4193), sayaç okuma bedelinin okuma başına sabit bir tutar olarak tahsil edilmesini hükme bağlamıştır. Bu kurul kararının ilgili maddeleri, dağıtım şirketlerinin sayaç okuma maliyetlerini karşılamak üzere bu bedeli faturalara yansıtmasına izin vermektedir. Özetle, sayaç okuma bedeli; kanun, yönetmelik ve EPDK kurul kararları ile desteklenen, hukuki zemini açıkça tanımlanmış bir ücret kalemidir. Resmî Gazete’de yayımlanan tarife tebliğleri ve EPDK kararları, her tarife döneminde bu bedelin kapsam ve tutarını ortaya koyarak mevzuata uygunluğunu garanti altına alır.

Sayaç okuma bedeli nasıl hesaplanır?

Sayaç okuma bedeli, elektrik faturasına sabit bir tutar olarak yansıtılır; dolayısıyla hesaplanması, aktif enerji gibi tüketim miktarına bağlı bir çarpım içermez. Bu bedel her fatura döneminde bir kez alınır ve EPDK tarafından o tarife dönemi için belirlenmiş sabit değer kullanılır. Yani formül basittir: Sayaç okuma bedeli tutarı × Okuma sayısı. Genellikle her abonelik için ayda bir okuma yapılır ve her okuma başına ilgili tutar faturaya eklenir. Örneğin, mesken aboneleri için sayaç okuma bedeli tarifede 0,41 TL olarak sabitlenmişse, aylık faturada bu tutar doğrudan yer alır. Eğer herhangi bir ay sayacınız okunmamış (örneğin iki ayda bir fatura düzenleniyorsa) ve o ay fatura kesilmemişse, o dönem için sayaç okuma bedeli de yansıtılmaz. Fatura üzerinde sayaç okuma bedeli genellikle KDV hariç bir tutar olarak gösterilir; toplam tutara eklendikten sonra diğer bedellerle birlikte vergi hesaplamasına dahil edilir. Sonuç olarak tüketicinin ödeyeceği sayaç okuma bedeli, aylık sabit bir rakam olup karmaşık bir hesaplama gerektirmeden faturalara eklenir. Bu yönüyle, faturanızdaki dağıtım kaynaklı kalemler içinde en sabit ve önceden tahmin edilebilir olanı sayaç okuma bedelidir.

Sayaç okuma bedeli nasıl belirlenir?

Sayaç okuma bedelinin tutarı, merkezi düzeyde EPDK tarafından belirlenir ve onaylanır. Her tarife döneminde (genellikle yıl veya düzenleyici dönem bazında) dağıtım şirketlerinin maliyet yapıları incelenir ve sayaç okuma faaliyetinin ortalama maliyeti hesaplanır. Bu maliyetler arasında sayaç okuma personelinin ücretleri, kullanılan el terminalleri veya uzaktan okuma sistemleri, veri işleme ve faturalandırma altyapısı gibi unsurlar yer alır. EPDK, tüm bu unsurları dikkate alarak her abone için alınacak makul bedeli tespit eder. Nasıl belirlendiğine dair süreç, şeffaflık adına kurul toplantıları ve tarife raporlarıyla duyurulmaktadır. Türkiye’de tek bir ulusal tarife uygulaması olduğundan, 21 dağıtım bölgesinin tamamında geçerli olacak şekilde ulusal ölçekte bir sayaç okuma bedeli belirlenir. Bu sayede bir bölgede yüksek, diğerinde düşük olması gibi durumlar önlenir; her abone eşit koşullarda bu hizmetin bedelini öder. Karar alma sürecinde dağıtım şirketlerinden gelen maliyet verileri, performans göstergeleri ve verimlilik hedefleri de değerlendirilir. Örneğin, dağıtım şirketlerinin daha verimli (daha düşük maliyetle) sayaç okuma yapmaları halinde EPDK bu bedeli düşürebilir veya uzun süre artırmayabilir. Sonuç olarak, sayaç okuma bedelinin belirlenmesi, düzenleyici dengeyi gözeten bir karar sürecinin ürünüdür; ne tüketiciyi aşırı yük altında bırakacak kadar yüksek, ne de dağıtım hizmetinin sürdürülemeyeceği kadar düşük tutulur.

Sayaç okuma bedelini kimler öder?

Sayaç okuma bedeli, elektrik dağıtım şebekesine bağlı olup faturalı elektrik kullanan tüm tüketiciler tarafından ödenir. Mesken (ev), ticarethane (işyeri), sanayi veya tarımsal sulama abonesi fark etmeksizin, eğer düzenli periyotlarla sayacınız okunup size fatura düzenleniyorsa, faturanızda sayaç okuma bedeli de yer alacaktır. Burada ayrım, aboneliğin teknik bağlantı seviyesine ve grubuna göre bedelin tutarında olabilir: Alçak gerilim seviyesinden elektrik alan aboneler (örneğin evler, küçük işyerleri) için tutar farklı, orta gerilim seviyesinden alan büyük sanayi tesisleri için farklı olabilmektedir. Ancak her iki durumda da prensip aynıdır – hizmet alındığı sürece her aboneden bu bedel tahsil edilir. Sayaç okuma bedeli, dağıtım sistemi kullanıcısı olmayan, örneğin ön ödemeli sayaç kullanan veya ortak sayaçtan pay ölçer sistemle enerji alan kimseler için bireysel faturalarda görünmeyebilir. Fakat genel kural olarak ülkemizde elektrik abonelerinin neredeyse tamamı standart sayaç ve faturalama sistemi dahilinde olduğu için, hemen her elektrik abonesi bu bedeli faturasında öder. Özetle konut, ticari işletme ya da sanayi kuruluşu olsun, eğer tüketilen elektriğin tespiti için sayaç okunuyorsa, bunun hizmet bedeli olarak sayaç okuma ücreti de o abonenin ödemesi gereken kalemler arasında bulunmaktadır.

Sayaç okuma bedeli ne zaman alınır?

Sayaç okuma bedeli, elektrik sayacınızın okunduğu her fatura döneminde alınır. Uygulamada mesken ve çoğu abonelik için fatura dönemi aylık olduğundan, sayaç okuma bedeli de her ayki elektrik faturanızda yer alacaktır. Elektrik dağıtım şirketleri, EPDK’nın Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği gereği genellikle 25-35 günde bir düzenli okuma yaparlar; dolayısıyla bu periyot her okuma için bir bedel tahsil edilmesine olanak tanır. Eğer iki ayda bir faturalandırma yapılan bir abonelik tipi varsa (örneğin bazı kırsal bölgelerde düşük tüketimli aboneler), sayaç okuma bedeli de fatura çıktığı dönemde yansır, diğer ayda yansımaz. Kısaca, fatura kesildiği sıklıkta bu bedel alınmaktadır.

Sayaç okuma bedelinin alınabilmesi için fiilen sayaç okuma işleminin gerçekleşmesi gerekir. Örneğin, bir ay hiç tüketim olmadı ve dağıtım şirketi sayacı okumadan faturayı “sıfır tüketim” olarak geçiştirdiyse, o ay sayaç okuma bedeli alınmayabilir. Ancak uygulamada tüketim olmasa bile sayaçların periyodik kontrolü yapıldığı için çoğu zaman bu bedel her fatura döneminde görülür. Sonuç olarak sayaç okuma bedeli, düzenli faturalama periyodunuzla eş zamanlı olarak ve okuma başına bir kez olmak üzere tahsil edilen bir ücrettir. Elektrik aboneliğiniz devam ettiği ve faturalanabilir bir dönem oluştuğu sürece, bu bedel belirli aralıklarla (genellikle aylık) almaya devam eder.

Sayaç okuma bedeli faturalarda nasıl gösterilir?

Geçmişte elektrik faturalarında sayaç okuma bedeli ayrı bir kalem olarak açıkça gösteriliyordu. 2011-2016 yılları arasında tüketiciler, faturalarında “Sayaç Okuma Bedeli” ibaresini ve karşısında küçük bir tutar görebiliyordu. Ancak 2016 yılından itibaren fatura yapısı EPDK kararıyla sadeleştirildi. Artık daha önce ayrı satırlar halinde görünen kayıp-kaçak, iletim ve sayaç okuma bedeli, faturada “Dağıtım Bedeli” başlığı altında birleştirilmiştir. Yani güncel elektrik faturanızda sayaç okuma bedelini ayrı isimle bulamayabilirsiniz; bunun yerine dağıtım bedelinin içinde gizli bir bileşen olarak yer alır. Bu değişiklikle, faturalarda temelde iki ana ücret kalemi görünür hale gelmiştir: Enerji Bedeli (tükettiğiniz elektriğin bedeli) ve Dağıtım Bedeli (içinde sayaç okuma da dahil olmak üzere tüm şebeke ve hizmet maliyetleri). Dağıtım bedeli kalemi, sayaç okuma hizmetinin yanı sıra şebeke bakım işletim gideri, iletim ücreti, kayıp-kaçak maliyeti gibi daha önce ayrı görünen ücretleri de kapsar. Bununla birlikte bazı faturaların detay bölümlerinde, dağıtım bedelinin alt kırılımı olarak sayaç okuma bedelinin tutarı belirtilebilmektedir; ancak bu tamamen bilgilendirme amaçlıdır. Özetle, 2016 sonrası standart bir elektrik faturasında sayaç okuma bedeli tek başına listelenmez, onun yerine dağıtım bedelinin içinde dâhili bir unsur haline gelmiştir. Bu düzenleme vatandaşın faturasını daha anlaşılır kılmak için yapılmış olup aslında tahsil edilen tutarı etkilememiş, sadece gösterim şeklini değiştirmiştir.

Sayaç okuma bedeli faturalarda nasıl gösterilir?

Sayaç okuma bedeli faturalarda nasıl gösterilir?

Sayaç okuma bedeli iadesi veya iptali mümkün mü?

Sayaç okuma bedelinin iadesi (geriye dönük geri alınması) ya da ileriye dönük olarak iptal edilmesi konusu geçmişte hukuki tartışmalara konu olmuştur. Bazı tüketiciler, bu bedelin sözleşmelerinde açıkça yazmadığını veya haksız olduğunu öne sürerek tüketici hakem heyetleri ve mahkemeler nezdinde iade talebinde bulunmuştur. Nitekim 2013-2015 döneminde alt mahkemeler tüketici lehine kararlar vererek dağıtım şirketlerinden tahsil edilen bazı bedellerin geri ödenmesine hükmetmişti. Ancak bu kararlar, yüksek yargıda ve kanun koyucu nezdinde karşılık bulmadı. Yargıtay incelemelerinde, faturalarda sayaç okuma bedelinin ve benzeri kalemlerin EPDK kararı ile ve kanundan kaynaklı alındığı belirtilerek tüketicinin bu bedelleri ödemekle yükümlü olduğu vurgulandı. Dahası, 2016 yılında Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen bir düzenleme ile geçmişte tahsil edilmiş kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, iletim gibi bedellerin tüketicilere iade edilmeyeceği açıkça hükme bağlandı. Bu yasal değişiklik, o döneme kadar açılmış binlerce davayı etkisiz hale getirmiştir.

Buna paralel olarak Danıştay da tüketici derneklerinin iptal taleplerini reddetmiştir. Örneğin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, sayaç okuma bedelinin tamamen kaldırılması yönündeki başvuruları değerlendirerek, yürürlükteki tarifelerin mevzuata uygun olduğuna karar vermiştir (2021 tarihli bir kararla bu konuda iptal talebini reddetmiştir). Sonuç olarak, bugün itibarıyla elektrik abonelerinin sayaç okuma bedelini ödeme yükümlülüğü devam etmektedir ve bireysel olarak bu bedelin iptalini sağlamak veya geçmiş ödemeleri geri almak mümkün görünmemektedir. Eğer faturanızda sayaç okuma bedelinin hatalı uygulandığını düşünüyorsanız (örneğin olması gerekenden fazla alındığını), ancak bu durumda dağıtım şirketine itiraz ederek düzeltme talep edebilirsiniz. Bu da genel tarife dışında bir durum olduğunda söz konusu olabilir. Özetle, mevzuata uygun tahsil edilen sayaç okuma bedelinin iadesi veya topyekûn iptali hukuken mümkün değildir; bu bedel yasal bir hizmet kalemi olarak faturalarda yer almaya devam etmektedir.

Sayaç okuma bedeli hangi durumlarda alınmaz?

Sayaç okuma bedeli, ancak sayaç okuma hizmetinin fiilen verilmediği durumlarda alınmaz. Normal şartlarda her aktif elektrik aboneliğinde bu hizmet sunulduğu için bedel de tahsil edilir. Ancak bazı istisnai durumlar olabilir:

  • Fatura Dönemi Oluşmaması: Eğer bir aboneliğe ait kullanım, belli bir dönem hiç olmadığı için fatura düzenlenmiyorsa, o dönem için sayaç okuma bedeli de yansıtılmaz. Örneğin, uzun süre kullanılmayan ve dağıtım şirketinin fatura çıkarmadığı bir yerde fiilen okuma yapılmadığından ücret alınmaz.
  • Ön Ödemeli Sayaçlar: Bazı özel durumlarda aboneler ön ödemeli (kontörlü) sayaç kullanabilir. Bu sistemde kullanıcı elektriği peşin satın aldığı ve düzenli sayaç okuma ziyareti gerekmediği için, ayrı bir sayaç okuma bedeli faturasına eklenmez. Esasen ön ödemeli tarifelerde de benzer maliyetler tarifeye yedirilmiş olabilir, ama faturada ayrıca görünmez.
  • Geçici veya Toplu Okuma Düzenlemeleri: Elektrik idaresi çok düşük tüketimli bazı yerlerde iki-üç ayda bir okuma yapıyor olabilir. Bu durumda her ay yerine okuma yapılan dönemde toplu olarak (o döneme ait bir kez) sayaç okuma bedeli alınır. Okuma yapılmayan aradaki ay(lar) için bu bedel alınmaz.
  • Hatalı Okuma ve İptal Durumu: Nadiren de olsa, dağıtım şirketi bir dönem fatura hatası yapıp sonradan o dönemi iptal edebilir. Eğer böyle bir iptal veya düzeltme söz konusu olup ilgili dönemin bedelleri siliniyorsa, sayaç okuma bedeli de o dönem için alınmamış sayılır.

Yukarıdaki haller dışında, genel kural, elektrik kullanımının ölçülüp faturalandırıldığı her durumda sayaç okuma bedelinin tahsil edildiğidir. Örneğin elektrik kesik olsa bile, eğer kesik döneminde fatura yoksa doğal olarak sayaç okuma bedeli de yoktur; ancak elektrik yeniden bağlanıp kullanım başladığında normal fatura döngüsüyle birlikte bedel de dönmeye başlar. Ayrıca sayaç okuma ekiplerinin sayaç başına gelmediği, uzaktan okuma yapılan abonelerde de hizmet devam ettiği için bedel yine alınır. Kısacası, hizmet var ise bedeli de vardır, hizmet yoksa (fatura yoksa) bedel de yoktur.

Sayaç okuma bedeli geçmişte nasıl uygulanıyordu?

Sayaç okuma bedelinin uygulanma şekli yıllar içinde değişiklik göstermiştir. Özelleştirme öncesi dönemlerde ve eski elektrik tarifelerinde, sayaç okuma maliyeti elektrik fiyatının içinde örtük olarak yer alıyordu; faturalarda ayrı bir kalem olarak görülmüyordu. 2000’lerin başında elektrik piyasasının serbestleşmesiyle birlikte tarife bileşenleri ayrıştırılmaya başlandı. 2007 yılı civarında dağıtım, iletim ve perakende satış hizmeti bedelleri enerji bedelinden ayrı gösterilir hale geldi. Bununla birlikte, sayaç okuma bedeli o dönemde perakende satış hizmet bedelinin içinde bir alt kalem olarak bulunuyordu.

2011 yılında önemli bir değişiklik yapıldı: EPDK, Danıştay’ın da işaret ettiği şekilde, tüketiciden alınan sayaç okuma ücretinin tüketim miktarına göre değil sabit olması gerektiğine karar verdi. O zamana dek “oranlı” bir uygulama mevcuttu; çok elektrik tüketen daha yüksek, az tüketen daha düşük sayaç okuma bedeli ödüyordu. Bu uygulama eleştirilere yol açmış ve mahkeme kararıyla haksız bulunmuştu. 1 Ocak 2012’den itibaren ise ülke genelinde her abone için sabit bir okuma ücreti modeline geçildi. Böylece yüksek tüketimli abonelerin daha fazla ödeme durumu sona erdi, herkes eşit miktar ödemeye başladı. Bu, geçmişteki önemli bir düzeltmeydi.

2011 öncesinde faturalarda sayaç okuma bedeli ayrıca belirtilmiyordu; bu bedel perakende hizmetin içinde ya da dağıtım maliyetlerinde gizliydi. 2011’den sonra ise faturalarda ayrı kalem olarak görünür oldu. Tüketici bu sayede ilk defa her ay 30-40 kuruş civarında bir bedelin sayaç okuma için alındığını fark etti. 2016’da yapılan tarife sadeleştirmesiyle tekrar faturalardan görünürlük kalktı ve dağıtım bedeline dâhil edildi. Özetle, geçmişte sayaç okuma bedeli önce gizliydi, sonra şeffaf şekilde ayrı gösterildi, günümüzde yine tek kalemde toplandı ancak varlığını koruyor. Miktar olarak ise 2011’de belirlenen sabit tutarlar (AG için ~0,41 TL, OG için ~4,16 TL) bu süreç boyunca değişmeden kaldı.

Sayaç okuma bedeli ile kayıp kaçak bedeli arasındaki fark nedir?

Sayaç okuma bedeli ve kayıp-kaçak bedeli elektrik faturalarında sıkça karşılaşılan iki farklı kavramdır. Aralarındaki temel fark, neye hizmet ettikleri ve nasıl hesaplandıklarıdır:

  • Sayaç Okuma Bedeli: Bir hizmet bedelidir. Elektrik sayacının okunması, tüketim değerlerinin sisteme girilmesi, faturanın basılması/oluşturulması gibi işlemlerin karşılığı olarak sabit bir tutarda alınır. Tüketicinin ne kadar elektrik kullandığı bu bedelin miktarını etkilemez; her abone için eşit veya bağlantı tipine göre sabitlenmiş bir ücrettir. Örneğin ayda 50 kWh kullanan bir ev ile 500 kWh kullanan bir ev, sayaç okuma bedeli olarak aynı miktarı öder. Bu bedel tamamen hizmet odaklı bir ücrettir, bir anlamda elektrik dağıtım şirketinin perakende hizmet sunum maliyetidir.
  • Kayıp Kaçak Bedeli: Bir enerji maliyeti kalemidir. Elektrik enerjisinin iletimi ve dağıtımı sırasında oluşan teknik kayıplar (şebekede ısınma vb. nedenlerle kaybolan enerji) ile kaçak kullanım (çalınan/ölçülemeyen enerji) sonucu ortaya çıkan maliyetlerin karşılanması için faturaya yansıtılan tutardır. Kayıp-kaçak bedeli kullanılan enerji miktarıyla orantılı hesaplanır; genellikle tüketilen kWh başına belirli bir ücret olarak faturalara eklenir. Örneğin kayıp-kaçak oranı %15 ise, 100 kWh’lik tüketim için 15 kWh karşılığı bedel bu kalemde tahsil edilir. Bu bedel sabit olmayıp tüketim arttıkça yükselir, azaldıkça düşer.

Özetle, sayaç okuma bedeli somut bir hizmetin (okuma işleminin) sabit ücreti iken, kayıp-kaçak bedeli enerji iletim-dağıtım sistemi genelindeki kayıpların tüketime göre paylaştırılmasıdır. Biri hizmet bedeli, diğeri enerji maliyet bedeli niteliğindedir. Her ikisi de EPDK tarafından onaylanan tarifeler kapsamında tahsil edilse de, kayıp-kaçak bedeli coğrafi bölgelere göre değişebilen oranlara sahipken sayaç okuma bedeli ulusal düzeyde sabittir. Ayrıca hukuki açıdan, kayıp-kaçak bedeli geçmişte yoğun itiraza konu olmuş ve 2016’da kanunla açıkça yasal zemine oturtulmuştur; sayaç okuma bedeli ise zaten baştan beri hizmet bedeli olarak tarifenin meşru bir parçası kabul edilmiştir.

Sayaç okuma bedeli ile dağıtım bedeli farkı nedir?

Dağıtım bedeli, elektriğin üretim noktasından ev veya işyerlerine ulaşmasına kadar geçen iletim ve dağıtım süreçlerinin maliyetini karşılamak üzere, tüketilen enerji miktarı üzerinden hesaplanan bir ücrettir. Örneğin bir abone, tükettiği her kWh enerji için belirli kuruş dağıtım bedeli öder; bu bedel elektrik şebekesinin bakımı, yatırımı, iletim hatlarının işletimi gibi masrafları içerir. Sayaç okuma bedeli ise dağıtım bedelinin bir alt unsuru olarak değerlendirilebilecek, fakat metodoloji olarak farklı bir kalemdir. Sayaç okuma bedeli sabit bir hizmet ücreti olup, elektrik sayacının okunması ve faturalama hizmeti için alınır ve tüketim miktarına bağlı değildir.

Aralarındaki farkları şu şekilde özetleyebiliriz:

  • Hesaplama Yöntemi: Dağıtım bedeli, tüketilen elektrik miktarı (kWh) ile orantılıdır; tüketim arttıkça dağıtım bedeli lineer biçimde artar. Sayaç okuma bedeli ise kWh’den bağımsız sabit bir rakamdır; tüketim sıfır dahi olsa eğer fatura düzenlendiyse bu bedel alınır.
  • Kapsam: Dağıtım bedeli, elektrik enerjisinin iletimi, dağıtımı, trafoların bakımı, arıza onarımı, kayıp-kaçak gibi geniş kapsamlı maliyetleri içerir. Sayaç okuma bedelinin kapsamı daha dardır: Sadece sayacın okunması, endeks verilerinin toplanması ve faturalaştırma süreciyle ilgilidir.
  • Faturada Gösterim: Günümüzde dağıtım bedeli, bahsedildiği gibi, iletim ve kayıp-kaçak dahil tek bir kalem halinde faturalarda yer alır. Sayaç okuma bedeli ise bu kalemin içinde erimiştir ve ayrıca gösterilmez (2016 öncesi gösteriliyordu). Dağıtım bedeli kalemi birkaç alt unsurun toplamı iken, sayaç okuma bedeli tekil bir unsurdur.
  • Tutar Farkı: Dağıtım bedeli, enerji birim fiyatına yakın düzeyde, faturanıza önemli etki eden bir kalemdir (mesken abonede aktif enerji tutarına yakındır). Sayaç okuma bedeli ise çok küçük bir tutardır (meskende genelde dağıtım bedelinin de küçük bir parçası, toplam faturanın binde mertebesi). Örneğin 100 TL’lik faturada dağıtım bedeli yaklaşık 30 TL olabilirken, sayaç okuma bedeli 0,5 TL gibi bir miktardır.

Sonuç olarak dağıtım bedeli, elektrik arzının fiziksel altyapısına ilişkin genel bir ücret olup değişken bir maliyettir; sayaç okuma bedeli ise sabit bir hizmet ücretidir. Her ikisi de tüketiciden alınsa da, farklı maliyet unsurlarını temsil eder. Dağıtım bedelini ödemezseniz aslında şebekeyi kullanmanın maliyetini karşılamamış olursunuz; sayaç okuma bedelini ödemezseniz sayacınızın okunması ve faturalama hizmetinin maliyeti karşılanmamış olur. Ancak uygulamada her ikisi de tek faturayla birlikte ödendiğinden tüketici bunları ayrı ayrı ödemez, toplam faturanın içinde birleşik olarak öder.

Sayaç okuma bedeli ile Perakende Satış Hizmet Bedeli aynı mıdır?

Perakende Satış Hizmet Bedeli (PSH), elektrik tedarik şirketlerinin müşterilere fatura çıkarma, tahsilat, müşteri hizmetleri gibi faaliyetlerinin genel maliyetlerini karşılamak için tarifelere konulan bir bedeldir. Sayaç okuma bedeli ise daha spesifik olarak, bu perakende hizmet faaliyetlerinin içindeki sayaç okuma ve faturalandırma işleminin maliyetine tekabül eden kısımdır. Tarihsel olarak, sayaç okuma bedeli PSH bedelinin bir parçası olarak görülmüştür. Nitekim 2011 yılına kadar faturalar ayrıştırılmadan önce PSH altında gizliydi; 2011’deki EPDK düzenlemesiyle “PSH bedeli içinde yer alan sayaç okuma bedelinin” faturalarda ayrıca gösterilmesine karar verildi. Bu uygulama sonrasında, sayaç okuma bedeli PSH’den ayrı bir satıra çıkmış oldu.

Dolayısıyla PSH ile sayaç okuma bedeli tam olarak aynı şey değildir, ancak birbirleriyle yakından ilişkilidir. PSH bedeli, sayaç okuma dahil perakende satış faaliyetlerinin tümünü kapsar. Bu kapsamda:

  • PSH Bedeli: Müşteri hizmetleri, çağrı merkezi, faturalama sistemleri, tahsilat işlemleri, bildirimler gibi geniş bir yelpazedeki maliyetleri içerir. Tarife grubuna göre genellikle tüketimle orantılı veya sabit bir tutar olarak alınabilir (geçmişte PSH de birim fiyatın içindeydi, sonra ayrıştırıldı).
  • Sayaç Okuma Bedeli: PSH kapsamındaki en somut operasyonel işlemlerden biri olan sayaç okuma ve veri işleme faaliyetinin maliyetidir. Bu nedenle PSH’nin alt unsuru olarak tanımlanır.

Günümüzde, elektrik faturalarında PSH bedeli ayrı bir kalem olarak genellikle görünmemektedir; çünkü perakende satış hizmetine ilişkin maliyetler ya doğrudan enerji bedeline eklenmiş ya da dağıtım bedeli ile birleştirilmiştir (tarifelerin düzenleniş biçimine göre). Bir dönem (2013-2015 arası) PSH bedeli faturada ayrı kalemdi, ardından düzenlemelerle sadeleştirildi. Sayaç okuma bedeli de 2016 itibarıyla görünmez hale gelip dağıtım bedeline yedirilince, PSH bedelinin bir parçası olarak geri planda kalmıştır.

Sonuç olarak, sayaç okuma bedeli = PSH bedelinin tamamı demek doğru değildir. PSH bedeli daha geniş kapsamlıdır. Ancak sayaç okuma bedeli, PSH bedelinin içindeki belirli bir maliyet unsurudur ve geçmişte tarifeler ayrıştırılırken PSH’den çıkarılarak ayrı tahsil edilmeye başlanmıştır. Bugün her ikisi de tüketiciye nihai faturada yansıtılmaya devam eder, fakat tek bir toplam dağıtım-hizmet ücreti şeklinde birleşik olarak alınır. Yani, teknik olarak sayaç okuma bedeli PSH’nin alt bileşeni olarak mevcuttur, ama faturalama açısından ikisi bir arada, entegre bir şekilde tahsil edilmektedir.

Sayaç okuma bedeli ile ilgili mahkeme kararları nelerdir?

Sayaç okuma bedeli zaman içinde çeşitli yargı kararlarına konu olmuştur. İşte önemli bazı mahkeme kararları ve sonuçları:

  • Danıştay 2010-2011 Kararları: Elektrik faturalarındaki sayaç okuma bedelinin tüketilen enerjiye göre oransal alınması uygulaması, Danıştay tarafından hakkaniyete aykırı bulunmuştur. Danıştay, yüksek tüketimli abonelere aşırı yük bindiren bu uygulamanın düzeltilmesini istemiştir. Bu karar üzerine EPDK, 2011 sonunda aldığı kararla sayaç okuma bedelini sabit ücrete çevirmiştir (2012’den itibaren geçerli olacak şekilde). Yani Danıştay’ın yönlendirmesi bedelin tamamen kaldırılması değil, sabitlenerek adil hale getirilmesi yönünde olmuştur.
  • Tüketici Mahkemeleri ve Yargıtay (2013-2015): Bazı ticari aboneler ve tüketici dernekleri, sayaç okuma ve kayıp-kaçak gibi bedellerin sözleşmelerinde yazmadığı gerekçesiyle dağıtım şirketlerine dava açtılar. İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri gibi yerel mahkemeler, ilk aşamada tüketicileri haklı bularak bu bedellerin haksız olduğuna ve iadesine karar verdi. Bu kararlar temyiz edilince dosyalar Yargıtay’a geldi. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2014-2015 yıllarında bazı dosyalarda yerel mahkemenin iade kararlarını onayladı – yani o dönemde Yargıtay, sözleşmede hüküm bulunmayan bu tür yan bedellerin tahsilinin haksız olabileceği yönünde sinyal verdi. Bu, kamuoyunda “kayıp-kaçak ve diğer bedeller iade edilecek” beklentisini doğurdu.
  • Yasal Düzenleme (2016): Yargıtay’ın bazı kararları sonrasında enerji piyasasında ciddi belirsizlik oluşunca, hükümet konuyu yasal çözüm yoluna götürdü. 17 Haziran 2016’da yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile Elektrik Piyasası Kanunu’na geçici maddeler eklendi. Bu düzenleme açıkça, geçmişte faturalarda tahsil edilmiş kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti gibi bedellerin yasal dayanağa sahip olduğu ve bu bedellerin geriye dönük iade edilemeyeceğini hüküm altına aldı. Ayrıca devam eden davaların tüketici aleyhine olacak şekilde sonuçlanması için yönlendirici hükümler getirildi. Bu kanun değişikliğiyle fiilen Yargıtay’ın önceki içtihatları hükümsüz kalmış oldu.
  • Anayasa Mahkemesi (2017): Yapılan yasal düzenleme, bazı tüketiciler tarafından Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Anayasa Mahkemesi Temmuz 2017’de verdiği kararla, bu kanuni değişikliğin anayasal ilkelere aykırı olmadığına hükmetti. Mahkeme, kayıp-kaçak ve benzeri bedellerin kanunla tahsilatının devam ettirilmesinin kamu yararı amacı güttüğünü belirtti.
  • Danıştay İdari Dava Daireleri (2020-2021): Tüketici derneklerinin EPDK tarifelerinin iptali için açtıkları davalarda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, yukarıdaki yasal durumları da dikkate alarak sayaç okuma bedelinin ve diğer bedellerin tahsiline devam edilmesinde hukuka aykırılık görmedi. 2021 yılında sonuçlanan bir davada Kurul, tüketici taleplerini reddederek tarifelerin yürürlükte kalmasını onadı. Bu, artık yargı yolunun tükenmesi anlamına gelmektedir.

Özetle, mahkeme kararları başlarda tüketici lehine gibi görünse de, en nihayetinde mevzuat değişikliği ve yüksek mahkeme kararları ile sayaç okuma bedelinin tahsilatının hukuka uygun olduğu kesinleşmiştir. Günümüzde bu konu yargısal açıdan netliğe kavuşmuş durumdadır: Sayaç okuma bedeli, yasal ve geçerli bir ücret olarak elektrik faturalarında yer alabilir ve tüketiciler bu bedelin iptali veya iadesi için yeni bir hukuki kazanım elde edememiştir.

Sayaç okuma bedeli, elektrik faturasının ne kadarını oluşturur?

Sayaç okuma bedeli, tutar olarak elektrik faturasındaki en küçük kalemlerden biridir ve toplam faturanın çok küçük bir bölümünü oluşturur. Konut aboneleri örneğinde, tek zamanlı normal bir tarife için aylık sayaç okuma bedeli yaklaşık 0,3-0,5 TL civarındadır. Bu değer, ortalama bir faturada genellikle %1’in altındaki bir paya denk gelir. Örneğin aylık 100 TL tutarında elektrik tüketimi olan bir mesken abonede, dağıtım ve enerji bedelleri, vergiler dahil olmak üzere toplam 100 TL’nin sadece 40-50 kuruş kadarı sayaç okuma bedelidir (yaklaşık binde 4-5 oranında). Kalan tutarın büyük kısmı enerji bedeli, dağıtım bedeli, vergiler ve fonlardan oluşur.

Sanayi veya ticarethane abonelerinde de durum benzerdir: Orta gerilim aboneler 4,16 TL civarında bir bedel ödemektedir ki bu da onların faturalarının binde mertebelerinde bir orandır. Hatta çok yüksek tüketimli sanayi tesislerinde sayaç okuma bedeli neredeyse ihmal edilebilir düzeydedir; zira tüketimden kaynaklı bedeller onbinlerce TL olabilirken, okuma bedeli sabit birkaç TL olarak kalır. Bu nedenle, sabit bir ücret olduğu için tüketim arttıkça fatura içindeki göreli payı daha da küçülür.

2010’lu yıllardaki bir istatistiğe göre, her aboneden alınan ortalama 50 kuruşluk sayaç okuma bedeli, ülke genelinde ayda yaklaşık 8,5 milyon TL’lik bir kaynak yaratmaktadır. Bu veri, tek tek aboneler için küçük görünen miktarın, toplamda dağıtım şirketleri için önemli bir maliyet unsurunu karşıladığını da gösterir. Yine de bireysel faturalar açısından bakıldığında, sayaç okuma bedeli, TRT payı (kaldırılmadan önce) veya enerji fonu gibi diğer ufak kalemlerle birlikte en düşük tutarlı ögeler arasındadır. Sonuç olarak tüketiciler, faturalarını incelerken bu bedelin toplam tutara etkisinin çok az olduğunu; esas ağırlığın enerji bedeli, dağıtım bedeli ve vergi gibi kalemlerde olduğunu göreceklerdir. Bu küçük tutara rağmen sayaç okuma bedeli, milyonlarca abonenin ödediği sabit bir ücret olduğu için dağıtım şirketleri açısından toplanan toplam meblağ anlamında önem taşımaktadır.

Sayaç okuma bedeli, elektrik faturasının ne kadarını oluşturur?

Sayaç okuma bedeli, elektrik faturasının ne kadarını oluşturur?

Sayaç okuma bedeli su ve doğalgaz faturalarında da var mı?

Sayaç okuma bedeli kavramı, elektrik dışında diğer altyapı hizmetlerinde de benzer şekilde gündeme gelebilmektedir, ancak uygulama şekli farklılık gösterir:

  • Su Faturaları: Belediyelerin ve su idarelerinin kestiği su faturalarında genellikle ayrı bir “sayaç okuma bedeli” ibaresi bulunmaz. Su sayacının okunması ve faturalama giderleri, su tarifesinin içine veya “hizmet bedeli” adı altında sabit bir ücrete yedirilmiş olabilir. Örneğin bazı şehirlerde su faturalarında “abonelik hizmet bedeli” veya “bakım bedeli” adı altında sabit bir tutar yer alır ki bu, sayaç okuma ve genel giderlerin karşılığıdır. Ancak birçok belediye su idaresi, siyasi kararlar gereği son yıllarda bu tür sabit ücretleri kaldırmış veya asgari düzeye indirmiştir. Dolayısıyla su faturanızda elektriktekine benzer bir sayaç okuma kalemi görmezsiniz; suyun metreküp fiyatına veya sabit ücretine dâhil olarak bu hizmet maliyeti tahsil edilir.
  • Doğalgaz Faturaları: Doğalgaz dağıtım şirketleri de abonelerin gaz sayaçlarını düzenli okurlar ve fatura çıkarırlar. Geçmişte doğalgaz faturalarında da “dağıtım hizmet bedeli” adı altında sabit bir ücret bulunmaktaydı. Örneğin bazı özel gaz dağıtım şirketleri aylık belirli bir sabit ücret (ortalama 1-2 TL) alırlardı. Ancak 2016 yılında yapılan düzenlemelerle, doğalgazda abonelerden alınan sabit hizmet bedeli kaldırıldı ve tüm bedeller tüketim birim fiyatına eklendi. Bu nedenle günümüzde doğalgaz faturalarında da sayaç okuma için ayrı bir kalem yoktur; gaz birim fiyatı veya dağıtım bedeli içinde bu maliyetler karşılanır. Bazı dağıtım bölgelerinde “sistem kullanım bedeli” gibi ifadeler olabilir, ama bunlar da genellikle tüketimle orantılıdır.
  • Isı Pay Ölçer/Kalorimetre Sistemleri: Apartmanlarda merkezi sistem ısıtmada kullanılan ısı pay ölçer sistemlerinde, özel firmalar belli periyotlarla cihazları okuyup maliyet paylaştırması yapar. Bu hizmet için genelde apartman yönetimine fatura kesilir ve bir “okuma/işletim ücreti” söz konusudur. Bu, elektrik faturası mantığından farklı olarak toplu bir hizmet sözleşmesidir ve dairelere paylaştırılır.

Özetle, elektrik sektörü, sayaç okuma bedelini yıllarca faturalarda şeffafça göstermesiyle diğer sektörlerden ayrılmıştır. Su ve doğalgazda sayaç okuma maliyeti elbette vardır ancak bunlar genellikle ayrı bir kalem olarak faturalara yansıtılmamaktadır. Bunun yerine tarifelerin genel yapısına dahil edilerek veya sabit ücret kapsamında tahsil edilmektedir. Bu yüzden elektrik faturasında görmeye alıştığımız sayaç okuma bedeli ibaresini su ya da gaz faturalarınızda görmemeniz normaldir. Ama bu, o hizmetlerde sayaç okuma maliyeti olmadığı anlamına gelmez; sadece tahsilat yöntemi farklıdır.

Sayaç okuma bedeli abonelik türlerine göre değişir mi?

Sayaç okuma bedeli, aboneliğin teknik özelliklerine göre tutar açısından farklılık gösterebilir, ancak her abonelik türünde prensip olarak tahsil edilir. Türkiye’de EPDK, sayaç okuma bedelini belirlerken aboneleri genellikle iki ana gruba ayırmıştır:

  1. Alçak Gerilim (AG) Aboneleri: Ev (mesken), küçük işyeri (ticarethane), düşük güçte sanayi aboneleri vb. Bu grup, elektriği dağıtım şebekesinden alçak gerilim seviyesinde alan, genelde 0,4 kV bağlantılı müşterilerdir. AG aboneleri için sayaç okuma bedeli ülke genelinde aynıdır ve çok cüzidir (2011’den beri 0,41 TL civarında) . Bu tutar ev, dükkân, ofis gibi tüm düşük gerilim kullanıcılarında aynıdır; mesken-ticarethane ayrımı yapılmaz. Yani bir ev abonesi de, küçük bir atölye abonesi de AG kategorisinde ise aynı bedeli öder.
  2. Orta Gerilim (OG) Aboneleri: Fabrika, büyük işletme, organize sanayi bölgesi gibi doğrudan dağıtım transformatöründen orta gerilim düzeyinde enerji alan abonelerdir (genelde 34,5 kV ya da 15,8 kV seviyesinde bağlantılı). Bu aboneler için sayaç okuma bedeli, AG’ye göre daha yüksek belirlenmiştir; çünkü bu tesislerin sayaçları çoğunlukla daha büyük ve okuma süreci de farklı olabilmektedir. OG aboneleri yıllardır okuma başına yaklaşık 4,16 TL ödemektedir . Bu tutar, OG aboneye özel bir sabit bedeldir ve tüm OG abonelerde aynıdır (sanayi, şehir şebekesi OG aboneliği vs. fark etmez).

Abonelik türü derken kastedilen mesken, ticarethane, sanayi tarifesi gibi kategoriler ise, sayaç okuma bedeli bu kategoriler arasında değişmez eğer aynı gerilim seviyesindelerse. Örneğin bir mesken aboneliği (AG) ile bir ticarethane aboneliği (AG) arasında sayaç okuma bedeli farkı yoktur; ikisi de AG tarifesine tabi olduğundan aynı bedel alınır. Ancak bir sanayi aboneliği OG seviyesinde ise, o zaman bu teknik bağlantı farkından dolayı daha yüksek bedel öder. Bu fark da aslında 2011 düzenlemesinden kaynaklanır ve günümüze kadar korunmuştur.

Şu da vurgulanmalıdır ki: Sayaç okuma bedeli tutarlarındaki bu OG/AG farklılığı, sayaç okuma hizmetinin maliyet yapısından ileri gelir. OG abonelerin sayaçları genelde trafo merkezlerinde olduğundan okunması belki daha az sayıda personel gerektirir ancak eskiden bu abonelerden tüketim oranına göre çok yüksek bedeller alındığı için, sabit bedel belirlenirken bir denge gözetilmiştir. Sonuç itibariyle, abonelik türünüz konut, işyeri ya da sanayi olsun fark etmeksizin sayaç okuma bedeli ödersiniz; sadece eğer yüksek gerilimden beslenen çok büyük bir tesis değilseniz, herkesle aynı küçük tutarı ödersiniz. Büyük tesisler de kendi kategorilerinde gene standartlaştırılmış tutarı öderler.

Sayaç okuma bedeli, akıllı sayaç kullanan abonelere de uygulanır mı?

Evet, akıllı sayaç kullanan abonelere de sayaç okuma bedeli uygulanır. Akıllı sayaçlar (AMI/AMR sistemleri), tüketim verilerinin uzaktan okunabilmesine imkan veren gelişmiş cihazlardır. Bu sayaçlar sayesinde dağıtım şirketi, sayacı yerinde ziyaret etmeksizin merkezi sistem üzerinden tüketim bilgilerini alabilir. Ancak bu durum, sayaç okuma hizmetinin tamamen ücretsiz hale geldiği anlamına gelmez. Akıllı sayaçların uzaktan okunması için de iletişim altyapısı, veri yönetim sistemleri ve yazılımlar kullanılmaktadır; bunların kurulumu ve işletimi maliyetlidir. Dolayısıyla bu maliyetler yine tarifedeki sayaç okuma bedeli kapsamında toplanmaya devam eder.

Akıllı sayaç kullanan aboneler genelde büyük tüketiciler (sanayi, ticari binalar) veya dağıtım şirketlerinin pilot projeler dahilinde seçtiği meskenler olabilir. Bu abonelerin faturalarında, geleneksel sayaç kullanan abonelerle aynı tutarda sayaç okuma bedeli yer alır. Yani akıllı sayaç, “sayaç okuma bedelinden muafiyet” sağlamaz. Teknik olarak belki okuma işlemi için personel gitmemektedir, ama dağıtım şirketi bu kez de cihazların uzaktan izlenmesi için sistem maliyetine katlanmaktadır.

Hatta Otomatik Sayaç Okuma Sistemi (OSOS) diye adlandırılan bu uzaktan okuma yapısının işletilmesi, ilk yatırım maliyetleri yüksek olduğundan, belli bir süre daha klasik okuma yöntemine göre pahalıya bile çıkabilmektedir. EPDK, tarifeleri belirlerken genel maliyetleri dikkate aldığı için, akıllı sayaçların olduğu bölgelerde ekstra bir indirim durumu tarifede tanımlanmamıştır – tüm aboneler eşit sayaç okuma bedeli öder.

Örneğin bir organize sanayi bölgesindeki fabrikaların sayaçları akıllı ise, her biri aylık 4,16 TL (OG abone ise) sayaç okuma bedeli ödemeye devam eder. Sayaçların akıllı olması, bu bedelin faturalardan çıkarılması için bir gerekçe oluşturmaz. İleride akıllı şebekelerin yaygınlaşıp sayaç okuma maliyetlerinin çok düşmesi halinde EPDK tarife metodolojisini güncelleyebilir; ancak 2025 itibarıyla böyle bir ayrım yapılmamıştır. Kısaca, akıllı veya mekanik sayaç fark etmeksizin, faturalandırma hizmeti alan her abone sayaç okuma bedelini öder. Sadece, akıllı sayaçların uzaktan okuma avantajı sayesinde, okuma işleminin başarısız olması veya tahakkuk hatası gibi riskler azalır, bu da hizmetin kalitesini artırır – ancak bedelin uygulanması açısından bir farklılık yaratmaz.

Sayaç okuma bedelini kim tahsil eder?

Sayaç okuma bedeli, tüketicinin elektrik faturasını ödediği aşamada tahsil edilir ve bu tahsilat elektrik hizmet zincirindeki ilgili şirketler arasında paylaştırılır. Faturanızda görünen tüm bedeller gibi, sayaç okuma bedelini de elektrik tedarikçisi (görevli perakende satış şirketi veya serbest piyasada anlaştığınız tedarikçi) sizden tahsil eder. Ancak bu bedelin nihai adresi, dağıtım hizmetlerini yürüten elektrik dağıtım şirketidir. Zira sayacı okuma ve faturalama hizmetini fiilen sağlayan, dağıtım şirketi ve onun anlaşmalı okuma birimleridir.

Türkiye’deki mevcut yapı gereği, dağıtım şirketleri perakende şirketlerine tarife yoluyla belirlenmiş bedelleri fatura eder. Perakende satış şirketi de bunları son kullanıcı faturasında tahsil eder ve dağıtım şirketine aktarır. Bu bağlamda, sayaç okuma bedeli, dağıtım şirketinin alacağı olan bir hizmet bedelidir, fakat tüketici bu ödemeyi ayrı bir kuruma yapmaz; elektrik faturası üzerinde tek seferde öder. Faturada (2016 öncesi dönemde) sayaç okuma bedeli ayrı gösterildiğinde dahi, ödenen tutar yine toplam faturanın içinde gelirdi. Banka, PTT veya online ödeme ile faturayı ödediğinizde, içindeki sayaç okuma bedeli de dağıtım şirketinin hesaplarına aktarılacak şekilde düzenlenmiştir.

Kısaca, tüketici açısından bakıldığında sayaç okuma bedelini ödediği muhatap, elektrik faturası geldiğinde ödeme yaptığı tedarikçi/dağıtım kurumu veya aracıdır. Şirketler arası bakıldığında ise, toplanan bu tutar EPDK’nın belirlediği tarife mekanizması içinde dağıtım şirketine intikal eder. Bu nedenle bazen karışıklık yaşanabilir: Örneğin bir bölgede elektrik tedarikçisi farklı, dağıtım şirketi farklıysa, tüketici faturasını tedarikçiye öder ama bu bedel sonuçta dağıtım şirketine iletilir.

Sonuç olarak, sayaç okuma bedelini “alan” kurum dağıtım şirketidir, ancak tahsilatını yapan genellikle elektrik satış faturanızın düzenleyicisidir. Faturanız bu ayrımı net göstermeyebilir, çünkü pek çok kalem toplu halde tahsil edilir. Bu konuda EPDK’nın düzenlemeleri tüketiciyi ilgilendiren kısımda, kimin kime ne kadar aktaracağı değil, toplamda sizin ne kadar ödeyeceğinizdir. Siz faturanızın tamamını ödediğinizde yasal olarak yükümlülüğünüzü yerine getirmiş olursunuz; sayaç okuma bedeli de bu ödeme içinde ifa edilmiş olur.

Sayaç okuma bedeli tek zamanlı ve çok zamanlı tarifelerde farklı mıdır?

Elektrik tarifeleri, tek zamanlı (gündüz-gece ayrımı olmadan tek fiyatlı) veya çok zamanlı (gündüz, puant, gece farklı fiyatlı) olabilir. Ancak bu tarife farkı sadece enerji birim fiyatlarına ilişkindir; sayaç okuma bedelinin tarife zaman dilimleriyle bir bağlantısı yoktur. Yani tek zamanlı tarife kullanan bir abone ile çok zamanlı tarife kullanan bir abone, eğer aynı tüketici grubu ve aynı gerilim seviyesindeyse, aynı sayaç okuma bedelini öder.

Çok zamanlı tarifelerde elektronik sayaçlar üç dilimde tüketimi kaydeder (Gündüz, Puant, Gece) ve fatura bu dilimlere göre hesaplanır. Sayaç okuma sırasında da bu üç endeks okunur. Fakat sayaç okuma bedeli, “kaçağı ayrı okuyorum, fazla iş var o yüzden fazla ücret” mantığında işlemez; bu bedel tarifeden bağımsız sabittir. İster tek zamanlı olsun ister çok zamanlı, bir sayacın okunması bir hizmettir ve tek bir okuma bedeliyle ücretlendirilir. Örneğin evinizde çok zamanlı tarife kullansanız da sayaç okuma bedeli yine 0,41 TL (AG) civarıdır; tek zamanlı kullanan komşunuz da aynı rakamı öder.

Bu durum, tarifenizin yapısı nedeniyle sayaç okuma maliyetinin değişmemesinden kaynaklanır. Elektronik sayaçların çok zamanlı okuma özelliği, okuma işlemini daha karmaşık hale getirmez; cihaz tek seferde tüm endeksleri hafızasından verir. Dağıtım personeli de ya da otomatik sistem de bu veriyi bir defada alır. Dolayısıyla üç zamanlı tarife kullanıyorum, benden ekstra okuma ücreti alınır mı? gibi bir endişeye gerek yoktur – alınmaz.

Aynı şekilde tek zamanlı tarifede de bir indirim söz konusu değildir, zaten herkes için sabit olan bir bedeldir. Kısacası sayaç okuma bedeli tarifeden bağımsızdır: Tek zamanlı, üç zamanlı, elektrikli ısıtma, tarımsal sulama gibi hangi alt tarife olursa olsun, önemli olan abonenin bağlı olduğu gerilim seviyesi ve abone grubudur (mesken, sanayi vb. – ki bunlar da gerilimle ilişkilidir). Zaman dilimli tarifeler, sadece enerji bedelinin farklı saatlerde farklı fiyatlanmasını düzenler, hizmet bedellerini etkilemez. Bu nedenle, tarifenizi değiştirseniz de (örneğin tek zamanlıdan çok zamanlıya geçseniz de) sayaç okuma bedeli tutarı aynı kalacaktır.

Sayaç okuma bedeli konusunda tüketicilerin dikkat etmesi gerekenler nelerdir?

Tüketiciler olarak, sayaç okuma bedeliyle ilgili bilinçli olmak ve haklarımızı bilmek önemlidir. Dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıralayabiliriz:

  • Faturanızı Detaylı İnceleyin: Elektrik faturanızın kalemlerini anlamaya çalışın. Güncel faturalarda sayaç okuma bedeli ayrı yazmasa bile, dağıtım bedelinin içerisinde bu hizmet için küçük bir pay ödediğinizi bilin. Faturanın arka yüzünde veya detay bölümünde tarifenizin dökümü verilebilir. Oradan “dağıtım bedeli” kaleminin neleri içerdiğine dair bilgilendirme metnini okuyabilirsiniz.
  • Hizmet Alınmadığında Ücret Yok: Sayaç okuma bedeli, ancak hizmet verildiyse alınır. Eğer uzun süre evinizde tüketim olmaz ve fatura gelmezse veya okuma yapılmadığını fark ederseniz (genelde faturalarda “tüketim yok” ibaresiyle anlaşılır), o dönem için sayaç okuma bedeli yazılmaması gerekir. Böyle bir durumda sonraki faturaları kontrol edin; eğer haksız bir yansıtma varsa düzeltme isteyin.
  • Tarife Değişikliklerini Takip Edin: EPDK, tarifelerde değişiklik yapabilir. Bugün sayaç okuma bedeli dağıtım bedeline dahil edilmiştir. İleride tekrar ayrı gösterilmesi veya tutarında değişiklik olması gibi kararlar alınabilir. Bu tür gelişmeler basına yansır veya EPDK duyurularında belirtilir. Tüketicilerin dönem dönem EPDK’nın yayınladığı tarife tablolarına göz atması (EPDK resmi sitesinde bulunabilir) faydalı olabilir.
  • Hatalı Okuma ve İtiraz: Faturanızdaki tüketim miktarının hatalı olduğunu düşünüyorsanız (örneğin sayacınız okunmamış ama yüksek fatura geldiyse),  sayaç okuma bedeli de dahil tüm faturaya itiraz edebilirsiniz. Bu durumda dağıtım şirketi inceleme yapacaktır. Sayaç okuma bedeli tek başına itiraz konusu olmamakla birlikte, “sayaç hiç okunmadı ama bedeli alındı” gibi somut bir hata varsa bunu dilekçenizde belirtin. Normal şartlarda sayaç okunmadan fatura kesilmez; eğer kestilerse bu bir hatadır ve düzeltilmelidir.
  • Güncel Mevzuatı Bilin: Sayaç okuma bedeliyle ilgili geçmiş yıllarda çok tartışma oldu ancak son durumda bunun yasal olduğu kanunla sabitlendi. Dolayısıyla internette veya çevrenizde “bu bedeli ödemeyin”, “dava açıp geri alın” gibi söylemler duyarsanız temkinli olun. Güncel mevzuata göre böyle bir hakkımız bulunmuyor. Enerjinizi hukuki olarak kazanma şansı düşük girişimlere harcamak yerine, enerji tasarrufu yapmaya odaklanmak daha yararlı olabilir.
  • Tüketici Hakları: Elektrik aboneleri olarak, sayaç okuma bedelinin haksız uygulandığını düşünüyorsanız elbette ki EPDK’ya şikayette veya Tüketici Hakem Heyetine başvuruda bulunabilirsiniz. Ancak bu bedelin genel uygulanışı yasal dayanağa sahip olduğu için bu merciler ücreti iptal edemez; sadece hatalı uygulama varsa düzeltilmesini sağlar. Yine de faturanıza ilişkin her türlü sorunda hakkınızı arayabileceğinizi unutmayın.

Özetle, sayaç okuma bedeli konusunda yapmanız gereken en önemli şey, faturalarınızı okuyup anlamak ve olası bir yanlışlık görürseniz ilgili kuruma zamanında bildirim yapmaktır. Bunun dışında, bu bedelin varlığı konusunda endişe etmeye gerek yoktur; tutarı çok düşüktür ve yasal bir hizmet karşılığıdır. Tasarruf etmek için esas odaklanmanız gereken kalem enerji tüketimi olmalıdır, zira faturanızın büyük kısmını tüketim oluşturur. Sayaç okuma bedeli, varlığıyla sizi yanıltmamalı; güvenilir bir elektrik hizmeti almanın rutin bir parçasıdır.

Sayaç okuma bedeli ileride kaldırılacak mı?

Günümüzde sayaç okuma bedelinin tamamen kaldırılmasına ilişkin yürürlükte olan bir karar veya düzenleme bulunmamaktadır. EPDK ve ilgili devlet kurumları, elektrik tarifelerinin yapısını dönem dönem değerlendirmekte ve gerekirse değişiklikler yapmaktadır; ancak 2025 itibarıyla sayaç okuma bedelinin tüketiciye yansıtılmaması gibi bir gündem söz konusu değildir. Bu bedel, dağıtım şirketlerinin operasyonel maliyetlerini karşılamak için önemlidir ve kaldırılması halinde bu maliyetin farklı bir kaleme eklenmesi (örneğin dağıtım bedelinin artırılması) gerekecektir. Dolayısıyla, tamamen ortadan kaldırmak yerine, mevcut uygulamanın sürdürülmesi eğilimi baskındır.

Buna karşın, geçmişte sayaç okuma bedelinin tüketiciye yansıtılmaması yönünde politik öneriler dile getirilmiştir. Örneğin, 2021 yılında bazı milletvekilleri ve muhalefet partileri elektrik faturalarının hafifletilmesi amacıyla kanun teklifleri hazırlamışlardır. Bu tekliflerde TRT payının kaldırılması, kayıp-kaçak ve sayaç okuma masraflarının tüketiciye yansıtılmaması gibi maddeler yer almıştır. Nitekim TRT payı 2022’de kaldırılmıştır; ancak kayıp-kaçak ve sayaç okuma gibi bedeller konusunda hükümet mevcut durumda bir değişiklik yapmamıştır.

İleride ne olacağı konusunda kesin bir şey söylemek mümkün değilse de, şunları göz önünde bulundurabiliriz:

  • Teknik Gelişmeler: Akıllı şebeke teknolojileri yaygınlaştıkça sayaç okuma maliyetleri düşebilir. Uzaktan okuma sistemleri tüm ülkeye yayılır ve manuel okuma maliyeti neredeyse sıfırlanırsa, belki bu bedelin ayrı bir unsur olarak tarifede tutulmasına gerek kalmayabilir. Ancak yakın gelecekte tüm sayaçların akıllı olması hedefi henüz uzaktadır.
  • Politik Kararlar: Sosyal devlet anlayışı ile elektrik faturalarındaki bazı kalemleri devlet üstlenebilir. Örneğin, “sayaç okuma bedelini devlet karşılıyor” denilerek faturadan çıkarılabilir. Bu durumda şirketlere bu bedel genel bütçeden ödenir. Fakat bu da kısa vadede beklenen bir adım değildir, zira tutar çok küçük olduğundan tüketici için sembolik, devlet için ise idari işlemi gereksiz kılacak bir kalem olabilir.
  • Tarife Sadeleşmesi: 2016’da yapıldığı gibi, ileride de faturaların sadeleştirilmesi gündeme gelebilir. Halihazırda sayaç okuma bedeli zaten görünürde dağıtım bedeline dahil edildi. Belki tamamen “dağıtım bedeline gömüldü” denilerek, tarife dokümanlarından da adı silinebilir. Bu durumda pratikte yine tüketici ödemeye devam eder ama ad olarak hiç anılmaz.

Şu anki projeksiyon, sayaç okuma bedelinin aynen tarifelerin parçası olarak kalacağı yönündedir. EPDK 5 yıllık tarife dönemlerini belirlerken (2021-2025 arası gibi) bu bedeli planlarına dahil etmiştir. Bu dönemin sonuna kadar değişiklik beklenmemektedir. Sonuç olarak, ileride kaldırılması ancak yeni bir kanun değişikliği veya EPDK kararıyla mümkün olabilir ki, yakın geçmişte bunun aksine (yani bedelin devamına) yönelik düzenlemeler yapılmıştır. Tüketici olarak, sayaç okuma bedelinin kaldırılması durumunda faturanızda birkaç liralık bir azalma olacağını bilmekte fayda var, ancak böyle bir gelişme olursa kamuoyuna duyurulacağından haberdar olabilirsiniz. Şu an için sayaç okuma bedeli uygulaması devam etmektedir ve kaldırılmasına dair resmi bir plan açıklanmamıştır.

Sayaç okuma bedeli dışında elektrik faturasında hangi bedeller vardır?

Elektrik faturaları, sayaç okuma bedeli dışında çeşitli kalemlerden oluşur. Her bir kalem farklı bir hizmet veya vergi/maliyet unsurunu temsil eder. 2025 itibarıyla tipik bir elektrik faturasında bulunan başlıca bedeller şunlardır:

  • Enerji Bedeli (Aktif Enerji Bedeli): Tükettiğiniz elektriğin bedelidir. Kullandığınız kWh miktarı ile birim enerji fiyatının çarpılmasıyla bulunur. Serbest piyasada tedarikçinizle anlaşmanıza göre veya düzenlenen tarifelere göre belirlenir. Faturanın en büyük kalemi genellikle budur.
  • Dağıtım Bedeli: Elektriğin santrallerden evinize ulaşması için gereken şebeke hizmetlerinin bedelidir. İletim hatlarının, dağıtım trafolarının, kabloların işletimi, bakımı, yenilenmesi gibi maliyetleri kapsar. Kayıp-kaçak enerji maliyetleri de artık bu kaleme dahildir. Dağıtım bedeli, tüketilen enerji miktarı ile orantılı olarak hesaplanır (kWh başına belirli kuruş). 2016’dan sonra iletim bedeli, kayıp-kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende hizmet bedeli gibi önceki alt kalemler “dağıtım bedeli” çatısı altında birleştirilmiştir. Yani güncel faturada enerji bedelinden sonra gördüğünüz dağıtım bedeli, aslında bu sayılan tüm unsurları içerir.
  • Vergi ve Fonlar: Elektrik faturalarında devlet tarafından alınan vergiler ve fon kesintileri bulunur:
    • Belediye Tüketim Vergisi (BTV): Resmi adı Elektrik Tüketim Vergisi olup belediyelere aktarılır. Mesken ve ticarethane abonelerinden aktif enerji bedelinin %5’i, sanayi abonelerinden %1’i oranında alınır.
    • Enerji Fonu: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın enerji yatırımları için kullandığı fondur. Aktif enerji bedelinin %0,7’si oranında kesinti yapılır.
    • TRT Payı: Türkiye Radyo Televizyon Kurumu payı idi, aktif enerji bedelinin %2’si olarak alınırdı. Bu pay, 2022 itibarıyla yapılan yasal değişiklikle kaldırılmıştır; artık faturalarda yer almamaktadır.
    • KDV (Katma Değer Vergisi): Tüm yukarıdaki bedellerin toplamına uygulanan dolaylı vergidir. Konut ve tarımsal aboneliklerde KDV oranı %8, diğer aboneliklerde %18 olarak uygulanmaktadır (2022 düzenlemesiyle mesken KDV’si indirilmiştir). KDV, faturanın en son kalemi olup toplam tutara eklenir.
  • Diğer Hizmet Bedelleri: Bazı durumlarda faturada ekstra hizmet bedelleri olabilir:
    • Kesme-Bağlama Bedeli: Fatura ödenmediği için elektriğiniz kesilip sonra açıldıysa, açma-kapama işlemi ücreti yansıtılır.
    • Güvence Bedeli Taksitleri: Yeni abonelik yaptığınızda alınan depozito (güvence bedeli) taksitlendiyse, faturada bir bölüm olarak görünebilir.
    • Reaktif Ceza Bedeli: Sanayi veya ticari abonelerde reaktif güç sınırını aşma durumunda gelen cezai bedeldir.
    • Düzenleme Kalemleri: EPDK’nın belirli dönemlerde uyguladığı ek veya indirim kalemleri (Özelleştirme öncesi alacakların tahsili, sayaç değişim bedeli vb. gibi istisnai durumlar) faturada yer alabilir, ancak bunlar genel değildir.
  • Abonelik Ücretleri (Faturalarda yer almaz, başlangıçta alınır): Bunlar faturanıza yansımasa da, abonelik başlangıcında Güvence Bedeli, Damga Vergisi, Bağlantı Bedeli gibi ücretler alınır. Bunlar tek seferlik olduğundan rutin faturaların içinde görülmezler.

Bugün standart bir mesken abonesinin elektrik faturasında Enerji Bedeli, Dağıtım Bedeli, BTV ve KDV kalemleri vardır (TRT payı kalktığı için yoktur, Enerji Fonu da 2018’den beri fiilen sıfırlanmıştır). Dağıtım bedelinin içinde sayaç okuma bedeli de zaten dahil durumdadır. Faturanın alt kısmında “Vergi ve Fonlar” adıyla BTV ve varsa diğer fonların toplamı belirtilir. Kurumsal abonelerde bu yapı benzerdir, sadece vergi oranları farklı olabilir.

Örnek bir fatura yapısı:

  • Aktif Enerji Bedeli: XX kWh × Birim Fiyat (TL/kWh) = A TL
  • Dağıtım Bedeli: XX kWh × Dağıtım Birim Fiyatı = B TL
  • (Dağıtım bedeline iletim, kayıp-kaçak, sayaç okuma, PSH dahildir)
  • Enerji Fonu: A TL × %0,7 = C TL (mesken için, 2018 sonrası Enerji Fonu oranı sıfırlandı)
  • BTV: A TL × %5 = D TL (mesken için; ticarethane de %5, sanayi %1)
  • Ara Toplam: A + B + C + D = E TL (vergisiz toplam)
  • KDV (%8 veya %18): E TL × %KDV = F TL
  • Genel Toplam Fatura: E + F TL.

Yukarıdaki bileşenlerden görüleceği üzere, sayaç okuma bedeli faturanın görünen kısmında ayrı yazmasa bile B bileşeninin (dağıtım bedelinin) içinde küçük bir paydır. Tüketiciler için en önemli kısım, toplam tutarı hangi kalemlerin şişirdiğini bilmektir: Genellikle yüksek tüketim (aktif enerji) asıl yükü getirir, ardından dağıtım bedeli ikinci büyük kalemdir. Vergiler belirli yüzdelerle bunların üzerinden hesaplandığı için onları azaltmak doğrudan mümkün değildir.

Özetle, sayaç okuma bedeli dışında faturanızda enerjinin üretim/tüketim bedeli, elektrik iletim-dağıtım hizmet bedelleri ve devletin aldığı vergi/fon kesintileri bulunmaktadır. Bu kalemlerin tamamı EPDK’nın tarife yönetmeliği ve ilgili kanunlarla düzenlenmiştir ve her birinin faturada yer alma sebebi farklı bir maliyet unsurudur.

Sayaç okuma bedeli ilk ne zaman uygulanmaya başladı?

Sayaç okuma bedeli, elektrik hizmetinin özelleşmesi ve maliyet ayrıştırılmasıyla birlikte hayatımıza giren bir kavramdır. Tarihsel olarak bakıldığında, tek bir noktadan yönetilen eski elektrik tarifelerinde ayrı bir sayaç okuma ücreti yoktu; bu maliyet enerji fiyatının içine dahil edilirdi. Ancak 2000’li yılların başında elektrik piyasası yeniden yapılandırılırken tarife bileşenleri ayrıştırılmaya başlandı.

Özellikle 2006 yılında EPDK, elektrik fiyatlarını ayrıştırma kararı aldı. 2007’den itibaren iletim bedeli, dağıtım bedeli ve perakende satış hizmet bedeli enerji fiyatından ayrı hesaplanır hale geldi. Bu ayrıştırma teknik düzeyde yapılsa da, 2007-2010 arası tüketicilerin faturalarında yine tek bir birim fiyat görülüyor, detaylar yansıtılmıyordu. Sayaç okuma bedeli ise bu ayrıştırılan perakende satış hizmet bedelinin içinde bir unsurdu ve henüz ilk aşamada görünür kılınmamıştı.

İlk kez uygulama olarak sayaç okuma bedelinin tüketici faturalarında ayrı bir kalem haline gelmesi 2011 yılı sonu itibarıyladır. EPDK, 28 Ekim 2011 tarih ve 2991 sayılı Kurul Kararı ile kayıp-kaçak bedeli ve sayaç okuma bedelinin faturalarda ayrıca yer almasına karar verdi. Bu karar sonucunda 1 Ocak 2012’den itibaren birçok abonede faturaların üzerinde “Sayaç Okuma Bedeli” satırı görünmeye başladı. Yani, fiilen sayaç okuma bedelinin bağımsız bir ücret kalemi olarak uygulaması 2012’de başladı diyebiliriz. Bu tarihten önce de dağıtım şirketleri sayaç okuma faaliyeti yapıyor ve bunun maliyetini bir şekilde tahsil ediyordu; fakat bu, faturalarda net biçimde ayırt edilemiyordu.

EPDK’nın bu kararı almasında Danıştay kararlarının etkisi de vardı. 2010-2011’de Danıştay, tüketilen enerjiye göre oransal alınan perakende hizmet bedellerinin (içinde sayaç okuma da var) sabitlenmesi gerektiğine hükmetmişti. EPDK da hem oransallığı kaldırmak hem de şeffaflığı artırmak için bu bileşeni açığa çıkarmıştır.

Özetle, sayaç okuma bedeli kavramı mevzuat düzeyinde 2000’lerde tarifelere girip 2007’de iç ayrıştırması yapılmış; tüketiciye yansıması ise 2012 itibarıyla başlamıştır. 2012-2015 arasında doğrudan faturalarda görünmüş, 2016’dan sonra gene görünmez olsa da tarifede varlığını sürdürmüştür. Yani “ilk uygulanma” ifadesini, tüketicinin ayrı bir ücret olarak görmesi anlamında alırsak 2012’dir. Yok, tamamen ilk kez tahsil edilmesi anlamında alırsak 2006-2007’dir (o dönem enerji bedelinin ayrıştırılmasıyla beraber). Daha eskiye gidersek, TEK döneminde dahi sayaç okuma personeli masrafı tabii ki vardı ama belirgin bir tarife unsuru değildi. Serbest piyasa yapısına geçilmesi bu kavramı hayatımıza net olarak sokmuştur.

Sayaç okuma bedeli ilk ne zaman uygulanmaya başladı?

Sayaç okuma bedeli ilk ne zaman uygulanmaya başladı?

Sayaç okuma bedeli tüm bölgelerde aynı mıdır?

Evet, sayaç okuma bedeli Türkiye’deki tüm dağıtım bölgelerinde aynıdır. Ülkemizde elektrik tarifeleri ulusal tarife olarak uygulanmaktadır. Bu, 21 farklı elektrik dağıtım şirketi olsa bile, EPDK’nın belirlediği tarifelerin her yerde aynı olması anlamına gelir. Sayaç okuma bedeli de ulusal tarifenin bir parçası olduğundan, coğrafi bölgeye ya da şirketine göre değişmez. Örneğin Edirne’den Kars’a, Sinop’tan Hatay’a kadar her mesken abonesi, aynı düzenlemeye tabi olarak aylık 0,3-0,5 TL civarı sayaç okuma bedeli öder; farklı bir şehirde daha yüksek ya da düşük ödemez.

Bunun arka planında EPDK’nın fiyat eşitleme mekanizması bulunmaktadır. Farklı bölgelerde dağıtım maliyetleri (özellikle kayıp-kaçak oranları) değişiklik gösterse de, EPDK ulusal birliktelik adına bölgesel maliyet farklılıklarını çapraz sübvansiyon ile dengeler. Böylece bir bölgede maliyet yüksek olsa bile, o bölgenin aboneleri ülke genelinden farklı bir tarife ödemezler. Sayaç okuma bedelinde de benzer bir yaklaşım vardır. Her bir dağıtım şirketi, okuma hizmeti için EPDK’ya maliyet sunar, fakat tarifeye konan bedel tüm şirketler için ortak bir değer olarak belirlenir. Bunun istisnası, OG ve AG aboneleri arasındaki farktır ki o da her bölgede aynı oranla uygulanır (her bölgede AG aboneler için X TL, OG için Y TL şeklinde).

Geçmişte “bölgesel tarife” tartışmaları yapılmışsa da (her bölge kendi maliyetine göre fatura çıkarsın gibi), halen ulusal tarife sistemi devam etmektedir. Özellikle 2013 sonrası tam ayrıştırmaya geçilirken bile ulusal eşitlik bozulmamıştır. Bu sayede, bir bölgede sayaç okuma iş gücü maliyeti yüksek diye oranın aboneleri daha fazla ödemez; diğer bölgelerle aynısını öder.

Şunu da belirtmek gerekir: Elektrik piyasasında serbest tüketici olup farklı bir tedarikçiden enerji alsanız bile, sayaç okuma bedeli konusu değişmez, çünkü bu bedel dağıtım hizmetinin parçasıdır ve dağıtım tarifesi ulusal olup EPDK tarafından belirlenir. Yani özel bir indirim anlaşmanız yoksa, ulusal tarifede ne ise onu ödersiniz. Serbest tüketiciler de aynı bedeli öderler, sadece bunu faturalamada kimi zaman ayrı görmezler çünkü tedarikçi toplu fatura keser ve dağıtım bedelini ayrı gösterir. O dağıtım bedelinin içinde gene aynı tutar mevcuttur.

Özetle, Türkiye’nin neresinde olursanız olun, sayaç okuma bedelinin birim tutarı değişmez. Bu birliktelik, elektrik hizmetinde tüm vatandaşların eşit şartlarda temel hizmetlere erişimi politikasının bir sonucudur. Dolayısıyla komşu il/ilçe veya farklı şirket gibi faktörler bu bedeli etkilemez. Herkes için EPDK’nın ulusal tarifede ilan ettiği miktar geçerlidir.

Sayaç okuma bedeli ödemek zorunlu mudur?

Evet, elektrik kullanan aboneler için sayaç okuma bedelini ödemek zorunludur. Bu zorunluluk, bireysel bir tercihten ziyade elektrik tarifelerinin yapısından kaynaklanır. Bir elektrik faturası ödediğinizde, içindeki tüm düzenlenmiş bedeller (dağıtım bedeli, vergiler vs. dahil) ile birlikte sayaç okuma bedelini de ödemiş sayılırsınız. Bu, elektrik hizmetini alma koşullarından biridir; tek taraflı olarak “ben bu kalemi ödemiyorum” deme şansınız bulunmamaktadır.

Hukuki açıdan, EPDK tarafından onaylanmış tarife bedelleri, tüketici ile dağıtım/tedarik şirketi arasındaki sözleşmenin parçası sayılır. Bu nedenle, elektrik sözleşmesi imzalayan her abone, tarifenin tüm bedellerini ödeme yükümlülüğünü de kabul etmiş olur. Sayaç okuma bedeli de bu kapsamdadır. Tarifenizdeki bir kalemi ödememek, örneğin sadece enerji bedelini ödeyip diğerlerini kesmek gibi bir imkan yoktur; fatura bir bütündür ve kısmi ödeme yapılırsa borç kapanmış sayılmaz.

Bu zorunluluğa uyulmamasının sonuçları da vardır: Eğer bir abone, faturasını (dolayısıyla içindeki sayaç okuma bedelini) ödemezse, genel fatura borcu oluşur ve diğer faturalar gibi yasal süreçlere tabi olur. Zamanında ödenmeyen faturalar için gecikme zammı işler, uzun süre ödenmezse elektrik kesme işlemi yapılabilir. Sadece sayaç okuma bedelini ödememe gibi bir seçenek ise teknik olarak yoktur; çünkü bedelleri ayrıştırıp seçmeli ödeme imkanı tanınmamıştır. Bu durum, örneğin “faturanın şu kısmı haksız, ödemiyorum” demekle aynı sonucu doğurur: Faturanın tamamı ödenmemiş kabul edilir.

Dolayısıyla, elektrik hizmetinden yararlanmaya devam etmek isteyen herkes sayaç okuma bedelini de diğer kalemlerle birlikte ödemek zorundadır. Bu bir yasal yükümlülüktür ve aksi bir durum, ancak ilgili mevzuatın değişmesi ile mümkün olabilir. Mevcut kanun ve yönetmelikler kapsamında, sayaç okuma bedeli resmi bir bedel olduğundan, tüketici tarafında isteğe bağlı değil, zorunidir.

Kısaca, elektriğinizi kesilmeden kullanmak ve sözleşme koşullarınıza uymak istiyorsanız, sayaç okuma bedeli de dahil olmak üzere faturanızın tamamını ödemek durumundasınız. Bunu ayrı bir ödeme kalemi olarak düşünmenize de gerek yok aslında; çünkü fatura ödeme alışkanlığınız içinde zaten bu bedel de yer alıyor. Sadece bilgilendirme amacıyla burada bunun altı çizilmektedir: Evet, sayaç okuma bedeli ödemek zorunludur ve bir elektrik faturasını eksiksiz ödemenin doğal bir parçasıdır.

Kaynakça

  • Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) – Elektrik Piyasası Tarifeleri ve Tarifeler Yönetmeliği
  • EPDK Kurul Kararı No: 2991 (28.10.2011) ve Kurul Kararı No: 4193 (28.12.2012) – Sayaç Okuma Bedelinin Sabitlenmesi ve Tarifeye Yansıtılması
  • Danıştay 13. Dairesi 2011/….. sayılı Kararı ve Danıştay İDDK 2021/2913 sayılı Karar – Sayaç Okuma Bedeli ile ilgili yargı kararları
  • Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/7090 E. ve devamı kararlar – Elektrik faturası yan bedellerine ilişkin içtihatlar
  • 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve 6719 sayılı Kanun (2016 Tarife Değişiklikleri) – Kayıp/Kaçak, Sayaç Okuma vb. bedellerin yasal statüsü
  • Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Enerji Raporu 2016 – “Elektrik faturalarında kayıp-kaçak, iletim ve sayaç okuma bedelleri artık dağıtım bedeli altında alınıyor.”
  • Resmî Gazete: 31.12.2021, 31706 sayılı RG – Mesken aboneleri KDV indirim kararı ve TRT payının kaldırılmasına dair Kanun

 

EÇE Enerji, 2018 yılında, Türkiye sanayisinin öncülerinden EGE ÇELİK’ in güvencesiyle kuruldu. İlk adımda İzmir Aliağa’da bulunan EGE ÇELİK tesislerine elektrik tedariki sağlarken kısa sürede enerji tedarik sektöründe güvenilir, istikrarlı ve sürdürülebilir hizmet sunan bir marka haline geldi.

Bugün, 81 ilde bulunan müşterilerine elektrik tedarik eden EÇE Enerji, GES yatırımları, yeşil enerji tedariki, araç şarj istasyonu hizmetleri ile müşterilerine enerjinin birçok alanında destek veren bir iş ortağı konumundadır. Enerji sektöründe şeffaflık, kalite ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle hareket eden EÇE Enerji; teknolojiyi ve yenilikçiliği merkeze alan anlayışıyla geleceğin ihtiyaçlarına bugünden cevap vermektedir.

Diğer Bloglar
EÇE Enerji ile güvenilir ve sürdürülebilir
elektrik tedarikine başlayın.